Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Aktif Makale İş Kanunlarından Doğan Tazminat,hak Ve Alacaklarda Faizler Ve Türleri

Yazan : Utkuhan Demirbozan [Yazarla İletişim]
STJ. AVUKAT

İÇİNDEKİLER :

GİRİŞ ……………………………………………………………………………………….. 1

AÇIKLAMALAR …………………………………………………………………………… 1

FAİZ KAVRAMININ TANIMI , HUKUKİ NİTELİĞİ VE TÜRLERİ ……………………. 2

TÜRK HUKUKUNDA FAİZE İLŞKİN MEVZUAT LİSTESİ …………………………… 3
GENEL HÜKÜMLER ……………………………………………………………………… 3
ÖZEL KANUNLARDAKİ HÜKÜMLER ……….……………………………………….. 4

İŞ HUKUKUNDAN DOĞAN DAVALARDA FAİZLER VE TÜRLERİ ……………….. 5

BİREYSEL İŞ HUKUKUNDAN DOĞAN DAVALARDA FAİZ ……………………….. 5
FAİZİN BAŞLANGICI …………………………………………………………………….. 6
KIDEM TAZMİNATLARINDA FAİZİN BAŞLANGICI …………………………………. 6 KIDEM TAZMİNATI DIŞINDAKİ İŞÇİLİK HAKLARINDA FAİZİN BAŞLANGICI … 11 FAİZ ORANI ………………………………………………………………………………. 12
1475 SAYILI İŞ KANUNU ’ NDAN ( 4875 SK GEÇİCİ MD . 6 ) KAYNAKLANAN KIDEM TAZMİNATLARINDA FAİZ ORANI …………………………………………… 12
ÜCRET ALACAKLARINDA FAİZ ORANI……………………………………………... 14

TOPLU İŞ HUKUKUNDAN DOĞAN DAVALARDA FAİZ ……………………………15
2821 SAYILI SENDİKALAR KANUNU ’ NUN 61 . MADDESİ UYARINCA
SENDİKA AİDATLARINI İŞÇİLERE YAPTIĞI ÖDEMELERDEN KESMEK
ZORUNDA OLAN İŞVERENİN KESTİĞİ AİDATLARI SENDİKAYA 1 AY İÇİNDE GÖNDERMEDİĞİ TAKDİRDE UYGULANACAK FAİZ ORANI …………………….. 17

SÖZLEŞME FAİZİ …………………………………………………………………………17

DENİZ İŞ VE BASIN İŞ KANUNLARINDA ÖNGÖRÜLEN FAİZ ……………………18

SONUÇ ……………………………………………………………………………………. 19

İŞ KANUNLARINDAN DOĞAN TAZMİNAT,HAK VE ALACAKLARDA
UYGULANACAK FAİZLER VE TÜRLERİ

GİRİŞ
Ülkemiz için faiz kavramı , enflasyon dengelerindeki hareketlenmelerinin düzgün bir hat ile devam etmediği tüm ülkelerde olduğu gibi özel ve ayrıcalıklı bir konumdadır . Türkiye açısından özellikle 1970 ’ li yıllarla başlayan , 80 ’ li yıllara gelindiğinde hızını iyice arttıran ve bu durumun zamanla kronik bir hal alması ile sürecini sürdüren - günümüzde hızını biraz daha kesmiş olsa da - hala gündemimizin ve ekonomik korkuların başrol oyuncusu olarak güncelliğini korumakta olan enflasyon ; bireysel ve toplumsal yaşamımızın bütünleşmiş bir parçası gibi olmuştur . İlk bakışta sadece ekonomik boyutlu olduğu izlenimini verse de bu olgu ekonomik sorunların yanında sosyal ve sonuç olarak da hukuksal sorunları doğurmuştur . Enflasyonist bir ortamda para borçlarının zamanında ödenmemesi nedeniyle borçlular hak etmedikleri bir kazanç elde etmeye başlamışlar ; buna karşılık alacaklılar ise bu olguyla ters orantılı olarak ekonomik bir değerden yoksun kalmışlardır . Kötüniyetli borçlular , ucuz maliyetli bu kredi kaynağından maksimum faydayı elde etmek için borçlarını vadesinde ödemedikleri gibi , davaların sonuçlanmasını ve ilamların infazını mümkün olduğunca geciktirmeye çalışmışlar , bu duruma tepki duyan bazı alacaklılar ise yasadışı yollardan gerçek alacaklarını tahsil yoluna gitmişlerdir . Bu durum ise münferit suçların işlenmesinin yanı sıra , “ çek - senet mafyası ”da denilen birçok çetenin oluşmasına neden olmuş , yargıya ve devlete olan güven zedelenmiş , kamu düzeni ve toplum güvenliği ile ekonomik ve sosyal yaşam olumsuz etkilenmiştir ( Arslan , Kırmızı – Türk Hukukunda Faiz ve Munzam Zarar , Asil Yayıncılık , 2004 , s . 1 ) .



AÇIKLAMALAR



İş kanunlarından doğan tazminat , hak ve alacaklarda uygulanacak faizler ve türleri konusunun incelemeye alınacağı bu çalışmada ; öncelikle faiz kavramının tanımı ve hukuki niteliği çeşitli yönleriyle incelenecek daha sonra Türk hukukunda faize ilişkin yasal düzenlemeler ; genel hükümler ve diğer hükümler ayrımına tabi tutularak , Türk hukukunda faize ilişkin mevzuat listesi yapılacak ve Türk hukukunda faiz türleri belirtilecektir .


Genel olarak faize ilişkin yasal düzenlemelerin belirlenmesinden sonra asıl konumuza ve özel kısma geçiş yapılacak , yani ; iş hukukundan doğan davalarda faizler ve türleri ikili bir ayrıma tabi tutularak ; bireysel iş hukukundan doğan davalarda faizler ve toplu iş hukukundan doğan davalarda faizler olarak ayrı ayrı incelenecektir . Bireysel iş hukukundan doğan davalarda faiz konusunda genel açıklamadan sonra faizin başlangıcı ve faiz oranı belirlenecek ; faizin başlangıcı ve oranı konusunda işçi için önemi ve kanundaki düzenlemeye uygun olarak kıdem tazminatı ve kıdem tazminatı dışındaki işçilik haklarında ( ihbar tazminatı , maddi ve manevi tazminat , ücret alacağı , hafta tatili ücreti , fazla çalışma ücreti ve yıllık izin ücreti ) faizin başlangıcı ve oranı konuları açıklanacaktır .


Toplu iş hukukundan doğan davalarda faiz ise ; toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan eda davalarında faiz ve 2821 Sayılı Sendikalar Kanunu ’ nun 61 . maddesi çerçevesinde uygulanacak faiz olarak incelenecektir .


İş hukukunda sözleşme faizine değinildikten sonra özellikleri gereği Basın İş Kanunu’nda ve Deniz İş Kanunu ’ nda faiz kavramı ayrıca açıklanacaktır .


Çalışmanın tamamında doktrinel görüşlerden yararlanılacak ve rapor çalışmasının uygulama ile pekişebilmesi için Yargıtay kararlarına sıkça yer verilmekle birlikte çalışmanın içeriğinde ve sonuç kısmında çözüme yönelik amaç izlenerek faiz konusunda yaşanmış ve yaşanması muhtemel sorunlar tespit edilmeye çalışılacaktır .


FAİZ KAVRAMININ TANIMI , HUKUKİ NİTELİĞİ VE TÜRLERİ


Türk hukukunda faize ilişkin yasal düzenlemelerin neredeyse hiçbirinde bir tanımlama yapılmamıştır ; ancak doktrinde faize ve faizin çeşitli yönlerine değinen tanımlamalar bulunmaktadır . Bu tanımlamalarda genellikle işlevsel olarak ekonomik ve hukuki tanımlamalar yapılmıştır.
Faiz ; “ Bir miktar paranın ödenmesinden ibaret olan borçlarda borcun doğduğu veya muaccel olduğu tarihten ödemenin yapıldığı tarihe kadar , kısa veya uzun bir süre geçmesi halinde borçlunun , böyle bir süreden faydalanması dolayısıyla alacaklıya , kanun veya sözleşme gereğince , bir oran dahilinde olmak üzere ödenmesi gerekli olan para miktarı” olarak tanımlanabilir . ( Tekinay, S – Borçlar Hukuku Genel Hükümler , Filiz Kitabevi , 1993 ) .

“ Faiz , para alacaklısının bu paradan mahrum kaldığı süre için kendisine tanınan bir karşılıktır ” ( Oğuzman , Kemal / Öz , Turgut – Borçlar Hukuku Genel Hükümler , Filiz Kitabevi , 2000 , s . 232 – Aynı içeriğe sahip olarak ; Türk , Hikmet Sami , Bileşik Faiz , s . 134 – 137 , 139 – 139 ) .
“ Faiz hukuki işleme bağlı olarak kişi veya kurumların kullanımına terk ve tahsis edilen nakdi sermayeye karşılık , sermaye sahibine ödenen ve hukuki işlem veya hukuki fiil sonucu , temerrüt veya muacceliyet tarihinden itibaren para boruna bağlı olarak oluşan , sözleşme , yasa , örf ve adet gereği alacaklıya ödenmesi gereken belli miktardaki paradır ” ( Şirin , Şerafettin – Hukukumuzda Faizi Aşan Munzam Zarar ve Faiz , Alfa Basım Yayın Dağıtım , 1996 , s . 89 . ) .
Faiz ; bir miktar alacağa zamanın tesiri ile bir miktar daha fazla para ekleyeceğinden hukuki anlamda bir semere olarak düşünülebilir . Kural olarak para borçları için söz konusu olur ve borcun karşılığı , gecikme müeyyidesi veya fer ’ i bir borç olarak doğmaktadır . Faizin fer ’ i bir borç olarak doğması nedeniyle ; BK . md . 131 ’ de : “ Alacaklar hakkında müruruzaman vaki olunca faiz vesair alacaklar hakkında da müruruzaman vaki olmuş olur . ” ifadesi kullanılmıştır . Ancak istisnai durumlarda - faiz alacağının senede bağlandığı durumlarda - asıl alacak sona erse de faiz alacağı devam edebilir ( Çetin , Arslan , age. , s . 7 –11)
Faiz kavramının türlerini belirlemede tam ve kesin hatlara dayanarak bir ayrıma gidilemese de veya doktrinde faiz kavramının türlerini belirleme anlamında farlılıklar olsa da genel olarak faiz , niteliğine göre ; anapara ( kapital , sermaye ) faizi ve temerrüt ( gecikme , geçmiş günler ) faizi , kaynağına göre ; hukuki muamelelerden kaynaklanan faizler ( akdi faiz ve tek taraflı hukuki işlemlere dayanan faiz ) ve kanuni faiz ve son olarak uygulanış biçimine göre basit faiz ve bileşik ( mürekkep ) faiz olarak üç grupta ve ikişerli ayrımlarla sınıflandırılabilir .

TÜRK HUKUKUNDA FAİZE İLŞKİN MEVZUAT LİSTESİ
GENEL HÜKÜMLER
1) BK . md . 72 ( Faiz oranını , sınırlanmasını ve faize ilişkin suistimallerin çözümünü ) , md . 103 - 105 ( Temerrüt faizini ) , md . 113 ( Faizin asıl olarak para borçları bakımından zamana bağlı olarak işlediğini , bileşik faizin kural olarak yasaklandığını ve faizin asıl borca bağlı fer ’ i bir borç teşkil ettiğini ) ve md . 307 - 308 ( Anapara faizini belirtir ) .
2) TTK . md . 8 , 9 , 10 , 1461 , 1473 ( Ticari faize ilişkin özellikler vurgulanır , anapara ve temerrüt faizi ayrımı , sözleşme ile faizin düzenlenebileceği , temerrüt faizinin başlangıcının sözleşme ile kararlaştırılmasının mümkün olabileceği ve uygulanacak hükümler belirtilir ) .
3) Son olarak faizle ilgili bizi ilgilendiren kanun 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’dur . Faiz kurumu, enflasyon oranlarının yükselmesi nedeniyle 04 .12 .1984 tarihinde bu kanun tarafından yeniden düzenlenmiştir. İş hukukunda yasal faizin geçerli olduğu durumlarda bu kanun tarafından belirlenen düzenlemeye göre yasal faiz oranı belirlenecektir.
Buna göre, 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanunda değişiklik yapılmasına Hakkında 4489 sayılı Kanun ( RG, 18 Aralık 1999 , 23910 ) esaslarına göre , “ 1 Ocak 2000 tarihinden itibaren yasal faiz ödemesi , yıllık T.C. Merkez Bankası ’ nın önceki yılın 31 Aralık günü kısa vadeli kredi işlemlerinde uyguladığı reeskont oranı üzerinden yapılır . Söz konusu reeskont oranından beş puan veya çok daha farklı ise , yılın ikinci yarısında bu oran geçerli olur . ”
Son düzenlemeyle , 01 . 01 . 2006 tarihinden bu yana yasal faiz oranı % 9 olarak uygulanmaktadır .
3095 Sayılı Kanuni Faiz Ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun ’ a göre adi işlerde yasal , ticari işlerde avans faizi uygulanabilecektir - son değişiklik ile - ve açılacak davalarda belirtilecek talepler de bu yönde olmalıdır . Kural olarak faiz konusunda kişiler arasında bir sözleşme varsa bu sözleşme hükümlerine uyulur ancak konu ile ilgili özel emredici düzenlemeler saklıdır ( Kamulaştırma alacakları ve kıdem tazminatı gibi ) .

ÖZEL KANUNLARDAKİ HÜKÜMLER


Türk hukukunda çeşitli kanun ve kararnamelerde faize ilişkin düzenlemeler bulunmakla birlikte çalışma raporumuzun konusu olan iş kanunlarından doğan tazminat , hak ve alacaklarda faizler ve türleri ile ilgili olan düzenlemeler :
1) Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin
Tanzimi Hakkında Kanun( md . 14 , ek md . 1 )
2) Esnaf Ve Sanatkarlar Ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar
Kanunu( md . 15 , 16 , 53 , 54 , ek geçici md . 17, 18 )
3) 1475 Sayılı İş Kanunu ( md . 14 )
4) 4857 Sayılı İş Kanunu ( md . 34 , 120 )
5) Memurlar Ve İşçiler İle Bunların Emeklilerine Konut Edindirme Yardımı
Yapılması Hakkında Kanun(md . 8 , 10 )
6) Sendikalar Kanunu( md . 61 )
7) Sosyal Sigortalar Kanunu( md . 81 , 82 , 85 , ek md . 1 , 14 )
8) Toplu İş Sözleşmesi Grev Ve Lokavt Kanunu( md . 61 )
9) 17 . 07 . 1964 tarihli 506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu ve 2 . 09 . 1971 tarihli 1479 Sayılı Tarımda Kendi Adına Ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanunu ’ na Göre Tahakkuk Eden Prim Ve Diğer Alacakların Tahsilatının Hızlandırılması Hakkında Kanun ( md . 1 – 3 )

İŞ HUKUKUNDAN DOĞAN DAVALARDA FAİZLER VE TÜRLERİ

BİREYSEL İŞ HUKUKUNDAN DOĞAN DAVALARDA FAİZ
İşçi alacaklarının mevcut sistem içerisinde korunabilmesi açısından faiz kavramı oldukça önemli bir yere sahiptir . Adliye mekanizmasının yavaş işlemesine neden olan etkenler bir taraftan işçinin hakkına ulaşmasını zorlaştırmakta iken , diğer bir taraftan enflasyon oranındaki dalgalanmalar işçinin kavuşamadığı hakları için zaman geçtikçe daha da fazla zarara uğramasına neden olmaktadır . Paranın değer kaybının ve bu olumsuz faktörlerin işçi üzerindeki olumsuz etkisini azaltmak için , “ mevduata uygulanan en yüksek faiz ve bankalarca uygulanacak en yüksek işletme kredisi faizi ” kavramları İş Hukukuna girmiştir .


Konumuz içerisinde sıkça değineceğimiz kavramlar olması nedeniyle öncelikle mevduat faizi oranının ve kredi faizi oranının açıklanmasıyla konuya giriş yapabiliriz.
Mevduat faizi oranı : Bankaların belli bir zaman sonunda veya belirli olmayan zamanlarda çekilmek üzere bankaya yatırılan paralara uyguladığı azami faiz oranına mevduat faizi oranı denir . Söz konusu oranlar TCMB ’ nca yayınlanacak tebliğlerle belirlenir ( Bankalar Kanunu md . 20 / 1 ; 2002 / 3007 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararı md . 2 ) .
Kredi faizi oranı : Bankaların kullandırdıkları kredilerde , kredinin süresi ve türüne göre uygulanan faiz oranıdır . Söz konusu oranlar TCMB ’ nca yayınlanacak tebliğlerle belirlenir ( Bankalar Kanunu md . 20 / 1 ; 2002 / 3007 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararı md . 2 ) .
25 . 08 . 1971 tarih ve 1475 Sayılı İş Kanunu , 22 . 05 . 2003 tarih ve 4857 Sayılı İş Kanunu ’ nun 120 . maddesi uyarınca 14 . maddesi hariç yürürlükten kaldırılmıştır .
22 . 05. 2003 tarih ve 4857 Sayılı İş Kanunu geçici 6 . maddesi ; “ Kıdem tazminatı için bir kıdem tazminatı fonu kurulur . Kıdem tazminatına ilişkin kanunun yürürlüğe gireceği tarihe kadar işçilerin kıdemleri için 1475 Sayılı İş Kanunu ’ nun 14 üncü maddesi hükümlerine göre kıdem tazminatı hakları saklıdır ” şeklindedir .
Bu düzenlemelerde belirtildiği gibi 1475 Sayılı İş Kanunu ’ nda düzenlenen kıdem tazminatı ile ilgili hükümler yürürlüğünü korumaktadır .
Türk iş hukukunda hizmet akdinin kanunen öngörülen hallerden birisiyle son bulması ve kanunun aradığı diğer şartların gerçekleşmesi halinde işçiye ya da kanuni mirasçılarına kıdem tazminatı ödeneceği ( 1475 Sayılı İK . md . 20 , Bas . İK . md . 6 , Den . İK . md . 20 ) hükme bağlanmıştır .

FAİZİN BAŞLANGICI

KIDEM TAZMİNATLARINDA FAİZİN BAŞLANGICI


Kıdem tazminatı iş sözleşmesinin sona ermesi sonucunda işçinin yıpranması karşılığı geleceğini güvence altına almak amacıyla ödenen bir tazminattır. Bir yıldan fazla bir işverene bağlı olarak bir işyerinde çalıştığını ispat eden işçi, iş ilişkisinin yasanın öngördüğü koşullarda sona ermesi durumunda bu tazminatı hak eder.


Yaşlılık, emeklilik, malullük aylığı almak için işten ayrılanlarla, kadın işçilerin evlendikten sonra bir yıl içinde ayrılmaları halinde, askerlik hizmeti nedeniyle ayrılanlara, çalıştıkları her yıl için 30 günlük brüt ücret tutarınca kıdem tazminatı ödenir. Ölen işçinin kıdem tazminatı yasal mirasçılarına ödenir.


Kıdem tazminatının ödenmesinin gecikilmesi halinde hükmedilecek faize başlangıç teşkil edecek zaman , kıdem tazminatının ödenmesi gereken ana göre tespit edilecektir . Ancak kıdem tazminatının ödenmesi gerekli anın tespiti konusunda farklı görüşler vardır . Birinci görüşe göre , kıdem tazminatı da bir para alacağıdır ve BK . md . 101 / 1 ’ e göre muaccel bir borcun borçlusu ancak alacaklının ihtarı ile temerrüde düşeceğinden , kıdem tazminatı borçlusu olan işverenin de ancak alacaklı işçinin davadan önce veya dava açarak yönelttiği ihtar ile ve bu ihtar tarihinden başlayarak mütemerrit olacağı öne sürülmektedir ( Akyiğit , Ercan – İş Kanunu , Deniz İş Kanunu , Basın İş Kanununda Kıdem Tazminatı , Seçkin Yayınevi , s . 803 ) . Diğer bir görüşe göre ise ; kıdem tazminatı kanundan doğan bir para alacağıdır ve ödenmesi gereken zaman da yine kanun tarafından belirlenmiş olup bu zaman da hizmet akdinin sona erdiği andır ( İK . md . 26 / 5 ) . Böyle olunca da BK . md . 101 ’ deki genel kuraldan farklı olarak , temerrüt için ihtara gerek bulunmayan bir durum vardır ve bu nedenle de ödenmesi geciken kıdem tazminatı için faize de kıdem tazminatının ödenmesi gerekli olduğu andan itibaren hükmedilmelidir ( Abbasgil , Cengiz - İş Hukukunda Bütün Yönleriyle Kıdem Tazminatı ve Uygulaması , Yasa Yayınları , s . 210 ) . Uygulamada Yargıtay ’ ın her iki görüş doğrultusunda kararlarına rastlamak mümkündür . Ancak YHGK ’ nin ( 4 . 11 . 1987 T . , 1987 / 9 – 427 E . , 1987 / 819 K. ) sayılı kararı ve izleyen yıllardaki daire kararlarında , hizmet akdinin kıdem tazminatını gerektirir biçimde fesih ( veya ölümle ) son bulması halinde , fesih ( veya ölüm ) tarihinden itibaren faiz uygulanması gerektiği kabul edilmektedir . Hizmet akdinin fesih veya ölüm dışındaki sebeplerle sona ermesi halinde ise , ödenmesinde gecikilen kıdem tazminatı için faiz başlangıcı olarak farklı tarihler esas alınmaktadır .


Kıdem tazminatına ilişkin olarak işçi açısından hükmedilecek tazminatta faizin başlangıcına ilişkin olarak ; iş akdinin kıdem tazminatını gerektirir biçimde fesih veya ölümle sona ermesi ve ödenmesi gereken kıdem tazminatının ödenmesinde gecikilmesi halinde , fesih veya ölüm tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekir . Konuyla ilgili olarak Yargıtay ’ ın vermiş olduğu kararlara değinmek gerekir ;
“ … Kıdem ödencesine iş sözleşmesinin bozulduğu ( feshedildiği ) tarihten ; ihbar ödencesi ve diğer işçilik haklarına ise , işverenin direnim ( temerrüt ) gününden geçerli olmak üzere gecikme faizi uygulanmalıdır … ”
( YHGK , 04 . 11 . 1987 T. , 1987 / 9 – 427 E . , 1987 / 819 K . )
“ … Davacı kıdem tazminatı için başlangıç tarihini ve türünü göstermeksizin faiz isteğinde bulunmuştur . Dairemizin kararlılık kazanmış uygulamasına göre başlangıç tarihi gösterilmeksizin faizin istenmiş olması halinde kıdem tazminatı için fesih tarihinden faizin yürütülmesi gerekir. Yine dava dilekçesinde faizin türünden söz edilmemiş olması halinde de faizin “ mevduata uygulanan en yüksek faiz ” olarak kabulü gerekir . Bu çözüm şekli iş hukukunun işçiyi koruyuculuk ilkesine de uygundur . Böyle oluca kıdem tazminatı için akdin feshinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek faiz uygulanması gerekir …”
( Yarg. 9 . HD , 22 . 01 . 2002 T . , 2001 / 16005 E . , 2002 / 596 K . )
“ … Dava 28 / 01 / 1997 günü mahkemeye verilen ve aynı gün harcı yatırılan katılma dilekçesiyle açılmış ve bu dava dilekçesinde faiz de talep edilmiştir . Daha önce açılmış bir dava mevcut değildir .
Bu nedenle hüküm altına alınan kıdem tazminatı için davacının murisinin ölüm tarihinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek faize hükmetmek gerekirken faiz talebinin reddine karar verilmesi hatalıdır … ”
( Yarg . 9 . HD 23 . 12 . 1997 T . , 1997 / 18546 E . , 1997 / 22277 K . )
“ … Kıdem tazminatı için faiz başlangıcı , hizmet akdinin fesih tarihidir . Bu hak türü için ayrıca temerrüde düşürme söz konusu değildir . Yazılı şekilde dava tarihinden faize hükmedilmesi bozmayı gerektirmiştir … ”
( Yarg . 9 . HD 09 / 05 / 1996 T . , 1995 / 35870 E . , 1996 / 9862 K . )
“ … Davacı ihbar ve kıdem tazminatıyla yıllık ücretli izin parasının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir .
Davacı dava konusu hak türleri için faiz de istemiştir . Kıdem tazminatı için faiz başlangıcı hizmet akdinin fesih tarihidir . Bu hak türü için ayrıca temerrüde düşürme söz konusu değildir . Her ne kadar Mahkemece kıdem tazminatı için mevduata uygulanan en yüksek mevduat faizine karar verilmişse de , faiz başlangıcının gösterilmemesi hatalıdır … ”
( Yarg . 10 . HD 21 / 12 / 1992 T . , 1992 / 13598 E . , 1992 / 12542 K . )
“ … Davacının hizmet akdi 24 . 01 . 1985 tarihinde feshedilmiştir . İlk davada hüküm altına alınan ihbar ve kıdem tazminatları tutarının davacıya 16 . 03 . 1987 tarihinde ödendiği ileri sürülmektedir . İlk davada hüküm altına alınan ihbar ve kıdem tazminatı faizine ilişkin bu dava 11 . 01 . 1988 tarihinde açılmıştır . Öncelikle belirtmek gerekir ki kıdem tazminatı için faiz fesih tarihinden itibaren istenebilirse de ihbar tazminatı için faiz , temerrüt tarihinden itibaren talep edilebilir . Bundan başka ödeme sırasında ihtirazi kayıt da konulmuş olmalıdır . Bu durumda önce ihbar ve kıdem tazminatının davacıya ödendiği tarih tespit edilmek ve ödeme sırasında ihtirazi kayıt ileri sürülüp sürülmediği saptanmak , ihtirazi kayıt ileri sürülmeden ödeme kabul edilmişse , her iki hak türü için faiz isteği reddedilmek icabeder . İhtirazi kayıt konulmuş ise , o takdirde de ihbar tazminatı yönünden davalının temerrüde düşürülüp düşürülmediği araştırılmak , faiz başlangıcı için temerrüt tarihi nazara alınmak , temerrüde düşürülme yoksa o takdirde ilk dava tarihi olan 24 . 06 . 1985 tarihi faiz başlangıcı olarak alınmak icabeder … ”
( Yarg . 9 . HD , 21 . 03 . 1989 T . , 1988 / 12867 E . , 1989 / 2624 K . )
Askerlik borçlanması nedeniyle artan süreye ait kıdem tazminatının başlangıcının dava tarihi olduğu kabul edilmekte , faiz de bu tarihten itibaren istenebilmektedir . Yargıtay konuyla ilgili vermiş olduğu kararlarında ;
“ … Askerlik borçlanmalarında kıdem tazminatı istenebilmesi , yorum sonucu Yargıtay kararlarıyla kabul edilmiştir . Bu sebepten dolayı faiz başlangıcı fark kıdem tazminatı davasından itibaren öngörülmektedir … ”
( Yarg . 9 . HD , 07. 12 . 1987 T . , 1987 / 10449 E . , 1987 / 10731 K . )
“ … Davacı , dava dilekçesinde borçlanılan askerlik süresinin kıdemine ilavesi ile eksik kıdem tazminatının hesaplanarak süreye göre tespit ve ödenmesini , hakkın doğum tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesini istemiş , mahkemece kıdem tazminatının % 30 faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir .
Askerlik borçlanması ile artan süreye ilişkin fazlaya dair kıdem tazminatı artışlarına ait faiz başlangıcı dava tarihidir … ”
( Yarg . 9 . HD , 24 . 12 . 1987 T . , 1987 / 10974 E . , 1987 / 11554 K . )
İşçinin , işyeri ile ilgili olmayan bir suçtan dolayı tutuklanması halinde ödenmesi gereken kıdem tazminatında faizin başlangıcı temerrüt tarihidir . Yarg ., 9 . HD 10 . 04 . 1989 Tarih ,1989 / 2556 Esas ve 1989 / 3313 Karar numaralı kararında ;
“ … Hizmet akdinin , işyeriyle ilgili olmayan bir suçtan tutuklanması nedeniyle işe devamsızlıktan feshi halinde işçinin kıdem tazminatına hak kazanabilmesi , son yıllarda oluşan Yargıtay içtihatlarıyla kabul edilmiştir . Bu nedenle , faizin başlangıcının da fesih tarihi değil , temerrüt tarihi alınmak gerekir . Olayda temerrüt durumu dava açılmış olmakla gerçekleşmiş olduğundan hüküm altına alınan kıdem tazminatına dava tarihinden itibaren en yüksek mevduat faizine hükmedilmek gerekirken daha önceki fesih tarihinin faize başlangıç alınması hatalı ise de ; bu hatanın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın Usulün 438 . maddesi uyarınca düzeltilerek onanması uygun görülmüştür … ” demektedir . Bu konuyla ilgili 4857 Sayılı yasayla 25 / 4 ’ e göre işveren ihbar süresi kadar bekleyip haklı nedenle fesih yapar ve fesihten itibaren de faiz işler .
Sosyal güvenlik kurumlarından yaşlılık , malüllük veya toptan ödeme almak amacıyla iş akdinin feshi durumunda , kıdem tazminatına hak kazanabilmek için , İş Kanunu ’ nun 14 / 3 . maddesi uyarınca kuruma başvuru yapıldığının ve emekliliğe hak kazanıldığının belgelenmesi gerekmektedir . Kıdem tazminatı için uygulanacak faizin başlangıcı da anılan belgenin işverene verilmesi tarihidir . Konuyla ilgili olarak Yargıtay kararlarında ;
“ … Emeklilik nedeniyle işçinin kıdem tazminatı isteğinde bulunabilmesi için SSK ’ na başvurmuş olduğunu ve emekliye hak kazandığını belgelemiş olması gerekir . Bu prosedür izlenmeden ve işveren gelişmelerden haberdar edilmeden kıdem tazminatı isteyemeyeceği gibi işten ayrıldığı tarihten de faize hak kazanamaz . Hesaplamada faiz hesabı için emekliliğin belgelendirildiği tarih esas alınarak o tarihteki orana göre faiz hükmetmek gerekir … ”
( Yarg . 9 . HD , 08 . 05 . 1996 T . , 1995 / 35965 E . , 1996 / 9829 K . )
“ … Emeklilik halinde kıdem tazminatına hak kazanabilmesi için işçinin 1475 Sayılı İş Kanunu ’ nun 14 . maddesi uyarınca bağlı bulunduğu sigorta kuruluşundan toptan ödemeye ya da yaşlılık aylığına hak kazandığına dair belgeyi işverene ibraz etmesi gerekir . Faiz başlangıcı da emekliliğin belgelendirildiği tarih olup , faiz alacağı hesabında bu tarihteki faiz oranı dikkate alınmalıdır . Mahkemece , belgelendirme tarihi ve bu tarihteki faiz oranı araştırılmadan , ayrılma tarihinden itibaren belirlenen faiz alacağının hüküm altına alınması hatalıdır … ”
( Yarg . 9 . HD , 27 / 05 / 2002 T . , 2002 / 9519 E . , 2002 / 9076 K . )
“ … Emeklilik sureti ile hizmet akdini fesheden davacının kıdem tazminatına hak kazanması için bağlı bulunduğu sigorta kuruluşundan yaşlılık aylığı bağlandığını ya da toptan ödeme yapıldığını belgelemesi gerekir . Dosyadaki bilgilere göre , bu belge davalı işverene 09 . 09 . 1999 tarihinde sunulmuştur . Mahkemece hüküm altına alınan kıdem tazminatına bu tarih yerine , ayılma tarihinden itibaren faiz yürütülmesi hatalıdır…”
( Yarg . 9 . HD , 13 . 05 . 2002 T . , 2002 / 9245 E . , 2002 / 8095 K . )
“ … 1475 Sayılı İş Kanunu ’ nun 14 . maddesinde kıdem tazminatına uygulanacak faizin tümü ve başlangıç tarihi düzenlenmiş olup emekli olan işçiye emekliliğin belgelendirildiği tarihte kıdem tazminatının ödeneceği belirtilmiştir . Davacı açılan fark kıdem tazminatı davasında gecikme faizi alacağını saklı tuttuğuna göre faiz başlangıç tarihinin emekliliğin belgelendirildiği yani işverene bildirildiği tarih olarak kabul edilmesi gerekir . Yazılı şekilde faiz başlangıcının fark kıdem tazminatı davasının açıldığı tarih olarak kabulü hatalıdır … ”
( Yarg . 9 . HD , 19 . 03 . 2001 T . , 2001 / 4160 E . , 2001 / 4090 K . )

KIDEM TAZMİNATI DIŞINDAKİ İŞÇİLİK HAKLARINDA FAİZİN BAŞLANGICI


Kıdem tazminatı dışındaki işçilik haklarının ( örneğin ; ihbar tazminatı , hafta ve genel tatil ücretleri , fazla çalışma , izin ücretleri … vs gibi ) ödenmesi gereken zamanda ödenmemesi halinde faize ; temerrüt tarihinden , temerrüde düşürülme yoksa dava tarihinden itibaren ( dava dilekçesinde belirtilen miktar için ) hükmedilmesi gerektiği kabul edilmektedir . Konuyu daha da aydınlatmak için Yargıtay ’ ın hükmettiği kararlara değinmek gerekir ;
“ … Kıdem tazminatı dışındaki işçilik hakları için ilk ve ek dava ayrımı yapılmaksızın faiz başlangıç tarihi olarak ilk dava tarihinin esas alınması hatalıdır . Ek dava ile istenen miktarlar açısından ek dava tarihinden itibaren faiz yürütülmelidir … ”
( Yarg . 9 . HD , 13 . 03 . 2002 T . , 2002 / 4178 E . , 2002 / 4064 K . )
“ … Kıdem tazminatı dışındaki alacaklar yönünden davalı işveren dava tarihinden önce temerrüde düşürülmüş değildir . Öte yandan bu alacaklara en yüksek mevduat faizinin uygulanması da hatalıdır . Mahkemece söz konusu alacaklara dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi gerekirken , fesih tarihinden itibaren en yüksek mevduat faizinin yürütülmesi hatalıdır … ”
( Yarg . 9 . HD , 29 . 03 . 2000 T . , 2000 / 655 E . , 2000 / 4118 K . )
“ … Kıdem tazminatı dışındaki işçilik hakları için davalı işveren daha önce temerrüde düşürülmemiş olduğundan , faiz başlangıç tarihinin dava tarihi olması gerekir … ”
( Yarg . 9 . HD , 09 . 04 . 1996 T . , 1995 / 34626 E . , 1996 / 7503 K . )
“ … Kıdem tazminatı dışındaki işçilik hakları için temerrüt olgusu mevcut ise temerrüt tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekir . Somut olayda davacı davalı işvereni yıllık ücretli izin alacağı için dava tarihinden önce temerrüde düşürmüş değildir . Bu durumda ilk ve ek dava ile istenen alacak miktarı dikkate alınarak her bir davanın kapsamına giren izin alacağının o dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsiline şeklinde hüküm kurulmalıdır … ”
( Yarg . 9 . HD , 10 . 10 . 1996 T . , 1996 / 9227 E . , 1996 / 19280 K . )
“ … Öncelikle belirtmek gerekir ki kıdem tazminatı için faiz , fesih tarihinden itibaren istenebilirse de ihbar tazminatı için faiz , temerrüt tarihinden itibaren istenebilir … ”
( Yarg . 9 . HD , 21 . 03 . 1989 T . , 1988 / 12867 E . , 1989 / 2624 K . )

FAİZ ORANI

1475 SAYILI İŞ KANUNU ’ NDAN ( 4875 SK GEÇİCİ MD . 6 ) KAYNAKLANAN
KIDEM TAZMİNATLARINDA FAİZ ORANI

2869 Sayılı Kanun ile 1475 Sayılı İş Kanunu ’ nun 14 . maddesine eklenen ve 30 . 07 . 1983 tarihinde yürürlüğe giren 1475 Sayılı İş Kanunu 14 / 11 fıkra hükmü ; “ … Kıdem tazminatının zamanında ödenmemesi sebebiyle açılacak davanın sonunda hakim gecikme süresi için , ödenmeyen süreye göre mevduata uygulanan en yüksek faizin ödenmesine hükmeder . İşçinin mevzuattan doğan diğer hakları saklıdır ” şeklindedir .
Bu hükme göre ödenmesi gereken kıdem tazminatının zamanında ödenmemesi halinde “ mevduata uygulanan en yüksek faizin ” ödenmesine karar verilecektir .
Uygulama ile pekişmesi açısından mevduata uygulanan en yüksek faizin tespiti için Yargıtay kararları göz önüne alındığında , şu şekilde hareket edilmelidir ;
- Birer yıllık devreler halinde ve devre tarihlerinin başlangıcında bir yıllık vadeli mevduata kamu bankalarınca fiilen uygulanan en yüksek mevduat faiz oranı bu bankalardan sorulmalıdır .
- Adı geçen bankalardan gelen cevaplardan sonra , hakkın doğum tarihinden itibaren takip tarihine kadar istenebilecek faiz miktarı hesaplanmalıdır .
- Hüküm altına alınan kıdem tazminatı için faize hükmedilirken oranı belirtilmeksizin , en yüksek mevduat faiziyle ibaresi kullanılarak faize hükmetmek gerekir ( Arslan , Kırmızı , age . , s . 300 – 302 ) .
“ …Kıdem tazminatına hizmet sözleşmesinin feshinden itibaren en yüksek mevduat faizi uygulanmalıdır . Davacının talebi de bu yöndedir . Buna rağmen kıdem tazminatı için en yüksek reeskont faizine hükmedilmesi hatalıdır . O halde mahkemece yapılacak iş davacı hükmü bu yönden temyiz etmediğinden davalı yararına oluşan usuli kazanılmış hak da nazara alınarak kıdem tazminatına reeskont faizini geçmemek üzere en yüksek mevduat faizinin yürütülmesine karar vermekten ibarettir … ”
( Yarg . 9 . HD , 06 . 12 . 2001 T . , 2001 / 4783 E . , 2001 / 19045 K . )
“ … Hüküm altına alınan kıdem tazminatı için oranı belirtilmeksizin faize hükmetmek gerekir . Mahkemece % 74 oranında faiz karara bağlandığına göre bu durumda yapılacak iş % 74 oranı geçmemek üzere fesih tarihinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek faizin yürütülmesine şeklinde karar vermekten ibarettir … ”
( Yarg . 9 . HD , 13 . 05 . 1996 T . , 1995 / 36081 E . , 1996 / 10050 K . )
“ … İhbar tazminatı için ek dava konusu miktar yönünden dava tarihinden itibaren faiz yürütülmelidir . Zira ilk kısmı dava ek davaya konu alacak için temerrüt teşkil etmez … ”
( Yarg . 9 . HD , 10 . 05 . 1996 T . , 1995 / 36132 E . , 1996 / 10035 K . )
Konu ile ilgili dikkat edilmesi gereken bir diğer nokta da en yüksek faizin uygulanmasında esas alınacak zaman diliminidir . Kıdem tazminatına uygulanacak faiz en yüksek mevduat faizi olup , bu faiz oranı hakkın doğum tarihindeki ve yüksek olan oran esas alınarak birer yıllık zaman dilimleri için uygulanır . Yargıtay , en yüksek faiz oranının belirlenmesinde esas alınacak an konusunda ;
“ … Dairemizin kararlılık kazanmış uygulamasına göre akdin feshi tarihi esas alınarak faiz oranı tespit edilmeli ve bu oran üzerinden 1 yıllık faiz hesaplaması yapılmalıdır .
İkinci yıl başı yine faiz oranı tespit edilmelidir . Bir yıl içinde bu oran artabilir , eksilebilir . Bu itibarla tekrar bir yıl içinde hesaplama yapılmalıdır . Üçüncü yılın başında da aynı şekilde oran tespit edilerek gecikilen süreye göre hesaplama yapılıp bulunan rakamlar toplanmak suretiyle davalı yararına oluşmuş bulunan usuli kazanılmış hak ilkesi de dikkate alınmak kaydıyla hüküm kurulmalıdır … ”
( Yarg . 9 . HD , 04 . 05 . 1999 T . , 1999 / 4414 E . , 1999 / 8378 K . )
“ … Öte yandan geçmiş günler faizi hesap edilirken fesih tarihindeki bir yıllık mevduata uygulanan en yüksek faiz belirlenmeli ve gecikme süresine göre hesap yapılmalıdır . Buna göre bir yıl içinde faiz oranı artmış ise bu artma hesapta dikkate alınmaz bu kurala aykırı biçimde bir yıl içinde değişen faiz oranlarına göre hesaplama yapılması hatalıdır … ”
( Yarg . 9 . HD , 17 . 02 . 1998 T . , 1997 / 19143 E . , 1998 / 2320 K . ) şeklinde kararlara hükmetmiştir .
Faize hükmetme şekli açısından Yargıtay ’ ın uygulaması oran belirtmeksizin “ en yüksek mevduat faizi ” şeklinde ibarenin kullanılmasının yeterli olacağı yönündedir . Konuya ilişkin olarak verdiği kararlarda Yargıtay ;
“ … Bilindiği üzere hüküm altına alınan kıdem tazminatlarına mevduata uygulanan en yüksek faizin uygulanması Yasa gereğidir . Ancak bu oranın rakam olarak belirtilmeyip yalnızca faiz türünün gösterilmesi ile yetinilmesi gerekir . Bu husus gözetilmeksizin önceki kararda direnilmesi doğru değildir … ”
( Yarg . HGK , 06 .11 . 1996 T . , 1996 / 9 – 634 E . , 1996 / 752 K . )
Bunlardan başka kıdem tazminatı alacaklısı dava dilekçesinde yasada öngörülen faiz türünden farklı bir faiz talep etmişse , örneğin İş Kanunu ’ ndan kaynaklanan bir kıdem tazminatı için “ en yüksek mevduat faizi ” yerine ,
“ reeskont faizi ” veya “ en yüksek iskonto faizi ” denilmişse hangi faize hükmedilmesi gerekeceği hususunda Yargıtay ’ ın uygulaması taleple bağlılık kuralına uyularak “ fesih tarihindeki en yüksek mevduat faizini geçmemek üzere talep edilen türden faize hükmedileceği ” şeklindedir .
“ … Davacı hüküm altına alınan kıdem tazminatına % 85 reeskont faizi talep ettiğinden , mahkemece istekle bağlılık ilkesi gözetilerek % 85 ‘ i geçmemek üzere mevduata uygulanan en yüksek faize karar verilmesi gerektiği halde yazılı şekilde faiz yürütülmesi hatalıdır … ”
( Yarg . 9 . HD , 31 . 10 . 2001 T . , 2001 / 2675 E . , 2001 / 6784 K . )
Bu noktada değinmemiz gereken bir başka konu da şudur : davacı kıdem tazminatına uygulanacak faiz için sadece “ yasal faiz ” deyimini kullanmışsa bu durumda yasal faize mi yoksa 1475 Sayılı İş Kanunu md . 14 / 2 ’ ye göre mevduata uygulanan en yüksek faize mi hükmedilecektir ? Yargıtay bu durumda , yasal faizden kastın 14 / 2 uyarınca mevduata uygulanan en yüksek faiz şeklinde anlaşılması gerektiği görüşündedir . ( Yarg . 9 . HD , 24 . 12 . 1987 T . , 1987 / 10974 E . , 1987 / 11554 K . )
Yargıtay uygulamalarında kıdem tazminatında ödenmeyen günler için faiz miktarı belirlenirken , yıllık faiz oranının 360 ’ a değil 365 ’ e bölünmesi gerektiği kabul edilmektedir . ( Yarg . 9 . HD , 12 . 02 . 2001 T . , 2001 / 1858 E . , 2001 / 2115 K . )

ÜCRET ALACAKLARINDA FAİZ ORANI


22 . 05 . 2003 tarih ve 4857 Sayılı İş Kanunu ’ nun 34 . maddesi ; “ gününde ödenmeyen işçi ücretleri için de mevduata uygulanan en yüksek faiz oranının ” uygulanacağını hükme bağlamıştır . Ancak maddede vurgulanan işçilik ücretlerinin kapsamı kesin bir sınırla belirlenmiş değildir .
4857 Sayılı İş Kanunu ’ nun “ ücret ” başlığını taşıyan 3 . bölümünün “ Ücret ve ücretin ödenmesi ” alt başlıklı 32 . maddesi ücreti “ genel anlamda ücret bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutardır … Ücret en geç ayda bir ödenir . İş sözleşmeleri veya toplu iş sözleşmeleri ile ödeme süresi bir haftaya kadar indirilebilir . İş sözleşmesinin sona ermesinde , işçinin ücreti ile sözleşme ve Kanundan doğan para ile ölçülmesi mümkün menfaatlerinin tam olarak ödenmesi zorunludur … ” şeklinde tanımlanmakta : hemen devamında ise , “ … Gününde ödenmeyen ücretler için mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı uygulanır … ” ( md . 34 ) hükmünü getirmektedir . Yasanın bu düzenlemesinde vurgulanan ücret kavramına hafta tatili , genel tatil ücreti , ikramiye gibi alacakların dahil edilemeyeceği düşünülebilir . Çünkü bu durumda yasanın ifadesi ile “ bir iş karşılığı ” olarak ödenmemektedir . Bununla birlikte “ … Ücret en geç ayda bir ödenir . İş sözleşmeleri veya toplu iş sözleşmeleri ile ödeme süresi bir haftaya kadar indirilebilir … ” hükmü karşısında , ücretin ödeme günü belirli veya belirlenebilecek olduğundan ayrıca temerrüde düşürülmeye gerek olmaksızın işçinin ücrete hak kazandığı tarihten itibaren faiz yürütülmesi gerekir . ( Arslan , Kırmızı , age . , s . 308 )

TOPLU İŞ HUKUKUNDAN DOĞAN DAVALARDA FAİZ


Toplu iş sözleşmelerine dayanan eda davalarında uygulanacak faiz oranı , 2822 Sayılı Toplu İş Sözleşmesi , Grev ve Lokavt Kanunu ’ nun 61 / 1 . maddesinde hükme bağlanmıştır . Bu hükme göre ; toplu iş sizleşmesine dayanan eda davalarında ifaya mahkum edilen taraf “ temerrüt tarihinden itibaren bankalarca uygulanan en yüksek işletme kredisi faizi üzerinden temerrüt faizi ” ödemeye mahkum edilecektir .
Toplu iş sözleşmelerine dayanan eda davalarında uygulanacak “ en yüksek işletme kredisi faiz oranı ” nı tespit etmek için , işletme kredisi veren Türkiye Halk Bankası , Sınai Kalkınma Bankası gibi bankalardan temerrüt tarihi itibari ile en yüksek işletme kredisi faiz oranları sorulup aşamalı olarak faiz hesaplaması yaptırılması gerekir . Yargıtay ’ ın toplu iş sizleşmelerine dayanan eda davalarıyla ilgili olarak faize ilişkin verdiği kararlarının bazıları şunlardır ;


“ … Gecikilen süreye göre hesaplama , birer yıllık dönemler itibari ile yapılmalıdır . Bunun için de somut olayda 31 / 05 / 1994 tarihinde ikramiye ödenmediğine göre ; bu tarihteki bir yıllık en yüksek işletme kredisi faizi belirlenmeli , sonra aynı şekilde 31 / 05 / 1995 tarihinde başlayan ikinci yıllık dönem için de aynı belirleme yoluna gidilmeli ve 31 / 05 / 1996 tarihinde de yine aynı şekilde işlem yapılmalı ve gecikilen ay ve gün sayısına göre en yüksek işletme kredisi faizi üzerinden hesaplama yapılmalıdır . Ortalama hesap yöntemi Dairemiz uygulamasına aykırılık oluşturur . Bunun için Merkez Bankasına bir yıllık süre için bankalarca uygulanan en yüksek faiz tereddüde yer vermeyecek şekilde sorulmalı ve alınacak cevaba göre belirtilen dönemler faizleri tespit edilerek toplamı üzerinden hüküm kurulmalıdır … ”
( Yarg . 9 . HD , 03 . 03 . 1998 T . , 1998 / 3831 E . , 1998 / 3093 K . )
“ … Hüküm altına alınan ihbar tazminatı , ilave tediye , yıllık ücretli izin ve ücret alacakları için en yüksek işletme kredisi faizinin yürütülmesi hatalıdır . Bu alacaklar toplu iş sözleşmesinden doğmuş olmadıklarından yasal faiz yürütülmesi ile yetinilmelidir … ”
( Yarg . 9. HD , 29 . 03 . 2001 T . , 2001 / 4830 E . , 2001 / 5176 K.)
“ … Hüküm altına alınan ihbar tazminatı fark alacağı Toplu İş Sözleşmesinin 14 / son maddesinden kaynaklanmaktadır . Böyle olunca 2822 Sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu ’ nun 61 . maddesinde öngörülen en yüksek işletme kredisi faizinin yürütülmesi gerekir … ”
( Yarg . 9 . HD , 11 . 03 . 1997 T . , 1997 / 3886 E . , 1997 / 4816 K . )
“ … Kanundan doğan ilave tediye alacağı için 2822 Sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu 61 . maddesinde öngörülen işletme kredisi faizi uygulanmaz . Bu itibarla sözleşmeden doğan ikramiye alacağı ile kanundan doğan ilave tediye miktarları ayrı ayrı belirlenerek toplu iş sözleşmesinden doğan ikramiye alacağı için işletme kredisi faizi yürütülmekle yetinilmelidir … ”
( Yarg . 9 . HD , 27 . 06 . 1996 T . , 1996 / 12441 E . , 1996 / 14592 K . )


Öğretide savunulan bir düşünceye göre ; bir talebin ya da davanın toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan “ eda niteliğinden ” söz edilebilmesi için bunun yalnızca TİS ’ de düzenlenmiş bir hak / talep olması gerekmediği , kanunen düzenlenen bir hak / talebin TİS ’ de düzenlenmiş olması halinde de TİS ’ den kaynaklanan bir edanın varlığının kabul edilmesi gerektiği ve buradan yola çıkılarak da İş Kanunu , Deniz İş Kanunu , Basın İş Kanunu ve Borçlar Kanunu ’ na dayanan iş ilişkilerine ait kıdem tazminatlarının da TİS ’ de düzenlenebileceği ve İş Kanunu ’ ndan kaynaklanan kıdem tazminatının TİS ’ de düzenlenmiş olması halinde bile İK . 14 / 11 ’ deki faiz türünün uygulanacağı zira 14 / 11 hükmünün kıdem tazminatına özel bir hüküm olduğu ancak Deniz İş Kanunu ve Basın İş Kanunu kapsamındaki “ Kanuni kıdem tazminatı ” ve BK . çerçevesinde getirilecek “ akdi kıdem tazminatı ” ( BK ‘ da kıdem tazminatı ile ilgili bir hüküm olmadığından bu deyimin kullanıldığı belirtiliyor . ) için ise TİS ’ de düzenlenmeleri nedeniyle zamanında ödenmemesi halinde kanuni temerrüt faizi hükmüne oranla özel bir faiz hükmü olması nedeniyle TİSGLK . 61 / 1 ’ deki en yüksek işletme kredisi faizinin uygulanması gerektiği savunulmaktadır . ( Akyiğit , age . , s . 795 – 796 )

2821 SAYILI SENDİKALAR KANUNU ’ NUN 61 . MADDESİ UYARINCA
SENDİKA AİDATLARINI İŞÇİLERE YAPTIĞI ÖDEMELERDEN KESMEK
ZORUNDA OLAN İŞVERENİN KESTİĞİ AİDATLARI SENDİKAYA 1 AY İÇİNDE
GÖNDERMEDİĞİ TAKDİRDE UYGULANACAK FAİZ ORANI

2821 Sayılı Sendikalar Kanunu md . 61 ’ e göre ; “ Yetki belgesi alan sendika yazılı talebi ve aidatı kesilecek sendika üyesi işçilerin listesini vermesi kaydıyla , işveren sendika tüzüğü uyarınca üyelerin sendikaya ödemeyi kabul ettikleri üyelik aidatını ve Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu gereğince ödenmesi gereken dayanışma aidatını işçilere yapacağı ücret ödemesinden kesmeye ve kestiği aidatın nevini belirterek tutarını ilgili sendikaya vermeye ve kesinti listesini sendikaya göndermeye mecburdur … istenilen aidatı kesmeyen veya kesmesine rağmen bir ay içinde ilgili kuruluşa göndermediği miktar kadar genel hükümlere göre sorumlu olduktan başka aidatı sendikaya verinceye kadar bankalarca işletme kredilerine uygulanan en yüksek faizi ödemek zorundadır . ” Yargıtay konuyla ilgili olarak verdiği bir kararında ;
“ … Hüküm altına alınan alacak için 2821 Sayılı Sendikalar Kanunu ’ nun 61 . maddesinde öngörülen “ bankalarca işletme kredilerine uygulanan en yüksek faiz ” uygulanması , yani yürütülmesi hatalıdır . Gerçekten anılan madde başlığında da vurgulandığı üzere “ işçi sendikalarına aidat kesilmesi ” konusuna ilişkindir . Madde işçilerin aidatlarına ilişkin olduğu için kıyas yoluyla işveren sendikalarının aidatlarına uygulanması mümkün değildir . Bu durumda genel hükümler uyarınca yasal faiz yürütülmekle yetinilmelidir … ”
( Yarg . 9 . HD , 31 . 01 . 2001 T . , 2001 / 17244 E . , 2001 / 1577 K . ) görüşü ile uygulamanın yalnızca işçiler ve işçi sendikası aidatları açısından uygulanabilir oluşunu açıkça belirtmiştir .



SÖZLEŞME FAİZİ

Hizmet sözleşmelerinde belirtilen bir kısım hakların taraflarca kararlaştırılan tarihlerde ödenmemesi halinde faiz yürütülmesine yer verilebilir . Kimi hizmet sözleşmesinde işçinin belirli süreden önce işten ayrılmasının önlenmesi veya işverenin haklı bir neden olmaksızın işe son vermemesi için cezai şart kararlaştırılmaktadır . ( Günay , Cevdet İlhan – İş Hukuku Yeni İş Yasaları , 2005)
Bireysel iş hukukunda sözleşmeler açısından düzenlenen faiz bakımından
bir Yargıtay kararında ;
“ … Öte yandan işçi tarafından taahhütnamede zorunlu hizmetin davalı işçi tarafından yerine getirilmemesi halinde masraflara uygulanacak faiz türü gösterildiğinden % 30 üzerinden faiz hesabı yapılması anılan taahhütnameye aykırılık oluşturmaktadır . Bu itibarla taahhütnamede ki faize göre hüküm kurulmalıdır … ” denmektedir.
( Yarg . 9 . HD , 26 . 05 . 1997 T . , 1997 / 4853 E . ,1997 / 9803 K . )
Bir başka Yargıtay kararında da ;
“ … Cezai şartın ödeme günü sözleşmede ayrılma tarihi olarak düzenlenip , davalı bu tarihte temerrüde düştüğü halde , hüküm altına alınan cezai şart alacağını dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi hatalıdır … ” diyerek hüküm kurmuştur .
( Yarg . 9 .HD , 10 . 12 . 2001 T . , 2001 / 20210 E . , 2001 / 19518 K . )
Toplu iş sözleşmesinde de yasada emredilmiş olan , en yüksek işletme kredisi faizi dışında bir faiz türü taraflarca kararlaştırılabilecektir .
Bu faiz kimi zaman tazminat olarak kimi zamanda cezai şart olarak Yargıtay’ca nitelendirilmektedir . Nitekim Yargıtay 9 .Hukuk Dairesi bir kararında Toplu İş Sözleşmesinin 31. maddesinde ödenemeyen her gün için öngörülen % 3 gecikme faizi tazminat olarak kabul edilerek indirime tabi olduğu vurgulanmıştır . ( Günay , Cevdet İlhan – İş Hukuku Yeni iş Yasaları , Yetkin Yayınları , 2005 )
Buna karşın Yargıtay son kararlarlarında ise ;
“ … Toplu iş sözleşmesinde fazla mesai ücretinin aylık ücretle birlikte ödenmemesi halinde gecikilen süre için öngörülen % 3 ’ lük fazla ödemenin faiz niteliğinde olmadığından , cezai şart olup fahiş olduğundan Borçlar Kanunu madde 166 / 3 uyarınca indirime tabi tutulur … ”
( Yarg . 9. HD , 30 . 10 . 2001 T. , 2001 / 17384 E . , 2001 / 16724 K . ) şeklinde hüküm vermektedir .

DENİZ İŞ VE BASIN İŞ KANUNLARINDA ÖNGÖRÜLEN FAİZ


Deniz İş ve Basın İş kanunlarından kaynaklanan kıdem tazminatlarının ödenmesinin gecikmesi durumunda 1475 Sayılı İş Kanunu 14 / 11 ’ de öngörülen faiz oranının uygulanamayacağı , bu tazminatlara genel olarak para alacaklarının ödenmesinde temerrüt halinde uygulanacak genel hükümlerin ( BK . md . 103 , 3095 Sayılı Kanun ) uygulanması gerektiği kabul edilmektedir . ( Akyiğit , age . , s . 790 -791 )Konu ile ilgili olarak Yargıtay ;
“ … Hüküm altına alınan kıdem tazminatı için mevduata uygulanan en yüksek faize karar verilmesi ve faizin fesih tarihinden yürütülmesi hatalıdır . Gerçekten davacı işçi gazeteci olup 5953 Sayılı “ Basın Mesleğinde Çalışanlar ile Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkındaki Kanun ” hükümlerine tabidir ki , bu kanunda kıdem tazminatına yürütülecek faiz özel bir düzenlemeye bağlı tutulmamıştır . Bunun sonucu olarak faiz bakımından uygulanacak yasa kuralı Borçlar Kanunu ’ nda öngörülendir . Faiz başlangıç tarihi de akdin feshi tarihi olmayıp daha önce temerrüt söz konusu değilse dava tarihi olmalıdır … ”
( Yarg . 9 . HD , 22 . 06 . 1999 T . , 1999 / 10010 E . , 1999 / 11241 K . )
“ … Hüküm altına alınan kıdem tazminatı için mevduata uygulanan en yüksek faiz 1475 Sayılı İş Kanunu ’ nda öngörülmüştür . 854 Sayılı Deniz İş Kanunu kapsamında gemi adamının hak ettiği kıdem tazminatı için bu faiz kuralının uygulanması olanağı yoktur . Bu itibarla hüküm altına alınan kıdem tazminatı için dava tarihinden itibaren 3095 Sayılı Yasa uyarınca yasal faiz uygulanmakla yetinilmelidir … ”
( Yarg . 9 . HD , 07 . 12 . 2000 T . , 2000 / 13276 E . , 2000 / 18513 K . ) kararlarını vererek kıdem tazminatı konusunda Basın İş ve Deniz İş Kanunlarına bağlı olan çalışanlar için yasal faize hükmetmiştir .
Ayrıca 5953 Sayılı Basın İş Kanunu ’ nun 212 Sayılı yasayla değişik 14 / 2 . maddesine göre “ Gazetecilere ücretlerini vaktinde ödemeyen işverenler bu ücretleri , geçecek her gün için % 5 fazlası ile ödemeye mecburdurlar . ” Bu noktada Yargıtay ’ ın vermiş olduğu bir karar ;
“ … Basın İş Kanunu ’ nun 14 . maddesinde öngörülen geçecek her gün için % 5 fazlası ile ödeme faiz niteliğinde değildir . Buna rağmen hüküm altına alınan asıl ücret ve sosyal yardımlar için % 5 fazla ödeme faiz niteliğinde görülerek hüküm tesis edilmiş olması doğru değildir … ”
( Yarg . 9 . HD , 05 . 11 . 1992 T . , 1992 / 12201 E . , 1992 / 12246 K . ) kararı ile bu hükümde belirtile % 5 fazlanın faiz niteliğinde olmadığını belirtmektedir .

SONUÇ


İş hukukunda genel anlamda uygulanması gereken “ işçiyi koruma ” ilkesi ile hakkaniyet birlikte düşünülerek ; enflasyonist piyasa koşulları ve üst yapı kurumu olan hukukun yazılı kurallarının ekonomik koşullara daha yavaş ayak uydurabiliyor oluşu sorunu aşılabilecektir .
Faiz konusunda da bu yaklaşımı benimseyerek örneğin ; mevduata uygulanan en yüksek faiz oranının veya en yüksek işletme kredisi faizi oranının sadece kamu bankalarından sorulması yoluna gidilmesi , iş hukuku ile ilgili yasal düzenlemelerimizde veya genel anlamda faiz konusuna uygulanabilecek kurallarda böyle bir kural konulmamış olmasına rağmen açık bir ayrım yaratmaktadır . Bu durumda özel bankalar tarafından verilen faiz oranı daha yüksek ise bu oranların uygulanmaması iş hukukunun temel ilkelerinden biri olan işçiyi koruma ilkesine açık bir aykırılık oluşturmaktadır . Başka bir nokta olarak ; ekonomik piyasa koşullarında 100 YTL ile 100 . 000 YTL ’ lik mevduatlar arasında faizsel anlamda farklılıklar olacağı kesindir ( Çil ,Şahin – İş Kanunu Şerhi , Turhan Kitabevi , 2007 , s . 2381 – 2382 ) . Bununla birlikte kanunlarımızda böyle bir ayrıma gidilmemiştir bu nedenle mevduatın meblağ olarak büyüklüğüne bakılmaksızın fiili olarak uygulanmakta olan en yüksek mevduat faizinin ve en yüksek işletme kredisi faizinin uygulanabilmesi gerektiği kanaatindeyim .
İş hukukumuzda uygulanan yasal faiz , en yüksek mevduat faizi ve en yüksek işletme kredisi faizi enflasyona bağlı olarak zaman içerisinde büyük değişimler göstermiştir . Bu faiz türleri arasında en yüksek işletme kredisi faizinin en yüksek oranlı faiz oranına sahip olması gerektiği açıktır . Ancak somut durumlarda en yüksek mevduat faizinin en yüksek işletme kredisi faizinden daha yüksek olabilmesi ; zor bir ihtimal de olsa yasal faizin en yüksek mevduat faizinden yüksek olabilmesi ihtimali her zaman bulunmaktadır .
Mevcut mevzuatımızda , iş sözleşmesinden kaynaklanan haklarda faiz türleri ve faiz başlangıcı konusunda çok farklı hükümler vardır . Bu nedenle BK . kapsamında hizmet akdinden ve 4857 Sayılı İş Kanunu , Deniz İş Kanunu ve Basın İş Kanunu ’ ndan kaynaklanan hakların tümü bakımından faiz türü ve faiz başlangıcı konusunda norm ve uygulama birliğinin sağlanması önem taşımaktadır . Ayrıca ödeme günü kanunda tayin edilmemiş tüm iş hukuku alacakları bakımından kanuni ödeme gününün temerrüt başlangıcı olarak kabul edilmesi , başka bir deyişle muacceliyet ile temerrüt arasında eş zamanlı bir ilişki kurulması bir diğer ihtiyaç duyulan çözümdür .

KISALTMALAR
age . : Adı geçen eser
Bas . İK : Basın İş Kanunu
BK . : Borçlar Kanunu
Den . İK : Deniz İş Kanunu
E . : Esas
HD : Hukuk Dairesi
İK . : İş Kanunu
K . : Karar
md . : Madde
RG : Resmi Gazete
s . : Sayfa
SSK : Sosyal Sigortalar Kurumu
TCMB : Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası
TİS : Toplu İş Sözleşmesi
TİSGLK : Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu
TTK : Türk Ticaret Kanunu
vs : Vesaire
Yarg . : Yargıtay
YHGK : Yargıtay Hukuk Genel Kurulu



KAYNAKÇA :
ABBASGİL – CENGİZ İş Hukukunda Bütün Yönleriyle Kıdem Tazminatı ve
Ve Uygulanması , Yasa Yayınları , 1994
AKYİĞİT , Ercan İş Kanunu , Deniz İş Kanunu , Basın İş Kanununda
Kıdem Tazminatı , Seçkin Yayınevi , 1999
ARSLAN – KIRMIZI Türk Hukukunda Faiz ve Munzam Zarar , Asıl
Yayıncılık , 2004
ÇİL , Şahin İş Kanunu Şerhi , Turhan Kitabevi , 2007
GÜNAY , Cevdet İlhan İş Hukuku – Yeni İş Yasaları , Yetkin Yayınları , 2005
OĞUZMAN , Kemal – ÖZ , Turgut Borçlar Hukuku Genel Hükümler , Filiz
Kitabevi , 2000
ŞİRİN , Şerafettin Hukukumuzda Faizi Aşan Munzam Zarar ve Faiz , Alfa
Basın Yayın Dağıtım , 1996
TEKİNAY , Selahattin Sulhi Borçlar Hukuku Genel Hükümler , Filiz Kitabevi , 1993
TÜRK , Hikmet Sami Ticaret Hukuku ve Yargıtay Kararları Sempozyumu
SİNERJİ Mevzuat ve İçtihat Programı

Umarım ufacıkta olsa ihtiyaç duyan kişilere yardımcı olmuştur....
Bu makaleden kısa alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir :

"İş Kanunlarından Doğan Tazminat,hak Ve Alacaklarda Faizler Ve Türleri" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Utkuhan Demirbozan'e aittir ve makale, yazarı tarafından Türk Hukuk Sitesi (http://www.turkhukuksitesi.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.

Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.


[Yazıcıya Gönderin] [Bilgisayarınıza İndirin][Arkadaşa Gönderin] [Yazarla İletişim]
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
» Makale Bilgileri
Tarih
06-08-2008 - 16:50
(5743 gün önce)
Makaleyi Düzeltin
Yeni Makale Gönderin!
Değerlendirme
Şu ana dek 12 okuyucu bu makaleyi değerlendirdi : 11 okuyucu (92%) makaleyi yararlı bulurken, 1 okuyucu (8%) yararlı bulmadı.
Okuyucu
27784
Bu Makaleyi Şu An Okuyanlar (1) :  
* Son okunma 1 saat 42 dakika 33 saniye önce.
* Ortalama Günde 4,84 okuyucu.
* Karakter Sayısı : 53547, Kelime Sayısı : 8054, Boyut : 52,29 Kb.
* 8 kez yazdırıldı.
* 7 kez indirildi.
* 6 okur yazarla iletişim kurdu.
* Makale No : 867
Yorumlar : 0
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
Makalelerde Arayın
» Çok Tartışılan Makaleler
» En Beğenilen Makaleler
» Çok Okunan Makaleler
» En Yeni Makaleler
THS Sunucusu bu sayfayı 0,06113601 saniyede 13 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.