Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Aktif Makale İnternet'in Şirketler Açısından Getirdiği Hukuki Sorunlar

Yazan : Av.Taner Sevim [Yazarla İletişim]
Avukat

Makale Özeti
İnternetin hızla yayılması ile birlikte, özellikle şirketlerde personelin kullanımı açılan internet bağlantıları nedeni ile şirketlerin yaşadığı hukuki sorunlar hakkında uygulama örnekleri ile değerlendirdiği bir makale.

I-GİRİŞ

Son yılların gözdesi, hatta son dönemlerin vazgeçilmezi internet, hepimizin ayrılmaz bir parçası oldu. Yaşlı dünyamızın “global köye” dönüşmesinde şüphesiz internetin yeri tartışmasızdır.1 Bazı bilim adamları tarafından yüz yılın buluşu olarak tanımlanan internet in kullanımı gün geçtikçe artmaktadır. Son verilere göre internet kullanıcı sayısı dünyada1.114.274.426 2,Türkiye’de ise 16.000.000 dur.3Gerek şahıslar ve gerekse tüzel kişiler için, tartışmasız kolaylıklar sağlayan internetin beraberinde bazı sorunlar getirdiği de yadsınamaz bir gerçektir. İnternetin yaygınlaşması ile dünyada olduğu gibi, ülkemizde de, internet üzerinden işlenen suçlar artmaktadır. Bunların en güncel olanları arasında, web sitelerinin hacklenmesi, banka şifrelerinin ele geçirilmesi sonucunda banka hesaplarının boşaltılması, fikri hak ihlalleri hakaret, terör ve çocuk pornografisi içerikli mailler sayılabilir. İnternetin ve teknolojinin hayatımıza girmesi ile birlikte, hukuk sistemimizde yeni bir bölüm ihtiyacı doğmuş, klasik hukuk siteminden farklı olan ve bilişim hukuku olarak adlandırılan, hukuk dalı internet ve bilişimle ilgili sorunları çözme konusunda yerini bulmaya çalışmaktadır. Bilişim; bilginin ve iletişimin yapısı ve özellikleri, bilginin aktarılması, organize edilmesi, saklanması, tekrar elde edilmesi, değerlendirmesi ve dağıtımı için gerekli kuram ve yöntemler, bilgiyi kaynağından alıp kullanıcıya aktaran ve genel sistem bilimi, sibernetik otomasyon ile insanın çalışma evrelerindeki yerinde ve zamanında kullanılan teknolojileri temel alan bilgi sistemleri, şebekeleri, işlevleri, süreçleri ve etkinlikleri içeren bilim ve teknoloji olarak tanımlanır.4765 sayılı ceza kanunumuzda yapılan değişiklik ile ceza hukukumuza, bilişim suçları adapte edilmeye çalışılmıştır. Daha sonra 5237 sayılı Ceza Kanununda bilişim suçları ilgili bölümler içine yerleştirilmiş buralarda tanımlanamayan hususlar ise özel madde ile değerlendirilmiştir. Bilişim aslında hayatımızın her alanında bulunduğu için, hukuk ana dallarının hepsi ile ilgili ya da ilgili olması muhtemeldir. Bu nedenle Bilişim Hukuku son derece geniş bir alana sahipti. Bu makalede, bilişim hukukunun bir parçası olan internetin gelişmesi ve bunun neticesinde şirketler açısından getirdiği sorunlar üzerinde durup, uygulama örnekleri ve çözüm önerilerinden bahsedeceğiz. Konunun daha net anlaşılabilir olması açısında, internet, ip, network gibi teknik konular hakkında da kısaca bilgi verilecektir.
II-KAVRAMLAR
A)INTERNET
a) İnternet nedir?
Internet, birçok bilgisayar sisteminin birbirine bağlı olduğu, dünya çapında yaygın olan ve sürekli büyüyen bir iletişim ağıdır. Aslında belki de hepimizin günlük çalıma hayatımızda kullandığımız, büro içi Microsoft ağı benzeri, ancak dünya üzerinde yayılmış bilgisayar ağları olarak da tanımlanabilir.
ABD Yüksek Mahkemesi bir kararında Internet’i şöyle tarif etmiştir:”Internet birbirleri ile bağlı bulunan bilgisayarlardan oluşan uluslar arası ağdır… Internet, bireylerin dünya çapında haberleşmesi için tamamen yeni ve benzeri olmayan bir ortamdır.”5
Internet İngilizce “International Network (Uluslararası Çalışma Ağı)”un kısaltılmasıdır. Internette temel amaç, iletişim olduğu için, ağı meydana getiren bilgisayarların arasında bağlantı kurulması gerekmektedir. Bunun için ortak bir dil kullanılmaktadır. Bu ise TCP/IP (Ağlar arası –Internet Protokolü) ile olmuştur. TCP/IP kullanımı ile bilgisayarlar birbirleri ile iletişim kurarak konuşabilmekte, karşılıklı bilgi aktarabilmektedirler.6
Internet, insanların her geçen gün gittikçe artan "üretilen bilgiyi saklama/paylaşma ve ona kolayca ulaşma" istekleri sonrasında ortaya çıkmış bir teknolojidir. Bu teknoloji yardımıyla pek çok alandaki bilgilere insanlar kolay, ucuz, hızlı ve güvenli bir şekilde erişebilmektedir. İnternet’i bu haliyle bir bilgi denizine, ya da büyükçe bir kütüphaneye benzetebiliriz. Internet’e,* bakış açımıza bağlı olarak farklı tanımlamalar da getirebiliriz.7
Internet, sanıldığının aksine veri iletim ağlarının yalnızca bir parçasıdır; ancak bu gün için en yaygın ağ ve en geniş parçasıdır. Sanal alan ise bilişim sistemleri ve bunları birbirine bağlayan her türlü veri iletim ağından oluşan fiziksel yapısı sayısal verilerden oluşan bir alandır.8

b) Kısaca Internet Tarihi
İnternetin köklerini 1962 yılında J.C.R. Licklider'in Amerika'nın en büyük üniversitelerinden biri olan Massachusetts Institute of Tecnology'de (MIT) tartışmaya açtığı "Galaktik Ağ" kavramında bulabiliriz. Licklider, bu kavramla küresel olarak bağlanmış bir sistemde isteyen herkesin herhangi bir yerden veri ve programlara erişebilmesini ifade etmişti. Licklider 1962 Ekim ayında Amerikan Askeri araştırma projesi olan İleri Savunma Araştırma Projesi'nin (DARPA - Defense Advensed Research Project Agency) bilgisayar araştırma bölümünün başına geçti. MIT'de araştırmacı olarak çalışan Lawrance Roberts ile Thomas Merrill, bilgisayarların ilk kez birbirleri ile 'konuşmasını' ise 1965 yılında gerçekleştirdi.
1966 yılı sonunda Roberts DARPA'da çalışmaya başladı ve "ARPANET" isimli projesi önerisini yaptı. ARPANET çerçevesinde ilk bağlantı 1969 yılında dört merkezle yapıldı ve ana bilgisayarlar arası bağlantılar ile internetin ilk şekli ortaya çıktı. ARPANET'İ oluşturan ilk dört merkez University of California at Los Angeles (UCLA), Stanford Research Institute (SRI), University of Utah ve son olarak University of California at Santa Barbara (UCSB) idi (Gromov, 1998). Kısa süre içerisinde birçok merkezdeki bilgisayarlar ARPANET ağına bağlanarak genişlemeye devam etmişti.9
Türkiye İnternet'e Nisan 1993'ten beri bağlıdır. İlk bağlantı ODTÜ'den gerçekleştirilmiştir. 64kbit/san hızında olan bu hat, çok uzun bir süre, tüm ülkenin tek çıkışı olmuş ve ilgili arkadaşlar büyük bir özveriyle Internet'i tüm Türkiye'de (öncelikle akademik ortamlarda) yaygınlaştırmaya çalışmışlardır. Ege Üniversitesi'nden olan bağlantı ise, 1994 başlarında, 64kbit/san. hızı ile gerçekleştirilmiştir. Ardından sırayla, Bilkent Üniversitesi (1995Ekim), Boğaziçi Üniversitesi (1995 Kasım) ve İTÜ (1996 Şubat) bağlantıları gerçekleşmiştir.
1996 yılı Ağustos ayında da Turnet çalışmaya başlamıştır. 1997 yılına gelindiğinde, akademik kuruluşların internet bağlantısını sağlayan ULAKNET çalışmaya başlamış ve üniversiteler nispeten hızlı bir omurga yapısıyla birbirlerine bağlanmış ve internet kullanır hale gelmişlerdir. 1999 yılı içerisinde, ticari ağ altyapısında büyük değişiklikler olmuş ve TURNET'in yerini TTNet adında yeni bir oluşum almıştır.
2000'lerin başında; ticari kullanıcılar TTNet omurgası üzerinden; akademik kuruluşlar ve ilgili birimler de Ulaknet omurgası üzerinden internet erişimine sahiptir. Ayrıca bu iki omurga arasında yüksek hızlı bağlantı mevcuttur.
Türkiye İnternet'e Nisan 1993'ten beri bağlıdır. İlk bağlantı ODTÜ'den gerçekleştirilmiştir. 64kbit/san hızında olan bu hat, çok uzun bir süre, tüm ülkenin
tek çıkışı olmuş ve ilgili arkadaşlar büyük bir özveriyle Internet'i tüm Türkiye'de (öncelikle akademik ortamlarda) yaygınlaştırmaya çalışmışlardır. Ege Üniversitesi'nden olan bağlantı ise, 1994 başlarında, 64kbit/san. hızı ile gerçekleştirilmiştir. Ardından sırayla, Bilkent Üniversitesi (1995Ekim), Boğaziçi Üniviversitesi (1995 Kasım) ve İTÜ (1996 Şubat) bağlantıları gerçekleşmiştir.
1996 yılı Ağustos ayında da Turnet çalışmaya başlamıştır. 1997 yılına gelindiğinde, akademik kuruluşların internet bağlantısını sağlayan ULAKNET çalışmaya başlamış ve üniversiteler nispeten hızlı bir omurga yapısıyla birbirlerine bağlanmış ve internet kullanır hale gelmişlerdir. 1999 yılı içerisinde, ticari ağ altyapısında büyük
değişiklikler olmuş ve TURNET'in yerini TTNet adında yeni bir oluşum almıştır.
2000'lerin başında; ticari kullanıcılar TTNet omurgası üzerinden; akademik kuruluşlar ve ilgili birimler de Ulaknet omurgası üzerinden internet erişimine sahiptir. Ayrıca bu iki omurga arasında yüksek hızlı bağlantı mevcuttur.10
Türkiye’nin internet ağına bağlanmasının basında yansımaları;

11

B- NETWORK (AĞ) ve IP

Network birbirine kablolarla yada kablosuz (wireless) olarak bağlanıp pc, server, printer, modem gibi birçok haberleşme ekipmanının en ekonomik ve verimli yoldan kullanılmasıdır. Network insanların bireyselce değil, ortak çalışmalarını sağlar. Network, veri, yazılım ve ekipman paylaşımıdır. Küçük bir ağ iki bilgisayardan oluşabileceği gibi, büyük bir ağ binlerce bilgisayar, fax-modem, cd-rom sürücü, yazıcı ve bunun gibi ekipmanlardan oluşabilir.
Başarı için işletmenin sadece ofis içinde değil, tüm dünya ile haberleşmesi gerekir. Paylaşım söz konusu olduğundan donanım tüm personel tarafından kullanılabilir, her bir birey için ekstra yazıcı, modem, disk ünitesi gerekmez. Internet erişimi de bir Network (ağ) üzerinde paylaştırılabilir. 12
Günümüzde en çok kullanılan yerel ağ mimarileri Ethernet, Token Ring ve ARCnet tir. Halihazırda tüm dünyada küçük büro networklerinden, kampuslara, evlerde kurulan basit networklerden, çok büyük networklere kadar, ucuz, kolay ve performanslı olması nedeniyle ethernet kullanılmaktadır.13
Ağ üzerinde her cihaz bir kimlik numarası alır. Kısaca IP olarak adlandırılan bu kimlik numarası ile cihazlar biri ile iletişim sağlar. Aşağıda açıklanacağı üzere IP’nin tespit edilmesi ve bilinmesi hukuki anlamda da önem taşımaktadır. Böylelikle ağdaki kimlik tespiti ile ilgili PC yada cihaza ulaşılabilmektedir.
IP adresi; bir bilgisayara kullanıcı tarafından atanmış olan 32 bitlik bilgidir. Bu bilgi genelde rakamlardan oluşur. Ipv4 ve Ipv6 olmak üzere iki çeşit IP adresi mevcuttur. Bu IP adresleri birbirlerinden nokta ile ayrılırlar ve her bir nokta ile ayrılmış bölüme oktet denir. IP adresleri her biri onlu sayı 0 ila 255 arası bir sayıdır. Bu sayede farklı yerlerde bulunan bilgisayarların birbirleri ile daha sağlıklı haberleşmesi sağlanır. Aynı zamanda bilgisayarların internet protokolü üzerinden çalışmasını sağlayan tanımlamalardır.14
Günümüzde sıkça kullanılan Ip versiyon 4 tür. Ancak versiyon 4’ün yetersiz kalması ve güvenlik nedeni ile Ip versiyon 6 ya geçiş süreci hızlanmıştır.15 Amerika Birleşik Devletleri hükümeti 2008 yılı başına kadar Ipv6 ya geçişi zorunlu kılmıştır.2010 yılına kadar ipv4 ün tamamen kaldırılacağı bildirilmektedir.16
Yukarıda da belirttiğimiz üzere Ip’nin bilinmesi, bir suç söz konusu ise suçu işleyene ulaşmada önem arz edecektir. Elbette her zaman Ip ye ulaşmak suçluyu bulmak anlamı taşımamaktadır. Ancak araştırmanın ve soruşturmanın başlangıcını teşkil etmektedir. Yapılacak suç duyurusunda Ip numarasının belirtilmesi suçluya ulaşmada önemli rol oynayacaktır. Ip ile birlikte saat bilgilerinin de verilmesi çok önemlidir. Çünkü çoğu kullanıcı dinamik Ip kullandığından o saat dilimi içerisinde o Ip yi kimin kullandığı önem kazanmaktadır. Yetkili makamlar Ip nin o saatler için de kimin tarafından kullanıldığını Internet servis sağlayıcılarından tespit edebilmektedirler. Ip’nin önemi Yargıtay’ın kararlarında da yerini bulmakta, “E-Posta yolu ile yapılan hakaret ve sövmede; Sözü edilen iletiyi internet servis sağlayıcısından gönderen bilgisayarın ( I.P ) numarasının sorulması, bu yolla bilgisayarın kime ait olduğunun saptanması sonucuna göre; Sanığın evi ya da işyerinde bulunan kişisel bilgisayarından gönderilmiş ise mahkumiyetine” ifadesi ile IP nin önemini vurgulamaktadır.17
IP adresi ya da numarası, bugün suçluların takibinden online satış ve pazarlamaya kadar çok çeşitli alanlarda yaygın olarak yararlanılan bir veridir. IP numarasına bakarak kullanıcının bulunduğu ülkeyi, kenti, enlem ve boylamı ve ISS'yi (İnternet Servis Sağlayıcısı) belirlemek mümkündür. Bu amaçla on binlerce IP numarasının bulunduğu büyük veritabanlarına ve IP numarasına denk düşen ülke, kent, ISS gibi verileri alacak program koduna ihtiyaç duyulmaktadır.*18
Ip ne kadar önemli olursa olsun her zaman sonuca ulaştırmamaktadır. Bilişim suçlarının faillerinin tespitinde bu kadar öneme sahip IP numaralarının gizlenmek veya değiştirilmek suretiyle kullanıcıların yanıltılabilmesi mümkündür. Bu durum çeşitli programlar veya yöntemlerle yapılabilmektedir. 19
En yaygın ataklar Dos (Denial of Service) yani hizmet yadsıması ataklarıdır. Bu tür İnternet servislerinde IP numaraları doğrulayacak bir denetim mekanizmasının (autheentication) bulunmasından dolayı saldırganlar kimliklerini gizleyebilmektedir. Saldırganlar, HTTP servislerinde IP-SPOOFING adı verilen bir aldatma tekniği ile zombi olarak tabir edilen başka bilgisayar üzerinden saldırılarını yapabilmektedirler. Bu teknikte saldırgan gönderdiği IP paketlerine kendi IP numarasını koymamaktadır. Zombiler veya kurban bilgisayar IP numaralarını doğrulamadıkları için saldırgan gizlenmiş olmaktadır. TCP/IP protokolü ile iletişim yapıldığında sunucu bilgisayara (yani web sitesinin olduğu bilgisayar) bir talep iletilir. Sunucuda bu talebe bir cevap paketi gönderecektir. Var olmayan bir IP numarasına cevap paketi göndermeyeceği için bu cevap paketleri birikecek ve normal kullanıcılara hizmet verilemeyecek duruma gelinecektir. Bir başka aldatma tekniği ise ICMP protokolünü kullanan “smurf” tekniğidir.. Bu teknikte saldırgan çok sayıda bilgisayara Ping isteği gönderir. Ancak bu isteğin dönüş adresi olarak kurban bilgisayarın IP numarası verilmiştir. Çok sayıdaki bilgisayar kurban bilgisayar kurban bilgisayarı cevap yağmuruna tutacağından kurban bilgisayar hizmet veremeyecek durumuna gelecektir.
Bu tür ataklarda saldırgan kimliğini saklamak amacıyla “zombi” denilen aracı bilgisayarı kullanır. Atakları bu zombiler üzerinden yaparak hem aynı anda bir çok bilgisayarın saldırmasını sağlar. Hem de kendi kimliğini ve IP numarasını gizler. Bu şekilde bir çok zombinin aynı anda saldırması ile yapılan DOS ataklarına Dağıtık DOS (DDOS) Zombiler aslında saldırganın daha önceden bir açığını bularak ele geçirdiği (hack ettiği) ve atak sırasında kullanılmak üzere bir program bıraktığı bilgisayarlardır. Başka bir deyişle zombiler düşman tarafından kullanılan ve kullandıklarının farkında bile olmayan masum bilgisayarlardır. Tek suçları güvenlik önlemlerini almamalarıdır. Zombiler üzerinde kurulan programlar belirli bir porttan gelecek DDOS emirlerini dinleyerek atakları gerçekleştirmektedirler. Saldırganlar zombi olarak genellikle açık ve göreceli olarak daha çok kullanıcılı sistemleri seçmektedirler. Genelde İnternet Servis Sağlayıcı (ISS) bilgisayarları tercih edilmektedir.20

III- ŞİRKETLER BAKIMINDAN HUKUKİ SORUNLAR
İnternetin hızla yayılımı, şirketlerde kullanımı da arttırmış, şirketlerin sadece muhasebesinde bir bilgisayar mevcut iken, tüm çalışanların masasında bir bilgisayar olma zorunluluğunu getirmiştir. Çünkü şirketler, iletişim, araştırma, internet bankacılığı v.b kullanımlarla, hem zaman hem de para kazanmaktadırlar. Ancak bunun yanında şirketler internet ve network ile ilgili gerekli önlemleri almadığından bir takım sorunlarla karşılaşmaktadırlar. Personelinin her türlü siteye erişimine izin verilmesi, MSN, ICQ gibi anlık iletişim araçlarının denetlenmemesi sonucunda birçok sıkıntı söz konusu olmaktadır. Şirketlerde genellikle internet erişim hattı şirket üzerine alınmakta, şirket personeli de internet çıkışını ve diğer iletişim araçlarını bu hat üzerinden sağlamaktadır. Dolayısı ile siber alemde oluşan bir suçun ilk muhatabı IP yolu ile şirket, dolayısı ile ceza yargılaması bakımından şirket yetkilileri olmaktadır. Eğer şirket içi ağ yapısı iyi denetlenemiyorsa ve giriş çıkışlar bir logbook ta tutulmuyorsa, gerçek fail bulunamayacağı için şirket yetkilileri mağdur olacaklardır. Yukarıda Internet ve ağlarla ilgili kısa açıklamalarda bulunduk. İnternet şirketler açısından birçok sorunu da beraberinde getirmektedir. Bilişim sistemlerinin bozulması, rekabet hukuku, alan adı sorunları, iş hukuku bakımından getirdiği sorunlar, fikri sınai haklar hukuku bakımından getirdiği sorunlar v.b. bir çok sorun söz konusudur. Biz bu bölümde uygulamada sıkça rastlanan, istem dışı bir suçun parçası olma, bir personelin eylemi sonucu oluşacak sorunlar ve alan adlarının ihlalleri konusunda uygulama örnekleri ile şirketlere hukuki sorunlarıdan söz edilecektir.
1)Şirketler, günlük çalışmaları nedeni ile internet üzerinde, Merkez Bankası, Emniyet Genel Müdürlüğü, Bakanlıklar v.b birçok özel ya da kamuya ait web sitesine girip çıkmaktadırlar. Bu ziyaretler çoğu zaman bilgi edinme amaçlıdırlar. Ancak girilen bu siteler tesadüfen, ziyaret esnasında bir başkası (Hacker) tarafından durdurulduğunda (hacklendiğinde) sitenin firewall kayıtlarında ziyaret edenlerin IP leride kayıt altında olacağından, doğrudan fail konumunda olmaları kaçınılmazdır. 2003 senesinde T.C. Merkez Bankasının web sitesi geçici bir süre hackerlar tarafından durdurulmuş, bunun neticesinde siteyi ziyaret eden muhtemelen kur almak için, T.C. Merkez Bankasını web sitesine girenler, bu eylemin şüphelisi olmuşlardır. 5237 sayılı Türk Ceza Yasasından önce meydana gelen bu olayla ilgili yapılan soruşturma sonucunda 765 sayılı Türk Ceza Kanunun 525/a-d maddeleri gereğince dava açılmıştır. Yapılan yargılama aşamasında dosya bilirkişiye gönderilmiş, inceleme neticesinde;

Yukarıda etraflıca anlatıldığı üzere, dosya mündericatına göre ve delillerin değerlendirilmesi sonucu:
1-Sanıklar M…. İ….. G….., H…..A……, K….P…. ve S…. B…..’nin, her biri ayrı ayrı filleri ile yukarıda belirtilen IP numaralarını kullanarak kısa ve uzun sürelerle Merkez Bankası web sitesine yetkisiz erişimde ve müdahalede bulundukları ve böylece Merkez Bankası web sitesinin geçicide olsa hizmet dışı bırakılmasına sebep oldukları, Sanıkların bu fiilleri hukuka aykırılık taşıdığı ve bilişim suçuna vücut verdiği,
2-Sanıklar …. İ….. G….., H…..A……, K….P…. ve S…. B….. ayrı ayrı ve yoğun olarak, Müşteki T.C. Merkez Bankasının web sitesine yetkisiz erişimde ve müdahalede (saldırıda) bulunmak, web ana sayfasını (home page) değiştirmeye çalışmak ve değiştirmek, web sitesinin geçici süreyle de olsa hizmet dışı bırakılmasına sebep olmak suretiyle, TCK. m.525-b/1’de öngörülen “Başkasına zarar vermek veya kendisine veya başkasına yarar sağlamak maksadıyla, bilgileri otomatik işleme tabi tutmuş bir sistemi veya verileri veya diğer herhangi bir unsuru kısmen veya tamamen tahrip etmek veya değiştirmek veya silmek veya sistemin işlemesine engel olmak veya yanlış biçimde işlemesi sağlamak” şeklindeki özel bir NASI IZRAR suçunu işledikleri sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Aslında bilişin suçundan, yani elektronik ortamda işlenen bir suçtan bahsedilmekte ancak dosya içeriğinde elektronik bir delil bulunmamakta, müştekinin firewall rapor çıktısından başka bir delil söz konusu değildir.
Elektronik delil, bir elektronik araç üzerinde saklanan veya bu araçlar aracılığıyla iletilen soruşturma açısından değeri olan bilgi ve verilerdir. 21
Elektronik bir suç veya eylemden bahsediliyorsa bunun muhakkak elektronik ortamdaki halini de delil olarak kullanmak lazımdır. Çünkü bu delil olarak sunulan yazıcı çıktıları, içinde diğer bilgileri barındırmamaktadır. Burada hızlı hareket etmek lazımdır. Gerek Internet Servis sağlayıcılar (ISS) ve gerekse diğer bilgisayarlardaki kayıtlar uzun zaman saklı kalmamakta, özellikle, ISS ler maliyetler nedeni ile işlem logbooklarını çok uzun süre kayıtlarında tutmamaktadırlar. Dosyada elektronik bir veri ve delilin bulunmamasına rağmen ilk bilirkişi raporunda sanıkların tamamı suçlu bulunmuşlardır.
Sanık K…….P…… tarafından yapılan itiraz neticesinde dosya başka bir bilirkişi heyetine gönderilmiş ve bunun sonucunda ;
“IP spoofing” adı verilen yöntemlerle bir IP’nin gerçekte başka bir IP numarasıymış gibi gösterilmesi mümkün olabilmektedir. Diğer bir ifadeyle salt bir IP ‘ye bakarak, internet üzerindeki herhangi bir fiilin, söz konusu IP tarafından yapıldığı sonucuna varmak yeterli değildir.
İnternet üzerindeki işlenen herhangi bir fiilin belli bir IP numarasından işlenip işlenmediğinin netleştirilmesi için ise, servis sağlayıcı, fiilin zarar verdiği uygulamayı içeren bilgisayar ile var ise güvenlik duvarı veya benzeri koruyucu sistemlerin kayıtlarının birlikte incelenmesi gerekmektedir.
Söz konusu olayda merkez bankası sistemlerinin, servis sağlayıcı kayıtlarının bir arada incelenmesi ve öncelikli söz konusu kurumlarda tutulan kayıtların güvenebilirliğinden emin olunması gerekmektedir.
Yukarıda belirtilen tespitler ve açıklamalar dikkate alındığında; dava dosyası içerisinde bulunan servis sağlayıcı kayıtlarına dayanarak, söz konusu suçun ilgili IP veya IP’leri kullanan hesap sahipleri tarafından işlenip işlenmediği hususunda herhangi bir görüş beyanında bulunmanın sağlıklı olmayacağı kanaatindeyiz.” Şeklinde bir rapor vermiştir. Bu rapor sonucunda Mahkeme şu şekilde karar vermiştir;
Olayın oluş şekli, iddia, sanıkların ve müdafilerin aksi kanıtlanamayan savunmaları ve tüm dosya kapsamına göre, 2. Bilirkişi Heyetince verilen rapor kabule değer görülmüş olup, sanıkların isnat edilen suçu işlediklerine ilişkin aleyhlerine cezalandırılmalarını gerektirir yeterli ve mukni kanıt ve emare elde edilemediğinden aşağıdaki yargı kurulmuştur. Bu itibarla
Sanıklar M….. İ…. G….., H….. A….., K….. P….. ve S…. B……'nin 5237 sayılı Yasanın 223/2-e maddesi uyarınca BERAETLERİNE,
Görüldüğü üzere aynı dosya da tamamen farklı iki rapor bulunmaktadır. Ancak burada savunma olarak ortaya dosyada mevcut delillerin bulunmamasından, ayrıca IP adresinin sadece yeterli bir kanıt olmayacağından hareket edilerek, sonuca gidilmiştir.
2- ŞİRKET PERSONELİNİN HUKUKA AYKIRI FİİLİ
Uygulamada sıkça rastlanan diğer bir sorun ise şirket çalışanlarının, şirket bilgisayarlarını kullanarak, hukuka aykırı fiiller gerçekleştirmeleridir. Bu aykırılıkların başında email, MSN yolu ile hakaret, sövme, haksız rekabet suçları sayılabilir. Daha az rastlanan, hakaret, çocuk pornosu ve terör içerikli ya da fikir sanat eserlerine aykırı hazırlanmış web sitesinin şirket bilgisayarlarından upload (yüklenmesi) edilmesi sonucu ortaya çıkan sorunlar da sayılabilir.
Bu eylemleri sonuçları bakımından üçe ayırarak incelemek gerekir.
- Hukuka aykırı fiilin ceza hukuk bakımından değerlendirilmesi,
- Hukuka aykırı fiilin borçlar hukuku bakımından değerlendirilmesi,
- Hukuka aykırı fiilin iş hukuku bakımından değerlendirilmesi,

a) Hukuka Aykırı Fiilin Ceza Hukuku Bakımından Değerlendirilmesi:
Hukuka aykırı fiil yukarıda açıklanan herhangi bir yolla işlendiği tespit edildikten sonra, mağdurun şikayet öncesinde yapacağı ilk iş, fiilin hangi IP numarasından işlendiğinin tespiti olacaktır. Yeri gelmişken genel olarak IP adresinden kesin kimlik ve adres bilgilerine ulaşılabilinir mi?
Eğer IP adresi statik ise ve bir alan adı ile ilişkilenmiş ise, yani sadece söz konusu alan adına (siteye) tahsis edilmiş ise, IP adresinden alan adına ve oradan da whois bilgileri doğru ise diğer kimlik bilgilerine ulaşmak mümkündür.* 22
Eğer IP adresi bir site ile ilişkili, ancak paylaşımlı bir IP adresi ise (Shared IP), bu durumda aynı IP üzerinde birden fazla site bulunacağı için, sadece söz konusu IP tahsisini yapan hosting servisinin ayrıntılarına ulaşılabilir. 23
Eğer IP adresi bireysel kullanıcının internet bağlantısıyla ilişkilenen bir IP ise, bu durumda bireysel kullanıcı normal yollardan yukarıdaki türden bilgilere ulaşamaz. IP adresinden ulaşabileceğiniz en ayrıntılı bilgi, İnternet Servis Sağlayıcının adres ve irtibat bilgileri olacaktır. Buda ancak Savcılık kanalı ile olabilmektedir. Yani, sitenizi ziyaret eden veya size email atan birisinin IP'sinden yola çıkarak o kişiyi bu türden programlarla tespit edemezsiniz. 24
Tespiti yapılan bu IP numarası savcılığa bildirilir ve ekinden hukuka aykırı eylemle ilgili deliller eklenir. Savcılık makamının da soruşturmada ilk yapacağı iş IP numarasının kime ait olduğunu Internet servis sağlayıcılarından tespitini istemek olacaktır. Yukarıda da belirttiğimiz üzere hukuka aykırı fiilin gerçekleştirildiği zaman, failin tespitinde önem arz etmektedir. Hukuka aykırı fiil şirket bilgisayarlarından gerçekleştirilmesi durumunda, Internet Servis sağlayıcıdan gelen bilgide, verilen saat aralığında belirtilen IP nin ….. Şti. tarafından kullanıldığı olacaktır. Internet üzerinde aynı anda aynı IP numarası bulunamaz. Bu teknik olarak mümkün değildir.
Şirketler açısından sorun burada başlamakta, soruşturma safahatı içerisinde şüpheli olarak şirket yetkilisi savcılığa çağrıldığında durumdan haberdar olunmaktadır. Tüzel kişiler hakkında ceza yaptırımı uygulanamaz kuralı gereği, tüzel kişi adına eylemleri, organları veya diğer yetkililer yani gerçek kişiler gerçekleştirdiğinden25 soruşturma şirket yetkilileri hakkında gerçekleştirilmektedir. Sağlıklı şirket içi ağ yapısına sahip, personelin internet trafiğinin kayıtlarının tutulduğu bir şirkette, bu hukuka aykırı eylemin kimin tarafından yapıldığı sorun olmadan bulunmaktadır. Buna ilişkin doküman ve ayrıca datalar elektronik ortamda savcılığa sunulduğunda, hukuka aykırı fiil şirketin sorumluluğundan çıkmakta, aksi durumda, şirket yetkilisi hakkında ceza davası açılmaktadır.
Eski 765 sayılı TCK’de 6.6.1991 tarihli ve 3756 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle ilk defa “bilişim suçları” düzenlenmiştir. TCK’ye “Bilişim Alanında Suçlar” adıyla 525/a, 525/b, 525/c ve525/d maddeleri eklenmiştir.26
01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK’da ise Bilişim suçları, numara ve başlıklar altında yer almaktadır:

“Kişilere karşı suçlar” kısmının dokuzuncu bölümünde “özel hayata ve hayatın gizli alanına karşı suçlar” başlığı altında m. 135 “kişisel verilerin kaydedilmesi suçu”, m. 136 “kişisel verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçu”, m.138 “verileri yok etmeme suçu”.
“Topluma karşı suçlar” kısmının onuncu bölümünde “bilişim alanında suçlar” başlığı altında m.243 “hukuka aykırı olarak bilişim sistemine girme veya sistemde kalma suçu”, m.244/1-2 “bilişim sisteminin işleyişinin engellenmesi, bozulması, verilerin yok edilmesi veya değiştirilmesi suçu”, m.244/4 “bilişim sistemi aracılığıyla hukuka aykırı yarar sağlama suçu”, m.245 “banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçu” (Dülger, Bilişim Suçları ve Yeni Türk Ceza Kanunu 2005, s.114).
Bunların yanı sıra YTCK’da bilişim sistemleri aracılığıyla işlenebilecek ancak yalnızca bilişim suçu olarak nitelendirilemeyecek suç tipleri de bulunmaktadır. Bunlara örnek olarak aşağıdaki suç tipleri verilebilir (Dülger, Bilişim Suçları ve Yeni Türk Ceza Kanunu 2005, s.114).
“Kişilere karşı suçlar” kısmının dokuzuncu bölümünde “özel hayata ve hayatın gizli alanına karşı suçlar” başlığı altında m.132 “haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu”, “kişilere karşı suçlar” kısmının yedinci bölümü olan “hürriyete karşı suçlar” bölümünde m.124 “haberleşmenin engellenmesi suçu”; sekizinci bölüm olan “şerefe karşı suçlar” bölümünde m.125 “hakaret suçu”; malvarlığına karşı suçlar bölümünde m.142 fkr.2 b. ‘e’ “nitelikli hırsızlık suçu”, m.158 fkr.1 b. ‘f’ “nitelikli dolandırıcılık suçu” ile “topluma karşı suçlar” kısmının yedinci bölümü olan “genel ahlaka karşı suçlar” bölümünde m.226 “müstehcenlik suçu”, m. 228 “kumar oynanması için yer ve imkan sağlanması suçu”.27
Şirketlerin bu türden cezai sorumluluk altında kalmamaları için öncelikle, çalıştırdığı personel ile iş sözleşmesi içerisinde ya da iş sözleşmesinin eki niteliğinde, kullanımında bulunan bilgisayar ve internet çıkışını kullanım çerçevesi çizilmeli, kendi kullanımdaki bilgisayarın güvenliğinin kendisine ait olacağı aksi durumlarda sorumlusunun kendisi olacağı hususları içeren sözleşmeler yapılmalıdır. Bunun dışında şirket içi ağ denetiminin, yapılması ve bunların logbooklarının tutulması zorunludur. Gerektiğinde web tabanlı mail sitelerine, pornografi, terör içerikli sitelere çıkışların filtrelenmesi, upload(dışarı yükleme) ve download (içeri yükleme) işlemlerinin engellenmesi, MSN, ICQ v.b. anlık iletişim araçlarının kullanımının engellenmesi, koruma tedbirleri olarak karşımıza çıkmaktadır.

b) Hukuka Aykırı Fiilin Borçlar Hukuku Açısından Değerlendirilmesi:
Borçlar Kanunu’nun 55. Maddesinde istihdam edenlerin mesuliyeti düzenlenmiştir. Buna göre; “Başkalarını istihdam eden kimse, maiyetinde istihdam ettiği kimselerin ve amelesinin hizmetlerini ifa ettikleri esnada yaptıkları zarardan mesuldür. Şukadar ki böyle bir zararın vuku bulmaması için hal ve maslahatın icabettiği bütün dikkat ve itinada bulunduğunu yahut dikkat ve itinada bulunmuş olsabile zararın vukuuna mani olamıyacağını ispat ederse mesul olmaz.
İstihdam eden kimsenin, zamin olduğu şey ile zararı ika eden şahsa karşı rücu hakkı vardır.28
Borçlar kanunundaki bu sorumluluk, kusursuz sorumluluk ve kendisine yüklenen özen gösterme borcunu yerine getirmemesi ilkesine dayanmaktadır.
Kanunun aradığı özen, emiri altında çalışanların işlerini görürken üçüncü şahıslara zarar vermemeleri hususunda “hal ve maslahatın icap ettiği bütün dikkat ve itina” dı. Bu bakımdan adam çalıştıranın içinde bulunduğu kişisel durumun dikkate alınmadığı, objektif bir yükümlülük söz konusudur.29
Müstahdemin, istihdam edenin işini görürken bir üçüncü şahsa hukuka aykırı bir fiil ile zarar vermesi, istihdam edenin bu şahsa karşı sorumlu olması için gerekli ve yeterlidir. Zira bu şart gerçekleşmişse, BK. m.55, istihdam edenin sorumluluğunu karine olarak kabul etmektedir. Ancak istihdam eden karineyi çürütebilirse sorumluluktan kurtulabilir.30
Çalıştıranın sorumlu tutulabilmesi için zarar verici eylem ile çalıştıranın görülen işi arasında fonksiyonel bağlılık bulunması yeterlidir.31
Bu sorumluluktan kurtuluş kanıtı özenin ispatına dayalıdır.Kural olarak BK. m.55 özen eksikliği esasına dayanır.32 Alınacak önlem ve özen üç şekilde ortaya çıkar.Seçimde özen ( cura in eligendo), talimatta özen (cura in instruenda), gözetimde özen (cura in custatodiendo).33
Şirket çalışanın, hukuka aykırı eylemini şirket bilgisayarları üzerinden işlemesi durumunda, alınacak tedbir, belgelendirme ve kayıtlarla şirket yetkilileri cezai sorumluluktan kurtulsa bile Borçlar kanunun bu kusursuz sorumluluk kuralı karşısında bir şirketin, bir tazminat sorumluluğu ile karşı karşıya kalması mümkündür.
Bir davada, şirket davacı bankanın üye işyeri olup, üye işyeri sözleşmesi uyarınca kendisine tahsil olunan "POS" cihazı ile müşterilerine kredi kartı kullandırarak alışveriş yapma imkanı sağlamaktadır. Sahibi bulunduğu işletmede "POS" cihazının kullanımı ve yapılan alışverişlerin bedelinin tahsili için dava dışı E. B.'ü istihdam etmiştir. İstihdam edilen E. B. işletmeye "Encoder" adlı cihazı getirip "POS" cihazına monte ettikleri, alışveriş yapan müşterilerin ödeme sırasında verdikleri kredi kartlarını önce "POS" cihazından geçirdikten sonra manyetik alandaki kart bilgilerini kopyalamak için "Encoder" cihazında işleme tabi tutarak kopyalanan manyetik alanları bir başka kredi kartına bilgisayar marifeti ile aktararak sahte kredi kartları düzenledikleri ve bu sahte kartlar ile alışveriş yapmıştır. Bu durumda istihdam edenin sorumluluğu söz konusu mudur?
Yargıtay 19.Hukuk Dairesi bu konuda şu şekilde bir karar vermiştir. “B.K.nun 55. maddesi, başkalarını istihdam eden kimse mahiyetindeki istihdam ettiği kimselerin ve amelesinin hizmetlerini ifa ettikleri esnada yaptıkları zarardan mesuldür. Şu kadar ki, böyle bir zararın vuku bulmaması için hal ve maslahatın icap ettiği bütün dikkat ve itinada bulunduğunu yahut dikkat ve itinada bulunmuş olsa bile zararın vukuuna mani olamayacağını ispat ederse mesul olmaz hükmünü içermektedir. İstihdam edenin sorumluluğu, istihdam edilenin istihdama tabi ve hizmetinde bulunması, istihdam edilen hizmetini yaparken hukuka aykırı bir fiille zarar vermiş olması, istihdam edilene verilen işle zarar arasında sıkı münasebet bulunması koşullarına bağlıdır.Somut olayda, davalı şirket davacı bankanın üye işyeri olup, üye işyeri sözleşmesi uyarınca kendisine tahsil olunan "POS" cihazı ile müşterilerine kredi kartı kullandırarak alışveriş yapma imkanı sağlamaktadır. Sahibi bulunduğu işletmede "POS" cihazının kullanımı ve yapılan alışverişlerin bedelinin tahsili için dava dışı E. B.'ü istihdam etmiştir. İstihdam edilen E. B. Üsküdar Ağır Ceza Mahkemesinin …… Esas, …… Karar Sayılı ve 6. Ceza Dairesince onama ilamından da anlaşıldığı üzere dava dışı T. P. adlı kişi ile el ve işbirliği yaparak işletmeye "Encoder" adlı cihazı getirip "POS" cihazına monte ettikleri, alışveriş yapan müşterilerin ödeme sırasında verdikleri kredi kartlarını önce "POS" cihazından geçirdikten sonra manyetik alandaki kart bilgilerini kopyalamak için "Encoder" cihazında işleme tabi tutarak kopyalanan manyetik alanları bir başka kredi kartına bilgisayar marifeti ile aktararak sahte kredi kartları düzenledikleri ve bu sahte kartlar ile alışveriş yapıldığı anlaşılmaktadır. E. B., davalı şirketin tahsilat yapmak ile görevli olarak istihdam edilen kişi olup, zararın oluşumuna neden olan eylem görevin ifası sırasında gerçekleşmiştir. Sahte kart düzenlenmesi sırasında eylem için asıl gerekli olan sözleşme uyarınca davalı şirkete müşterilerin alışveriş yapmasına imkân sağlayan ve doğrudan banka ile irtibatlı olan "POS" cihazı olup anılan cihaz davalı şirketin kontrol ve güvenliği altındadır. Dışarıdan temin edilen "Encoder" cihazı eylemin asli unsuru değildir. Bu durumda mahkemece, davalı şirketin (istihdam ) sorumluluktan kurtulmak için yukarıda açıklanan yasa maddesindeki kurtuluş beyyinesini iddia ve ispat edemediği ve istihdam eden olarak istihdam ettiği kimsenin davacıya verdiği zarardan sorumlu tutulması gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiştir.” 34
Görüleceği üzere bu olayda, istihdam eden şirketin kurtuluş beyyinesini ispat edememesi sebebi ile davalı şirketi sorumlu tutmuştur. Buna kıyasla yukarıda belirttiğimiz gibi çalışanın hakaret içerikli mailler göndermesi, kızdığı bir marka için hazırladığı web sitesini yine şirket bilgisayarlarından yayınlaması halinde de şirketin kusursuz sorumluluğu olacağı kanaatindeyim.
Gönderilen bir email neticesinde, mailin çalışanı tarafından gönderilmiş olduğu savunmasının yeterli olmayacağı, adam çalıştıranın sorumluluğunu düzenleyen ve bir kusursuz sorumluluk hali olan BK’nun 55. Maddesi gereği adam çalıştıran çalışanın bu tür eyleminden sorumlu olacaktır meğer ki yine aynı madde de düzenlenen kurtuluş beyyinesini getirmemiş olsun35
Yine uygulamadan bir örnek vermek gerekirse, ………..Kundura A.Ş.’den aldığı bir ayakkabının kusurlu çıkması ve bunun karşısında ayakkabı firmasının duyarsızlığına sinirlenen bir şirket çalışanı, ayakkabı firması aleyhinde hazırladığı web sayfalarını, yine şirket bilgisayarlarından upload (dışarı yükleme) etmek sureti ile internette yayınlamıştır. Yayınlanan bu siteye yüklemenin hangi IP’den yapıldığı ayakkabı firması yetkilileri tarafından tespit edilmiş ve istihdam edenin sorumluğu çerçevesinde talepleri söz konusu olmuştur. Taraflar bu sorumluluk çerçevesinde bir anlaşmaya vararak konunun yargıya intikal etmesini engellemişlerdir.
Bu çerçevede internet şirketlere BK m.55 anlamında da sorumluluklar yüklemiştir.
c) Hukuka Aykırı Fiilin İş Hukuku Bakımından Değerlendirilmesi:
Personelin hukuka aykırı fiili karşısında ortaya çıkan diğer bir orun ise bu fiilin İş Hukuku açısından durumudur. Hukuka aykırı fiil neticesinde şirket çalışanı personelin İş kanunu karşısında iş akdinin durumu ne olacaktır? Bu hukuka aykırı fiil iş akdinin feshinde haklı bir neden mi sayılacak yoksa geçerli bir sebep mi sayılacaktır?
4857 sayılı İş Kanunun yürürlüğe girmesi ile birlikte İş Hukukumuza, iş güvencesi kavramı girmiş, kanun 18. Maddesinde “Otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.” Şeklinde ifade edilmiştir. Bu maddeye göre en az otuz işçiye sahip işyerlerinde, altı aylık kıdemi bulunan belirsiz süreli iş akdi olanların iş akitlerinin feshinde işveren tarafından geçerli bir sebep gösterilmesi gerekmektedir. Bu sebepler kanunu 25. Maddesinde belirtilen işverenin derhal fesih hakkını kullanmasına sebep olacak fiiller kadar ağır olmayan, ancak iş akdinin feshine sebep olacak fiiller olarak tanımlanabilir. Geçerli sebebe dayalı olarak iş akdine son verilen işçiye kıdem ve ihbar tazminatı ödenmelidir.
İş kanunun 25. Maddesinde ise işverenin haklı nedenle derhal fesih sebepleri sayılmış, bu sebeplerden birinin varlığı halinde işçinin kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanamayacağını hükme bağlamıştır.
Bu duruma göre personelin bilişim ile ilgili fiili, ya 25/II-e maddesinde belirtilen “İşçinin, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunması.” Haline sokacak isek, işçinin işinden olmasının yanında, yıllardır çalışması karşısında yıpranma payı olarak da adlandırabileceğimiz kıdem tazminatından da mahrum bırakacağız ya da bunu geçerli bir sebep sayıp işçinin kıdem ve ihbar tazminatını ödeyeceğiz.
Her olay kendi içinde delilleri ile iyi değerlendirilerek doğru bir sonuca varılması hakkaniyet gereğidir.
Bu konuda Yargıtay’da çeşitli kararlar vermiştir.
“Davacı, 24.11.1999 günü bilgisayarının e-mail penceresinin from (mesaj gönderen kişinin adının yazıldığı yere) bölümünde Genel Müdür A.Ç. ismini yazarak önce “yılbaşı hediye verme ve tebrik kartı gönderme uygulamasına son verildiği...”ni belirterek çalışanların bilgisayarlarına mesaj göndermiş ve daha sonra da aynı gün saat 15.48’de yine aynı yöntemle “...bu sabah göndermiş olduğum duyuru sizleri asıl acı habere alıştırmak amacını taşıyordu. Şu ana kadar hiçbir tepki gelmediği için asıl acı haberi eke gerek kalmadan veriyorum. 2000 yılı Ocak zammı yalnızca % 3.5 olarak belirlenmiştir...” şeklinde mesaj göndermeye devam etmiştir. Davacı ve mahkeme bu eylemlerin iş arkadaşlarına yönelik şaka mahiyetinde eylemler olduğunu kabul etmektedirler. İster kamuya ister özel sektöre ait olsun bir işyerinde aranması gereken en önemli özelliklerden birisi de çalışanların belli bir ciddiyet, sorumluluk ve olgunluk içerisinde bulunmalarıdır. İşyeri yetkilisinin ismini kullanarak işyeri huzur ve disiplinini bozacak şekilde eylemlerde bulunulması ciddiyet ve sorumlulukla bağdaşmayacağı gibi, doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlardandır. Mahkemenin hiçbir gerekçe göstermeden davacının iddialarını kabul edip, olayı basit bir şaka sayıp istekleri kabul eden kararı usul ve yasaya aykırı olduğundan hükmün bozulması gerekmiştir.” 36
Görüleceği üzere Yargıtay bu olayda, işçinin davranışını doğruluk ve bağlılığa uymayan davranış olarak değerlendirilmiştir. Bu kararda üye C.İ.GÜNAY benimde katıldığım, e-mail mesajının hizmet akdinin ihbarsız feshine sebep olacak ağırlıkta bulunmadığından karşı oy kullanmıştır.
Bir başka kararında “Davacı 9.1.2004 günlü fesih bildirimi ile İş Kanununun 25/II-e maddesine göre iş sözleşmesinin feshedildiğini, savunmasının alınmaması, fesih nedeninin açık ve kesin olarak bildirilmemesi nedeniyle feshin geçersiz olduğunu iddia ederek işe iade isteğinde bulunmuştur.
Mahkemece; fesih bildiriminin açık ve kesin olmadığı, haklı nedene de dayanmadığı, işverenin güvenini kötüye kullanması hususu davalı tarafından ispat edilmediğinden istek gibi hüküm kurulmuştur.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; bir eğitim kurumu olan davalı vakıfta bölge eğitim sorumlusu olarak çalışan davacının, davalının ibraz ettiği, davacının da kendisi tarafından çekildiğini kabul ettiği e-mail kayıtlarından, işyeri bilgisayarını kullanarak, mesai saatleri içinde aynı yerde çalışan bir hanım iş arkadaşına edep dışı sözler ve resimler içeren mesajlar gönderdiği anlaşılmıştır. Bizzat davacı tanıkları bu mesajların işverence 7.1.2004 tarihinde öğrenildiğini ifade etmişlerdir.
Bu durumda davacının iş akdinin feshi geçerli bir sebebe dayandığının kabulü gerekir.”37 Konuyla ilgili bir başka karar.38
Kanaatimce, her olay kendi içinde değerlendirilmelidir. E-mail ya da diğer internet araçları ile gerçekleşen hukuka aykırı fiil, İş kanunun 25. maddesinde sayılan hallerden biri ise iş akdi haklı nedenle derhal fesh edilebilir. Özellikle işveren açısından BK.m.55 kapsamında bir sorumluluk doğmuşsa bu işveren açısından haklı bir neden sayılmalıdır. Ama bunların dışında kalan fakat hukuka aykırılık teşkil eden fiiller ise geçerli sebep olarak sayılmalıdır.
3- ALAN ADI (DOMAIN NAME)UYUŞMAZLIKLARI
Şirketler açısından sıkça rastlanan bir başka hukuki sorun da alan adı (domain name) uyuşmazlıklarıdır. İnternetin global ekonomi üzerindeki ağırlığının artması ile birlikte, web siteleri, şirketler için olmazsa olmaz bir enstrümanı haline gelmiştir. Bununla birlikte şirketler adları ya da markaları ile anılan bir alan adı almak istediklerinde bu alan adının bir başkası tarafından, daha önce alındığı gerçeği ile karşılaşmışlardır. İşte bu noktada da alan adı uyuşmazlıkları ortaya çıkmıştır.
İnternetteki her web sitesinin kendisine ait özel bir adresi vardır. Bunlar IP adresi olarak adlandırılırlar ve bilgisayarlar arasındaki iletişim yapılırken veri paketlerinin adreslenmesinde kullanılırlar.39
Kullanıcı düzeyinde IP adresinin akılda tutulması çok zordur. Bu nedenle IP adresleri “Alan Adı Sistemi-Domain Name System(DNS)” ile simgesel olarak isimlendirilmiştir.40
Sonu. com, org, net vb. uzantılar ile biten internet alan adı (domain name) tescilleri ise ICANN denetimindeki çeşitli şirketlerce yapılmakta ve "İlk Gelen, İlk Alır" kuralı geçerli kabul edilmektedir. Bu kuralın geçerli olması, internet alan adı üzerinde gerçek hak sahiplerinin dışındaki kişilerin internet alan adını kendi adına tescil ettirmesi nedeniyle çeşitli hak kayıplarını beraberinde getirmektedir.41
Tanınmış kişi ve kuruluşların domain name'lerini satın alan kişiler bu kişi ve kuruluşların adına web siteleri hazırlayıp yayınlayarak ticari ve kişisel prestijlerini sarsmaya çalışabileceği gibi bu kişi ve kuruluşların adlarına çıkarttıkları mail adresleriyle birçok yere internet mesajı gönderebilme imkânı yaratıyorlar. Bu durumda marka hakkı ve alan adı önem kazanıyor. İnternette kötü amaçlı olarak başka kişi ve kuruluşlar adına domain name satın almış olan kişilerin daha sonra bu kişi ve kuruluşlardan bu alan adını satmak üzere çok yüksek rakamlar talep etmektedirler. 42
Domain tescilinde bulunan kişinin, başkasına ait marka, isim, ticaret unvanı, işletme adı ve vb. ilerde gerçek hak sahibine çok yüklü bir meblağ karşılığında satmak amacıyla, internet alan adı olarak kendi adına tescil ettirmesine “domain grabbing” veya “cybersquatting” denmektedir.43
.Com.tr,com.uk gibi ülke kodlarını içeren alan adlarında ise o ülkelerde yetkilendirilen kuruluşlar alan adı tahsislerini yapmakta ve uyuşmazlıkları çözüme bağlamaktadırlar.Türkiye’de alan adı tahsisleri halen ODTÜ bünyesindeki DNS grubu tarafından yürütülmektedir.44
ODTÜ alan adı tahsislerinde marka,unvan v.b. kayıtları temel almaktadır.ODTÜ’nün internet alan adı verilmesi sistemi sayesinde Türkiye alt alan adlarının(.com.tr vs.) domain grabbing veya domain ticaretine konu olması çok nadir ortaya çıkabilir.45
Türkiye’deki ODTÜ uygulamaları46 alan adı uyuşmazlıklarını başından halletmeye yönelik olmakla birlikte, haksız uygulamalara da sebebiyet vereceği ortadadır. Alan adı uyuşmazlıkları konusunda .tr uzantılı alan adları ile ilgili taraflar Türkiye’de olması muhtemel olacağından genel hükümlere göre açılacak davalarla çözüm yoluna gidilmesi mümkündür. Ancak .com, .net, .org, .info, .biz gibi toplevel alan adları gibi tüm dünya üzerinden alınabilen ve alan adı alımında herhangi bir kısıtlamanın bulunmadığı durumlarda çıkan alan adı uyuşmazlıklarında dava yolu ile çözüm neredeyse imkansızdır.
Örneğin hakkı tecavüze uğrayan kişinin, Amerika’daki tescil makamına karşı dava açıp onu sonuçlandırması, dava açıp kazandığı farz edilse bile bunun icra edilmesi Antiller’deki tescil sahibine karşı neredeyse mümkün değildir.47
Uluslar arası alanda alan adı ihlallerinin artması ile birlikte yeni kurulan en yüksek İnternet İdare Organı olan ICANN48 26 Ağustos 1999’da Şili’de yaptığı toplantıda yeni tahkim kurallarının yürürlüğe girmesini kararlaştırmıştır. Bu çerçevede ICANN “Uniform Domain Name Dispute Resolution Policy49” (Yeknesak Kurallar - UDRP) ve bununla ilgili usul kuralları “Rules for Uniform Domain NameDispute Resolution Policy50”(Usul Kuralları -RUDRP) aynı tarihte, 1 Aralık 1999 tarihinde yürürlüğe girmiştir. ICANN tahkim usulünün klasik tahkimden ayrıldığı en önemli hususlardan birisi, bu tahkim usulünün alan adının tescili esnasında kabulünün zorunlu olmasıdır. Bir nevi genel işlem şartlarında olduğu gibi sözleşme ancak bu şartların kabulü ile meydana gelmektedir.51
ICANN yetkili tahkim kuruluşları hali hazırda üç tanedir.52 Bunlar;
- 22.02.2002’de yetkilendirilmiş, Asian Domain Name Dispute Resolution Centre
ADNDRC53
- 23.12.1999’da yetkilendirilmiş, The National Arbitration Forum NAF54
-01.12.1999’da yetkilendirilmiş, World Intellectual Property Organization WIPO55dır.

Avrupa’daki uyuşmazlıklarda en çok kullanılan organizasyon WIPO dur. Özellikle Türkiye gündemine gelmiş alan adı uyuşmazlıklarından Cem Yılmaz 56,Koç Bank57,Koç Holding 58,Genel Kurmay59, Tarkan60 ilgili davalar WIPO tarafından incelenmiş ve sonuçlandırılmıştır.
ICANN tarafından akredite edilmiş kuruluşlardan birisine yazılı olarak yapılan bir müracaat ile tahkim usulü açılmış olur.61
Yeknesak kurallar (UDRP) sisteminde şikâyetçinin başarılı olabilmesi için, şikayet edilenin şu üç hususu ihlal ettiğini ispatlaması gerekir (madde 4a):
• Alan adının ticari bir marka veya hizmet markası ile aynı veya ayırt edilemeyecek derecede aynı olduğu.
• Alan adını alan kişinin bu alan adını almasında yasal veya haklı bir menfaatinin bulunmadığını.
• Şikayet edilenin alan adını kötü niyetle tescil ettirdiğini ve kullandığını.
Madde 4b’de ise hangi hallerin kötü niyetli tescil ve kullanım olduğu belirtilmiştir. Buna göre kötü niyetle tescil ve kullanım şu halleri kapsayabilir:
• Alan adının ticaret markası veya hizmet markası sahibine veya onun ticari rakibine fahiş bedellerle (tescil için gereken masrafların çok üzerinde bir bedelle) satma, kiralama veya herhangi bir şekilde devretme amacıyla tescil ettirilmiş olması.
• Ticari gaye ile hareket ederek, marka sahibinin markasını alan adında kullanmasını önlemek için bu tescilin yaptırılmış olması.
• Tescilin ticari rakiplerin işlerine zarar vermek amacıyla yaptırılmış olması.
• Alan adı ile insanların kafasında karışıklık yaratarak internet kullanıcılarının alan adının gösterdiği siteye çekilmek istenmesi,62 sayılmaktadır.
Dilekçeye tüm delillerin eklenmesi gerekmektedir.
Şekli açıdan bütün şartları ve davanın bunda sonraki seyrini muhtevi bilgileri içeren dava dilekçesi karşı tarafa gönderilir.63 Davalı tarafından alınan dilekçeye karşı 20 günlük sürede cevap verilmesi gerekmektedir. Gerektiğinde bu süre tahkim divanı tarafından uzatılabilmektedir.64Her iki tarafın görüşleri alındıktan sonra divan, ihtilafı çözümleyecek olan hakem heyetini/hakemi belirler. Divan aynı zamanda, normal şartlarda davanın ne zaman sonuçlanacağını da belirler. 65 Karar heyetin atanmasından sonra on dört gün içinde verilmesi gerekir. Taraflar anlaşmışlar ya da sulh olmuşsa divan karar vermez.66 Dava ve vekalet ücreti masraflarını tahkim yoluna başvuran, davayı kazanmış olsa bile karşılamak zorundadır.67
Tahkim heyeti tarafından verilen karar tahkim divanına gönderilir. Tahkim divanı da bu kararı üç gün içinde taraflara ve ICANN’ a bildirir. Ayrıca karar internette yayınlanır. Kararın tebliğinden sonra on günlük bekleme süresinin dolmasına müteakip domain adını tescil eden makam kararı vakit geçirmeksizin uygulamaya geçirmeli; yani ya alan adını talepte bulunana devretmeli veya silmelidir. Ancak dava aleyhine sonuçlanan taraf on günlük bekleme süresi içinde milli mahkemeler nezdinde talebi kabul edilen tarafa karşı dava açtığını tescil kuruluşuna karşı ispatlarsa, bu durum hakem kararının yerine getirilmesini, karşı tarafın açılmış olan bu davanın reddedildiğini, geri alındığını veya taraflar arasında herhangi bir şekilde çözüme kavuşturulduğunu ispatlayana kadar, engeller.68
Bu tür tahkim yoluna müracaatın maliyeti hakkında bilgi vermek gerekirse, bir hakem veya üç hakem olmasına ya da itilaf konusu domain name adedine göre 1500 ila 5000 USD arasında bir maliyet söz konusu olmaktadır.69
SONUÇ
Yüzyılın icadı olarak adlandırılan internetin hayatımızı kolaylaştırdığı, insanların bilgiye ulaşmaktaki ilk referans kaynağı olduğu muhakkaktır. İnternetin, bilgiye ulaşma yanında diğer kullanım alanlarının artması ile birlikte, semerelerinin yanında külfetlerinin de yanında geldiği yadsınamaz bir gerçektir. Külfeti ne kadar çok olursa olsun internet kullanımından vazgeçilemez. Ancak doğru ve bilinçli kullanım ile bu külfetler en aza indirilebilir. Özellikle şirketler açısından baktığımızda, interneti iyi anlamak, gelebilecek sorunları masaya yatırarak gerekli tedbirleri almak gerekmektedir. Yukarıda bazı örneklerle de izah ettiğimiz gibi, şirket içi ağ denetimi ile internet çıkışlarının kontrol edilmesi, internete giriş zamanları ile kimler tarafından girildiğinin kayıtlarının tutulması, şirket çalışanlarının internet kullanım sınırlarının belirlenmesi, web mail hizmeti veren sitelere çıkışların engellenmesi, kullanıma sunulan bilgisayarların personele zimmetlenmesi, bir unvan, marka yaratırken öncelikle alan adının boşta olup olmadığının kontrol edilmesi, şeklinde çözümler önerilebilir. İnternetin sorunlarını büyüterek kullanımını ve faydalarını aza indirmek yerine gerekli tedbirleri almak gerektiği kanaatindeyim.



KAYNAKLAR


1. Akyiğit,Ercan 4857 sayılı İş Kanunu Şerhi Ankara 2006
2. Aldemir,Hüsnü Türk Ceza Kanunu ve Kabahatler Kanunu Yorumu Ankara 2007
3. Bilgili, Abbas İş Güvencesi Hukuku İşe İade Davaları
4. Bozbel, Savaş Internet Alan Adlarının(Domain Names) korunmasında Icann Tahkim Usulü Ankara-2006
5. Bozbel,Savaş Domain-Grabbing ve Icann Tahkim Usulü
6. Dülger, M.Volkan Yeni Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenen bilişim suçları ve bu suçlarla mücadelede alınması gereken önlemler.
7. Dülger, Murat Volkan Bilişim Suçları, Ankara-2004
8. Eralp, Özgür Bilişim Suçuna giden yol-IP Ankara 2004
9. Ertekin, Özkan İş GüvencesiHukuku İşe iade Davaları -2005
10. Günay,Cevdet İlhan iş Hukuku Yeni İş Yasaları Ankara 2004
11. Keser Berber, Leyla Adli Bilişim (Computer Forensic) Ankara 2004
12. Kocasakal,Hatice Özdemir Elektronik Sözleşmelerden Doğan Uyuşmazlıkların Çözümünde Uygulanacak Hukukun ve Yetkili Mahkemenin Tespiti
13. Kurt,Resul İş Hukuku Mevzuatında Usul ve Esaslar İstanbul 2006
14. Meran,Necati Yeni Türk Ceza Kanunu Ankara 2007
15. Oğuzman, M.Kemal / Öz, M.Turgut Borçlar Hukuku Genele Hükümler İstanbul -2000
16. Özdemir, Cumhur Sinan Açıklamalı İş Kanunu-2004
17. Özdilek, Ali Osman Alan Adlarında Uyuşmazlık Çözüm Mekanizmaları Montreal 2003
18. Özdilek, Ali Osman İnternet ve Hukuk 2002
19. Özdilek,Ali Osman Uygulamadan Örnek Olaylarla Bilişim Suçları ve Hukuku İstanbul 2006
20. Sırbaşı, Volkan Ankara-2003
21. Tevetoğlu,Mete Bilişim Hukuku
22. Topaloğlu, Mustafa Bilişim Hukuku -2005




23. http://domains.adrforum.com/
24. http://inet-tr.org.tr/inetconf9/bildiri/27.pdf
25. http://turk.internet.com/haber/yazigoster.php3?yaziid=18288
26. http://www.adndrc.org/adndrc/index.html
27. http://www.bilgiportal.com/v1/idx/18/234/nternetBiliim-Szl/makale/nternet-Tarihi.html
28. http://www.birdenbire.com.tr/network-nedir.htm
29. http://www.ceturk.com/Dersoku.asp?id=368
30. http://www.icann.org/tr/turkish.html
31. http://www.internetarsivi.metu.edu.tr/
32. http://www.internetworldstats.com/stats.htm
33. http://www.internetworldstats.com/stats4.htm#europe
34. http://www.ip-numaram.com/ipadresi.html
35. http://www.ipv6.org/
36. http://www.istanbulpatent.com/tr/alanadi.htm
37. http://www.istanbulpatent.com/tr/mak_domainvemarka.htm
38. http://www.mcsetr.com/network_temelleri1.htm
39. http://www.planindir.com/yazigoster.asp?id=217&isim=Turkiyede.internet.inte rnet. Haftasi.
40. http://www.po.metu.edu.tr/links/inf/css25/bolum1.html#1
41. http://www.wipo.int/amc/en/domains
42. http://www.wipo.int/cgi-bin/domains/search/CaseCatReport?lang=en&case_id=1543
43. http://www.wipo.int/cgi-bin/domains/search/CaseCatReport?lang=en&case_id=2692
44. http://www.wipo.int/cgi-bin/domains/search/CaseCatReport?lang=en&case_id=1766
45. http://www.wipo.int/cgi-bin/domains/search/CaseCatReport?lang=en&case_id=8662
46. http://www.wipo.int/cgi-bin/domains/search/CaseCatReport?lang=en&case_id=3197
47. http://www.wipo.int/cgi-bin/domains/search/CaseCatReport?lang=en&case_id=3721
48. https://www.nic.tr/
49. http://www.hukukrehberi.net/makaleler/guncelgoster.asp?id=60
50. http://www.aramamotorukayit.com/forum/viewtopic.php?t=5
51. http://www.wipo.int/amc/en/domains/fees/index.html
52. http://icann.org/udrp/udrp-rules-24oct99.htm
53. http://www.icann.org/udrp/udrp-policy-24oct99.htm
1 Bozbel, Savaş Internet Alan Adlarının(Domain Names) korunmasında Icann Tahkim Usulü Ankara-2006 s21
2 http://www.internetworldstats.com/stats.htm
3 http://www.internetworldstats.com/stats4.htm#europe
4 Çiftçi,Ahmet-Güneş,Bilal-Bulut,Levent tarafından hazırlanan bilirkişi raporu
5 Özdilek, Ali Osman İnternet ve Hukuk 2002 s13
6 Sırbaşı, Volkan (Hakim) Ankara-2003 s53
7 http://www.po.metu.edu.tr/links/inf/css25/bolum1.html#1
8 Dülger, Murat Volkan Bilişim Suçları, Ankara-2004 s50
9 http://www.bilgiportal.com/v1/idx/18/234/nternetBiliim-Szl/makale/nternet-Tarihi.html
10 http://www.planindir.com/yazigoster.asp?id=217&isim=Turkiyede.internet.inte rnet.Haftasi.
11 http://www.internetarsivi.metu.edu.tr/
12 http://www.birdenbire.com.tr/network-nedir.htm
13 http://www.mcsetr.com/network_temelleri1.htm
14 http://www.ceturk.com/Dersoku.asp?id=368
15 Ipv6 hakkında ayrıntılı bilgi için bkz.http://www.ipv6.org/
16 http://turk.internet.com/haber/yazigoster.php3?yaziid=18288
17 Bkz. Yargıtay 4.Ceza Dairesinin 05.12.2005 tarih, 2004/8763 E. 2005/21445K. Sayılı kararı.
18 http://www.ip-numaram.com/ipadresi.html
19 Eralp,Özgür (Avukat) Bilişim Suçuna giden yol-IP Ankara 2004 s.6
20 Sarıkal, M.Nusret (İ.Ü. Bilgisayar Mühendisliği Öğ.Üyesi) tarafından hazırlanan Bilirkişi Raporu
21 Keser Berber, Leyla Adli Bilişim (Computer Forensic) Ankara 2004 s.46
22 http://www.ip-numaram.com/ipadresi.html
23 http://www.ip-numaram.com/ipadresi.html
24 http://www.ip-numaram.com/ipadresi.html
25 Meran,Necati Yeni Türk Ceza Kanunu Ankara 2007 s.105
26 İlkiz, Fikret (Avukat) Internedde Sorumluluk Boşluğu 27.08.2006 http://avukatilkiz.blogspot.com/2006_08_01_archive.html
27 Dülger, M.Volkan Yeni Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenen bilişim suçları ve bu suçlarla mücadelede alınması gereken önlemler.
28 Borçlar Kanunu Seçkin Yayınevi Ankara 2004
29 Oğuzman, M.Kemal / Öz, M.Turgut Borçlar Hukuku Genele Hükümler İstanbul -2000 s.570
30 Oğuzman, M.Kemal –Öz, M.Turgut Borçlar Hukuku Genele Hükümler İstanbul -2000 s.573
31 Kılıçoğlu, Mustafa (Yargıtay 9.Hukuk Dairesi Üyesi) Tazminat Hukuku Temmuz 2006 s.284
32 Kılıçoğlu, Mustafa (Yargıtay 9.Hukuk Dairesi Üyesi) Tazminat Hukuku Temmuz 2006 s.289
33 Kılıçoğlu, Mustafa (Yargıtay 9.Hukuk Dairesi Üyesi) Tazminat Hukuku Temmuz 2006 s.290
34 Bkz. Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 21.06.2006 tarih,2003/10647 E.,2004/7469 K. Sayılı karar.
35 Özdilek, Ali Osman Uygulamadan Örnek Olaylarla Bilişim Suçları ve Hukuku İstanbul 2006 s.135
36 Bkz. Yargıtay 9.Hukuk Dairesinin 25.01.2001 tarih, 2000/16796 E.2001/1288K.sayılı kararı.
37 Bkz. Yargıtay 9.Hukuk Dairesinin 16.12.2004 tarih, 2004/18435 E. 2004/28069 K.sayılı kararı.
38 Bkz. Yargıtay 9.Hukuk Dairesinin 10.02.2005 tarih, 2005/424 E. 2005/3763 K.sayılı kararı.

39 Özdilek, Ali Osman Uygulamadan Örnek Olaylarla Bilişim Suçları ve Hukuku İstanbul 2006 s.2
40 Özdilek, Ali Osman Uygulamadan Örnek Olaylarla Bilişim Suçları ve Hukuku İstanbul 2006 s.2
41 http://www.istanbulpatent.com/tr/alanadi.htm
42 http://www.istanbulpatent.com/tr/mak_domainvemarka.htm
43 Bozbel,Savaş Domain-Grabbing ve Icann Tahkim Usulü http://inet-tr.org.tr/inetconf9/bildiri/27.pdf
44 Özdilek, Ali Osman Uygulamadan Örnek Olaylarla Bilişim Suçları ve Hukuku İstanbul 2006 s.2
45 Bozbel,Savaş Domain-Grabbing ve Icann Tahkim Usulü http://inet-tr.org.tr/inetconf9/bildiri/27.pdf
46 https://www.nic.tr/
47 Bozbel, Savaş Internet Alan Adlarının(Domain Names) korunmasında Icann Tahkim Usulü Ankara-2006 s.56
48 http://www.icann.org/tr/turkish.html
49 http://www.icann.org/udrp/udrp-policy-24oct99.htm
50 http://icann.org/udrp/udrp-rules-24oct99.htm
51 Bozbel, Savaş Domain-Grabbing ve Icann Tahkim Usulü
52 http://www.icann.org/dndr/udrp/approved-providers.htm
53 http://www.adndrc.org/adndrc/index.html
54 http://domains.adrforum.com/
55 http://www.wipo.int/amc/en/domains
56 http://www.wipo.int/cgi-bin/domains/search/CaseCatReport?lang=en&case_id=1543
57 http://www.wipo.int/cgi-bin/domains/search/CaseCatReport?lang=en&case_id=2692
58 http://www.wipo.int/cgi-bin/domains/search/CaseCatReport?lang=en&case_id=1766
59 http://www.wipo.int/cgi-bin/domains/search/CaseCatReport?lang=en&case_id=8662
http://www.wipo.int/cgi-bin/domains/search/CaseCatReport?lang=en&case_id=3197
60 http://www.wipo.int/cgi-bin/domains/search/CaseCatReport?lang=en&case_id=3721
61 Bozbel, Savaş Internet Alan Adlarının(Domain Names) korunmasında Icann Tahkim Usulü Ankara-2006 s.76

62 Özdilek, Ali Osman Alan Adlarında Uyuşmazlık Çözüm Mekanizmaları Montreal 2003 http://www.hukukrehberi.net/makaleler/guncelgoster.asp?id=60
63 Bozbel, Savaş Internet Alan Adlarının(Domain Names) korunmasında Icann Tahkim Usulü Ankara-2006 s.77
64 Bozbel, Savaş Internet Alan Adlarının(Domain Names) korunmasında Icann Tahkim Usulü Ankara-2006 s.78
65 Bozbel, Savaş Internet Alan Adlarının(Domain Names) korunmasında Icann Tahkim Usulü Ankara-2006 s.79
66 Bozbel, Savaş Internet Alan Adlarının(Domain Names) korunmasında Icann Tahkim Usulü Ankara-2006 s.82
67 Bozbel, Savaş Internet Alan Adlarının(Domain Names) korunmasında Icann Tahkim Usulü Ankara-2006 s.83
68 Bozbel, Savaş Internet Alan Adlarının(Domain Names) korunmasında Icann Tahkim Usulü Ankara-2006 s.84
69 http://www.wipo.int/amc/en/domains/fees/index.html
---------------

------------------------------------------------------------

---------------

------------------------------------------------------------
Bu makaleden kısa alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir :

"İnternet'in Şirketler Açısından Getirdiği Hukuki Sorunlar" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Av.Taner Sevim'e aittir ve makale, yazarı tarafından Türk Hukuk Sitesi (http://www.turkhukuksitesi.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.

Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.


[Yazıcıya Gönderin] [Bilgisayarınıza İndirin][Arkadaşa Gönderin] [Yazarla İletişim]
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
» Makale Bilgileri
Tarih
18-02-2008 - 17:07
(5912 gün önce)
Yeni Makale Gönderin!
Değerlendirme
Şu ana dek 5 okuyucu bu makaleyi değerlendirdi : 5 okuyucu (100%) makaleyi yararlı bulurken, 0 okuyucu (0%) yararlı bulmadı.
Okuyucu
11688
Bu Makaleyi Şu An Okuyanlar (1) :  
* Son okunma 8 saat 26 dakika 24 saniye önce.
* Ortalama Günde 1,98 okuyucu.
* Karakter Sayısı : 58902, Kelime Sayısı : 7341, Boyut : 57,52 Kb.
* 8 kez yazdırıldı.
* 3 kez indirildi.
* 9 okur yazarla iletişim kurdu.
* Makale No : 764
Yorumlar : 0
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
Makalelerde Arayın
» Çok Tartışılan Makaleler
» En Beğenilen Makaleler
» Çok Okunan Makaleler
» En Yeni Makaleler
THS Sunucusu bu sayfayı 0,06138206 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.