Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Aktif Makale Hukukun Dili

Yazan : Özge Yücel [Yazarla İletişim]

Makale Özeti
Türk Yurttaşlık Yasası ile Türk Ceza Yasası yazım bakımından eskisine göre daha öz Türkçe ile yazılmış olsa da yanlışları ve yine de seçeneği varken değiştirilmeyen terimleri içermektedir. Hukuk ve diğer bilim dallarında terimlerin Türkçeleştirilmesi bir dil ve ekin sorunu olmanın yanında uygarlık sorunudur. Yurttaşların yasaları anlaması demokratik, uygar ve hukuk devleti olabilmenin koşuludur.
Yazarın Notu
Dil Derneği'nin Çağdaş Türk Dili Dergisi'nin 226. sayısında yayınlanmıştır.

HUKUKUN DİLİ

1 Ocak 2002 tarihinde yürürlüğe giren Türk Medeni Kanunu ile 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren Türk Ceza Kanunu öz Türkçe yazılsa da bu yasalar dilin kullanımında yanılgılar taşımaktadır.

Türk Medeni Kanunu’nda “ikrah” “korkutma” olarak değiştirilirken gaiplik ve butlan terimlerinde değişiklik yapılmamıştır. Gaiplik bir kimsenin yaşayıp yaşadığının bilinmemesi, kendisinden haber alınamaması durumunda kullanılmaktadır. Butlan ise baştan itibaren geçersizliği belirtir. Hukuk okulunu bitirmeden anlaşılamayan bu kavramları yurttaşların anlayabilmesi olanaksız görünmektedir. Ancak yurttaşların anlayamaması olağan görülemez; bunun hem hukuki hem de ekinsel bir nedeni vardır. Hukuki nedeni Türk Ceza Kanunu’nun 4.maddesinden anlaşılmaktadır. Bu maddeye göre ceza kanunlarını bilmemek mazeret sayılmaz. Aslında bu kural hukukun tümü için geçerlidir. Bütün yurttaşlar yasaları öğrenip buna uygun davranmakla yükümlüdür, bilmemek mazeret olamaz. Bu nedenle yasaların herkesçe anlaşılabilir olması hukuki bir gereklilik hatta zorunluluktur. Ekinsel nedeni ise dil bir toplumun ekinini yansıtan, toplumu yaşatan bir olgu olmasıyla açıklanabilir. Yasalar, düşünceler, duygular, tanıtımlar, bilimsel çalışmalar, sanat eserleri bu dilde yapılmalıdır ki dil yaşasın, toplum yaşasın. Toplum ekinini öncelikle diliyle geliştirebilir.

Eşya hukuku bölümünde “şufa, vefa, iştira, sükna” sırasıyla “önalım, gerialım, alım, oturma” olarak değiştirilmiştir, böylece bu terimler anlaşılabilir olmuştur.

Diğer yandan yeni çıkarılan “Mortgage Yasası” bu uğurdaki tüm çabaları alt üst etmektedir. “Mortgage” yerine hukukumuzda ipotekli borç senedi kurumu bulunmaktadır. Satın alınan evin değerinin bir senede bağlanarak senedi devralanın ipotek hakkına sahip olduğu ipotekli borç senedi kurumu yasamızda bulunurken aynı amaca hizmet eden, Avrupa’da uygulanan “mortgage”a gerek bulunmamaktadır. Yasamızdaki kurumların tümü doğru yorumlanarak uygulandığında dışalım yoluyla değişikliklere veya gereksiz eklere gerek kalmayacaktır. Ama yine de Avrupa’daki bu kurum alınmak isteniyorsa bizim dilimize kısır muamelesi yapılmadan sözcük türetilmesi doğru olurdu. Atilâ Sav’ın önerdiği “konutal” sözcüğü toplumda bu kurumun içeriğinin algılanmasını sağlayacak niteliktedir.* Bunların dışında Fransızcadan giren “ipotek” sözcüğü ile Arapçadan giren “rehin” sözcüğü yasada bu şekilde bulunmaktadır. Sözlüklerde rehinin anlamı “tutu, ipotek” olarak açıklanmıştır. Ama rehin ve ipotek sözcüklerini kolaylıkla atamıyoruz, aynı anlamı taşımıyorlar. İpotek taşınmaz rehinini belirttiğine göre tutu ve taşınmaz tutusu olarak ayırmamız gerekir. Tutu genel anlam taşırken taşınmaz tutusu özel anlam taşır.

Türk Ceza Kanunu ağdalı bir dilden kurtularak yalın bir anlatıma kavuşmuştur ama önemli yanlışlıklar yapılmıştır. Yasanın 21. ve 22.maddelerinde olası kast ve bilinçli taksir öngörülmüştür. Olası kast sorumlu kişinin yaptığı fiillerin sonucunu istememesine karşın öngördüğü halde bunu göze almasıdır. Amacına ulaşırken olacakları umursamamaktır. Örneğin, bir teröristin korku yaratmak amacıyla insanların bulunduğu bir yere bomba koyması durumunda, bomba nedeniyle insanlar ölürse, teröristin ölüm nedeniyle cezai sorumluluğu olası kasta dayanmaktadır. Bilinçli taksirde ise sorumlu kişi fiilin sonuçlarını istemez ancak fiilin sonuçlarını öngörebilmektedir. Burada sorumlu kişi yeteneğine güvenerek olası sonucu önleyebileceğini düşünür. Örneğin trafikte sürücüler hızını çok fazla artırdığında olabilecekleri öngörür ama kendine güvenir ve bir şey olmayacağına inanır. Yasanın 21. maddesinin 2. fıkrasında olası kastın tanımı şöyle yapılmıştır: “Kişinin, suçun kanuni tanımındaki unsurların gerçekleşebileceğini öngörmesine rağmen, fiili işlemesi halinde olası kast vardır.” Bilinçli taksir de 22.maddenin 3. fıkrasında öngörülmüştür: “Kişinin öngördüğü neticeyi istememesine karşın, neticenin meydana gelmesi halinde bilinçli taksir vardır.” Dikkat edilirse bu iki tanım birbirinden ayırt edilemeyecek kadar benzer içeriktedir. Ama olası kast ve bilinçli taksir farklıdır ve yasanın uygulanmasında en azından karışıklığa meydan verilmeyecek kadar açık tanımları olmalıdır. Yasa bu durumuyla uygulandığında istemeden yapılan tüm trafik kazaları olası kastla değerlendirilebilecek ve adil olmayan ceza sorumluluğuna neden olacaktır.

Bunun dışında yasadan “içtima”, “teşebbüs” sözcükleri çıkarılıp Türkçeleştirilmemiştir. Halbuki “içtima” “toplanma”, “teşebbüs” “girişim” veya “kalkışma” olarak değiştirilebilirdi.
Genel olarak yaptığımız değerlendirmeler kuru kuruya dil kıskançlığı değildir. Hukuk ve diğer bilim dallarında terimlerin özleştirilmesi veya Türkçeleştirilmesi uygar bir toplum olabilmenin koşuludur. Çünkü dilini anlamayan bir toplumda bilimsel ilerlemeler de beklenemez ve o ülkenin geri kalmışlıktan kurtulması olanaksızdır. Nitelikli bilim yapabilmenin yanında özleştirme yurttaşların yasaları doğru anlamasını ve haklarını bilmesini, savunabilmesini sağlar. Demokratik hukuk devletinin varlığı, haklarını bilen ve özgürce savunan, elde eden yurttaşların olmasına bağlıdır. Bu nedenlerle hukukçuların “hukukun diline müdahale etmeyin” gibi yaklaşımları kendini toplumdan ayrıştıran, seçkinci bir yaklaşımdan öteye gitmez. Dilimiz toplum yaşamında ortaya çıkan gereksinimleri ve bunları anlatmaya yetecek kadar köklü, varsıl bir dildir.

Sonuç olarak, son yıllarda çıkarılan yasaların ağdalı bir dilden kurtularak yalın bir Türkçe ile yapıldığını söyleyebiliriz. Ancak yalınlık basitlik değildir, iyi bir yazımın koşulu ne denilmek istendiğini doğruca, özlü ve yalın biçimde anlatmaktır. Bu bakımdan terimler Türkçeleştirilmeli ama anlamlar birbirine karışmamalı, doğru bir anlatıma kavuşmalıdır.

*Atilâ Sav, “Neden ‘Mortgage?’”, Çağdaş Türk Dili Dergisi, Cilt XVII, Sayı 212, Ankara, Ekim 2005, s.385

Kaynakça:
1. Çağdaş Türk Dili Dergisi, Cilt XVII, Sayı 212, Ankara, Ekim 2005
2. Türkçe Sözlük, TDK, 6.basım, 1979
Bu makaleden kısa alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir :

"Hukukun Dili" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Özge Yücel'e aittir ve makale, yazarı tarafından Türk Hukuk Sitesi (http://www.turkhukuksitesi.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.

Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.


[Yazıcıya Gönderin] [Bilgisayarınıza İndirin][Arkadaşa Gönderin] [Yazarla İletişim]
» Makale Bilgileri
Tarih
07-02-2007 - 00:56
(6250 gün önce)
Yeni Makale Gönderin!
Değerlendirme
Şu ana dek 7 okuyucu bu makaleyi değerlendirdi : 6 okuyucu (86%) makaleyi yararlı bulurken, 1 okuyucu (14%) yararlı bulmadı.
Okuyucu
9534
Bu Makaleyi Şu An Okuyanlar (1) :  
* Son okunma 50 dakika 42 saniye önce.
* Ortalama Günde 1,53 okuyucu.
* Karakter Sayısı : 5954, Kelime Sayısı : 732, Boyut : 5,81 Kb.
* 10 kez yazdırıldı.
* 16 kez indirildi.
* 1 okur yazarla iletişim kurdu.
* Makale No : 487
Yorumlar : 1
Sayın Özge Yücel Dilde daha anlaşılabilir olma amacını taşıyan yaklaşımları destekliyorum. Makalenin içeriğinde ifade edilen "Kuru bir dil kıskançlığı" yapılmadığı yönündeki açıklama bu düşüncemi d... (...)
Makalelerde Arayın
» Çok Tartışılan Makaleler
» En Beğenilen Makaleler
» Çok Okunan Makaleler
» En Yeni Makaleler
THS Sunucusu bu sayfayı 0,02748489 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.