Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Aktif Makale İflasın Hukuki Sonuçları Çerçevesinde Tamam Olmuş Satışların İfası

Yazan : Av. Yaşar Sarı [Yazarla İletişim]
AVUKAT

Makale Özeti
iflasın alacaklı bakımından doğurduğu sonuçlardan tamam olmuş satışların ifası( iik 199) incelenerek çeşitli sözleşme türlerine etkileri değerlendirilmiştir.
Yazarın Notu
Bu araştırma konusu A.Ü. medeni usul icra iflas hukuku kürsüsü yüksek lisans ödevi olarak sayın prof dr. Erdal Tercana aralık 2006 da sunulmuştur.

İÇİNDEKİLER

İÇİNDEKİLER…………………………………………………………………………......I
KISALTMALAR CETVELİ……………………………………………………………..II
BİBLİYOGRAFYA……………………………………………………………………….III
GİRİŞ…………………………………………………………………………………………1

A)GENEL BİLGİ…………………………………………………………………………..2

B) TAMAM OLMUŞ SÖZLEŞMELERİN İFASI……………………………………2

1. İFLAS İLE SON BULAN SÖZLEŞMELER………………………………………..3
2. İFLAS İLE SON BULMAYAN SÖZLEŞMELER…………………………………..3

C) İFLASIN SÖZLEŞMELER ÜZERİNE ETKİSİNİN AYRI AYRI İNCELENMESİ…………4
1) SATIŞ SÖZLEŞMESİ……………………………………………………………….4

2) TRAMPA............................................ .............................................6

3) BAĞIŞLAMA……………………….…………………………………………………6

4) KİRA SÖZLEŞMESİ………………………………………………………………...6

5) ARİYET SÖZLEŞMESİ…………..…………………………………………………6

6) ÖDÜNÇ SÖZLEŞMESİ………….………………………………………………….7

7) HİZMET SÖZLEŞMESİ………….…………………………………………………7

8) ESER SÖZLEŞMESİ…………..……………………………………………….....8

9) YAYIN SÖZLEŞMESİ……………………………………………………………….8

10) HAVALE………………………………………………………………………………8

11) VEDİA SÖZLEŞMESİ……………………………………………………………..10

12) KEFALET SÖZLEŞMESİ ………………………………………………………..10

13) SİGORTA SÖZLEŞMESİ…………………………………………………………10

14) TİCARET ŞİRKETLERİNİN İFLASI………………………………………………11

15) TİCARET KANUNUNDAKİ DİĞER İFLAS HÜKÜMLERİ………………………11
KISALTMALAR

age : adı geçen eser

BK : Borçlar Kanunu

BKZ. : bakınız

C : cilt

İİD : İcra ve İflas Dairesi

İİK : İcra ve İflas Kanunu

HUMK : Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu

m : madde

MK : Medeni Kanun

s. : sayfa

TK : Ticaret Kanunu

vb. : ve benzeri

vd. : ve devamı





BİBLİYOGRAFYA

ANSAY, SABRİ ŞAKİR : Hukuk ve İcra ve iflas usulleri, 5. bası, Ankara
1960, s.230-242

ARAR, KEMAL : İcra ve iflas hükümleri, c II İflas, 1945, s.88-90

BAŞÖZEN, AHMET : Müflisin tasarruf yetkisi, Turhan kitabevi, Ankara
2005

ERİŞ, GÖNEN : Uygulamalı iflas ve konkordato hukuku, 1. basım,
mart 1991, s. 575-577

GÜRDOĞAN, BURHAN : İflas hukuku dersleri, Ankara 1966, s. 102-109

KILIÇOĞLU, AHMET : borçlar hukuku-genel hükümler, 6.bası,Ankara
2005

KURU, BAKİ : icra ve iflas hukuku el kitabı, İstanbul 2004,
s.1049-1058

KURU, BAKİ : icra ve iflas hukuku, Ankara 1983, s. 658- 682

KURU, BAKİ / ASLAN,
RAMAZAN/YILMAZ, EJDER: İcra ve iflas hukuku ders kitabı, 19. baskı,
Ankara 2005

TERCAN, ERDAL
/ TERCAN, SÜHEYLA : icra ve iflas hukuku, Ankara 2005

TERCAN, ERDAL : iflasın sözleşmelere etkisi, Ankara 1996

OLGAÇ, SENAİ : icra-iflas, c II ,İstanbul 1976, s. 1628

ÖĞÜTÇÜ, TAHİR
/ÇİTOĞLU, ALİ : uygulamalı icra ve iflas kanunu, c II ,1977, s.956-
957





GİRİŞ


Ticaret mahkemesinin iflas kararı vermesinden sonra, hem borçlu hem de alacaklı bakımından birtakım hukuki sonuçlar doğar. İflasın açılmasıyla borçlunun ve alacaklıların hukuki durumlarında birtakım değişiklikler olur. Bu değişiklikler, borçlunun malvarlığını tavsiye edip, alacaklılara mümkün olduğunca eşit bir şekilde paylaştırılmasını sağlamaya yönelik değişikliklerdir. Bu değişiklikler, genellikle İcra ve İflas kanunu ve diğer kanunlarda (BK, TK, MK ) öngörülmüştür.

İflas, aynı zamanda müflisin alacaklılarının hukuki durumlarında da maddi hukuk bakımından değişiklikler yaratır. İflasta müflisin haczi caiz bütün malvarlığı, bütün borçların ödenmesine tahsis edileceğinden ve bu yapılırken de iflas alacaklılarının eşit muamele görmeleri gerektiğinden İcra ve İflas Kanunu’nda alacaklılar bakımından iflasın sonuçları düzenlenmiştir. Bu çalışmada, İcra ve İflas Kanunu’nun 199. maddesine göre ‘’tamam olmuş satışların ifası’’ çerçevesinde çeşitli sözleşme türlerine göre iflasın sözleşmelere etkileri incelenmiştir.



A) GENEL BİLGİ

Sözleşme; ’’iki tarafın, hukuksal sonuca yönelik karşılıklı ve birbirine uygun iradelerini açıklamalarıyla meydana gelen bir hukuksal işlemdir ‘’. Bir sözleşmenin taraflarından birinin iflası halinde, o sözleşme ile düzenlenmiş olan hukuki durumda önemli bir değişiklik meydana gelir ve genellikle sözleşme ile elde edilmek istenen amaç tehlikeye girer. Bu nedenle kanun, bazı hallerde, taraflardan birinin iflası halinde, sözleşmenin son bulacağını hükme bağlamaktadır. Fakat bu haller istisnadır. Kural olarak, sözleşmenin taraflarından birinin iflası ile sözleşme kendiliğinden son bulmaz.

Buradaki sözleşmeden maksat, müflisin iflastan önce yaptığı ve taraf bulunduğu, iflasın açıldığı anda henüz tam olarak ifa edilmemiş olan sözleşmelerdir. Müflisin iflastan sonra yaptığı sözleşmeler masayı ilgilendirmez ve iflasın bu sözleşmeler üzerine bir etkisi yoktur. Fakat iflas idaresi bu sözleşmeleri masanın menfaatine görürse onları benimseyebilir; yani sözleşmeye girebilir.

B) TAMAM OLMUŞ SÖZLEŞMELERİN İFASI

İcra ve İflas Kanunumuz her türlü karışıklığa imkân vermemek adına 199 uncu madde hükmünü sevk etmiş bulunmaktadır. ‘’iflasın açılmasından evvel borçluya bir mal satıp teslim eden satıcı fesih ve geri alma hakkını açıkça muhafaza etmiş olsa bile, akdi feshedemez ve sattığını geri alamaz.’’

Kanun hükmünden de anlaşılacağı üzere;
a) İflasın açılmasından evvel borçluya bir mal satılmalı
b) İflasın açılmasından evvel satılan bu mal borçluya teslim edilmeli

Yukarıda sayılan iki şartın gerçekleşmesi ile satıcı fesih ve geri alma hakkının açıkça muhafaza etmiş olsa bile akdi feshedemez ve sattığını geri alamaz. Bu hükmün iflasa karşılık gelen genel hükümlerden mülhem olduğu aşikârdır. Bir kimseye parasını almadan kredi üzerine mal satmış olan kimsenin, müflis aleyhine şahsi hak sahibi olan diğer alacaklılardan bir farkı görülmemektedir. Satılan şeyin mülkiyeti iflasın açılması sırasında müflisin uhdesinde olunca bunun masadan istirdadı mümkün olmaz. Satıcının bu şart altında adi bir alacaklı telakkisi tabidir.

Bir de Borçlar kanunu’nun 211 inci maddesine bakacak olursak ‘’mebi ancak semenin tediyesinden sonra veya tediyesi akabinde teslim edilmek lazım gelen hallerde müşteri tediyeden temerrüt ederse, bayi hiçbir merasime muhtaç olmaksızın bey’i feshedebilir. Fakat bu hakkını kullanmak istiyorsa keyfiyetten müşteriyi haberdar etmekle mükelleftir. mebi, müşteriye teslim edilmiş ise bayi bu hakkı sarahaten muhafaza etmiş olmadıkça bey’i feshedip mebi istirdat edemez.’’ Görülüyor ki genel hükümlere göre:

a) mebi müşteriye kayıtsız şartsız teslim edilmiş olursa ne iflas ne de müşterinin teehhür haline konmuş olması satıcıya akdi feshederek mebi istirdat hakkı vermemektedir.
b) Mebi müşteriye teslim edilmiş olmakla beraber, semenin edasında, teehhür meydana geldiği takdirde akdin feshi ve bedelin istirdat olunacağı şart olunmuş ise, müşteri mebi üzerinde mülkiyet hakkı kazanmış olmasına rağmen teslimde gecikmiş ise bayi akdi feshedip mebi istirdat edebilecektir.

Hâlbuki iflas sebebiyle müşterinin mülkü olan mebi masaya intikal ettiğinden satıcı, satılan şeyin bedelini alelade bir alacaklı sıfatıyla masadan isteyebilecektir. Fakat iflasın meydana gelmesinden evvel mebi istirdat edilmiş olursa 190 uncu maddenin uygulanmasına yer kalmayacaktır.

Acaba 199 uncu madde, iflas sahasında Borçlar Kanunu’nun 211 inci maddesini ortadan kaldırmakta mıdır? İsviçre’ de bu iki hüküm arasında bir ayrılık olmadığı belirtilmektedir. Borçlar kanunu’nun istirdat hakkını saklı tutan 211 inci maddesi diğer bütün idealar gibi konusu para olmayan alacakların o kıymette paraya çevrileceği hakkındaki kurallara tabi bir iddia olarak göz önüne alınmalıdır.

Mebiin teslimi, iflasa karşılık gelir. Teslimden maksat satılan şey üzerinde müşteri zilyetliğinin tesisidir. Mülkiyet bu şekilde müşteriye intikal etmeyince 199 uncu madde sahası dışında kalmış olur. Satıcıların bu madde sebebiyle maruz kaldığı kötü durum dolayısıyla açıkça ve dolambaçlı yollarla onun hükmünden kurtulma çaresi aramaktadırlar. Bu çareler arasında, federal mahkemenin de kabul ettiği gibi, mülkiyeti muhafaza kaydıyla satış akdini görmekteyiz. Bu akdin icaplarına göre müşteri satılan şeyin bedelini tamamen ödemedikçe mülkiyetine sahip olamaz. Bu gibi bir halde iflas müşterinin mebiye malik olmasından evvel meydana geleceği için bayi satılan şeyi mülkiyet iddiasıyla istirdat edebilecek ve masa bedeli tamamen ödenmedikçe onu terk etmeyecektir.

Bazen satış akdine özellikle makine satışlarında kira akdi şekli verilmekte ve satılan şey mesela, iki sene müddetle ve aylığı belli miktarda kiraya verildiği gösterilmektedir. Kira herhangi bir sebeple verilmediğinde alınan bedeller iadeye tabi olmaksızın kiralananın istirdadı şart olunmakta ve iki sene kira düzenli verilmiş olursa kiralananın başka bir merasime gerek kalmaksızın kiralayanın mülkiyetine geçeceği düzenlenmektedir. Görülüyor ki gerçekten de aylıklar satışın taksitleridir. Ve kira akdi bu satışı güya örtmektedir. Bu sebeple akdin gerçek mahiyeti araştırılarak 199 uncu maddenin burada da uygulanması gerekir. Bu hükmün çeşitli sözleşme tiplerine göre uygulanması aşağıda incelenecektir.

1-İFLAS İLE SON BULAN SÖZLEŞMELER

Bazı sözleşmeler, taraflardan birinin iflası ile kanundan dolayı son bulur. Mesela, hâsılat kirasında (İİK m. 198,II; BK m.290), vekâlet sözleşmesinde (BK 397),adi şirkette (BK m.535/3 ) ve cari hesap sözleşmesinde ( TK m 96/3 ) olduğu gibi.

2-İFLAS İLE SON BULMAYAN SÖZLEŞMELER

Kanunun açıkça saydığı haller dışında, kural olarak sözleşmeler, tarafların birinin iflas etmesi ile son bulmazlar. Bu halde, iflas etmemiş taraf, sözleşmenin ifasını isteyebilir. Fakat diğer tarafın, bu sözleşmenin ifasını talep hakkı, bir iflas alacağıdır. Bu talep hakkı bir miktar para ise, diğer taraf bu parayı iflas alacağı olarak masaya yazdırır. Buna karşılık bu talep hakkının konusu para değilse, diğer taraf, ona eşit kıymette bir para alacağına çevirerek, alacağını para alacağı olarak iflas masasına yazdırabilir. (m. 198/I) Burada, diğer tarafın ifayı talep hakkına karşılık olarak isteyebileceği para alacağı diğer tarafın müspet zararıdır. (BK m. 96) Yani, borcun aynen ifası halinde meydana gelecek duruma mümkün olduğu kadar eşit bir durumu sağlayacak kadar paradır. Alacağın konusu bir mal ise, alacaklının alacağı, o malın, iflasın açıldığı andaki değeri kadar para alacağına dönüşür.

İki tarafa da borç yükleyen sözleşmeler bakımından, yukarıda söylenenlerin uygulama şekli şöyle olacaktır ;

a) Müflis hakkında iflasın açıldığı anda, diğer taraf borcunu tam olarak ifa etmiş, buna karşılık müflis borcunu tam olarak ifa etmemiş durumda ise, diğer taraf alacağını iflas alacağı olarak masaya yazdırır. Alacağın konusu paradan başka bir şey ise, diğer taraf alacağını para alacağına çevirerek, iflas masasına yazdırır. (m. 198/I)
b) İflasın açıldığı anda iki taraf da borçlarını tam olarak ifa etmemiş durumda iseler, diğer taraf, lehine olan borcun ifası temin edilinceye kadar, kendisine düşen borcun ifasından kaçınabilir. Diğer tarafın talebi üzerine, bu teminat, iflas idaresince uygun bir süre içerisinde verilmezse, diğer taraf sözleşmeyi feshedebilir.(BK m. 82) Bu fesih üzerine, diğer taraf, artık alacağını müflisin iflas masasına yazdıramaz ve kendisi de masaya borcunu eda etmekten kurtulur. Diğer taraf, sözleşmeyi feshettiği anda kendi borcunu kısmen ödemiş durumda ise, ödemiş olduğu bu parayı, sebepsiz iktisap hakkındaki hükümlere göre, iflas alacağı olarak masaya yazdırır. BK m. 82’ ye göre böylece sözleşmeyi fesheden diğer taraf, müflisin masasından tazminat isteyemez. Diğer tarafın BK m. 82’ ye göre sözleşmeyi feshedebilmesi için, müflisin temerrüt halinde bulunması şart değildir.
c) Diğer taraf BK m. 82’ ye göre sözleşmeyi feshetmezse, bu halde diğer taraf, kendi borcunu masaya eda etmek zorundadır. Müflisten olan alacağını ise iflas alacağı olarak masaya yazdırır. Bu yola, müflisin kendisinden olan alacağı, para alacağı olup, diğer tarafın alacağından daha az ise diğer taraf başvurabilir.
d) İflas idaresi iki taraflı sözleşmeleri devam ettirmeye yetkilidir. Aynen ifanın masa için daha kazançlı olduğu hallerde, iflas idaresi, sözleşmeye girmeyi tercih edecektir ancak buna mecbur değildir.

C) İFLASIN SÖZLEŞMELER ÜZERİNE ETKİSİNİN AYRI AYRI İNCELENMESİ

1- SATIŞ SÖZLEŞMESİ ( BK M. 182 vd. )

Müflis bir şahsa menkul bir mal satmış, fakat bu malı henüz alıcıya teslim etmemişse, alıcının müflisten bu malın teslimini talep hakkı mevcuttur. İşte ana kural olarak bu hak, paraya çevrilecek ve iflas alacağı olarak masaya kaydedilecektir. Bununla beraber masa bilhassa mal iyi bedelle satılmış, bedeli henüz tahsil edilmemiş ve özellikle malın değeri düşmüşse, malı teslim ederek bedelini istemek suretiyle akde girebilir. Bu takdirde alıcının malın teslimi talep hususundaki hakkı iflas alacağı değil bir masa borcu olur; alıcı, BK m. 82 ‘ ye göre teminat talep edebilir ve bu teminat gösterilmezse akdi feshedebilir.

İflasın açılmasından evvel, borçluya bir mal satıp teslim eden satıcı fesih ve geri alma hakkını açıkça muhafaza etmiş olsa bile iflas halinde akdi feshedemez ve sattığını geri alamaz. (İİK m.199) Burada satıcının sadece semen dolayısı ile bir iflas alacağı söz konusu olur.

Ancak bu hüküm mülkiyeti muhafaza kaydı ile yapılan satışlarda uygulanmaz. Zira mülkiyeti muhafaza ile yapılan satışlarda mal alıcının (müflisin) malı olmadığından iflas masasına girmez. Yalnız, iflas idaresi malın borcunu satıcıya masa borcu olarak öderse malın mülkiyeti müflise geçeceğinden mal masaya girmiş olur. ‘’Mülkiyeti muhafaza, herhangi bir şahsa mülkiyeti devredilmek istenen menkul bir malın mülkiyetinin belirli bir şartın gerçekleşmesine kadar devreden kimsede kalması ve şartın gerçekleşmesi ile devralana geçmesidir . ’’ Mülkiyeti muhafaza ile yapılan satışlarda satıcı satış bedelinin ödenmesine karşı koyamaz kuralı burada da geçerlidir. İflas idaresi malın bedelini satıcıya ödemek istemediği takdirde satıcı ya akdi feshederek malın geri verilmesini ister veya akdi feshetmeyerek alacağını bir iflas alacağı olarak masaya yazdırır. Bu durumda satıcıya malın satış bedeli üzerinde rehin alacaklısı gibi bir rüçhan hakkı tanımak gerekmektedir. Mal masa tarafından mülkiyeti muhafazasız mal gibi satılmış ise satıcı alacağının bu satış bedelinden ödenmesini ister.

Mülkiyeti muhafaza kaydı ile satılan mal iflastan önce müflis tarafından üçüncü kişiye satılmış ise;

a) Malın bedeli müflise ödenmiş ise satıcı semen alacağını bir iflas alacağı olarak masaya yazdırır.
b) Malın bedeli iflas masasına ödenmiş ise satıcı, alacağı miktarın masa alacağı olarak ödenmesini ister. Üçüncü kişi tarafından masaya ödenmiş olan para satıcının alacağını karşılamadığı takdirde satıcı bakiye alacağını iflas alacağı olarak masaya yazdırır.
c) Malın bedeli üçüncü kişi tarafından henüz ödenmemiş ise satıcı üçüncü kişiden alacağın kendisine temlikini masadan ister.

İflas idaresi mülkiyeti muhafaza ile yapılan satışı kabul etmediği takdirde satıcının talebini reddederek istihkak davası açmak için yedi günlük mühlet verir. Satıcı bu süre içersinde istihkak davası açmadığı ve açtığı istihkak davası reddedildiği takdirde mülkiyeti muhafaza hakkını kaybedeceğinden alacağını iflas alacağı olarak masaya kaydettirebilir. İstihkak davasının kazanılması halinde yukarıda açıklanan şekilde işlem yapılır.

Taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinden (BK m.213, Noterlik Kanunu m. 60/III ) sonra, satıcının iflası halinde, alıcı satıcının iflasından önce satış bedelini ödemişse, taşınmazın iflas anındaki değerini para alacağı olarak iflas masasına yazdırır. Alıcı satış bedelini henüz ödememişse, iflas masası BK m.82’ ye göre süre vererek, teminat gösterilmezse, satış vaadi sözleşmesini feshedebilir. İflas idaresi sözleşmeye girerek, satış vaadi sözleşmesini aynen icra edebilir. Fakat alıcı, iflas idaresini, satış vaadi sözleşmesini aynen ifa etmeye zorlanamaz. Taşınmaz satışlarında satış sözleşmesi ile mülkiyetin tescili arasındaki dönemde satıcının iflasından söz etmeye imkân olmadığından, yukarıdaki açıklamaların taşınmaz satışında uygulanmasına olanak ve gerek yoktur.

2-TRAMPA (BK m. 232–233 )

Satış sözleşmesine ilişkin yukarıdaki açıklamalar, trampa için de geçerlidir. Özellikle İİK m. 198 ve 199 hükümleri burada da uygulanır.

3-BAĞIŞLAMA (bk M 234 vd. )

Bağışlama tahaüdü iflas halinde iptal olunacağından (BK m. 245/ son ) bağışlananın iflas açılınca herhangi bir talep hakkı söz konusu olmayacaktır.

4-KİRA SÖZLEŞMESİ

a) Adi Kira : ( BK m. 248 vd. )
i. Kiracının iflası: Kiracı iflas ettiği takdirde, kiralayan birikmiş ve işleyecek kiralar için münasip bir müddet zarfında teminat verilmesini isteyebilir. Teminat verilmezse akdi feshedebilir.(BK 261 ) iflas idaresi bu teminatı masa mallarından gösterirse, kiralayanın işlemiş ve işleyecek kira alacağı bir masa borcu teşkil eder. Müflis, masaya girmesi gerekmeyen mallardan bu teminatı gösterirse, kiralayan yine akdi feshedemez. Fakat alacağını bir iflas alacağı olarak masaya kaydettirebilir ve BK 267 vd. hükümleri dairesinde hapis hakkından da istifade eder.
ii. Kiralayanın iflası: Kiralayan iflas ettiği anda, kiralanan henüz kiracıya teslim edilmiş değilse, kiracı iflas masasından (idaresinden) kiralananı kendisine teslim etmesini isteyemez. İflas anında kiralanan kiracıya teslim edilmiş durumda ise, kira sözleşmesi, kiralananın iflas idaresi tarafından satılmasına kadar devam eder. Bu süre içersinde kiracı kiraları masaya ödemek zorundadır. Finansal kiralama sözleşmesinde kiralayanın iflası halinde, sözleşme kararlaştırılan sürenin sonuna kadar iflas masasına karşı geçerliliğini korur.( finansal kiralama kanunu m. 20/I)

b) Hâsılat Kirası : ( BK m. 270–298 )
Kiralayanın iflası durumunda, adi kira akdinde kiralayanın iflası hakkında söylediklerimiz geçerli olacaktır. Yalnız alıcı feshin ihbarı bakımından BK m.285 deki sürelere uymak zorundadır.

5-ARİYET SÖZLEŞMESİ: (BK m. 299 vd. )

a) Ariyet verenin iflası:
i. İflas anında ariyet konusu şey, ariyet alana teslim edilmiş değilse, ariyet alan, şeyin kendisine bedava kullanmak üzere bırakılması hakkını, para alacağına çevirerek (İİK m.198/ I) iflas masasına yazdırır. Yoksa ariyet alan, şeyin aynen kendisine teslim edilmesini isteyemez.
ii. İflas anında şey, ariyet alana teslim edilmiş durumda ise ariyet verenin iflas masası, ariyet verenin haklarını kullanarak, sözleşme gereğince şeyi ariyet alandan geri ister. Ariyet verilen şeyin haczi caiz değilse, iflas masasına girmeyeceğinden (İİK m.184/I ) masanın ariyet akdi ile bir ilgisi yoktur; bu halde, akitten doğan haklarını kullanma yetkisi tamamen ariyet veren müflise aittir.

b) Ariyet alanın iflası:
i. İflas anında ariyet konusu şey ariyet alana teslim edilmiş değilse, ariyet veren BK m. 82’ ye göre, şeyin kullanıldıktan sonra kendisine geri verileceği hakkında teminat gösterilinceye kadar, onu teslim etmekten kaçınabilir. Ariyet verenin talebi üzerine bu teminat münasip bir süre içerisinde verilmezse, ariyet veren ariyet akdini fesheder.
ii. İflas anında şey ariyet alana (müflise) teslim edilmiş durumda ise, ariyet veren şeyi, sözleşmeye göre masadan aynen geri ister. Masa ariyet verilen şeyi geri vermezse, ariyet veren masa aleyhine istihkak davası açar (n. 228)

6-ÖDÜNÇ SÖZLEŞMESİ ( BK m.306 vd. )

a) Ödünç alanın iflası: Ödünç sözleşmesi icra edilmişse, ödünç veren masadan ancak bir iflas alacağı isteyebilir. Ödünç sözleşmesi henüz icra edilmeden meydana gelmişse, ödünç veren, ödünç sözleşmesi iflas açıldıktan sonra yapılmış olsa dahi, taahhüdünü yerine getirmekten kaçınabilir. (BK m.310)

b) Ödünç verenin iflası: Kanun ödünç verenin iflası hakkında özel bir hüküm düzenlememiştir. Bu halde ödünç sözleşmesi icra edilmemişse, masa bu alacağı takip edecektir. Ödünç sözleşmesi icra edilmemişse masanın sözleşmeye girmesi uzak bir ihtimaldir. Masa sözleşmeye girmediği takdirde, ödünç alan bir zarara uğramışsa ve ödünç verenin iflası ile bu zarar arasında uygun illiyet bağı varsa, bu zarar ve ziyanını iflas alacağı olarak masaya kaydettirebilir.

7-HİZMET SÖZLEŞMESİ: (BK m.313 vd. )

a) İşverenin iflası: İşverenin iflası esas itibariyle iş akdine son vermez. Ancak işçi ücreti için münasip bir müddet zarfında teminat verilmezse iş akdini feshedebilir. (BK m.346 ) Teminat gösterildiği takdirde işçi, işi yapmaya mecburdur. İşverenin iflası BK m. 344 anlamında bir sebep teşkil etmez.

b) İşçinin iflası: Kanun bu konuda bir hüküm düzenlememiştir. İşçinin iflası ile hizmet akdi son bulmaz. İşçi iflas etmiş olmasına rağmen şahsi çalışmasına devam edebilir. İşverenin, işçinin iflas etmiş olmasına dayanarak hizmet sözleşmesini feshetme yetkisi yoktur. Ancak işçinin hileli ve / veya taksiratlı iflası halinde ( m. 310–311) , bu husus işveren bakımından hizmet sözleşmesini feshetmek için bir haklı sebep sayılabilir. ( BK m.344) İşçi de sadece iflas etmiş olduğu sebebine dayanarak hizmet akdini feshedemez. Gerek işverenin, gerekse işçinin en yakın feshi ihbar müddetine uyarak hizmet sözleşmesini feshedebilecekleri doğaldır. Müflis işçi iflas ettikten sonra çalışmak istemezse, işveren masaya karşı bir tazminat alacağı ileri süremez. Zira işçinin şahsi çalışma gücü iflas masasına girmez.

8- ESER SÖZLEŞMESİ (BK m.355 vd.)

a) İş sahibinin iflası: İş sahibinin iflası halinde müteahhit alacağını bir iflas alacağı olarak masaya yazdıracaktır. Müteahhit ve işçilerin haiz bulundukları kanuni ipotek tescilini talep hakkı, iflas açılmakla düşer. Ancak, ayrıca iflas kaldırılırsa ve hakkın kullanılması için gerekli diğer şartlar mevcut olmakta devam ediyorsa bu hak yeniden doğar.

b) Müteahhidin iflası: Müteahhidin iflası halinde, iş sahibi müteahhidin taahhüt ettiği işin yapılmasını talep hakkının para olarak değerini iflas alacağı olarak masaya kaydettirebilir. Masa burada da, işin mahiyetine nazaran müteahhidin şahsi maharetinin önemi yoksa (BK m.356/II) teminat göstermek suretiyle sözleşmeye girebilir.

9- YAYIN SÖZLEŞMESİ (BK m.372 vd.)

a) Yayınlayanın iflası: Yayınlayanın iflası halinde, yazar ve halefi eseri başkasına tevdi edebilirler. Fakat masa henüz vadesi gelmeyen borcun ifa edileceğine dair teminat vererek sözleşmeye girebilir.(BK m.384/III)

b) Yazarın iflası: Yazar, iflas açıldığı tarihte eserini yayınlayana teslim etmiş bulunuyorsa, yayınlayan sözleşmeden doğan hakları masaya intikal eder. Buna karşılık, yazar henüz eseri tamamlamamış ise, bu takdirde yayınlayan, sadece bundan doğan zarar ziyanını iflas alacağı olarak masaya kaydettirebilir.

10-HAVALE (BK m.457 vd. )

Bilindiği gibi havalede üç kişi vardır ve havale mekanizması genel olarak iki şekilde işler. Biz burada, posta ve banka havalelerini göz önünde bulundurarak, havaledeki bu üç kişinin iflasını ayrı ayrı inceleyeceğiz.

a) Gönderenin iflası:
i. Gönderenin iflas ettiği anda, havale ödeyicisi havaleyi kabul ettiği havale alıcısına bildirmiş durumda değilse, havale hükümsüz kalır, yani son bulur.( BK m.461/ III) Gönderenin iflas ettiğini öğrenen havale ödeyicisinin, bundan böyle havaleyi kabul ettiğini havale alıcısına bildirmemesi, gönderenin kendisine verdiği parayı iflas masasının emrine hazır bulundurması gerekir. Havale ödeyicisi, gönderenin iflasını öğrenmeden havaleyi kabul ettiğini havale alıcısına bildirmiş ve ödemiş ise, masaya karşı borcundan kurtulur. Fakat havale alıcısı, gönderenin kabulden önce iflas ettiğini biliyorsa, aldığı parayı iflas masasına iade etmelidir.
ii. İflas anında havale ödeyicisi havaleyi kabul ettiğini havale alıcısına bildirmiş (BK m.459/I) durumda ise, iflas ile havale hükümsüz kalmaz. Zira gönderen kabulden sonra havaleden dönemez. Bu halde, havale ödeyicisi, havaleyi, havale alıcısına ödemekle mükelleftir. Havaleyi alıcıya ödeyen havale ödeyicisinin, bu ödeme ile gönderene karşı bir rucu hakkı doğmakta ise, havale ödeyicisi bu rucu alacağını iflas masasından iflas alacağı olarak isteyebilir.

b) Havale ödeyicisinin iflası:
i. Havale ödeyicisi, havalenin kabulünden önce iflas etmişse, artık havaleyi kabul edemez; zira tasarruf yetkisi kısıtlanmıştır.( İİK m. 191/I) Gönderen havale ettiği parayı havale ödeyicisine ödemiş ise, havaleden rucu ederek bu parayı iflas alacağı olarak masaya yazdırır. Gönderen havaleden rucu etmezse, masanın sözleşmeye girerek havaleyi kabul etmesi ve havale alıcısına ödemesi mümkünse de, bu durum genellikle masanın aleyhine olacağından uygulama kabiliyeti yoktur. Masa sözleşmeye girmedikçe, havale alıcısı masadan hiçbir şey isteyemez.
ii. Havale ödeyicisi, havalenin kabulünden sonra iflas etmişse, havale alıcısı, havale edilen parayı iflas alacağı olarak masaya yazdırır.

c) Havale alıcısının iflası:
i. Havale iflastan önce kabul edilmiş durumda ise, havale alıcısının masası, havale ödeyicisinden bu alacağı tahsil eder.
ii. İflastan önce havale kabul edilmiş değilse, gönderen, havale kabul edilinceye kadar, havaleden (özellikle bağışlama veya ödünç verme için yaptığı havaleden) rucu edebilir.( BK M.461/II) Bu halde, havale alıcısının iflas masası, havale ödeyicisinden bir şey isteyemez. Buna karşılık, gönderenin havaleden rucu hakkı yoksa ( özellikle, havale gönderenin borcunu ödemek için yapılmışsa) ve havale ödeyicisi de havaleyi kabul edeceğini ve bunu havale alıcısına bildireceğini açıkça veya zımni olarak taahhüt etmiş durumda ise, gönderen havaleden rucu edemez ve havale ödeyicisi havaleyi kabul ederek tutarını iflas masasına ödemek zorundadır. Bu konuda, dolayısıyla havale edilen paranın masaya mı yoksa gönderene mi ödeneceği konusunda gönderen ile havale alıcısının masası arasında ihtilaf varsa, havale ödeyicisinin havale tutarını BK m.95’ e göre tevdi etmesi gerekir. Havale alıcısının iflası anında, havale ödeyicisinin havaleyi kabul edip etmediğini tespit ederken, havale ödeyicisinin havaleyi kabul ettiğini havale alıcısına bildirmiş olmasını yeterli saymalı, bunun için ayrıca bu bildirinin havale alıcısının eline geçmiş olması şartını aramamalıdır. Esasen, havale ödeyicisinin, havale alıcısının iflası sebebiyle, havaleyi kabul ettiğini havale alıcısına bildirmede gecikmemesi, normal bir şekilde muamele yapması gerekir. Bu sebeple, havale ödeyicisinin, havale alıcısının iflasından önce gönderdiği kabul bildirisinin müflisin eline geçmesinden önce, gönderenin havaleden rücu etmesi ihtimali çok azdır. Havale alıcısının iflasını öğrenen havale ödeyicisinin havaleyi kabul ettiğini normalden geç bildirmesi sebebiyle, gönderen rücu hakkını kullanır ve havale ödeyicisinin masası bundan bir zarar görürse, havale ödeyicisi masanın bu zararını tazmin etmekle mükellef olur.

11- VEDİA SÖZLEŞMESİ ( BK m.463 )

a) Vedia alanın iflası:
i. İflas anında şey teslim edilmemiş durumda ise, vedia veren, vedia alanın şeyi saklama borcunu paraya çevirerek iflas masasına yazdırır. İflas idaresi teminat göstererek sözleşmeye girebilir.
ii. İflas anında şey teslim edilmiş ise, vedia veren, malı masadan aynen geri alabilir; zira mal vedia verenin mülkiyetindedir. Vedia veren malını tayin edilen müddetten önce de geri alabilir. (BK m.466) bu halde, vedia verenin yapılan masrafları iflas masasına ödemesi gerekir.( BK m 466/II)
b) Vedia verenin iflası:
i. İflas anında şey teslim edilmiş değilse, iflas masası şeyi teslim etmeyebilir. Ücretli vediada vedia alan sözleşmenin yerine getirilmemesinden doğan zararını, vedia verenin masasına iflas alacağı olarak yazdırabilir.
ii. İflas anında şey teslim edilmiş ise, vedia verenin masası, vedia veren yerine geçerek, malı vedia alandan geri alır. Vedia alanın, ücreti için, şey üzerinde hapis hakkı vardır. Bu söylenenler, ardiye mukavelesi ve otelciye tevdi hakkında kıyasen uygulanır.

12- KEFALET SÖZLEŞMESİ (BK m.483 vd. )

a) Borçlunun iflası: Borçlu iflas ederse, alacaklı, alacağını borçlunun iflas masasına yazdırmaya mecburdur. Bundan başka, alacaklı borçlunun iflas ettiğini öğrenir öğrenmez, durumu kefile haber vermekle yükümlüdür (BK m.502)


b) Kefilin iflası: bu konuyu düzenleyen m.202 ‘’ müflisin kefil olduğu borçlar vadeleri gelmese bile masaya zimmet olarak kaydolunur’’ demektedir. Buna göre kefil, iflasından önce bir alacak için kefil olmuşsa, alacaklı, alacağını vadesi gelmese bile kefilin iflas masasına yazdırabilecektir.

13-SİGORTA SÖZLEŞMESİ (TK m. 1263 vd)

Sigortanın taalluk ettiği tehlikelerin meydana gelmesinden evvel sigortacı veya sigorta ettireni henüz tediye etmediği takdirde sigorta ettiren kimse iflas eder veya sair suretle aciz izhar ederse diğer taraf masaya müracaat ederek taahhüdün ifa edileceğine dair teminat talep edebilir. Bu talebin meydana geldiği tarihten itibaren üç gün içinde teminat verilmemiş ise masaya müracaat eden taraf sigorta sözleşmesini feshedebilir.


14-TİCARET ŞİRKETLERİNİN İFLASI

İflas bütün ticaret şirketleri için bir dağılma sebebidir. Burada, her şirketin iflası ayrı ayrı incelenmeyecek, her şirketin iflası ile ilgili kanun hükümlerine sadece atıf yapılmakla yetinilecektir.

a) Kolektif şirket: iflas ile infisah eder.( TK 185/I)

b) Komandit şirket: iflas ile infisah eder. (TK m. 267,185/I)

c) Anonim şirket: iflas ile infisah eder. (TK m.434/8)

d) Limited şirket: iflas ile infisah eder. (TK m. 549/3)

e) Kooperatifler: iflas ile infisah eder. ( 1163 sayılı kooperatifler kanunu m. 81/3 )

15- TİCARET KANUNUNDAKİ DİĞER İFLAS HÜKÜMLERİ

Poliçe’de ( TK m. 625.626.645 ), bono’ da ( TK m.690 ) , çek’te (TK m.712,718,730), emre yazılı havale’de ( TK m.740)
Bu makaleden kısa alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir :

"İflasın Hukuki Sonuçları Çerçevesinde Tamam Olmuş Satışların İfası" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Av. Yaşar Sarı'e aittir ve makale, yazarı tarafından Türk Hukuk Sitesi (http://www.turkhukuksitesi.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.

Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.


[Yazıcıya Gönderin] [Bilgisayarınıza İndirin][Arkadaşa Gönderin] [Yazarla İletişim]
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
» Makale Bilgileri
Tarih
18-12-2006 - 19:33
(6337 gün önce)
Makaleyi Düzeltin
Yeni Makale Gönderin!
Değerlendirme
Şu ana dek 6 okuyucu bu makaleyi değerlendirdi : 5 okuyucu (83%) makaleyi yararlı bulurken, 1 okuyucu (17%) yararlı bulmadı.
Okuyucu
20421
Bu Makaleyi Şu An Okuyanlar (1) :  
* Son okunma 9 dakika 55 saniye önce.
* Ortalama Günde 3,22 okuyucu.
* Karakter Sayısı : 29478, Kelime Sayısı : 4015, Boyut : 28,79 Kb.
* 6 kez yazdırıldı.
* 12 kez indirildi.
* 2 okur yazarla iletişim kurdu.
* Makale No : 439
Yorumlar : 0
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
Makalelerde Arayın
» Çok Tartışılan Makaleler
» En Beğenilen Makaleler
» Çok Okunan Makaleler
» En Yeni Makaleler
THS Sunucusu bu sayfayı 0,04354310 saniyede 13 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.