Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Aktif Makale Çocuğun Türk Vatandaşlığını Kazanması Ve Kaybetmesi

Yazan : Hasan Bahadır Büyükavcı [Yazarla İletişim]
Hukuk Öğrencisi

1.VATANDAŞLIK KAVRAMI

Devletin maddi unsurlarından birisi insan topluluğu diğeri ise, ülkedir.[1]Vatandaşlık kavramı söz konusu olduğunda devletin insan unsurunun incelenmesi gerekmektedir. Devlet; ekonomik, siyasi ve sosyal nedenlerden dolayı kendi maddi unsurlarından birisi olan insan topluluğunu ve bunların kendisiyle olan bağlantısını kesinlikle bilmek isteyecektir.[2]Çünkü iç hukuk bakımından devletler kendilerine tabiiyet bağı ile bağlı olan insanlara belirli haklar verip, insanlardan bazı mükellefiyetlere katlanmasını isteyebilirler.1982 tarihli Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın başlangıç bölümünde de bu hususa değinilmiştir. Buna göre; Her Türk vatandaşının bu Anayasadaki temel hak ve hürriyetlerden eşitlik ve sosyal adalet gereklerince yararlanarak milli kültür, medeniyet ve hukuk düzeni içinde onurlu bir hayat sürdürme ve maddi ve manevi varlığını bu yönde geliştirme hak ve yetkisine doğuştan sahip olduğu belirtilmiştir.
Devletler ile devletleri oluşturan insanlar arasındaki ilişki iç hukukta devletlerin çıkaracağı özel mevzuatlarla tespit edilecektir. Bu tespit Vatandaşlık Kanunu ile yapılmaktadır.
Bu anlamda vatandaşlık bir gerçek kişiyi devlete bağlayan hukuki ve siyasi bağdır.[3]Milletlerarası Adalet Divanının yaptığı bir tanımlamaya göre vatandaşlık: temelinde bir toplumsal bağlılık vakıası, karşılıklı hak ve görevlerle birlikte gerçek bir varlık, menfaat, ilgi ve duygu dayanışması yaratan bir hukuki bağdır.[4]
Tabiiyet Hukukunun genel esaslarına baktığımızda 3 önemli unsuru görmekteyiz. İlk olarak herkesin bir tabiiyeti olmalıdır. İstisna haller ayrık olmak şartıyla herkesin yalnız bir tabiiyeti olmalıdır. Son olarak da günümüzde insan hakları düşüncesinin ileri seviyelere ulaşmasının Tabiiyet Hukukuna bir yansıması olarak gördüğümüz kişinin tabiiyetini değiştirmede serbest olmasıdır.
Tabiiyet Hukuku esas olarak iç hukuk açısından önemi haizdir. Ancak Milletlerarası kaynaklar ve Öğreti de Tabiiyet Hukuku’nun kaynakları olarak kabul edilmektedir.






2.ÇOCUK HUKUKUNDA VATANDAŞLIK KAVRAMININ YERİ VE ÖNEMİ

Toplumun istikbalinin güvence altına alınmasında; toplumun temel yapı birimi olarak kabul edilen ailenin ve özellikle çocukların gözetilmesi ve korunması günümüzdeki modern devletlerin zaruri olarak üzerine eğilmesi gereken bir konudur. Bu anlamda devletler kendi iç hukuklarında bir takım düzenlemeler yapabilecekleri gibi konunun gün geçtikçe öneminin artması nedeniyle uluslararası işbirliğine de gitmektedirler.
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin de taraf olduğu uluslararası niteliği haiz Çocuk Hakları Sözleşmesi; çocukların ayırım yasağına karşı korunması, çocuğun yüksek yararının gözetilmesi, çocuğun yaşama ve gelişme hakkı, çocuğun görüşlerine saygı gösterilmesi gibi hususlarda taraf devletlere yükümlülükler altına girmeyi talep etmektedir.
Çocuk Hakları Sözleşmesinde dikkat edilmesi gereken bu hususların iç hukuk açısından bağlayıcılığını ve işlevselliğini sağlamak amacıyla 5395 sayılı ve 03.07.2005 kabul tarihli Çocuk Koruma Kanunu çıkarılmıştır.
Tabiiyet anlamında Çocuk Hakları Sözleşmesinde bulunan 7. madde de; Çocuk doğumundan hemen sonra derhal nüfus kütüğüne kaydedilecek ve doğumdan itibaren bir isim hakkına, bir vatandaşlık kazanma hakkına ve mümkün olduğu ölçüde ana-babasını bilme ve onlar tarafından bakılma hakkına sahip olacaktır. denilmiştir. Bu bakımdan çocukların dünyaya gelmelerinden itibaren çocukların Devletlerin vatandaşlarına tanıdığı haklardan yararlanabilmesi ve tabiiyetsiz kalmasının engellenmesi düşüncesi bu hüküm sayesinde taraf devletlerce kabul edilmiştir. Aynı maddenin 2.bendinde ise çocuğun tabiiyetsiz kalmasının engellenmesi için taraf Devletlerin kendi ulusal hukuklarında ve uluslar arası belgeler çerçevesinde üstlendikleri yükümlülüklerine uygun olarak bu haklara işlerlik kazandırmayı taahhüt ettikleri bildirilmektedir.
Aynı sözleşmenin 8.maddesinin 1.bendinde; Taraf Devletler, yasanın tanıdığı şekliyle çocuğun kimliğini; tabiiyeti, ismi ve aile bağları dâhil, koruma hakkına saygı göstermeyi ve bu konuda yasa dışı müdahalelerde bulunmamayı taahhüt ederler. denmektedir. Bu madde ile çocuğun Tabiiyet Hukuku alanındaki haklarına saygı gösterilmesi ve bu haklara karşı yasa dışı müdahalelerde bulunulmaması durumu güvence altına alınmaktadır.
Vatandaşlık bağı insanlara bağlı olduğu devletten belirli edimleri talep etme hakkı vermektedir. Çocuğun korunabilmesi, sağlıklı olarak yaşayabilmesi ve gelişebilmesi için bir devlete bağlı olması gerekmektedir ki bağlı olduğu devletin imkânlarından yararlanabilsin. Bu yüzden çocuğun tabiiyetsiz kalmasının kötü sonuçlar doğuracağı muhakkak olarak öngörüldüğü için Devletlerin bu yönde önemli ve işlevsel hukuki düzenlemeler yapma zorunlulukları ortaya çıkmaktadır.
1982 tarihli Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda bu durum belirtilmiştir. Anayasanın 66.maddesinin 3.fıkrasında; Vatandaşlık, kanunun gösterdiği şartlarla kazanılır ve ancak kanunda belirtilen hallerde kaybedilir. denmekle Vatandaşlık hakkı anayasal bir koruma altına alınmıştır. Ayrıca aynı maddenin son fıkrasında da vatandaşlıktan çıkarılma halinde bu kararla ilgili işlemler ve kararların yargı denetimine tabi olacağı açıkça bildirilmiş ve 3.fıkrada korunan hakkın etkinliği de sağlanmış olmaktadır.


3.ÇOCUĞUN TÜRK VATANDAŞLIĞINI KAZANMASI

A)Anayasa ve Türk Vatandaşlığı
Türk Anayasasının kabul ettiği ‘vatandaşlık’ kavramı, dil, ırk, renk, cinsiyet etnik köken, kültür, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri farklılıkları yok sayarak mutlak bir eşitlik anlayışına sahiptir.[5]Bu anlamda anayasamız yukarıda sayılan farklılıkları bir yana bırakmış ve azınlık anlayışını kabul etmeyen bir vatandaşlık anlayışını ortaya koymuştur. Anayasamızın 66. maddesinde de bu husus; Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür. denmekle belirtilmiştir.

B)Türk Vatandaşlığının kazanılması

Türk vatandaşlığı hukukunda temel kaynak daha sonradan çeşitli kanunlarla değiştirilmiş olan 403 sayılı ve 11.02.1964 tarihli Türk Vatandaşlığı Kanunu[6]dur. Türk Vatandaşlığı Kanunu Türk vatandaşlığının kazanılmasında üç usul tespit etmiştir.

1)Kanun yolu ile kazanma (md. 1–5)
2)Yetkili makam kararıyla kazanma (md. 6–11)
3)Seçme hakkı ile kazanma (md.12–13)

1)Kanun yolu ile kazanma

aa)Nesep

aaa)Doğum

Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun – (Değişik: 13/2/1981 – 2383/1 md.)-1.maddesinde bu husus şöyle belirtilmektedir. Türkiye içinde veya dışında Türk babadan olan ya da Türk anadan doğan çocuklar doğumlarından başlayarak Türk vatandaşıdırlar. Burada dikkate alınan ilk husus evlilik içi doğan çocuğun vatandaşlığıdır. Bu anlamda babası veya anası Türk olan evlilik içi dünyaya gelen çocuklar doğumları anından itibaren asli vatandaşlığı kazanırlar. Ayrıca çocuğun Türk Vatandaşlığını kazanabilmesi için Türkiye içerisinde doğması şartı getirilmemiştir.
Evlilik dışı doğan çocuklarda ise, ananın Türk olması halinde çocuk da Türk vatandaşı olur.

bbb)Hal değişikliği

Vatandaşlık Kanunumuza göre, Türk anadan evlilik dışı doğan çocuk Türk vatandaşı olur. Evlilik dışı doğan çocuk ile yabancı bir erkek arasında evlilik dışı soy bağı ilişkisinin kurulması, çocuğun anaya bağlı olarak kazandığı Türk vatandaşlığı üzerinde etki göstermez.[7]
Ancak Vatandaşlık Kanunumuzun 2. maddesinde belirtildiği üzere yabancı anadan evlilik dışında doğan çocuk, nesebin tashihi, babalığın hükümle tahakkuk etmesi ve tanıma yollarından biriyle bir Türk vatandaşına nesep bağı ile bağlanırsa doğumundan başlayarak Türk vatandaşı olur. Bu hüküm henüz rüşte varmamış olan çocukların vatandaşlığına tesir etmektedir.
Hal değişikliği sonucu elde edilen Türk vatandaşlığı da bir asli vatandaşlık durumudur.

ccc)Evlat edinme

Vatandaşlık Kanunumuzun 3. maddesinde; Evlat edinme evlatlığın vatandaşlığına tesir etmez. ifadesi kullanılmıştır. Bu anlamda evlat edinme işleminin prensip olarak Vatandaşlık üzerinde tesiri olmayacağı belirtilmiştir. Vatandaşlık kazanılmasına sebep olsa dahi kazanılan bu vatandaşlık asli vatandaşlık olmaz.[8]
Ancak Vatandaşlık Kanunumuz sözü geçen maddenin devamında bu prensibe bir istisna durumun tesir edebileceğini belirtmiştir. Buna göre; Ancak, küçük olan evlatlık, vatansız olur veya anası babası bulunmaz veyahut nerede olduğu bilinmezse bir Türk tarafından evlatlığa alınmakla Türk vatandaşı olur. Kanunumuz burada 3 durum öngörmüştür. Buna göre bu 3 durumdan en az birinin mevcut olması halinde ve evlatlığın küçük olması şartıyla evlat edinilen küçük Türk Vatandaşlığını kazanabilecektir.





bb)Doğum yeri ile kazanma

Türk Vatandaşlık Kanunumuzun 4. maddesinde;Türkiye'de doğan ve vatandaşlığını ana ve babasından doğumla kazanamayan çocuklar doğumlarından başlayarak Türk vatandaşıdırlar.ifadesi kullanılmıştır.Bu madde çocuğun Türk Vatandaşlığını kazanabilmesini 3 şarta bağlamıştır.
Buna göre;
1)Türkiye’de doğmuş olmak,
2)Çocuğun ana ve babasından vatandaşlık kazanamaması,
3)Çocuğun doğumla vatandaşlık kazanamaması,
Şartlarının üçünün birlikte tahakkuku halinde Türkiye’de doğmuş olan çocuk Türk vatandaşı olur.
Aynı maddenin devamında da bir karineye yer verilmiştir.Buna göre;Türkiye'de bulunmuş çocuklar, aksi sabit olmadıkça, Türkiye'de doğmuş sayılırlar.4.madde ile belirtilen bu hüküm ile çocukların vatansız kalmaları engellenmeye çalışılmıştır.

cc)Evlenmenin çocuğun vatandaşlığına tesiri

Vatandaşlık Kanunu’nun 5. maddesinde evlenme ile vatandaşlığın kazanılabileceği belirtilmektedir.Bizim burada üzerinde duracağımız konu evlenme ilişkisi sonucunda Türk vatandaşlığını kazanan kişilerin çocuklarının vatandaşlık durumunun ne olacağıdır.Yabancı bir kadın Türk erkeği ile evlenip Türk vatandaşlığını kazandıktan sonra bu evlilikten doğan çocuklar Vatandaşlık Kanunu 1. maddeye göre Türk olacaklardır.Ancak yabancı kadının evlenme ile vatandaşlığı kazanmasından önceki çocukların durumunun açıklığa kavuşturulması söz konusudur.Vatandaşlık Kanunu’nun 14. maddesi bu duruma açıklık getirmektedir.
Bu maddeye göre;Evlenme ile Türk vatandaşlığını kazanan kadının, bu evlenmeden önceki küçük çocukları,
a) Babanın ölmüş bulunması,
b) Babanın belli olmaması,
c) Babanın vatansız bulunması,
ç) Çocuğun vatansız olması,
d) Velayetin anada bulunması,
Hallerinde, analarına bağlı olarak Türk vatandaşı olurlar.
Sayılan bu ihtimallerin hepsinde de dikkat edilmesi gereken husus çocuğun küçük olmasıdır.
Ayrıca Vatandaşlık Kanunu’nun 5.maddesinin 4.fıkrasında butlanına karar verilmiş olan evlenmeden olan çocukların ana ve babalarının hüsnüniyetli olmamaları halinde dahi çocukların Türk vatandaşlığını koruyacakları belirtilmiştir.

2)Yetkili makam kararıyla kazanma

Yetkili makam kararı ile vatandaşlığın kazanılması esas olarak reşit mümeyyiz kişileri bağlayan bir konudur.Bu anlamda kişilerin isteği doğrultusunda ve Bakanlar Kurulunun vereceği karar ile kişi Türk vatandaşı olabilmektedir.Ayrıca Vatandaşlık Kanunu’nda kişinin yetkili makamlar kararı ile Türk vatandaşlığını kazabilmesi belli özelliklere sahip olması şartına bağlanmıştır ve kanunun 6.maddesinde sayılmıştır.Ancak bizim burada incelememiz gereken konu yetkili makam kararıyla vatandaşlığın kazanılmasının çocuklar üzerindeki etkisidir.
Çocukların vatandaşlık durumunun ne olacağını ana ve baba bakımından ayrı ayrı ele almak gerekmektedir.
a)Vatandaşlık Kanunu’nun 16.maddesinde bir prensibe yer verilmiştir.Bu anlamda;Küçük çocuklar Türk vatandaşlığına alınan babalarına bağlı olarak Türk vatandaşı olurlar.ifadesi ile esas olanın küçük çocukların babalarının vatandaşlığını takip etmeleridir.
b)Anne bakımından vatandaşlık durumu ise Vatandaşlık Kanunu’nun 16.maddesinde açıklanmıştır.Bu maddeye göre;Türk vatandaşlığına alınan kadının küçük çocukları,
a) Babanın ölmüş bulunması,
b) Babanın belli olmaması,
c) Babanın vatansız olması,
ç) Çocuğun vatansız olması,
d) Velayetin anada bulunması,
Hallerinde çocuğun milli kanunu engel olmadığı takdirde analarına bağlı olarak Türk vatandaşı olurlar.denmektedir.Buna göre Türk vatandaşlığına alınan kadının çocukları yukarıda sayılan şartlardan birinin tahakkuku ve çocuğun milli kanununun engel olmaması halinde çocukların da analarına bağlı olarak Türk vatandaşlığını kazanacakları belirtilmiştir.

3)Seçme hakkı ile vatandaşlığın kazanılması

Seçme hakkı ile vatandaşlığın kazanılması ,ilgilinin talebine bağlı,fakat yetkili makamın kabulüne ihtiyaç göstermeyen vatandaşlık kazanma hallerini ifade eder. [9]
Bu anlamda Vatandaşlık Kanunu’nun 12. maddesi uyarınca Türk Vatandaşlığı’nı küçükken kaybedip , reşit olduktan sonra Türk vatandaşlığını seçme hakkını kullanarak kazananların eşi ve çocukları da Türk vatandaşlığına geçebilirler.Bu durum vatandaşlığa alınma sonuçlarını belirten 15. ve 16. maddelere uygun olarak vuku bulur.
Ayrıca Vatandaşlık Kanunu’nun 18.maddesinde belirtildiği üzere;Evlenme ile Türk vatandaşlığından ayrılan analarına bağlı olarak Türk vatandaşlığını kaybeden küçük çocuklar,kadının seçme hakkını kullanarak Türk vatandaşlığına dönmesi halinde,analarına bağlı olarak Türk vatandaşı olurlar denmiştir.18. maddenin 2.fıkrasında ise;Kadına Türk vatandaşlığını kaybettiren evlenmeden olan küçük çocukları,babanın ölmüş bulunması,babanın belli olmaması, babanın vatansız olması,çocuğun vatansız olması,velayetin anada bulunması şartlarından birinin mevcut olması halinde ve ananın seçme hakkını kullanması ile Türk vatandaşlığına geri dönmesi halinde kadının küçük çocukları da anaya bağlı olarak Türk vatandaşlığını kazanırlar.

4.ÇOCUĞUN TÜRK VATANDAŞLIĞINI KAYBETMESİ

a)Evlenme

Vatandaşlık Kanunu’nun 19. maddesinde evlenme sonucu vatandaşlığın kaybedilmesi durumu düzenlenmiştir.Buna göre;yabancı ile evlenen Türk kadını prensip olarak Türk vatandaşlığını kaybetmez.Ancak 19. maddede yabancı ile evlenen Türk kadınına vatandaşlıktan ayrılıp kocasının vatandaşlığını seçebilme hakkı verilmiştir.Evlenme ile vatandaşlığın kaybedilmesi durumunda çocukların vatandaşlık durumlarının ne olacağının incelenmesi gerekmektedir.
Türk Vatandaşlığı Kanunu çocukların vatandaşlığını prensip olarak babaya bağlamıştır.Bu sebeple kadının evlenme ile Türk vatandaşlığından ayrılması,onun çocuklarına tesir etmez.[10]Ancak Vatandaşlık Kanunu’nun 30. maddesinde bu duruma bir istisna getirilmiştir.Bu maddeye göre;Yabancı ile evlenmek suretiyle 19 uncu madde gereğince Türk vatandaşlığını kaybeden kadının bu evlenmeden önceki küçük çocukları;
a) Babanın ölmüş bulunması,
b) Babanın belli olmaması,
c) Babanın vatansız olması,

Hallerinde analarına bağlı olarak Türk vatandaşlığını kaybederler.hükmü gereğince baba eğer çocuklar üzerinde sahip olduğu vatandaşlık yönünden önemini kaybetmişse çocuklarında ananın vatandaşlığını takip etmesi gerekmektedir.Ayrıca vatandaşlığını kaybedecek olan çocuk 15 yaşından büyük ise çocuğun yazılı muvafakati aranır.
Sözü geçen maddenin son fıkrasında da çocukların vatansız kalmasını önleyici bir tedbir hükmüne yer verilmiştir.Buna göre Türk vatandaşlığının kaybı çocukların vatansız kalmasına neden olacak ise çocuklar Türk kalırlar.



b)Rücu

Yabancı bir kadın Türk vatandaşı bir erkekle evlenmesi sonucunda Türk vatandaşlığını kazabilmektedir.Bu durumda evlilik ile Türk vatandaşlığına geçen anaya bağlı olarak kadının evlenmeden önceki çocukları da bazı durumlarda Türk vatandaşlığına geçebilmekteydi.Buna göre kanunumuzun 37. maddesi şu hükme yer vermektedir.Evlenme ile Türk vatandaşlığına geçen analarına bağlı olarak Türk vatandaşlığını kazanan küçük çocuklar, kadının 28 inci madde uyarınca seçme hakkını kullanarak Türk vatandaşlığından ayrılması halinde, analarına bağlı olarak Türk vatandaşlığını kaybederler.Bu durumda kadının rücu hakkını kullanıp eski vatandaşlığına dönmesi ile birlikte evlenme ile Türk vatandaşlığına geçen küçük çocuklarda analarına bağlı olarak Türk vatandaşlığını kaybedeceklerdir.
Ayrıca kadına Türk vatandaşlığını kazandıran evlenmeden sonra dünyaya gelen çocukların vatandaşlığı,kadının rücu hakkını kullanarak vatandaşlıktan çıkması durumunda kanunda belirtilen durumların varlığı halinde analarının vatandaşlığı ile birlikte değişecektir.Vatandaşlık Kanunumuzun 32. maddesi bu durumu düzenlemiştir.Bu maddeye göre;
Türk vatandaşlığından çıkan ananın küçük çocukları;
a) Babanın ölmüş bulunması,
b) Babanın belli olmaması,
c) Babanın yabancı olması,
d) Velayetin anada bulunması ve babanın yazılı muvafakatinin alınması,

Hallerinde, analarına bağlı olarak Türk vatandaşlığını kaybederler
Ayrıca vatandaşlıktan çıkması söz konusu olan çocuk 15 yaşından büyük ise yazılı muvafakatinin alınması gerekmektedir.Eğer vatandaşlığın kaybı çocuğu vatansız kılacak ise çocuk Türk kalır.

c)Yabancı vatandaşlığı seçme hakkı ile vatandaşlığın kaybedilmesi

Burada söz konusu edilen kimseler , doğumla kan esasına uygun olarak babaya bağlanmamış ve ekseriya vatansız kalmaması için kendilerine Türk vatandaşlığı verilmiş olan çocuklardır.Bu sebeple bunların Türk vatandaşlığından ayrılmaları kendilerini vatansız yapacak ise seçme hakkını kullanamazlar.[11]Bu durum Vatandaşlık Kanunumuzun 27. maddesinde belirtilmiştir.Buna göre yabancı vatandaşlığı seçme yoluyla Türk vatandaşlığını terk edebilecek Türkler şunlardır:
1)Analarına bağlı olarak doğumla Türk vatandaşı oldukları halde doğumla veya sonradan yabancı babalarının vatandaşlığını kazananlar,
2) Evlatlığa alınmakla Türk vatandaşı olanlar,
3)Doğum yeri esasına göre Türk vatandaşı oldukları halde, sonradan ana veya babasının vatandaşlığını kazananlar,
4)Herhangi bir şekilde Türk vatandaşlığını kazanmış olan ana veya babalarına bağlı olarak Türk vatandaşı olanlar.
Yabancı vatandaşlığı seçerek, Türk vatandaşlığını terk eden kimselerin eş ve çocuklarının durumu aynen “vatandaşlıktan çıkmada” olduğu gibidir. Bu durum Vatandaşlık Kanunumuzun 36. maddesinde düzenlenmiştir.
Buna göre vatandaşlıktan çıkmanın kısaca eşe tesiri yoktur. Ancak Vatandaşlık Kanunu’nun 32.maddesinde belirtildiği üzere;
Türk vatandaşlığından çıkan babanın küçük çocukları;
a) Ananın ölmüş bulunması,
b) Ananın yabancı olması,
c) Velayetin babada bulunması ve ananın yazılı muvafakatinin alınması,
Hallerinde babalarına bağlı olarak Türk vatandaşlığını kaybederler.
Ayrıca sözü geçen maddenin devamında da aynı durum anne açısından ele alınmaktadır. Bu hükme göre;
Türk vatandaşlığından çıkan ananın küçük çocukları;
a) Babanın ölmüş bulunması,
b) Babanın belli olmaması,
c) Babanın yabancı olması,
d) Velayetin anada bulunması ve babanın yazılı muvafakatinin alınması,
Hallerinde, analarına bağlı olarak Türk vatandaşlığını kaybederler.
Vatandaşlık Kanununda belirtilen bu hallerde çocukların ana veya babalarına bağlı olarak Türk vatandaşlığını kaybedecekleri belirtilmektedir. Ancak baba veya anaya bağlı olarak vatandaşlığın kaybı, çocuk onbeş yaşından büyük ise, yazılı muvafakatine bağlıdır. Maddenin son fıkrasında da çocukların vatansız kalmalarının önlenmesi için konulan hüküm göze çarpmaktadır. Bu hükme göre; Vatandaşlığın kaybı çocukları vatansız kılacak ise çocuklar Türk kalır.

d)Vatandaşlıktan çıkma

Vatandaşlıktan çıkma,vatandaşlık kaybının normal yoludur.Belirli şartlara sahip Türk vatandaşı Türk vatandaşlığından çıkarılması dileğinde bulunur.Bakanlar Kurulu da Türk vatandaşlığından çıkmaya izin verir.[12]Bizim burada inceleyeceğimiz konu vatandaşlıktan çıkan kişinin bu durumunun çocuklarının vatandaşlığı üzerindeki etkisidir.Burada çocukların vatandaşlığının durumu yukarıda sayılan Vatandaşlık Kanununun 32. maddesi hükümlerine tabi olacaktır.Tekrar belirtmek gerekirse;
Türk vatandaşlığından çıkan babanın küçük çocukları;
a) Ananın ölmüş bulunması,
b) Ananın yabancı olması,
c) Velayetin babada bulunması ve ananın yazılı muvafakatinin alınması,
Hallerinde babalarına bağlı olarak Türk vatandaşlığını kaybederler.
Türk vatandaşlığından çıkan ananın küçük çocukları;
b) Babanın ölmüş bulunması,
b) Babanın belli olmaması,
c) Babanın yabancı olması,
d) Velayetin anada bulunması ve babanın yazılı muvafakatinin alınması,
Hallerinde, analarına bağlı olarak Türk vatandaşlığını kaybederler.
Ayrıca yine tekrar etmek gerekirse çocuğun on beş yaşından büyük olması halinde yazılı muvafakatine ihtiyaç vardır.Çocuğun Türk vatandaşlığını kaybetmesi onu vatansız kılacak ise çocuk Türk vatandaşlığını korur.

e)Ferdin iradesi dışında Türk vatandaşlığının kaybedilmesi

aa)Vatandaşlığa alınmanın iptali

Vatandaşlık Kanunumuzun 26. maddesinde Türk vatandaşı olan kişilerin belli şartların tahakkuku halinde Türk vatandaşlığından çıkarılabilecekleri belirtilmektedir. Burada üzerinde yoğunlaşacağımız konu Türk vatandaşlığından bu şekilde çıkarılan kişilerin çocuklarının vatandaşlık statülerinin ne olacağıdır.
Bu konuyu 2 durumda inceleyeceğiz;
1)Vatandaşlığa alınma kararıyla Türk vatandaşlığını kazanmış olan şahsın çocuklarının da ona bağlı olarak Türk vatandaşlığını kazanma ihtimalleri mevcuttur.[13]İptal kararı bu şekilde Türk vatandaşlığını kazanan çocuklar hakkında da hüküm ifade edecektir. Çocuklarda iptal kararı ile birlikte Türk vatandaşlığını kaybedeceklerdir.
2)Vatandaşlığı iptal edilen şahsa, vatandaşlığa alınma kararı dolayısıyla bağlı olmaksızın, Türk vatandaşlığını kazanmış olan çocuklar üzerinde iptal kararının hiçbir tesiri yoktur. Mesela, vatandaşlığa alınma kararından sonra doğan ve babalarının veya analarının vatandaşlığını alarak Türk vatandaşlığını kazanan çocuklar, sonrada ana veya babalarının iptal kararı ile Türk vatandaşlığını kaybetmelerinden etkilenmezler. [14]

bb)Kaybettirme

Türk Vatandaşlığı Kanunu 25. maddesinde “Vatana bağlılıkla bağdaşmayan eylemler” başlığı altında “Kaybettirme” hükmüne yer verilmiştir. Buna göre bu maddede sayıla şartların varlığı halinde Bakanlar Kurulu kararı ile kişiler vatandaşlığın kaybettirilmesi hükümlerine tabi tutulabilirler. Bu durumda çocuklar Türk vatandaşlığını kaybetmezler. Çünkü Vatandaşlık Kanunumuzun 34. maddesinde bu durum açıklığa kavuşturulmuştur. Buna göre kaybettirme kararları şahsidir, çocuklara etki etmez.

cc)Çıkarma

Vatandaşlık Kanununun 26. maddesinde “Çıkarma” hükmüne yer verilmiştir. Bu maddede sayılan şartların gerçekleşmesi halinde kişi Bakanlar Kurulunun kararı ile Türk vatandaşlığından çıkarılacaktır. Bu durumda vatandaşlıktan çıkarılan kişinin çocuklarının vatandaşlığının durumu ne olacaktır? Vatandaşlık Kanunumuz bu duruma 34. maddesinde açıklık getirmiş ve çıkarma kararının şahsi olduğundan ayrıca çocuklara etki etmeyeceğinden bahsetmiştir.


[1] DOĞAN, Vahit: Türk Vatandaşlık Hukuku, 2.Bası, Yetkin Yayınları, Ankara, 2002, sh. 25

[2] DOĞAN, Vahit: Türk Vatandaşlık Hukuku, 2.Bası, Yetkin Yayınları, Ankara, 2002, sh. 25

[3] DOĞAN, Vahit: Türk Vatandaşlık Hukuku, 2.Bası, Yetkin Yayınları, Ankara, 2002, sh. 27

[4] BERKİ; s.15 vd; GÖĞER, s.6; FİŞEK, s.12.

[5] NOMER, Ergin: Vatandaşlık Hukuku, 13. Baskı, Filiz Kitabevi, İstanbul, 2002, sh. 48

[6] RG. 22 Şubat 1964–11638

[7] NOMER ,Ergin: Vatandaşlık Hukuku , 13. Baskı ,Filiz Kitabevi , İstanbul ,2002 ,sh. 55,56

[8] NOMER ,Ergin: Vatandaşlık Hukuku , 13. Baskı ,Filiz Kitabevi , İstanbul ,2002 ,sh 58

[9] NOMER ,Ergin: Vatandaşlık Hukuku , 13. Baskı ,Filiz Kitabevi , İstanbul ,2002 ,sh 86

[10] NOMER ,Ergin: Vatandaşlık Hukuku , 13. Baskı ,Filiz Kitabevi , İstanbul ,2002 ,sh 92

[11] NOMER ,Ergin: Vatandaşlık Hukuku , 13. Baskı ,Filiz Kitabevi , İstanbul ,2002 ,sh 95,96

[12] NOMER ,Ergin: Vatandaşlık Hukuku , 13. Baskı ,Filiz Kitabevi , İstanbul ,2002 ,sh 98

[13] NOMER ,Ergin: Vatandaşlık Hukuku , 13. Baskı ,Filiz Kitabevi , İstanbul ,2002 ,sh 110

[14] NOMER ,Ergin: Vatandaşlık Hukuku , 13. Baskı ,Filiz Kitabevi , İstanbul ,2002 ,sh 110
Bu makaleden kısa alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir :

"Çocuğun Türk Vatandaşlığını Kazanması Ve Kaybetmesi" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Hasan Bahadır Büyükavcı'e aittir ve makale, yazarı tarafından Türk Hukuk Sitesi (http://www.turkhukuksitesi.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.

Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.


[Yazıcıya Gönderin] [Bilgisayarınıza İndirin][Arkadaşa Gönderin] [Yazarla İletişim]
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
» Makale Bilgileri
Tarih
31-05-2006 - 23:27
(6554 gün önce)
Yeni Makale Gönderin!
Değerlendirme
Şu ana dek 17 okuyucu bu makaleyi değerlendirdi : 15 okuyucu (88%) makaleyi yararlı bulurken, 2 okuyucu (12%) yararlı bulmadı.
Okuyucu
23503
Bu Makaleyi Şu An Okuyanlar (1) :  
* Son okunma 5 saat 4 dakika 28 saniye önce.
* Ortalama Günde 3,59 okuyucu.
* Karakter Sayısı : 37020, Kelime Sayısı : 3059, Boyut : 36,15 Kb.
* 9 kez yazdırıldı.
* 8 kez indirildi.
* 5 okur yazarla iletişim kurdu.
* Makale No : 289
Yorumlar : 0
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
Makalelerde Arayın
» Çok Tartışılan Makaleler
» En Beğenilen Makaleler
» Çok Okunan Makaleler
» En Yeni Makaleler
THS Sunucusu bu sayfayı 0,13692999 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.