Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Aktif Makale Yargıdaki Hedef Süreler Ve Bu Hedef Sürelere Ulaşılması İçin Hukuki Değerlendirmelerim

Yazan : Av. Erdinç Laflı [Yazarla İletişim]
Avukat&Arabulucu

Çağdaş hukuk sisteminde “adil yargılanma hakkı” devletlere hukuki uyuşmazlıkların makul süreler içinde nihai olarak sonuçlandırılmasını garanti edecek bir yargı sistemi kurma ödev ve sorumluluğu yüklemektedir.

Bu kapsama dair milletlerarası ve iç hukuka ilişkin ilgili mevzuatın değerlendirilmesine geçilmeden önce “yargılamada hedef süre uygulamasının ne olduğu” hususunun tanımlanması bir zorunluluktur.


Yargılamada Hedef Süre Uygulaması Nedir?
Yargı mercilerine intikal etmiş, dava, kovuşturma ve soruşturma gibi benzeri hukuki uyuşmazlıkların sonuçlandırılması için bir hedef süre öngörülmesi, hedeflenen sürede tamamlanamayan dava ve soruşturmaların hızlandırılması amacıyla bir takım hukuki ve usulü çözümler üretilmesi ve bu sayede yargılamaya konu hukuki uyuşmazlık sürelerinin kısaltılmasını amaçlayan bir dizi hukuki önlemleri içeren sistemidir.

Yargılamada Hedef Süre Uygulamasına İlişkin İlgili Mevzuat Nedir?
2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Hak Arama Hürriyeti” başlıklı 36’ncı maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6’ncı maddesinde düzenlenen “adil yargılanma hakkı” yargılamaların adil ve tarafsız bir şekilde yürütülmesini sağlayarak, insan hak ve özgürlüklerinin güvencesi olmaktadır.
2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Hak Arama Hürriyeti” başlıklı 36’ncı maddesi “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir. Hiçbir mahkeme, görev ve yetkisi içindeki davaya bakmaktan kaçınamaz” hükmünü içermektedir.
2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasa'nın 36’ncı maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6’ncı maddesi uyarınca, medeni hak ve yükümlülükler ile cezai alanda yöneltilen suçlamalara ilişkin uyuşmazlıkların makul sürede karara bağlanması gerekmektedir.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin “Adil yargılanma hakkı” başlıklı 6’ncı Maddesi’nin 1. fıkrasında “Herkes davasının, medeni hak ve yükümlülükleriyle ilgili uyuşmazlıklar ya da cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamaların esası konusunda karar verecek olan, yasayla kurulmuş, bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından, adil ve kamuya açık olarak ve makul bir süre içinde görülmesini isteme hakkına sahiptir. Makul sürede yargılanma hakkının amacı; tarafların uzun süren yargılama faaliyeti nedeniyle maruz kalacakları maddi ve manevi baskı ile sıkıntılardan korunması, adaletin gerektiği şekilde temini ve hukuka olan inancın muhafazasıdır” şeklinde hüküm altına alınmıştır.


2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Milletlerarası andlaşmaları uygun bulma” başlıklı 90/son maddesinde “Usulüne göre yürürlüğe konulmuş Milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz”. (7 Mayıs 2004 tarihli 5170 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun’un 7. maddesi) “Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır” hükmünü içermektedir.

Bu hükümden de anlaşılacağı üzere, makul sürede yargılamaya ilişkin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin “Adil yargılanma hakkı” başlıklı 6’ncı Maddesi’nin 1. Fıkrası iç hukukumuz açısından da bağlayıcı ve amir bir hükümdür.

2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasa'nın “Duruşmaların açık ve kararların gerekçeli olması” başlıklı 141’inci maddesinin 4’üncü fıkrasında “davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılmasının yargının görevi olduğu” hüküm altına alınmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun "Usul ekonomisi ilkesi" başlıklı 30’uncu maddesi “Hâkim, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlüdür” hükmünü içermektedir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun “Ara verme” başlıklı 190’ıncı maddesinin 1. fıkrasında “Duruşmaya, ara verilmeksizin devam edilerek hüküm verilir. Ancak, zorunlu hâllerde davanın makul sürede sonuçlandırılmasını olanaklı kılacak surette duruşmaya ara verilebilir” hükmünü içermektedir.

Yukarıda arz ve izah edilen ilgili mevzuat hükümleri örnek kabilinden olup, yargılamanın makul süre içerisinde tamamlanması için hukuk sistemimizde çok sayıda genel ve özel hukuk düzenlemesi bulunmaktadır. Bu düzenlemelerin bir çocuğunda yargılamanın tamamlanacağı süreler net ve açık şekilde hüküm altına alınmıştır. Örneğin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun özellikle “idari işlemin yürütülmesinin durdurulmasına ilişkin süreç ve bu sürecin sonuçlandırılmasına” ilişkin süreler öngörülmüştür. Yine aynı şekilde 4857 sayılı İş Kanunu’nun “Fesih bildirimine itiraz ve usulü” başlıklı, işe iade kurumunu hüküm altına alan, 20’nci maddesinin “Dava ivedilikle sonuçlandırılır. Mahkemece verilen karar hakkında istinaf yoluna başvurulması hâlinde, bölge adliye mahkemesi ivedilikle ve kesin olarak karar verir” hükmünü içermektedir.
Adil yargılanma hakkının önemli bir başlığını oluşturan yargılamaların makul sürede bitirilmesi ilkesinin daha etkin olarak gözetilmesi ile uzayan yargılamaların önüne geçmek amacıyla Avrupa Yargının Etkinliği Komisyonu ( CEPEJ) 2007 yılında kısa adı SATURN olan Yargıda Zaman Yönetimi Merkezi'ni kurmuştur.
Avrupa Adaletin Etkinliği Komisyonu (CEPEJ), Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin 18 Eylül 2002 tarih ve 2002/12 sayılı kararı ile kurulmuş bir uluslararası kuruluştur. CEPEJ’in amacı, yargı kapsamı içerisinde bulunan ve bulunma potansiyeli olan bütün kişilerin yasal haklarını etkin bir şekilde kullanmasının sağlanmasını ve böylece bireylerin adlî sisteme olan güveninin artmasını öngören bir bakış açısıyla, Avrupa Konseyi üyesi ülkelerin adlî sistemlerinin etkinliğini ve fonksiyonlarını geliştirmek ve bu konularla ilgili olarak Avrupa Konseyi tarafından kabul edilen uluslararası hukukî belgelerin daha iyi şekilde uygulanmasını mümkün hale getirmektir.
Avrupa Adaletin Etkililiği Komisyonu- CEPEJ, Türkiye'nin de kurucu üyeleri arasında olduğu Avrupa Konseyi'ne bağlı Bakanlar Komitesinin kararı ile 2002 yılında oluşturulmuş bir komisyondur.

Merkez davaların makul sürede bitirilmesine yönelik birçok çalışma gerçekleştirmiştir. 6 Aralık 2016 tarihinde ise CEPEJ Genel Kurulu, SATURN çalışma grubu tarafından metinleştirilen yargılamaların belli sürede sonuçlandırılması için oluşturulan uygulama rehberini kabul etmiştir. Bu rehberde üye ülkeler için davaların 1-2 ve 3 yıllık sürelerde bitirilmesi tavsiye edilmiştir. Ancak üye ülkeler için asıl hedefin davaların bir yıllık sürede bitirilmesi olduğu belirtilmiştir.

Söz konusu rehber; yargıda hedef süre belirlenmesini, süreye uyumun takip edilmesini ve denetim mekanizmasının oluşturulması ile uzun süren davalar ile ilgili çözüm önerisi geliştirilmesini öngören bütünleşik bir sistem getirmektedir. Bu uygulama, yargılamaların kalitesinden ödün vermeden süresinde bitirilmesi ile yararlanıcılara öngörülebilir bir yargısal süreç sunarak yargıda şeffaflık ve kamuoyu denetimini sunmaktadır.
23.06.2017 tarihli 3015 sayılı Resmî Gazete ’de yayımlanarak 01.09.2017 tarihinde yürürlüğe giren "Soruşturma, Kovuşturma veya Yargılama Hedef Sürelerinin Belirlenmesi ve Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik" hükümlerinde öngörülen usullere göre belirlenen hedef sürelerin, adli yargı ilk derece mahkemeleri ile idari yargı ilk derece mahkemelerinde uygulanmasına 03.09.2018 tarihi itibariyle başlanmıştır.
Cumhuriyet başsavcılıklarında ise yargıda hedef süre uygulamasına 01.10.2018 tarihi itibariyle başlamıştır.
Hedef sürelere uyumun ölçümlenmesi; soruşturma, kovuşturma ve ya yargılamaların belirlenen hedef süre içerisinde sonuçlandırılıp sonuçlandırılamadığının değerlendirilmesidir.
Hedef sürelere ilişkin ölçümleme bilgileri her yıl ocak ayı başında Cumhuriyet Başsavcılıkları ve Adalet Komisyonu Başkanlıklarının ilgili UYAP ekranında gösterilecektir.
Diğer yandan Cumhuriyet başsavcılıkları ve adalet komisyonu başkanlıkları, başkan, üye, hâkim ve Cumhuriyet savcılarının da görüşünü alarak her yıl ocak ayı sonu itibariyle hedef sürelerin gerçekleşmesinde yaşanan gecikmelerin sebepleri ile çözüm önerilerine ilişkin yetki çevresini de kapsayacak şekilde bir rapor hazırlayacaklardır. Hazırlanan rapor Hâkimler ve Savcılar Kuruluna ve Adalet Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığına gönderilmektedir.
Hazırlanan bu raporlar daha sonraki yıllarda soruşturma, kovuşturma veya yargılamalar için hedef süre belirlenirken dikkate alınacaktır.
Ayrıca; bu raporlardaki veriler HSK Teftiş Kurulu tarafından adli yargı hâkim ve savcıları ile idari yargı hâkimlerinin denetiminde esas alınacak, istinaf ve temyiz incelemesi sırasında kanun yolu değerlendirme formlarının düzenlenmesinde de dikkate alınacaktır.
Belirlenen hedef süreler 01.01.2019 tarihinden itibaren soruşturmanın ve davanın taraflarına Yönetmelikte yer verilen usullere uygun olarak bildirilmektedir. Bu sayede hukuki uyuşmazlığın taraflar da soruşturmanın, davanın ya da yargılamanın ne kadar sürede tamamlanabileceğini öğrenebilmektedir.
Yargılamada Hedef Sürelere Ulaşılabilmesi İçin Pratik Anlamda Neler Yapılabilir?
- Hukuki uyuşmazlığın tarafları ve kanuni temsilcilerinin doğru ve eksiksiz gösterilmesi,

- Hukuki uyuşmazlığın tarafları ve kanuni temsilcilerinin yetkisiz ve görevsiz yargı merciine başvuru yapması,

- Başvuru dilekçeleri ve eklerinde ilgili mevzuatta sayılan zorunlu unsurların bulunması ve dilekçe ekinde ibrazı zorunlu delillerin eksiksiz ve hatasız ibrazı,

- Varsa tanıkların hiç gösterilmesi veya tanıkların kimlik bilgileri ve adresleri konusunda yanlış bilgi verilmemesi, tanıkların hangi hususlar ile ilgili dinletileceğinin açık şekilde belirtilmesi,

- Toplanılması istenen bilgi ve belgelerin belirtilmesi ve nerelerden ulaşılacağı yönünde açık ve kesin bilgi verilmesi,

- Hukuki uyuşmazlığın doğru nitelendirilmesi ve bu konuya ilişkin vakıaların açıkça ve doğru ifade edilmesi,

- İlgili mevzuatta sayılanlar dışında tarafların, duruşmalara keyfi ve gereksiz mazeret vermemesi,

- İmkânlar elvermesine rağmen, delillerin elden toplanılması yönünde ilgili yargı mercinden elden takip yetkisi talep edilmesi,

- Dava dosyalarından yazılan müzekkerelerin içeriğinin doğruluğunun kontrol edilmesi ve doğru yazılması yönünde yargı merci kaleminin uyarılması ya da bu konuda kalem personeline yardımcı olunması,

- Eldeki hukuki uyuşmazlık ve içeriğindeki vakıalar ile ilgisi olmayan devam eden diğer davaların gereksiz olarak celbinin talep edilmemesi ve bekletici mesele yapılması konusunda gereksiz talepte bulunulmaması,

- 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu kapsamındaki uyuşmazlık konusunda Arabuluculuk Kurumunun etkin kullanılması ve bu kanun kapsamdaki uyuşmazlıkları “anlaşma” kapsamında sonuçlandırması konusunda gerekli çabanın gösterilmesi,

- Hukuki uyuşmazlık konusu kapsamındaki dava dilekçesi ekinde sunulması zorunlu olan yazılı belgelerin dava dilekçesi ekinde sunulması,

- Davaların çok gerekli olmamasına rağmen, UYAP sisteminden açılmaması ve karşı tarafa tebliğ edilmesi zorunlu dilekçe ve eklerin yargı mercileri kalemi tarafından kopyasının çıkartılarak tebliğe çıkarılması konusunda ek zaman ve masraf kaybına yol açılmaması,

- Adliyelerde yeterli yargı mensubu ve yardımcı personel niteliğindeki kalem çalışanlarının istihdam edilmesi,

- Adliyelerin fiziki şartlarının olumsuzluklarının giderilmesi ve Sayın T.C. Adalet Bakanlığımız tarafından adliyelere gerekli ödeneklerin tahsis edilmesi,
- Yargı mensubu ve yardımcı personel niteliğindeki kalem personelin ilgili mesai saatlerine riayet etmesi ve ilgili kanunlarda öngörülen idari ve sağlık izinleri konusunda makul sayılacak sürelerin çok üzerinde izinlerin kullanılmasının önüne geçilmesi ve bu durumun etkin şekilde denetletilmesi,

- Adliye binalarındaki yemek, çay ve benzeri hizmetler konusunda yeterli ve gerekli tedbirlerin alınması,

- UYAP sistemine geçilmesinin üzerinden yıllarca süre geçmesine rağmen, UYAP sisteminde meydana gelen teknik aksaklık ve eksikliklerin giderilmesi yönünde gerekli alt yapının tamamlanması,

- Yargı mercilerinde görev yapan hukukçu personel ve yardımcı nitelikteki kalem çalışanlarının ihtisas ve uzmanlıklarını değerlendirmeksizin başka yargı mercilerine atanmaması ve ilgili Cumhuriyet Başsavcılıklarınca İş bölümü düzenlemeleriyle, personelin yetkinleştiği ihtisas alanı dikkate alınmaksızın, sık sık görev yerlerinin değiştirilmemesi,

- Gerekli olması halinde Keşif ve Olay Yeri incelemelerinin makul ve hukuki uyuşmazlığın doğru tespiti bakımından en kısa süreler içerisinde yapılması,

- Fiziksel ve iş yoğunluğu açısından mümkün olmayan hallerde, hukuki uyuşmazlığın teknik olarak nitelendirilmesi konusunda yetkin ve uzman olmayan bilirkişilerin görevlendirilmesi hususundan kaçınılması,

- Bilirkişi listelerinin düzenli olarak güncellenmesi ve maalesef hep aynı bilirkişiler ile çalışmak konusunda ısrar edilmesi,

- Teknik konularda ilan edilen bilirkişi listesi dışında üniversitelerdeki akademik kadrolardan faydalanılması,

- Hâkim, savcı, avukat ve hukukçu kimliğine haiz kamu kudretini kullanan yargı mensupları arasında gerekli hukuki istişare ve müzakerenin yapılmasından kaçınılmaması, gerekirse bu taraflar arasında, duruşma dışında ortak fikir alış-verişi yapılması,

- Ülkemizin gerçekleri ve vatandaşlar arasında yaşanılan hukuki uyuşmazlıkların yoğunluğu dikkate alındığında, özellikle istinaf olmak üzere üst mahkemelerin iş yükü altında ezilmemesi için yeterli ve yetkin personel istihdam edilmesi,

- Hukuki uyuşmazlıklarda uygulanan mevzuattaki değişiklikler ve mülga olan hükümlerin uygulayıcılarla yeterince paylaşılması ve bu konuda UYAP sistemiyle entegre teknik alt yapının sağlanması,

- Farklı yargı mercileri arasında aynı ve benzer hukuki uyuşmazlıkların farklı şekilde nitelendirilmesinin önüne geçilmesi için emsal kararların UYAP sistemiyle entegre şekilde paylaşılması konusunda resmî bir alt yapının oluşturulması,

- İlgili Cumhuriyet Başsavcılıklarının yargı mercileri elindeki dosya adedi ve hedef süreler konusundaki kontrolünün etkin bir biçimde kullanılması için personel ve teknik alt yapının oluşturulması,
- Adli Tatilde bakılacak hukuki uyuşmazlıkların genişletilmesi yönünde ilgili mevzuatta değişikliklere gidilmesi…

































Naçizane yazımı, şimdiye kadar zaman ve emek ayırıp, sabır ile okuduğunuz için tüm içtenliğimle teşekkür ederim. Bu yazımın kaleme alınması konusunda Ülkemizin nadide ve güzide bakanlıklarından olan T.C. Adalet Bakanlığı’nın açık kaynaklarından büyük çoğunlukla faydalanılmıştır. Yargılamadaki hedef sürelere ulaşılması konusundaki tespitlerim tamamen kendi düşünce ve kanaatlerimi içeren, tavsiye niteliğindeki tespitlerimdir.

Saygılarımla
Bu makaleden kısa alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir :

"Yargıdaki Hedef Süreler Ve Bu Hedef Sürelere Ulaşılması İçin Hukuki Değerlendirmelerim" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Av. Erdinç Laflı'e aittir ve makale, yazarı tarafından Türk Hukuk Sitesi (http://www.turkhukuksitesi.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.

Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.


[Yazıcıya Gönderin] [Bilgisayarınıza İndirin][Arkadaşa Gönderin] [Yazarla İletişim]
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
» Makale Bilgileri
Tarih
18-08-2024 - 15:11
(21 gün önce)
Makaleyi Düzeltin
Yeni Makale Gönderin!
Değerlendirme
Henüz hiç değerlendirilmedi.
Okuyucu
189
Bu Makaleyi Şu An Okuyanlar (1) :  
* Son okunma 9 saat 36 dakika 35 saniye önce.
* Ortalama Günde 9,00 okuyucu.
* Karakter Sayısı : 14962, Kelime Sayısı : 1741, Boyut : 14,61 Kb.
* Henüz yazarla iletişime geçen okuyucu yok.
* Makale No : 2237
Yorumlar : 0
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
Makalelerde Arayın
» Çok Tartışılan Makaleler
» En Beğenilen Makaleler
» Çok Okunan Makaleler
» En Yeni Makaleler
THS Sunucusu bu sayfayı 0,02941489 saniyede 13 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.