Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Aktif Makale Muafiyetin Rekabet Hukukundaki Yeri Ve İçtihadi Boyutu

Yazan : Ilgaz Günay [Yazarla İletişim]

MUAFİYETİN REKABET HUKUKUNDAKİ YERİ
VE İÇTİHADİ BOYUTU


HAZIRLAYAN : ILGAZ GÜNAY

ÖZ: Muafiyet, rekabet hukukunda rekabeti engelleyici etkiden daha fazla piyasa faydası oluşturup, bu faydayı tüketiciye yansıtan ve ilgili pazarda etkin rekabeti önemli ölçüde ortadan kaldırmayan ; ancak mevzuatla düzenlendiği şekliyle bu istisnadan yararlanma sağlayan serbest ekonomiyi biraz daha serbestleştiren bir alandır. Rekabet in per-se uygulanması devletin gücünü ekonomide hissettirirken ,muafiyet serbest piyasa amaçlarına hizmet eder. Faydalı olan gelişmelere katı rekabet uygulamalarını engeller. Bununla birlikte rekabet esas olup muafiyet istisnadır.
Bu çalışmanın amacı, rekabet hukukunda muafiyetin gelişimini ve muafiyetin içtihadi yönüyle incelenmesidir.

ANAHTAR KELİMELER : Rekabet Hukuku, serbest ekonomi, per se uygulama, muafiyet, istisna

MUAFİYET

Kendisine uygulanmama, bir yükümlülükten bağışık tutulma, bağışıklık anlamına gelen muafiyet kavramı, Rekabet Hukukunda da kelime anlamıyla özdeşleşen bir şekilde vücut bulmuştur.
Genel olarak serbest ekonomilerde rekabetin oldukça önemi vardır. Bunun yanı sıra serbest ekonomide teşebbüsler, rekabetçi bir ortamda var olabilmek için yüksek kalitede hizmet ve ürün sunmakta, fiyat seviyesini düşürmekte, ürün yelpazesini genişletmek suretiyle, çeşitliliği toplum yararına olacak şekilde arttırmaktadırlar. Rekabetin doğuracağı yarışmacı ortam, teknolojiden daha fazla yararlanma imkanını sunmakla birlikte, bu durum mevcut ürün ve hizmetlerde gelişimi ve yeniliği beraberinde getirmektedir. Böylelikle rekabetle teşebbüslerin ekonomik kaynakları etkin ve verimli kullanmaya yönelmesi, yatırıma yönelik girişimlerin artması sonucunu doğurur. Aynı zamanda, iç piyasada rekabetin doğuracağı güçlü ve oturmuş bir ekonomi, dış pazarda da rekabet gücünün artmasına vesile olacak, rekabetin etkin şekilde var olması kartel oluşumunu en az düzeye indirgeyecek, diğer teşebbüslere de pazar imkanı sağlayacaktır. Kural rekabeti engelleyici davranışların yasaklanması olması olsa da, bu davranışları per se yasaklayan yaklaşım yararın aksine zararlı sonuçla doğurabilecektir. Rekabeti engelleyici uyumlu anlaşma veya teşebbüs birliği kararı nedeniyle sağlanan piyasa etkinliği zarardan daha fazla ise muafiyet yoluyla bu yasakların kaldırılması doktrinde kabul edilmiştir.

MUAFİYETİN TARİHSEL SÜRECİ

1) ABD’de MUAFİYETE İLİŞKİN DÜZENLEMELER

ABD 21. yüzyıla 20. yüzyıldaki savaş ve ekonomik buhranları geride bırakarak güçlü bir ekonomiyle giriş yapmıştır, buna rağmen varlıklılar varken yoksullukla mücadele veren kişi sayısı az değildir. Bu çerçevede Amerika’da ekonomik ilkelerine bağlı bir serbest piyasa düzeni oluşturulmuştur. Katı rekabet kurallarını Antitröst yasasıyla kabul eden ABD, ekonomik buhranın etkisini gidermek adına güçlü finansal yapılara ihtiyaç duymaktadır. Bu nedenle bankacılık alanında düzenlemelerle bankalar arası bilgi alışverişine izin veren Sharman ve Clayton yasaları ile izin verilmiştir.1



2.) AVRUPA BİRLİĞİ (AB) KITA AVRUPASI’NDA MUAFİYETE İLİŞKİN DÜZENLEMELER

Avrupa Birliği, Avrupa’da otoriter rejimlerin sona ermesiyle, ekonomik gayelerle oluşturulmuş bir topluluktur. Önceki adıyla Avrupa Ekonomik Topluluğu ticari kaygılarını ve savaş sonrası yeni ekonomiler inşasını hedefleyen projeler geliştirmiş, bununla birlikte uluslararası ticarete teşvik edici avantajları üye devletlere sunmuştur.
50’li yılların başlarında Almanya ve Fransa kömür çelik ortak organizasyonu teşvik edilmiştir. Roma Anlaşması 18 Nisan 1951’de imzalanmıştır. Bu anlaşma şuan yürürlükte olmayan bir takım rekabet düzenlemelerine yer vermiştir.
İlgili düzenlemede üye devletler arasındaki herhangi bir anlaşma veya teşebbüs birliği kararları yahut üye devletler arasında ticareti etkileyen ve pazar rekabetini etkileme sonucu doğuran ekonomik parametreleri belirleyen ya da farklı taraflara aynı işlemler için makul sebep olmaksızın farklı koşullar uygulayan ve böylelikle onları rekabet açısından zorlayan veya sözleşmenin niteliği ile bağdaşmayan yükümlülüklerin olması ve sözleşme geçerliliğini sözleşme niteliği ile uyuşmayan yükümlülüklerin kabulüne bağlayan, teşebbüsler arasındaki tüm anlaşmalar, teşebbüs birliklerinin kararları ve birlikte davranışlar ortak pazarla bağdaşmadıkları için yasaktır denerek rekabet korunmuştur ,bu yasağın yapılan anlaşmalar için hükümsüzlük doğuracağı ilgili maddenin 2. fıkrasında belirtilmiştir;3. Fıkrasında ise sert rekabet denetiminin serbest piyasa koşullarıyla uyuşmayacağından hareketle muafiyet rejimi öngörülmüştür. Roma Anlaşmasındaki muafiyet rejiminde tüketicilere sağlanan çıkardan adalete uygun bir pay*sağlamanın yanı sıra, malların üretimi veya dağıtımının geliştirilmesine veya*teknik ve ekonomik ilerlemenin hızlandırılmasına katkıda bulunan; ve*ilgili teşebbüslere, bu amaçlara ulaşmak için gereksiz kısıtlamalar*getirmeyen, bu tür teşebbüslere söz konusu ürünlerin önemli bir kısmı için rekabeti*ortadan kaldırma olanağı vermeyen teşebbüsler kararlar dizisi,*müştereken kararlaştırılmış her tür uygulama veya uygulamalar*
dizisi ile ilgili olarak yasaklama ve hükümsüzlük hükümlerinin uygulanmaması kararlaştırılabilir ?denmiştir?^2
Avrupa Topluluğu, 1 Mayıs 2004 yılında muafiyet rejiminde yeni uygulama kuralları getirmiştir. Komisyon’un muafiyet açısından inceleme ve karar vermeye ilişkin münhasır yetkisini kaldırarak üye devletlerin ulusal otoriteleri ve mahkemelerini de sistem içine alan yeni rejimde bildirim sistemi kaldırılmıştır. Artık teşebbüsler bireysel muafiyet talebinde bulunamamakta, anlaşmalarının rekabet kurallarıyla uyumluluğunu inceleme ve değerlendirme yükünü taşımaktadırlar. 81. madde kapsamında olup 81/3. muafiyet koşullarını taşıyan anlaşmalar kendiliğinden hukuka uygun sayılmaktadır. Bu konuda önceden verilmiş bir karara (komisyon, ulusal rekabet otoritesi ya da mahkeme kararı gibi) gerek bulunmamaktadır. Roma Antlaşması’nın 81. maddesi de doğrudan uygulanır hale getirildiğinden ulusal rekabet otoriteleri ya da mahkemeler de muafiyet uygulamasını kendiliğinden gözetebilmektir Amsterdam Antlaşması,*Roma Anlaşması'nın imzalanmasından 40 yıl sonra2 imzalanmıştır. Roma Anlaşmasında ilk etapta rekabeti düzenleyici hükümler olarak yer alan 81. madde, Amsterdam Anlaşmasında 85 .madde olarak kabul edilmiştir.
Avrupa Birliğinin İşleyişine Dair sözleşmede 101. Maddesinde de Roma Anlaşmasında öngörülen rekabet düzenlemeleri kabul ?edilmiştir?^3
ABİDA 101. Madde

1. Üye devletler arasındaki ticareti etkileyebilecek nitelikte olan ve amacı veya etkisi iç pazardaki rekabetin engellenmesi, kısıtlanması veya bozulması olan ve özellikle aşağıdaki nitelikleri taşıyan tüm teşebbüsler arası anlaşmalar, teşebbüs birliklerinin kararları ve uyumlu eylemler iç pazarla bağdaşmaz ve yasaktır:
a) doğrudan veya dolaylı olarak, alış veya satış fiyatlarını veya diğer ticaret koşullarını belirleyen,
b) üretimi, piyasaları, teknik gelişmeyi veya yatırımları sınırlayan veya kontrol eden, c) piyasaları veya arz kaynaklarını paylaştıran,
d) ticari ilişkinin diğer taraflarına eşdeğer işlemler için farklı koşullar uygulayarak, onları rekabet edebilirlik açısından dezavantajlı duruma sokan,
e) sözleşmelerin yapılmasını, nitelikleri gereği veya ticari teamüllere göre bu sözleşmelerin konusuyla ilgisi olmayan ek yükümlülüklerin sözleşmenin diğer taraflarınca kabulü şartına bağlayan.
2. Bu madde uyarınca yasaklanan anlaşmalar veya kararlar kendiliğinden geçersizdir.
3. Bununla birlikte, tüketicilere ortaya çıkan faydadan adil bir pay ayırarak, malların üretimi veya dağıtımının iyileştirilmesine veya teknik ya da ekonomik gelişmenin artırılmasına katkıda bulunan ve
a) ilgili teşebbüslere, bu amaçlara ulaşmak bakımından zaruri olmayan kısıtlamalar getirmeyen,
b) bu teşebbüslere, söz konusu malların önemli bir bölümü için rekabeti ortadan kaldırma imkânı vermeyen - teşebbüsler arası her türlü anlaşma veya anlaşma kategorisine, teşebbüs birliklerinin her türlü karar veya karar kategorisine, - uyumlu eylem veya uyumlu eylem kategorisine 1. paragrafta yer alan hükümlerin uygulanmayacağı kararlaştırılabilir.










3)TÜRKİYE’ de MUAFİYETE İLİŞKİN DÜZENLEMELER


Türkiye ekonomisinde 1980 öncesi devletçilik politikasıyla yerli üretime önem verilirken ,1980 sonrasında liberal politikalarla dış ticaretin artırılması, kalkınmanın sağlanması hedeflenmiştir.



Bu çerçevede, rekabet kanunlarını uygulamakla yükümlü olan rekabet otoriteleri; girişim özgürlüğünün teminat altına alınması, kaynak dağılımında etkinliğin sağlanması yoluyla toplumsal refahın arttırılmasını sağlamak üzere teşebbüslerin etkin rekabet koşullarını bozan eylem ve işlemlerinin önüne geçmek için gerekli önlemleri almak ve düzenlemeleri hayata geçirmekle yükümlü kılınmaktadır. Nitekim Anayasanın 167’nci maddesi devlete açıkça piyasalarda oluşacak fiili yahut anlaşma sonucu doğacak tekelleşmeyi ve kartelleşmeyi önleme görevi vermiştir. Yukarıda da ifade edildiği üzere, Devlet 1982 Anayasası’nın kendisine verdiği bu görevi, 1994 yılında 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanunu kabul edilmesi ve 1997 yılında bu Kanunu uygulamakla yükümlü otorite olan Rekabet Kurumu’nun tesis edilmesiyle yerine getirmiştir.4

Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanun un 4. Maddesi kapsamında yasakladığı anlaşma uyumlu eylem veya teşebbüs birliği kararlarına Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanunun 5. maddesi kapsamında aranan şartların varlığı halinde muafiyet tanınacağı ve hukuka aykırılık ve geçersizlik yaptırımı olmayacağını belirtmiştir. Bu düzenlemeden anlaşılacağı üzere Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanunun 5. Maddesiyle tanınan muafiyet hükmü yalnızca teşebbüslerin rekabeti engelleyici uyumlu eylem, anlaşmalarına ve teşebbüs birliği kararlarına ilişkindir, hakim durumun kötüye kullanılması ve birleşme ve devralma konusunda muafiyet tanınmayacağı kanunun lafzında belirtilmiştir.5
2.7.2005 tarih ve 5388 sayılı Kanun ile Kanun’un 4. maddesi kapsamındaki anlaşma, uyumlu eylem ve teşebbüs birliği kararlarının Kurula bildirilmesi zorunluluğu kaldırılmıştır. Bildirim yükümlülüğünün kaldırılması nedeniyle teşebbüs ve teşebbüs birliklerinin Kurula bildirim yapmaksızın muafiyet değerlendirmesini kendilerinin yapmaları esas olmakla birlikte teşebbüslerin isteğe bağlı olarak bildirim yapması mümkündür. Ayrıca muafiyet kararlarının 5 senelik süre sınırı da kaldırılmıştır, artık Kurul süresiz muafiyet tanıyabilecektir. Bu Kılavuz teşebbüslerin ve teşebbüs birliklerinin ve uygulamacıların muafiyet değerlendirmesi yaparken yararlanmaları amacıyla hazırlanmıştır.6

BİREYSEL MUAFİYET VE GRUP MUAFİYETİ AYRIMI

Muafiyet kavramı bireysel muafiyet ve grup muafiyeti olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.

A)GRUP MUAFİYETİ
Rekabet Kurulu tarafından uygulanan grup muafiyeti tebliğleri esasında ; pazar payı, teşebbüsün konumu , pazarın yapısı gibi anlaşmanın taraflarına özel koşulları göz önünde bulundurmaksızın tüm teşebbüslerin grup muafiyetinden yararlanmasına olanak tanımaktadır.
Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 5. maddesinde, Rekabet Kurulu’na ,belirli tipteki anlaşma türlerine grup olarak muafiyet tanınmasını sağlayan ve söz konusu koşulları belirleyen tebliğler çıkarma yetkisi verilmiş bulunmaktadır. Teşebbüslerin üretim ve dağıtım konusunda etkin şekilde var olmaları ve bunun sonucu olarak rekabetin artmasını sağlayan dikey anlaşmalar, belirli koşulları sağlamaları halinde Kanun’un 4.maddesindeki yasaklamadan muaf tutulması gereken anlaşma gruplarının ilk sırasını oluşturmaktadır.
Grup muafiyetinin varlığını incelememiz için ilgili anlaşma için öncelikle mevzuatta düzenlenmiş bir tebliğin var olup olmadığına bakmamız gerekir Tebliğin varlığı söz konusuysa 5.maddedeki şartlar incelenmeyecek bildirim koşulu olmaksızın muafiyetten ilgili anlaşma yaralanabilecektir.
Yeni grup muafiyeti tebliğleri yürürlüğe girmekle yürürlükten kaldırılan 1997 /3sayılı Tek Elden Dağıtım Anlaşmalarına ilişkin Grup Muafiyeti Tebliği ,1997/4 sayılı Tek Elden Satın Alma Anlaşmaları Grup Muafiyeti Tebliği,1998/7 sayılı Franchise Anlaşmalarına İlişkin Grup Muafiyeti Tebliği. 1998 /3 sayılı Motorlu Taşıtlar Dağıtım Anlaşmalarına ilişkin Grup Muafiyeti tebliği, 2005 /4 sayılı düzenlemenin aksine hangi anlaşmaların muafiyete dahi olduğunu belirtmiştir. Bu yaklaşım sınırlayıcı olmanın yanı sıra bu muafiyet türünden yararlanamayan grupları bireysel muafiyet kavramına yönlendirmiş olup bunun sonucunda bireysel muafiyetteki şartların tespiti dikey anlaşmalarda tespiti zor olmakla beraber belirsizlik halinde Kurula başvuruları arttırmıştır,2005 yılındaki düzenlemeyle, ilgili anlaşmalarda hangi durumlarda muafiyet alınamayacağı belirtilmiştir. Grup muafiyetinde de bildirim muafiyet şartı olarak kabul edilmemiştir böylelikle ilgili tebliğde yazılı şartları taşımayan anlaşma muafiyetten otomatik olarak yararlanabileceklerdir.7

B) BİREYSEL MUAFİYET

Bireysel muafiyet halinde , Rekabeti Korunması Hakkındaki Kanunun 4. Maddesi ve 5.maddesi maddesi beraber incelenmelidir. RKHK 4. maddesi
‘’Belirli bir mal veya hizmet piyasasında doğrudan veya dolaylı olarak rekabeti engelleme, bozma ya da kısıtlama amacını taşıyan veya bu etkiyi doğuran yahut doğurabilecek nitelikte olan teşebbüsler arası anlaşmalar, uyumlu eylemler ve teşebbüs birliklerinin bu tür karar ve eylemleri hukuka aykırı ve yasaktır ‘’ bu maddede rekabeti engelleme amacı olan ya da bu sonucu dolaylı ya da doğrudan doğuran her türlü uyumlu eylem anlaşmalar ve teşebbüs birlikleri kararları yasaklanmıştır. Öncelikle bireysel muafiyetten faydalanmasını istediğimiz anlaşma uyumlu eylem veya davranışın 4. Madde kapsamında hukuka aykırı olması ve yasaklanması gerekmektedir. Bu nitelikte olan bir anlaşma uyumlu eylem veya teşebbüs birliği kararı 5. Maddedeki muafiyet şartlarını sağladıktan sonra muafiyetten faydalanabilir.
RKHK’nın 10. Maddesindeki bildirilmemiş anlaşmalara muafiyet uygulanmaz ifadesi 2005 yılındaki RKHK’nın Bazı Maddelerinin değişmesi Hakkındaki Kanun’un 2. Maddesi ile değiştirilmiştir, böylelikle bildirim şartı muafiyet şartı olarak var olmayacaktır.Ancak yine tereddüt edilen hallerde muafiyet başvurusu yapılabilecektir , bu düzenlemeyle teşebbüslerin ilk denetimi kendilerinin yapması ve Rekabet Kurulunun iş yükünün azaltılması amaçlanmıştır. Muafiyet kararının 5 yıllık süreyle verilmesine ilişkin düzenleme bildirim yükümlülüğünün ortadan kalkmasıyla ?kaldırılmıştır?^8.Buna bağlı olarak muafiyet kararı süreli yahut süresiz verilebilecektir. Bunun yanı sıra şarta bağlı olarak da verilebilecektir.
Muafiyet, verilmesinden itibaren geriye etkili olup anlaşmanın uyumlu eylemin yapıldığı veya teşebbüs birliği kararının alındığı tarihten itibaren geçerli olacaktır.
Ancak şarta bağlı olarak verilen muafiyette, muafiyet ileriye dönük etki gösterecek şartın gerçekleştirildiği tarihten itibaren geçerli olacaktır. Muafiyetin geri alınması da RKHK 13. Maddesi kapsamında muafiyet geri alınabilir ya da tarafların belirli davranışları yasaklanabilir. Muafiyet konusu uyumlu eylem anlaşma yahut teşebbüs birliği kararında yapılan değişiklikle muafiyet şartları sağlanmıyorsa muafiyet kararı geri alınabilir,geri alındığı takdirde ilgili değişimden itibaren muafiyet kararı geri alınmış sayılacak; muafiyet kararı alınmasının şarta bağlandığı hallerde bu şart yerine getirilmemişse geri alma kararı muafiyet kararı verildiği tarihten itibaren geçerli olacaktır. Söz konusu muafiyet kapsamındaki durumla alakalı yanlış veya eksik bilgi verilmesi hile ile olduysa muafiyet kararı alınmamış sayılır.

BİREYSEL MUAFİYET ŞARTLARI

Bir anlaşma, teşebbüs birliği kararı veya uyumlu eylemin muafiyetten yararlanabilmesi için ilk koşul yararlı olmasıdır

1)YARARLI OLMASI
Bu yarar ekonomik büyümenin arttırılmasıdır. Bu artış bir ülkede ya da bölgede insan ihtiyaçlarını karşılayacak olan araçlarda ve ürünlerdeki artış olarak tanımlanmıştıştır. Geniş bir kavramın gerçekleşip gerçekleşmediği Kurul takdirindedir. İktisadi alanda büyüme olması mal ve hizmet üretiminde artış sağlanmasıdır. Bu artış yine ekonomik ve teknolojik gelişmelerle sağlanacaktır.8


TEZSAN ve SFTC ( ÇEK FİRMASI ) ARASINDA YAPILAN YETKİLİ ACENTALIK SÖZLEŞMESİ


Rekabet Kurulu 1999 TEZSAN kararında çek firmasıyla yaptığı acentalık sözleşmesinde çek firmasına münhasıran satışa aracılık etme yetkisi tanınmasına muafiyet kararı vermiştir.
İlgili Pazar incelemesinde ilgili ürün pazarı takım tezgahları pazarı olarak belirlenmiştir. Takım tezgahları parçanın veya kesici ucun talaşssız şekilde parçaya şekil vermesidir.
Coğrafi pazar Türkiye sınırları olarak belirlenmiştir.
Acentalık sözleşmesinin takım tezgahlarının dağıtımı alanında gelişme sağlanması, böylelikle tüketicinin seçim hakkı , düzenli servis imkanlarının sağlanması ve ürün tedariki konularında oluşan gelişmeler rekabetin önleyici sonuçlarından daha büyük ve olumlu sonuçlar doğurmuştur.9


BRİSTOL –MYERS SQUIP İLE İNCİ ECZA DEPOSU VE AKSEL ECZA DEPOSUNA MUAFİYET VERİLMESİ

Rekabet Kurulu’nun 2017 deki Bristol-Myers Squibb İlaçları İstanbul Şubesi’nin ORENCİA ve YERVOY isimli ilaçların satımında İnci Ecza Deposu ve Aksel Ecza Deposuna muafiyet verilmesini talep etmiştir.

İlgili anlaşma grup muafiyeti anlamında 2002/2 sayılı Dikey Anlaşmalara yönelik olan düzenlemedeki eşiği aştığından dolayı bireysel muafiyete yönlendirilmiştir
İlgili pazar, ilgili ürün pazarı kapsamında ORENCİA isimli ilaç çocuklarda ve ergenlerde iltihabi hastalık olan romatoid artrinin önlenmesi adına kullanılan bir ilaçtır. Avrupa Komisyonu (Komisyon), beşeri ilaç sektörüyle ilgili kararlarında pazar tanımı yaparken, European Pharmaceutical Marketing Association (EphMRA) tarafından oluşturulan ATC sınıflandırmasını esas almaktadır. Kurumun bugüne kadar olan uygulamalarında da aynı yaklaşım benimsenmiştir. ATC sınıflandırılmasında ilacın içindeki etkin madde ve o maddenin etkili olduğu organa yönelik kapsamlı hiyerarşik yapıda bir araştırma metodu izlenir.
ATC sınıflandırılması sonucunda ORENCİA ilacı eczane de bulunabilse de etken maddesi açısından satışı hastane kanalından olmaktadır.
YERVOY isimli ilaç kemoterapi tedavilerinde kullanılıp, nihai kullanıcılar için eczaneden temin edilemez doktor kontrolünde serumla kullanımı mümkündür. YERVOY açısından da ilgili Pazar hastane kanalı olarak belirlenmiştir.
Coğrafi Pazar, Türkiye sınırları olarak belirlenmiştir
Ekonomik ve teknoloji piyasa faydası gözetildiğinde,5. Madde incelenip münhasırlık anlaşmasının ilaç sektöründeki uzmanlık gerektiren ihalelerde üreticinin zorlanıp esas alanını ihmal edeceği bu nedenle muafiyet tanınması gerektiği sonucuna varılmıştır.
Sektörün yapısının incelenmesinin faydanın tespitindeki rolü bu kararda açıkça ortaya konmuştur ve böylelikle muafiyet yalnızca olumlu sonuçlar doğmasına yönelik olmayıp olumsuz sonuçları engelleyici bir yapıya sahip bir görev üstlenmiştir10


DSM N.V ve EVONİK İNDUSTRİES AG HAYVAN YEMİ ANLAŞMASI

Rekabet Kurulunun Koninklijke DSM N.V. ve Evonik Industries AG’nin yeni bir hayvan yemi ürünü üretimi ve ticarileştirilmesi için bir ortak girişim kurması kararı hayvan pazarında var olan bilgi ve tecrübe birleştirilmesi nedeniyle muafiyet istemi talep edilmiş, Kurul bu konuda Pazar araştırması yapmıştır. Şirketlerden biri Alman diğeri Hollanda şirketidir fakat etkilenen pazarlar arasında ithalat kapsamında Türkiye muhatap olduğundan Kurul’un değerlendirme kapsamına bu anlaşma girmektedir. İlgili pazar tespitinde, ilgili ürün pazarı Omega -3 yağ asitleri içeren hayvan yemi pazarı olarak belirenmiş, coğrafi pazarda Türkiye olarak belirlenmiştir. Kurul, ilgili ortaklığın uzmanlık geliştirmek için olduğunu aksi halde uzmanlıklarının gelişemeyeceği ve bu sonucun pazarda yenilik ve yem çeşitliliğini arttıracağı savunmasını kabul etmiştir.11



2)TÜKETİCİ FAYDASI
Diğer bir koşul ise tüketici faydasıdır somut bir kavram olan yararlılık koşulunun tüketiciye yansıması koşullaştırılmış yarar analizlerinin havada kalması önlenmiş piyasadaki etkisi görülmek istenmiştir. Tüketici kavramı pazardaki ilgili mal veya hizmetin tüm kullanıcılarını kapsamaktadır.12


HSBC FİNANSBANK İŞBİRİLİĞİ KARARI

HSBC ve FİNANSBANK arasında üye işbirliği kullanım programı tesis edilmiştir. HSBC kredi kartlarının Finansbank’a alt üye işyeri ağından faydalanabilir. Bu sözleşme 2002/2 sayılı Dikey Anlaşmalara yönelik tebliğ kapsamında muafiyet imkanından alt ve üst Pazar ilişkisi olmadığından yatay platformda nitelik gösteren bir anlaşma olduğundan Rekabet Kurulu tarafından bireysel muafiyete yönlendirilmiştir.
Bireysel muafiyet incelenmesinde tüketici faydası ilkesi kapsamında bu ilke tek başına ele alınamayacaktır. Tüketici faydası analiz edilirken öncelikle sözleşmenin faydasının ilgili ürün veya hizmet piyasasına olumlu etkisi tespit edilip bu olumlu etkinin tüketiciye yansıması araştırılır. İlgili Pazarında, ilgili ürün pazarı
üye iş yeri edinme ve kullanma pazarı olarak tanımlanmıştır.
İlgili Coğrafi Pazar ise, ağ sisteminin tüm Türkiye’de bulunması nedeniyle Türkiye’dir.
Öncelikle ilgili ürün veya hizmet piyasasında fayda incelemesinde, ortak kredi kartı kullanılmayacağı incelenmiş ayrıca HSBC ‘nin yeni bir iş yeri ağı post yapısı oluşturmasına gerek kalmayıp Finansbank ‘ın var olan alt yapısını kullanmıştır. Piyasa açısından maliyet avantajı sağlayan bu durumun tüketiciye yansımasına bakmak istediğimizde HSBC kart hamilleri Finansbank’ın kendi kart hamillerine sağladığı puan ve taksitlendirme araçlarından yeni bir kart almaksızın faydalanabileceklerdir. Böylelikle piyasa gelişiminden tüketicide faydalanmış olacaktır.13


THY VE GARANTİ BANKASI ARASINDAKİ MİLES&SMİLES ANLAŞMASI

THY ve GARANTİ BANKASI AŞ arasında Miles & Smiles sözleşmesi muafiyet talebi konusu olmuştur. Bu sözleşmede THY toplu şekilde GARANTİ ye mil satmaktadır, GARANTİ BANKASI da bu milleri girdi olarak kullanacak müşterilerine promosyon sağlayarak kar elde edecek aynı zamanda GARANTİ BANKASI, THY’ nin varlıklı müşteri yapısına kolaylıkla ulaşabilecektir. Sağlayıcı konumunda THY’nin olduğu bu anlaşma dikey anlaşma türünde olsa da grup muafiyeti konusu olsa da gerekli şartları taşımadığından bireysel muafiyete yönlendirilmiştir.
Pazarda oluşan bu etki tüketiciye yansırken GARANTİ BANKASI kart hamilleri alışverişle mil kazanabilecek, THY müşterileri de Miles & Smiles kart işbirliği çerçevesinde taksit imkanıyla alışveriş hakkı kazanabileceklerdir. Bu kararda da tüketici faydası açıkça belirtilmiştir, piyasa faydasının yansıması tüketiciye yansıması piyasa faydasıyla orantılı olması hususunda denge gözetimi yapılmıştır. O halde yüksek piyasa menfaati karşısında tüketiciye bunun piyasa menfaati oranında yansıtılamaması muafiyet talebinin reddi sebepleri arasında sayılabilecektir.


3)GEREKLİ FAYDANIN ORTAYA ÇIKABİLMESİ İÇİN ZORUNLU OLAN ŞEKİLDE REKABET KISITLANMASI
Bir diğer koşul ise bu yararın ortaya çıkabilmesi için rekabetin sınırlandırılmasının zorunlu olmasıdır. Bu koşul ilgili faydanın sağlanması için alternatif yollar varsa bu yolların denenmesi böyle bir durum söz konusu olmadığı halde etkin rekabeti bozarak fayda sağlanmasını sağlamaktır.14

THY ULUSLARARASI SİVİLHAVACILIK SÖZLEŞMELERİ
THY A.O’ nun İsrail Hava yolları ile yaptığı anlaşma ile ilgili muafiyet talep edilmiştir. Sözleşme yabancı hava yolları arasında gelir paylaşma kapasite belirleme işlemlerinde rekabeti engelleyici hükümler içermektedir.
İlgili pazar, hava taşımacılığında ilgili ürün pazarı tarifeli ve tarifesiz olmak üzere birbirinden ayrı iki Pazar oluşturmaktadır, bu iki Pazar birbiriyle ilişkili olmadığından aralarında rekabet ilişkisi yoktur. Coğrafi Pazar olarak incelendiğinde İstanbul TELLAVİ arasındaki uçuş sahası yer almaktadır.
Bildirim formunda havuz anlaşmalarına taraf hava yolları dışında ilgili parkurlarda tarifeli sefer yapan rakiplerin var olmadığı ve bu alanda faaliyet göstermek isteyen teşebbüslerin sivil havacılık otoritelerinden izin alarak faaliyet gösterebileceği belirtilmiştir. Tüketici faydası olarak Türkiye ‘deki sivil havacılığın gelişiminin tüm pazara yansıması ele alınmıştır.
Bu engelleme piyasa faydası ve tüketici faydasını sağlama amacıyla elde edilme istenen sonuca göre daha küçük bir oranda olduğu için muafiyet tanınabileceğine değinilmiştir. Yani Kurul fayda ve zarar arasında rekabete zarar verici davranışın en az şekilde olmasını kararlarına yansıtmıştır. Bu oran sınırlamanın zorunlu olduğu ölçüde var olması gerektiği ilkesiyle bağlantılı olarak ele alınmıştır15

4)İLGİLİ PAZARDA ÖNEMLİ ÖLÇÜDE REKABETİ ORTADAN KALDIRMAMASI
Son koşul ise zorunlu olarak rekabeti sınırlayan faaliyetin ilgili pazarın önemli bir bölümünde rekabeti ortadan kaldırılmaması gerekmektedir.16 Bu koşulla etkin rekabetin korunması için var olan bir düzenlemedir o halde rekabeti engelleyici
anlaşma uyumlu eylem veya davranış her ne kadar ekonomik büyümeye katkı sağlayıp bu olumlu etkiyi ilgili pazardaki tüm tüketicilere yansıtsa da önemli ölçüde ilgili mal veya hizmet piyasasında rekabeti ortadan kaldırıcı düzeyde olamaz. Bu düzenleme mevzuatımızda de minimis ilkesine ilişkin bir hüküm olmasa da AB uyum sürecinde de minimis ilkesine yönelik bir hüküm olduğu aşikardır.
De minimis ilkesinde AB ilgili tebliğinde rekabetin üzerinde etkisi hissedilmeyecek kadar küçük olan teşebbüslerin rekabeti engelleyici davranışlarına ve rekabeti engelleme amacı taşıyan davranışlara hukuka aykırılık ve geçersizlik yaptırımları uygulanmaz. 17De minimis ilkesi yalnızca AB’de değil bugün serbest ekonominin hakim olduğu ülkelerde içtihadi kısımda kullanılan bir ilkedir. Oransal hesaplaması Türkiye 5. Maddeyle ilişkilendirilerek ilgili ürün veya hizmet pazarındaki etkisine göre yapılmaktadır. Bu nedenle hakim durumdaki teşebbüsün muafiyetten faydalanması de minimis ilkesince teşebbüsün pazar payı esas alındığından yasaklanmıştır ancak RKHK’nın 5.maddesi kapsamında mümkün olur. Çünkü 5. Maddenin esas aldığı sınırlama rekabeti engelleyici davranışın etkisidir fakat yine de küçük ölçekli bir teşebbüse göre hakim durumdaki teşebbüsün rekabeti engelleyici davranışı daha büyük etki yaratacağından bahisle bu inceleme hakim durumdaki teşebbüse çok daha sıkı şekilde uygulanmalıdır fakat davranışı gerçekleştiren teşebbüsün pazardaki durumu göz önünde bulundurulmaz bunun piyasaya etkisi göz önünde bulundurulur.


ABAD, İRLANDA BİDS KARARI

ABAD,1999 yılında sığır üretiminde verim kaybını önlemek için bazı firmaların pazardan çekilmesine, piyasada kalan firmaların çekilen firmalara tazminat ödemesi gerekliliğini öngörmüştür. Bakanlık bu uygulamayı hayata geçirebilmek amacıyla BIDS adlı bir dernek kurmuştur.
ABAD, BIDS’in pazardan çıkışı motive eden uygulamasını 101. Maddeye aykırı bulmuştur. ABAD, BIDS kararında ekonomik şartları da göz önünde bulundurmak gerektiğini belirtmiştir. 101. Madde kapsamında engelleyici anlaşma uyumlu eylem yahut teşebbüs birliği kararı amaçlanan fayda için zorunlu olacak kadar rekabeti kısıtladığında muafiyetten faydalanabilir. İrlanda hükümeti arzı azaltmayı amaçlamıştır. Bu arz fazlalığı dönemsel olarak azaltılabilecekken piyasa çıkışı teşvik orantısız bulunmuş, muafiyet talebi reddedilmiştir.18




ABAD , EXPEDİA KARARI

2012 yılında, EXPEDİA internet üzerinden bilet satışı yapan bir firmadır ve SFNC adlı Fransız demiryolu şirketi ile yeni bir ortaklığa ilişkin sözleşme imzalıyorlar,.ABAD’a de minimis ilkesinin üye ülkelerin ulusal uygulamasında bağlayıcı olmadığını zaten bunun yanı sıra rekabeti engelleyici amaç taşıyan sözleşmenin de minimis ilkesiyle bağdaşmayacağını belirtmiştir. Daha önceki kararlarında de minimis ilkesini etki bazında değerlendiren Kurul bu kez amaç bazında değerlendirme yapmıştır, daha sonra bu karara uygun olarak 2014 yılındaki tebliğle genişletilecek olan rekabeti engelleyici amaç taşıyan sözleşmenin de minimis hoşgörüsünden faydalanamayacağıdır.De minimis muafiyeti alanı sınırlandırılmıştır.19


SONUÇ:


Muafiyet kurumu ,Rekabet Hukukunu pazarı tüketiciyi ve gerektiğinde uluslararası pazarı analize yönlendirir.
Etkin serbest ekonomi ve piyasa faydası ancak doğru şekilde verilen muafiyet kararlarıyla mümkün olur. Kararlarda en çok rastlanan durumlardan biri çoğu zaman toplumda muafiyetin tepkisi olmuştur. Bu sonuç kültürlere göre şehir ve kır yaşamına göre farklılıklar gösterebilir, yine bununla beraber ilgili ürünün tüketici kitlesi iyi tespit edilip ürün ikame tespitleri iyi yapılmalıdır. En nihayetinde yararlı sonuç elde edilmesi Rekabet Hukuku uygulanması muafiyetinin uygulanması riskini karşılayabilecek düzeyde olup olmadığı tartışılmalıdır. Muafiyet kararlarının doğruluğu ne yazık ki ancak zamanla anlaşılacaktır.

KAYNAKÇA
https:.//www. rekabet.gov.tr/tr/sayfa/ yayınlar/diğer
https://www.ab.gov.tr/_105.html
https://www.ab.gov.tr/files/anlaşmalar
https://www.rekabet.gov.tr/sayfa/kurumsal/hakkimizda
5) https://www.rekabet.gov.tr/Dosya/akademik-calismalar/6-pdf
6) https://www.rekabet.gov.tr/sayfa/Mevzuat/4054sayilikanun
7) https://www.rekabet.gov.tr/Dosya/liste/icerik/dikeyanlasmalarailiskin
8) Aslan Y. (2017 ) Rekabet Hukuku Dersleri ,BURSA
9) Karar Sayısı 99-21/171-90 Karar Tarihi 19.08.2000
10) Karar Sayısı 99-21/171-90 Karar Tarihi 19.08.2000
11)Karar Sayısı 17-36/582-255 Karar Tarihi 09.11.2017
12) Karar Sayısı 17-41/651-289 Karar Tarihi 07.09.2017
13)Karar Sayısı 17-28/465-204 Karar Tarihi 07.09.2017
14)Karar Sayısı 01-08/73-21 Karar Tarihi 13.02.2001
15) European Law Review, No:2013
16) ABAD’ın 13.12.2012 tarihli C-226/11 - Expedia Inc v Autorite de la Concurrence kararı

1 https://www.rekabet .gov.tr/tr./sayfa/yayınlar/diğer ,Erişim Tarihi 20.12.2018 Erişim Tarihi 20.02.2018
2 https//ab.gov.tr_105.html , Erişim Tarihi 20.02 .2018


3 https.//www.ab.gov.tr_105.html, Erişim Tarihi 21.02.2018
4
5 https://www.rekabet.gov.tr/Dosya/akademik-calismalar/6-pdf 21.02.2018
6 https://www.rekabet.gov.tr/sayfa/mevzuat/4054sayilikanun 21.02.2018
7 Yılmaz Aslan Rekabet Hukuku Dersleri sy 124
8 https.//www.rekabet.gov.tr/ Dosya /kılavuzlar /muafiyetin-genel-eseslarına-iliskin-kılavuz Erişim Tarihi 22.02.2018
9 Karar Sayısı 99-21/171-90 Karar Tarihi 19.08.2000

10 Karar Sayısı 17-36/573-248 Karar Tarihi 09.11.2017
11 Karar Sayısı 17-35/573-248 Karar Tarihi 26.10.2017
12 https.//www.rekabet.gov.tr/ Dosya /kılavuzlar /muafiyetin-genel-eseslarına-iliskin-kılavuz Erişim Tarihi 22.02.2018
13 Karar Sayısı 17-41/651-289 Karar Tarihi 14.12.2017
14 https.//www.rekabet.gov.tr/ Dosya /kılavuzlar /muafiyetin-genel-eseslarına-iliskin-kılavuz Erişim Tarihi 23.02.2018
15 Karar Sayısı 17-28/465-204 Karar Tarihi 07.09.2017.
16 https.//www.rekabet.gov.tr/ Dosya /kılavuzlar /muafiyetin-genel-eseslarına-iliskin-kılavuz Erişim Tarihi 24.02.2018
17 https://www.rekabet.gov.tr/tr/Sger-calismalar/rekabet-yazilari?icerik=741a769b-1704-4c62-9d44-7746800468efayfa/Yayinlar/di Erişim Tarihi 24.02.2018
18 ”, European Law Review, No:2013
19 ABAD’ın 13.12.2012 tarihli C-226/11 - Expedia Inc v Autorite de la Concurrence kararı
---------------

------------------------------------------------------------

---------------

------------------------------------------------------------
Bu makaleden kısa alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir :

"Muafiyetin Rekabet Hukukundaki Yeri Ve İçtihadi Boyutu" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Ilgaz Günay'e aittir ve makale, yazarı tarafından Türk Hukuk Sitesi (http://www.turkhukuksitesi.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.

Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.


[Yazıcıya Gönderin] [Bilgisayarınıza İndirin][Arkadaşa Gönderin] [Yazarla İletişim]
» Makale Bilgileri
Tarih
27-10-2018 - 21:28
(2007 gün önce)
Yeni Makale Gönderin!
Değerlendirme
Şu ana dek 9 okuyucu bu makaleyi değerlendirdi : 9 okuyucu (100%) makaleyi yararlı bulurken, 0 okuyucu (0%) yararlı bulmadı.
Okuyucu
3279
Bu Makaleyi Şu An Okuyanlar (1) :  
* Son okunma 4 saat 43 dakika 24 saniye önce.
* Ortalama Günde 1,63 okuyucu.
* Karakter Sayısı : 31347, Kelime Sayısı : 3721, Boyut : 30,61 Kb.
* 2 kez yazdırıldı.
* 3 kez indirildi.
* Henüz yazarla iletişime geçen okuyucu yok.
* Makale No : 2046
Yorumlar : 1
Başarılı meslektaşım(...)
Makalelerde Arayın
Forumumuzdaki İlgili Mesajlar
Erken Bitirme, Üstten Ders Alma Hakkında.
Meliha - 01-07-2018 - 08:26
Yeni Hukuk Fakültesi Öğrencilerine Tavsiyeler
sametcanaslan - 10-03-2018 - 00:39
» Çok Tartışılan Makaleler
» En Beğenilen Makaleler
» Çok Okunan Makaleler
» En Yeni Makaleler
THS Sunucusu bu sayfayı 0,04233599 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.