Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Aktif Makale Kamu Görevlilerinin Ayrıldıkları Kuruma Karşı Görev Alma Yasağı

Yazan : Av.M.Lamih Çelik [Yazarla İletişim]

Yazarın Notu
İnsan Kaynakları Yönetimi Dergisi(Aralık 2015) sayfa:16-21 yayınlanmıştır.

KAMU GÖREVLİLERİNİN AYRILDIKLARI KURUMA KARŞI GÖREV ALMA YASAĞI
M.Lamih ÇELİK


• İnsan Kaynakları Yönetimi Dergisi(Aralık 2015) sayfa:16-21 yayınlanmıştır.


Giriş

Kamu görevlerinden ayrılan kişilere, ilgili kanunlardaki hükümler ve süreler saklı kalmak kaydıyla, daha önce görev yaptıkları kurum veya kuruluştan, doğrudan veya dolaylı olarak herhangi bir yüklenicilik, komisyonculuk, temsilcilik, bilirkişilik, aracılık veya benzeri görev ve iş verilemez. Ülkemizde bu konuyla ilgili olarak, 2.10.1981 tarihli ve 2531 sayılı “Kamu Görevlerinden Ayrılanların Yapamayacakları İşler Hakkında Kanun” bulunmaktadır. Bu kanun ile görevden ayrıldıktan sonraki dönem için çalışma özgürlüğünü kısıtlayan hükümler getirmiştir.

a-Yasak kapsamına giren kamu kurumları

Yasaklama alanına giren kamu kurumları söz konusu Kanunun 1 inci maddesinde düzenlenmiştir;
“Madde 1- Bu Kanun, genel bütçeye dahil daire, kurum ve kuruluşlar ile katma bütçeli idarelerde, bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşlarda, kanunla veya kanunların verdiği yetkiye dayanılarak kurulan fonlarda, belediyelerde, özel idarelerde, 12.3.1964 gün ve 440 sayılı ve 12.5.1964 gün ve 468 sayılı Kanunlar kapsamına giren kuruluşlarda, sermayesinin yansından fazlası ayrı ayrı veya birlikte Hazinece veya yukarıdaki daire, idare, kurum ve kuruluşlarca karşılanan yerlerde aylık, ücret veya ödenek almak suretiyle görev yapmış olanlar hakkında uygulanır.” denilmektedir.

b- Görevden ayrılanlar için yasaklamanın kapsamı

Yasaklamanın alanı ve süresi ise yasanın 2 nci maddesinde düzenlenmiştir. Bu madde hükmüne göre; “Madde 2- Birinci madde kapsamına giren yerlerdeki görevlerinden hangi sebeple olursa olsun ayrılanlar, ayrıldıkları tarihten önceki iki yıl içinde hizmetinde bulundukları daire, idare, kurum ve kuruluşlara karşı ayrıldıkları tarihten başlayarak üç yıl süreyle, o daire, idare, kurum ve kuruluştaki görev ve faaliyet alanlarıyla ilgili konularda doğrudan doğruya veya dolaylı olarak görev ve iş alamazlar, taahhüde giremezler, komisyonculuk ve temsilcilik yapamazlar.”

Yasada sayılan kurumlardaki görevlerden ayrılanlar, ayrıldıkları tarihten önceki iki yıl içinde hizmetinde bulundukları kuruluşlara karşı ayrıldıkları tarihten başlayarak üç yıl süreyle iş alamazlar. Bir kamu görevlisi çalıştığı son iki yıl içinde birden fazla kamu kuruluşunda çalışmışsa, yasaklama sadece son çalıştığı kamu kuruluşu ile sınırlı kalmayıp son iki yıl içindeki bütün kamu kuruluşlarını içine alacaktır.
Bu maddede getirilmiş olan yasaklama kapsamında sayılmanın ana koşulu, alınacak görev ve işin girişilecek taahhüdün ya da yapılacak komisyonculuk veya temsilciliğin daha önce hizmetinde bulunulan daire, idare, kurum ve kuruluşa "karşı" doğrudan doğruya veya dolaylı bir görev ve iş, taahhüt, komisyonculuk veya temsilcilik niteliğinde bulunmasıdır.

Yasada ayrılından kuruma karşı ifadesi olduğundan söz konusu kişinin aynı kuruluştaki görevine geri dönmesi yasaklama kapsamına girmez. Bu konuda verilen Danıştay 1. Dairesinin 21.09.1984 tarih ve Esas: 1984/224 Karar: 1984/209 Kararında; “İl özel idare müdürlüğü görevinin Kanunun 1 inci maddesinde sayılan görevlerden olduğunda kuşku yoktur. Ancak, 2 nci maddede getirilmiş olan yasaklama kapsamında sayılması ana koşullarından birisi, alınacak görev ve işin girişilecek taahhüdün ya da yapılacak komisyonculuk veya temsilciliğin daha önce hizmetinde bulunulan daire, idare, kurum ve kuruluşa "karşı" bir görev, iş taahhüt komisyonculuk veya temsilcilik niteliğinde bulunmasıdır. İl özel İdaresinin ortak olduğu bir anonim şirketin genel müdürlük görevini il özel idaresine "karşı" bir görev ya da iş olarak nitelendirmeye olanak bulunmadığı açıktır“ denilmiştir
Kamu kurumlarında çalışanlar yasanın ifadesiyle eski “görev ve faaliyet alanlarıyla ilgili” olarak çalıştıkları idareye karşı iş yapamazlar. Bu konuda verilen bir Danıştay içtihadında “önceki görevin faaliyet alanı dışında bir çalışmanın yasak kapsamına girmediğini karara bağlamıştır. (Danıştay 10. Dairesi, E: 1991/4481 K: 1993/2375 T: 9.6.1993)

Yine Kamu İhale Kurumu yayınladığı genel tebliğinde; “Anılan Kanun kapsamında belirtilen görevlerinden ayrıldıktan sonra özel sektörde faaliyet gösteren kamu görevlileri, Kanunun 2 nci maddesinde belirtilen süre boyunca, yine maddede belirtilen faaliyetlerde bulunamayacaklardır. Ancak bu kişilerin, özel sektörde istekli sıfatını taşıyabilecek bir işletmede personel olarak istihdam edilmesi ve bu işletmenin de personelinin ayrıldığı daire, kurum ve kuruluşun ihalesine girmesi durumunda, anılan personelin, çalışmakta olduğu işletmede bir ortaklığının ya da sermaye bağının bulunmaması durumunda, söz konusu faaliyetin 2531 sayılı kanunun 2 nci maddesinde belirtilen "doğrudan doğruya veya dolaylı olarak görev ve iş alma, taahhüde girme, komisyonculuk ve temsilcilik yapma" olarak sayılmaması gerekmektedir.

2531 sayılı Kanundan doğan yasaklamanın sürmesi sebebiyle, bu durumda olanların kendisi ya da bir tüzel kişi veya başka bir gerçek kişi adına teklif vererek ihaleye katılmaları mümkün bulunmadığından 2531 sayılı Kanun kapsamında bulunan aday veya istekli durumunda olanların, 2531 sayılı Kanunda belirtilen yasağa rağmen ihaleye katılmış olması halinde, bu durumda olan isteklilerin değerlendirme dışı bırakılması, ancak geçici teminatlarının gelir kaydedilmemesi ve idarece haklarında kamu ihalelerine katılmaktan yasaklama kararı verilmemesi gerekmektedir.”

c-Özel kanunlardaki yasaklayıcı hükümler

2531 sayılı Kanun’un 2. maddesi, özel kanunlardaki hükümleri saklı tutmuştur. Mevzuatımızda yasaklayıcı hükümler oldukça fazla ve dağınık olması nedeniyle önemli görülen bazı düzenlemelere yer verilmiştir. Ancak bunların dışında da özel düzenlemelerin bulunduğu unutulmamalıdır.

1-5393 sayılı Belediye Kanunu

5393 sayılı Belediye Kanununun “Başkan ve meclis üyelerinin yükümlülükleri” başlıklı 28 inci maddesinde; “Belediye başkanı görevi süresince ve görevinin sona ermesinden itibaren iki yıl süreyle, meclis üyeleri ise görevleri süresince ve görevlerinin sona ermesinden itibaren bir yıl süreyle, belediye ve bağlı kuruluşlarına karşı doğrudan doğruya veya dolaylı olarak taahhüde giremez, komisyonculuk ve temsilcilik yapamaz.” hükmü bulunmaktadır. Maddenin gerekçesinde de, Belediye meclis üyelerinin, görevleri süresince ve görevlerinin sona ermesinden itibaren bir yıl süreyle belediye ve bağlı kuruluşlarından doğrudan veya dolaylı olarak iş almasının, belediye nezdinde komisyonculuk ve temsilcilik yapmasının önüne geçilerek nüfuz istismarının önlenmesinin amaçlandığı belirtilmektedir.

Kamu İhale Kurulunun 27.03.2006 tarih ve 2006/DK.D-55 sayılı Kararında bu hususa ilişkin olarak;
5393 sayılı Belediye Kanununun 28 inci maddesindeki “taahhüt” ibaresinin; yükümlenme, yüklenme, üstlenme, kendi nam ve hesabına bir gerçek kişiye veya tüzel kişiye karşı, sözleşmeli veya sözleşmesiz bir işin yapılmasının veya bir şeyin tesliminin yükümlenilmesi olarak anlaşılması gerektiğine,
Bu çerçevede;
Taahhüde girememek hükmü, 4734 sayılı Kanunun 22 nci maddesi kapsamındaki doğrudan temin suretiyle yapılacak alımları da kapsadığından belediye başkanları ile belediye meclis üyelerinin 5393 sayılı Kanunda belirtilen süreler içinde giremeyecekleri taahhütlerin, doğrudan temin suretiyle yapılacak alımları da kapsadığına,
5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanununun 20 nci maddesinde; “İl genel meclisi üyeleri, görevleri süresince ve görevlerinin sona ermesinden itibaren iki yıl süreyle il özel idaresi ve bağlı kuruluşlarına karşı doğrudan doğruya veya dolaylı olarak taahhüde giremez, komisyonculuk ve temsilcilik yapamaz.” hükmü bulunduğundan, bu madde bakımından da taahhüde girememe hükmünün, doğrudan temin suretiyle yapılacak alımları kapsadığına,
karar verilmiştir.

Mahalli İdareler Genel Müdürlüğünce verilen 05.05.2005 tarihli ve 81189 sayılı görüşte; “mimar, inşaat mühendisi, harita mühendisi, şehir plancısı, müteahhitlik gibi meslek gruplarına dâhil olan belediye başkanları ve meclis üyelerinin, proje hazırlanması, fenni mesuliyet, yapı denetimi vb. konularda görev üstlenmesi, belediye ile bir taahhüde girmeyi gerektireceğinden, 5393 sayılı belediye kanunun 28.maddesinde belirtilen sürelerle bu görevleri üstlenemeyecekleri değerlendirilmektedir.” denilmektedir.
Mahalli İdareler Genel Müdürlüğünce verilen 19.10.2009 tarihli ve 45881 sayılı görüşte; “Bir limited şirketin yüzde ellisinden fazla hissesine sahip olan belediye meclis üyesi, görevi süresince ve görevinin sona ermesinden itibaren meclis üyesi olduğu belediyenin açmış olduğu ihalelere katılarak bir taahhüde giremeyeceği gibi bu belediyenin doğrudan temin yöntemi ile yaptığı alımlarda da yine aynı şekilde bir taahhüde giremeyeceği değerlendirilmektedir.” denilmektedir.

2- Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında 178 sayılı KHK

178 sayılı KHK’nın “Yapılamayacak işler” başlıklı ek 30. maddesinde;”Vergi incelemesine yetkili olanlar, görevlerinden ayrıldıktan sonra üç yıl süreyle, görevden ayrılış tarihi itibarıyla son üç yıl içinde nezdinde inceleme yaptıkları mükellefler veya bu mükelleflerin veya ortaklarının idaresi, denetimi veya sermayesi bakımından doğrudan veya dolaylı olarak bağlı bulunduğu ya da nüfuzu altında bulundurduğu kurumlarda herhangi bir görev veya iş alamazlar, 1/6/1989 tarihli ve 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu kapsamında sözleşme düzenleyemezler. Bu yasağa riayet etmeyenler hakkında 2/10/1981 tarihli ve 2531 sayılı Kamu Görevlerinden Ayrılanların Yapamayacakları İşler Hakkında Kanun hükümleri uygulanır.” Hükmü yer almaktadır.
Buna göre vergi incelemesinde yetkili olanların görevlerinden ayrıldıktan sonra üç yıl süreyle yapamayacakları işler belirtilmiş, aksine bir davranış durumunda ise. 2531 sayılı Kanun'un 4. maddesi uyarınca yasağa aykırı hareket edenler 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılabileceği hüküm altına alınmıştır.

3-5977 sayılı Biyogüvenlik Kanunu

Yasanın 9.maddesinde, Biyogüvenlik Kurulunda görevli başkan ve üyelerin görevlerinden ayrılmalarını izleyen üç yıl içinde bu Kanunla düzenlenen faaliyet ve alanlardaki özel kuruluşlarda görev alamayacakları düzenlenmiş ve buna uymayanlar hakkında 2531 sayılı yasanın 4. maddesinde yer alan 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılabileceği 15. maddede hüküm altına alınmıştır.
4-6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu
Yasanın 121/4.maddesinde,” Kurul Başkan ve üyeleri, görevden ayrılmalarını izleyen iki yıl içinde yatırım kuruluşlarında görev alamaz. Bu fıkra hükmüne uymayanlara 2531 sayılı kanunun 4 üncü maddesinde belirtilen 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılabileceği hüküm altına alınmıştır.

5-1136 sayılı Avukatlık Kanunu

Kanun'un 14. maddesinin üçüncü fıkrasında; "Devlet, belediye, il özel idare ve Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında 233 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin kapsamına giren iktisadi Devlet Teşekkülleri ile kamu iktisadi kuruluşları ve bunların müessese, bağlı ortaklık ve iştiraklerinde çalışanlar, buralardan ayrıldıkları tarihten itibaren iki yıl geçmeden ayrıldıkları idare aleyhine dava alamaz ve takipte bulunamazlar." Hükmü yer almaktadır.
Bu düzenlemenin Anayasaya aykırılığı ileri sürülmüşse de Anayasa Mahkemesi şu gerekçelerle bu düzenlemenin Anayasaya aykırı olmadığı sonucuna varmıştır;

Devlet, belediye, il özel idare ve Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin kapsamına giren iktisadi Devlet teşekkülleri ile kamu iktisadi kuruluşları ve bunların müessese, bağlı ortaklık ve iştiraklerinde çalışanların, buralardan ayrıldıktan sonra belli bir süre geçmeden, ayrıldıkları idare aleyhine dava almaları ya da takipte bulunmaları, karşı tarafa nazaran avantajlı duruma gelmelerine, davanın tarafları arasındaki hakkaniyete uygun dengenin kendileri lehine bozulmasına, bunun sonucunda da karşı tarafta ve toplumda kuşku ve rahatsızlık meydana getirerek adalet duygusunun zedelenmesine yol açabilecek niteliktedir. Nitekim, Kanun'un gerekçesinde yer verilen "... görevleri icabı, anılan teşekküllerin yabancısı olan kimseler tarafından bilinemeyecek hususiyetlerine vâkıf bulunan ve çok defa kendisi tarafından yapılmış işleri mevcut olan bir teşekkül aleyhine muayyen süre içinde dava kabul eden avukat, diğerlerine göre rüçhanlı durumda olacağı gibi, bir davada iki tarafın da vekâletini alarak hakkın kötüye kullanılmasına yol açar bir duruma girmiş olacaktır... " biçimindeki açıklamadan da, söz konusu kuralın bu olumsuzluklara meydan verilmemesi amacıyla kabul edildiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle, Kanun'da belirtilen kamu kurumlarında çalışanların, buralardan ayrıldıkları tarihten itibaren kanun koyucu tarafından takdir edilen iki yıllık süre geçmeden, ayrıldıkları idare aleyhine dava almaları ve takipte bulunmalarına engel olan kuralın çalışma ve sözleşme hürriyetine aykırı bir yönü bulunmamaktadır.
Ayrıca, başvuru kararında, hazine avukatlarına getirilen yasağın, 659 sayılı KHK'nin 5. maddesinin (3) numaralı fıkrasına göre Devlet tarafından satın alınan avukatlık hizmetini ifa eden avukatlara getirilmediği ileri sürülmüş ise de, 659 sayılı Genel Bütçe Kapsamındaki Kamu İdareleri ve Özel Bütçeli İdarelerde Hukuk Hizmetlerinin Yürütülmesine İlişkin Kanun Hükmünde Kararname'nin 5. maddesinin (4) numaralı fıkrasında "Hizmet satın alınarak kendisine vekalet verilen serbest avukatlar ve avukatlık ortaklıkları kendilerine vekalet verilen dava ve icra işlemlerinin takibiyle ilgili olarak, ilgili mevzuatla idareleri vekil sıfatıyla temsile yetkili olan görevlilerle aynı yetki ve sorumlulukları haizdir." denildiğinden, serbest avukatlar ve avukatlık ortaklıklarının da itiraz konusu kural ile getirilen yasağa tabi olduğu anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, bu kişiler arasında avukatlık yapma yasağı bakımından herhangi bir eşitsizlik bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kural Anayasa’ya aykırı değildir. İptal isteminin reddi gerekir. (Anayasa Mahkemesi T.14.11.2013 E: 2013/18 K: 2013/132 sayılı kararı-RG: 9 Mayıs 2014- 28995)
Bu düzenlemeye aykırı olarak avukatın ayrıldığı kuruma karşı davaya girmesi halinde ayrıca disiplin suçu da oluşacaktır.

6-5411 sayılı Bankacılık Kanunu

Yasanın 86.maddesinde yer alan; “Kurul Başkan ve üyeleri, görevlerinden ayrılmalarını izleyen iki yıl içinde Kurumun denetlemekle ve düzenlemekle görevli olduğu sektör ve alandaki özel kuruluşlarda görev alamazlar. “ düzenlemesine ilave olarak 115.maddesinde “Fon Kurulu Başkan ve üyeleri, yönetim ve denetimleri Fona devredilen kuruluşlarda ve bunların doğrudan ya da dolaylı ortaklıklarında, görevlerinden ayrılmalarını izleyen iki yıl içinde görev alamazlar.” Hükmü de yer almaktadır. Her iki düzenlemeye uymayanlara 2531 sayılı kanunun 4 üncü maddesinde belirtilen 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılabileceği hüküm altına alınmıştır.

7-4708 sayılı Yapı Denetim Kanunu

Yasanın 3.maddesinde”...Yapı denetim Kuruluşları denetim faaliyeti dışında ticari faaliyette bulunamaz. Bu kuruluşun denetçi, mühendis ve mimarlarının denetim faaliyeti süresince başkaca mesleki ve inşaat işleri ile ilgili ticari faaliyette bulunmaları yasaktır…” hükmü yer almaktadır.

Yapı denetim şirketlerinde çalışan mühendis ve mimarların ortak oldukları sermaye şirketlerinin kamu ihalelerine katılmaları halinde ihale dışı bırakıldıkları ve bunu uygun gören Kamu İhale Kurulu kararlarını( 06.08.2014 tarih ve 20147UY.1-2792 karar-13.11.2013 tarih ve 2013/UY.II-4219 sayılı karar) tahlil eden Atilla İNAN makalesinde “2531 sayılı Kamu Görevlerinden Ayrılanların Yapamayacakları İşler Hakkında Kanunun 1 inci maddesinde sayılanlar arasında yapı denetim şirketlerinin bulunmadığı dolaysıyla 2531 sayılı yasaya tabi olmayan yapı denetim şirketinden ihale tarihinden önce ayrılmış olan mimar ve mühendislerin görevlerinden ayrıldıktan sonra ihalelere katılmak açısından bir engeli bulunmadığı” görüşüne yer vermiştir.

8-5368 sayılı Lisanslı Harita Kadastro Mühendisleri ve Büroları Hakkında Kanun
“Yasaklar” başlıklı 7. maddesi: “…Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünden ayrılanlar son iki yıl içinde görev yaptıkları kadastro müdürlüklerinin yetki alanı sınırları içinde üç yıl süre ile lisanslı büro açamazlar.” hükmüne amirdir.
Lisanslı Harita Kadastro Mühendisleri ve Büroları Hakkında Yönetmeliğin “Yasaklar” başlıklı 53. maddesi “İdareden ayrılanlar, son iki yıl içinde görev yaptıkları kadastro müdürlüklerinin yetki alanı sınırları içinde üç yıl süre ile lisanslı büro açamazlar..” hükmüne amirdir.

9-Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu Teşkilat, Görev ve Çalışma Esasları Yönetmeliği

Yönetmeliği “Yasaklar” başlıklı 34. maddenin 3.fıkrasında “ Kurul başkan ve üyeleri ile personelin 2531 sayılı Kamu Görevlerinden Ayrılanların Yapamayacakları İşler Hakkında Kanun hükümlerine tabi olduğu düzenlenmiştir.

d-Yasağa uymamanın sonuçları

2531 sayılı kanunun 4. maddesinde yer alan “Bu Kanuna aykırı harekette bulunanlar altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılırlar. “ düzenlemesi ile yasağa uymamanın cezai sonucu ortaya konulmuştur.

Yasağa uymamanın hukuki ve mali sonuçları ile ilgili olarak bir Yargıtay kararında “2531 sayılı Yasaya aykırı olarak hizmetinde bulunduğu İdareden görev alanıyla ilgili konuda iş alması durumunda taraflar arasındaki sözleşme yasaya aykırı olduğundan geçerli olmadığını ancak geçersiz sözleşme ile üstlenilen iş tamamlanmış ise kamu görevlisi ancak sebepsiz iktisap hükümlerine göre idareden talepte bulunabileceği” görüşüne yer verilmiştir.(Yargıtay 15. HD. E. 1991/3392 K. 1992/708 T. 18.2.1992)
Kamu İhale Kurumunun Genel tebliğinde “ 2531 sayılı Kanunda belirtilen yasağa rağmen ihaleye katılmış olması halinde, bu durumda olan isteklilerin değerlendirme dışı bırakılması, ancak geçici teminatlarının gelir kaydedilmemesi ve idarece haklarında kamu ihalelerine katılmaktan yasaklama kararı verilmemesi gerektiği.” Belirtilmiştir.

Sonuç

Başbakan tarafından 14 Ocak2015 tarihinde açıklanan Kamu Yönetiminde Şeffaflık Programında ;” 2531 Sayılı Kamu Görevlerinden Ayrılanların Yapamayacakları İşler Hakkında Kanun'da da yeni düzenlemeler yapılarak “Görevlerinden ayrılan kamu çalışanlarının, görevlerinin mahiyetine göre, 2 veya 3 yıl süreyle görevde bulundukları idarelere karşı iş alamaması, taahhüde girememesi, müteahhitlik, komisyonculuk, temsilcilik, müşavirlik, iş takipçiliği yapamaması ve müzakerelere katılamamasının sağlanacağını”yer almıştır.
Özellikle,üst düzey bir bürokratların görevden ayrıldıktan sonra bulunduğu makamla veya kurumla ilgili bir başka ticari işe girişmesi, ihale, taahhüt, temsilcilik almaya başlamasının önüne geçilmesi için programa alınan bu değişikliklerin bir an önce yapılması gerekmektedir.

Kaynakça;

Atilla İNAN ,Kamu Görevlerinden Ayrılanların Yapamayacakları İşler Hakkında Kanunun Kamu İhale Kanunu Açısından Önemi, İdari ve Mali Mevzuat Dergisi Ocak 2015 • Yıl: 15 • Sayı: 172 s.64-67
Atilla İNAN,” Yapı denetim şirketlerinde görev yapan mimar ve mühendislerin ihalelere katılmaları “ http://www.mahalliidarelerdergisi.org/Yapi_Denetim_SirkGorvYap_MuhIhKatilmalari_icerik24 96.html
Halil İbrahim BULDAŞ,Belediye Meclis Üyelerine Kanun Hükmü Gereği Olarak Getirilen Kısıtlamalar
http://www.mahalliidarelerdergisi.org/BELEDIYE_MECLIS_UYELERINE_KANUN_HUKMU_GEREGI_OLARA _icerik197.html
Bu makaleden kısa alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir :

"Kamu Görevlilerinin Ayrıldıkları Kuruma Karşı Görev Alma Yasağı" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Av.M.Lamih Çelik'e aittir ve makale, yazarı tarafından Türk Hukuk Sitesi (http://www.turkhukuksitesi.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.

Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.


[Yazıcıya Gönderin] [Bilgisayarınıza İndirin][Arkadaşa Gönderin] [Yazarla İletişim]
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
» Makale Bilgileri
Tarih
17-10-2017 - 10:08
(2375 gün önce)
Yeni Makale Gönderin!
Değerlendirme
Şu ana dek 1 okuyucu bu makaleyi değerlendirdi : 1 okuyucu (100%) makaleyi yararlı bulurken, 0 okuyucu (0%) yararlı bulmadı.
Okuyucu
5933
Bu Makaleyi Şu An Okuyanlar (1) :  
* Son okunma 9 saat 12 dakika 47 saniye önce.
* Ortalama Günde 2,50 okuyucu.
* Karakter Sayısı : 19536, Kelime Sayısı : 2348, Boyut : 19,08 Kb.
* 1 kez yazdırıldı.
* Henüz yazarla iletişime geçen okuyucu yok.
* Makale No : 1985
Yorumlar : 0
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
Makalelerde Arayın
» Çok Tartışılan Makaleler
» En Beğenilen Makaleler
» Çok Okunan Makaleler
» En Yeni Makaleler
THS Sunucusu bu sayfayı 0,02439094 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.