Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Aktif Makale Disiplin Cezalarında Zamanaşımı Ve Tekerrür

Yazan : Av.M.Lamih Çelik [Yazarla İletişim]

Yazarın Notu
İdarecinin sesi dergisi,Mart-Nisan 2016 s.89-94

DİSİPLİN CEZALARINDA ZAMANAŞIMI VE TEKERRÜR

M.Lamih ÇELİK
Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi Teftiş Kurulu Başkanı

Giriş

Memur ve kamu görevlilerinin çalıştıkları kurum içinde statülerinden kaynaklanan görev ve yükümlülüklerine uymaları ve çalışma ortamını bozmamalarının sağlanması ve devletin saygınlığının korunması Disiplin Hukukunun amacıdır. Disiplin cezaları ile korunmak istenen hukuki değer, kamu hizmetlerinin gereği gibi yürütülmesini sağlayacak kamusal çalışma düzeninin korunmasıdır.

657 sayılı Devlet Memurları Kanununda, disipline konu fiil veya hallerin ağırlık derecelerine göre hangileri için hangi disiplin cezasının verileceği, verilen disiplin cezasının hangi hallerde bir derece hafif olanının uygulanacağı ve disiplin cezası verilmesine sebep olmuş fiil veya halin ikinci uygulaması ile aynı derecede disiplin cezası gerektiren farklı fiil veya halin üçüncü uygulamasında fiil veya hal için öngörülen disiplin cezasının bir derece ağır olanın uygulanması yoluna gidileceği açıkça belirtilmiştir.Disiplin cezaları da ağırlık derecelerine göre; uyarma, kınama, aylıktan kesme, kademe ilerlemesinin durdurulması ve devlet memurluğundan çıkarma olarak sıralanmıştır.

DMK 126. maddeye göre; memurlara verilebilecek cezalardan uyarma, kınama ve aylıktan kesme cezaları disiplin amirleri tarafından, kademe ilerlemesinin durdurulması cezası, memurun bağlı olduğu kurumdaki disiplin kurulunun kararı alındıktan sonra atamaya yetkili amirler tarafından, devlet memurluğundan çıkarma cezası ise; amirlerin bu yoldaki isteği üzerine, memurun bağlı bulunduğu kurumun yüksek disiplin kurulu kararıyla olur.

Disiplin hukukunda tekerrür, 657 sayılı yasanın 125. Maddesinin ikinci fıkrasında “Disiplin cezası verilmesine sebep olmuş bir fiil veya halin cezaların özlük dosyasından silinmesine ilişkin süre içinde tekerrüründe bir derece ağır ceza uygulanır. Aynı derecede cezayı gerektiren fakat ayrı fiil veya haller nedeniyle verilen disiplin cezalarının üçüncü uygulamasında bir derece ağır ceza verilir.”şeklinde düzenlenmiştir.

Bu çalışmamızda disiplin hukukunda zamanaşımı ve tekerrür uygulamasını ele alacağız.

1-Özel Tekerrür

Arapça “kerrere” kökünden türetilmiş olan “tekerrür”; “bir daha olma, bir daha vuku bulma, tekrarlanma” anlamına gelmektedir. Anayasa Mahkemesine göre, tekerrür, bir defa suç işlendikten ve bu suçtan dolayı cezası kesinleştikten sonra, kanunun belirttiği sürelerde tekrar suç işlenmesi durumu olarak tanımlanmıştır.
Öğretide, 657 sayılı Yasanın 125 inci maddesinde belirtilen disiplin suçlarında tekerrür halinin; disiplin cezası verilmesine sebep olan bir fiil veya halin, aynı mahiyette ve aynı derecede cezayı gerektirir şekilde, cezaların Özlük dosyasından silinmesine ilişkin süre içinde tekrar işlenmesi (özel tekerrür) ve aynı derecede cezayı gerektiren fakat ayrı fiil veya haller nedeniyle gerçekleşen tekerrür (genel tekerrür) hali olmak üzere ikili bir ayrıma gidilmektedir. Söz konusu ayrıma göre
1- Aynı fiilin ikinci defa işlenmesi, özel tekerrürü
2- Aynı cezayı gerektiren farklı fiillerin üçüncü defa işlenmesi hali genel tekerrür oluşturmaktadır.

Bu bağlamda, bir fiil veya halin disiplin cezası uygulamasında özel tekerrür sayılabilmesi için:
- Memur önceden disiplin cezası almış olmalı,
- Daha önceki ile aynı mahiyette bir suç işlemiş olmalı,
- Önceki ceza kesinleşmiş olmalı”
- Önceki cezanın özlük dosyasından silinmesi için gerekli süre geçmemiş olmalı.

657 sayılı yasanın 133. Maddesine göre;”Disiplin cezaları memurun "özlük dosyasına" işlenir. Devlet memurluğundan çıkarma cezasından başka bir disiplin cezasına çarptırılmış olan memur uyarma ve kınama cezalarının uygulanmasından 5 sene, diğer cezaların uygulanmasından 10 sene sonra atamaya yetkili amire başvurarak, verilmiş olan cezalarının "özlük dosyasından" silinmesini isteyebilir.
Memurun, yukarıda yazılan süreler içerisindeki davranışları, bu isteğini haklı kılacak nitelikte görülürse, isteğinin yerine getirilmesine karar verilerek bu karar özlük dosyasına" işlenir.
Kademe ilerlemesinin durdurulması cezasının "özlük dosyasından çıkarılmasında" disiplin kurulunun mütalaası alındıktan sonra yukarıdaki fıkra hükmü uygulanır.”
Burada önceki suçla aynı mahiyette bir suçun işlenmesi şartına dikkat edilmelidir. Gerçekten, özel tekerrür olarak değerlendirilen tekerrür halinin gerçekleşmesi için önceki fiil veya hal ile daha sonra gerçekleşen fiil veya halin aynı nitelikte olması gerekmektedir. İşlenen suç öncekiyle aynı mahiyette değilse bu suç tekerrüre esas olamaz.“Aynı nitelikte olmayı, fillerin ayniyeti (tıpatıplığı/özdeşliği) olarak anlamamalıdır. Burada her iki fiilin de aynı tür cezayı gerektirmesi önemlidir.” Örneğin, 657 sayılı Yasanın 125/C-ı maddesinde belirtilen, “Hizmet içinde Devlet memurunun itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışlarda bulunmak”, fiili aylıktan kesme cezasını gerektiren bir disiplin suçudur. Hizmet içinde Devlet memurunun itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışlar her zaman aynı şekilde gerçekleşmeyebilir, ancak farklı şekil ve tiplerde gerçekleştirilen fiillerin bu hüküm kapsamında değerlendirilerek cezalandırılması mümkündür. Dolayısıyla bu madde kapsamına giren tüm eylem tipleri tekerrür bakımından aynı nitelikte sayılacaktır. Ancak, hizmet içinde Devlet memurunun itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışlarda bulunmak fiilinden dolayı daha önce 125/C-ı maddesine göre cezalandırılmış olan bir memurun, cezaların sicilden silinmesine ilişkin süre içinde bu kez yine aylıktan kesme cezasını gerektiren ancak 125/C-e maddesine göre cezalandırılmasını gerektiren “görev sırasında amirine sözle saygısızlık etmek”, fiilini işlemesi durumunda aynı nitelikte fiili işleme şartı gerçekleşmemiş olduğundan özel tekerrür hükmü uygulanmayacaktır.”

Danıştay 3. Dairesinin, E.1982/1554, K.1982/922 sayılı 15.04.1982 tarihli kararında da belirtildiği üzere, farklı nitelikli cezayı gerektiren eylemler tekerrüre esas alınamaz. Nitekim söz konusu kararında Danıştay, kademe ilerlemesinin durdurulması cezasını gerektiren üç gün göreve gelmeme fiili ile aylıktan kesme cezasını gerektiren bir gün göreve gelmeme fiilini tekerrür uygulamasında aynı mahiyette fiiller olarak kabul etmemiştir. Benzer şekilde, kınama cezasını gerektiren görev sırasında amire hal ve hareketi ile saygısız davranmak (125/B-c) ile aylıktan kesme cezasını gerektiren görev sırasında amirine sözle saygısızlık etmek (125/C-e) fillerinde olduğu gibi özürsüz olarak bir veya iki gün göreve gelmemek fiili ile özürsüz ve kesintisiz 3-9 gün göreve gelmemek fiili farklı fiiller olup, farklı disiplin cezaları ile cezalandırılmalarına karşın aynı fiilin tekerrürü kabul edilerek cezanın ağırlaştırılarak uygulanması mümkün değildir.

2-Genel tekerrür

657 sayılı yasanın 125 inci maddesinin 2 nci fıkrasında; aynı derecede cezayı gerektiren fakat ayrı fiil veya haller nedeniyle verilen disiplin cezalarının üçüncü uygulamasında bir derece ağır ceza verileceği belirtilerek, özel tekerrürden farklı olarak; farklı mahiyetteki fiiller sebebiyle ve farklı zamanlarda aynı cezanın iki kez alınması ve kesinleşmesi; daha sonra aynı cezayı gerektiren üçüncü bir fiilin işlenmesi hali olarak, genel tekerrür durumu düzenlenmiştir. Yasanın 125 inci maddesinde “özel tekerrür için ikinci fiilin cezaların özlük dosyasından silinmesine ilişkin süre (5-10 yıl) içinde işlenmesi şartı arandığı halde genel tekerrür bakımından böyle bir şart aranmamıştır. Bu nedenle genel tekerrür uygulamasında herhangi bir süre söz konusu değildir.

Aynı disiplin cezasının uygulanmasını gerektiren farklı fiillerin işlenmesi halinde, tekerrür hükümlerinin uygulanarak bir derece ağır cezanın verilebilmesi için;
a- Aynı cezayı gerektiren farklı üç fiilin bulunması,
b-Önceki iki fiil hakkında ceza kararı verilmiş ve kararların uygulanmış olması gerekmektedir,

Bu bağlamda örneğin, Kanunun 125/B-h maddesine giren bir fiilin ilk cezanın kesinleşmesinden sonra cezaların özlük dosyasında silinmesine ilişkin süre içinde ikinci kez işlenmesi özel tekerrürü oluşturur ve bu ikinci ihlalden sonra kınama yerine, aylıktan kesme cezası uygulanırken; Kanunun 125/B-a ve 125/B-j maddelerine göre ayrı zamanlarda verilmiş ve kesinleşmiş kınama cezalarından sonra, aynı Kanunun 125/B-k maddesine uyan ve kınama cezasını gerektiren üçüncü bir fiilin işlenmesi halinde, kınama yerine bir üst ceza olan aylıktan kesme cezası uygulanabilecektir. Bu arada, “Devlet memurları hakkındaki disiplin hükümlerine ilişkin tekerrürde, işlenilen fiil veya halin esas alınmasının gerekeceği; ilgililerin geçmiş hizmetleri sırasındaki çalışmalarının göz önünde bulundurulması neticesinde uygulanan bir alt cezanın esas alınamayacağı değerlendirilmektedir. Ancak, öğrenim durumları nedeniyle yükselebilecekleri derecenin son kademesinde bulunan Devlet memurlarından kademe ilerlemesinin durdurulması cezası almış olanlardan ikinci kez aynı cezayı gerektiren fiil veya halleri işleyenlerin görevlerine son verilmesi uygulamasında ise hangi fiil veya hale dayalı olursa olsun, verilen kademe ilerlemesinin durdurulması cezası tekerrürü oluşturmaktadır.”(Devlet Personel Başkanlığı görüşü-22.09.1999-17.Bülten.45.sayfa)

Örnekle açıklayacak olursak:

-Geçmiş hizmetleri sırasındaki çalışmaları olumlu olan ve ödül alan Memur (A) ve Memur (B) 2014 yılında özürsüz olarak 2 gün işe gelmemişlerdir.

Memurlara, bu fiilleri için 657 sayılı Kanunda öngörülen “Aylıktan Kesme” disiplin cezası verilecektir. Ancak, geçmiş hizmetleri sırasındaki çalışmalarının olumlu olması ve ödül almış olmaları nedeniyle bu cezanın, disiplin amirleri tarafından bir derece hafif ceza olan “Kınama” cezası şeklinde uygulanması mümkündür. Bu durumda ilgili memurlar “Aylıktan Kesme” disiplin cezası almış olmakla birlikte, aylıklarından herhangi bir kesinti yapılmayacak, fiil ve verilen ceza da belirtilmek suretiyle “Görevinde ve davranışlarında kusurlu olduğu” yazıyla kendilerine bildirilecektir. Bu bildirimlerin ilgili memurlara 2014 yılının 5 inci ayında yapıldığını varsayalım.

-Hakkında cezanın uygulanmasından itibaren (5 yıl içerisinde olmak kaydıyla);

a) Memur (A) 2014 yılının 9 uncu ayında tekrar göreve 2 gün gelmemiştir. Bu fiil için “Aylıktan Kesme” disiplin cezası verilecektir. Ancak, daha önce disiplin cezası alınan bir fiilin yeniden işlenmiş olması nedeniyle, verilen ceza bir derece ağır ceza olan “Kademe İlerlemesinin Durdurulması” cezası şeklinde uygulanacaktır. İlk cezanın bir derece hafif ceza şeklinde uygulanmış olması, tekerrür açısından herhangi bir farklılık ifade etmeyecektir.

b) –Memur (B) 2014 yılının 9 uncu ayında, “Devlete ait resmi belge, araç, gereç ve benzerlerini özel menfaat sağlamak için kullanmak” fiilini işlemiştir. Bu fiil için “Aylıktan Kesme” disiplin cezası verilecektir.

-Memur (B) 2015 yılının 1 inci ayında, “Görevle ilgili konularda yükümlü olduğu kişilere yalan ve yanlış beyanda bulunmak” fiilini işlemiştir. Bu fiil için de “Aylıktan Kesme” disiplin cezası verilecek, ancak bu ceza, daha önce “Aylıktan Kesme” disiplin cezası verilmesini gerektiren iki farklı fiil işlemiş olması nedeniyle, “Kademe İlerlemesinin Durdurulması” cezası şeklinde uygulanacaktır. İlk cezanın bir derece hafif ceza şeklinde uygulanmış olması, tekerrür açısından bir önemi yoktur.

3-Konuya ilişkin yargı kararları

“5525 sayılı Memurlar İle Diğer Kamu Görevlilerinin Bazı Disiplin Cezalarının Affı Hakkında Kanunun 1/1. maddesinde, 23.4.1999 tarihinden 14.2.2005 tarihine kadar işlenmiş fiillerden dolayı verilmiş disiplin cezalarının bütün sonuçları ile affedildiği belirtildiğinden, davacıya anılan tarihler arasında verilen iki disiplin cezasının affa uğramış olduğu gözetilerek tekerrüre esas alınmaması gerekir. (Danıştay 12. D. E. 2007/1614 K. 2010/1439 T. 15.3.2010-Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu E. 2010/1420 K. 2013/3394 T. 31.10.2013)”
“Madde metninden anlaşılacağı üzere farklı fiil veya haller nedeniyle verilen disiplin cezalarında tekerrür hükmünün uygulanabilmesi için fiilin aynı derecede cezayı gerektirmesi şarttır. Olayda, davacıya 24.6.2004 günlü ve 7194 sayılı işlemle verilen kınama cezasının, eyleminin 657 sayılı Yasanın 125/C-a maddesi uyarınca "1/30 oranında aylıktan kesme cezası"nı gerektirdiği halde geçmiş hizmetlerinin ve sicillerinin olumlu olması nedeniyle bir alt ceza şeklinde uygulandığı daha sonra 24.6.2004 günlü 7195 sayılı işlem ile verilen diğer kınama cezasının da benzer şekilde eyleminin, 657 sayılı Yasa'nın 125/C-a maddesi uyarınca "1/30 oranında aylıktan kesme cezası"nı gerektirdiği halde geçmiş hizmetlerinin ve sicillerinin olumlu olması nedeniyle bir alt ceza şeklinde uygulandığı, son olarak 17.6.2004 günlü soruşturma raporu uyarınca eyleminin 657 sayılı Yasa'nın 125/B-a bendi gereğince kınama cezasını gerektirmesi ancak daha önce yukarıda sözü edilen kınama cezalarıyla cezalandırılmış olması nedeniyle 657 sayılı Yasa'nın "aynı derecede cezayı gerektiren fakat ayrı fiil veya haller nedeniyle verilen disiplin cezalarının üçüncü uygulamasında bir derece ağır ceza verilir." hükmü uyarınca kınama cezasının aylıktan kesme cezası şeklinde uygulandığı ve davacının bu cezanın iptali istemiyle dava açtığı görülmüştür.
Oysa davacının son olarak işlediği öne sürülen fiilinin kınama cezasını gerektirmesi, daha önce verilen ve tekerrüre esas alınan kınama cezalarının ise eylemlerinin aslında aylıktan kesme cezasını gerektirdiği halde bir alt ceza olarak uygulandığı gözönüne alındığında 657 Sayılı Yasa'nın anılan maddesinde öngörülen disipline konu fiil veya hallerin "aynı derecede cezayı gerektirmesi" koşulunun bu uyuşmazlıkta gerçekleşmediği açıktır.(Danıştay 12. D. E. 2006/5335 K. 2009/290 T. 30.1.2009)”
“Davalı idarece, davacıya devlet memurluğundan çıkarma cezası verilirken 657 sayılı Yasanın 125. maddesinde yer alan "Disiplin cezası verilmesine sebep olmuş bir fiil veya halin cezaların sicilden silinmesine ilişkin süre içinde tekerrüründe bir derece ağır ceza uygulanır" hükmü dayanak alınmıştır.Yazılı metinden de anlaşılacağı gibi, anılan yasa hükmünde, disiplin dışı hareketlerin tekrarını önlemek amacıyla aynı disiplin cezasını gerektiren ayın disiplin suçunun tekrar işlenmesi halinde; söz konusu disiplin suçunun cezasının bir derece ağırlaştırılması öngörülmüştür.
657 sayılı Yasanın cezaların verildiği tarihte yürürlükte bulunan 125. maddesinde, 1 gün göreve gelmemek şeklinde tanımlanan disiplin suçuna "aylıktan kesme cezası", "göreve sarhoş gelmek" şeklindeki disiplin suçuna ise "kademe ilerlemesinin durdurulması" cezası verilmesi öngörülmüştür.657 sayılı yasanın, aynı disiplin cezasını gerektiren aynı disiplin suçunun işlenmesi halinde uygulanabilecek 125 nci maddesinin anılan hükmüne göre sözkonusu cezanın bir kez daha ağırlaştırılamayacağı açık bulunmaktadır. (Danıştay 10. D. E. 1988/1946 K. 1990/720 T. 29.3.1990)”
“Tekerrür nedeniyle bir derece ağır ceza verilirken, işlenen suçun niteliği hangi cezayı gerektiriyorsa bu "cezanın bir derece ağırının verilebileceği, yoksa her suç işlenişinde önceki cezanın bir üstü cezanın verilemez (Danıştay 8.D. E: 1993/1293, K: 1994/680)”

4-Tekerrür uygulamasına ilişkin özel bir durum


657 sayılı kanunun “Uygulama” başlıklı 132. maddesinin 4. Fıkrasına göre ;”Aylıktan kesme cezası ile tecziye edilenler 5 yıl, kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile tecziye edilenler 10 yıl boyunca daire başkanı kadrolarına, daire başkanı kadrosunun dengi ve daha üstü kadrolara, bölge ve il teşkilatlarının en üst yönetici kadrolarına, düzenleyici ve denetleyici kurumların başkanlık ve üyeliklerine, vali ve büyükelçi kadrolarına atanamazlar.”
Devlet Personel Başkanlığına göre(02/07/2012-11354) “Bu itibarla, kendilerine disiplin cezası olarak kademe ilerlemesinin cezası verilenlerin, daire başkanı kadroları, daire başkanı kadrosunun dengi ve daha üstü kadrolar, bölge ve il teşkilatlarının en üst yönetici kadroları, düzenleyici ve denetleyici kurumların başkanlık ve üyelikleri, vali ve büyükelçi kadroları ile kamu kurum ve kuruluşlarının teşkilat kanunları çerçevesinde bu görevlere muadil idari kadrolara atanmamaları gerektiği gibi; görevleri esnasında söz konusu cezalar ile tecziye edilmeleri halinde de aynı madde hükmünün mefhumu muhalifi gereğince hukuken bu görevleri yapabilme niteliğini kaybettiklerinden bulundukları idari kadrolardan alınmaları gerektiği mütalaa edilmektedir.”

Kınama cezası gerektirdiği halde özel tekerrür nedeniyle bir derece daha ağırı olarak uygulanan aylıktan kesme cezası nedeniyle memur 5 yıl süreyle daire başkanlığı kadrosuna atanamaması durumu söz konusu olabilecektir. Kanun metninden bu sonuç çıkarılsa da konuluş amacı dikkate alınarak yapılacak yorum ile eylemin “aylıktan kesme cezasını gerektiren eylemlerden” olma şartı aranmalıdır. Tekerrür nedeniyle verilen Aylıktan kesme cezası 132. Madde uygulanmasında dikkate alınmaması gerektiği görüşündeyiz.
Ayrıca asaleten atanama yapılamayacak göreve vekaleten bakılması durumunda yasak süresince vekalet aylığı ödenemeyecektir.Yine tekerrür nedeniyle verilen üst ceza değil fiile karşılık gelen ceza dikkate alınmalıdır.

5- Zamanaşımı


Disiplin cezaları kamu hizmetinin gereği gibi yürütülmesi bakımından kamu görevlilerinin mevzuat uyarınca yerine getirmek zorunda oldukları ödev ve sorumlulukları ifa etmemeleri veya mevzuatta yasaklanan fiillerde bulunmaları durumunda uygulanan yaptırımlar olup, memurların özlük hakları üzerinde doğrudan ve önemli sonuçlar doğurmaları sebebiyle subjektif ve bireysel etkileri bulunduğu gibi kamu görevinin gereği gibi sürdürülmesi ve kamu düzeninin sağlanması bakımından objektif ve kamusal öneme sahiptirler.
Bu bakımdan disiplin soruşturmalarının yapılmasında izlenecek yöntem, ceza verilecek fiiller ve ceza vermeye yetkili makam ve kurullar pozitif olarak mevzuatta belirlenmekte, doktrin ve yargısal içtihatlarla da konu ile ilgili disiplin hukuku ilkeleri oluşturulmaktadır.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun "Zamanaşımı" başlıklı 127. maddesinde; "Bu Kanunu'n 125'inci maddesinde sayılan fiil ve halleri işleyenler hakkında, bu fiil ve hallerin işlendiğinin öğrenildiği tarihten itibaren;
a ) Uyarma, kınama, aylıktan kesme ve kademe ilerlemesinin durdurulması cezalarında bir ay içinde disiplin soruşturmasına,
b ) Memurluktan çıkarma cezasında altı ay içinde disiplin kovuşturmasına, başlanmadığı takdirde disiplin cezası verme yetkisi zamanaşımına uğrar.
Disiplin cezasını gerektiren fiil ve hallerin işlendiği tarihten itibaren nihayet iki yıl içinde disiplin cezası verilmediği takdirde ceza verme yetkisi zamanaşımına uğrar." hükmü yer almaktadır.
657 sayılı Kanunda, iki ayrı zamanaşımı sistemi benimsenmiştir.
Birincisi, disiplin soruşturması açma zamanaşımıdır. Uyarma, kınama, aylıktan kesme ve kademe ilerlemesinin durdurulması cezalarında, bu cezayı gerektiren fiilin işlendiğinin öğrenilmesinden itibaren 1 ay, Devlet memurluğundan çıkarma cezasında, bu cezayı gerektiren fiilin işlendiğinin öğrenilmesinden itibaren 6 ay içinde disiplin soruşturmasına başlanılmadığı takdirde bir daha disiplin soruşturma açılmaz.
Devlet personel başkanlığı(24/05/2012-8727) “memur hakkında 657 sayılı Kanun gereği yapılacak olan disiplin soruşturması veya kovuşturmasında disiplin cezası verme yetkisi zamanaşımının hesaplanmasında öğrenme tarihi olarak;
-kamu kurum ve kuruluşları ile gerçek ve tüzel kişilerden gelen başvuru, şikayet veya ihbar niteliği taşıyan evrakın memurun görev yaptığı kurumun evrak kaydına girdiği tarihin,
-memurun görev yaptığı kurumun yetkili disiplin amirine veya disiplin kuruluna başvuru, şikayet veya ihbar gibi yollarla bilgi verildiğinde durumu tespit eden tutanağın düzenlendiği tarihin, esas alınması gerekir.”

İkincisi, karar vermede zamanaşımıdır. Herhangi bir disiplin cezasını gerektiren fiilin işlendiği tarihten itibaren 2 yıl içinde disiplin cezası verilmediği takdirde ceza verme yetkisi zamanaşımına uğrar.
“ zamanaşımı sürelerinin hesabında disiplin cezası verildikten sonraki itiraz süreci veya onay süreci ( disiplin cezasının idari anlamda kesinleşme süreci ) dikkate alınmayacağı gibi, idari yargıda dava açılması halinde, yargılama sürecinde geçen süreler ile bozma kararı verilmesi halinde kararın gerekçesi idareye yeni bir disiplin işlemi yapma yetkisi tanıyor ise idarenin yeni bir disiplin işlemi tesis etmesi aşamasında söz konusu zamanaşımı sürelerinin artık öne sürülemeyeceği açıktır.
Bununla birlikte, disiplin cezalarına karşı idari yargıda açılan davalarda verilen iptal kararlarının gerekçesinin, idareye ilgili hakkında başka bir disiplin işlemi tesis etme olanağı tanıması halinde, 2577 sayılı Yasa'nın 28/1. maddesi uyarınca Yargı kararının gereğini yerine getirmekle yükümlü olan idarenin, zaman geçirmeksizin harekete geçerek makul süreler içinde işlem tesis etmeleri gerektiği, buna karşılık yargı kararının gereğini yerine getirirken 657 sayılı Yasa'nın 127/2. maddesi hükmünün ilgilinin sürekli ceza tehdidi altında bırakılmasını önleme fonksiyonu gereği, kararın idarelerine tebliğ edildiği tarihten itibaren her halükarda 2 yıl zarfında disiplin işlemlerini sonuçlandırmaları gerekir. (Danıştay 12.D. T.02.12.2013, E:2010/5239, K:2013/9337 –T.10.12.2013, E:2010/9547, K:2013/10337 - E. 2012/2857 K. 2013/11887 T. 20.12.2013)
“ isnat edilen suçlamalar için zamanaşımı süresinin dolduğunun saptanması halinde, salt bu saptamayla yetinilmesi ve fiilin sübuta erip ermediği hususu irdelenmeden dosyanın zamanaşımı sebebiyle ortadan kaldırılması gerekir.”( Danıştay 12. D. E. 2014/533 K. 2014/4318T. 23.5.2014)
Soruşturma açma zamanaşımına uğradıktan sonra açılan soruşturma ve takiben verilen ve sonucunda verilen disiplin cezası hukuka aykırıdır.




KAYNAKÇA
AYGÜN,Gökçen, Kademe İlerlemesinin Durdurulması Cezası, Gazi Üniversitesi SBE Kamu Hukuku Yüksek Lisans Tezi, Ankara 2006; s. 9-109.
ÇELİK, Kadir, Disiplin Cezalarında Zamanaşımı ve Tekerrür,Yerel Yönetim ve Denetim Dergisi, Ocak 2007, Cilt 12, Sayı 1 (http://www.kontder.org.tr/disiplin-cezalarinda.html)

TAŞKIN, Ahmet, Kamu Görevlileri Disiplin Hukuku, Seçkin Yayıncılık, Ankara 2006, s. 125.
Türkçe Sözlük, Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara 2005, s. 2172
UZ ,Abdullah, Disiplin Hukukunda Tekerrür ve Tekerrüre Bağlanan Hukuki Sonuçlar üzerine farklı bir yaklaşım , Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi Cilt: 15, Sayı: 1, 2013, s.73-106 (Basım Yılı: 2014) s.81,
Bu makaleden kısa alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir :

"Disiplin Cezalarında Zamanaşımı Ve Tekerrür" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Av.M.Lamih Çelik'e aittir ve makale, yazarı tarafından Türk Hukuk Sitesi (http://www.turkhukuksitesi.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.

Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.


[Yazıcıya Gönderin] [Bilgisayarınıza İndirin][Arkadaşa Gönderin] [Yazarla İletişim]
» Makale Bilgileri
Tarih
04-01-2017 - 16:38
(2630 gün önce)
Yeni Makale Gönderin!
Değerlendirme
Şu ana dek 3 okuyucu bu makaleyi değerlendirdi : 3 okuyucu (100%) makaleyi yararlı bulurken, 0 okuyucu (0%) yararlı bulmadı.
Okuyucu
10929
Bu Makaleyi Şu An Okuyanlar (1) :  
* Son okunma 5 saat 32 dakika 8 saniye önce.
* Ortalama Günde 4,15 okuyucu.
* Karakter Sayısı : 22465, Kelime Sayısı : 2762, Boyut : 21,94 Kb.
* 2 kez indirildi.
* 1 okur yazarla iletişim kurdu.
* Makale No : 1937
Yorumlar : 1
Değerli Meslektaşım, Disiplin cezası verme zamanaşımı ile ilgili aradığım detay bilgiyi makalenizde buldum. Emeğinize sağlık, teşekkür ederim.(...)
Makalelerde Arayın
» Çok Tartışılan Makaleler
» En Beğenilen Makaleler
» Çok Okunan Makaleler
» En Yeni Makaleler
THS Sunucusu bu sayfayı 0,04393601 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.