Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Aktif Makale Başkanlık Sistemine Alternatif Yeni Bir Hükümet Sistemi

Yazan : Soner Erçim [Yazarla İletişim]

Hükümet sistemi bir devletin idaresindeki üç unsur olan kanun koyma, yürütme ve yargı kuvvetlerinin birbirleriyle ilişkilerinin durumunu ifade eden bir kavramdır.



Esasen hükümet sistemi günümüzde yargının istiklali ve tarafsızlığı sebebiyle temelde kanun koyma ve yürütme organı veya organlarının bu işlevler konusundaki yetki ve sorumluluklarını anlatmaktadır.



Bilindiği gibi kanun koyma kuvveti bir düzenleme getirme yürütme kuvveti ise bu kanunları her benzer durumda aralıksız olarak uygulama kuvvetidir. Fakat bu klasik tanımın aksine günümüzde yürütme kuvvetinin yalnızca kanun yapma organınca yapılan kanunların uygulanmasını sağlamakla kalmadığı yürütmenin bizatihi siyaset ve idareyle ilgili kararlara yön verdiği savunulmaktadır. Nitekim parlamanter sistemin ıslahı bağlamında yürütmenin müstakil bir hükümranlık gücü olduğu kabul edilmiştir.



Bu noktada kanun yapma ve yürütme kuvvetlerinin birbirleriyle ilişkisini temel alan iki görüş ortaya çıkmıştır: Kuvvetler ayrılığı ve kuvvetler birliği sistemleri.



Klasik anayasa hukuku düşünürlerinden Montesquieu’ya göre kanun yapma kuvveti ‘’geçici veya sürekli kanunlar yapma; eskiden yapılmış olanları düzeltme yahud yürürlükten kaldırma’’ işidir. İkinci kuvvetle hükümdar veya idareci ‘’savaş ve barış yapar, elçi gönderir ve kabul eder, emniyeti temin edip istilaları önler.’’ Üçüncü kuvvet ise suçluları cezalandırma ve özel kişiler arasındaki uyuşmazlıklaroı çözme ‘’ kuvvetidir. Montesquieu devlette üç kuvvet bulunduğunu böylece tesbit ettikten ve bunları kanun yapma, yürütme ve yargılama kuvveti olarak adlandırdıktan sonra, bu üç kuvvetin birbirinden ayrılmasının gerektiğini ileri sürmektedir. Ona göre eğer bir kişi veya kurum hem herkesi bağlayacak kanun yapar, hem bu kanunu uygular hem de bunu yaparken ortaya çıkan uyuşmazlıkları çözerse hürriyet yok olur. Böyle bir idare diktatörlük olarak isimlendirilir. Gerçekten de milli mücadele sonrasında Türkiye’de meclisin hem kanun yapması hem bu kanunları yürütmesi hem de kanunların uygulanmasında yaşanan uyuşmazlıkları kendi üyeleri arasından vazifelendirdiği İstiklal Mahkemeleri eliyle yargılaması bu noktada düşündürücüdür.



Yine Montesquieu’ya göre kanun yapma kuvveti sınırlı bir kuvvet olmalıdır. Bu haliyle hükümetin kendi koyduğu kanunları uygulama yetkisi yoktur. Yürütme kuvveti de sınırlı bir kuvvettir. Çünkü bir başka organın getirdiği düzenlemeleri yürütmektedir. Yargı da sınırlı bir kuvvettir çünkü yargıçlar kanunların sözlerini telaffuz eden birer ağızdan başka bir şey değillerdir.



Bu üç kuvvet kendi vazifelerinin dışına çıkarlarsa yani kanun koyucu kendi yaptığı kanunları kendi yürütürse yürütme ise uyguladığı kanunları kendi koyarsa, yine yargı da kanunun ağzı olmakla yetinmeyip kendisi yorum yoluyla yeni durumlar ortaya koymaya kalkarsa o sistemde hürriyet ortadan kalkar.



Türkiye özelinde ve bir çok başka yarı demokrasilerde görüldüğü gibi günümüzde hükümet, parlamenter sistem esasıyla meclisten yani kanun yapıcı organdan doğmakla meclis çoğunluğunu oluşturan siyasi parti hem yürütmede hem de kanun yapmada etkili olduğundan kuvvetler ayrılığı düşüncesi açısından sakıncalar ortaya çıkabilmektedir.







Hükümeti oluşturan siyasi parti veya koalisyon partileri bir yenilik yahud değişiklik getirmek istediklerinde çoğu zaman bunu kanun yoluna gitmeden ellerindeki düzenleyici işlemlerle kolayca yapabilmektedirler. Mesela Türkiye’de nizamname (tüzük) adı verilen yürütme işlemi bir yargı kurumunun kanuna uygunluk denetiminden geçtikten sonra çıkarılabilirken yönetmelik denen ve aynı etkide görülen bir başka norm için yalnızca bir bakanın imzası yeterli olduğundan kanun yapıcı kuvvetin çoğu zaman devre dışı bırakıldığı görülmektedir.



Kanun herkes için geçerli olmak üzere çıkarılan, soyut ve genel düzenleyici işlem olduğundan herkesin kanun yapımında görüşüne başvurulması asgari adalete uygunluğu sağlayacaktır. Bu sebeble kanunların fikir özgürlüğüne dayalı meclislerde yapılması mutlaktır.



Bunun içinse meclise bütün partiler katılabilmeli seçim barajı kaldırılmalıdır.



Parlamenter sistemde yürütme organı meclisten doğar. Teorikte kalsa da bu durum meclisin yürütmeye karşı konumunu güçlendirir. Meclis yürütmenin politikalarına çeşitli araçlarla müdahale edebilirken yürütme de kanun teklif ederek meclis çalışmalarına katılır.



Parlamenter sistemde tek bir seçim yapıldığından meclise çok farklı partiler girebilir. Bu durumda meclisten çıkan hükümetin birden çok partiden oluşması yani koalisyona yol açılması söz konusu olabilir. Bu ise hükümetin tek bir siyaset izlemesini zorlaştırarak devlet idaresinde plansızlığa sebeb olur. Bazı durumlarda ise çok güçlü şekilde seçimi kazanan parti hem yürütmede hem de mecliste etkin olarak, kanunların yapılmasında geçerli olan farklı görüşlerin katılımının arttırılması ilkesine zıtlık oluşturur.





BAŞKANLIK SİSTEMİ



Başkanlık sisteminde meclis ve yürütmeden sorumlu olan başkan ayrı seçimlerle vazifeye gelir ve birbirlerinden müstakildirler. Fakat az da olsa birbirleriyle ilgili alana karışabilmektedirler. Mesela başkan milletler arası anlaşma yapmak yetkisini meclisin ikinci kanadı olan senato ile paylaşırken, başkan da istemediği kanunları veto ederek çıkarılmasını zorlaştırabilir.



Başkanlık sitemi parlamenter sisteme göre daha otoriter bir idareyi sonuçlar. Yürütmede tek bir siyasi program uygulandığından istikrarlı bir idare ortaya çıkar. Belli bir süre boyunca vazifesinden uzaklaştırılamayacağını bilen başkan politikalarını daha özgürce yürürlüğe koyabilir. Başkan halkın çoğunluğuna dayandığından prestiji büyüktür.



Bunun yanında başkanlık sistemi de meclis çoğunluğu ile başkanın birbirleriyle farklı politikalar izlemesi söz konusu olduğunda meclisin mi başkanın mı etkin olacağı açıklık kazanmadığından rejim içerisinde zıtlaşmalara yol açabileceği gibi tarihinde görüldüğü şekilde askeri darbelere de meşruiyet kazandırabilir.

İKİNCİ YOL - YENİ BİR SİSTEM



Yürütmede istikrarın sağlanması ile halkın en demokratik şekilde yasama sürecine katılabilmesi için her iki ilke arasında bir denge kurmak gerekir.



Parlamenter Sistem’de yasama organını barajsız yaparak halkın temsilini en üst seviyede gerçekleştirirseniz, yürütme yasamadan kaynaklandığı için yürütmede istikrar bozulacaktır.



Barajı yüksek tuttuğunuzda ise yürütme güçlenecek fakat halkın demokratik temsili gerçekleşmeyecektir. Bu göstermektedir ki yukarıda belirtilen iki ilke seçim sisteminden daha çok ‘yürütme sistemiyle’ gerçekleştirilmelidir.



Türkiye gibi büyük ve çok sorunlu bir ülkede yıllardan beri hala çözülememiş pek çok sorun yürütme organının güçsüzlüğünden kaynaklanmakta, ancak yirmi-otuz yılda bir ezici çoğunlukla bir parti seçimi kazanırsa ‘koalisyon’ tipi yürütmeden ülke kurtulabilmektedir. Adnan Menderes,Turgut Özal ve son olarak Tayyib Erdoğan istikrarlı hükümetler kurarak -doğrusuyla yanlışıyla- kronikleşmiş birçok soruna çözüm bulabilmişlerdir. İşte bu yüzden istikrar devlet için mutlak bir zarurettir.



Aslında tüm hükümet sistemlerinin uygulana gelmesinde o ülkelere özgü demokratik vasıflar ön plana çıkmaktadır. İşte böyle bir durumda ülkenin gerçeklerini göz önüne alarak sorunlar çözücü yeni bir ‘hükümet sistemi’ oluşturulabilir.



Bunun yasama ile yürütmeyi biraz daha ayırarak ikili meclis yapısına gidilmesiyle sağlanabileceği kanaatindeyim..



Yasama Meclisi



Doğrudan demokrasinin imkansızlığı sonucu kabul edilmiş olan ‘temsil’ kurumunun ayrıca bir ‘seçim barajı’ ile bir arada bulunması arzu edilemez.



Parlamenter Sistemin yerine Başkanlık Sisteminden başka olarak getirilebilecek yeni sistemde metod Yasama Organı ile Yürütme Organı arasında görev bölümü ilişkisi kurmaktır. Yürütme Organı siyasi ağırlıklı nitelikteyken, Yasama Organı hukuki ağırlıklı olabilir.



Bu paylaşımın sonucu olarak Yürütme Meclisi yüksek bir seçim barajıyla oluşurken, Yasama Organı barajsız olmalıdır. Böylece ‘Kuvvetler Ayrılığı Teorisi’ne de yaklaşılmış olduğundan , Parlamenter Hükümet Sitemi’nin ‘ayrışması’ söz konusu olur.



Yürütme Meclisi



Bu meclis Parlamenter Sistem’de hükümet icraatlarının denetlenmesi ve sorumluluk müesseselerinin kendisine verildiği ve parlamentonun, yürütmeye ilişkin yetkilerinin devredildiği bir meclistir.



Buna bir anlamda geniş bir Bakanlar Kurulu da diyebiliriz. İşleyiş olarak bakanları murakabe edecek ve genel siyaseti belirleyecek biçimde Meclis Hükümet Sistemi’ndeki ‘kolektif yürütme’ araçları kullanılabileceği gibi seçim barajıyla kurulmuş bir Parlamenter Sistem yapısı da işletilebilir.



Yürütme Meclisi kavramı, Türk devletçilik geleneğine de uygun görülmektedir. Nitekim Orta Asya Türkleri’nde görülen ‘Kurultay’ yapılanması ile Türk-İslam devletlerinde görülen ‘Divan’ kurumu da kanun yapma yetkisi olmayan ama devletin umumi siyasetini belirleyen aynı nitelikte birer organ olarak karşımıza çıkmaktadır. Türkiye şartlarını değerlendirmede mahir olan yazar Necip Fazıl Kısakürek de İdeologya Örgüsü isimli kitabında böyle bir meclisten söz etmektedir.

Meclislerde ‘ayrıştırmaya’ gitmenin bir başka nedeni ise Başkanlık Sistemi’ndeki ‘tekilci’ Başkanlık kurumu yerine, ‘çoğunlukçu’ bir kurum halinde yürütmenin daha düzgün işleyeceği görüşüdür. Çünkü bilimsel ve teknik ilerlemelerle pek çok bilgiye anında ulaşabilmenin sonucu olarak ferdlerin bilgi kapasiteleri belli konularda dolarken çok farklı açılardan değerlendirme yapmayı gerektiren devlet işleri bir kişinin altından kalkamayacağı kadar zorlaşmıştır.



Bu tek kişi demokratik oylamalar neticesinde halkın rasyonel meşruiyetine değil de kendi karizmatik otoritesine göre seçilmiş bir kişi olursa daha büyük sorunlar çıkabilecektir.



Sistemin Diğer Özellikleri:



Yasama Meclisinde seçim barajı olmadığından kanunlaştırma faaliyetlerine daha büyük katılım görülecektir. Yürütme ise homojen ve istikrarlı olacaktır. Demokrasi çoğulcu hale dönüştürülecektir. Kuvvetler Ayrılığı ve normlar arasındaki hiyerarşi biraz daha belirginleştirilerek özgürlükler teminat altına alınacaktır. Dış ilişkiler daha kolay yürütülecektir.



Etkileri

A)Başkanlık Sistemi

B)Parlamenter Sistem

C)Ayrıştırılmış Parlamnenter Sistem

1.İstikrar

A-Yüksek

B-Düşük

C-Yüksek

2.Etkinlik

A-Yüksek

B-Düşük

C-Yüksek

3.İcraatlardan sorumlu tutulabilme

A-Yüksek

B-Düşük

C-Yüksek

4.Seçim sonucunda kimin yöneteceğinin bilinmesi

A-Yüksek

B-Düşük

C-Yüksek

5.Sistemin tıkanması ihtimali

A-Yüksek

B-üşük

C-Düşük

6.Katı/Esnek yapı

A-Katı

B-Esnek

C-Esnek

7.Siyasi kutuplaşma

A-Yüksek

B-Düşük

C-Düşük

8.İktidarın ferdileşmesi ihtimali

A-Yüksek

B-Düşük

C-Düşük

9.Devlet Başkanınin ılımlaştırıcı etkisi

A-Yok

B-Var

C-Var
Bu makaleden kısa alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir :

"Başkanlık Sistemine Alternatif Yeni Bir Hükümet Sistemi" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Soner Erçim'e aittir ve makale, yazarı tarafından Türk Hukuk Sitesi (http://www.turkhukuksitesi.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.

Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.


[Yazıcıya Gönderin] [Bilgisayarınıza İndirin][Arkadaşa Gönderin] [Yazarla İletişim]
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
» Makale Bilgileri
Tarih
03-01-2013 - 15:46
(4123 gün önce)
Makaleyi Düzeltin
Yeni Makale Gönderin!
Değerlendirme
Şu ana dek 6 okuyucu bu makaleyi değerlendirdi : 6 okuyucu (100%) makaleyi yararlı bulurken, 0 okuyucu (0%) yararlı bulmadı.
Okuyucu
4532
Bu Makaleyi Şu An Okuyanlar (1) :  
* Son okunma 5 saat 16 dakika 39 saniye önce.
* Ortalama Günde 1,10 okuyucu.
* Karakter Sayısı : 10929, Kelime Sayısı : 1294, Boyut : 10,67 Kb.
* 4 kez yazdırıldı.
* 1 kez arkadaşa gönderildi.
* 3 kez indirildi.
* Henüz yazarla iletişime geçen okuyucu yok.
* Makale No : 1565
Yorumlar : 0
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
Makalelerde Arayın
» Çok Tartışılan Makaleler
» En Beğenilen Makaleler
» Çok Okunan Makaleler
» En Yeni Makaleler
THS Sunucusu bu sayfayı 0,03818297 saniyede 13 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.