Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Aktif Makale İş Sağlığı Ve Güvenliği Kanunun Genel Değerlendirmesi

Yazan : Mustafa Can Yürük / Eser Rüzgar / Neslihan Parmaksız / Selçuk Alagözyaylası / Şebnem Akkaya Polat [Yazarla İletişim]
Avukat

Makale Özeti
20.06.2012 tarihinde resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile ilgili değişiklik ve yeniliklerin ortaya koyulması çalışmasından ibarettir.
Yazarın Notu
Birinci Bölüm: Av. Mustafa Can YÜRÜK İkinci Bölüm: Av. Eser RÜZGAR Üçüncü ve Dördüncü Bölüm: Av. Neslihan PARMAKSIZ Beşinci Bölüm: Av. Selçuk ALAGÖZYAYLASI - Av. Şebnem AKKAYA POLAT

Birinci Bölüm: Av. Mustafa Can YÜRÜK
İkinci Bölüm: Av. Eser RÜZGAR
Üçüncü ve Dördüncü Bölüm: Av. Neslihan PARMAKSIZ
Beşinci Bölüm: Av. Selçuk ALAGÖZYAYLASI - Av. Şebnem AKKAYA POLAT

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNUN GENEL DEĞERLENDİRMESİ
Kanun No. 6331
Tarih: 20.06.2012

KANUNUN ÖNEMİ

Türkiye'de her yıl yaklaşık 77.000 iş kazası meydana gelmekte, bu kazalarda 1.000 den fazla işçi hayatını kaybetmekte, 5.000 den fazla işçi ise sakat kalmaktadır. Sosyal Güvenlik Kurumu (SSK) İstatistiklerine göre ülkemizde 2011 yılı ekim ayına kadar geçen süre içerisinde; 40.032 iş kazası meydana gelmiş olup, bu kazaların sonucunda 1296 kişi sürekli iş göremez hale gelmiş, 587 kişi hayatını kaybetmiştir. İş kazaları ve meslek hastalıkları işyerlerinde meydana gelmektedir. Başka bir ifade ile iş kazası ve meslek hastalıklarının nedeni işyeri koşullarıdır. İşyerlerindeki kuralları işverenler koymakta, kararları işverenler almaktadır. Dolayısı ile sağlıklı ve güvenli işyerleri oluşturulması hususunda hassas davranılması gerekmekte olup, görevi de işverenlere aittir.

BİRİNCİ BÖLÜM
Amaç, Kapsam ve Tanımlar


1. İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, TBMM Genel Kurulu'nda, "İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu Tasarısı" kabul edilerek, 20.06.2012 tarihinde 6331 sayılı kanun olarak yasalaşmıştır. Resmi Gazete ‘de de yayımlanan "İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu", işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması, mevcut sağlık ve güvenlik şartlarının iyileştirilmesi için işveren ve çalışanların görev, yetki, sorumluluk, hak ve yükümlülüklerini düzenlemektedir.
2. Amaç başlıklı birinci maddeden de anlaşılacağı üzere; Kanunun amacı; işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması ve mevcut sağlık ve güvenlik şartlarının iyileştirilmesi için işveren ve çalışanların görev, yetki, sorumluluk, hak ve yükümlülüklerini düzenlemektir.
3. Devamla söze konu kanunun ikinci maddesinde kamu ve özel sektöre ait bütün işlere ve işyerlerine, bu işyerlerinin işverenleri ile işveren vekillerine, çırak ve stajyerler de dâhil olmak üzere tüm çalışanlarına faaliyet konularına bakılmaksızın uygulanacağı ve istisnaları belirtilmiştir.
4. Kanunun üçüncü maddesinde ise kanun ve iş sektörü ile ilgili tanımlar yapılmış, ilgili kavramlar açıklanmıştır. İş güvenliğinin önemi; İş güvenliği kavramında, çalışanların can güvenliği, sağlıkları, makine araç ve gerecin, işyerinin, çevrenin, üretilen malın güvenliği yer almaktadır. Bu kapsamdan, iş dünyasında çalışan çok sayıda insan, büyük miktarlar tutan malzeme, makine, araç ve gereçler, parasal değer, çevre, ekoloji, iş dünyası ile ilgisi olmayan milyonlarca insanın hayatı ve mutluluğu anlaşıldığına göre iş güvenliğinin önemi kendiliğinden ortaya çıkmaktadır.

İKİNCİ BÖLÜM
İşveren ile Çalışanların Görev, Yetki ve Yükümlülükleri


1. 6331 sayılı kanun ile işverenlere iş güvenliği ve sağlığı hususunda genel bir yükümlülük yüklenmiştir. Bu kapsamda işveren: Mesleki risklerin önlenmesi, eğitim ve bilgi verilmesi dâhil her türlü tedbirin alınması, organizasyonun yapılması, gerekli araç ve gereçlerin sağlanması, sağlık ve güvenlik tedbirlerinin değişen şartlara uygun hale getirilmesi ve mevcut durumun iyileştirilmesi için çalışmalar yapar. İşyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerine uyulup uyulmadığını izler, denetler ve uygunsuzlukların giderilmesini sağlamalıdır. Ayrıca çalışmayışla ilgili risk değerlendirmesi yapar veya yaptırır. Çalışana görev verirken, çalışanın sağlık ve güvenlik yönünden işe uygunluğunu göz önüne alır. Yeterli bilgi ve talimat verilenler dışındaki çalışanların hayati ve özel tehlike bulunan yerlere girmemesi için gerekli tedbirleri aldırmalıdır.

2. İşyeri dışındaki uzman kişi ve kuruluşlardan salt hizmet alımının yapılıyor olması, işverenin sorumluluklarını ortadan kaldırmamakta ve çalışanların iş sağlığı ve güvenliği alanındaki yükümlülükleri, işverenin sorumluluklarını etkilememektedir. Kanunda ayrıca İşveren, iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin maliyetini çalışanlara yansıtılamayacağı da hüküm altına alınmıştır.

3. Mesleki risklerin önlenmesi ve bu risklerden korunulmasına yönelik çalışmaları da kapsayacak, iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin sunulması için işverene çalışanları arasından iş güvenliği uzmanı, işyeri hekimi ve diğer sağlık personeli görevlendirme yükümlülüğü yüklenmiştir. İşveren çalışanları arasında belirlenen niteliklere sahip personel bulunmaması hâlinde, bu hizmetin tamamını veya bir kısmını ortak sağlık ve güvenlik birimlerinden hizmet alarak yerine getirebilir. Ancak belirlenen niteliklere ve gerekli belgeye sahip olması hâlinde, tehlike sınıfı ve çalışan sayısı dikkate alınarak, bu hizmetin yerine getirilmesini kendisi de üstlenebilir.

4. İşyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanlarının hak ve yetkileri, görevlerini yerine getirmeleri nedeniyle kısıtlanamaz. Bu kişiler, görevlerini mesleğin gerektirdiği etik ilkeler ve mesleki bağımsızlık içerisinde yürütür. İşyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanları; görevlendirildikleri işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili alınması gereken tedbirleri işverene yazılı olarak bildirir; bildirilen hususlardan hayati tehlike arz edenlerin işveren tarafından yerine getirilmemesi hâlinde, bu hususu Bakanlığın yetkili birimine bildirir. Hizmet sunan kuruluşlar ile işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanları, iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin yürütülmesindeki ihmallerinden dolayı, hizmet sundukları işverene karşı sorumludur.

5. Kanun ile işverenin acil durumlar karşısındaki sorumluluğu açıkça düzenlenerek, önleyici bir iş güvenliği sistemine geçilmiştir. İşveren, çalışma ortamı, kullanılan maddeler, iş ekipmanı ile çevre şartlarını dikkate alarak meydana gelebilecek acil durumları önceden değerlendirerek, çalışanları ve çalışma çevresini etkilemesi mümkün ve muhtemel acil durumları belirler ve bunların olumsuz etkilerini önleyici ve sınırlandırıcı tedbirleri almakla yükümlüdür. Ayrıca ciddi, yakın ve önlenemeyen tehlikenin meydana gelmesi durumunda işveren; Çalışanların işi bırakarak derhal çalışma yerlerinden ayrılıp güvenli bir yere gidebilmeleri için, önceden gerekli düzenlemeleri yapar ve çalışanlara gerekli talimatları vermelidir. Bu ilişkin olarak işyeri yönetmeliğinin eki olarak, çeşitli alt yönetmelikler çıkarılmalıdır. Unutulmamalıdır ki, yukarıdaki önlemlerin alınmaması halinde, işçilerin çalışmaktan kaçınma hakkı bulunmaktadır. Ciddi ve yakın tehlike ile karşı karşıya kalan çalışanlar işverene başvurarak durumun tespit edilmesini ve gerekli tedbirlerin alınmasına karar verilmesini talep edebilirler.

6. İşverenlerin meslek hastalığı halinde de çeşitli yükümlülükler altında bulunacakları hükme bağlanmıştır. İşveren buna göre: 1) Bütün iş kazalarının ve meslek hastalıklarının kaydını tutar, gerekli incelemeleri yaparak bunlar ile ilgili raporları düzenlemek ve 2) İşyerinde meydana gelen ancak yaralanma veya ölüme neden olmadığı halde işyeri ya da iş ekipmanının zarara uğramasına yol açan veya çalışan, işyeri ya da iş ekipmanını zarara uğratma potansiyeli olan olayları inceleyerek bunlar ile ilgili raporları düzenlemekle yükümlü kılınmıştır. Tüm bunların yanında, işçiler, belirli aralıklarla veya olaylar sonrasında meslek hastalığı ile ilgili olarak muayene talep etme hakkına kavuşmuştur. Bu olaylar, işe giriş, iş değiştirme, meslek hastalığı nedeniyle işe ara verilmesi sonrasında işe dönülmesi gibi olaylardan oluşmaktadır.

7. İşyerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması ve sürdürülebilmesi amacıyla işveren, çalışanları ve çalışan temsilcilerini işyerinin özelliklerini de dikkate alarak işçileri bilgilendirmekle yükümlüdür. Bu bilgilendirme yükümlülüğünün içinde iş sağlığı ve güvenliği, acil durumlar ve afet durumları, ciddi ve yakın bir tehlikeye maruz kalınması ile meslek hastalığına ilişkin yukarıda arz edilen hususlar bulunmaktadır.

8. İş Kanununda yer alan işçinin işi ile ilgili alanlarda eğitilmesi, işbu kanun ile özel olarak düzenlenmiştir. Bu kapsamda işveren, çalışanların iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerini almasını sağlamalıdır. Bu eğitim özellikle; işe başlamadan önce, çalışma yeri veya iş değişikliğinde, iş ekipmanının değişmesi hâlinde veya yeni teknoloji uygulanması hâlinde verilmeli ve eğitimler, değişen ve ortaya çıkan yeni risklere uygun olarak yenilenir, gerektiğinde ve düzenli aralıklarla tekrarlanmalıdır. İşçi temsilcilerinin ve tehlikeli işlerde çalışan işçilerin özel olarak eğitilmesi gerektiğini belirtelim.

9. İşyerinde katılımcı ve aktif bir işyeri yönetimi prensibi benimsenmiştir. Buna göre, işveren işçi temsilcileri başta olmak üzere kendisi ile faaliyet gösteren kişilerin öneri ve taleplerini düzenli olarak almak ve değerlendirme yükümlülüğü altına sokulmuştur. İşveren, görüş alma ve katılımın sağlanması konusunda, çalışanlara veya iki ve daha fazla çalışan temsilcisinin bulunduğu işyerlerinde varsa işyeri yetkili sendika temsilcilerine yoksa çalışan temsilcilerine: iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili konularda görüşlerinin alınması, teklif getirme hakkının tanınması ve bu konulardaki görüşmelerde yer alma ve katılımlarının sağlanması ve yeni teknolojilerin uygulanması, seçilecek iş ekipmanı, çalışma ortamı ve şartlarının çalışanların sağlık ve güvenliğine etkisi konularında görüşlerinin alınmasını sağlamalıdır.

10. İş Kanununda işçilere yüklenilen ve fakat uygulamada mahkemelerin kusur tespitinde dikkate almadıkları işçi yükümlülükleri, işbu kanun ile de ayrıca düzenlenmiştir. Bu kapsamda, çalışanlar, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili aldıkları eğitim ve işverenin bu konudaki talimatları doğrultusunda, kendilerinin ve hareketlerinden veya yaptıkları işten etkilenen diğer çalışanların sağlık ve güvenliklerini tehlikeye düşürmemekle yükümlü tutulmuşlardır. Umuyoruz, bu özel hükümle işçilerin de iş kazası sırasındaki ve öncesindeki kusur durumları bilirkişi raporlarına ve mahkeme kararlarına yansır.

11. Anılan kanunla, işyerinde işyeri temsilcisi olması zorunlu hale getirilmiştir ve sayısı kanunda açıkça belirlenmiştir. İşveren; işyerinin değişik bölümlerindeki riskler ve çalışan sayılarını göz önünde bulundurarak dengeli dağılıma özen göstermek kaydıyla, çalışanlar arasında yapılacak seçim veya seçimle belirlenemediği durumda atama yoluyla, a) İki ile elli arasında çalışanı bulunan işyerlerinde bir, b) Elli bir ile yüz arasında çalışanı bulunan işyerlerinde iki, c) Yüz bir ile beş yüz arasında çalışanı bulunan işyerlerinde üç, ç) Beş yüz bir ile bin arasında çalışanı bulunan işyerlerinde dört, d) Bin bir ile iki bin arasında çalışanı bulunan işyerlerinde beş ve e) İki bin bir ve üzeri çalışanı bulunan işyerlerinde altı kişiyi temsilci olarak görevlendirmek zorundadır.

12. Yasa özel sektör ve kamu işyerlerinin tamamında uygulanacak. Dolayısıyla işçi-memur herkes (basın ve deniz çalışanları dahil) yasa kapsamında. Kamu kurumlarının da İSG kapsamına alınması önemli. Sadece güvenlik güçleri, afet ve acil durum birimleri, ev hizmetleriyle esnaf işyerleri yasa dışında kalacak. Ancak yanında işçi çalıştıran esnaf da yasa kapsamında sayılacak.

13. İşyerleri, yapılan işin tehlike derecesine göre Çok Tehlikeli, Tehlikeli ve Az Tehlikeli olarak üç sınıfa ayrılıyor. Çok tehlikeli işyerlerinde (A) sınıfı, tehlikeli işyerlerinde (B) sınıfı, az tehlikeli işyerlerinde (C) sınıfı belgeye sahip iş güvenliği uzmanı çalıştırılacak. Ayrıca bütün tehlike sınıflarındaki işyerleri işyeri hekimi istihdam edecek.

14. Şu anki uygulamada sanayiden sayılan ve 50?den fazla işçi çalıştıran işverenler iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi çalıştırmak zorunda. İsteyen işveren bu hizmetleri dışarıdan da alabiliyor. Fakat yeni İSG yasasına göre, 50 işçi sınırı kaldırılıyor ve bütün işyerleri için iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi zorunlu hale geliyor. Yani üç işçi çalıştıran bir işyeri dahi bir iş güvenliği uzmanı ile işyeri hekiminden hizmet alacak.

15. Yeni yasa, iş sağlığı ve güvenliği uygulamalarında 50 işçi sınırını kaldırdığından, küçük işyerleri için yeni maliyetler söz konusu olacak. Fakat yasaya konulan bir hükümle, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, 10?dan az işçi çalıştıran işverenlere destek sağlayabilecek.
16. İş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi çalıştırma ya da dışarıdan hizmet alma şartı; Çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinden 10 çalışandan az kişinin istihdam edildiği işyerlerinde yasanın yayım tarihinden iki yıl sonra, 10 kişiden az çalışanın olduğu tehlikeli ve az tehlikeli işyerleri için yasanın yayım tarihinden üç yıl sonra, 10 ve daha fazla çalışanı olan işyerlerinden tüm tehlike sınıfları için yasanın yayım tarihinden bir yıl sonra başlayacak.

17. Bu geçiş sürecinde, tüm işyerleri için ihtiyaç duyulacak iş güvenliği uzmanı ile işyeri hekimleri belgelendirilecek. İşverenler, bütün işyerlerine yetecek kadar iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekiminin sağlanamayacağından endişe ediyor.

18. İSG yasasıyla birlikte, mesleki eğitim gerektiren işlerde, eğitim belgesi olmayan kişiler çalıştırılamayacak. İşverenlerin bu konuda sıkıntı yaşamaması için, önümüzdeki süreçte mesleki eğitim ve yetiştirme kurslarının hız kazanması gerekiyor.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Konsey, Kurul ve Koordinasyon


1. Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Konseyi” Avrupa Birliği ve Uluslararası Çalışma Örgütü normları dikkate alınarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın 755 sayılı onayı ile kurulan “Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Konseyi” bu kanunun 21. Maddesi ile düzenlenme altına alınmıştır. Toplumun çeşitli kesimlerinden oluşacak üyelerin görüş ve önerilerini açıklamasını sağlayacak bu platform ile iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili politika ve stratejiler için öneri geliştirmek amaçlanmaktadır. Bu konseyin çalışma usul ve esasları ise Bakanlık tarafından belirlenecektir.
2. 4857 S. İş Kanunu’nun 80. Maddesinde düzenlenen “İş sağlığı ve güvenliği kurulu” işbu kanunun 22. maddesinde daha ayrıntılı düzenlenmiş olup 6331 S. İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun yürürlüğe girmesi ile bu düzenleme geçerli olacaktır.
Bu düzenlemeye göre;
* Elli ve daha fazla çalışan bulunan,
* Altı aydan fazla süren sürekli işlerin yapıldığı
İşyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği kurulu oluşturulmalıdır. 4857 S. İş Kanunu’nun 80. Maddesinde öngörülen sanayiden sayılma şartına bu düzenlemede yer verilmemiştir. Bu nedenle sanayi kolundan olsun ya da olmasın elli veya daha fazla çalışan bulunan ve altı aydan fazla süren sürekli işlerin yapıldığı işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği kurulu oluşturulacaktır.
4857 S. İş Kanunu’nun 80. Maddesinde işverenin açıkça bu kurul kararlarını uygulamakla yükümlü olduğu düzenlenmiştir. Bu kanun kapsamında ise kanun lafzında işverenin sadece kurul kararlarını uygulayacağı düzenlenmiştir. Bu durumda İş Sağlığı Ve Güvenliği Kanunu’na göre işverenler iş sağlığı ve güvenliği kurul kararlarını uygulamakla yükümlü müdür yoksa kurul danışma konumunda mı olacaktır? Halen yürürlükte olan İş Sağlığı ve Güvenliği Kurulları Hakkında Yönetmelik’in 12. Maddesine göre işveren, iş sağlığı ve güvenliği kurulunun mevzuata uygun kararlarını uygulamakla yükümlüdür. Kanunun lafzında iş sağlığı ve güvenliği kurulu kararlarının uygulanacağı belirtildiğinden ve bu konuya ilişkin yürürlükte olan yönetmelikte bu husus açıkça düzenlenmiş olduğundan iş sağlığı ve güvenliği kurulu tarafından alınan kararları işveren uygulamalıdır.
4857 S. İş Kanunu’nun 80. Maddesindeki düzenlemeden farklı olarak 6331 S. İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 22. maddesinin ikinci fıkrasında asıl işveren- alt işveren ilişkisinin altı aydan fazla sürmesi halinde iş sağlığı ve güvenliği kurulu uygulamasının nasıl olacağı düzenlenmiştir. Bu fıkraya göre;
* Asıl işveren ve alt işveren ayrı ayrı kurul oluşturmuş ise; bu kurulların koordinasyonu ve kararların uygulanmasını asıl işveren sağlayacaktır. Bu durumda asıl işveren, alt işveren tarafından oluşturulmuş iş sağlığı ve güvenliği kurulunun kararlarını ve kendi işyerindeki kurulla uyumunu takip edecektir.
* Alt işverenin kurul oluşturmasının gerekmediği halde ise; öncelikle bu halin söz konusu olabilmesi için alt işverenin kurul oluşturma şartları mevcut olmamalıdır. Yani elliden az çalışanı olan ve 6 aydan fazla süren sürekli işi olmayan alt işveren ayrıca kurul oluşturmak zorunda değildir. Bu durumda alt işveren, asıl işverenin oluşturmuş olduğu kurulda temsilci bulunduracaktır. Asıl işverende iş sağlığı ve güvenliği kurulunda alt işverenin temsilcisine yer vermelidir.
* Asıl işverenin kurul oluşturmasının gerekmediği halde ise; öncelikle bu halin söz konusu olabilmesi için de asıl işverenin kurul oluşturma şartları mevcut olmamalıdır. Yani elliden az çalışanı olan ve 6 aydan fazla süren sürekli işi olmayan asıl işveren ayrıca kurul oluşturmak zorunda değildir. Bu durumda asıl işveren, alt işverenin oluşturmuş olduğu kurulda temsilci bulunduracaktır. Alt işverende iş sağlığı ve güvenliği kurulunda asıl işverenin temsilcisine yer vermelidir.
* Asıl ve alt işverenin kurul oluşturmasının gerekmediği halde ise; asıl ve alt işverenin ayrı ayrı kurul oluşturma şartını taşımadığı durumda asıl ve alt işveren çalışan sayısının elliden fazla ise alt işveren ve asıl işveren ortak bir iş sağlığı ve güvenliği kurulu oluşturulacaktır. Ancak bu kurulun faaliyetleri, diğer birimlerle uyumu asıl işveren tarafından yapılacaktır.
İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 22. maddesinin son fıkrasında ise aynı çalışma alanında birden fazla işverenin ve bu işverenlerce birden fazla iş sağlığı güvenliği kurulunun oluşturulduğu hal düzenlenmiş olup bu düzenlemeye göre her bir işveren diğer işverenin çalışmasını etkileyecek kurul kararlarını diğer işverene bildirmelidir. Uygulanacak kurul kararının diğer işverenin çalışma alanını etkileyecek olduğu halde bu durumda diğer işvereni bilgilendirmelidir.
3. Bu kanun kapsamında birden fazla işverenin aynı çalışma alanında bulunması veya iş merkezi gibi birden fazla işyerinin/işverenin bulunduğu yerlerde iş sağlığı ve güvenliğinin nasıl yürütüleceği belirlenmeye çalışılmıştır. İşverenler arasında iş sağlığı ve güvenliği koordinasyonu sağlanarak rizikoların azaltılması amaçlanmaktadır.
İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 23. Maddesine göre aynı çalışma alanının birden fazla işveren tarafından paylaşılması söz konusu ise iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin uygulanması için işverenler işbirliği yaparak çalışan temsilcilerini bilgilendireceklerdir.
Birden fazla işyerinin bulunduğu iş merkezleri, iş hanları, sanayi bölgeleri veya siteleri gibi yerlerde iş sağlığı ve güvenliği koordinasyonunu sağlamakla, gerekli tedbirlerin alınması için işvereni uyarmakla yönetim yükümlüdür.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Teftiş Ve İdari Yaptırımlar


1. Teftiş, inceleme, araştırma, müfettişin yetki, yükümlülük ve sorumluluğu: Bu kanun hükümlerinin uygulanıp uygulanamadığı konusunda yetkili Bakanlık iş müfettişlerince 4857 sayılı Kanunun 92, 93, 96, 97 ve 107. maddeleri kapsamında teftiş ve inceleme yapılacaktır.
İşveren, işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği konularında yapılacak ölçüm, inceleme ve araştırmaya, bu amaçlarla numune alınmasına ve eğitim kurumları ile ortak sağlık ve güvenlik birimlerinin kontrol ve denetim yapmasına engel olmamalıdır. Aksi takdirde idari para cezası söz konusu olacaktır. Askeri işyerleriyle yurt güvenliği için gerekli maddeler üretilen işyerlerinin denetim ve teftişi ise Millî Savunma Bakanlığı ve Bakanlıkça birlikte hazırlanacak yönetmeliğe göre yürütülecektir.
İşverene Bakanlıkça yapılacak denetim ve incelemelere müsaade etme yükümü getirilirken, denetim ve inceleme yapmaya yetkili kişilere de işyerinde işi aksatmamak, işverenin ve işyerinin meslek sırları ile gördükleri ve öğrendikleri hususları tamamen gizli tutma sorumluluğu getirilmiştir.

2. İşin Durdurulması: 4857 S. İş Kanununun 79. Maddesinde düzenlenen “işin durdurulması” İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 25. Maddesinde de düzenlenmiştir. Bu halde işin durdurulması İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 25. Maddesine göre söz konusu olacaktır.
Bu maddeye göre işyerindeki bina ve eklentilerde, çalışma yöntem ve şekillerinde veya iş ekipmanlarında çalışanlar için hayati tehlike oluşturan bir husus tespit edildiğinde işyerinin bir bölümünde veya tamamında bu tehlike giderilinceye kadar iş durdurulur.
Çok tehlikeli sınıfta yer alan maden, metal ve yapı işleri ile tehlikeli kimyasallarla çalışılan işlerin yapıldığı veya büyük endüstriyel kazaların olabileceği işyerlerinde, risk değerlendirmesi yapılmamışsa da iş durdurulur. Bu halde herhangi bir tehlikeli hususun tespitine gerek olmayıp belirtilen işleri yapan yerlerde risk değerlendirmesi yapılmamış olması işin durdurulması için yeterlidir.
İşin durdurulması kararı üç iş müfettişinden oluşan heyet tarafından verilecek olup ilgili mülki idare amiri işin durdurulması kararı yirmi dört saat içinde yerine getirir.
İşveren, işin durdurulması kararına, kararın uygulanmasından itibaren altı iş günü içinde yetkili iş mahkemesinde işin durdurulması kararına itiraz edebilir. İtiraz edilmesi, işin durdurulması kararının uygulanmasını etkilemez. İtiraz üzerine mahkeme itirazı öncelikle görüşür ve altı iş günü içinde kesin olarak karara bağlar.
İşin durdurulmasına neden olan olumsuzlukların giderildiğini işveren Bakanlığa yazılı olarak bildirmelidir. Bakanlık, yazılı başvuru üzerine en geç yedi gün içinde işyerinde inceleme yapılarak işverenin talebi sonuçlandırmalıdır.
İşin durdurulması halinde çalışanların durumunun ne olacağı açıkça düzenlemiştir. Buna göre işveren, çalışanlara ücretlerini ödemekle veya ücretlerinde bir düşüklük olmamak üzere meslek veya durumlarına göre başka bir iş vermekle yükümlüdür.

3. İdari Para Cezaları ve Uygulanması: İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 26. Maddesinde işverene getirilen yükümlülüklerin ihlali halinde söz konusu olacak idari para cezası miktarları ve bu idari para cezalarının nasıl uygulanacağı düzenlenmiştir. 4857 S. İş Kanunundan farklı olarak özellikle aykırılığın devam ettiği hallerde de idari para cezasının söz konusu olacağı açıkça düzenlemiştir.
İdari para cezaları gerekçesi belirtilmek suretiyle Çalışma ve İş Kurumu il müdürlüğünce verilir. İdari para cezasının tebliğden itibaren otuz gün içinde ödenir.
İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 26. Maddesinde idari para cezalarının bir kısmı daha önce 4857 S. İş Kanunun kapsamında da düzenlenmiştir. Örneğin bir aykırılık için hem 4857 S. İş Kanununda hem de İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nda idari para cezası öngörülmüş olabilir. Bu halde İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nuna göre idari para cezası tesis edilecektir. Zira 4857 S. İş Kanununun İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’na aykırı olmayan hükümleri uygulanacaktır.
İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 26. Maddesinde düzenlenen idari para cezaları ve miktarları ise;
> 26/a; Bu kanunun 4. Maddesinin a ve b bentlerinde öngörülen;
* Mesleki risklerin önlenmesi, eğitim ve bilgi verilmesi dâhil her türlü tedbirin alınması, organizasyonun yapılması, gerekli araç ve gereçlerin sağlanması, sağlık ve güvenlik tedbirlerinin değişen şartlara uygun hale getirilmesi ve mevcut durumun iyileştirilmesi için çalışmalar yapmayan işveren hakkında,
* İşyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerine uyulup uyulmadığını izler, denetler ve uygunsuzlukların gidermeyen işveren hakkında,
Her bir ihlal için ayrı ayrı iki bin Türk Lirası idari para cezası verilecektir.
> 26/b; Bu kanunun 6. Maddesinin;
* Birinci fıkrasına göre belirlenen nitelikte iş güvenliği uzmanı veya işyeri hekimi bulundurmayan işverene, görevlendirmediği her bir kişi için beş bin Türk Lirası, aykırılığın devam ettiği her ay için yine beş bin Türk Lirası, diğer sağlık personelini görevlendirmeyen işverene, iki bin beş yüz Türk Lirası, aykırılığın devam ettiği her ay için yine iki bin beş yüz Türk Lirası,
* b,c ve d bentlerine göre; iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin sunulması için araç, gereç, mekân ve zaman gibi gerekli ihtiyaçlarını karşılamayan, işyerinde sağlık ve güvenlik hizmetlerini yürütenler arasında iş birliği ve koordinasyonu sağlamayan, çalışanların sağlık ve güvenliğini etkilediği bilinen veya etkilemesi muhtemel konular hakkında kanun kapsamında gerekli bilgilendirmeyi yapmayan işveren her bir ihlal için ayrı ayrı bin beş yüz Türk Lirası,
* ç bendine göre; görevlendirdikleri kişi veya hizmet aldığı kurum ve kuruluşlar tarafından iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili mevzuata uygun olan ve yazılı olarak bildirilen tedbirleri almayan/uygulamayan işveren hakkında yerine getirilmeyen her bir tedbir için bin Türk Lirası
İdari para cezası tesis edilecektir.
> 26/c; Bu kanunun 8. Maddesindeki düzenlemeye aykırı şekilde işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanlarını mesleğinin gerektirdiği etik ve ilkelere aykırı şekilde kısıtlayan; çalışma süresine göre işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanının tam süreli görevlendirilmesi gerektiği halde işyeri sağlık ve güvenlik birimi kurmayan işveren hakkında her bir ihlal için ayrı ayrı bin beş yüz Türk Lirası idari para cezası tesisi olunacaktır.

> 26/ç; Bu kanunun 10. Maddesine göre risk değerlendirmesi yapmayan veya yaptırmayan işveren hakkında üç bin Türk Lirası, bu ihlalin devam ettiği her ay için ise dört bin beş yüz Türk Lirası idari para cezası tesis edilecektir.
İş sağlığı ve güvenliği yönünden çalışma ortamına ve çalışanların bu ortamda maruz kaldığı risklerin belirlenmesine yönelik gerekli kontrol, ölçüm, inceleme ve araştırmaların yapmayan/yaptırmayan işveren hakkında ise bin beş yüz Türk Lirası idari para cezası tesis edilecektir.
> 26/d; Bu kanunun 11. ve 12. Maddesine aykırı olarak aşağıdaki yükümlülüklerine aykırı davranan işveren hakkında bin Türk Lirası, aykırılığın devam ettiği her ay için yine bin Türk Lirası idari para cezası tesis edilecektir.
* Çalışma ortamı, kullanılan maddeler, iş ekipmanı ile çevre şartlarını dikkate alarak meydana gelebilecek acil durumları önceden değerlendirerek, çalışanları ve çalışma çevresini etkilemesi mümkün ve muhtemel acil durumları belirlenmemesi,
* Bu durumların olumsuz etkilerini önleyici ve sınırlandırıcı tedbirlerin alınmaması,
* Ciddi, yakın ve önlenemeyen tehlikenin meydana gelmesi durumunda çalışanların işi bırakarak derhal çalışma yerlerinden ayrılıp güvenli bir yere gidebilmeleri için önceden gerekli düzenlemelerin yapılmayarak, çalışanlara gerekli talimatları verilmemesi.

> 26/e; Bu kanunun 14. Maddesinde iş kazasını veya meslek hastalığını bildirmeyen işveren dışında iş kazasından veya meslek hastalığından haberdar olmasına rağmen Sosyal güvenlik Kurumu’na bildirimde bulunmayan sağlık hizmet sunucuları içinde idari para cezası öngörülmüştür. 14. Madde kapsamında yükümlülüklerin ihlali halinde aşağıdaki idari para cezaları verilebilecektir;
* Bütün iş kazalarının ve meslek hastalıklarının kaydını tutma, gerekli incelemeleri yaparak bunlar ile ilgili raporları düzenleme yükümü ile işyerinde meydana gelen ancak yaralanma veya ölüme neden olmadığı halde işyeri ya da iş ekipmanının zarara uğramasına yol açan veya çalışan, işyeri ya da iş ekipmanını zarara uğratma potansiyeli olan olayları inceleyerek bunlar ile ilgili raporları düzenleme yükümünü ihlal eden işveren hakkında ihlal edilen her bir yükümlülük için bin beş yüz Türk Lirası,
* İş kazaları ve meslek hastalıkları ile ilgili üç iş günü içinde Sosyal Güvenlik Kurumu’na bildirimde bulunma yükümünü ihlal eden işveren hakkında iki bin Türk Lirası,
* Kendilerine intikal eden iş kazalarını veya meslek hastalığı tanılarını on gün içinde Sosyal Güvenlik Kurumu’na bildirmeyen sağlık hizmet sunucuları hakkında ise iki bin Türk Lirası.
> 26/f; Bu kanunun 15. maddesinde düzenlenen sağlık gözetimi ile ilgili yükümlülüklerini ihlal eden işveren hakkında sağlık gözetimine tabi tutmadığı veya sağlık raporu almadığı her bir çalışan için bin Türk lirası idari para cezası tesis edilecektir.
> 26/g; Bu kanunun 16. Maddesine göre; işyerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması ve sürdürülebilmesi amacıyla çalışanları ve çalışan temsilcilerini işyerinin özelliklerini de dikkate alarak bilgilendirmeyen işveren hakkında her bir çalışan için bin Türk lirası idari para cezası tesis edilecektir.

> 26/ğ; Bu kanunun 17. maddesine aykırı şekilde;
* İşe başlamadan önce, çalışma yeri veya iş değişikliğinde, iş ekipmanının değişmesi hâlinde veya yeni teknoloji uygulanması hâlinde, değişen ve ortaya çıkan yeni risklere uygun olarak gerektiğinde ve düzenli aralıklarla çalışanlarına iş sağlığı ve güvenliği eğitimi vermeyen işveren hakkında her bir çalışan için bin Türk lirası idari para cezası tesis edilecektir.
* İş sağlığı ve güvenliği eğitiminin maliyetini işçilerine yansıtan ve/veya eğitimin verildiği süreci çalışma saatlerinden saymayan işveren hakkında da her bir çalışan için bin Türk lirası idari para cezası tesis edilecektir.

> 26/h; Bu kanunun 18. maddesine göre çalışanların görüşlerinin alınmasını ve katılımlarının sağlanmasının öngörüldüğü konularda çalışanlarının görüşünü ve katılımını sağlamayan işveren hakkında her bir aykırılık için bin Türk lirası idari para cezası tesis edilecektir.

> 26/ı; Bu kanunun 20. Maddesi kapsamında;
* Düzenlemeye uygun şekilde çalışan temsilcisi görevlendirmeyen, görevlendirilen çalışan temsilcisinin haklarını kısıtlayan, çalışmaları için gerekli imkanı sağlamayan işveren hakkında bin Türk Lirası idari para cezası tesis edilecektir.
* Tehlike kaynağının yok edilmesi veya tehlikeden kaynaklanan riskin azaltılması için, çalışan temsilcisinin işverene öneride bulunma ve işverenden gerekli tedbirlerin alınmasını isteme hakkını ihlal eden işveren hakkında ise bin beş yüz Türk Lirası idari para cezası tesis edilecektir.

> 26/i; Bu kanunun 22. Maddesindeki düzenlemeye uygun şekilde iş sağlığı ve güvenliği kurulu oluşturmayan, yine bu maddede öngörüldüğü şekilde iş sağlığı ve güvenliği kurulları arasında koordinasyonu sağlamayan işveren hakkında her bir aykırılık için iki bin Türk Lirası idari para cezası tesis edilecektir.

> 26/j; Bu kanunun 23. Maddesinin üçüncü fıkrasında düzenlemeye uygun şekilde birden fazla işyerinin bulunduğu iş merkezleri, iş hanları, sanayi bölgeleri veya siteleri gibi yerlerde iş sağlığı ve güvenliği koordinasyonunu sağlamayan, bildirim veya uyarı yükümünü yerine getirmeyen yönetim hakkında da beş bin Türk Lirası idari para cezası tesis edilecektir.

> 26/k;Bu kanunun 24. Maddesinin ikinci fıkrasındaki düzenlemeye aykırı şekilde iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili konularda ölçüm, inceleme ve araştırma yapılmasına, numune alınmasına veya eğitim kurumları ile ortak sağlık ve güvenlik birimlerinin kontrol ve denetim yapmasına engel olan işveren hakkında beş bin Türk Lirası idari para cezası tesisi edilecektir.

> 26/l; Bu kanunun 25. Maddesindeki düzenlenen yükümlülüklerine aykırı olarak işyerinin bir bölümünde veya tamamında verilen durdurma kararına uymayan ve durdurulan işi yönetmelikte belirtilen şartları yerine getirmeden devam ettiren işverenin fiili başka bir suç oluştursa dahi işveren hakkında on bin Türk Lirası idari para cezası tesis edilecektir.

İşin durdurulması sebebiyle işsiz kalan çalışanlara ücretlerini ödemeyen veya ücretlerinde bir düşüklük olmamak üzere meslek veya durumlarına göre başka bir iş vermeyen işveren hakkında ihlale uğrayan her bir çalışan için bin Türk Lirası, aykırılığın devam ettiği her ay için aynı miktar idari para cezası tesis edilecektir.

> 26/m; Bu kanunun 29. Maddesine uygun şekilde büyük endüstriyel kaza oluşabilecek işyerleri için, işyerlerinin büyüklüğüne göre büyük kaza önleme politika belgesi veya güvenlik raporu hazırlamayan işverene elli bin Türk Lirası, güvenlik raporunu hazırlamasına rağmen Bakanlığın değerlendirmesine sunmadan işyerini faaliyete geçiren, işletilmesine Bakanlıkça izin verilmeyen işyerini açan veya durdurulan işyerinde faaliyete devam eden işveren hakkında seksen bin Türk Lirası idari para cezası tesis edilecektir.

> 26/n; Bu kanunun 30. Maddesine göre iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili çıkarılacak yönetmeliklerde öngörülen yükümlülüklerini yerine getirmeyen işveren hakkında uyulmayan her hükmün tespit edildiği tarihten itibaren aylık bin Türk Lirası idari para cezası tesisi edilecektir.

4. Hüküm Bulunmayan Haller ve Muafiyet: İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 27. Maddesine göre bu kanunda düzenlenmeyen hallerde öncelikle çalışanın tabi olduğu kanun var ise bu kanun hükümleri söz konusu olacaktır. Örneğin Basın İş Kanunu gibi. İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nda düzenlenmeyen ve çalışanın tabi olduğu kanun hükümlerinde yer almayan hallerde 4857 S. İş Kanunu hükümleri uygulanacaktır. Ancak 4857 S. İş Kanununun bu kanuna aykırı olan hükümlerinin artık uygulanması söz konusu değildir.

BEŞİNCİ BÖLÜM

1. Kanun hükümlerine göre işyerine, sarhoş veya uyuşturucu madde almış olarak gelmek ve işyerinde alkollü içki veya uyuşturucu madde kullanmak yasaktır. İşi gereği içki kullanmak zorunda kalanlar yasağın istisnaları arasında yer almıştır. Bu yasağa aykırı hareket ederek alkol veya uyuşturucu madde kullanan işçilerin iş akdi işverence haklı nedenle feshedilebilecektir. Bu hususta kanun koyucu 4857 sayılı yasanın 25. Maddesinde öncekinden daha açık bir düzenlemeye giderek alkol ve uyuşturucu konusunda kararlı olduğunu göstermiştir.

2. Bu kanunla birlikte endüstriyel kazalar oluşabilecek işyerleri için açılmadan önce güvenlik raporu veya büyük kaza önleme politika belgesi alınması zorunluluğu getirilmiştir. Buna göre büyük endüstriyel kaza yaşanma ihtimali olan işyerleri işletmeyi açmadan önce Çalışma Sosyal Güvenlik Bakanlığına hazırladıkları güvenlik raporunu sunacak bakanlığın bu raporu onaylaması neticesinde işyerlerini işletmeye açabilecektir. Hangi işyerlerinin bu raporu hazırlayacağı ileride yönetmelikle belirlenecektir.

3. İş sağlığı ve güvenliği hizmeti sunan kurumlar işlerini gereği gibi yerine getirmediklerinin tespiti halinde kusur durumlarına göre (hafif-orta-ağır) cezalandırılacak ve gerekirse yetki belgeleri bakanlıkça ellerinden alınacaktır.

4. Getirilen önemli yeniliklerden birisi de televizyon kanallarının yayınlarında belli süreyle iş sağlığı ve güvenliği programlarına yer verme zorunluluğu getirilmesidir. Buna göre Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu ile ulusal, bölgesel ve yerel yayın yapan özel televizyon kuruluşları ve radyolar; ayda en az altmış dakika iş sağlığı ve güvenliği, çalışma hayatında kayıt dışılığın önlenmesi, sosyal güvenlik, işçi ve işveren ilişkileri konularında uyarıcı ve eğitici mahiyette yayınlar yapacaktır. Bu yayınlar, asgari otuz dakikası 17:00-22:00 saatleri arasında olmak üzere, 08:00-22:00 saatleri arasında yapılır ve yayınların kopyaları her ay düzenli olarak Radyo ve Televizyon Üst Kuruluna teslim edilecektir. Bu saatler dışında yapılan yayınlar, aylık altmış dakikalık süreye dahil edilmeyecektir. Böylelikle kamuoyunun iş güvenliği konusunda bilinçlenmesi sağlanacaktır.

5. 4857 sayılı iş kanunun iş sağlığı ve güvenliğine dair hükümler kaldırılmış yerine bu kanun hükümleri uygulanacaktır. Henüz kanun yayımlanmayıp yürürlüğe girmediği için daha evvel iş sağlığı güvenliğine dair yönetmelikler yenileri yayımlanıncaya kadar uygulanmaya devam edecektir.

6. Çalışanlar için önceden alınmış sağlık raporları süresi bitinceye kadar bu kanun yürürlüğe girdikten sonra da geçerli olacaktır.

7. İş güvenliği uzmanı bulundurma yükümlülüğü kapsamında geçici olarak 4 yıl süreyle B sınıfı uzmanlar çok tehlikeli sınıftaki işyerlerinde, geçici olarak 3 yıl süreyle de C sınıfı sertifikaya sahip uzmanlar da tehlikeli sınıftaki işyerlerinde görev yapabilecektir. Dolayısıyla A sınıfı sertifikaya sahip olunmasını gerektiren tehlikeli işlerde B sınıfı sertifikaya sahip iş güvenliği uzmanları görev yapabilecektir.

8. Kanun hükümleri geneli itibariyle yayımlandıktan 6 ay sonra yürürlüğe girecek olup iş sağlığı uzmanlarını ilgilendiren kanunun 6, 7 ve 8. Maddeleri 50’den az çalışana sahip işyerleri için tehlikelilik durumuna göre 1 ve 2 yıllık periyotlarda uygulama alanı bulacaktır.
Bu makaleden kısa alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir :

"İş Sağlığı Ve Güvenliği Kanunun Genel Değerlendirmesi" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Mustafa Can Yürük / Eser Rüzgar / Neslihan Parmaksız / Selçuk Alagözyaylası / Şebnem Akkaya Polat'e aittir ve makale, yazarı tarafından Türk Hukuk Sitesi (http://www.turkhukuksitesi.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.

Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.


[Yazıcıya Gönderin] [Bilgisayarınıza İndirin][Arkadaşa Gönderin] [Yazarla İletişim]
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
» Makale Bilgileri
Tarih
29-06-2012 - 11:04
(4320 gün önce)
Makaleyi Düzeltin
Yeni Makale Gönderin!
Değerlendirme
Şu ana dek 10 okuyucu bu makaleyi değerlendirdi : 10 okuyucu (100%) makaleyi yararlı bulurken, 0 okuyucu (0%) yararlı bulmadı.
Okuyucu
11931
Bu Makaleyi Şu An Okuyanlar (1) :  
* Son okunma 7 saat 41 dakika 52 saniye önce.
* Ortalama Günde 2,76 okuyucu.
* Karakter Sayısı : 35972, Kelime Sayısı : 4728, Boyut : 35,13 Kb.
* 10 kez yazdırıldı.
* 6 kez indirildi.
* 1 okur yazarla iletişim kurdu.
* Makale No : 1487
Yorumlar : 0
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
Makalelerde Arayın
» Çok Tartışılan Makaleler
» En Beğenilen Makaleler
» Çok Okunan Makaleler
» En Yeni Makaleler
THS Sunucusu bu sayfayı 0,05910897 saniyede 13 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.