Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Aktif Makale Bireysel Başvuru (Anayasa Şikayeti) İçin Anayasa Mahkemesine Başvurma Ve İzlenecek Usul

Yazan : Av.Gürsel Kasım [Yazarla İletişim]
Avukat

Makale Özeti
23 Eylül 2012 tarihinden itibaren Anayasa Mahkemesine Temel Hak ve Özgürlükler konusunda yapılacak olan Bireysel Başvuru (Anayasa Şikayeti) yargı sistemimiz için yeni bir oluşumdur. Anayasa’mızda güvence altına alınmış temel hak ve özgürlükler belirlidir. Bunlardan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamında yer alan birinin, kamu gücü tarafından ihlal edildiği iddiasıyla herkesin Anayasa Mahkemesi’ne başvurma hakkı olacaktır.Bu nedenle başvuruda izlenmesi gereken usule ilişkin bilgimi paylaşmak istedim. saygılarmla...

BİREYSEL BAŞVURU (ANAYASA ŞİKAYETİ)İÇİN ANAYASA MAHKEMESİNE BAŞVURMA VE İZLENECEK USUL

Anayasamızda 12 Eylül 2010 tarihli referandum sonucunda, 6216 sayılı “Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” ile Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yolu açılmıştır. Bireysel başvuru yolu Anayasamızın 148.maddesinde;

“Herkes, Anayasada güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından, ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurabilir.

Başvuruda bulunabilmek için olağan kanun yollarının tüketilmiş olması şarttır.

Bireysel başvuruda, kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlarda inceleme yapılamaz.

Bireysel başvuruya ilişkin usul ve esaslar kanunla düzenlenir.”

şeklinde yeni bir yapılanma hayata geçirilmiştir. Temel hak ve özgürlüklerin korunmasında Anayasa Mahkemesi önemli bir görev üstlenmiştir, bireysel başvuru taleplerini karara bağlamak. Bireysel başvuruya ilişkin hükümlerinin yürürlük tarihi ise 23 Eylül 2012’dir.
Bireysel başvuru için,
-Bir temel anayasal hakkın ihlali olmalıdır
-Başvuranın Hukuki yararı bulunmalıdır.
Başvuruda bulunabilmek için olağan kanun yollarının tüketilmiş olması gerekmektedir. Ayrıca ihlal edildiği iddia edilen hakkın hem Anayasa’da, hem de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde yer alması gereklidir.
Anayasa Mahkemesine başvuru hakkı, bireyin hak ve özgürlükleri bakımından ek bir güvence sağlayan ve birçok devlet tarafından kabul edilen bir yoldur. Öte yandan yeni bir iç yargı yolunun kurulmasıyla, amaçlandığı gibi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvuruların sayısında da önemli bir azalma olabilecek midir ? Bunu ancak yaşayarak göreceğiz.
Bireysel başvuru için ilk koşul başvurucunun, Avrupa İnsan Hakları sözleşmesi çerçevesinde korunan Anayasal hakkının bir kamu gücü tarafından ihlal edildiği iddiası olmalıdır. Bilindiği üzere Yasama, yürütmenin idari işlemleri ve yargının kararları kamusal işlemlerdir. Bireysel başvurunun konusu; kamu gücü davranışının, bir eylem ya da işlem için olumlu bir sonucu olabileceği gibi, yapılması gereken bir işlem ya da eylemin yapılmaması halinde olumsuz sonucuda olacaktır.
Bireysel başvuruya konu olabilecek işlemler, bireyler bakımından bağlayıcı ve emredici kamu gücü işlemleridir. Bu nedenle; Bağlayıcı olmayan işlemler, genel konular, kurum içi görüş açıklamaları, bilirkişi raporları, öneri ya da tavsiyeler, bildirimler v.b konular kural olarak bireysel başvuruya konu edilemezler. diğer yandan; Anayasa Mahkemesi kararları ile Anayasanın yargı denetimi dışında bıraktığı işlemler bireysel başvurunun konusu olamazlar.(m.45/III) 6216 sayılı Yasanın 45/II.maddesi gereğince Yasama işlemleri ile düzenleyici idarî işlemler aleyhine doğrudan Bireysel başvuru yapılamaz. Yasa bu işlemleri kapsam dışı bırakmıştır.
Bireysel başvuruya konu olan İhlale yol açan işlem,eylem ve ihmalin ; güncel olması, kişisel bir hakla ilgili olması ve ihlalden doğrudan etkilenenler tarafından yapılması yasal şartlardandır. (m. 46/1)
Başvurulan konuda Hukuki yarar olmalıdır.Hukuki yararın varlığı yalnızca başvuru anında değil, AYM tarafından kararın verildiği tarihte de aranır.
Bir kamu işleminde Anayasaya aykırılığın tespitindeki kamusal yarar, bu açıdan yeterli kabul edilemez. Dolayısıyla davacının başvuru konusu ettiği idari işlem sonradan ortadan kaldırılmışsa o zaman yasanın aradığı güncel ve doğrudan bir yarar unsurunun varlığı söz konusu olamaz.
Bireysel başvuru yoluna başvurulmadan önce ihlale neden olduğu ileri sürülen işlem, eylem ya da ihmal için; Kanunda öngörülmüş idarî ve yargısal başvuru yollarının tamamının tüketilmesi zorunludur. (m. 45/II)
Bu hakkın kapsamına giren işlemler, ya idarenin bireysel işlemleri, ya da yargı kararlarıdır. Hatta bireysel başvuru hakkı, mahiyeti gereği, daha çok yargı kararları bakımından söz konusu olabilir. Çünkü bireysel idari işlemler , Yasama işlemleri ve idarenin düzenleyici işlemleri bireysel başvuru hakkının kapsamı dışında olduğuna göre;bir hakkının ihlal edilmiş olduğunu düşünen bireyler, normal olarak, bu işleme karşı idarî yargı yoluna başvuracak, dolayısıyla bireysel başvurunun konusu,netice itibariyle gene bir yargı kararı olacaktır. Elbette, şu veya bu nedenle idari yargı yoluna başvurulmamış olması sebebiyle kesinleşmiş olan idarî işlemler de, bireysel başvuru hakkının kapsamı içinde olmalıdır. Bu konunun Anayasa Mahkemesinin uygulamaları ile daha da netlik kazanacağını düşünüyorum.

SÜRE
Bireysel başvurunun, kanunlarda zorunlu idari ya da yargısal başvuru yolu öngörülen işlem veya kararlar için, başvuru yollarının tüketildiği tarihten; başvuru yolu öngörülmemişse ihlâlin öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılması gerekir. (m. 47)
Daha açık anlatımla, bu süreler başvuru konusu kamu işlemi için tebligat yapılması gerekiyorsa o tarihten ya da tefhim edilmişse tefhim tarihinden başlar.Tebliğ ya da tefhim söz konusu değilse, bu durumun başvuran tarafından öğrenildiği tarihten itibaren başlar. Eğer başvurucuya kamu otoritelerince söz konusu kararın tümü verilmemişse, başvurucunun bu konudaki talebiyle birlikte sürenin kesildiğinin kabul edilmesi yerinde olur.
Haklı bir mazereti nedeniyle süresi içinde başvuruda bulunulmamış ise,mazeretin kalktığı tarihten itibaren onbeş gün içinde ve kanunda öngörülmüş mazeretlerini belgeleyen delillerle birlikte başvurabilir. Bu takdirde Mahkeme, öncelikle başvurucunun mazeretinin geçerli görülüp görülmediğini inceleyerek talebi kabul veya reddeder.
HARÇ
Bireysel başvuru harca tâbidir.
Bu harcın miktarı 492 sayılı Harçlar Kanununun 5/A maddesi gereğince 150 TL’dir.
Bireysel başvuruların harca tabi tutulmasının nedeni, Mahkemenin büyük iş yükü ile karşılaşması neticesinde amacını yitirmesi endişesidir.Ancak, bu harcı karşılamaya gücü olmayanların hukukumuzda tanınmış bulunan adli yardım kurumundan yararlanma imkanları her zaman mevcuttur.
DAVA EHLİYETİ
Gerçek ve tüzel kişilerin bireysel başvuru dava ehliyetleri tanınmıştır. Kamu tüzelkişileri bireysel başvuru yapamaz.(m.46/II)
Yalnızca Türk vatandaşlarına tanınan haklarla ilgili olarak yabancıların bireysel başvuru yapabilmeleri imkânı yoktur. (m.46/III)
Özel hukuk tüzel kişileri yalnızca tüzel kişiliğe ait haklarının ihlâl edildiği gerekçesiyle bireysel başvuruda bulunabilir. (m. 46/I)

BAŞVURU
Bireysel başvuruların Mahkemeye yazılı olarak yapılması gerekir.
Başvuruların Kanunda belirlenen ve İçtüzükte gösterilecek olan şartlara uygun olarak, doğrudan doğruya Anayasa Mahkemesine yapılabileceği gibi; diğer mahkemeler yoluyla ya da yurt dışı temsilcilikler vasıtasıyla da başvurularını Anayasa Mahkemesine ulaştırılabilecektir.
İçtüzükte düzenleme yapıldığı taktir de fax ya da elektronik posta yoluyla başvuruların alınabileceği yasada açıklanmıştır.(m. 47/I) Ancak, anılan düzenleme yapılıncaya kadar, başvurular Anayasa mahkemesine Yasada belirtilen ve yukarıda açıklanan şekilde yapılacaktır.

Başvuru dilekçesinde yer alması gerekli koşullar

Başvurucunun ve varsa temsilcisinin kimlik ve adres bilgileri ile İşlem, eylem ya da ihmal nedeniyle ihlal edildiği ileri sürülen temel hak ve özgürlük dilekçede açıkça belirtilmelidir.
Dayanılan Anayasa hükümleri ve ihlâl iddiasının gerekçeleri, Olağan kanun yollarının tüketilmesine ilişkin aşamalar açıklandıktan sonra, Buna ilişkin nihai (son)işlemin veya kararın tebliğ tarihi de dilekçe de yer almalıdır. Ayrıca dayanılan deliller ile varsa uğranılan zararın miktarı da dilekçe de açıklanmalıdır.
BAŞVURUSIRASINDA HANGİ BELGELER GEREKLİDİR
İhlâle neden olduğu ileri sürülen işlem veya kararların aslı ya da örneği, başvuru harcının ödendiğine dair belge, avukat tarafından temsil ediliyorsa, vekâletname yer almalıdır.
BAŞVURUSIRASINDA BELGELERDE EKSİKLİK OLMASI HALİ
Başvurucunun dilekçesi ve eklerinde herhangi bir eksiklik tespit edildiği taktirde;
AYM yazı işleri Müdürlüğü tarafından, eksikliğin giderilmesi için başvurucu veya varsa vekiline yirmi günü geçmemek üzere bir süre verilir. Bu bildirimde ayrıca geçerli bir mazereti olmaksızın, yirmi günlük sürede eksikliğin tamamlanmaması durumunda, başvurunun reddine karar verileceği ihtarının da yapılması gerekmektedir.

ANAYASAMAHKEMESİNİN İNCELEME SÜRECİ
Başvurunun Kabul edilebilirlik incelenmesi komisyonlar tarafından yapılacaktır. Komisyonlarca öncelikle kişi, konu ve yöntem açısından,başvuru koşullarının bulunup bulunmadığı hususlarını inceledikten sonra, başvuru hakkında kabul edilebilirlik ya da kabul edilemezlik kararını verecektir.
KABULEDİLMEZLİK KARARI
Başvuru dilekçesinin gerekli şekli koşulları taşımadığı veya Mahkeme tarafından verilen ek sürede bu eksikliklerinin giderilmediği takdirde başvuru hakkında kabul edilemezlik kararı verilecektir.
Kabul edilemezlik kararı verilmesinin bir diğer nedeni yasanın 48/II maddesinde belirtilmiştir:
Anayasanın uygulanması ve yorumlanması veya temel hakların kapsamının ve sınırlarının belirlenmesi açısından önem taşımayan ve başvurucunun önemli bir zarara uğramadığı başvurular ile açıkça dayanaktan yoksun başvuruların kabul edilemezliğine karar verilebilir.
Başvurucunun dilekçesini hazırlarken, delillerini sunarken son derece dikkatli ve titiz bir hazırlık yapması gerekmektedir Özellikle mahkeme kararlarına karşı yapılan başvurularda, başvuruya konu kararın yalnızca belirli bir hukuksal normu ihlal etmekle kalmadığını,aynı zamanda AİHS'de güvence altına alınmış bir Anayasal hakkını ihlal ettiğini açıkça belirterek gerekçelerini de göstermek zorundadır.
KOMİSYON
Komisyonlar oyçokluğu ile kabul edilebilirlik kararı verebilirler. Ancak; Kabul edilmezlik kararı için oybirliği gerekmektedir. Oybirliği sağlanamazsa dosya doğrudan ilgili bölüme havale edilecek ve ilgili bölüm tarafından karar verilecektir. (m. 48/III)
Komisyonlarca ya da komisyonda oybirliği sağlanamaması nedeniyle bölümce verilen kabul edilemezlik kararları kesindir. (m. 48/IV)
İNCELEME ŞEKLİ
Bölümler, bireysel başvuruları incelerken öncelikle Mahkemenin Kuruluş Yasası’nda ve İçtüzüğündeki kurallara uymak zorundadır. Bunlarda hüküm bulunmayan konularda ilgili usûl kanunlarının bireysel başvurunun niteliğine uygun hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. (m. 49/VII)
İncelemenin dosya üzerinden yapılması ilke olarak benimsenmiştir. Ancak, Mahkemenin gerekli görmesi hâlinde duruşma kararı verebilmesine de yasa koyucu olanak tanımıştır.
Bölümler bireysel başvuruları incelerken, bir temel hakkın ihlal edilip edilmediğine yönelik her türlü araştırma ve incelemeyi yapabilirler. Gerekli görülen bilgi, belge ve deliller ilgiliden istenebilir.
Bireysel başvurunun kabul edilebilirliğine karar verilmesi hâlinde, başvurunun bir örneği Adalet Bakanlığına bildirilir. Bakanlık gerekli gördüğü başvurulara ilişkin olarak açıklama gönderebilir.
GEÇİCİ TEDBİR
Bireysel başvurunun konusu kesinleşmiş karar ve işlemlerdir. Sonuçlanana kadar temel hak ve özgürlükler konusunda sonuç doğurmaz.Bu sırada kaybedilecek hakların önlenmesi gerekebilir.Kamu gücü işlem ve kararı nedeniyle ortaya çıkabilecek ağır zararları ve AYM kararlarının işlevsiz kalmasını önlemek için bireysel başvuruda geçici tedbire hükmedilebilir. Mahkemece hükmolunabilecek tedbirler özellikle, başvurucunun temel bir hakkının korunması bakımından zorunluluk olması hâlinde söz konusu olacaktır.
Kanun, tedbir kararı verme yetkisini bölümlere vermiştir.
TEDBİR KARARININ HUKUKİ NİTELİĞİ
Bölümler, esas inceleme aşamasında, başvurucunun temel haklarının korunması için zorunlu gördükleri tedbirlere resen veya başvurucunun talebi üzerine karar verebilir.
Tedbire karar verilmesi hâlinde, esas hakkındaki kararın en geç altı ay içinde verilmesi gerekir.Aksi takdirde tedbir kararı kendiliğinden ortadan kalkar. (m. 49/V)
Yasa koyucu tedbir konusunu Mahkemenin takdirine bırakmıştır. Uygulamada takdir hakkının sınırlarının neler olabileceği, ancak Anayasa mahkemesinin kararları ile ortaya çıkacaktır.Yasanın amacı, yetkinin başvurucunun temel hak ve özgürlüklerinin korunmasının zorunlu olduğu haller de istisnai olarak uygulanmasıdır. Mahkeme, geçici olarak bir tedbire hükmederken, başvurucunun karşı karşıya kaldığı temel hak ihlali nedeniyle, içinde bulunduğu şartların ağırlığı ve zorlayıcılığı ile hükmolunacak geçici tedbir kararının sonuçlarını değerlendirmek durumundadır.Karşılaştırma konusu yapılacak unsurlar, bireysel başvurunun durumu, süreci ve bireysel başvurunun öngörülebilir sonucu mudur? Bunu öğrenmek için Anayasa Mahkemesinin faaliyete başlayacağı 2012 yılının Eylül ayını, hatta 2013 yılını beklememiz gerekecektir.
ESAS HAKKINDA İNCELEME- KAPSAMI VE SONUÇLARI
Komisyonlar ya da belirli koşullar altında bölümlerce kabul edilebilirliğine karar verilen bireysel başvuruların esas incelemesi bölümler tarafından yapılacaktır.
Bölümler tarafından yapılacak inceleme; başvuruya konu edilen kamu işleminde bir temel hakkın ihlal edilip edilmediği ,ihlal varsa ise;ihlalin nasıl ortadan kaldırılacağının belirlenmesi ile sınırlı olarak karar verilmesi olmalıdır. Ayrıca Bireysel başvurudan feragat mümkün olduğundan başvurucunun davadan feragati hâlinde,düşme kararı verilir.
Kabul edilebilirlik kararı üzerine bölümlere intikal ettirilen başvurulara ilişkin olarak bölümlerin temel olarak iki yönde karar alınması mümkündür; Hak ihlali olduğu ya da olmadığına karar vermek.
Kamu işleminde hak ihlali bulunmadığı yönündeki karar, niteliği açısından bu işlemin Anayasa’ya ve yasalara uygun olduğunun tespitine ilişkindir.
Yine, yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hallerde Anayasa Mahkemesi başvurucu lehine doğrudan tazminata hükmedilebileceği gibi bu konuda başvurucuya genel mahkemelerde dava açması yolunu da gösterilebilir.
Bir temel hakkın ihlal edildiğinin tespiti yönünde bir kararın verilmesi halinde ise; yeni bir durum ortaya çıkmaktadır. Bu takdirde Mahkemece ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gereken işleme karar vermesi zorunludur.
Burada söz konusu ihlalin,bir Mahkeme kararından kaynaklanması durumunda, öncelikle Mahkemenin bu ihlalin ortadan kaldırılması için, yeni bir yargılamaya gereksinim bulunup bulunmadığı konusunda, değerlendirme yapması gerekmektedir. Yargılamanın yenilenmesinde hukuksal açıdan bir yarar olmaması halinde ise; Anayasa Mahkemesi başvuruyu haklı bulup bir ihlal tespit etmesine rağmen, bazı durumlarda ihlalin niteliği nedeniyle bunun giderilmesi yeni bir yargılama yapılmasına gerek olmayabilir.Bu takdirde, Mahkeme doğrudan başvurucu lehine tazminata hükmedebilecektir.Örneğin yargılama süresinin uzunluğu nedeniyle (Adil yargılanma) davaları,ihlalin giderilmesi bakımından yargılamanın yenilenmesinde hukuki yarar olmayan dava türlerindendir.
İhlalin ortadan kaldırılması için yeni bir yargılama gerekli ise; bu takdirde ihlalin ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ihlale neden olan işlemi yapan mahkemeye yargılamanın yenilenmesi için gönderilir.
Bu karar doğrultusunda yeniden yargılama yapmakla yükümlü olan mahkemenin, Anayasa Mahkemesinin ihlâl kararında tespit ettiği ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak nitelikte bir karar oluşturması gerekmektedir. Bu karar bütün diğer mahkemeler açısından bağlayıcı olduğundan yargı mercilerinin verilen karara direnmesi ya da aksi yönde karar vermesi düşünülemez.
Bu kurala aykırı hareket edilmesi, yani Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı görüşe uygun karar verilmemesi hali, her şeyden önce yeni bir temel hak ihlali oluşturacağından, başvurucunun tekrar Anayasa Mahkemesine başvurabilmesi mümkündür.
KARAR TEBLİĞİ
Bölümlerin esas hakkındaki kararlarının gerekçeleriyle birlikte başvurucuya ve temel hak ihlaline neden olan adli ya da idari organa tebliğ edilir. Ayrıca kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına gönderilmesi de gerekmektedir. Yine ihlal kararlarının tümü Mahkemenin internet sayfasında, İçtüzükte belirlenen nitelikteki kararlar ise Resmi Gazete’de yayımlanacaktır.
İÇTİHAT YÖNÜ
Bireysel başvurular nedeniyle farklı komisyonlarca verilen kabul edilemezlik içtihatları ile bölümler tarafından verilen ihlal ya da red kararları arasında süreç içinde uyumsuzlukların olması mümkündür. Yasa bu konudaki içtihat farklılıkların giderilmesi açısından, komisyonlar arasındaki içtihat farklılıkları, bağlı oldukları bölümler; bölümler arasındaki içtihat farklılıkları ise Genel Kurul tarafından karara bağlanacağı yasada hüküm altına alınmıştır. Ancak Yasada sorunun ele alınış, görüşme ve karar aşamaları konusunda ayrıntılı düzenleme yapılmamıştır.
HAKKIN KÖTÜYE KULLANILMASI
Bireysel başvuru yargımızda yeni bir oluşumdur. Halkımızın yeni ümit kapısıdır. Biz hukukçularda çok şey bekliyoruz. Vatandaşlarımız,yargıdaki davaların uzun sürmesi nedeniyle sıkça hak kaybına uğramaktadırlar. Anayasa mahkemesine başvuruda hakkın kötüye kullanılmasını önlemek amacıyla yasa koyucu 51.maddeyi düzenlemiştir.
Yasa’nın 51.maddesindebireysel başvuru hakkını açıkça kötüye kullandığı tespit edilen başvurucular aleyhine, yargılama giderlerinin dışında, ayrıca ikibin Türk lirasından fazla olmamak üzere disiplin para cezasına hükmedilebileceği kuralı getirilmiştir. Bu şekilde verilecek olan disiplin para cezası hükmedildiği anda kesin, itirazı kabil olmayan ve amme alacaklarının tahsili hakkında ki kanuna göre tahsil edilecektir. Bireysel başvuru hakkının etkili bir iç hukuk yolu sayılması için, AYM’nin makul bir süre içinde karar vermesi, AİHM kararlarındaki ilkeleri göz önünde bulundurması önem taşıyor.

Bireysel başvurunun, kamu gücü tarafından yapılan insan hakları ve özgürlükleri ihlallerinin “olay bazında belirlenmesi, ihlal edilen hakkın onarılması için gerekli önlemlerin alınması”, bu suretle ülkemiz aleyhine açılacak davaların azaltılması ve iç hukuk yollarının bu şekilde tüketileceği ve halkımıza hızlı ve adil bir hukuk sistemi için ümit olmasını dilerim.
Bu makaleden kısa alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir :

"Bireysel Başvuru (Anayasa Şikayeti) İçin Anayasa Mahkemesine Başvurma Ve İzlenecek Usul" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Av.Gürsel Kasım'e aittir ve makale, yazarı tarafından Türk Hukuk Sitesi (http://www.turkhukuksitesi.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.

Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.


[Yazıcıya Gönderin] [Bilgisayarınıza İndirin][Arkadaşa Gönderin] [Yazarla İletişim]
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
» Makale Bilgileri
Tarih
27-04-2012 - 18:01
(4383 gün önce)
Makaleyi Düzeltin
Yeni Makale Gönderin!
Değerlendirme
Şu ana dek 7 okuyucu bu makaleyi değerlendirdi : 7 okuyucu (100%) makaleyi yararlı bulurken, 0 okuyucu (0%) yararlı bulmadı.
Okuyucu
13236
Bu Makaleyi Şu An Okuyanlar (1) :  
* Son okunma 9 saat 44 dakika 21 saniye önce.
* Ortalama Günde 3,02 okuyucu.
* Karakter Sayısı : 17980, Kelime Sayısı : 2078, Boyut : 17,56 Kb.
* 8 kez yazdırıldı.
* 7 kez indirildi.
* 12 okur yazarla iletişim kurdu.
* Makale No : 1460
Yorumlar : 0
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
Makalelerde Arayın
» Çok Tartışılan Makaleler
» En Beğenilen Makaleler
» Çok Okunan Makaleler
» En Yeni Makaleler
THS Sunucusu bu sayfayı 0,06424093 saniyede 13 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.