Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Aktif Makale Malpraktis Ve Hekimin Hukuki Sorumluluğu

Yazan : Cüneyd Altıparmak [Yazarla İletişim]
Hukukçu

Makale Özeti
MALPRAKTİS VE HEKİMİN HUKUKİ SORUMLULUĞU KONUSUNDA KARAR İNCELEMESİ YAPILMIŞTIR.
Yazarın Notu
KLİNİK TIP AİLE HEKİMLİĞİ DERGİSİNİN MART/NİSAN 2010 SAYISININ 20-22 SAYFALARI ARASINDA YAYIMLANMIŞTIR.

BU MAKALE, DAHA ÖNCE KLİNİK TIP AİLE HEKİMLİĞİ DERGİSİNİN MART/NİSAN 2010 SAYISININ 20-22 SAYFALARI ARASINDA YAYIMLANMIŞTIR.

MALPRAKTİS ve DOĞAN SORUMULULUK - I
(Karar Tahlili, Hukuki Sorumluluk)

Cüneyd Altıparmak *

Genel Olarak
Hekimin mesleğini icra ederken, mesleğinin gereklerini yerine getirmeyerek neden olduğu tüm tıbbı müdahale hatalarına verilen genel isim olarak ifade edile bilen bir kavramdır. Bu kavram, hukukumuz genişçe yer almaktadır. Malpraktis kavramanın bir makalede başlı başına incelenmesi ve ifade edilmesi pek mümkün değildir, zira yazının hacminin geniş olması söz konusu olacaktır. Bu yüzdendir ki; yaklaşık beş yazıdan oluşacak bir seri ile, hekimin uygulama hatalarından doğacak cezai, idari ve hukuki sorumluluğunu ele almaya çalışacağız. Bunu yaparken de hukuki anlamda akademik bir üslup yerine; okuyucu kitlesinin anlayacağı bir anlatım biçimi tercihimiz olacaktır. Genellikle yüksek yargı organlarının (Yargıtay, Danıştay) kararları ışığında belirli olaylardan hareketle, örneklerle konuyu izaha çalışacağız.
Bu yazımızda sizinle Yargıtay’ın bir kararı üzerinden hekimin hukuki sorumluluğu konusuna giriş yapmak istiyoruz.

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi Kararı
(Esas No. 2007/14545 Karar No. 2008/3803, 18.03.2008)

“Davacılar murislerinin 15.03.2006 tarihinde genel cerrah olan davalı Doktor tarafından, diğer davalıya ait hastanede laproskopik safra kesesi ameliyatı olduğunu, hatalı ameliyat ve sonrasında gerekli tedavi ve bakımın yapılmaması sebebi ile 03.04.2006 tarihinde vefat ettiğini, murislerinin basit bir ameliyat sonrası ölmesi nedeniyle duydukları üzüntü karşılığı her biri için ayrı ayrı 25.000,00.-TL. manevi tazminatın olay tarihinden yasal faizi ile davalılardan alınmasını istemişlerdir…..Mahkemece, Adli Tıp Raporu gereğince davalıların kusurlu olduğu kabul edilerek davanın kısmen kabulüne her bir davacı için 1.000,00.TL. manevi tazminatın davalılardan alınmasına, ıslahla maddi tazminat istenemeyeceğinden bu talebin reddine karar verilmiş, hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. Davacılar, davalı hastanede diğer davalı doktor tarafından gerçekleştirilen hatalı ameliyat nedeniyle murislerinin öldüğünü ileri sürerek, duydukları üzüntüler nedeniyle manevi tazminat talebinde bulmuşlardır.
Uyuşmazlık, uygulanan tedavi ve ameliyatta davalı doktorun herhangi bir kusurunun bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır…Davalının vekalet sözleşmesinden kaynaklanan özen borcuna aykırılık olgusuna dayanmaktadır. (Borçlar Kanunu: m.386, 390). Vekil, iş görürken yöneldiği sonucun elde edilmemesinden değil de bu sonuca ulaşmak için yaptığı uğraşların özenle görülmemesinden sorumludur. Vekilin sorumluluğu, genel olarak işçinin sorumluluğuna ilişkin kurallara bağlıdır (Borçlar Kanunu m.390/11) vekil, işçi gibi özenle davranmak zorunda olup, hafif kusurundan bile sorumludur.
…Doktorun meslek alanı içinde olan bütün kusurları ( hafif de olsa ) sorumluluğun unsuru olarak kabul edilmelidir. Doktor, hastanın zarar görmemesi için yalnız mesleki değil, genel hayat tecrübelerine göre herkese yüklenebilecek dikkat ve özeni göstermek, tıbbi çalışmalarda bulunurken bazı mesleki şartları yerine getirmek, hastanın durumuna değer vermek, tıp bilimini kurallarına gözetip uygulamak, tedaviyi her türlü ihtiyat tedbirlerin alarak yapmak zorundadır.
Doktor, ufak bir tereddüt gösteren durumlarda bu tereddüdü ortadan kaldıracak araştırmalar yapmak ve koruyucu tedbirler almakla yükümlüdür. Çeşitli tedavi yöntemleri arasında seçim yaparken hastanın özelliklerini göz önünde tutmalı onu gereksiz risk altına sokmamalı, en emin yolu tercih etmelidir. Müvekkil durumundaki hasta, doktor olan vekilden, titiz, dikkatli ve özenli davranılmasını beklemekte haklıdır. Özen göstermeyen bir vekil, Borçlar Kanunu m.394/1 uyarınca vekaleti gereği gibi ifa etmemiş sayılmalıdır.
Somut olayda, davacılar murisinin davalı şirkete ait hastanede diğer davalı doktor tarafından safra kesesi ameliyatı olduğu, ameliyat sonrası tam olarak sağlığına kavuşamaması nedeniyle başka hastanelerde müdahalelerde bulunulduğu ve 03.06.2006 tarihinde vefat ettiği dosya kapsamında anlaşılmaktadır. Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu’nun 20.12.2006 tarihli raporunda sonuç olarak “Rıfat Servi’nin 15.03.2006 tarihinde doktor Yunus tarafından yapılan laproskopik kolesistektomi ameliyatı sırasında mide ön ve orta yüzde perforasyon, ileumda seroza yaralanması koledok tam kesisi meydana gelmesinin tıp kurallarına uygun olmadığı oybirliği ile müteala olunur”, denilmiş, mahkemece de bu rapora itibar edilerek hüküm kurulmuş ise de anılan rapor, hastaya yapılan tedavi ve uygulanan ameliyat nedeniyle gerekli özenin gösterilip gösterilmediği, bu tip komplikasyonlara hangi sıklıkta ve ne gibi durumlarda rastlandığı, doğabilecek komplikasyonlara karşı hastanın bilgilendirilip bilgilendirilmediği, tedavi ve ameliyatta herhangi bir hata, ihmal olup olmadığı konularında açıklama içermediğinden, olayda davalıların kusurlu olup olmadığının tespitine yeterli değildir. Bu rapora dayanılarak hüküm kurulamaz. O halde mahkemece, hastanın gerek davalı hastanede gerekse sonradan götürüldüğü diğer hastanelerde yapılan ameliyat ve tedavilerine ilişkin tüm bilgiler, ameliyat ve tabela kağıtları, varsa çekilen filmler, sonografik inceleme raporları, epikriz ve Adli Tıp Raporu birlikte gönderilip, üniversite öğretim üyelerinden oluşturulacak, genel cerrahi konusunda uzman, akademik kariyere sahip üç kişilik bilirkişi kurulundan, davacıların murisine uygulanan tedavi ve ameliyatta davalı doktora atfı kabil bir kusur olup olmadığı konusunda, nedenlerini açıklayıcı, taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak, davalı doktorun az yukarda açıklanan ilke ve esaslara göre kusurlu olup olmadığı belirlenmeli, sonucuna göre karar verilmelidir.”

Hasta - Hekim İlişkisi

Kararda da açıkça belirtildiği üzere hukuki tazminat davalarında; mahkemelerin hasta-hekim ilişkisine bakış açısının dayanağı vekil-müvekkil ilişkisi çerçevesindedir. Bu ilişki Borçlar Kanunundan kaynaklanır ve vekile yani hekime bazı yükümlülükler getirir. Bunları kabaca şöyle sıralamamız mümkünüdür:
1. Hekim, müvekkili olan hastanın gereklerine göre hizmetini ifa etmekle yükümlüdür.
2. Bunun karşılığında bir bedel almaktadır
3. Hekim bir meslek mensubu olduğu için hasta ile arasındaki ilişkinin yani vekil müvekkil ilişkisinin doğması için hekimin hastaya bakmak durumunda kalması yeterlidir.
4. Hasta hekim ilişkisinde çoğu zaman işin boyutunun çizilmesi önceden mümkün olmadığı için vekalet ilişkisinin boyutu “işin mahiyetine” göre tayin edilecektir. Burada mahkeme “bu husus doktorun alanına girebilir bir mahiyette midir, değil midir?” şeklinde soru soracaktır.
5. Hekim “işin mahiyeti” yani “hastalığın gerektirdiği” tüm müdahaleyi yapmak ve bilgi ve tecrübesine göre elinden geleni ortaya koymak zorunda, görevini iyi suretle ifa etmek ile yükümlüdür.
6. Vekil, müvekkilin hatalı tutumundan dolayı sorumlu tutulamaz.
Hekimin Sorumluluğunun Sınırı

Hekim, iş görürken yöneldiği sonucun elde edilmemesinden değil de bu sonuca ulaşmak için yaptığı uğraşların özenle görülmemesinden sorumludur. Yani hekimin sorumluluğu istediği sonucu elde edip etmemesinden çok, elde ederken izlediği yolun/metodun doğru olup olmadığı ve öngörebilirliği ile ölçülecektir. Zira, elinden gelen tüm müdahale ve tedaviyi yapan hekimin; hastasının ölmesi kendisini kusurlu kılmayacakken; anında müdahale edilmesi gereken bir olayda ağır davranıp yada bilgi birikimi azlığı ile neticeyi öngörmeyerek, hastanın sakat kalmasına sebep olan doktor sorumluluk altına girecektir
Hekimlik bir meslek olduğu için, belirli bir asgari bilginin varlığını zaruri kılar ve hukuk bu kimselerden asgari düzeyde bir bilgi yükü bekler. Bu nedenle hekim meslek alanı içinde olan hafif kusurları başta olmak üzere bütün kusurlarından sorumludur. Hekim, hastanın zarar görmemesi için yalnız mesleki değil, genel yaşam deneyimine göre herkese yüklenebilecek dikkat ve özeni göstermek, tıbbı müdahalelerde asgari şartları yerine getirmek, hastanın durumunu değerlendirmek, tıbbın kurallarını gözetip uygulamak, tedaviyi her türlü ihtiyat önlemlerini alarak yapmak zorundadır.
Hekim, küçük bir tereddüt baş gösteren durumlarda bu şüpheyi ortadan kaldıracak iş ve işlemleri yapmak ve koruyucu önlemler almakla yükümlüdür. Çeşitli tedavi yöntemleri arasında seçim yaparken hastanın özelliklerini göz önünde tutmak, gereksiz risk almamak, en güvenilir metodu tercih etmek durumundadır.,
Hekim, hastayı aydınlattıktan sonra, hastanın bilerek yapacağı ve hekimin direktiflerine aykırı iş ve işlemlerden sorumlu tutulamaz

Kaynakça
v Yargıtay 13. Hukuk Dairesi, Esas No. 2007/14545 Karar No. 2008/3803, 18.03.2008 Kararı (Mevdata Mevzuat Programı)
v Hancı, İ.Hamit, Malpraktis: Tıbbi Girişimler Nedeniyle Hekimin Ceza Ve Tazminat Sorumluluğu, Seçkin Yayınevi, Ankara, 2002
v Barker, Tom, The Medical Malpractice, The University Chicago Pres, USA, 2005



* Avukat,
soru ve görüşleriniz için: cuneydaltiparmak@yahoo.com
Bu makaleden kısa alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir :

"Malpraktis Ve Hekimin Hukuki Sorumluluğu" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Cüneyd Altıparmak'e aittir ve makale, yazarı tarafından Türk Hukuk Sitesi (http://www.turkhukuksitesi.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.

Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.


[Yazıcıya Gönderin] [Bilgisayarınıza İndirin][Arkadaşa Gönderin] [Yazarla İletişim]
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
» Makale Bilgileri
Tarih
11-05-2010 - 17:03
(5096 gün önce)
Yeni Makale Gönderin!
Değerlendirme
Şu ana dek 8 okuyucu bu makaleyi değerlendirdi : 5 okuyucu (63%) makaleyi yararlı bulurken, 3 okuyucu (37%) yararlı bulmadı.
Okuyucu
6595
Bu Makaleyi Şu An Okuyanlar (1) :  
* Son okunma 1 gün 4 saat 26 dakika 37 saniye önce.
* Ortalama Günde 1,29 okuyucu.
* Karakter Sayısı : 13142, Kelime Sayısı : 1248, Boyut : 12,83 Kb.
* 5 kez yazdırıldı.
* 4 kez indirildi.
* 1 okur yazarla iletişim kurdu.
* Makale No : 1203
Yorumlar : 0
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
Makalelerde Arayın
» Çok Tartışılan Makaleler
» En Beğenilen Makaleler
» Çok Okunan Makaleler
» En Yeni Makaleler
THS Sunucusu bu sayfayı 0,05988193 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.