Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Aktif Makale 5941 Sayılı Yeni Çek Kanunu - Cumhuriyet Savcılarını İlgilendiren Boyutu

Yazan : Doğan Gedik [Yazarla İletişim]
Üsküdar Cumhuriyet Savcısı

Makale Özeti
Bu çalışma,5941 sayılı Çek Kanunu'nun yayımlanması üzerine Üsküdar C.Başsavcılığında Cumhuriyet Savcılarının katılımıyla düzenlenen toplantıya sunulan metin olup konu yüzeysel açıdan ve Cumhuriyet Savcılarını ilgilendiren boyutu itibariyle ele alınmıştır.

5941 SAYILI YENİ ÇEK KANUNU

I- 5941 SAYILI KANUN İLE 3167 SAYILI KANUN İLGA EDİLMİŞTİR
20.12.2009 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5941 sayılı Yeni Çek Kanunu, 1985 yılında yürürlüğe giren 3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanun ile 4814 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanunu yürürlükten kaldırmış ve çeklerle ilgili yeni düzenlemelerde bulunmuştur.

II- TACİR, ANCAK TACİR ÇEKİNİ DÜZENLEYEBİLİR
5941 sayılı Kanun, etkisi sadece 5941 sayılı Kanun ile sınırlı olmak üzere tacir çeki tacir olmayan çeki ayrımı yapmış ve ”tacir çeki” adı altında yeni bir çek çeşidi ihdas etmiştir. Kanuna göre, kişinin bir ticari ilişki çerçevesinde ve tacir sıfatıyla düzenleyeceği çekin münhasıran tacir kişiye özgü çek olması gerekir.
Nitekim 7. maddenin 1. fıkrasında, tacirin ticarî işletmesiyle ilgili iş ve işlemlerinde, tacir olmayan kişinin çek defterini kullanarak çek düzenleyen ve düzenleten kişi altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacağı; 2.fıkrasında ise, tacir olmayan kişiye tacir kişiye verilmesi gereken çek defteri veren banka görevlisi hakkında elli günden yüzelli güne kadar adlî para cezasına hükmolacağı hüküm altına alınmıştır.

III- HAMİLİNE ÇEK, ANCAK HAMİLİNE ÇEK YAPRAĞI KULLANILARAK DÜZENLENEBİLİR

4.maddenin 6.fıkrası, “Hamiline düzenlenecek çekler için sadece bu çeklere ilişkin işlemlerin işlendiği ayrı çek hesapları açılır. Hamiline düzenlenecek çeklerde, hamiline çek defteri yapraklarının kullanılması gerekir. Çek yapraklarının üzerinde “hamiline” ibaresi matbu olarak yer alır.” şeklindedir. Bu düzenleme ile, kanun ile hamile yazılı çekin yalnızca hamiline yazılı çek hesaplarından ve bu hesaplardan alınacak hamiline yazılı çek karnelerindeki çeklerle düzenlenebileceği, “hamiline“ ibaresinin mutlaka matbu olacağı hüküm altına alınmıştır.
Nitekim 7. maddesinin 9. fıkrasında “ Hamiline çek defteri yaprağını kullanmadan hamiline çek düzenleyen kişi, bu aykırılığı içeren her bir çekle ilgili olarak, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. “ hükmü getirilerek çek hukuku açısından uygulamasının ilk zamanlarda çok olacağına inandığımız bir suç da ihdas edilmiştir. Aynı şekilde 4. maddenin 3. fıkrası ile de bu maddenin uygulaması bakımından bankalara bir yükümlülük yüklenmiş ve denilmiştir ki; “ Bankalar, hamiline çek defteri yaprağını kullanmadan hamiline çek düzenlendiğini tespit etmeleri hâlinde, mevcut delilleriyle birlikte durumu, tespit tarihinden itibaren en geç bir hafta içinde Cumhuriyet başsavcılığına ve Gelir İdaresi Başkanlığına bildirmekle yükümlüdür.

IV. İLERİ TARİHLİ (VADELİ )ÇEKİN ÖNCEDEN İBRAZI HALİNDE KARŞILIKSIZ ÇEK SUÇU OLUŞMAYACAKTIR
3167 sayılı Yasaya göre, yasada belirtilen sürede şikayet hakkının kullanılması kaydıyla çekin, üzerinde yazan keşide tarihinden önce bankaya ibrazı halinde karşılıksız çek keşide etmek suçu oluşmaktaydı. Ancak 28.02.2009 tarihli Resmi Gazetede yayımlanıp yürürlüğe giren 5838 sayılı Yasa ile 3167 sayılı Yasaya eklenen GEÇİCİ 2. madde ile, 31/12/2009 tarihine kadar, üzerinde yazılı keşide tarihinden önce çekin ödenmek için muhatap bankaya ibrazı geçersizdir hükmü getirilmiştir. Aynı şekilde 5941 sayılı Çek Kanununun Geçici 1. maddesinin 5. fıkrasına göre, “31.12.2011 tarihine kadar üzerinde yazılı düzenleme tarihinden önce çekin ödenmek için muhatap bankaya ibrazı geçersizdir”.
Böylece ileri tarihli çekin, üzerinde yazılı düzenleme tarihinden önce ibrazında karşılıksız çek keşide etme suçu oluşmayacaktır.

V- 3167 SAYILI YASANIN 13/1. MADDESİNDE YER ALAN ÇEK KARNELERİNİ İADE ETMEMEK SUÇUNA YER VERİLMEMİŞTİR

3167 sayılı Yasanın 13/1. maddesinde, banka tarafından yapılan ihtara rağmen çek defterlerini bankalara geri vermeyenler hakkında adli para cezası öngörülmekte idi.
Yeni Çek Kanunu ise, 5/6.fıkrasında, hakkında çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararı verilmiş olan kişi, elindeki bütün çek yapraklarını ait olduğu bankalara iade etmekle yükümlü tutmuş, ancak çek karnelerini bankaya iade etmeyenler hakkında herhangi bir cezai yaptırım öngörmemiştir.
Bu nedenle, TCK’nın lehe yasa hükümleri gereği, 3167 sayılı Yasanın 13/1. maddesi uyarınca derdest soruşturmaların Takipsizlik Kararı, kovuşturmaların ise (CMK m.223/2-a) Beraat Kararı ile sonuçlandırılması gerekir.

VI- ÇEKİN GEÇERLİLİĞİ İÇİN TTK 692. MADDESİNDE ÖNGÖRÜLEN UNSURLARI TAŞIMASI GEREKLİ VE YETERLİDİR

Bir kambiyo senedi olan “çek”in unsurları TTK’nın 692. maddesinde sayılmıştır. Unsurlarından herhangi birinin bulunmaması halinde belge çek sayılmaz (TTK m.693).
Yeni Çek Kanunu ise, 2/7. fıkrasında, TTK m. 692’de sayılan unsurlara ilave olarak ilave bazı unsurlara da yer vermiş, ancak 2/9. fıkrası ile, “Türk Ticaret Kanunundaki unsurları taşıması kaydıyla, düzenlenen çekin bu maddede yer alan koşullara aykırı olması çekin geçerliliğini etkilemez” hükmü ile çekin geçerliliği için aslolanın TTK 692.maddesindeki unsurlar olduğunu belirtmiştir.

VII-YENİ SUÇLAR İHDAS EDİLMİŞTİR

5941 sayılı Çek Kanunu’nun “diğer ceza hükümleri” başlıklı 7.maddesinin;

1.fıkrasında, tacirin ticarî işletmesiyle ilgili iş ve işlemlerinde, tacir olmayan kişinin çek defterini kullanarak çek düzenleyen ve düzenleten kişi altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacağı;
2.fıkrasında, tacir olmayan kişiye tacir kişiye verilmesi gereken çek defteri veren banka görevlisi hakkında elli günden yüzelli güne kadar adlî para cezasına hükmolunacağı;
3.fıkrasında, 2 nci maddenin üçüncü fıkrasındaki yükümlülüğe aykırı olarak bankaya gerçek dışı beyanda bulunan kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacağı ve beyanname almadan veya beyannameye rağmen, hakkında çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı bulunan kişiye veya bu kişinin yönetim organında görev yaptığı veya temsilcisi ya da imza yetkilisi olduğu tüzel kişiye çek defteri veren banka görevlileri elli günden yüzelli güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılacağı;
4.fıkrasında, kısmen veya tamamen karşılığı bulunmayan çekle ilgili olarak, talebe rağmen, karşılıksızdır işlemi yapmayan banka görevlisi, şikâyet üzerine bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacağı;
5.fıkrasında, karşılığı tahsil edilmek üzere bankaya ibraz edilen çekin karşılığının hesapta mevcut olmasına rağmen, hamile ödemede bulunmayan ya da bankanın kanunen ödemekle yükümlü olduğu miktarı hamile ödemeyen banka görevlisi, şikâyet üzerine bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacağı;
6.fıkrasında, hakkında çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararı verilmiş olan kişi, buna rağmen çek düzenlerse, fiil daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmadığı takdirde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacağı;
7.fıkrasında, hakkında çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararı verilmiş olan kişi adına çek hesabı açan banka görevlisi, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacağı;
8.fıkrasında, çek defteri basmaya veya bastırmaya kanunen yetkili kılınanlar dışında çek defteri basanlar ve bastıranlar iki yıldan beş yıla kadar hapis ve binbeşyüz güne kadar adlî para cezasıyla cezalandırılacağı;
9.fıkrasında, hamiline çek defteri yaprağını kullanmadan hamiline çek düzenleyen kişi, bu aykırılığı içeren her bir çekle ilgili olarak, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacağı, hüküm altına alınmıştır.
10.fıkrada ise KABAHATteşkil eden bir eyleme yer verilmiştir. Buna göre;
2 nci maddenin, sağlanması ve saklanması gereken bilgi ve belgelere ilişkin hükmüne aykırı hareket edilmesi,
Çekin karşılıksız çıkması dolayısıyla hamili tarafından talep edilmesi üzerine düzenleyicinin banka kayıtlarındaki adreslerinin kendisine verilmemesi hâlinde, ilgili bankaya Cumhuriyet savcısı tarafından beşyüz Türk Lirasından beşbin Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir.

VIII- KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETME SUÇU YENİDEN DÜZENLENMİŞTİR

1.TANIM
Karşılıksız çek keşide etme fiili, yeni Çek Kanunu’nun 5.maddesinde düzenlenmiştir. Madde gereğince “karşılıksız çek”ten; çek üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre, kanuni ibraz süresi içinde bankaya ibraz edilmiş olup da kısmen veya tamamen karşılıksız çıkmış bulunan ve karşılıksızlığı da 3.maddede belirtilen şekilde belgelenmiş olan çeki anlamak gerekir.
2.ÖNKOŞUL: YASAL UNSURLARI HAİZ BİR ÇEKİN VARLIĞI

Bir kambiyo senedi olan “çek”in unsurları TTK’nın 692. maddesinde sayılmıştır. Unsurlarından herhangi birinin bulunmaması halinde belge çek sayılmaz (TTKm.693).
Ancak, 08.03.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4814 sayılı Yasa ile değişik 3167 sayılı Yasanın 3. maddesi ile 31.07.2003 tarihinden sonra keşide edilen çeklerde vergi kimlik numarası TTK. 692. maddesinde sayılan unsurlara ilave unsur olarak getirilmiş ve 31.07.2003 tarihinden sonra keşide edilen çeklerde vergi kimlik numarasının bulunmaması halinde 3167 sayılı Yasanın 16/1. maddesinde düzenlenen karşılıksız çek keşide etmek suçu oluşmadığı kabul olunmaktaydı.

Yeni Çek Kanunu, 2/7. fıkrasında, TTK m. 692’de sayılan unsurlara ilave olarak;
a) Çek hesabının numarası,
b) Çek hesabının bulunduğu banka şubesinin adı,
c) Çek hesabı sahibi gerçek kişinin adı ve soyadı, tüzel kişinin adı,
ç) Çek hesabı sahibi gerçek veya tüzel kişinin vergi kimlik numarası,
Çekin üzerinde bulunması gereken bilgiler sayılmış, ancak 2/9. fıkrası ile, “Türk Ticaret Kanunundaki unsurları taşıması kaydıyla, düzenlenen çekin bu maddede yer alan koşullara aykırı olması çekin geçerliliğini etkilemez” hükmü getirilmiştir.

Buna göre, 5941 sayılı Çek Kanunu yürürlüğe girinceye kadar keşide edilen çeklerde vergi kimlik numarası çekin unsuru olarak aranacak, yasanın yürürlüğe girmesinden sonra keşide edilen çeklerde ise ne vergi kimlik numarası ne de 2/7. fıkrada sayılan diğer bilgilerin bulunmaması çekin geçerliliğini etkilemeyecektir. Çekin asli unsurları, TTK. nun 692. maddesinde sayılan unsurlardır.

3. SUÇUN MADDİ UNSURU

5941 Sayılı Çek Kanunu’nun 5.maddesinin 1.fıkrasına göre suçun maddi unsuru, “üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet vermektir. Bu hükme göre suçun maddi unsuru, keşide tarihine göre ibraz süresi içinde ilgili çek hesabında yeterli bakiye bulundurmayarak çek hakkında karşılıksızdır işlemi yapılmasına neden olmaktır.

Çekin karşılıksız çıkması dolayısıyla ceza sorumluluğundan söz edebilmek için, çekin, üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanuni ibraz süresi içinde bankaya ibraz edilmiş olması gerekir. Suç, üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanuni ibraz süresi içinde bankaya ibraz edildiğinde, çek karşılığının bankada tam olarak bulundurulmaması suretiyle oluşur. Çekin karşılığını, ibraz anında ilgili çek hesabında bulundurmamak, söz konusu suçun oluşumu sağlayacaktır.
Böylece ileri tarihli çekin, üzerinde yazılı düzenleme tarihinden önce ibrazında karşılıksız çek keşide etme suçu oluşmayacaktır

4. SUÇUN FAİLİ

3167 sayılı Yasa, karşılıksız çek keşide etmek suçunun failini;
- karşılıksız çeki keşide eden gerçek kişi,
- lehine çek keşide edilen gerçek veya tüzelkişi, olarak kabul etmiş ve fail olanlar hakkında “çek bedeli kadar adli para cezası” ile “çek hesabı açma yasağı tedbiri” uygulanacağını hüküm altına almıştı.
Yeni Çek Kanunu ise , 5/2.maddesinde, “Birinci fıkra hükmüne göre çek karşılığını ilgili banka hesabında bulundurmakla yükümlü olan kişi, çek hesabı sahibidir. Çek hesabı sahibinin tüzel kişi olması hâlinde, bu tüzel kişinin malî işlerini yürütmekle görevlendirilen yönetim organının üyesi, böyle bir belirleme yapılmamışsa yönetim organını oluşturan gerçek kişi veya kişiler, çek karşılığını ilgili banka hesabında bulundurmakla yükümlüdür” demek suretiyle kural olarak suçun failinin belirlenmesinde “hesap sahibi”ni esas almıştır. Buna göre;
Hesap sahibi gerçek kişi: Çeki keşide eden veya adına çek keşide edilen hesap sahibi gerçek kişi bu suçun failidir. Çeki keşide eden veya adına vekil veya temsilcisi tarafından çek keşide edilen hesap sahibi gerçek kişi hakkında “adli para cezası ile çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağına” hükmedilecektir.
Hesap sahibİ gerçek kişi adına çek keşide eden vekil ve temsilci ise: Çek Kanunu’nun 5/3.maddesinde, “çek hesabı sahibi gerçek kişi, kendisi adına çek düzenlemek üzere bir başkasını temsilci veya vekil olarak tayin edemez. Gerçek kişinin temsilcisi veya vekili olarak çek düzenlenmesi halinde, bu çekten dolayı hukukî ve cezaî sorumluluk çek hesabı sahibine aittir” denildikten sonra, 4.fıkrada “karşılıksız çek düzenleyen …hakkında” denilmek suretiyle hesap sahibİ gerçek kişi adına çek keşide eden vekil ve temsilcinin de bu suçun faili olabileceği ifade edilmiştir. Ancak bu kişiler hakkında adli para cezasına hükmedilemez, 5. maddenin 4. fıkrasına göre sadece güvenlik tedbiri olarak “çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı” verilebilir.
Hesap Sahibi tüzel kişi: 5941 sayılı Yasanın 5/2.maddesinin 2.cümlesine göre, çek hesabı sahibinin tüzel kişi olması hâlinde, bu tüzel kişinin malî işlerini yürütmekle görevlendirilen yönetim organının üyesi, böyle bir belirleme yapılmamışsa yönetim organını oluşturan gerçek kişi veya kişiler, çek karşılığını ilgili banka hesabında bulundurmakla yükümlüdür. Dolayısıyla çeki sayılan bu kişi veya kişiler keşide etmişse, karşılığını ilgili banka hesabında bulundurmakla yükümlü olduklarından, hakkında/haklarında “adli para cezası ile çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağına” hükmedilecektir. Adına çek keşide edilen tüzelkişi hakkında ise sadece çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağına hükmolunur. Adli para cezasına hükmedilmez.
Tüzel kişi adına, karşılığını bankada bulundurmakla yükümlü olmayan kişi tarafından çek keşide edilmesi halinde, keşide eden ile tüzel kişilik hakkında sadece güvenlik tedbiri uygulanır. Böyle bir durumda karşılığını bankada bulundurmakla yükümlü olanlar hakkında ise hem adli para cezası hem de güvenlik tedbiri uygulanır.
Sonuç olarak; adli para cezası ve güvenlik tedbiri, karşılığını bankada bulundurmakla yükümlü olan hesap sahibi gerçek kişi ile tüzel kişinin malî işlerini yürütmekle görevlendirilen yönetim organının üyesi, böyle bir belirleme yapılmamışsa yönetim organını oluşturan gerçek kişi veya kişiler, hakkında uygulanır. Tüzel kişilik ve çeki keşide ettiği halde, karşılığını bankada bulundurmakla yükümlü olmayan gerçek kişi hakkında ise sadece güvenlik tedbiri uygulanır.
5. SUÇUN MANEVİ UNSURU
5.maddesinin 1.fıkrasındaki, “…karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet vermek” ibaresi ve Adalet komisyonun gerekçesi suçun taksiren işlenebileceği intibaı uyandırıyorsa da, suçun manevi unsuru kasttır. Olası kastla işlenmeye de müsaittir. Kural olarak ihmali hareketle işlenebileceği gibi, bankaya ibraz edilmeden hesabı boşaltmak şeklinde icra davranışla da işlenebilir.
6. SUÇUN YAPTIRIMI
Yeni çek Kanunu, karşılıksız çek keşide etme suçunda yaptırım olarak (mükerrir olup olmadığına bakılmaksızın) adli para cezası ile güvenlik tedbiri olarak çek hesabı açmak ve çek keşide etme yasağına yer verildiğini görmekteyiz.
Adli para cezası: Çek Kanunu’nun 5/1.madde gereğince, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz.
Verilecek adli para cezası çekin karşılıksız kalan kısmından aşağı olamayacaktır. Karşılıksız kalan miktar ise, bankanın ödemekle yükümlü miktar hariç olmak üzere çek bedelinden ibraz anında çek hesabında bulunan miktar düşüldükten sonra kalan kısımdır.

Çek hesabı açmak ve çek keşide etme yasağı: 5.maddesinin 1.fıkrasının 2.cümlesindeki, “mahkeme ayrıca, çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağına; bu yasağın bulunması hâlinde, çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağının devamına hükmeder” şeklindeki düzenleme ile mahkeminin ayrıca güvenlik tedbiri olarak çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağına hükmedeceği hüküm altına alınmıştır. Ancak daha önce soruşturma evresinde sulh ceza hakimi veya kovuşturma evresinde mahkeme tarafından “koruma tedbiri” olarak çek düzenleme ve çek hesabi açma yasağı kararı verilmişse, mahkeme, adli para cezasının yanı sıra çek düzenleme ve çek hesabi açma yasağının “güvenlik tedbiri” olarak devamına karar verir.
Maddenin açık ifadesi karsısında, karşılıksız çek keşide edilmesi durumunda yasaklama kararının alınması mecburi olup hakimin takdirine bağlı değildir.
Gerek adli para cezasının tayininde gerekse güvenlik tedbirine hükmedilmesinde, karşılıksız çıkan her çek yaprağı ayrı ayrı esas alınacaktır. Dolayısıyla lehdar aynı kişi olsa da ve yine aynı ticari ilişki nedeniyle birden fazla çek keşide edilse de, TCK’nın 43.maddesindeki zincirleme suç hükümleri uygulanamaz.

7. USUL HÜKÜMLERİ

A. SUÇUN TAKİBİ

Yeni çek Kanununun 5/1.maddesinde, “…hamilin şikayeti üzerine” denilmek suretiyle, 3167 sayılı Yasada olduğu gibi suçun takibi için hamilin şikayeti şart koşmuştur. Yani suç takibi şikayete bağlı suçlardandır. Burada hamil , çeki düzenleyen hesap sahibi haricinde olup çekte cirosu bulunan ve çeki elinde bulunan herkes olarak anlaşılmalıdır. 3167 sayılı kanundan farklı olarak yeni kanunda , sorumluluk miktarını ödeyen bankanın şikayet hakkı yeni kanuna alınmamıştır.
TCK 73/1.maddesi gereğince şikayet süresi altı aydır. Şikayet hakkının başlangıç tarihi, çekin bankaya ibraz edildiği ve banka tarafından karşılıksız işlemi yapıldığı tarihtir


B. KORUMA TEDBİRİ

Yeni Çek Kanunu 5/4.maddesinde, 317 sayılı Yasada olmayan bir koruma tedbiri öngörmüştür. Buna göre, soruşturma evresinde Cumhuriyet savcısının talebi üzerine, sulh ceza hâkimi tarafından, kovuşturma evresinde resen mahkeme tarafından, karşılıksız çıkan her bir çekle ilgili olarak, koruma tedbiri olarak, çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararı verilecektir
Çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararına ilişkin bilgiler, güvenli elektronik imza ile imzalandıktan sonra, Adalet Bakanlığı Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına elektronik ortamda bildirilir (m.5/8).

Soruşturma veya kovuşturma neticesinde;
a) Cumhuriyet savcısı tarafından kovuşturmaya yer olmadığına,
b) Mahkeme tarafından, beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, davanın düşmesi veya davanın reddine,
karar verilmesi hâlinde, aynı kararda, çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağının kaldırılmasına da karar verilir. Bu karar, kesinleşmesi hâlinde, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına sekizinci fıkradaki usullere göre bildirilir ve ilân olunur (m.5/9).
Koruma tedbiri olarak verilen çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararına yapılan itirazın kabulü hâlinde, bu kararla ilgili olarak da sekizinci fıkradaki bildirim ve yayımlanma usulü izlenir (m. 5/10).
C. GÖREV VE YETKİ

Karşılıksız çek keşide etmek suçlarında yetkili mahkeme Sulh Ceza Mahkemesidir. Zira 5941 sayılı Yasa, 3167 sayılı Yasanın 16/b.maddesindeki gibi görevli mahkemeyi belirten açık düzenlemede bulunmamıştır. Bu durumda, 5941 sayılı Yasanın 5.maddesindeki adli para cezası ve güvenlik tedbiri yaptırımı dikkate alındığında, 5235 sayılı Yasanın 10. maddesi gereğince görevli mahkeme Sulh Ceza Mahkemesidir.
Bu davalar;
- Çekin tahsil için bankaya ibraz edildiği,
- Çek hesabının açıldığı banka şubesinin bulunduğu yer,
- Hesap sahibinin yerleşim yeri,
- Şikâyetçinin yerleşim yeri, mahkemesinde görülür.
Ancak 5941 sayılı Kanunun geçici ¼.maddesine göre, 5941 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar 3167 sayılı Kanuna göre karşılıksız çek keşide etmek suçundan açılan davalar Asliye Ceza Mahkemelerinde yürütülüp sonuçlandırılır

D. ERTELEME HALLERİ, ÖNÖDEME, TEBLİĞNAMENİN TEBLİĞİ, UZLAŞTIRMA

5941 sayılı Çek Kanunu’nun 5/11.maddesine göre; birinci fıkrada tanımlanan suç nedeniyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, ön ödemeye ve 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 297 nci maddesinin üçüncü fıkrasındaki tebliğnamenin tebliğine ilişkin hükümler uygulanmaz.
CMK 253/3.maddesi gereğince, etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlarda uzlaştırma yoluna gidilemeyeceğinden, karşılıksız çek keşide eme suçlarında uzlaştırma hükümleri uygulanamaz.

E. ETKİN PİŞMANLIK

Yeni Çek Kanunu’nun 6.maddesinin 1.fıkrasına göre;
Karşılıksız kalan çek bedelini, üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı Kanuna göre ticarî işlerde temerrüt faiz oranı üzerinden hesaplanacak faizi ile birlikte tamamen ödeyen kişi hakkında;
a) Soruşturma aşamasında Cumhuriyet savcısı tarafından kovuşturmaya yer olmadığına,
b) Kovuşturma aşamasında mahkeme tarafından davanın düşmesine,
c) Mahkûmiyet hükmünün kesinleşmesinden sonra mahkeme tarafından hükmün bütün sonuçlarıyla ortadan kaldırılmasına, karar verilir.

Şikâyetten vazgeçme halinde de aynı uygulama yapılması maddenin 2.fıkrası gereğidir.

F. ANLAŞMA VE TAAHHÜT

Yeni Çek Kanunu’nun Geçici 2.maddesinde, 01/11/2009 tarihine kadar işlenmiş ve adliyeye intikal etmiş çek suç ve cezalarında askı modeli esas alınmıştır. Alacaklı ile karşılıksız çek suçunu işleyen kişi arasında anlaşma yahut anlaşmanın gerçekleşmemesi halinde failin taahhütnamesi, ceza tehdidini geçici bir süre için kaldıracak ve borcun ifası halinde, suçsuzluk rejimine geçilecektir. Öngörülen sürede yahut taksidin vadesinde temerrüt, askı halini sona erdirecektir.
Buna göre; 3167 sayılı Kanunun 16 ncı maddesindeki suçtan dolayı, 1/11/2009 tarihine kadar, haklarında soruşturma veya kovuşturma başlatılmış ya da kesinleşmiş bir hükümle mahkûm olan kişilerin;
- Şikâyetçi ile belirledikleri miktarın belirli vadelerde ödenmesi hususunda anlaşmaya varmaları ve anlaşmanın bir nüshasının şikâyetçi veya yasal temsilcisi tarafından Cumhuriyet başsavcılığına veya mahkemeye verilmesi hâlinde, anlaşmada öngörülen süre kadar soruşturma veya kovuşturmanın durmasına, hükmün infazının ertelenmesine veya durdurulmasına karar verilir. Anlaşmaya varılmış olması, şikâyetçi bakımından şikâyetin geri alınması sonucunu doğurmaz.
- Bu Kanunun 6 ncı maddesi hükmüne göre ödenmesi gereken miktarı belirli vadelerde ödeyeceğini taahhüt etmesi ve taahhütnamenin, kendisi veya yasal temsilcisi tarafından Cumhuriyet başsavcılığına veya mahkemeye verilmesi hâlinde, anlaşma aranmaksızın, taahhütnamede belirtilen süre kadar, soruşturma veya kovuşturmanın durmasına, hükmün infazının ertelenmesine veya durdurulmasına karar verilir. Bu durumda, ödeme süresi, taahhütnamenin yapıldığı tarihten itibaren iki yılı geçemez. Taahhütnamede yer alacak birinci yıl taksidi, borcun üçte birinden az olamaz. Taahhütnamenin bir örneği alacaklıya gönderilir ( Geçici m. 2/1 a-b).
Birinci fıkrada yazılı anlaşma veya taahhütnamenin en geç 1/4/2010 tarihine kadar düzenlenmiş ve mercîlerine verilmiş olması şarttır. Birinci fıkranın (b) bendinden yararlanan kişi, taahhütnamede belirttiği süre içinde şikâyetçi ile anlaşmaya varması ve bu anlaşmanın bir nüshasının şikâyetçi veya yasal temsilcisi tarafından mercilerine verilmiş olması hâlinde, aynı fıkranın (a) bendi hükmünden yararlanır (Geçici m.2/2).
Soruşturma veya kovuşturmanın durması hâlinde dava zamanaşımı; hükmün infazının ertelenmesi veya durdurulması hâlinde ise ceza zamanaşımı işlemez . (Geçici m.2/3).
Anlaşmanın gereği gibi ifa edilmiş veya bu Kanunun 6 ncı maddesi hükmüne göre ödenmesi gereken miktarın ödenmiş olması hâlinde; kovuşturmaya yer olmadığına, davanın düşmesine veya hükmün bütün sonuçlarıyla ortadan kaldırılmasına karar verilir. (Geçici m.2/4).
Şikâyetçinin başvurusu üzerine, anlaşma veya taahhüde uyulmadığının tespiti hâlinde, soruşturmaya, kovuşturmaya veya hükmün infazına devam edilir. (Geçici m.2/5).
Bu makaleden kısa alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir :

"5941 Sayılı Yeni Çek Kanunu - Cumhuriyet Savcılarını İlgilendiren Boyutu" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Doğan Gedik'e aittir ve makale, yazarı tarafından Türk Hukuk Sitesi (http://www.turkhukuksitesi.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.

Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.


[Yazıcıya Gönderin] [Bilgisayarınıza İndirin][Arkadaşa Gönderin] [Yazarla İletişim]
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
» Makale Bilgileri
Tarih
28-12-2009 - 02:56
(5234 gün önce)
Makaleyi Düzeltin
Yeni Makale Gönderin!
Değerlendirme
Şu ana dek 17 okuyucu bu makaleyi değerlendirdi : 17 okuyucu (100%) makaleyi yararlı bulurken, 0 okuyucu (0%) yararlı bulmadı.
Okuyucu
45958
Bu Makaleyi Şu An Okuyanlar (1) :  
* Son okunma 11 saat 25 dakika 57 saniye önce.
* Ortalama Günde 8,78 okuyucu.
* Karakter Sayısı : 24423, Kelime Sayısı : 3787, Boyut : 23,85 Kb.
* 16 kez yazdırıldı.
* 4 kez arkadaşa gönderildi.
* 24 kez indirildi.
* 13 okur yazarla iletişim kurdu.
* Makale No : 1139
Yorumlar : 0
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
Makalelerde Arayın
» Çok Tartışılan Makaleler
» En Beğenilen Makaleler
» Çok Okunan Makaleler
» En Yeni Makaleler
THS Sunucusu bu sayfayı 0,03758907 saniyede 13 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.