![]() |
|
![]() |
|
THS Şerhine Son Eklenen Şerhler |
Bilgi [TüketiciK. 4]
![]() Bu maddede tüketici sözleşmelerinde uygulanacak temel ilkeler özel olarak düzenlenmiş, Kanunun birçok maddesinde ayrı ayrı düzenlenmesi öngörülen hususlar bu maddeye alınarak Kanunda tekrardan kaçınılmıştır. Maddenin birinci fıkrasında, Kanunda yazılı olarak düzenlenmesi öngörülen sözleşmelerin ve bilgilendirmelerin şekil şartı belirlenmiş, sözleşmede bulunması gereken şartlardan bir veya birkaçının bulunmamasının hukuki sonuçları düzenlenmiştir. Buna göre, sözleşmeler ile bilgilendirmelerin ... ![]() (Şerh No: 15087 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 28-11-2013 22:28)
Bilgi [TüketiciK. GEÇİCİ MADDE 1]
![]() Kanunun yürürlüğe girmesiyle birlikte uygulamada yaşanabilecek sorunların giderilmesi için; Birinci fıkrada, yürürlük tarihinden önce açılmış olan davaların açıldıkları mahkemelerde görülmeye devam edeceği belirtilmiştir. İkinci fıkraya göre, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önceki tüketici işlemlerine, bunların hukuken bağlayıcı olup olmadıklarına ve sonuçlarına bu işlemler hangi kanun yürürlükte iken gerçekleşmiş ise kural olarak o kanun hükümleri uygulanacaktır. Ancak: - Kanunu... ![]() (Şerh No: 15169 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 28-11-2013 21:37)
Bilgi [TüketiciK. 86]
![]() Bu Tasarının kanunlaşması halinde 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun yürürlükten kalkacaktır. Diğer Kanunlarda 4077 sayılı Kanuna yapılan atıfların da yeni Kanuna yapılmış olacağı düzenlenmiştir. ![]() (Şerh No: 15168 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 28-11-2013 21:31)
Bilgi [TüketiciK. 85]
![]() Bu madde ile raportör kadrosunun ihdas edilmesi için 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede gerekli değişiklik yapılması öngörülmüştür. ![]() (Şerh No: 15167 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 28-11-2013 21:31)
Bilgi [TüketiciK. 83]
![]() Bu madde ile tüketici işlemleri ile ilgili tüketici hakem heyetlerinin veya tüketici mahkemelerinin bu Kanunda hüküm bulunmayan konularda genel hükümleri uygulayacaklarına ilişkin düzenleme yapılmıştır. Tüketici sorunlarının büyük bir çoğunluğu sözleşmeler hukukunu ilgilendirdiği için özellikle Türk Borçlar Kanunu hükümleri bu bağlamda büyük önem taşıyacak ve boşlukların doldurulmasında kullanılacaktır. İkinci fıkrada, taraflardan birini tüketicilerin oluşturduğu bir işlemle ilgili diğer kanu... ![]() (Şerh No: 15165 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 28-11-2013 21:31)
Bilgi [TüketiciK. 82]
![]() Bu madde ile Bakanlığın tüketicinin korunmasına yönelik masrafları ile Reklam Kurulu, Reklam Konseyi, Tüketici Konseyi ve tüketici hakem heyetlerinin faaliyetlerine ilişkin masrafların Bakanlık bütçesinden karşılanacağı hüküm altına alınmıştır. ![]() (Şerh No: 15164 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 28-11-2013 21:31)
Bilgi [TüketiciK. 81]
![]() 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 28 inci maddesine paralel kaleme alınmış olan bu maddede, Bakanlık tarafından denetim amaçlı yaptırılacak laboratuvar testleri ve bunların ücretlerine ilişkin ayrıntılar ele alınmıştır. ![]() (Şerh No: 15163 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 28-11-2013 21:31)
Bilgi [TüketiciK. 76]
![]() Bu madde ile Tüketicinin Korunması ve Piyasa Genel Müdürlüğünün temel görevlerinden biri olan tüketicilerin sağlık ve güvenliğini koruma görevini yerine getirmesi için tüketici ürünleri hakkında düzenleme ve denetim yapma yetkisi verilmesi amaçlanmaktadır. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun “Amaç” maddesinde Bakanlığa “tüketicilerin sağlık ve güvenliğini korumak amacıyla her türlü tedbiri alma görevi” verilmiştir. Bu nedenle, maddede tanımı yapılan ve ikincil düzenlemeler ile ... ![]() (Şerh No: 15159 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 28-11-2013 21:31)
Bilgi [TüketiciK. 75]
![]() Bu madde Bakanlık müfettişleri, gümrük ve ticaret denetmenleri ile Bakanlıkça görevlendirilecek personelin denetleme, inceleme ve araştırma yapmaya yetkili olduğunu saptamaktadır. İkinci fıkra bilgi ve belge istemi hakkındadır. Denetimin gereği gibi yapılabilmesi için bütün bilgi ve belgelerin doğru olarak gösterilmesi, istenmesi halinde belgelerin aslının veya onaylı kopyalarının verilmesi yükümlülüğü de vurgulanmıştır. ![]() (Şerh No: 15158 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 28-11-2013 21:31)
Bilgi [TüketiciK. 73]
![]() Birinci fıkrada, kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere kendi işi, işletmesi, zanaatı veya mesleğine ilişkin ticari amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında yapılan, eser, taşıma, simsarlık sözleşmeleri de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem ve tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklarda tüketici mahkemeleri görevlendirilmiştir. Tüketici mahkemelerinin oluşturulmasının nedenlerind... ![]() (Şerh No: 15156 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 28-11-2013 21:31)
Bilgi [TüketiciK. 61]
![]() Bu madde ile öncelikle ticari reklamın tanımı yapılmış olup, bir mal veya hizmetin satışını ya da kiralanmasını sağlamak, hedef kitleyi oluşturanları bilgilendirmek veya ikna etmek amacıyla reklamveren tarafından herhangi bir mecrada yazılı, görsel, işitsel ve benzeri yollarla gerçekleştirilen pazarlama iletişimi niteliğindeki duyuru ticari reklam olarak tanımlanmıştır. İlân niteliğindeki duyurularda reklam ya da bilgilendirme amacıyla yapılan bir pazarlama iletişimi niteliğindeki duyuru sıfatın... ![]() (Şerh No: 15144 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 28-11-2013 21:08)
Bilgi [TüketiciK. 72]
![]() THH’lerin kurulması, çalışma usul ve esasları, raportörlerin nitelikleri, bilirkişi müessesine ilişkin usul ve esaslar ile diğer hususların belirlenmesi konusunda Bakanlığa yönetmelik çıkarma yetkisi verilmiştir. ![]() (Şerh No: 15155 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 28-11-2013 21:06)
Bilgi [TüketiciK. 71]
![]() Bu madde ile tüketici hakem heyeti başkan ve üyelerine, raportör olarak kadrolu atananlar hariç olmak üzere raportör olarak görevlendirilen diğer kamu personeline ödenecek huzur hakkı ve huzur ücreti ile bilirkişi ücreti ve bu ödemelere ilişkin usul ve esasların Maliye Bakanlığının uygun görüşü alınarak Bakanlıkça belirlenmesi öngörülmüştür. ![]() (Şerh No: 15154 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 28-11-2013 21:06)
Bilgi [TüketiciK. 70]
![]() Birinci fıkraya göre tüketici hakem heyetinin vereceği kararlar hem tüketici hem de karşı taraf için bağlayıcı olacaktır. İkinci fıkrada, hakem heyeti kararlarının 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre taraflara tebliğ edilmesi mecburiyeti Tasarıda açık olarak ifade edilmiştir. Bu kararlar 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanununun ilamların yerine getirilmesi hakkındaki hükümlerine göre yerine getirilecektir. Üçüncü fıkra gereği tüketici hakem heyeti kararlarına karşı yapılacak itirazları... ![]() (Şerh No: 15153 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 28-11-2013 21:06)
Bilgi [TüketiciK. 69]
![]() THH’ler, resmi kurum ve kuruluşlar, bankalar, GSM operatörleri gibi kuruluşlarda dâhil olmak üzere tüm kurum ve kuruluşlardan gerek duyduğu belgeleri isteme hakkına sahip olacaklardır. Kendisinden belge istenen bu belgeleri en kısa süre içerisinde THH’ye göndermek zorundadır. ![]() (Şerh No: 15152 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 28-11-2013 21:06)
Bilgi [TüketiciK. 68]
![]() Birinci fıkrada değeri 2.000 TL’nin altında bulunan uyuşmazlıklarda tüketici hakem heyetlerine başvuru zorunluluğu getirilmiştir. Ancak büyükşehir statüsünde bulunan illerde mevcut durumda il merkezlerinde sadece merkez ilçelerde kurulu bulunan THH’ler bağlayıcı karar verebilmekte, büyükşehirlerdeki il THH’leri bağlayıcı karar verememektedirler. Bu durumda personel açısından daha fazla sayıda personeli bulunan il THH’lerin atıl kalmasına sebebiyet vermektedir. Hem büyükşehirlerdeki il THH’lerini... ![]() (Şerh No: 15151 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 28-11-2013 21:05)
Bilgi [TüketiciK. 67]
![]() Birinci fıkrada, heyetin çalışmalarına ve kararlarına esas olacak dosyaları hazırlamak ve uyuşmazlığa ilişkin raporu sunmak üzere ticaret il müdürlüklerinde yeterli sayıda raportör kadrosu ihdas edilmesi, bu raportörlerinde il ve ilçe hakem heyetlerinde görevlendirilmesi öngörülmüştür. Ancak bazı THH’lerde raportör kadrosunun yeterli gelemeyebileceği öngörülerek illerde ticaret il müdürü tarafından ticaret il müdürlüğü personeli arasından, ilçelerde ise kaymakam tarafından ilçede görevli Devlet ... ![]() (Şerh No: 15150 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 28-11-2013 21:05)
Bilgi [TüketiciK. 64]
![]() Birinci fıkrada, Tüketici Konseyinin yılda en az bir kez toplanması ve Konseyin görüşlerinin ilgili merciler tarafından öncelikle ele alınması öngörülmüştür. İkinci fıkra gereği Konseyin üyelerinin en fazla %50’sinin kamu kurum ve kuruluşlarının temsilcilerinden oluşacağı öngörülerek sivil toplum kuruluşları ile meslek örgütlerinin daha fazla temsil edilmesi amaçlanmıştır. Son fıkraya göre, Tüketici Konseyinin üyeleri ile çalışma usul ve esaslarının Bakanlık tarafından yönetmelikle düzenle... ![]() (Şerh No: 15147 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 28-11-2013 21:05)
Bilgi [TüketiciK. 62]
![]() Birinci fıkrada, tüketici işleminde tüketicinin karşısında bulunan, satıcı, sağlayıcı, kredi veren, üretici, ithalatçı gibi ticari uygulamada bulunanlar tarafından tüketicinin kararını etkileyebilecek her türlü haksız ticari uygulama yasaklanmıştır. Tüketicilere yönelik haksız ticari uygulamaların yasaklanmasının amacı, tüketicinin hukuki işlemler yaparken özgür iradelerini tam olarak kullanmalarını ve etki altında kalmadan karar verebilmesini temin etmektir. Ticari uygulamada bulunanın, tüketic... ![]() (Şerh No: 15145 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 28-11-2013 21:05)
Bilgi [TüketiciK. 60]
![]() 2013 yılı itibarıyla onaltı yıllık bir uygulama ile geleneksel hale gelen tüketici ödülleri Kanunun bu maddesi ile kanuni bir dayanağa kavuşmaktadır. Birinci fıkrada, tüketici ödüllerinin tanımı yapılmıştır. Buna göre; tüketici ödülleri, tüketicinin korunması ve bilinçlendirilmesi ile yasal haklarını kullanmaları konusunda özendirilmesi amaçlarına yönelik olarak verilen ödüllerdir. İkinci fıkrada, tüketici ödüllerinin verilmesinin herhangi bir menfaat ilişkisine dayanmamasının gerektiği ve... ![]() (Şerh No: 15143 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 28-11-2013 21:05)
Bilgi [TüketiciK. 58]
![]() Birinci fıkrada, üretici veya ithalatçıların ürettikleri veya ithal ettikleri mallar için o malın Bakanlıkça tespit edilen kullanım ömrü süresince bakım ve onarım hizmetlerini sunmaları zorunlu kılınmıştır. Mer’i Yönetmelikte teknoloji yoğun ürünlerde yedi yıl diğer sanayi ürünlerinde on yıl olarak belirlenmiştir. Malın kullanım ömrü süresince, özellikle Tasarıyla belirlenen hak arama süresi olan iki yıldan sonraki dönem, tüketici mağduriyetlerinin en çok yaşandığı dönem olarak karşımıza çıkmakt... ![]() (Şerh No: 15141 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 28-11-2013 21:05)
Bilgi [TüketiciK. 57]
![]() İhtiyari garantiye ilişkin düzenleme, 99/44 sayılı AB Yönergesinin 6 ncı maddesi ile uyumlu olarak yapılmıştır. Maddenin birinci fıkrasında ihtiyari garantinin tanımı yapılmıştır. Buna göre ihtiyari garanti, tüketicinin yasal hakları saklı kalmak kaydıyla, malın veya hizmetin bedelinin iadesi, değiştirilmesi, onarılması ya da bakımının yapılması veya benzer hususlarda verilen taahhüdü ifade etmektedir. Garanti taahhüdü ile tüketiciye verilen hakların, tüketicinin, satıcıya karşı zaten yasa ge... ![]() (Şerh No: 15140 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 28-11-2013 21:05)
Bilgi [TüketiciK. 56]
![]() 25/5/1999 tarihli Tüketici Malları Satım Sözleşmeleri ve İlgili Garantilerin Bazı Yönleri Hakkında 1999/44/AT sayılı Avrupa Parlamentosu ve Konseyi Yönergesinde ihtiyari garantiye ilişkin hükümler yer almakta olup, Yönergede yer alan bu hususlar bu madde ile düzenlenmiştir. Birinci fıkrada, üretici ve ithalatçılara Bakanlıkça belirlenen mallar için garanti belgesi düzenleme zorunluluğu getirilmiştir. Ancak 4077 sayılı Kanunda yer alan garanti belgesinin Bakanlıkça onaylatılması şartı kaldırıl... ![]() (Şerh No: 15139 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 28-11-2013 21:05)
Bilgi [TüketiciK. 55]
![]() Bu madde ile 4077 sayılı Kanunun 14 üncü maddesinde yer alan tanıtma ve kullanma kılavuzuna ilişkin hususlara benzer düzenlemeler yapılmıştır. Birinci fıkrada, tüketicilerin bilgilendirilmesi amacıyla tüketiciye sunulan malların, tanıtım, kullanım, kurulum, bakım ve basit onarımına ilişkin Türkçe tanıtma ve kullanma kılavuzuyla ve gerektiğinde uluslararası sembol ve işaretleri kapsayan etiketle satılması zorunluluğu getirilmiştir. İkinci fıkrada, malın güvenli kullanımına ilişkin hususları... ![]() (Şerh No: 15138 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 28-11-2013 21:05)
Bilgi [TüketiciK. 53]
![]() Birinci fıkrada, süreli yayın kuruluşlarınca düzenlenen promosyon kampanyalarının Bakanlık tarafından çıkarılacak yönetmelik ile belirlenen süreli yayıncılık amaçlarına uygun kültürel ürün ve hizmetlerle sınırlı olduğu düzenlenmiştir. İkinci fıkrada günlük, haftalık ve daha uzun periyotlu süreli yayınların promosyon kampanyalarının süreleri belirlenmiştir. 4077 sayılı Kanunun 11 inci maddesinde yer alan; “Bu amaçla kampanya düzenlenmesi halinde, kampanya süresi altmış günü geçemez.” hükmü haf... ![]() (Şerh No: 15136 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 28-11-2013 20:33)
Bilgi [TüketiciK. 52]
![]() Birinci fıkrada abonelik sözleşmelerinin tanımı yapılmıştır. Bu sözleşmeler, tüketiciye, belirli bir mal veya hizmeti edinmesini sağlayan sözleşmelerdir. Bu edinim sürekli olabileceği gibi düzenli aralıklarla da olabilir. Elektrik, su, doğalgaz, telefon, gazete ve dergi abonelikleri bu sözleşme türüne örnek olarak verilebilir. İkinci fıkrada, yazılı veya mesafeli olarak akdedilen sözleşmelerin kâğıt üzerinde veya kalıcı veri saklayıcısı aracılığıyla tüketicilere verilmesi zorunlu kılınarak, t... ![]() (Şerh No: 15135 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 28-11-2013 20:33)
Bilgi [TüketiciK. 49]
![]() Doğası gereği maddi olmayan finansal hizmetler özellikle mesafeli yönden satılmaya uygundurlar. Elektronik ticaret gibi finansal hizmetlerin mesafeli satışına ilişkin yeni tekniklerin kullanılmasında, finansal hizmetlerin mesafeli satışına ilişkin yasal çerçeve oluşturulmalı ve tüketici güveni artırılmalıdır. Bu madde finansal hizmetlere ilişkin tüketici güvenini artırmak amacıyla yazılmıştır. Tasarının 48 inci maddesinde düzenlenen mesafeli sözleşmelerde olduğu üzere, finansal hizmetlere ilişki... ![]() (Şerh No: 15132 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 28-11-2013 20:32)
Bilgi [TüketiciK. 46]
![]() Madde ile, Bakanlığın bir yönetmelik çıkararak sözleşmenin zorunlu içeriği, cayma, sözleşmeden dönme, tüketici ve satıcının hak ve yükümlülükleri gibi detayları belirleyeceği hüküm altına alınmıştır. ![]() (Şerh No: 15129 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 28-11-2013 20:32)
Bilgi [TüketiciK. 45]
![]() İsviçre Borçlar Kanunun 227/f maddesi örnek alınarak tüketiciye tanınan diğer bir imkân, konutun devir ve teslim edilmesine kadar herhangi bir gerekçe göstermeden sözleşmeden dönme hakkıdır. Kuşkusuz bu hallerde satıcıyı korumak açısından tüketicinin bir dönme cezası ve konutun satışı veya satış vaadi sözleşmesi nedeniyle oluşan vergi, harç ve benzeri yasal yükümlülüklerden doğan masrafları ödemesi sözleşme ile kararlaştırılabilir. Fakat kararlaştırılacak olan dönme cezası en fazla toplam satış ... ![]() (Şerh No: 15128 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 28-11-2013 20:32)
Bilgi [TüketiciK. 44]
![]() Ön ödemeli konut satışı sözleşmelerinde tüketiciyi korumaya yönelik diğer bir düzenleme konutun devir veya teslim süresinin sınırlandırılmasıdır. Bu şekilde tüketicinin uzun yıllar ödeme yapıp hiçbir edim elde etmemesi ihtimali engellenmek istenmiştir. Devir veya teslim süresi piyasa şartları da dikkate alınarak otuzaltı ayla sınırlandırılmıştır. Devir veya teslim için asıl olan tüketiciye kat mülkiyeti tapusunun verilmesidir. Ancak, piyasa şartlarında bazı durumlar nedeniyle tüketiciye kat m... ![]() (Şerh No: 15127 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 28-11-2013 20:32)
Bilgi [TüketiciK. 43]
![]() Ön ödemeli satışlarda tüketiciyi korumaya yönelik cayma hakkı getirilmiştir. Genellikle yoğun reklamlarla cazibesi artırılan ve maket üzerinden proje aşamasında çeşitli tanıtımlarla satışları yapılan bu satışların düşünülmeden akdedilmiş olması ihtimali yüksek olabilmektedir. Bu tür sözleşmelerde özellikle yazılı sözleşme metninin okunmasından ve uzun bir süre ödeme yaptıktan sonra ancak edime hak kazanılacağının algılanmasından sonra, bu sözleşmeden kurtulma isteğinin doğması muhtemeldir. Bu aç... ![]() (Şerh No: 15126 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 28-11-2013 20:32)
Bilgi [TüketiciK. 41]
![]() Birinci fıkrada tüketicilerin korunmasına yönelik getirilen en önemli koruma ön ödemeli sözleşmenin resmi şekil şartına tabi tutulmasıdır. Satış ve satış vaadi sözleşmesinin kanunda belirtilmiş olan şekil şartına uygun olarak düzenlenmiş olması gerekmektedir. 18/1/1972 tarihli ve 1512 sayılı Noterlik Kanununun 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendi ve 89 uncu maddesine ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 237 nci maddesi ile Türk Medenî Kanununun 706 ncı maddesine göre de t... ![]() (Şerh No: 15124 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 28-11-2013 20:32)
Bilgi [TüketiciK. 40]
![]() Piyasada maketten satış veya sat-yap olarak adlandırılan bu tür sözleşmelerde, henüz ortada bir konut olmadan tüketicilerin para ödemeye başlaması nedeniyle özel bir koruma ihtiyacı bulunmaktadır. Birinci fıkrada ön ödemeli konut satışı sözleşmesinin tanımı yapılmıştır. Ön ödemeli konut satışı sözleşmeleri, konut amaçlı bir taşınmazın satış bedelinin toptan veya taksitler halinde, konutun devir veya teslim edilmesinden önce ödendiği sözleşmelerdir. Tüketici bedeli taksitler halinde veya toplu... ![]() (Şerh No: 15123 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 28-11-2013 20:32)
Bilgi [TüketiciK. 38]
![]() Bu maddede tüketicinin yazılı veya kalıcı veri saklayıcısı aracılığıyla açık talebi olmaksızın kredi ile ilgili sigorta yaptırılamayacağı, zorunlu sigortalarda veya tüketicinin sigorta yaptırmak istemesi halinde ise istediği sigorta şirketi ile imzaladığı poliçenin konut finansmanı kuruluşu tarafından kabul edileceği öngörülmüştür. Uygulamada konut finansman kuruluşu tarafından konut finansman kredisi verilmesi, yapılması isteğe bağlı sigortaların yaptırılması şartına bağlanmakta, bu sigortal... ![]() (Şerh No: 15121 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 28-11-2013 20:00)
Bilgi [TüketiciK. 34]
![]() Bu maddede tüketicinin temerrüde düşmesine ilişkin düzenleme yapılmıştır. Birinci fıkrada yapılan düzenleme ile konut finansmanı sözleşmelerinde tüketicinin özellikle muacceliyet şartlarına karşı korunması istenmiştir. Konut finansmanı sözleşmelerinde kalan borcun geri çağrılması belli şartlara bağlanmıştır. Konut finansmanı kuruluşunun, ödenmeyen takside ilişkin temerrüt faizi tahsil etmek suretiyle yeterince korunması mümkündür. Kural olarak, tüketicinin kalan bütün borcunu hemen muaccel kı... ![]() (Şerh No: 15117 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 28-11-2013 20:00)
Bilgi [TüketiciK. 33]
![]() Maddede yapılan düzenleme ile konut finansmanı kuruluşları tarafından, tüketiciye, konut finansmanı sözleşmesinin koşullarını içeren sözleşme öncesi bilgi formu verilmesi zorunlu hale getirilmiştir. Bu süre, tüketicilere tanınan son kez düşünme ve araştırma süresidir. Böylece tüketiciler kredi sözleşmesi ile ilgili şartları önceden öğrenebilecek ve kararlarını daha bilinçli olarak verebileceklerdir. Sözleşme öncesi bilgi formunun sözleşmenin kurulmasından makul bir süre önce tüketiciye verilm... ![]() (Şerh No: 15116 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 28-11-2013 20:00)
Bilgi [TüketiciK. 32]
![]() Birinci fıkrada konut finansmanı sözleşmelerine ilişkin tanım 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu 57 nci maddesi esas alınarak yapılmıştır. Buna göre, konut edinmeleri amacıyla; - Tüketicilere kredi kullandırılmasına, - Konutların finansal kiralama yoluyla tüketicilere kiralanmasına, - Sahip oldukları konutların teminatı altında tüketicilere kredi kullandırılmasına, - Bu kredilerin yeniden finansmanı amacıyla kredi kullandırılmasına, yönelik sözleşmeler konut finansmanı sözleşmeleridir. ... ![]() (Şerh No: 15115 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 28-11-2013 20:00)
Bilgi [TüketiciK. 29]
![]() Bu maddede tüketicinin açık talebi olmaksızın kredi ile ilgili sigorta yaptırılamayacağı, zorunlu sigortalarda veya tüketicinin sigorta yaptırmak istemesi halinde ise istediği sigorta şirketi ile imzaladığı poliçenin kredi veren tarafından kabul edileceği öngörülmüştür. Uygulamada bankalar tarafından kredi verilmesi, yapılması isteğe bağlı sigortaların yaptırılması şartına bağlanmakta, bu sigortaları yaptırmayan tüketicilere bankalar tarafından kredi kullandırılmamaktadır. Ayrıca bu sigortala... ![]() (Şerh No: 15112 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 28-11-2013 19:59)
Bilgi [TüketiciK. 28]
![]() Bu maddede tüketici kredilerinde tüketicinin temerrüde düşmesine ilişkin düzenleme yapılmıştır. Birinci fıkrada yapılan düzenleme ile belirli süreli kredisi sözleşmelerinde tüketicinin özellikle muacceliyet şartlarına karşı korunması istenmiştir. Belirli süreli kredi sözleşmelerinde kalan borcun geri çağrılması belli şartlara bağlanmıştır. Kredi verenin, ödenmeyen takside ilişkin temerrüt faizi tahsil etmek suretiyle yeterince korunması mümkündür. Kural olarak, tüketicinin kalan bütün borcunu... ![]() (Şerh No: 15111 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 28-11-2013 19:59)
Bilgi [TüketiciK. 26]
![]() Birinci fıkrada tüketici ile kredi veren arasında akdedilmiş olan belirli süreli kredi sözleşme şartlarının, sözleşme süresi içinde tüketici aleyhine değiştirilemeyeceği hüküm altına alınmıştır. Bu hallerde özellikle faiz oranları, masraflar, komisyon ücretleri gibi hususlar sabittir ve sözleşmenin kurulmasından sonra ancak tüketici lehine indirilmeleri mümkündür. İkinci fıkra uyarınca kredili mevduat hesabına ilişkin sözleşmeler ile kredi kartı sözleşmeleri gibi belirsiz süreli kredi sözleşm... ![]() (Şerh No: 15109 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 28-11-2013 18:21)
Bilgi [TüketiciK. 25]
![]() Birinci fıkrada, tüketici kredisi sözleşmelerinin sadece sabit faizli olarak kurulabileceği ve sözleşme kurulurken belirlenen faiz oranının sözleşme süresi içerisinde değiştirilemeyeceği hüküm altına alınmıştır. İkinci fıkrada tüketici kredisi sözleşmesinde akdî faiz, efektif yıllık faiz veya kredinin toplam maliyetinin yer almaması durumunda, kredi tutarı faizsiz olarak sözleşme süresinin sonuna kadar kullanılacağı hüküm altına alınmıştır. Bu sözleşmede, kredinin toplam maliyeti, efektif yıl... ![]() (Şerh No: 15108 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 28-11-2013 18:21)
Bilgi [TüketiciK. 23]
![]() Bu maddede yapılan düzenleme ile tüketicilere kredi sözleşmesini imzalamadan önce sözleşme öncesi bilgi formu verilmesi zorunlu hale getirilmiştir. Kredi veren ve varsa kredi aracısı, teklif ettikleri kredi sözleşmesinin koşullarını içeren bir sözleşme öncesi bilgi formunu tüketiciye sözleşmenin kurulmasından makul bir süre önce verecektir. Bu süre, tüketicilere tanınan son kez düşünme ve araştırma süresidir. Böylece tüketiciler kredi sözleşmesi ile ilgili şartları önceden öğrenebilecek ve karar... ![]() (Şerh No: 15106 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 28-11-2013 18:21)
Bilgi [TüketiciK. 22]
![]() Birinci fıkrada, tüketici kredisi sözleşmesinin tanımı AB Yönergesine uygun olarak değiştirilmiştir. Tüketici kredileri artık sadece, bir mal veya hizmet edinmek amacıyla kredi verenden nakit olarak alınan krediler değildir. Kredi verenin tüketiciye, faiz veya benzeri bir menfaat karşılığında ödemenin ertelenmesi, ödünç veya benzeri finansman şekilleri aracılığıyla kredi verdiği veya kredi vermeyi taahhüt ettiği bütün sözleşmeler tüketici kredisi olarak değerlendirilecektir. İkinci fıkrada kr... ![]() (Şerh No: 15105 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 28-11-2013 18:21)
Bilgi [TüketiciK. 21]
![]() Birinci fıkrada yapılan düzenleme ile tüketicinin taşınır bir malın satış bedelini önceden kısım kısım ödemeyi, satıcının da bedelin tamamen ödenmesinden sonra satılanı tüketiciye teslim etmeyi üstlendikleri ve ödeme süresi bir yıldan daha uzun veya belirsiz olan sözleşmeler hakkında Türk Borçlar Kanununun 264 üncü ve devamında yer alan ön ödemeli taksitle satış hükümlerinin uygulanması öngörülmüştür. İkinci fıkrada, taksitle satışlarda uyulması gereken usul ve esasların ayrıntılarının ikinci... ![]() (Şerh No: 15104 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 28-11-2013 18:15)
Bilgi [TüketiciK. 19]
![]() Bu maddede tüketicinin temerrüde düşmesine ilişkin düzenleme yapılmıştır. Birinci fıkrada yapılan düzenleme ile taksitle satış sözleşmelerinde tüketicinin özellikle muacceliyet şartlarına karşı korunması istenmiştir. Zira satıcı veya sağlayıcı ile akdedilen sözleşmelerde sık sık bir taksitin ödenmesinde gecikilmesi halinde bütün kalan taksitlerin de anında muaccel olacağı hükmüne rastlanmaktadır. Ancak bu durumun, ödeme planını taksitlere göre ayarlamış olan tüketiciyi mağdur edeceği ortadadı... ![]() (Şerh No: 15102 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 28-11-2013 18:15)
Bilgi [TüketiciK. 18]
![]() Bu madde ile 4077 sayılı Kanunda taksitle satışlarda yer almayan cayma hakkına ilişkin düzenleme getirilmiştir. Birinci fıkrada tüketicinin yedi gün içinde herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve cezai şart ödemeksizin taksitle satış sözleşmesinden cayma hakkına sahip olduğu düzenlenmiştir. İkinci fıkrada cayma hakkının nasıl kullanılacağı düzenlenmiştir. Satıcı veya sağlayıcı, cayma hakkı konusunda tüketiciyi bilgilendirmek zorundadır. Cayma hakkının kullanılmasına ilişkin diğer ayrıntılar... ![]() (Şerh No: 15101 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 28-11-2013 18:15)
Bilgi [TüketiciK. 17]
![]() Birinci fıkrada taksitle satış sözleşmesinin tanımı yapılmıştır. Taksitle satış sözleşmesi, satıcı veya sağlayıcının malın teslimi veya hizmetin ifasını üstlendiği, tüketicinin de bedeli kısım kısım ödediği sözleşmeler olarak tanımlanmıştır. Taksitle satış tanımı yapılırken malın tesliminin veya hizmetin ifasının ne zaman yapıldığı değil tüketicinin ödeme şekli önem kazanmaktadır. Malın teslimi veya hizmetin ifası sözleşmenin kurulduğu tarihte yapılabileceği gibi daha sonraki bir zamanda da yapı... ![]() (Şerh No: 15100 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 28-11-2013 18:15)
Bilgi [TüketiciK. 16]
![]() Birinci fıkrada ayıplı hizmetten sorumluluğa ilişkin zamanaşımı düzenlenmiştir. Özel yasal düzenlemelerde veya taraflar arasındaki sözleşmede daha uzun süreli bir sorumluluk öngörülmeyen hallerde, ayıplı hizmetten sorumluluk, ayıp daha sonra ortaya çıkmış olsa bile, hizmetin ifasından itibaren iki yıllık zamanaşımına tabidir. İkinci fıkrada sağlayıcının, hizmetin ayıbını tüketiciden ağır kusur ya da hile ile gizlemesi durumunda zamanaşımından yararlanamayacağı hüküm altına alınmıştır. ![]() (Şerh No: 15099 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 28-11-2013 18:09)
Bilgi [TüketiciK. 15]
![]() Bu madde, ayıplı mallara ilişkin 11 inci maddeye paralel olarak düzenlenmiştir. Buna göre ayıplı hizmette tüketicinin yine dört seçimlik hakkı bulunmaktadır. Bunlar; hizmetin yeniden ifasını talep etmek veya ücretsiz onarım gibi ifa temelli talepler ile sözleşmeden dönme veya bedel indirilmesi gibi yenilik doğuran haklardır. Bu seçimlik hakların kullanılması nedeniyle ortaya çıkan masraflar sağlayıcı tarafından karşılanır. Tüketici bu seçimlik haklarından biri ile birlikte Türk Borçlar Kanunu hü... ![]() (Şerh No: 15098 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 28-11-2013 18:09)
Bilgi [TüketiciK. 14]
![]() Birinci fıkrada yapılan düzenleme ile sağlayıcıya, hizmeti sözleşmeye uygun olarak ifa etme yükümlülüğü verilmiştir. İkinci fıkrada sağlayıcının, reklam ve ilânlarında yer alan açıklamalara ilişkin olarak sorumluluktan kurtulabileceği durumlar düzenlenmiştir. Sağlayıcı, kendisinden kaynaklanmayan reklam veya ilân yoluyla yapılan açıklamalardan haberdar olmadığını ve haberdar olmasının da kendisinden beklenemeyeceğini veya yapılan açıklamanın içeriğinin hizmet sözleşmesinin akdi anında düzelti... ![]() (Şerh No: 15097 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 28-11-2013 18:08)
Bilgi [TüketiciK. 12]
![]() Bu maddede ayıplı maldan sorumluluğa ilişkin zamanaşımı süreleri düzenlenmiştir. Birinci fıkrada satıcı sözleşme ile daha uzun bir süre sorumlu olmayı üstlenmemişse, ayıplı maldan sorumluluk, ayıp daha sonra ortaya çıkmış olsa bile, malın tüketiciye teslimi tarihinden itibaren iki yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Bu süre konut veya tatil amaçlı taşınmaz mallarda beş yıldır ve taşınmazın teslimi anından itibaren işlemeye başlar. İkinci fıkrada yapılan düzenleme ile ikinci el satımlarda s... ![]() (Şerh No: 15095 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 28-11-2013 18:07)
Bilgi [TüketiciK. 11]
![]() Birinci fıkrada ayıplı maldan dolayı tüketicinin seçimlik hakları düzenlenmiştir. Tüketici bu haklardan birini serbestçe belirleyebilir. Satıcı tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Tüketicinin ayıplı maldan dolayı dört seçimlik hakkı bulunmaktadır. Bunlar: - Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme. - Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme. - Aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya a... ![]() (Şerh No: 15094 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 28-11-2013 18:07)
Bilgi [TüketiciK. 10]
![]() Bu maddede ispat yüküne ilişkin düzenlemeler yapılmıştır. Birinci fıkrada yapılan düzenleme ile, 1999/44 sayılı AB Yönergesinin 5 inci maddesinin üçüncü paragrafına uygun olarak, tüketici lehine getirilmiş olan bir ispat kolaylığı benimsenmiştir. Buna göre teslimden itibaren altı ay içinde ortaya çıkan ayıpların teslim anında var olduğu kabul edilir. Sözleşmeye aykırı bir malın ifa edilip edilmediği teslim anına göre saptandığından, tüketicinin ayıptan doğan haklarını kullanabilmesi, ayıbın o an... ![]() (Şerh No: 15093 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 28-11-2013 18:02)
Bilgi [TüketiciK. 9]
![]() Birinci fıkrada yapılan düzenleme ile satıcıya, malı satım sözleşmesine uygun olarak tüketiciye teslim etme yükümlülüğü verilmiştir. İkinci fıkra 1999/44 sayılı AB Yönergesinin 2 nci maddesinin dördüncü paragrafı esas alınarak kaleme alınmıştır. Reklam veya ilân yoluyla yapılan açıklamalara aykırı mal teslim edilmesi halinde bir ayıbın varlığının kabul edilmesinin nedeni, bu açıklamalarda yer alan taahhütlerin taraflarca bilindiği ve dolayısıyla bunların sözleşme içeriği olduğudur. Ancak nadi... ![]() (Şerh No: 15092 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 28-11-2013 18:00)
Bilgi [TüketiciK. 7]
![]() Bu maddede yapılan düzenleme tüketicilerin ısmarlamadığı mal ve hizmetlerden dolayı sorumlu tutulmalarının önüne geçilmesi amaçlanmıştır. Ayrıca bu madde ile paralel bir düzenleme 2011/83/AB sayılı Tüketici Hakları Hakkında Avrupa Parlamentosu ve Konsey Yönergesinin 27 nci maddesinde yer almaktadır. Birinci fıkrada yapılan düzenleme ile tüketicinin, sipariş etmediği malların gönderilmesi veya hizmetlerin sunulması suretiyle bir borç altına girmesinin engellenmesi amaçlanmıştır. Bu mal veya hi... ![]() (Şerh No: 15090 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 28-11-2013 17:58)
Bilgi [TüketiciK. 6]
![]() Bu madde, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 5 inci maddesi ile büyük ölçüde örtüşmektedir. Sadece maddenin ifade şekli düzeltilmiştir. Birinci fıkraya göre satışa arz edilen malın, satılık olmadığı belirtilmedikçe satışından kaçınılamaz. Benzer şekilde ikinci fıkraya göre de haklı bir sebep olmaksızın hizmet sağlamaktan kaçınılamaz. Üçüncü fıkraya göre, aksine bir teamül, ticari örf veya adet ya da haklı bir sebep yoksa; a) Bir mal veya hizmetin satışı, o mal veya hizmetin... ![]() (Şerh No: 15089 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 28-11-2013 17:57)
Bilgi [TüketiciK. 5]
![]() Bu madde ile 4077 sayılı Kanunun sözleşmedeki haksız şartlara ilişkin 6 ncı maddesi yeniden kaleme alınmıştır. Sözleşmedeki haksız şartlara ilişkin madde hükümleri, ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket edenlerin dayatması sonucu tek taraflı olarak sözleşmeye konulan, üzerinde pazarlık dahi edilmeden kabul edilmek zorunda kalınan ve tüketicinin aleyhine olan sözleşme şartlarına karşı tüketicileri korumak amacını taşımaktadır. Ayrıca bu düzenleme ile bi... ![]() (Şerh No: 15088 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 28-11-2013 17:55)
Bilgi [TüketiciK. 2]
![]() Kanunun kapsamının belirlendiği ikinci maddede “tüketici işlemlerinin” ve “uygulamaların” kapsam dâhilinde olduğu belirtilmiştir. Böylece, kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişilerin, tüketicilerle sözleşme imzalanmadan önce, sözleşmenin kurulması esnasında ve sözleşme imzaladıktan sonra yaptıkları uygulamalar da Kanun kapsamında değerlendirilecektir. Örneğin, tüketici kredisi verilmed... ![]() (Şerh No: 15085 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 28-11-2013 17:45)
Bilgi [TüketiciK. 1]
![]() Bu madde, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun birinci maddesi ile büyük ölçüde örtüşmektedir. 1982 Anayasasının “Tüketicilerin korunması” başlıklı 172 nci maddesi “Devlet, tüketicileri koruyucu ve aydınlatıcı tedbirler alır, tüketicilerin kendilerini koruyucu girişimlerini teşvik eder.” hükmü ile tüketicilerin korunmasını anayasal güvence altına almış ve Devleti tüketicileri korumakla görevlendirmiştir. Anayasa ile verilen görev çerçevesinde bu Kanun hazırlanmıştır. Bu doğrultuda, maddede çeş... ![]() (Şerh No: 15084 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 28-11-2013 17:42)
Kat Mülkiyeti Yasasından kaynaklanan uyuşmazlıklar, değerine bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemesinde çözümlenir. Kat maliki olduğu anlaşılan davacının davasının tefrik edilerek kat mülkiyeti hükümlerine göre yargılama yapılıp, esası hakkında hüküm kurulması gerekirken görevsizlik kararı verilmesi yanlıştır.
![]() (Şerh No: 15083 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 27-11-2013 11:49)
Borçlu bir meslek sahibi sayıldığı takdirde, bu mesleğiyle ilgili alet, edevat ve kitapları haczedilemez; borçlu bir teşebbüs sahibi sayıldığı zaman, bu teşebbüsün malları sermaye ağırlıklı olup haczedilebilecektir. Şikayet konusu incelenirken borçlunun yaptığı işte sermayeyle emeğin karşılıklı oranları tespite çalışılır; emeğin değerinin, sermayenin değerinden daha fazla olduğu görülürse "bir mesleğin", aksi takdirde "bir teşebbüsün" söz konusu olduğuna hükmedilir.
Somut olayda bir ticari i...
![]() (Şerh No: 15082 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 25-11-2013 17:17)
Dilekçeler aşamasında zamanaşımı def'ini ileri sürmeyen davalı; ön inceleme aşamasında ancak diğer tarafın duruşmaya gelmemesi veya duruşmaya gelip de açık muvafakatinin bulunması halinde zamanaşımı def'ini ileri sürebilir.
![]() (Şerh No: 15081 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 25-11-2013 16:56)
Taraf teşkili kamu düzeniyle ilgili olup mahkemece re'sen gözetilmesi gerektiğinden davalı şirketin adresinin tespiti davacıya yüklenemez.
![]() (Şerh No: 15080 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 25-11-2013 15:51)
Fiili Kamulaştırmasız el atma halinde malik tarafından mülkiyet hakkına dayanılarak ilgili idareden zararının giderilmesini isteyebilir; ancak öncelikle davalı idare ile uzlaşma yoluna gidilmesini zorunlu bir unsurdur. Aksi halde davanın usulden reddine karar verilmelidir.
![]() (Şerh No: 15079 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 24-11-2013 22:24)
İDAREYE BAŞVURU DAVA ŞARTIDIR:
5999 sayılı Yasa ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununa eklenen Geçici 6. maddede öngörülen uzlaşma yoluna gitmek üzere ilgili "idareye başvuru şartı yerine getirilmeden dava açıldığı anlaşıldığından", 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 155/2.maddesinin 1.cümlesi uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerekir.
![]() (Şerh No: 14646 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 24-11-2013 15:16)
"davacı babanın, her hafta, pazar günü, sabah saat 10:00 ile, akşam 16:00 saatleri arasında, tarafların müşterek yakını, davacının kardeşinin evinde, davalının da hazır bulunacağı ortamda görüşmeleri sureti ile" kişisel ilişkinin belirlenmesine hükmolunmuştur.
Anılan kararda; müşterek çocuğun, "anne tarafından" belirtilen yere götürüleceğine dair bir ibare bulunmamaktadır. Bu nedenle baba, çocuğu ile kişisel ilişkisini temin amacıyla yaptığı masrafları, ulaşım ve benzeri sair giderleri üstle...
![]() (Şerh No: 15078 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 21-11-2013 21:51)
Adı geçen alacaklı memurluğa müracaatla çocuk teslimi sırasında beş sefer olmak üzere ödediği taksi ücret ve memur yolluğu olarak 6000 TL.'nın borçludan alınması için muhtıra çıkarılmasını, ödemediği takdirde haciz işlemine geçilmesini istemiştir.
Şahsi münasebet tesisine yönelik giderlerin genel takip giderleri gibi düşünülmesi yerinde olamaz.
O halde istek sahibi ana veya baba çocuğun bulunduğu yere gitmek ve oradan çocuğu teslim almak ve yine aynı şekilde ve yerde teslim etmek yükümlülüğü...
![]() (Şerh No: 15077 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 21-11-2013 21:42)
Davacıya karşı müracaat sorumlusu durumunda olan davalının, çeki geriye ciro yolu ile alması ve başkalarına ciro etmesi mümkün ise de; bu şekilde ciro ile çeki devir aldıktan sonra kendisinin sorumlu olduğu kimselere müracaat borçlusu olarak başvurması mümkün değildir. Zira, geriye ciro ile çeki devralan ciranta, çeki devretmeden önceki duruma girer ve bu şekilde kimlere başvurma hakkı varsa ancak onlara karşı takip etme imkanına kavuşur.
![]() (Şerh No: 15076 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 20-11-2013 12:07)
"Kimse" sıfatı, çocuğun sağ olarak tamamıyla doğduğu anda kazanılabileceğinden; bebeğin doğum sırasında ana karnından tam olarak doğmadan ölmesi halinde de "kimse" sayılamayacağından; doktorun eylemi TCK m.455 kapsamında değerlendirilemez.
![]() (Şerh No: 15074 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 19-11-2013 21:04)
Dava, markanın hükümsüzlüğü ve hükmün ilanına karar verilmesi istemlidir.
Dava konusu markanın tescilli olduğu sınıftaki bir kısım mallar üzerinde 5 yıl süre ile kullanılmadığının saptanması halinde yalnız o mallar için hükümsüzlüğüne karar verilir. Bu durumda mahkemece davalının kullanıma dair sunduğu delillerin dava konusu markanın tescilli olduğu her bir emtia için ayrı ayrı değerlendirilmesi suretiyle davalının markasının kullanılmadığı mallar yönünden kısmen hükümsüzlüğüne karar verilmesi...
![]() (Şerh No: 15073 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 19-11-2013 15:07)
İhtiyati Tedbir talebinin reddine dair kararların temyizi kabildir. (HMK.391/3)
İhtiyati Tedbir talebinin reddine dair karar gerekçeli olmak zorundadır. (HMK.391/2)
![]() (Şerh No: 15071 - Ekleyen: Av.Mehmet Saim DİKİCİ - Tarih : 18-11-2013 20:22)
Kendisine rehin cirosu ile lehtar tarafından devredilen bononun hâmili, bonodan doğan bütün haklarını keşideciye karşı kullanabilir.
![]() (Şerh No: 15072 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 18-11-2013 16:40)
Kıdem ve ihbar tazminatı istemiyle ikame edilen davanın açılmasından sonra kıdem tazminatının tamamı davalı tarafça ödenmiş ve bu ödeme davacı işçi tarafından da kıdem tazminatına dair asıl alacak olarak kabul edilmiştir.
BK m.84 emredici nitelikte olmayıp, taraflarca aksinin kabulü mümkün olduğundan kıdem tazminatı alacağının tamamen ödendiği düşünülmeli ve önce faizden, sonra da asıl alacaktan mahsup yoluna gidilmemelidir.
Asıl alacak ödenmiş olmakla birlikte; dava dilekçesinde talep edi...
![]() (Şerh No: 15070 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 18-11-2013 11:08)
Taraflar arasındaki kat karşılığı inşaat sözleşmesinde, kat irtifakı kurulduğu zaman müteahhide, teminat tutulacak iki daire dışındaki bağımsız bölümlerin satış yetkisinin verileceği kabul edilmiştir.
Müteahhidin tapu iptal ve tescil talepli açtığı davada, inşaatın seviyesi ve sözleşmede kararlaştırılan bu husus göz önünde bulundurularak; teminat tutulan iki bağımsız bölüm dışındakiler yönünden davanın kabulü gerekir.
![]() (Şerh No: 15069 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 18-11-2013 10:07)
743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin 144. maddesinde 3444 sayılı Yasa ile yapılan değişiklik ve 492 sayılı Harçlar Kanunu çerçevesinde yoksulluk nafakası değerlendirilmiştir.
P.S: 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu m.175/1-c.1'de 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi (3444 S.K.'la değiştirilmiş) m.144/1-c.1 farklılığı olmamakla maddeye eklenmiştir.
![]() (Şerh No: 15068 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 17-11-2013 12:04)
Sigortalının ölümü halinde mirasçıları da, sigortalıya tebaen, hizmetlerinin tespiti talebi ile dava açabilirler ve dava, haksahibi davacının, murisi sigortalının çalışmasının, 01.06.1998 tarihinde başlayarak, kesintisiz bir şekilde, ölümü tarihine kadar devam ettiği; murisinin çalışmasının işverence 28.08.2001 tarihli işe giriş bildirgesi ile birlikte ve sonraki çalışmaları kapsayacak şekilde Kuruma bildirildiği iddiasına mesnetle; murisinin "sigortalılık başlangıcı ve hizmet süresinin tespiti"...
![]() (Şerh No: 15067 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 16-11-2013 14:00)
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; süresi içinde ibraz edilmeyen çeke dayalı olarak davacı hamil banka tarafından TTK m.644 uyarınca sebepsiz zenginleşme sebebiyle açılan davada, dava açma süresinin başlangıcı tarihidir.
Davaya konu çek 30.5.2008 keşide tarihli olup, 10 günlük ibraz süresi 9.6.2008 tarihinde sona ermektedir. Bu tarihten itibaren TTK m.726'da öngörülen 6 aylık zamanaşımı süresi uygulandığında 9.12.2008 tarihi itibariyle çek zamanaşımına uğramaktadır. Bu tarihten itibaren TTK m.64...
![]() (Şerh No: 15066 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 16-11-2013 13:59)
Eczane sahibi olan davacının, Bağ-Kur ile yapmış olduğu sözleşme davalı Kurum tarafından feshedilmiş; davacı tarafından feshin iptaline dair açılan dava kabul edilmiştir. Temyize konu dava, eczane sahibi davacının, haksız fesih döneminde müşteri kaybına uğradığı ve toplumda küçük düştüğü iddiasıyla ikame ettiği maddi ve manevi tazminat istemlidir.
Davacı, sözleşmesinin feshedildiği dönemde Bağ-Kurlu hastalara ilaç satışı yapamayarak zarara uğramıştır. Davacı, idare tarafından sözleşmesi fesh...
![]() (Şerh No: 15065 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 16-11-2013 13:58)
Uyuşmazlık; kiralanan taşınmazların tahliyesini düzenleyen İİK 269 vd. maddelerine dayanılarak (somut olayda taahhüt nedeniyle tahliye istemli) açılan bir davada, HMK m.320/1 karşısında tarafların duruşmaya davet edilmeksizin dosya üzerinden karar verilip verilemeyeceği noktasındadır.
Özel bir kanun olan İİK'daki hükümlerin daha genel bir kanun olan HMK ile değiştirildiği söylenemez. Uygulamada da HMK'daki hükümlerin, açıkça bir yollama yapmadıkça İİK'da uygulanmayacağı kabul edilmektedir. Bu...
![]() (Şerh No: 15064 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 16-11-2013 13:57)
Kendisine haciz ihbarnamesi gönderilen Kurumun borçluya ödeme yapması akabinde 3. kişinin banka hesaplarına haciz konulması talep edilmiş; icra müdürlüğünce talep reddedilmiştir. Temyize konu dava icra müdürlüğünün ret kararının iptali istemlidir.
İİK m.79 ve m.85 düzenlemeleri birlikte değerlendirildiğinde; (5510 S.K. m.93/1'deki istisnai durum hariç) haciz isteminin icra memurunca yerine getirilmesinin zorunlu olduğu ve icra memuruna, haczedilecek menkul, gayrimenkul ya da hakların niteliğ...
![]() (Şerh No: 15063 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 16-11-2013 13:57)
Kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe konu 24.3.2008 tarihli bononun, alacaklı bankayla düzenlenen kredi sözleşmesinin teminatı olarak verildiğinden bahisle takibin iptali istenilmektedir.
Bonoda, teminat amaçlı verildiğine yönelik bir açıklama olmadığı gibi; taraflar arasında düzenlenen 24.3.2008 tarihli genel kredi sözleşmesinde de dayanak senedin teminat olarak verildiğine dair bir kayıt bulunmamaktadır. Ayrıca alacaklının cevap dilekçesindeki açıklamaları da takip konusu senedin...
![]() (Şerh No: 15062 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 16-11-2013 13:55)
Alacaklının, dava dışı borçlu aleyhine başlattığı ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takipte; kira bedellerinin icra dosyasına gönderilmesi için ipotekli taşınmazın kiracısına İİK m.150/b gereğince muhtıra gönderilmiş; kiraların icra dosyasına ödenmemesi üzerine kiracı şirket hakkında İİK m.356 gereğince haciz uygulanması kararı alınmış ve kiracı şirketin çalıştığı şirkete İİK m.89/1 gereği haciz ihbarnamesi gönderilmiş ve kiracı şirketin iş merkezinde de fiili haciz uygulanmıştır.
Bunun üze...
![]() (Şerh No: 15061 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 16-11-2013 13:55)
Borçlunun, borcu olmadığını veya alacaklının takip yetkisi bulunmadığını icra dairesine bildirmesine, ödeme emrine itiraz denir. İtiraz sebepleri ileri sürme şekli bakımından imzaya itiraz ve borca itiraz şeklinde ikiye ayrılır. İmzaya itiraz dışındaki diğer bütün itirazlara borca itiraz denir ( Prof. Dr. Baki Kuru İcra ve İflas Hukuku, s. 241 ). Buna göre alacaklının aynı alacak için daha önce bir takip yaptığı ve bu takibin devam etmekte olduğu yönündeki derdestik itirazı, borca itirazdır.
![]() (Şerh No: 15060 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 16-11-2013 13:52)
Davacının birlik görevlerini yerine getirmemesi ve eşini kendi anne babasıyla oturtması tek başına davalının kişilik haklarına saldırı olarak değerlendirilemez. Davalının kişilik haklarına saldırı teşkil eden maddi bir olayın varlığı da kanıtlanamadığına göre davalının manevi tazminat isteğinin reddi gerekir.
![]() (Şerh No: 15059 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 16-11-2013 13:52)
HGK; boşanma davasına ilişkin olarak, birleşen davaya yönelik olup, temyiz aşamasında ileri sürülen yeni bir delilin bozma nedeni yapılabileceğine hükmetmiştir.
Somut olayda;
kocanın temyiz aşamasında verdiği dilekçesine eklediği evrak içeriğine göre, davacı-davalı kadının kolluktaki beyanından bir başka erkekle yaşadığı anlaşılmaktadır. O halde, sadakat yükümlüğünün ihlali sebebiyle taraflar arasındaki ortak hayatı temelinden sarsacak ve evlilik birliğinin devamına imkan vermeyecek derecede...
![]() (Şerh No: 15058 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 16-11-2013 13:50)
İstısnâ akdinin feshinden kaynaklı tazminat istemli davada zamanaşımı süresi, BK m.126/4 mucibince fesihten itibaren 5 yıldır.
![]() (Şerh No: 15056 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 13-11-2013 14:05)
KAMULAŞTIRMASIZ EL ATMA- HUKUKİ EL ATMA-GÖREV
Sonuç olarak, davacının taşınmazının imar planlarında “dere mutlak koruma alanı”nda bırakılması nedeniyle tasarruf hakkının kısıtlanmasının kamulaştırmasız el atma olarak nitelendirilemeyeceği, bunun, idari bir işlem olan imar planlarının zorunlu bir sonucu olduğu ve tasarruf hakkının kısıtlanması sebebiyle doğan zararın ancak "idari yargıda açılacak bir tam yargı davasına" konu edilebileceği sonucuna ulaşılmaktadır. Dolayısıyla bakılmakta olan da...
![]() (Şerh No: 15054 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 13-11-2013 09:40)
Davacı keşideci tarafından, bono bedellerini tahsil eden, bononun hamili bankaya karşı ikame edilen sebepsiz zenginleşme davasında:
Davacının keşidecisi olduğu bonolar, dava dışı şirketler tarafından bankadan kullanılan değişik tarihli kredilere karşılık rehin cirosu ile davalı bankaya intikal ettirilmiştir. Davacı; kambiyo senetlerinin, genel kredi taahhütnamesi ile kefil olunan borcun teminatı olarak bankaya verildiğini ileri sürmektedir. Oysa, bonolar davacı tarafından dava dışı borçlu şir...
![]() (Şerh No: 15055 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 12-11-2013 12:57)
Bilgi [MK. 305]
![]() ![]() (Şerh No: 489 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 08-11-2013 13:08)
Karayollarında husule gelen kazadan mütevellit tazminat istemiyle ikame olunan dava; özel hukuktaki araç işletenin hukuki sorumluluğundan değil, 6001 sayılı Yasa'da karayollarının emniyetle kullanılmalarını sağlayacak şekilde sürekli bakım altında bulundurmak, bakımını yaptırmak, onarmak, onarımını yaptırtmak, işletmek, işlettirmek, temizliğini yapmak, yaptırmak şeklinde öngörülen görevlerin tam ve eksiksiz yerine getirilmediği, dolayısıyla yürütülen hizmetlerin kusurlu işletildiği, meydana gele...
![]() (Şerh No: 15053 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 08-11-2013 11:28)
Davalı Belediye Başkanlığı'nın, yol kazı ve boru döşeme çalışması sırasında, konulması gereken uyarı ve işaretleme levhalarını koymaması nedeniyle meydana gelen kazada, aracında hasar oluşan davacının talep ettiği tazminat davasına bakma görevi adli yargıdadır.
![]() (Şerh No: 15052 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 08-11-2013 11:11)
Borçlar Kanunu(Eski) 134 üncü maddesi hükmü, "Müruruzaman müteselsilen borçlu olanlardan veya taksimi kabil olmayan bir borcun müşterek borçlulardan birine karşı katedilmiş olunca diğerlerine karşı da katedilmiş olur." kuralını içermektedir. Bu maddeye göre, müteselsil borçlulardan birine karşı zamanaşımının kesilmesi diğer müteselsil borçlulara karşı da zamanaşımını keser.
![]() (Şerh No: 15038 - Ekleyen: Ömer ÇİFCİ - Tarih : 07-11-2013 21:59)
KATILMA ALACAĞINDA ZAMANAŞIMI 1 DEĞİL 10 YILDIR:
Davacı-davalının katılma alacağına ilişkin ıslahın TMK m. 178 uyarınca bir (1) yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu yönündeki bozma kararına, yerel mahkemece “davanın on (10) yıllık dava zamanaşımı süresine tabi olduğu” şeklindeki gerekçe ile direnmesi, yukarıdaki açıklamalar nedeniyle yerinde olup onanmalıdır.
![]() (Şerh No: 14640 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 06-11-2013 14:52)
İtirazın iptali davası açılmadan önce borcun kısmen ödendiği hallerde, alacaklının ödenen kısım yönünden dava açmakta hukuki yararı olmayacağından, ödenen miktar göz önüne alınmaksızın bu kısım için de icra inkar tazminatına hükmedilemeyecektir. Alacağın varlığının dava tarihi itibariyle belirlenip icra inkar tazminatına hükmedilmesi dava ekonomisi ve yararlar dengesine de uygundur.
![]() (Şerh No: 15051 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 05-11-2013 22:08)
Dava, özünde tahsil istemini de barındırmakla, burada borçlunun takip sonrası yaptığı ödeme iddialarının da nazara alınması zorunludur. Borçlu, ödeme emrine itiraz ederken bildirmiş olup olmamasına bakılmaksızın, bütün itiraz sebeplerini ileri sürebileceğinden; mahkemenin, borcun sonradan ödendiği itirazını araştırarak, ödemenin takip konusu alacakla ilgili olduğunu belirlemesi halinde, alacaklının dava tarihi itibariyle talep edebileceği alacak miktarı üzerinden hüküm kurması gerektiğinde durak...
![]() (Şerh No: 15050 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 05-11-2013 22:03)
Dava; Yargıtay'da hakim olan sanığın, katılanın oğlunun aldığı cezayı kaldırtmak için ilgili Daire hakimleriyle görüşme vaadiyle menfaat temin ettiğine mesnetledir.
Hukuk devletinde ceza yargılamasının en önemli ilkelerinden biri olan "in dubio pro reo" kuşkudan sanık yararlanır kuralı uyarınca, sanığın bir suçtan cezalandırılmasının temel koşulu, suçun kuşkuya yer vermeyen bir kesinlikle ispat edilmesine bağlıdır. Şüpheli ve aydınlatılamamış olaylar ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak ...
![]() (Şerh No: 15049 - Ekleyen: Av.Nevra ÖKSÜZ - Tarih : 03-11-2013 12:16)
Günümüzdeki ağır ekonomik koşullar karşısında, eğitimle çalışmayı bir arada sürdürmenin mümkün olmayacağı bir kural ve karine olarak kabul edilmelidir. Davacının, üniversitede okuma arzusu ve bu amaçla hazırlık kurslarına gitmek istemesi onun en tabii hakkıdır. Davanın açıldığı sırada bir petrol istasyonunda cüzi bir miktar maaşla çalışması geçimini temine yönelik (zorunluluktan doğan) bir çalışmadır. O halde, hiçbir malvarlığı ve geliri bulunmayan, henüz reşit olmuş ve okuma isteğinde olan kız ...
![]() (Şerh No: 169 - Ekleyen: Av.Gülsüm SEZEN - Tarih : 02-11-2013 23:47)
Ana ve babanın bakım borcu çocuğun ergin olmasına rağmen eğitimi devam ettiği takdirde kalkmamakta, devam etmektedir. (388/1). Çocuğun MK. 364. maddesi uyarınca ayrıca dava açmasına lüzum yoktur.
Bu durumda hiç bir malvarlığı ve geliri bulunmayan davalıya eğitimi sona erinceye kadar davacı babanın bakma yükümlülüğü devam ettiğine göre, mahkemece; davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
![]() (Şerh No: 15048 - Ekleyen: Av.Ufuk BOZOĞLU - Tarih : 02-11-2013 23:43)
Çocuğun ergin olması, iştirak nafakasının kaldırılmasına neden olacaktır. Ancak eğitime devam etme durumu varsa nafaka kaldırılmayarak yardım nafakası olarak devam etmesine karar verilmesi gerekecektir.
![]() (Şerh No: 15047 - Ekleyen: Samet Can OLGAÇ - Tarih : 02-11-2013 23:39)
Çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakası çocuğun ergin olmasıyla sona erecektir. Çocuğun ergin olmasına rağmen eğitimine devam etmesi halinde yeni bir dava açarak yardım nafakası talebinde bulunabilir. Ayrıca çocuk dava tarihi itibariyle ergin olduğundan dava ehliyetine sahiptir. Bu nedenle husumetin çocuğa velayeten anneye yöneltilmesi mümkün değildir.
![]() (Şerh No: 15046 - Ekleyen: Samet Can OLGAÇ - Tarih : 02-11-2013 23:39)
|
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |