Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yanıt Bekleyen Hukukçu Meslektaşların Soruları
Kanallar : Lütfen Seçiniz

Hukuk Haberleri :
23.08. Takı Konusunda Önemli İçtihat Değişikliği - Av.Habibe YILMAZ KAYAR
Haber Ekleyin

Yazan : avrkarahan, Tarih : 22-01-2025 13:12
müvekkil eyt ile emeklilik hakkı kazandı ancak 1.08.1998 tarihi ile 1.06.1999 tarihlerinde 18 yaşından küçük olduğu ve babasının yanında sigortalı gözüktüğü için emekliliği iptal edildi. belirtilen tairhler arasında 43 prim günü mevcut bu konuda emekliliğin iptaline ilişkin hangi mahkemede nasıl bir dava açmamız gerekiyor ?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :3211, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : burakxpp, Tarih : 22-01-2025 11:09
Meslektaşlarım merhabalar, kısaca sorum şu şekilde; ilamsız takibe borçlu tarafından süresi içinde itiraz edildiği takdirde 1 yıllık süre içinde itirazın iptali davası yerine tazminat davası açılabilir mi? Buna ilişkin alacak davası açılabileceğine yönelik kararlar var lakin emin olmak için tazminat davası açısından da burada konu açmayı gerekli gördüm. Herkese iyi çalışmalar dilerim.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :3264, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : Toy Avukat, Tarih : 22-01-2025 10:11
Meslektaşlarım merhabalar, müvekkilin boşanma davası kesinleştikten sonra evlilik birliği dışında bir çocuğu oluyor. Akabinde müvekkil çocuğu tanıyor. Çocuğun velayeti uzun yıllardır annesinde olmasına karşın; anne birkaç yıl önce çocuğu terk ediyor. Çocuk ise bu andan itibaren müvekkilin yurt dışında yaşaması ve çalışmasına bağlı olarak babaannesiyle kalmaya başlıyor. Bu süreçte çocuğun tüm masrafları müvekkil tarafından karşılanıyor, çocuk için hesap açtırıyor, para gönderiyor vs. Mevcut durumda müvekkilin çocuğunun velayetini almayı ve yurt dışına götürmeyi istiyor. Fakat kendisinin duruşmaya katılması yahut sosyal inceleme raporu için yapılacak görüşmeye gidebilmesi mümkün değil. Çocuğun üstün yararı, 16 yaşında olması sebebiyle artık anne şefkatine ihtiyaç duymadığı ve kendi iradesinin de velayetinin babasına verilmesi yönünde olduğu gözetilerek müvekkil gelmese dahi karar almamız mümkün müdür? Yoksa müvekkilin mutlak bir şekilde duruşmaya katılması mı gerekmektedir? Yardımcı olursanız sevinirim, iyi çalışmalar.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :3240, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : Av.heren, Tarih : 21-01-2025 20:42
Merhaba meslektaşlarım, tutuklunun daha önce ismini cezaevine bildirmediği dayısının oğlu cezaevinde görüşmeye gitmek istemektedir. Yönetmelikte görüş için belirli derece akrabalar sayılmış ancak kuzenin görüşme imkanı var mıdır? Varsa nasıl bir prosedür izlemeli? Başsavcılığa görüş izni dilekçesi sunması halinde görüş izninin verildiğini ne şekilde öğreniyor? Bu süreç hakkında bilgilerinizi paylaşırsanız sevinirim.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :3289, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : Furkan Terzioğlu, Tarih : 21-01-2025 17:23
Merhabalar,

Cumhuriyet savcısının kısmen mahkumiyet kısmen beraat şeklinde mütalaa verdiği dosyada tüm sanıklar tüm iddialar yönünden beraat etti.

Bunun üzerine mahkeme tarafından Cumhuriyet Başsavcılığı Kanun Yolu Bürosuna gönderilen dosyaya Kanun Yolu Bürosu tarafından "İlgi sayılı yazınıza kayden gönderilen, mahkemenizin 20xx/xxx esas sayılı dava dosyası 24/12/2024 tarihli kararı ile birlikte görüldü için büromuza geldiği anlaşılmakla; anılan kararın görüldü işlemi yapılmış olup kararı karşı istinaf yoluna gidilmeyeceğinden dosya yazımız ekinde iade edilmiştir." şeklinde görüldü yapılarak istinaf edilmeyeceği belirtildi.

Daha sonra davayı takip etmeyen ve katılan sıfatı bulunmayan müşteki idare kararı istinaf etti.

Bunun üzerine duruşma savcısı da Kanun Yolu Bürosunun istinaf etmeyeceklerini belirtmesine rağmen kararı istinaf etti.

Müşteki idarenin katılan sıfatı olmaması sebebiyle yaptıkları istinaf başvurusunun reddedileceğini bildiğinden Cumhuriyet savcısı ile görüşüp ondan istinafa gitmesini istediklerini düşünüyorum. Kanun Yolu Bürosunun istinaf etmeyeceklerine dair dosyaya yolladıkları evrak istinaf hakkından feragat ettikleri, bu yüzden duruşma savcısının istinaf edemeyeceği anlamına gelir mi? Bu tarz bi durumla karşılaşan var mı?

Teşekkürler.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :3331, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : Av. Emirhan Çiftci, Tarih : 20-01-2025 17:10
Merhabalar, avukat vekaletname olmaksızın tutuklu kişiye kıyafet verebilir mi? Teşekkürler.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :3594, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : Avukat1804, Tarih : 20-01-2025 11:43
Merhaba müvekkil yurtdışı plakalı aracı ile Yavuz Sultan Selim Köprüsünden geçerken yolda bulunan lastik parçalarına çarpması nedeni ile maddi hasarlı kaza meydana geliyor. Müvekkilin sigorta şirketi poliçelerinin Türkiye'de geçerli olmadığını beyan ediyor.
Kaza sonrasında resmi olarak tutulan kaza tespit tutanağına göre köprünün işletmesi ve temizliğinden sorumlu olan ICA Kuzey Çevre Otoyolu işletmesi kusurlu bulunuyor. Buna istinaden ICA'ya hasar bedelimizi faturalandırarak başvurduk ancak ödeme yapmadıkları gibi geri dönüş de alamıyoruz.

Öncelikle bu hususa ilişkin sigorta tahkim komisyonuna gidemeyeceğim kanaatindeyim çünkü karşı tarafın sigorta şirketini bilmiyoruz var mı yok mu bu bilgi de mevcut değil.
Hasar bedeline ilişkin olarak direkt icra takibi mi başlatmalıyım yoksa öncesinde arabulucuya başvurarak hem hasar bedelini hem de değer kaybını talep edebilir miyim? Böyle bir durumda davamı Asliye Ticaret Mahkemeleri nezdinde mi açmalıyım? Tavsiyeleriniz nedir? Teşekkür ederim şimdiden.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :3629, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : avukat.fks, Tarih : 17-01-2025 22:31
Merhaba meslektaşlarım,

Açacak olduğumuz muhdesat aidiyetinin tespiti davasına müvekkile ait plastik seralar (Demir konstrüksiyon olup zeminde betonla sabitlenmiş, direkleri 60 cm beton ile toprağa sabit bulunan) ve cam seralar (sınırları tamamen beton ile çevrili, direklerin toprak altında kalan kısımları beton, demir aksamı kaynak yapılmak suretiyle sabitlenmiş, tamamen cam ile kaplı) dava konusu edilebilir mi?

Sondaj kuyularının muhdesat olarak kabul edilmemesi için gerekli sınır 10 metreden sığ olması mıdır?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :3995, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : imsel, Tarih : 17-01-2025 17:22
çocuğun velayeti tedbiren anneye verildi.anne öğretmen müvekkil ise ormanda işçi.toplu sözleşme subat ayında imzalanack.ilk anda 2000 tl iştirak nafakası takdir edildi karşı taraf ekim ayında artış istedi 4500 tlye çıktı.şimdi yeniden çocuğun özel okula başladığı müvekkilin şartların değiştiği gerekçesiyle artış istediler.mahkemede müvekkilin son 4 aylık maaşının sgk dan istenmesine karar verdi.bu kadar kısa süre içinde (2 ay)arttırılması istenmesi müvekkilin maaşında bir artış olmadan karar verilir mi? ayrıca sgk da brüt maaş bildiriliyor oysa müvekkilin maaşı çok daha az olacak,çalıştığı yerden istemedi, mahkemenin yaptığına nasıl itiraz edebiliriz? ayrıca özel okula gitme olayına itiraz edilebilir mi devlet okulu var diye? teşekkürler.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :3959, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : Av.heren, Tarih : 17-01-2025 16:17
Meslektaşlarım davacı vekili olduğum işe iade davasında gerekçeli karar tebliğ edildi ancak sonraki prosedür hakkında aklıma takılan çok şey var. Uygulama hakkında tecrübeli kişiler paylaşımda bulunursa sevinirim.
1-İlamda hükmedilen vekalet ücreti ve yargılama gideri karar kesinleşmeden ilamlı icraya konu edilebilir mi? (bu konu hakkında asıl talep kesinleşmeden icra edilemeyeceğinden ferisi de edilemez diyenler de var ancak uygulamada sıklıkla kabul edilen nedir?)

2-kanunda kesinleşen kararın tebliğinden itibaren 10 iş günü içinde işverene başvurulur diyor. Burada kararın tebliğinden itibaren 2 hafta istinaf süresini bekleyip istinaf edilmediği takdirde kesinleşme şerhi yüklenmeksizin işverene başvuru yapmamızda sakınca var mıdır?
İlla kesinleşme şerhi yüklendikten sonra mı başvuru yapmalıyız? kesinleşme şerhi bazen geç yüklenebilmekte ve kesinleşme evrakında kesinleşme tarihi evrakın düzenlenme tarihinden daha önce olabilmektedir, 10 iş günlük sürenin kaçırılmaması açısından bunun sorun yaratacağını düşünüyorum

3-boşa geçen süre tazminatı her halükarda ödenmesi gerektiğinden ve bu alacak eda hükmü olmadığından karar kesinleşmeden ilamsız icra takibine konu edilmesi mümkün müdür?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :4302, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : Av.heren, Tarih : 17-01-2025 12:08
Merhaba, ihtiyaç sebebiyle açılan tahliye davası süresince davacı müvekkil dava konusu taşınmazda oturamaması ve başka bir konut için kira ödemek zorunda kalması halinde ödediği kiraları kiracıya karşı maddi tazminat davası olarak ileri sürebilir mi? Bunun bir hukuki dayanağı var mıdır? Bilgi ve tecrüberilerinizi paylaşırsanız sevinirim.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :3919, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : lawyer2096, Tarih : 16-01-2025 21:07
Herkese merhaba meslektaşlarım. Müvekkilim diğer ortaklarla yapmış olduğu yazılı adi ortaklık sözleşmesi kapsamında adi ortaklığa 2017 yılında sermaye olarak emeğini ve nakit olarak bir miktar parasını koymuş olup yaklaşık 3 yıl kadar sigortalı döner ustası olarak çalışmıştır. Bu 3 yıl boyunca müvekkilime hiçbir ödeme yapılmamış, ortaklığın zarar ettiği beyan edilmiş ancak kendisi ile hiçbir zaman bilançolar paylaşılmamıştır. Müvekkilim ise ödeme alamaması neticesinde 2020 yılında döner ustası olarak çalışmayı bırakmıştır. Ancak adi ortaklık sözleşmesinde müvekkilimin "%25 hissesine tekabül eden 300.000 TL'yi ortaklığa borçlanmış olduğu ve öncelikle kâr payı borcundan mahsup edileceği, 300.000 TL ödenmediği takdirde ortaklığın hukuken geçerli olmayacağı" maddesi yer almaktadır. Bu nedenle müvekkilimin 3 yıl çalıştığı süre boyunca hissesine tekabül eden kâr payının 300.000 TL' yi bulup bulmadığını da bilmiyoruz. Şu aşamada ortaklığın tespiti, ortaklığın feshi ve tasfiyesine ilişkin dava açmamız mı gerekir ya da nasıl bir tavsiyede bulunursunuz?

2. Sorum ise; Müvekkilim 2020 yılında ortaklıktan ayrılmışsa da ihtarname vs göndermemiş yalnızca sözlü fesih bildiriminde bulunmuştur. Bu durumda adi ortaklık sözleşmesinin kurulduğu andan dava tarihine kadar kar payı talep edebilir miyiz?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :4124, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : av.aysse, Tarih : 16-01-2025 16:06
Merhabalar, müvekkile ait arazinin etrafında olup kesinleşen orman kadastrosu mevcuttur. İlgili arazi okyanusun ortasındaki ada gibi bırakılmış ve çevresiyle orman alanı harici bağlantısı yoktur. Ayrıca kadastro sırasında orman sayılmayan yer olarak belirlenmiştir. Kadastro iptali talebi vb hariç bu durumda ne gibi bir yol izlememi önerirsiniz, sevgilerle..
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :4399, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : Av.Fatih Kurucu, Tarih : 16-01-2025 14:45
Merhaba sayın meslektaşlarım, kesinleşmiş mahkeme kararı doğrultusunda müvekkil işveren işçisine 100,00 TL fazla mesai ücreti ödüyor ve eksik prime ilişkin beyannameyi de kesinleşmiş mahkeme kararının şirkete tebliğ olduğu tarihi takip eden 26'sına kadar veriyor. Ancak SGK'dan idari para cezası tebliğ ediyor bu işleme ilişkin eksik bildirim yapıldığı için yani zamanında 100,00 TL'yi ödeyecektin diyor. Ancak bilindiği üzere işe iade davalarında işverenin usulüne uygun daveti üzerine işçinin işe başlaması durumunda, davete ilişkin tebligatın işçi tarafından alındığı tarihin içinde bulunduğu ayı,
İşverenin işçiyi işe başlatmaması durumunda ise, işçinin işe başlamak için işverene yaptığı başvuruya ilişkin tebligatın işverence alındığı tarihin içinde bulunduğu ayı,
takip eden ayın 26’sına kadar, SGK’ya verilmesi halinde yasal süresi içinde verilmiş kabul edilmektedir. Ancak işçilik alacaklarına ilişkin (Örn; fazla mesai, ücret, hafta tatili) bu uygulama nasıldır takip eden 26 sını uygulaması yok mudur. Hal böyle olunca kaybedilen her dava için ücret niteliğinde bir ödeme yapıldığında müvekkil şirket sürekli idari para cezası ile karşı karşıya kalacaktır.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :3995, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : avukat.fks, Tarih : 16-01-2025 13:10
Merhaba meslektaşlarım,

Hız sınırının aşılması nedeniyle kesilen trafik idari para cezasını ödeyip dekontunu da sunarak itiraz ettim. Sulh Ceza Hakimliği itirazın kabulüne, idari para cezasının kaldırılmasına miktar dikkate alınarak kesin olarak karar verdi.

Bu aşamada ödenmiş olan paranın iadesi için Vergi Dairesine mi başvurmalıyım, izlenecek yok nedir?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :3937, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : Av. Lowyer, Tarih : 16-01-2025 13:08
Merhabalar meslektaşlarım,

Müvekkilim 1 yıl önce satın almış olduğu oto çekici/kurtarıcının Tüvtürkte muayenesi sırasında tonajın ruhsatta yanlış yazılmış olması sebebiyle muayeneden kalmıştır. Müvekkilim düzeltme için birkaç farklı notere gittiğinde noterden bu düzeltme yetkisinin olmadığını ve TNB'ye yazı yazılması gerektiğini söylemişlerdir. TNB'den gelen cevabi yazıda çekicinin daha önce tür değişikliği yapılan XX noterinden ilgili evrakların gönderilmesi istenmiştir. Ancak XX noterliği ile iletişime geçildiğinde işleme dayanak bir evrak olmadığı ve işlemi yapan katibin de sahtecilik sebebiyle tutuklu/hükümlü olduğu söylenmiştir. Bu noktada başvurabileceğimiz bir yer bulamıyoruz. Bu noktada ruhsattaki yanlışı düzeltebileceğimiz bir idari yol veya dava imkanı var mıdır? Şimdiden teşekkür ederim.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :3862, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : batuhan003, Tarih : 15-01-2025 12:09
Sevgili meslektaşlarım, yaklaşık 5 yıldır yurtdışında yaşıyorum hukuki konularda biraz paslanmışım ve daha önce böyle bir olayla karşılaşmadığım için konu hakkında ki bilgim de çok az. Bu nedenle yardımınıza ihtiyacım var

Bir yakınım (72 yaşında) son zamanlarda haberlerde de gördüğümüz teknikle '' postanız var imzanızı atmanız gerekli '' denilerek kesik kısımdan arkadaki boş senete imza attırılmış. Ve hakkında yüklü bir miktarda icra takibi başlatılmış. İcra takibine itiraz için hemen bir meslektaşla iletişime geçilmiş ve günü geçmeden vekalet çıkartılarak dosyaya itiraz edilmiş. Şimdi saygıdeğer meslektaşımız avukatlık sözleşmesi henüz imzalanmadan 200 bin TL peşin dosyanın kazanılması halinde ise 800 bin TL istiyormuş. Bu aşamada haklı azil sebeplerinin oluştuğunu düşünüyorum ancak ücretin önceden mi sonradan mı konuşulduğunu ispat etmek imkansız. Haksız azilden dolayı avukatlık kanunu m.164 %10-%25 arası değere hükmedilebileceğini söylüyor. İcra takibinin değeri de 10 milyon TL.

Zaten bir dolandırıcılık çetesinin eline düşmüş olan 72 yaşındaki müvekkilden 1 milyon lira para istemenin ve bu değeri vekaleti aldıktan sonra söylemenin meslek etik ve ahlakına uymadığını düşünüyorum.


Yakınım şu anda çok ciddi derecede korku içinde bir de avukat ''meslektaşın'' istediği ücreti duyduktan sonra ölsem daha iyi diye düşünüyor.

Bu aşamada avukat ''meslektaşın'' azli yapılırsa yakınıma m.164 gereği işlem başlatacağına %100 eminim.
Ücret konusunda anlaşamazsak ve buna rağmen dosyaya istifa vermezse uyuşmazlık nasıl çözülecek hiçbir fikrim yok (dediğim gibi başıma hiç gelmedi).

Muhtemelen bu dosya için uzun zaman sonra Türkiye'ye geleceğim . Siz değerli meslektaşlarımdan bu durumda ne yapılabilir diye değerli bilgilerinizi almak istiyorum.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :3547, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : norrinradd, Tarih : 15-01-2025 09:31
Merhaba meslektaşlarım. Kiracıya karşı ihtiyaç sebebiyle tahliye davası açmadan önce zorunlu arabuluculuğa başvurduk. Anlaşamadık sonra ihtiyaç sebebiyle tahliye davası açtık. Tahliye davası açıldıktan sonra kiracı vefat etti ve mirasçıları davaya dahil edildi. Mirasçılara karşı da zorunlu dava şartı arabuluculuk yerine getirilmeli mi, getirilecekse bile nasıl olacak bu, böyle bir yükümlülüğü var mı davacı kiraya verenin? Çünkü arabuluculuk şartı yerine getirildi ve sonrasında zaten dava açıldı, dava açıldıktan sonra ölüm sebebiyle davalının mirasçıları kendiliğinden davaya davalı olarak dahil oldular ve tarafta iradi bir değişiklik olmadı, HMK m.55 gereği kanuni taraf değişikliği oldu. Teşekkürler.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :3765, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : Dilara Sönmez, Tarih : 14-01-2025 21:06
Merhabalar
10 yıl önce almış olduğum bir cmk dosyası ancak Yargıtay'dan geri döndü. Lakin bu süre zarfında ben serbest avukatlığı bıraktım, bir şirkette çalışmaktayım.

Bozma ile geri dönen dosya yeniden görülmüş. 10 yıl öncesinde mağdur sıfatında olan küçüğün vekili halen ben görülmekteyim. Suçun konusu çocuğun kaçırılması ve cinsel istismarı. O dönem küçük olan mağdur şu an 26 yaşında ve duruşmada sanıktan şikayeçi olmadığını, o dönemdeki beyanının yalan olduğunu duruşmada söylemiştir. sanık beraat etmiş. davaya katılan kurum vekilinin de dosyayı temyiz etmediğini görüyorum.
Sorum şu ki, ben kararı sizce temyiz etmeli miyim?
Dosyadaki mağdur şu an reşit çok net bir beyanı var konu ile ilgili ama bir yandan da vekil olarak sorumluluğum halen devam ediyor. Dosyayı temyiz edeceğim lakin yine bir 10 yıl sürerse mağdur şikayetçi olmamasına rağmen belki de gerçekten masum bir insanı sürüncemede bırakacağım.
Gerçekten kafam çok karıştı. Kıymetli yardımlarınıza talibim. şimdiden teşekkürler
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :3429, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : berkberk98, Tarih : 13-01-2025 16:20
Merhaba
Örnek 13 tahliye talepli icra ödeme emrinde kimi mahkemeler 1/7 açıklamasında da tahliye yazması gerektiğini öne sürüyor malumunuz. Ancak 1/7 açıklamasını ne şekilde ve nereye yazmam gerektiğini bulamıyorum. Adresin yanına mı yazmalıyım veya örnek cümle izah edebilir misiniz? Saygılar
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :3813, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06509709 saniyede 13 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.