1-) Yeşil Dönüşüm Nedir?
Yeşil dönüşüm, ekonomik ve sosyal sistemlerin sürdürülebilir, çevre dostu ve düşük karbonlu bir yapıya dönüştürülmesi sürecidir. Bu dönüşüm, enerji üretimi ve tüketimi, ulaşım, tarım, sanayi ve atık yönetimi gibi alanlarda yeşil teknolojilerin ve uygulamaların benimsenmesiyle gerçekleşir. Amaç, iklim değişikliği etkilerini azaltmak, doğal kaynakların korunmasını sağlamak ve çevresel sürdürülebilirliği artırmaktır.
Yeşil dönüşümde bazı temel unsurlar şunlardır:
Yenilenebilir Enerji: Güneş, rüzgâr, hidroelektrik ve biyokütle gibi kaynaklardan enerji üretimi.
Enerji Verimliliği: Enerji tüketimini azaltmak için enerji tasarruflu teknolojilerin kullanılması.
Döngüsel Ekonomi: Atıkların yeniden kullanımı, geri dönüşüm ve sürdürülebilir üretim yöntemleri.
Sürdürülebilir Tarım: Doğal kaynakları koruyan ve kimyasal kullanımını azaltan tarım uygulamaları.
Yeşil Ulaşım: Elektrikli ve hibrit araçlar, bisiklet yolları ve toplu taşıma sistemlerinin teşvik edilmesi.
Çevresel Yönetim ve Politikalar: Çevre koruma yasaları ve politikalarının uygulanması ve denetlenmesi.
Yeşil dönüşüm, uzun vadeli ekonomik büyüme ve kalkınmayı, çevresel koruma ve sosyal refah ile uyumlu hale getirmeyi hedefler. Geleneksel endüstriyel uygulamaların çoğu, kaynak tüketimi, enerji kullanımı ve karbon salımları gibi çevresel etkileri yüksek olan süreçlere dayanmaktadır. Yeşil dönüşüm, yenilikçi teknolojilerin, verimlilik önlemlerinin ve sürdürülebilir üretim yöntemlerinin benimsenmesini içeren bir yaklaşımdır. Gerek AB Yeşil Mutabakatı ve ilgili mevzuatların Türkiye’deki dış ticareti üzerindeki etkisi, gerek yatırım ve finansmanda sürdürülebilirlik kriterlerinin finansman kaynakları için önemli hale gelmiş olması çevresel etki kavramını ve karbonsuzlaşma faaliyetlerini öncelikli gündem maddesi haline getirmiştir. Yeşil dönüşüm, çevresel etkiyi azaltmayı ve sürdürülebilirlik ilkelerini benimsemeyi hedefleyen bir dönüşüm sürecidir. Bu dönüşüm, karbonsuzlaşma faaliyetlerini, enerji ve kaynak verimliliğini artırmayı, yenilenebilir enerji kaynaklarına geçişi teşvik etmeyi, atık yönetimini iyileştirmeyi ve sürdürülebilir üretim ve tüketim modellerini benimsemeyi içerir. Paris Anlaşması’nın 2021’de Meclis tarafından kabulü ve daha sonra 2022’de gerçekleşen iklim zirvesi COP27’de ülkemizin azaltım taahhüdünün açıklamasını takiben Türkiye’de Sanayide Yeşil Dönüşüm büyük bir ivme kazanmıştır. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi kapsamında 27 yıldır, üye tüm ülkelerin katılımıyla düzenlenen Taraflar Arası Konferansların (Conference of Parties) 2022 yılı ayağı olan COP27, Mısır’ın Şarm El-Şeyh kentinde düzenlendi. Yeşil Dönüşüm kapsamında, kurumların Sürdürülebilir Yönetim Sistemlerini oluşturmaları ve sera gazı salımını azaltma, özetle karbonsuzlaşma öne çıkmaktadır.
2-) Yeşil Dönüşüme İlişkin İç ve Milletler Arası Hukuktaki İlgili Mevzuat Nedir?
- 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Sağlık hizmetleri ve çevrenin korunması” başlıklı 56. maddesinin 1. fıkrasına göre, “Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir”. 56. maddesinin 2. fıkrası ise “Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek devletin ve vatandaşların ödevidir”. 56. maddesinin 3. fıkrası ise “Devlet, bu görevini kamu ve özel kesimlerdeki sağlık ve sosyal kurumlarından yararlanarak, onları denetleyerek yerine getirir” şeklinde hüküm altına alınmıştır.
- İklim değişikliği ile mücadele kapsamında, ülkemizin de 24 Mayıs 2004 yılında katıldığı Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (BMİDÇS), uluslararası alanda atılan ilk ve en önemli adımdır. Bu kapsamda, 2015 yılında Paris’te düzenlenen BMİDÇS 21. Taraflar Konferansı’nda Paris Anlaşması kabul edilmiştir. Ülkemiz, Paris Anlaşması’nı, 22 Nisan 2016 tarihinde, New York’ta düzenlenen Yüksek Düzeyli İmza Töreni’nde 175 ülke temsilcisiyle birlikte imzalamış olup, 6 Ekim 2021 tarihinde onayladığımız Anlaşma 10 Kasım 2021 tarihinde yürürlüğe girmiş ve bu süreçte ülkemizin 2053 karbon-nötr hedefi açıklanmıştır.
- 12 Aralık 2015 tarihinde kabul edilen ve 4 Kasım 2016 tarihinde yürürlüğe giren Paris Anlaşması, küresel iklim değişikliği ile mücadelede önemli bir dönüm noktasıdır. Türkiye, yeni iklim rejiminde finans ve teknoloji desteklerine erişim talebinin karşılanması kaydıyla 2015 yılında Paris Anlaşmasını kabul etmiş ve 22 Nisan 2016’da anlaşmayı gelişmekte olan ülke olduğunu sözlü olarak dile getirerek imzalamıştır. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN, 21 Eylül 2021 tarihinde Birleşmiş Milletler 76. Genel Kurulunda Paris Anlaşmasını onaylayacağımızı açıklamıştır. Sayın Cumhurbaşkanımız 27 Eylül 2021 tarihinde gerçekleşen Kabine Toplantısı’nın ardından yaptıkları konuşmada ise 2053 net sıfır emisyon hedefimizi açıklamıştır. Bu açıklamaların ardından 2016 yılında imzalamış olduğumuz Paris Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun 7 Ekim 2021 tarihli ve 31621 sayılı Resmî Gazetede yayımlanmıştır. Ayrıca, Paris Anlaşması’na ilişkin Onay Belgesi ve Ulusal Beyanımız 11 Ekim 2021 tarihinde Anlaşma Depoziteri olan Birleşmiş Milletler Genel Sekreterine tevdii edilmiştir. Anlaşma’nın 30 günlük depoziter süresi 10 Kasım’da sona ermiştir ve bu tarihte Türkiye Paris Anlaşmasına taraf olmuştur.
- Ayrıca Avrupa Yeşil Mutabakatı'nın önemli bir parçasını teşkil eden Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması'na (SKDM) ilişkin (AB) 2023/956 sayılı Tüzük AB Resmî Gazetesi’nde 16 Mayıs 2023 tarihinde yayımlanmıştır.
- Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi, Ülkemiz, bu sözleşmeye 21/10/2003 tarihli ve 25266 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 16/10/2003 tarihli, 4990 sayılı kanun ile uygun bulma suretiyle 24 Mayıs 2004’te 189. Taraf olarak katılmıştır.
1982 Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Milletlerarası andlaşmaları uygun bulma” başlıklı 90/son maddesinde “Usulüne göre yürürlüğe konulmuş Milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz”. (7 Mayıs 2004 tarihli 5170 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun’un 7. maddesi) “Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır” hükmünü içermektedir. Bu hüküm uyarınca Ülkemizin de taraf olduğu Paris Anlaşması hükümleri iç hukuk bakımından da bağlayıcı mahiyettedir.
- 2872 sayılı Çevre Kanunu’nun “Kirletme yasağı” başlıklı 8. maddesinde “Her türlü atık ve artığı, çevreye zarar verecek şekilde, ilgili yönetmeliklerde belirlenen standartlara ve yöntemlere aykırı olarak doğrudan ve dolaylı biçimde alıcı ortama vermek, depolamak, taşımak, uzaklaştırmak ve benzeri faaliyetlerde bulunmak yasaktır. Kirlenme ihtimalinin bulunduğu durumlarda ilgililer kirlenmeyi önlemekle; kirlenmenin meydana geldiği hallerde kirleten, kirlenmeyi durdurmak, kirlenmenin etkilerini gidermek veya azaltmak için gerekli tedbirleri almakla yükümlüdürler” şeklinde hükme bağlanmıştır.
- 2872 sayılı Çevre Kanunu’nun “İzin alma, arıtma ve bertaraf etme yükümlülüğü” başlıklı 11. maddesinde “Üretim, tüketim ve hizmet faaliyetleri sonucunda oluşan atıklarını alıcı ortamlara doğrudan veya dolaylı vermeleri uygun görülmeyen tesis ve işletmeler ile yerleşim birimleri atıklarını yönetmeliklerde belirlenen standart ve yöntemlere uygun olarak arıtmak ve bertaraf etmekle veya ettirmekle ve öngörülen izinleri almakla yükümlüdürler. Birinci fıkrada belirtilen yükümlülüğü bulunan tesis ve işletmeler ile yerleşim birimlerine; 1) Yapı ruhsatı aşamasında bu yükümlülüğünü yerine getireceğini gösterir proje ve belgeleri ilgili kuruma sunmadıkça yapı ruhsatı verilmez. 2) İnşaatı bitmiş olanlardan, bu yükümlülüğü yerine getirmeyenlere işletme ruhsatı ve/veya yapı kullanma izin belgesi verilmez. 3) Yapı ruhsatına, yapı kullanma izni veya işletme ruhsatını haiz olmakla birlikte arıtma ve bertaraf yükümlülüklerini yerine getirmemeleri halinde, verilmiş yapı kullanma izni veya işletme izni iptal edilir. Faaliyetlerinde değişiklik yapmayı ve/veya tesislerini büyütmeyi plânlayan gerçek ve tüzel kişiler yönetmelikle belirlenen usûl ve esaslar çerçevesinde atıklarını arıtma veya bertaraf etme yükümlülüğünü yerine getirmek zorundadırlar. Atıksuları toplayan kanalizasyon sistemi ile atıksuların arıtıldığı ve arıtılmış atıksuların bertarafının sağlandığı atıksu altyapı sistemlerinin kurulması, bakımı, onarımı, ıslahı ve işletilmesinden; büyükşehirlerde 20/11/1981 tarihli ve 2560 sayılı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunla belirlenen kuruluşlar, belediye ve mücavir alan sınırları içinde belediyeler, bunların dışında iskâna konu her türlü kullanım alanında valiliğin denetiminde bu alanları kullananlar sorumludur. Serbest ve/veya endüstri bölgelerinde bölge müdürlükleri, kültür ve turizm koruma ve gelişme bölgelerinde, turizm merkezlerinde Kültür ve Turizm Bakanlığı veya yetkili kıldığı birimler, organize sanayi bölgelerinde organize sanayi bölgesi yönetimi, küçük sanayi sitelerinde kooperatif başkanlıkları, atıksu altyapı yönetimlerince kurulan kooperatiflerde kooperatif yönetimleri, mevcut yerleşim alanlarından kopuk olarak münferit yapılmış tatil köyü, tatil sitesi, turizm tesis alanları vb. kullanım alanlarında ise site yönetimleri veya tesis işletmecileri atıksu altyapı sistemlerinin kurulması, bakımı, onarımı ve işletilmesinden sorumludurlar. Atıksu altyapı sistemlerini kullanan ve/veya kullanacaklar, bağlantı sistemlerinin olup olmadığına bakılmaksızın, arıtma sistemlerinden sorumlu yönetimlerin yapacağı her türlü yatırım, işletme, bakım, onarım, ıslah ve temizleme harcamalarının tamamına kirlilik yükü ve atıksu miktarı oranında katılmak zorundadırlar. Bu hizmetlerden yararlananlardan, belediye meclisince ve bu maddede sorumluluk verilen diğer idarelerce belirlenecek tarifeye göre atıksu toplama, arıtma ve bertaraf ücreti alınır. Bu fıkra uyarınca tahsil edilen ücretler, atıksu ile ilgili hizmetler dışında kullanılamaz. Atıksu toplama havzasının birden fazla belediye veya kurumun yetki sahasında olması halinde; atıksu arıtma tesisini işleten kurum, atıksu ile ilgili yatırım ve harcama giderlerini kirletenlerden kirlilik yükü ve atıksu miktarı nispetinde tahsil eder. Atık üreticileri uygun metot ve teknolojiler ile atıklarını en az düzeye düşürecek tedbirleri almak zorundadırlar. Atık üreticileri, atıklarının yönetimini atık yönetim sorumlusu olarak yetki verilmiş firmalar aracılığıyla da yerine getirebilirler. Ancak, Bakanlıkça nitelikleri belirlenen atık üreticilerinin atıklarının yönetimini atık yönetim sorumlusu firmalar aracılığıyla yerine getirmeleri zorunludur. Atık üreticilerinin sorumlulukları ile atık yönetim sorumlusu firmaların yetkilendirilmesine ve yükümlülüklerine ilişkin usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılan yönetmelikle düzenlenir. Atıkların üretiminin ve zararlarının önlenmesi veya azaltılması ile atıkların geri kazanılması ve geri kazanılabilen atıkların kaynağında ayrı toplanması esastır. Sıfır atık yönetim sistemini kurarak belge alanlar, türlerine göre kaynağında ayrı biriktirdikleri atıklarını, Bakanlıktan çevre lisansı almış atık işleme tesislerine geri kazanımı sağlanmak üzere verebilirler. Atık yönetim plânlarının hazırlanmasına ve sıfır atık yönetim sistemine ilişkin usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılan yönetmelikle belirlenir ve bu çerçevede sıfır atık yönetim sisteminin kurulması ve işletilmesi zorunludur. Atıkların, doğal kaynak ve hammadde kullanımının azaltılması ve geri kazanımın artırılması amacıyla kullanılması esastır. Atıkların veya atıklardan elde edilen geri dönüştürülmüş malzemelerin kullanımına yönelik düzenlemeler ile zorunlu kullanıma ilişkin esaslar Bakanlıkça çıkarılan yönetmelikle belirlenir. Geri kazanım imkânı olmayan atıklar, yönetmeliklerle belirlenen uygun yöntemlerle bertaraf edilir. Geri kazanım imkânı olmayan atıklar, yönetmeliklerle belirlenen uygun yöntemlerle bertaraf edilir. Büyükşehir belediyeleri ve belediyeler evsel katı atık bertaraf tesislerini kurmak, kurdurmak, işletmek veya işlettirmekle yükümlüdürler. Bu hizmetten yararlanan ve/veya yararlanacaklar, sorumlu yönetimlerin yapacağı yatırım, işletme, bakım, onarım ve ıslah harcamalarına katılmakla yükümlüdür. Bu hizmetten yararlananlardan, belediye meclisince belirlenecek tarifeye göre katı atık toplama, taşıma ve bertaraf ücreti alınır. Bu fıkra uyarınca tahsil edilen ücretler, katı atıkla ilgili hizmetler dışında kullanılamaz. Üretici, ithalatçı ve piyasaya sürenlerin sorumluluğu kapsamında yükümlülük getirilen üreticiler, ithalatçılar ve piyasaya sürenler, ürünlerinin faydalı kullanım ömrü sonucunda oluşan atıklarının toplanması, taşınması, geri kazanımı, geri dönüşümü ve bertaraf edilmelerine dair yükümlülüklerinin yerine getirilmesi ve bunlara yönelik gerekli harcamalarının karşılanması, eğitim faaliyetlerinin gerçekleştirilmesi amacıyla Bakanlığın koordinasyonunda bir araya gelerek tüzel kişiliği haiz birlikler oluştururlar. Bu kapsamda yükümlülük getirilen kurum ve kuruluşların sorumluluklarının bu birliklere devrine ilişkin usûl ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak yönetmeliklerle belirlenir. Tehlikeli atık üreticileri, yönetmelikle belirlenecek esaslara göre atıklarını bertaraf etmek veya ettirmekle yükümlüdürler. Atık geri kazanım, geri dönüşüm ve bertaraf tesislerini kurmak ve işletmek isteyen gerçek ve/veya tüzel kişiler, yönetmelikle belirlenen esaslar doğrultusunda, ürün standardı, ürünlerinin satışa uygunluğu ve piyasadaki denetimi ile ilgili izni, ilgili kurumlardan almak kaydı ile Bakanlıktan lisans almakla yükümlüdür. Lisans almakla yükümlü gerçek ve/veya tüzel kişiler ile atık yönetim sorumlusu firmalardan alınacak teminatlar için yönetiminden sorumlu oldukları atıkların türü, miktarı ve bertaraf maliyeti temel alınır ve bu teminatlara ilişkin esaslar Bakanlıkça çıkarılan yönetmelikle belirlenir. Evsel atıklar hariç olmak üzere, atık taşıma ve/veya toplama işlerini yapan kurum veya kuruluşlar Bakanlıktan lisans almak zorundadır. Evsel atıkların taşıma ve toplama işlerini yapan kurum ve kuruluşlar Bakanlıkça kayıt altına alınır. Atıksu arıtımı, atık bertarafı ve atık geri kazanım tesisleri yapmak amacıyla belediyelerin hizmet birlikleri kurmaları halinde, bu hizmet birliklerine araştırma, etüt ve proje konularında Bakanlıkça teknik ve malî yardım yapılır. Tesis yapım projeleri ise bu Kanunun 18 inci maddesi çerçevesinde kredi veya yardım ile desteklenebilir. Kredi borcunun geri ödenmemesi durumunda 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre takip yapılır ve öncelikle 2380 sayılı Belediyelere ve İl Özel İdarelerine Genel Bütçe Vergi Gelirlerinden Pay Verilmesi Hakkında Kanunun ek 4 üncü maddesi hükümleri çerçevesinde ilgili belediyelerin İller Bankasındaki paylarından tahsil olunur. Arıtma ve bertaraf etme yükümlülüğüne tâbi tesis ve işletmeler ile yerleşim birimleri, bu yükümlülüğe istinaden kurulması zorunlu olan arıtma ve bertaraf sistemleri, atıksu arıtma ve ön arıtma sistemleri ile atıksu altyapı sistemlerinin kurulması, onarımı, ıslahı, işletilmesi ve harcamalara katkı paylarının belirlenmesi ile ilgili usûl ve esaslar Bakanlıkça yönetmeliklerle düzenlenir. Bu konuda diğer kanunlarla verilen yetkiler saklıdır. Bu Kanunun uygulanmasını sağlamak üzere alınması gereken izinler ve bu izinlerin tâbi olacağı usûl ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak yönetmeliklerle belirlenir. Faaliyetleri nedeniyle çevreye olumsuz etkileri olabilecek kurum, kuruluş ve işletmeler tarafından, faaliyetlerine ilişkin olası bir kaza durumunda, kazanın çevreye olumsuz etkilerini kontrol altına almak ve azaltmak üzere uygulanacak acil durum plânları hazırlanması zorunludur. Buna ilişkin usûl ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir. Bu plânlar dikkate alınarak Bakanlığın koordinasyonunda ilgili kurum ve kuruluşlarca yerel, bölgesel ve ulusal acil durum plânları hazırlanır. Liman, tersane, gemi bakım-onarım, gemi söküm, marina gibi kıyı tesisleri; kendi tesislerinde ve gemi ve diğer deniz araçlarında oluşan petrollü, yağlı katı atıklar ve sintine, kirli balast, slaç, slop gibi sıvı atıklar ile evsel atıksu ve katı atıkların alınması, depolanması, taşınması ve bertarafı ile ilgili işlemleri ve tesisleri yapmak veya yaptırmakla yükümlüdürler. Buna ilişkin usûl ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir” şeklinde hükme bağlanmıştır.
- 2872 sayılı Çevre Kanunu’nun “Denetim, bilgi verme ve bildirim yükümlülüğü” başlıklı 12. maddesinde “Bu Kanun hükümlerine uyulup uyulmadığını denetleme yetkisi Bakanlığa aittir. Gerektiğinde bu yetki, Bakanlıkça; il özel idarelerine, çevre denetim birimlerini kuran belediye başkanlıklarına, Denizcilik Müsteşarlığına, Türkiye Çevre Ajansına, Emniyet Genel Müdürlüğüne, Jandarma Genel Komutanlığına ve Sahil Güvenlik Komutanlığına devredilir. Denetimler, Bakanlığın belirlediği denetim usûl ve esasları çerçevesinde yapılır. Askerî işyerleri, askerî bölgeler ve tatbikatların bu Kanun çerçevesindeki denetimi ve neticelerine ait işlemler; Genelkurmay Başkanlığı, Millî Savunma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve Bakanlık tarafından müştereken hazırlanacak yönetmeliğe göre yürütülür. İlgililer, Bakanlığın veya denetimle yetkili diğer mercilerin isteyecekleri bilgi ve belgeleri vermek, yetkililerin yaptıracakları analiz ve ölçümlerin giderlerini karşılamak, denetim esnasında her türlü kolaylığı göstermek zorundadırlar. İlgililer, çevre kirliliğine neden olabilecek faaliyetleri ile ilgili olarak, kullandıkları hammadde, yakıt, çıkardıkları ürün ve atıklar ile üretim şemalarını, acil durum plânlarını, izleme sistemleri ve kirlilik raporları ile diğer bilgi ve belgeleri talep edilmesi halinde Bakanlığa veya yetkili denetim birimine vermek zorundadırlar. Denetim, bilgi verme ve bildirim yükümlülüğüne ilişkin usûl ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir” şeklinde hükme bağlanmıştır.
- 2872 sayılı Çevre Kanunu’nun “Tehlikeli kimyasallar ve atıklar” başlıklı 13. maddesinde “Tehlikeli kimyasalların belirlenmesi, üretimi, ithalatı, atık konumuna gelinceye kadar geçen süreçte kullanım alanları ve miktarları, etiketlenmesi, ambalajlanması, sınıflandırılması, depolanması, risk değerlendirilmesi, taşınması ile ihracatına ilişkin usûl ve esaslar ilgili kurum ve kuruluşların görüşleri alınarak Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir. Yönetmelik hükümlerine aykırı olarak piyasaya sürüldüğü tespit edilen tehlikeli kimyasallar ile bu kimyasalları içeren eşya, bunları satış ve kullanım amacıyla piyasaya süren kurum, kuruluş ve işletmelere toplattırılır ve imha ettirilir. Nakil ve imha için gereken masraflar ilgililerince karşılanır. Bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde bu masraflar, ilgili kurum, kuruluş ve işletmelerden 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil edilir. Ticaret Bakanlığı bazı yakıtların, maddelerin, atıkların, tehlikeli kimyasallar ile bu kimyasalları içeren eşyaların ithalini, Bakanlığın görüşünü alarak yasaklayabilir veya kontrole tâbi tutabilir. Tehlikeli atıkların ithalatı yasaktır. Tehlikeli atıkların tanımı ile tehlikeli atıkların oluşum aşamasından itibaren toplanması, ayrılması, geçici ve ara depolanması, geri kazanılması, yeniden kullanılması, taşınması, bertarafı, bertaraf sonrası kontrolü, ihracatı, transit geçişi, ambalajlanması, etiketlenmesi, denetimi ve atık yönetim plânlarının hazırlanması ile ilgili usûl ve esaslar Bakanlıkça yayımlanacak yönetmelikle belirlenir. Tehlikeli kimyasalların üretimi, satışı, depolanması, kullanılması ve taşınması faaliyetleri ile atıkların toplanması, taşınması, geçici ve ara depolanması, geri kazanımı, yeniden kullanılması ve bertarafı faaliyetlerinde bulunanlar ile atık yönetim sorumlusu firmalar, bu Kanun ile getirilen yükümlülükler açısından müteselsilen sorumludurlar. Sorumlular bu Kanunda belirtilen meslekî faaliyetleri nedeniyle oluşacak bir kaza dolayısıyla üçüncü şahıslara verebilecekleri zararlara karşı tehlikeli kimyasal ve tehlikeli atık malî sorumluluk sigortası yaptırmak zorunda olup, faaliyetlerine başlamadan önce Bakanlıktan gerekli izni alırlar. Sigorta yaptırma zorunluluğuna uymayan kurum, kuruluş ve işletmelere bu faaliyetler için izin verilmez. Bu maddede öngörülen zorunlu malî sorumluluk sigortası, malî yeterliliklerine göre, Hazine Müsteşarlığınca belirlenen sigorta şirketleri tarafından ya da bağlı olduğu Bakanın onayı ile Hazine Müsteşarlığınca çıkarılacak bir yönetmelikle oluşturulacak bir havuz tarafından temin edilir. Havuzun yönetim ve işleyişi ile ilgili usûl ve esaslar da aynı yönetmelikle belirlenir. Havuz, sigorta ve/veya reasürans havuzu şeklinde oluşturulur. Kamu adına havuzda belirli bir payın korunmasına karar verilmesi hususunda Hazine Müsteşarlığının bağlı bulunduğu Bakan yetkilidir. Havuzun başlangıç giderleri için geri ödenmek üzere Hazine Müsteşarlığı bütçesinden avans kullandırılabilir. Havuzun yükümlülükleri; prim gelirleri ve bunların getirileri, piyasalardan sağlayacağı reasürans ve benzeri korumalar ve ödeme gücüyle sınırlıdır. Her bir sorumlu tarafından yaptırılacak malî sorumluluk sigortasına ilişkin sigorta genel şartları Hazine Müsteşarlığınca onaylanır. Malî sorumluluk sigortası tarife ve talimatları Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan tarafından tespit edilir. Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan tarifeyi serbest bırakmaya yetkilidir” şeklinde hükme bağlanmıştır.
- 24/12/2020 tarihli ve 7261 sayılı Türkiye Çevre Ajansının Kurulması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun,
- 29 Haziran 2011 tarihli ve 644 sayılı Çevre ve Şehircilik Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamesi,
- 26/07/2024 tarihli ve 32613 sayılı Yeşil Dönüşüm Destek Programı Uygulama Usul ve Esasları Tebliği,
3-) Yeşil Dönüşüm Uygulamasının Amaç ve Kapsamı Nedir?
26/07/2024 tarihli ve 32613 sayılı Yeşil Dönüşüm Destek Programı Uygulama Usul ve Esasları Tebliğ ile sanayi sektöründe yeşil dönüşümün uygulamasının usul ve esasları hüküm altına alınmıştır. Şöyle ki;
- 26/07/2024 tarihli ve 32613 sayılı Yeşil Dönüşüm Destek Programı Uygulama Usul ve Esasları Tebliğ’in “Amaç ve kapsam” başlıklı 1. maddesinde “Bu Tebliğin amacı; Türkiye’de döngüsel ekonomi yaklaşımıyla uyumlu, doğal kaynakları koruyan, iklim ve sürdürülebilirlik hedeflerine katkı sağlayan, kaynak verimli ve düşük karbonlu üretimi amaçlayan yatırımların desteklenmesine yönelik olarak yürütülecek Yeşil Dönüşüm Destek Programının uygulama usul ve esaslarını belirlemektir” şeklinde hüküm altına alınmıştır.
- 26/07/2024 tarihli ve 32613 sayılı Yeşil Dönüşüm Destek Programı Uygulama Usul ve Esasları Tebliğ’in “Amaç ve kapsam” başlıklı 1. maddesinde “Bu Tebliğin kapsamı; Yeşil Dönüşüm Destek Programının başvuru, değerlendirme, izleme, revizyon ve tamamlama süreçlerinde uygulanacak usul ve esaslar ile Programın yönetimine ilişkin diğer hususları kapsar” şeklinde hükme bağlanmıştır.
4-) Yeşil Dönüşüm Desteğinden Faydalanmak İsteyen Kurum ya da Kuruluş Hangi Aşamaları İzlemelidir?
a) Yol Haritası Raporu Hazırlanmalıdır.
Yol haritasının nasıl hazırlanacağı; 26/07/2024 tarihli ve 32613 sayılı Yeşil Dönüşüm Destek Programı Uygulama Usul ve Esasları Tebliğ’in 4. Maddesinde hüküm altına alınmıştır.
Buna göre; Yatırımcı yeşil dönüşüm stratejisi çerçevesinde tesis bazında yürüteceği yeşil dönüşüm uygulamalarını içeren yol haritası raporunu hazırlar. Yatırımcıdan kasıt; programa başvuran Türkiye’de yerleşik sermaye şirketini kastetmektedir.
Yol haritası raporu şablonu, Bakanlık tarafından çağrıda ilan edilir. Bakanlıktan kasıt ise; Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’dır. Yol haritası raporunun Bakanlığın ilan ettiği şablon kullanılarak hazırlanması zorunludur.
Yol haritası raporu, yatırımcının kendi belirleyeceği kişi veya kurumlar tarafından hazırlanabilir. Yatırımcı yol haritası raporunun uygulama sürecinde gerçekleştirilmek üzere bir veya birden fazla proje sunabilir. Projeden kastedilen; imalat sanayinde faaliyet gösteren üretim tesisi ve yardımcı birimlerle sınırlı kalmak kaydıyla, belirlenen proje hedeflerine ulaşmak üzere yeşil dönüşüm uygulamalarını içeren projedir. Ancak yol haritası raporu içinde en az bir proje önerisi bulunması zorunludur.
Yatırımcı, başvurduğu projenin amacı, kapsamı, mevcut durum ölçümü, mevcut problemlerin tespiti ve çözüm yaklaşımları, proje hedefleri ile bu hedeflere ulaşmak için gerçekleştirilecek yeşil dönüşüm uygulamaları ve proje büyüklüğünü yol haritası raporunda sunar. Yol haritası raporunun uygulanması ve ilgili süreçlerin koordinasyonunun sağlanması sorumluluğu yeşil dönüşüm ekibindedir. Yeşil dönüşüm ekibinden katedilen; yol haritası raporunun hazırlanması, uygulanması ve izlenmesi süreçlerinde rol almak üzere yatırımcı tarafından oluşturulan en az üç kişiden oluşan ekibi ifade etmektedir.
Yatırımcı tarafından yeşil dönüşüm ekibi içerisinden bir yeşil dönüşüm lideri seçilerek yetkilendirilir. Yeşil dönüşüm liderinden kastedilen; yeşil dönüşüm ekibinin süreçlerini koordine edecek ve tesis bünyesinde yeşil dönüşüm kültürünün yerleşmesini sağlayacak, yatırımcının bordrolu çalışanı, ortağı veya Yönetim Kurulu Üyesi olan ve yatırımcı tarafından yetkilendirilen gerçek kişiyi ifade etmektedir.
Genel Müdürlükçe programa ilişkin olarak gerçekleştirilecek bilgilendirmeler yeşil dönüşüm liderine yapılır. Genel Müdürlük: Stratejik Araştırmalar ve Verimlilik Genel Müdürlüğünü ifade eder.
Yeşil dönüşüm ekibini oluşturan kişilerin bilgileri yatırımcı tarafından portale yüklenir. Kişilerde değişiklik yapılması gereken durumlar olduğunda Genel Müdürlüğe portal üzerinden gerekçeli bildirim yatırımcı tarafından yapılır ve uygun görülmesi halinde Genel Müdürlük onayı ile değişiklik gerçekleştirilir. 31/05/2018 tarihli ve 30437 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Yatırım Teşvik Belgesi İşlemlerinin Elektronik Ortamda Yürütülmesine İlişkin Yetkilendirme Tebliği hükümleri çerçevesinde yetkilendirilmesi yapılmaksızın yeşil dönüşüm liderinin değiştirilmesi talep edilemez.
b-) Proje Hedefi Belirlenmelidir.
Proje hedefi; 26/07/2024 tarihli ve 32613 sayılı Yeşil Dönüşüm Destek Programı Uygulama Usul ve Esasları Tebliğ’in 5. Maddesinde hüküm altına alınmıştır.
Programa başvuran Türkiye’de yerleşik sermaye şirketleri yol haritası raporunda, başvuruda bulunduğu proje için miktarsal veya oransal olarak somut ve ölçülebilir iyileştirmeler içeren bir veya birden çok proje hedefi belirlemelidir. Bu proje imalat sanayinde faaliyet gösteren üretim tesisi ve yardımcı birimlerle sınırlı kalmak kaydıyla, belirlenen proje hedeflerine ulaşmak üzere yeşil dönüşüm uygulamalarını içeren bir veya birden çok projeyi içerir nitelikte olmalıdır.
Proje hedefi;
*Enerji tüketimi.
*Sera gazı emisyon miktarı.
*Hava kirletici emisyon miktarı.
*Karbon ayak izi.
*Su ayak izi.
*Hammadde tüketimi.
*Atık miktarı.
*Su tüketimi.
*Atık su miktarı.
*Atık su kirlilik yükü.
*Tesis atıklarından geri dönüştürülmüş girdi miktarları konusundaki yer verilen performans göstergelerinin tamamı dikkate alınarak, birim üretim başına belirlenir.
Kamu politika ve strateji belgelerinde yer alan öncelikler, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından yayımlanan ilgili teknik mevzuat, desteklerden yararlanabilecek sektörlerin yeşil dönüşüm ihtiyaçları ile ekonomik ve teknolojik gelişmeler gibi hususlar dikkate alınarak Stratejik Araştırmalar ve Verimlilik Genel Müdürlüğü tarafından çağrılar özelinde performans göstergeleri belirlenebilir. Yani yukarıda sayılan performans göstergelerindeki parametrelerdeki öncelik ve sıralamalar değişkenlik gösterebilir.
Proje hedefinin, yukarıda sayılan performans göstergelerindeki parametrelerin/göstergelerin en az birinde iyileştirme sağlaması şarttır.
Proje hedefleri ile ilgili olarak, projenin uygulanması öncesindeki mevcut durum ölçüm bilgileri “başvuruda sunulacak olan yol haritası raporunda”, projenin uygulanması sonrasındaki ölçüm bilgileri ise “nihai durum ölçümünde” sunulmalıdır.
Belirlenen proje hedeflerine ulaşılıp ulaşılmadığı, mevcut durum ve nihai durum ölçüm bilgileri karşılaştırılarak değerlendirilir.
Program kapsamında, varsa başvuru anında yürürlükteki ilgili ulusal mevzuat gereği erişilmesi zorunlu olan eşik değerlerin ötesinde gerçekleştirilecek iyileştirmeler dikkate alınır.
Program kapsamında başvuruların alınması, yol haritası raporu ve projelerin değerlendirilmesi, izleme ve revizyon süreçleri ile projelere ilişkin karar alınması iş ve işlemleri, bilgi akışı ve iletişim, program portali aracılığıyla Stratejik Araştırmalar ve Verimlilik Genel Müdürlüğü tarafından yürütülür. Genel Müdürlük, yatırımcı tarafından sunulan tüm bilgileri ilgili kamu kurumları nezdinde kontrol ve teyide yetkilidir.
c-) Başvuru Yapılmalıdır.
Yukarıda da arz ettiğimiz üzere bu programa sadece imalat sanayinde faaliyet gösteren Türkiye’de yerleşik sermaye şirketleri başvurabilir.
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, bu program kapsamında genel veya sektörel başvuruya yönelik çağrılar açarak çağrılar bazında koşullar ve süreleri belirler.
Çağrı bazında koşullar belirlenirken; kamu politika ve strateji belgelerinde yer alan öncelikler, desteklerden yararlanabilecek sektörlerin yeşil dönüşüm ihtiyaçları, ekonomik ve teknolojik gelişmeler, yeşil dönüşüme ya da çevre duyarlılığına ilişkin belgelendirmeler ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından yürütülen proje ve faaliyetler dikkate alınır.
Programa başvuran Türkiye’de yerleşik sermaye şirketleri, çağrıda belirtilen koşullar uyarınca program portali üzerinden müracaatta bulunarak öngörülen takvim ve yöntem çerçevesinde başvuru işlemini tamamlamalıdır.
Başvuru kapsamında sunulması zorunlu olan yol haritası raporu, program portaline girilecek proje başvurusunun tamamlanmasını müteakiben en geç kırk (40) iş günü içerisinde yatırımcı tarafından program portaline yüklenilmesi gerekir.
Aksi durumda yol haritası raporu portale yüklenmeyen başvurular değerlendirme dışı bırakılır.
Program kapsamında, programa başvuran Türkiye’de yerleşik sermaye şirketleri adına başvuru; yeşil dönüşüm ekibinin süreçlerini koordine edecek ve tesis bünyesinde yeşil dönüşüm kültürünün yerleşmesini sağlayacak, yatırımcının bordrolu çalışanı, ortağı veya Yönetim Kurulu Üyesi olan ve yatırımcı tarafından yetkilendirilen gerçek kişi tarafından yapılır. Bu kişinin yatırımcı tarafından “Yatırım Teşvik Belgesi İşlemlerinin Elektronik Ortamda Yürütülmesine İlişkin Yetkilendirme Tebliği hükümleri çerçevesinde yetkilendirilmiş” olması gerekmektedir.
Programa başvuran Türkiye’de yerleşik sermaye şirketleri, aynı adreste program kapsamında düzenlenmiş açık teşvik belgesi bulunmaması koşuluyla, belirli bir yatırım adresi için ancak bir proje başvurusunda bulunabilir.
Genel çağrının açık olduğu bir dönem içerisinde sektörel bir çağrının da açılması halinde, ilgili sektörde faaliyet gösteren kuruluşlar sadece sektörel bazlı çağrıya başvuru yapabilir.
d-) Başvurunun Değerlendirilme Aşamasından Geçmesi Gerekmektedir.
Yol haritası raporu ve proje başvurularının değerlendirme sürecinde Stratejik Araştırmalar ve Verimlilik Genel Müdürlüğü tarafından oluşturularak program portalinde yayımlanan Değerlendirici Listesinde yer alan değerlendiriciler görev alır. Değerlendirici Listesinden kastedilen: yeşil dönüşüm uygulamalarında yetkin, akredite veya yetkilendirilmiş kurumlar ile TÜBİTAK MAM ve TSE arasından seçilmek üzere değerlendirici olarak görevlendirilebilecek kurumların yer aldığı, Genel Müdürlükçe oluşturularak program portalinde yayımlanan listeyi ifade eder
Değerlendiriciden kastedilen ise; Değerlendirici Listesinden, yol haritası raporu ile projeye ilişkin değerlendirme, izleme, revizyon ve nihai durum ölçümü aşamalarında görevlendirilen kurumu ifade etmektedir.
Değerlendirici Listesi, değerlendiricilerin görev aldıkları projelerdeki sorumluluklarını zamanında ve etkin olarak yerine getirme durumları dikkate alınarak Stratejik Araştırmalar ve Verimlilik Genel Müdürlüğünce güncellenebilir.
Projenin uygulanması aşamasında Stratejik Araştırmalar ve Verimlilik Genel Müdürlüğü tarafından, gerekli görüldüğünde yerinde incelemeyi de kapsayacak şekilde Değerlendirici Listesinden görevlendirme yapılabilir.
Değerlendirici; yatırımcının çalışanı, danışmanı, ortağı ile bunların eşleri ve üçüncü dereceye kadar kan ve kayın hısımları ile evlatlıkları ve evlat edinenlerini ilgili projede değerlendirme yapmak üzere görevlendiremez.
Desteklenecek projelerde; yol haritası raporunun uygun bulunması, program amaçlarına hizmet etme, ölçülebilir proje hedefleri içerme, yeşil dönüşüm uygulamalarına yer verme ve çağrıda yer alan şartları karşılama koşulu aranır.
Yol haritası raporunun sunulmasını müteakiben, proje başvurusunun Stratejik Araştırmalar ve Verimlilik Genel Müdürlüğü tarafından şekil yönünden incelenmesi neticesinde, şayet varsa hem yol haritası raporunda hem de projede tespit edilen eksikliklerin giderilmesi için programa başvuran Türkiye’de yerleşik sermaye şirketine program portali üzerinden bilgilendirme yapılarak on beş (15) iş gününden az olmamak kaydıyla düzeltme süresi verilir. Eksiklikleri bildirilen süre içerisinde tamamlanmayan başvurular, program portali aracılığıyla değerlendirme dışı bırakılır.
Düzeltme süresi içerisinde tamamlanan başvurular, yapılan inceleme sonucunda halen şartların karşılanmadığının tespit edilmesi halinde, gerekçe belirtilerek program portali aracılığıyla değerlendirme dışı bırakılır.
Program portali üzerinden başvurusu onaylanan projeler için Değerlendirici Listesinde yer alan ve Stratejik Araştırmalar ve Verimlilik Genel Müdürlüğünce belirlenen değerlendirici tarafından program portali üzerinden Başvuru Değerlendirme Raporu hazırlanır. Değerlendirici, kendisine proje atandığı tarihten itibaren kırk beş (45) iş günü içerisinde Başvuru Değerlendirme Raporunu tamamlar.
Değerlendirme;
*Yol haritası raporunun yatırımcının yeşil dönüşüm sürecine ilişkin orta ve uzun vadeli planlamalarını tutarlı ve kapsayıcı bir şekilde içermesi.
*Proje hedefleri ile yeşil dönüşüm uygulamalarının yol haritası raporuyla uyumlu olması.
*Yol haritası raporu ve proje kapsamında gerçekleştirilecek yeşil dönüşüm uygulamalarının bu alandaki ulusal ve uluslararası mevzuat ile iyi uygulamalar dikkate alınarak oluşturulması.
*Projenin sektördeki öncelikler, yenilikçi uygulama örnekleri ve yeni geliştirilmiş teknolojileri içermesi.
*Proje hedeflerinin, ilgili alanda gerçekleştirilebilecek potansiyel iyileştirme alanları dikkate alındığında belirgin, ölçülebilir, kıyaslanabilir ve gerçekçi olarak belirlenmiş olması.
*Proje hedeflerinin, gerçekleştirilmesi öngörülen yeşil dönüşüm uygulamaları ve destek kapsamına alınması talep edilen yatırım unsurlarıyla uyumu.
*Proje hedeflerine ulaşmak üzere gerçekleştirilen yeşil dönüşüm uygulamalarının diğer performans göstergelerinde olumsuz etkiye neden olmaması.
*Yatırımcı tarafından belirtilen performans göstergelerine yönelik ölçümün yöntemi ve raporlamasına ilişkin unsurların doğruluk ve yeterlilik düzeyi şeklinde yukarıda sayılan kriterler doğrultusunda yapılır.
Stratejik Araştırmalar ve Verimlilik Genel Müdürlüğü, Başvuru Değerlendirme Raporunu göz önünde bulundurarak projelere ilişkin kabul, ret veya revizyon kararını oluşturur ve program portali üzerinden yatırımcıya iletir. Revizyon kararı verilmesi durumunda yatırımcıya, revizyon kapsamında bildirilen eksiklik ya da uygunsuzlukların giderilmesi için kırk beş (45) iş günü süre verilir. Bildirim tarihinden itibaren Stratejik Araştırmalar ve Verimlilik Genel Müdürlüğü tarafından verilen süre içerisinde revizyonu gerçekleştirmeyen yatırımcının başvurusu reddedilir.
Revizyon kararı verilen projeler, Başvuru Değerlendirme Raporunu hazırlayan Değerlendirici Listesinden, yol haritası raporu ile projeye ilişkin değerlendirme, izleme, revizyon ve nihai durum ölçümü aşamalarında görevlendirilen kuruma yönlendirilir. Değerlendirici Listesinden, yol haritası raporu ile projeye ilişkin değerlendirme, izleme, revizyon ve nihai durum ölçümü aşamalarında görevlendirilen kurum, revizyon kararı verilen projenin kendisine atandığı tarihten itibaren yirmi (20) iş günü içerisinde program portali üzerinden değerlendirmesini tamamlar.
Reddedilen projeler için programa aynı içerikle bir (1) yıl içinde tekrar başvuru yapılamaz.
Projesi reddedilen başvuru sahipleri, ret kararının kendilerine tebliğinden itibaren on beş (15) iş günü içerisinde Stratejik Araştırmalar ve Verimlilik Genel Müdürlüğüne itirazda bulunabilir. Bu kapsamda yapılan itirazlar, Stratejik Araştırmalar ve Verimlilik Genel Müdürlüğü tarafından yirmi (20) iş günü içerisinde değerlendirilerek karara bağlanır.
Stratejik Araştırmalar ve Verimlilik Genel Müdürlüğü tarafından yol haritası raporu uygun bulunan ve destek kararı alınan projeleri gerçekleştirecek olan tesislere program portali üzerinden yol haritasının uygulama süresince Yeşil Dönüşüm Merkezi unvanı verilir. Yeşil Dönüşüm Merkezinden kastedilen: program kapsamında yol haritası raporu uygun görülen ve destek kararı alınan projeleri gerçekleştirecek olan tesislere yol haritasının uygulama süresince Stratejik Araştırmalar ve Verimlilik Genel Müdürlüğü tarafından verilen unvanı ifade eder.
Desteklenmesi uygun bulunan başvurular, Yatırım Teşvik Belgesi düzenlenmesine esas teşkil edecek proje bilgileri ve destek kapsamını içerecek şekilde Kararın 17 nci maddesi kapsamında işlem tesis edilmek üzere program portali aracılığıyla TUYSGM’ye bildirilir.
Destek kararı alınan projeler için başlangıç tarihi, yatırımcının program portali üzerinden başvuru yaptığı tarihtir. Başvuru tarihi ile Yatırım Teşvik Belgesinin düzenlenme tarihi arasında geçen süre, proje için yatırımcı tarafından öngörülen süreye ilave edilerek Yatırım Teşvik Belgesinin süresi belirlenir.
Yukarıda arz ve izah ettiğimiz gerek iç hukuktaki gerekse iç hukuk bakımından bağlayıcı olan, taraf olduğumuz milletlerarası düzenlemeler ışığında; sıfır atık projesi hukuk dünyamızda da yerini almıştır. İnsanların tüketim odaklı yaşam tarzı, doğal kaynakların azalması, küresel ısınma ve çevre kirliliği gibi sorunlar dünyada olduğu gibi ülkemizde de hepimizin gündeminde olup, tüm insanlık olarak bu olumsuzluklar ile maalesef muhatap durumdayız. Sıfır atık prensibi ile öncelikle atıkların oluşumunun en aza indirilmesi, oluşan atıkların geri dönüşümü ve yeninden insanlığın ve doğanın hizmetine sunulmasından kaynaklı menfaatler birlikte düşünüldüğünde; geri dönüştürülen ürünler sayesinde hammadde ihtiyacında büyük oranlarda azalmalar görülecektir. Böylece doğanın ve biz insanların karşı karşıya kaldığı çevrenin kirlenmesine dair olumsuzluklardan da büyük oranda sıfır atık projesi/prensibi sayesinde kurtulmak ihtimal dahilinde ve mümkün olacaktır. Sıfır atığa dair ilgili mevzuata uymak konusunda gayret ve hassasiyet gösterilmesi toplumun bir ferdi olarak hepimizin yükümlülüğüdür. Bu konudaki birincil sorumluluk birey olarak biz insanlara aittir. Bu kurallara uymak ve uyulmasını takip ederek, temiz bir çevrede yaşamak, hepimizin hak ve ödevidir. Bu hak ve yükümlülükler konusunda dünyada "Sıfır Atık" hareketinin öncüsü olarak bilinen Amerikalı Bea JOHNSON ile tanışan Saygıdeğer Cumhurbaşkanımızın eşi Emine ERDOĞAN Hanımefendinin, Türkiye'de ve dünyada Sıfır Atık Projeleri'nin gelişimiyle ilgili uygulamaların ülkemizde de uygulanması için girişimlerde bulunması ve halen bu projenin takipçiliğini üstlenmesi bizler için sevindirici olduğu kadar örnek alınması gereken bir durumdur.
Naçizane yazımı, şimdiye kadar zaman ve emek ayırıp, sabır ile okuduğunuz için tüm içtenliğimle teşekkür ederim.
Saygılarımla…
Bu makaleden kısa alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir :
"Yeşil Dönüşüm İle Yeşil Dönüşüm Destek Proğramı Uygulama Usul Ve Esaslarının Hukuki Değerlendirilmesi" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Av. Erdinç Laflı'e aittir ve makale, yazarı tarafından Türk Hukuk Sitesi (http://www.turkhukuksitesi.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
|
|