Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Aktif Makale Mahkeme Ara Karar Nafakaların Tahsilinde Yaşanan Sıkıntılar Ve Çözüm Önerileri Üzerine Kısa Bir Değerlendirme

Yazan : Av Suat Tok [Yazarla İletişim]
Avukat

Makale Özeti
Mahkeme ara karar nafakaların tahsilinde yaşanan sıkıntılar ve çözüm önerileri üzerine kısa bir değerlendirme

-Mahkeme ara karar nafakaların tahsilinde yaşanan sıkıntılar ve çözüm önerileri üzerine kısa bir değerlendirme.

-Bilindiği üzere aile hukukuna ilişkin davalarda gerek taraflar ve gerekse küçükler yararına tedbir nafakası adı altında bir takım nakdi ödemelere hükmedilmektedir. Kaynağını TMK dan alan bu düzenleme aynı zamanda kamu düzeni ile de yakından ilgilidir. Hiç şüphesiz buradaki amaç hem tarafların hem de ihtiyacı olan küçüklerin yargılama sürecinde mağdur olmalarının önüne geçmektir.

BOŞANMA DAVALARINDA NAFAKA
I - TEDBİR NAFAKASI (TMK m. 169- 196- 197) A)
TMK’nın 169. maddesi uyarınca boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden alır. Bu madde uyarınca eşler boşanma veya ayrılık davalarında kendileri ve çocukları için geçici tedbir nafakası talep edebileceklerdir.

B) TMK’nın 196. maddesi birlikte yaşam halinde tedbir nafakasını düzenlemektedir. Madde hükmüne göre eşlerden birinin istemi üzerine hakim, ailenin geçimi için her birinin yapacağı parasal katkıyı belirler. Eşin ev işlerini görmesi, çocuklara bakması, diğer eşin işinde karşılıksız çalışması, katkı miktarının belirlenmesinde dikkate alınır. Bu katkılar geçmiş bir yıl ve gelecek yıllar için istenebilir.

C) TMK’nın 197. maddesi birlikte yaşamaya ara verilmesi halinde tedbir nafakasını düzenlemektedir. Madde hükmüne göre eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir. Birlikte yaşamaya ara verilmesinin haklı bir sebebe dayanması halinde hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkı, konut ve ev eşyasından yararlanma ve eşlerin malların yönetimine ilişkin önlemleri alır. Eşlerden biri, haklı bir sebep olmaksızın diğerinin birlikte yaşamaktan kaçınması veya ortak hayatın başka bir sebeple olanaksız hale gelmesi halinde de aynı önlemleri isteyebilir. Eşlerin ergin olmayan çocukları varsa hakim, ana ve baba ile çocuklar arasındaki ilişkileri düzenleyen hükümlere göre gereken önlemleri alır


-Yasal düzenleme bu şekilde olmakla ara karar nafakası da denen bu nafakaların ödenmemesi hali, daha önceden İİK da suç olarak tanımlanmazken, 2005 yılında İİK da yapılan değişikliklerle cezai yönden yaptırıma bağlamıştır. Bu da, ara karar da olsa ilgili nafakaların tahsil ve takibinin ne denli önemsendiğinin başka bir göstergesidir. Neticede İİK da adi alacakların ödenmemesi cezai yaptırıma bağlanmazken, ara karar nafakalarının ödenmemesi ayrı bir düzenleme ile cezai yaptırıma bağlanmıştır. Yasa koyucu, bu anlamda nafaka alacaklarını diğer adi alacaklardan ayırarak bu alacaklara bir anlamda üstünlük tanımak istemiştir. Şüphesiz ki bunun temelinde kamu düzeni ilkesi yatmaktadır.

-Hal böyle iken mahkeme ara karar nafakaları başlı başına ilam mahiyetinde olmadığından, ilamlı takip konusu yapılamamaktadır. Yapılması gereken takip usulü, ilamsız takiptir.
Bu da maalesef kötü niyetli borçlulara fırsat verir niteliktedir. Çünkü, yapılacak olan bu ilamsız takibe borçlunun itiraz hakkı vardır. Mahkemelerin kamu düzenini gözeterek işin aciliyetine binaen tedbir mahiyetinde taktir ettiği bu tür nafakalar, kötü niyetli borçlularının ..borca itiraz ediyorum …veya .. borcu kabul etmiyorum.. şeklindeki soyut ve tek bir cümlelik itirazları ile durdurulabilmektedir. Borçlu veya borçlu vekilinin, itiraz dilekçesine, borcunu yani nafakalarını ödediğine dair belge eklemesine dahi gerek yoktur.

-Bu durumda, durdurulan nafakanın tahsili için alacaklının ayrıca yeni bir dava açması gerekmektedir. Böyle bir halde yargılamanın aylar hatta yıllar süreceği bir gerçektir.

-Oysa yargılaması yapılan alacak, ara karar da olsa bir mahkeme kararına dayanmaktadır ve temeli de kamu düzeni ile ilgilidir. Ödenmemesi de cezai yaptırımlara bağlanmıştır. Fakat nafakanın tahsilinde bundan sonra izlenecek yol ile diğer adi alacakların tahsilinde izlenmesi gereken yollar hemen hemen aynıdır. Yani İİK da, adi bir alacağa yapılacak olan itirazın aşılması için izlenmesi gereken yol ile kamu düzeninden olan ve ara karar da olsa bir mahkeme kararına dayanmakta olan nafaka alacaklarına yapılan itirazların aşılması için izlenecek yollar hemen hemen aynıdır. Önemine ve önceliğine binaen bunun, yasada – İİK da- değişiklik yapılarak kesin şekilde ayrıştırılması gerekmektedir.

-Nafaka takiplerine yapılacak olan itirazlar, soyut şekilde …..borca itiraz ediyorum …veya …. borcu kabul etmiyorum.. şeklindeki olmamalıdır. Nafaka borcuna itiraz eden borçlu, itiraz dilekçesine mutlak surette borcunu ödediğine ilişkin belgeleri de ( banka dekontu vb,) eklemelidir. Aksi halde soyut borca itirazı dikkate alınmamalıdır. Bu konuda borçluya gönderilecek olan ödeme emrine ihtar mahiyetinde açıklama yazılmalı itiraz etmesi halinde itiraza konu belgeleri de dilekçesine eklemek zorunda olduğu açık olarak ihtar edilmelidir. Aksi halde itirazı dikkate alınmamalıdır. Bu halde dava açma hakkı itirazı dikkate alınmayan borçlu yana yüklenmelidir.

-Ancak, itiraz dilekçesine evrak eklenmiş olan itirazlar mahkemelerce incelenmelidir.
Bu halde de yargılama, basit yargılama şekilde, bir ay içinde – taraflar gelmese de - karara bağlanmalıdır. Aksi halde mahkeme ara kararına rağmen aylarca nafaka alamayan mağdurların mağduriyetlerinin önü alınamayacak, mahkemelerin ara karar nafakasına hükmetmesinin bir anlamı kalmayacaktır.

-Kötü niyetli itirazların önüne geçmek adına itirazın haksız çıkması halinde alacaklı yana ödenmek üzere İİK daki düzenlemelerden ayrılarak daha yüksek oranlardan tazminatlar belirlenmelidir. Adi bir alacağa yapılan itiraz ile mahkeme ara kararına dayanan bir alacağa yapılan itirazın yaptırımı olan tazminatlar oran itibariyle aynı olmamalıdır. Bu konuda borçluya gönderilecek olan ödeme emrine ihtar düşülmeli borçlu itirazını bu durumu dikkate alarak yapmalıdır.

-Ayrıca bilindiği üzere nafakalarda işlemiş ve işleyen nafaka ayrımı da vardır.
İşlemiş nafaka, adi alacağa dönüşerek öncelik sırasını kaybetmektedir.
Ancak işleyecek olan güncel nafakanın önceliği vardır ve olası maaş hacizlerinde ön sıraya, işleyecek olan güncel nafakalar geçmektedir. Borçlunun haksız olan itirazını aşmak adına açılacak olan dava sürecinde, bir yandan ara karar nafakaları da işlemeye devam edeceğinden işleyen bu nafakalar daha sonra adi alacağa dönüşmekte önceliğini kaybetmektedir. Borçlunun itirazına ilişkin yargılama bittiğinde borçlu itirazının haksız olduğuna karar verilmesi halinde tüm bu yargılama aşamasında biriken nafakaların adi alacağa dönüşmesine izin verilmemelidir. Bu süreçte biriken nafakalar güncel nafaka gibi önceliğe sahip olmalıdır. Zira hukukun temel ilkelerine göre hiç kimse kötü niyetinden bir menfaat sağlamamalıdır. Bu süreçte biriken nafakaların adi alacağa dönüşerek önceliğini kaybetmesi borçlunun kötü niyetli itirazının bir sonucudur ve bunun vebali alacaklıya yüklenmemelidir.

-Ayrıca bunun devamında (itirazın kötü niyetli olduğunun anlaşılması halinde) alacaklıya, bu kararın kesinleşme tarihinden itibaren 3 ay içinde yargılama sürecinde biriken toplu nafakalar için icra ceza mahkemesinde dava açma hakkı – şikayet hakkı - tanınmalıdır. Bu konuda borçluya gönderilecek olan ödeme emrine bu yönde ihtar metni eklenmeli borçlu itirazını buna göre yapmalıdır. Zira hukukun temel ilkelerine göre hiç kimse kötü niyetinden bir menfaat sağlamamalıdır. Bu süreçte biriken nafakaların adi alacağa dönüşerek şikayet hakkının yitirilmesi borçlunun kötü niyetli itirazının bir sonucudur ve bunun vebali alacaklıya yüklenmemelidir.

Tüm bu nedenlerle, borçlunun kötü niyetli olan itirazlarının önlenmesi adına başkaca düzenlemeler de yapılabilecektir. Amaç kötü niyetli olan borçluların itirazlarının önüne geçmektir.

Borçlunun soyut itirazı, ara karar da olsa mahkeme kararından daha üstün tutulamaz. Üstelik bu ara karar temelini TMK dan almakta olup kamu düzeni ile de yakından ilgilidir. Bu nedenle bir ön önce tahsilinin sağlanması adına önündeki tüm engeller kaldırılmalıdır. En azından adi alacaklar ile bir tutulmamalıdır. 12.08.2024
Av. Suat Tok
Bu makaleden kısa alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir :

"Mahkeme Ara Karar Nafakaların Tahsilinde Yaşanan Sıkıntılar Ve Çözüm Önerileri Üzerine Kısa Bir Değerlendirme" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Av Suat Tok'e aittir ve makale, yazarı tarafından Türk Hukuk Sitesi (http://www.turkhukuksitesi.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.

Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.


[Yazıcıya Gönderin] [Bilgisayarınıza İndirin][Arkadaşa Gönderin] [Yazarla İletişim]
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
» Makale Bilgileri
Tarih
12-08-2024 - 16:35
(31 gün önce)
Yeni Makale Gönderin!
Değerlendirme
Henüz hiç değerlendirilmedi.
Okuyucu
84
Bu Makaleyi Şu An Okuyanlar (1) :  
* Son okunma 1 gün 6 saat 43 saniye önce.
* Ortalama Günde 2,71 okuyucu.
* Karakter Sayısı : 8365, Kelime Sayısı : 1171, Boyut : 8,17 Kb.
* Henüz yazarla iletişime geçen okuyucu yok.
* Makale No : 2221
Yorumlar : 0
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
Makalelerde Arayın
» Çok Tartışılan Makaleler
» En Beğenilen Makaleler
» Çok Okunan Makaleler
» En Yeni Makaleler
THS Sunucusu bu sayfayı 0,02027512 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.