Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Aktif Makale Haciz - Kefalet - İstihkak

Yazan : Sedat Baysal [Yazarla İletişim]

Makale Özeti
Eğitim notları

İİK.9.MADDE (Para ödenmesi ve değerli eşyanın muhafazası)
Haciz sırasında, borçlu veya üçüncü kişiler tarafından yapılan ödeme nedeniyle tahsil edilen paralar, en geç tahsilatın yapıldığı günü takip eden ilk iş günü çalışma saati sonuna kadar banka hesabına yatırılmak üzere icra kasalarında muhafaza edilir.
Haciz sırasında para tahsil edilmesi halinde haciz zabtına;... Kişiden dosya borcuna mahsuben ...TL.tahsil edilerek, banka hesabına yatırılmak ve dosyasına tahsilat makbuzu kesilmek üzere teslim alınmıştır" ibaresi yazılacaktır.
İcra daireleri aldıkları kıymetli evrak ve değerli şeyleri kasalarında, zorunlu hallerde ise kiralanacak banka kasalarında muhafaza ederler.
Haciz sırasında alınacak kıymetli şeylerin mümkün ise mahallinde, değil ise haciz mahallinden ayrıldıktan sonra tüm heyet halinde bilirkişiye geçilerek evsafı ve kıymeti hakkında bilirkişi raporu tanzim etmeleri, bunları Vakıfbank'ta kiralanacak kasaya teslim etmeleri, 6 aylık kasa kira bedelinin icra kasasına (alacaklıdan tahsil edilerek) tahsili.

İİK.59.MADDE (Takip masrafları)
Takip masrafları borçluya aittir. Alacaklı yapılmasını talep ettiği muamelenin masrafını ve ayrıca takip talebinde bulunurken borçlunun 62 nci maddeye göre yapabileceği itirazın kendisine tebliğ masrafını da avans olarak peşinen öder.
Alacaklının başta muhafaza olmak üzere talep ettiği işlemin masrafını peşin olarak vermesi gerekir. Masrafı ödememesi halinde bu madde gereğince zabta "alacaklı vekili tarafından talep edilen ... İşlemi için gerekli olan ... TL.masraf ödenmediğinden talebin reddine karar verildi; şeklinde karar altına alınmalıdır.

İİK.88.MADDE (Mahcuz malları muhafaza tedbirleri)
Haczolunan paraları, banknotları, hamiline ait senetleri, poliçeler ve sair cirosu kabil senetler ile altın, gümüş ve diğer kıymetli şeyleri icra dairesi muhafaza eder.
Kıymetli eşyaların haczi ve muhafazası halinde "Kıymetli evrak defterine" kaydedilir.
Diğer taşınır mallar, masrafı peşinen alacaklıdan alınarak muhafaza altına alınır. Alacaklı muvafakat ederse, istenildiği zaman verilmek şartıyya muvakkaten borçlu yedinde veya üçüncü şahıs nezdinde bırakılabilir.
(*) Üçüncü şahsın elinde bulunan taşınır mallar haczedildiğinde, üçüncü şahsın kabulü halinde üçüncü şahsa yediemin olarak bırakılır.
Esas dosyalardan yapılan hacizlerde bu hususu düzenleyen İİK.99.maddesi kapsamında işlem yapılarak bu durum haciz zabtında karar altına alınır, ancak talimat dosyalarında haczin İİK.96-99.maddelerinden hangisine göre tatbik edildiği Esas İcra Müdürlüğünce karar verildiğinden, eğer haciz sırasında malların 3.şahsa ait olduğu kanaatine varılmış ise bu madde gereğince işlem yapılması (karar altına alınması), aksi takdirde;istihkak iddiası hakkında esas icra dairesince karar verilmesine; yazılarak haczin ve talep var ise muhafazanın (masrafı alınarak) gerçekleştirilmesi.

İİK.95.MADDE (Mahcuz malların muhafazası masrafları)
Alacaklı, haczedilen malların muhafaza ve idare ve işletilmesi masraflarını istenildiği takdirde peşin vermeye mecburdur.

İİK.96.MADDE
Borçlu, elinde bulunan bir malı başkasının mülkü veya rehni olarak gösterdiği yahut üçüncü bir şahıs tarafından o mal üzerinde mülkiyet veya rehin hakkı iddia edildiği takdirde, icra dairesi bunu haciz ve icra zabıtlarına geçirir ve keyfiyeti iki tarafa bildirir.

Haciz mahallinde borçlunun istihkak iddiası olması halinde (malların 3.bir kişiye ait olduğuna ilişkin) haciz mahallinde bulunan alacaklıya bu iddia bildirilir ve bu iddiaya karşı beyanı alınır. (bunlar zabta yazılır) aynı şekilde 3.şahsın istihkak iddiası varsa bu iddia mahalde bulunan borçlu ve alacaklıya bildirilir, bu iddiaya karşı beyanları alınır (bunlar zabta yazılır) Alacaklı tarafından borçlunun veya 3.şahsın istihkak iddiası kabul edilir ise o mallar haczedilemez, alacaklı istihkak iddiasını kabul etmediğini ve haczini talep ederse (zabta yazılır) o takdirde mallar haczedilir.

İİK.97.MADDE (Üçüncü şahsın istihkak iddiası)
İstihkak iddiasına karşı alacaklı veya borçlu tarafından itiraz edilirse, icra müdürü dosyayı hemen icra mahkemesine verir.
Mahcuz eşya ile ilgili olarak icra memuruna dermeyan edilen iddiada üçüncü şahıs ve borçlunun birleşmeleri alacaklıya müessir değildir. Üçüncü şahsın buiddiasını ispat etmesi lazımdır.
İİK.97/a MADDE (İstihkak davalarında mülkiyet karinesi)
Bir taşınır malı elinde bulunduran kimse onun maliki sayılır. Borçlu ile üçüncü şahısların taşınır malı birlikte ellerinde bulundurmaları halinde dahi mal borçlu elinde addolunur.

Yapılan haciz sırasında borçlu veya 3.şahsın istihkak iddiası sonucu haczin İİK.96.ve 97.maddeleri gereğince yapıldığına kanaat edilir ve haciz zabtına bu yönde karar verilirse, alacaklının muhafaza talebi halinde mallar muhafaza altına alınır. Daireye dönüldüğünde istihkak iddiası hakkında karar verilmek üzere dosya icra mahkemesine gönderilir.

T.C.
AYDIN
1. İCRA HUKUK MAHKEMESİGEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2014/312 Esas
KARAR NO : 2015/181
KARAR YAZIM TARİHİ : 12/06/2015
Mahkememizde görülmekte bulunan İstihkak davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı taraf dilekçesindeki yazılı beyanlarında; A.A.'nın aleyhine İzmir 9. İcra Müdürlüğü'nün 2014/2960 Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, Aydın 3. İcra Müdürlüğü'nün 2014/491 Tal. dosyasından 15/09/2014 tarihinde müvekkil şirkete ait mallar haczedildiğini, şirket müdürü M. K.'a yediemin olarak teslim edildiğini, dosyada asıl borçlunun A. A. olduğunu, müvekkil şirketin borçlu olmadığını, A. A. haciz mahallinde haczedilen malların kendisine ait olmadığını, hacze muvafakat etmediğini, bu hususların zapta geçmiş olduğunu, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı taraf dilekçesindeki yazılı beyanlarında; İzmir 9. İcra Müdürlüğü'nün 2014/2960 Esas sayılı dosyası ile A.A. aleyhine başlatılan icra takibinin kesinleşmiş olduğunu, Aydın 3. İcra Müdürlüğü'nün 2014/491 Tal. dosyasından 15/09/2014 tarihinde haciz işlemleri yapıldığını, haciz mahallinde A.A.'nın hazır bulunduğunu, borçluya ait ve zilyetliğindeki kıyma makinesi haczedildiğini, M.K.'a yediemin olarak teslim edildiğini, haciz uygulanan işyeri vergi kaydı 3. Kişi haciz mahallinde hazır bulunan şirket yetkilisi A.A. aynı zamanda dosya borçlusu olduğunu, 3. Kişi tarafından yapılan istihkak iddiasının haksız olduğunu, haczedilen malların borçluya ait olduğunu, haczedilen kıyma makinesine ait hiçbir fatura ve belgeler sunulmadığını, yetkili mahkemenin İzmir İcra hukuk Mahkemeleri olduğunu, öncelikle yetkili mahkemenin İzmir İcra Hukuk Mahkemeleri olması nedeniyle yetkisizlik kararı verilmesini, haksız olarak açılan istihkak davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; İİK'nun 97. ve müteakip maddeleri uyarınca dava üçüncü kişinin açtığı İstihkak davasıdır.
Mahkememizce yanlarca dayanılan deliller toplanmıştır. Bu bağlamda Aydın 3. İcra Müdürlüğü'nün 2014/491 Tal. sayılı dosyası getirtilip incelenmiştir. Buna göre; takip alacaklısı Ö. M. tarafından A.A. hakkında 25/12/2011 5.000,00.-TL, 25/01/2012 tarihli 20.000,00 TL bedelli iki adet bonoya dayalı olarak kambiyo senetleirne mahsus haciz yolu ile icra takibine girişildiği, Örnek 10 nolu ödeme emrinin 08/02/2014 tarihinde borçlu adına H. Ö. imzasına tebliğ edildiği, borçlu A.A.'nın iş yeri adresinde 28/03/2014 tarihinde haciz işlemi yapıldığı, vergi levhası incelendiği, H.San. Ve tic. Ltd. Şti'ye ait Güzelhisar Vergi Dairesinin .. nolu olduğu, daha sonra borçlunun geldiği, alacaklıya olan borcunu ödediğini, ödemelere ilişkin dekontları ibraz ettiği, sadece 25.000,00 Tl borcu kaldığını, ayrıca borçlu A.A.'nın iş yeri adresinde 15/09/2014 tarihinde haciz işlemi yapıldığı, adresin kapalı olduğu, daha sonra borçlunun geldiği, alacaklıya olan borcunu ödediğini, ödemelerin fotokopilerini daha önceden ibraz ettiğini, vergi levhasında H.. San. Ve tic. Ltd. Şti (.. Aydın )adresli .. vergi nolu olduğu, 40.000,00 TL değerindeki kıyma makinesinin haczedilerek yediemin sıfatıyla şirket müdürü M.K.'a bırakıldığı, İzmir 7 İcra Hukuk Mahkemesi'ne 18/09/2014 tarihinde İstihkak iddiası nedeniyle takibin taliki veya devamına ilişkin dava açıldığı, 2014/530 sırasına kaydı yapıldığı, 03/11/2014 tarihinde istihkak iddiasının reddine ve takibin devamına karar verildiği, 2014/423 Karar sırasına kaydı yapıldığı görülmüştür.
Aydın Ticaret Sicil Müdürlüğü'ne davacı şirketin 11/08/2006 tarihinde tescil edildiğinin, ticaret sicil adresinin haciz adresi ile aynı adres olduğunun, hissedarlarının 198 pay sahibi A.A. ve 2 pay sahibi B.A.olduğunun bildirildiği görülmüştür.
1086 sayılı HUMK'nun 512/1. maddesinde düzenlenen istihkak davalarının eşyanın bulunduğu ya da icra takibinin yapıldığı yer mahkemesinde açılabileceğine dair özel yetki kuralı HUMK'nun 9. maddesindeki genel yetki kuralına ayrıcalık oluşturmakla birlikte genel yetki kuralını ortadan kaldırmadığı ve İİK'nun 50. maddesi gereğince de HUMK'nun yetkiye ilişkin hükümleri takip hukukunda da uygulandığı için hacizden doğan istihkak davaları genel yetki kuralınca, yasada ayrıca düzenlenmiş olmadıkça (taşınmazlarda ve iflastaki istihkak davası gibi,) davalının yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir, özel yetki kuralı uyarınca da; haciz icra takibinin yapıldığı yerde uygulanmış ise bu yer ya da icra takibinin yapıldığı yer talimat aracılığı ile uygulanmışsa hacizli malın bulunduğu yer icra mahkemesinde açılabiliyordu. (HUMK'nun 512/1, 9, İİK'nun md. 97-99. Maddeleri).
Somut olayda dava, 6100 sayılı HMK'nun yürürlüğe girmesinden sonra açılmış olup bu Kanun'da 1086 sayılı HUMK'nun 512. Maddesine paralel bir düzenleme getirilmemiştir. Bu durumda İİK'nun yetkiye ilişkin 4 ve 50. maddeleri ayrıca 6100 sayılı HMK'nun 5 ve 6. maddeleri uyarınca genel yetki kuralının uygulanması gerekir. Buna göre istihkak davalarının asıl icra takibinin yapıldığı yer mahkemesi ile davalının yerleşim yeri mahkemelerinde açılması mümkündür. HMK'nun 7/1. maddesi gereğince davalının birden fazla olması halinde davanın, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılması mümkündür. Aksi halde HMK'nun 19, 331. maddeleri uyarınca yetkisizlik kararı verilmesi gerekir.
Alacaklı taraf cevap dilekçesinde yetki itirazında bulunmuştur. Davalı borçlunun yerleşim yeri Aydın (merkez) sınırları içinde kalmaktadır. Dava da Aydın'da açılmıştır. bu nedenle davalı alacaklının yetki itirazı yerinde görülmemiş işin esasının incelenmesine geçilmiştir.
Ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği adres haciz adresidir. Bu adres aynı zamanda davacı şirketin ticari sicil adresi olup, haciz mahallinde borçlununda hazır olması bu adreste ticari faaliyetini yürütmesi ve borçlunun davacı şirketin hakim ortağı ve temsilcisi olması ve bu şekilde bir organik bağın bulunması karşısında İİK'nun 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesi borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olup, ispat yükü altında olan davacı üçüncü kişi şirket istihkak iddiasını kanıtlamaya elverişli fatura vb. hiç bir delil sunmadığından davanın reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davacı 3. Kişinin İİK'nun 97. ve devamı maddelerine dayanan İstihkak davasının REDDİNE, 14/05/2015

T.C.
AYDIN
İcra Hukuk Mahkemesi
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2006/412
KARAR NO : 2006/567
İCRA DOSYA NO : 2006/ 2500 (1)

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davanın yapılan açık yargılaması sonunda:

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesindeki yazılı beyanlarında, davalılardan borçlu B. Can hakkında alacağın tahsili zınnında Aydın 1.İcra Müdürlüğünün 2006/2500 sayılı takip dosyasında icra takibine girişildiğini ve borçlunun tespit olunan adresinde haciz işlemi yapılmış isede icra müdürlüğünce İİK'nun 99.maddesi hükmüne göre dava açmak üzere kendilerine süre verildiğini söz konusu icra müdürlüğü işleminin kanuna aykırı nitelikte olduğunu öne sürerek şikayetin kabulüne ve icra müdürlüğü işleminin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar adına duruşma davetiyesi tebliğ edilmesine rağmen yazılı ve sözlü savunmada bulunmamıştır.
Talep; İİK'nun 16 ve 99.maddelerine dayanan bir ŞİKAYET'tir.
Mahkememizce yanlarca dayanılan deliller toplanmıştır.Bu bağlamda icra takip dosyası getirtilerek incelendiği gibi takip borçlusu B.. C.. ile istihkak iddiasında bulunan Ca.. Ltd.Şti.ye ait vergi ve ticaret sicil kayıtları da getirtilerek incelenmiştir.
Takip dosyasının incelenmesinde; haciz işleminin uygulandığı adres .. No:52 Aydın adresidir. Örnek 10 no'lu ödeme emri borçlu B.'a 23.05.2006 haciz işleminin uygulandığı adreste bizzat tebliğ edilmiştir.Haciz işleminin uygulanması esnasında borçlu B.'ın haciz anında bizzat hazır olduğu ve kendisini de istihkak iddiasında bulunan C. Tic.Ltd.Şti.nin müdürü olarak tanıttığı görülmektedir. Haciz tutanağı İİK'nun 8/3 maddesine göre hilafı sabit oluncaya değin hukuken muteber belge niteliğindedir.Bunun yanısıra borçlunun ticaret sicil kaydının incelenmesinde gerçek şahıs olarak ticaret siciline 24.03.2004 tarihinde tescil edildiği faaliyet konusunun kereste - inşaat malzemeleri alım satımı işi olduğu ve işletme merkezinin adresi olarakta .. olarak tescil edildiği adres değişikliğinin sonradan ilan edilmediği ve bu nitelikte bir işlemin gerçekleştirilmediği görülmüştür.Bunun yanısıra istihkak iddiasında bulunan C. Ltd.Şti.nin de Şirket merkezinin aynı adres olduğu ve şirket ortaklarından C. C.'ın ise getirtilen nüfus ve aile tablosuna göre takip borçlusu B.'ın eşi olduğu görülmektedir.Açıklanan deliller ve maddi olgular karşısında takip borçlusunun işyeri adresi haciz yapılan mahal olduğu sonradan yapılan adres değişikliğinin ise alacaklı tarafı bağlayamayacağı aşikardır.Bu çerçevede İcra müdürlüğünce İİK'nun 96 ve 97 maddelerinde belirtilen yasal prosedürün istihkak iddiası üzerine işletilmesi gerekirken alacaklı tarafa dava açmak üzere 99.maddesine göre külfet yüklenmesi kanuna aykırı nitelikte olduğu sonucuna ulaşıldığından şikayetin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Şikayetçi tarafın icra inkar tazminatı yasal nedene dayanmadığından reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M ; Yukarıda açıklanan nedenlerle;
İİK'nun 16 ve 99.maddelerine dayanan şikayetin KABULÜ İLE, icra müdürlüğünün İİK'nun 99.maddesine göre dava açmak üzere alacaklı tarafa süre verilmesine ilişkin işleminin yasaya uyarlı olmadığı görüldüğünden KALDIRILMASINA, 27/12/2006


T.C.
AYDIN
1. İCRA HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2013/278 Esas
KARAR NO : 2015/43

G E R E K Ç E L İ K A R A R
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A

HAKİM : MURAT YAZICI
KATİP : DENİZ BERAK

Mahkememizde görülmekte bulunan İstihkak (Taşınır Mal Haczinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesindeki yazılı beyanlarında; Aydın 1. İcra Müdürlüğü'nün 2012/16420 Esas sayılı dosyası ile 24/07/2013 tarihinde haczedilen torna tezgahı yediemin olarak İİK'nun 99. Maddesi gereğince D.A'ya bırakıldığını, yasal bir haftalık süre içerisinde itiraz edilmesi üzerine 01/10/2013 tarihinde mahcuz malların muhafazası için aynı adrese gidildiğini, 3. Şahıs M.O.'ın vekili olduğunu, söyleyen Av. S.T.'ın istihkak iddia ettiğini, bu istihkak iddiası üzerine kendilerine dava açmak için süre verildiğini, haczedilen malın borçluya ait olduğunu bu nedenle 3. kişinin istihkak iddiasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili savunmaya yönelik beyanlarında; davacı vekilince M.K. isimli şahıs aleyhine Aydın 1 İcra Müdürlüğü'nün 2012/16420 Esas sayılı dosyasında takip başlatılmış olup, takibin kesinleşmiş olduğunu, 30/11/2012 tarihinde müvekkilinin iş yerine gelinerek iş yeri çalışanı M.K.'dan ödeme taahhüdü alındığını, haciz işlemi yapıldığını, M.K. isimli şahsın müvekkilinin sigortalı işçisi olduğunu, 09/03/2012 tarihinde işe başladığını, 15/12/2013 tarihinde işten çıktığını, bu tarihten sonra yapılan hacizlerde iş yerinde hazır bulunmadığını, işten ayrıldıktan sonra da kendi işini kurduğunu, Aydın İli Merkez İlçesi .. adresinde ticari faaliyetini sürdürdüğünü, 01/02/2013 tarihli ibraz edilen faturanında bunu desteklediğini, taahhüdü kabul muhtırası da eski çalışmış olduğu adrese tebliğ edilmemiş yeni iş yeri Merkez .. adresine tebliğ edilmiş olduğunu, ayrıca haczedilen makinenin davacı yanın faturasını sunmuş olduğu makine olmadığını, makinenin çok eski, modeli ve seri numarasının, ayırt edici bir özelliğinin bulunmadığını, faturada açıkça seri numarası ve modelinin yazmadığını, belirterek haksız ve hukuksuz açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dahili davalı M.K. (T.C. Kimlik No:..) sözlü beyanlarında; .. adresinde .. ünvanı ile işyerini faaliyete geçirdiğini, M.O.'ın ise bu işyerinde adına çalışan işçi statüsünde bir personel olduğunu, 8 yıldan beri de yanında çalıştığını, dolayısıyla işyerinde bulunan torna tezgahı ve makinelerin gerçek sahibi olduğunu, fakat bu tezgah ya da makinenin bir kısmına fatura almış olduğunu, bir kısmının faturasız kaldığını, işyeri tarafından işletilen bir yer olduğunu, fakat Koskeb'den bir hibe kredisi kullanmak istediğinden işyerinin personeli olan M.O. adına kayıtlı olarak göstermek zorunda kaldığını, dava konusunu oluşturan torna tezgahının kendisine ait olduğunu, bu nedenle davayı kabul ettiğini, beyan etmiştir.
Davacı tanığı M.U. talimat mahkemesince alınan beyanında özetle; 2013 yılında K. Hiz. San. Tic. Ltd. Şirketinin yetkilisi olduğunu, söz konusu makineyi M.K. isimli kişiye sattığını, onun adına fatura kestiğini, fatura örneğini mahkemeye ibraz ettiğini, yetkilisi olduğu şirket bu makineyi Fatih takım Tezgahları F.T. tarafından D.G.'e satılmış olduğunu, D.G.'ten K. Şirketi satın aldığını ve M.K.'ya sattığını, buna ilişkin gider pusulası örneğini de sunduğunu beyan etmiştir.
Davalı tanığı E.A. beyanında özetle; .. Aydın adresinde bulunan işyeri M.O. tarafından çalıştırıldığını, ayrıca M.K. isimli kişi de M.O.'ın yanında sigortalı olarak çalıştığını, M.O. daha sonra 16/07/2013 tarihinde bu işyerini komple oğlu olan D.A'ya devrettiğini, işyerini D.A ve Ali ..'ın birlikte ortak olarak satın aldıklarını, satın aldıktan sonra dükkanı Ali ile Durmuş'un birlikte çalıştırdıklarını ve bu dükkanda da Mithat oğlu M.K. isimli kişinin sigortalı olarak çalıştığını, ancak Mithat oğlu M.K., M.O.'ın yanında çalışan M.K. isimli kişi olmadığını amca oğlu olduğunu, söyleyeceklerinin bundan ibaret olduğunu, başka bir diyeceğinin olmadığını beyan etmiştir.
Davalı tanığı A.Ü. beyanında özetle; D.A ile yaklaşık 9 ya da 10 ay ortak olarak çalıştıklarını, daha önce Z.. Tarım Makinalarında işçi olarak çalıştığını, Durmuş ile ortaklıktan sonra işyerini açarken M.O. isimli kişiden torna tezgahını kaynak makinası, matkap gibi malzemeler ile birlikte toplu olarak satın aldığını, satın alma fiyatını tam olarak hatırlamadığını, ayrıca M.O.'ın yanında çalışan M.K.'nın yanlarında çalıştığını, halen yanında çalışan işçiler bulunduğunu, ayrıca dükkanı devreden M.O.'ında yanlarında sigortalı olarak çalıştığını, söyleyeceklerinin bundan ibaret olduğunu, .başka bir diyeceğinin bulunmadığını, beyan etmiştir.
Davalı tanığı M.K. ((T.C. Kimlik No:..) beyanında özetle; M.O.'a ait işyerinde sigortalı olarak çalıştığını, Kenan oğlu M.K. isimli kişi de aynı işyerinde beraber çalışmakta olduklarını, bu kişi ile babalarının amca çocukları olduğunu, bu makineyi bizzat aldığını, D.G.'ten M.O. adına satın aldığını, o sırada M.O.'a Koskeb'den proje hazırlanıp kredi verilmesi söz konusu olduğunu, o nedenle o an için fatura kesilmediğini, M.K.'nın işyerinde zarara uğratıcı işlemler yaptığından M.O.'ın işine son verdiğini, bunun üzerine isim ve soyisim benzerliğinden dolayı Kenan oğlu M.K.'nın makinanın faturasını adına kestirdiğini, makinayı almak için icraya başvurduğunu beyan etmiştir.
Talep; İİK'nun 96. ve devamı maddelerine dayanan bir İstihkak davasıdır.
Taraflarca dayandırılan deliller toplanmıştır. Aydın 1. İcra Müdürlüğü'nün 2012/16420 Esas sayılı dosyası getirtilip incelenmiştir. Buna göre alacaklı tarafından borçlu M.K. hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile yapılan takipte 10 örnek ödeme emrinin borçluya 05/11/2012'de haciz adresinde tebliğ edildiği, 24/07/2013 tarihinde aynı adreste yapılan hacizde D.A'nın hazır bulunduğu ve işyerinin kendisine ait olduğunu haciz mahallindeki menkullerin M.O.'a ait olduğunu beyan ettiği D.A'ya istihkak davası açmak üzere 7 gün süre verildiği, bilahare 01/10/2013 tarihinde aynı adreste torna tezgahının haczedildiği, Av. S.T.'ın M.O. lehine makinenin M.O.'a ait olduğuna dair istihkak iddiasında bulunduğu bu kez icra müdürlüğünce istihkak davacı açmak üzere alacaklı vekiline süre verildiği anlaşılmaktadır.
Her ne kadar davalı tanığı Mitat oğlu M.K. hacze konu makineyi kendisinin aldığını beyan etmişse de makineye ait faturanın T.C. numarası da yazılmak suretiyle Kenan oğlu M.K. adına düzenlendiği makineyi satan şirket yetkilisi M.U.'da beyanında makineyi Kenan oğlu M.K.'ya sattığını beyan etmiştir. Bu durumda İİK'nun 97/A maddesindeki mülkiyet karinesi borçlu dolayısıyla alacaklı lehine olup bu karinenin aksini ispat yönünde davalı üçüncü kişi M.O. yeterli delil gösterememiş, gösterdiği tanıklarda haciz tarihinden önce 16/07/2013 tarihinde iş yerini komple D.A ve A.Ü.'a devrettiğini beyan ettikleri dolayısıyla istihkak iddia eden 3. kişinin haciz tarihinde işyeri ile bir ilgisinin kalmadığı anlaşıldığından davanın kabulü ile üçüncü kişinin istihkak iddiasının reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davacı alacaklının davasının KABULÜ İLE,
Aydın 1. İcra Müdürlüğünün 2012/16420 Esas sayılı takip dosyasında davalı 3. Kişinin İstihkak davasının REDDİNE, 05/02/2015



T.C.
AYDIN
2. İCRA HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2012/265 Esas
KARAR NO : 2012/366
İcra Dosya No : 2012/7254

HAKİM : İDRİS KİZİR

XXXXXXXXX XXXX XXXXXXX X XXXXXXXXXXXXXXXX XXX XXXXX XXXXX XXXXXXXXXXXXXXXXX XXXXXXX XX XX XX XXXXXXXXXX XXXXXXXXXXXXXXX XXXXX XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX XXXX XXXX XXXX XXX XXXXXXXXXXX XXXXXXXXXXXX XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX 14/12/2012

Mahkememizde görülmekte bulunan İstihkak davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle, müvekkil banka tarafından borçluya kullandırılmış bulunulan ticari kredinin geri ödenmemesi sebebiyle borçlu hakkında Aydın 2.İcra Müdürlüğünün 2012/7254 esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, takibin kesinleştiğini, borçlunun ikamet adresinde 30/07/2012 haciz işleminin yapıldığını, haciz işlemi esnasında borçlunun adresinde borçlunun kızı olduğunu beyan eden S.Ç.nın hazır olduğunu, borçlunun o esnada evde bulunmadığını, ev eşyalarının ev sahibi M.D.'e ait olduğunu, M.D. isimli şahsın ne kimlik ne de adres bilgilerinin borçlunun kızı olduğunu beyan eden 3.kişi konumundaki S.Ç. tarafından dosyaya ibraz olunmadığını, Aydın 2.İcra Müdürlüğünün 2012/7254 esas sayılı dosyasında 03/08/2012 tarihli karar ile taraflarına istihkak davası açmak üzere süre verildiğini, İcra Müdürlüğünün 03/08/2012 tarihli kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, gerçekleştirilen haciz işlemi esnasında istihkak iddiasında bulunan şahsın borçlunun kızı olup adresinde borçluya ait olduğunu, , bu kapsamda İcra Müdürlüğünce İİK 97/1 maddesi uyarınca dosyanın icra mahkemesine tevdii ile mahkemeden karar alınması gerekmekte iken yanlış uygulamada bulunularak istihkak iddiasının İİK 99 madde kapsamında değerlendirilerek taraflarına istihkak iddiasına karşı dava açmak üzere süre verilmiş olması usul ve yasaya aykırı bulunduğunu, bu nedenle 03/08/2012 tarihli kararının şikayetleri doğrultusunda kaldırılmasına ve istihkak iddiasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce dava dilekçesinin HMK'nun 119. maddesi gereğince eksiksiz olduğu değerlendirilmekle davalı tarafa dava dilekçesinin tebliği ile varsa cevaplarını bildirilmesi istenmiş, davalıya 16/08/2012 tarihinde dava dilekçesi tebliğ edildiği ancak davalının süresi içerisinde beyanda bulunmadığı görülmüştür.
Mahkememizce 6100 sayılı HMK'nun 320. maddesi gereğince ilk duruşma işlemlerine geçilmiş, dava şartlarının eksik olmadığı ve ilk itirazların bulunmadığı görülmekle, ön inceleme duruşması yapılmış, hazır olan davacı vekili sulhe teşvik edilmiş , davacı vekili sulh olamayacağını beyan ettiğinden tahkikat duruşmasına geçilmiştir.
Aydın 2.İcra Müdürlüğünün 2012/7254 esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; alacaklının .. Bank A.Ş vekili tarafından borçlu Ö.Ç. hakkında 24/05/2012 tarihinde takip yapıldığı, ödeme emrinin borçluya 01/06/2012 tarihinde tebliğ edildiği , M.. AYDIN adresinde 30/07/2012 tarihinde haciz yapıldığı ,haciz sırasında borçlunun kızı olduğunu beyan eden S.Ç.nın haczedilen malların ev sahibi M.D.e ait olduğunu, alacaklı vekilinin istihkak iddiasını kabul etmediğini, İcra Müdürlüğünce 03/08/2012 tarihinde istihkak davası açılmak üzere alacaklı vekiline süre verilmesine karar verdiği,kararın alacaklı vekiline 07/08/2012 tarihinde tebliği edildiği, davanın 09/08/2012 tarihinde süresinde açıldığı görülmüştür.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; davacı vekili tarafından İcra Müdürlüğünce 03/08/2012 tarihinde icra müdürlüğünün kendilerine istihkak davası açmak üzere 7 günlük süre verilmesine ilişkin kararın yasaya aykırı olduğu belirtilerek işlemin iptaline karar verilmesine bu talep kabul edilmediği takdirde istihkak konusunda inceleme yapılarak istihkak iddiasının reddine karar verilmesini talep etmiş olup, haczin 30/07/2012 tarihinde borçlunun oturmuş olduğu evde yapıldığı, haciz sırasında borçlunun hazır olmayıp kızı S.Ç.nın hazır olduğu, S.Ç.nın haczedilen malların ev sahibi olan M.D.e ait olduğunu iddia ettiği, İİK 96 ve 97.maddeleri gereğince haciz edilen mallara ilişkin olarak borçlunun haczedilen malların kendisine ait olmadığını 3.kişiye ait olduğunu ileri sürebileceği gibi 3.kişi tarafından da haczidelen malların borçluya ait olmayıp kendisine ait olduğu yönünde istihkak iddiasında bulunabilecekleri borçlunun dışındaki kimselerin haczedilen eşyanın borçluya ait olmayıp başka bir kişiye ait olduğunu bildirmelerinin istihkak iddiası niteliğinde bulunmadığı icra müdürlüğünce borçlunun kızının haciz sırasında ileri sürmüş olduğu haczedilen eşyaların borçluya ait olmayıp ev sahibine ait olduğu yönündeki iddianın istihkak iddiası niteliği taşımaması nedeniyle İİK 99 madde gereğince alacaklı vekiline istihkak davası açmak üzere 7 günlük süre verilmesine ilişkin kararının İİK 96.maddeye aykırı olduğu anlaşılmakla davacının icra müdürlüğü işlemine yönelik şikayetinin kabulüne , icra müdürlüğünce 03/08/2012 tarihinde verilen kararın iptaline şikayetin kabul edilmiş olması nedeniyle istihkak davası hususunda karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı tarafından icra muamelesine yönelik şikayetin KABULÜNE,
2-İcra Müdürlüğünün 03/08/2012 tarihinde vermiş olduğu kararın İPTALİNE,
3-Mahkemece icra muamelesine yönelik şikayet kabul edildiğinden istihkak davası konusunda KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, 14/12/2012

T.C.
AYDIN
1. İCRA HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2011/288 Esas
KARAR NO : 2011/316

HAKİM : HİKMET BİLİCİ
KATİP : ERTUĞRUL TALAS
Mahkememizde görülmekte bulunan Şikayet davasının dosya üzerinde yapılan incelemesi sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Şikayetçi vekili dilekçesindeki yazılı beyanlarında; müvekkili alacaklı tarafça borçlu A.E. hakkında Aydın 1.İcra Müdürlüğünün 2010/9121 Esas sayılı takip dosyasında ilamsız icra takibine girişildiğini ve 22/007/2011 tarihli haciz tutanağında 3.kişi F.E.'un iş yerinin kendisine ait olduğunu öne sürerek istihkak iddiasında bulunulması üzerine icra dairesince taleplerine bina'en haciz işlemi yapılmış ise de İcra ve İflas Kanununun 99.maddesi uygulanarak alacaklı tarafa 7 günlük dava açma süresinin verildiğini icra dairesinin iş bu kararının kanuna aykırı olduğunu şöyle ki ödeme emrinin borçluya tebliğ edilen adresinin haciz işleminin yapıldığı adres olduğu bu halde icra dairesince İİK.'nun 96 ce 97.maddelerindeki prosedürün uygulanması gerektiğini öne sürerek şikayetin kabulü ile icra dairesinin İİK.'nun 99.maddesinin uygulanmasına ilişkin kararın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Talep; İİK.'nun 16.maddesine dayanan bir Şikayettir.
İİK.'nun 18/3 maddesi uyarınca şikayete konu maddi ve hukuki olgular gözetilerek şikayetin evrak üzerinde incelenmesi gerekmiştir.
Şikayetçi tarafça kanıt olarak öne sürülen Aydın 1.İcra Müdürlüğünün 2010/9121 Esas sayılı takip dosyası getirtilerek incelenmiştir. Buna göre; şikayetçi-takip alacaklısı vekili tarafından borçlu A.E. hakkında ilamsız kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine girişildiği, örnek 10 nolu ödeme emrinin borçluya ".. Merkez/AYDIN" adresinde bizzat tebliğ edildiği, 29/04/2011 tarihli haciz tutanağında borçlunun aynı adreste görüldüğü ve adreste bulunan iş yeri ile ilgisinin bulunmadığını beyan ettiği keza 22/07/2011 tarihli haciz tutanağında ise yine aynı adreste borçlunun mevcut olduğu ve istihkak iddiasında bulunan 3.kişi F.E.'un boşandığı eşi olduğunu ve çocuklarını görmek için iş yerine gelip gittiğini beyan etmiştir. Haciz işleminin uygulandığı adres ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği adrestir. Haciz sırasında borçlu da hazır durumdadır. Borçlunun boşandığı eşi haciz yapılan iş yerinin kendisine ait olduğunu iddia etmiş ise de İİK.'nun 97/a maddesi uyarınca borçlu ile 3.şahısların menkul malı birlikte ellerinde bulundurmaları halinde mal borçlunun elinde addolunacağından dolayı icra dairesince bu ahvalde İİK.'nun 96 ve 97.maddelerindeki istihkak prosedürünün uygulanması gerekirken takip alacaklısı tarafa aynı kanunun 99.maddesine göre dava ikamesi yönünde süre verilmesine ilişkin kararın kanuna aykırı nitelikte olduğu sonucuna ulaşıldığından açıklanan nedenlerle şikayetin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM; Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-İİK.'nun 16.maddesine dayanan şikayetin KABULÜ ile; Aydın 1.İcra Müdürlüğünün 2010/9121 Esas sayılı takip dosyasında 22/07/2011 tarihli haciz tutanağında takip alacaklısı vekiline dava açmak üzere 7 gün süre verilmesine ilişkin kararın usul ve kanuna aykırı olduğundan kaldırılmasına, 15/08/2011

T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L A M I
ESAS NO : 2013/10605
KARAR NO : 2013/19613

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul 23. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 07/02/2013
NUMARASI : 2013/85-2013/99
DAVACI : Alacaklı : T.. San. Ve Tic. Ltd. Şti
DAVALILAR : Borçlular : S... A.Ş.,Ö.. San. Ve Tic. Ltd. Şti,V.. San. Tic. A.Ş.,İ.. A.Ş

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi Muharrem Terzi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından borçlular hakkında çeklere dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine girişildiği, aynı çeklerle ilgili olarak alınan ihtiyati haciz kararı uyarınca alacaklının gösterdiği adreste haciz işlemi yapılmak istendiğinde icra müdürlüğünce adreste 3. kişinin olduğu ve 3. kişi vekilinin beyanlarının haciz tutanağına geçirilmek suretiyle haciz işleminin gerçekleştirilmediği anlaşılmıştır.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 79/1 maddesi gereğince, İcra Dairesinin, haciz talebinden itibaren en geç 3 gün içinde haczi yapması gerekir. Yine Aynı Kanunun 85/1 maddesi gereğince, İcra Müdürlüğünce, borçlunun kendi yedinde veya üçüncü şahısta bulunan menkul malları ile gayrimenkullerinden ve alacak ve haklarından alacaklının ana para, faiz ve masraflar da dahil olmak üzere bütün alacaklarına yetecek miktarı, haczedilecektir. (HGK. nun 10.06.2009 tarih, 12-213/244 sayılı kararı)
Buna göre kural olarak icra müdürünün haciz talebini yerine getirme konusunda herhangi bir taktir yetkisi bulunmadığının kabulü gerekir. Ancak kural bu olmakla birlikte, İİK. nun 82.maddesine 02.07.2012 tarih ve 6352 sayılı Kanun’un 16.maddesi ile eklenen son fıkra da yer alan“İcra memuru, haczi talep edilen mal veya hakların haczinin caiz olup olmadığını değerlendirir ve talebin kabulüne veya reddine karar verir.” Düzenlemesi karşısında, icra memurunun haczi talep edilen malın bu madde uyarınca haczinin kabil olup olmadığını değerlendirerek, bu doğrultuda haciz talebini yerine getirip getirmeme konusunda taktir yetkisi vardır.
Görüldüğü gibi burada tanınan taktir yetkisi, İİK. nun 82.maddesi kapsamında malın haczi kabil olup olmadığı ile sınırlı olup, icra müdürünün bunun dışında, haciz istenen taşınırın 3. kişiye ait olduğu gerekçesiyle haciz talebini reddetme yetkisi yoktur. Böyle bir durumda yapılması gereken iş, 3.kişinin istihkak iddiasının tutanağa geçirilip İ.İ.K. nun 97 ve 99. maddeleri uyarınca istihkak prosedürünü işletmektir.

O halde mahkemece alacaklının şikayetinin kabulü yerine yazılı gerekçe ile reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/05/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.

İİK.99.MADDE (Üçüncü şahsın zilyetliği)
Haczedilen şey, borçlunun elinde olmayıp da üzerinde mülkiyet veya diğer bir ayni hak iddia eden üçüncü kişi nezdinde bulunursa, bu kişi yedieminliği kabul ettiği takdirde bu mal muhafaza altına alınmaz. İcra Müdürü, üçüncü kişi aleyhine icra mahkemesinde istihkak davası açması için alacaklıya yedi gün süre verir.
Haciz yapılan malların 3.kişinin istihkak iddiası üzerine, 3.kişiye ait olduğuna kanaat edilirse (esas dosyalarda) 3.kişinin istihkak iddiası, (varsa borçlunun) mahalde hazır bulunan alacaklının istihkak iddiasına karşı beyanları zabta yazılır ve haczin İİK.99.maddesine göre tatbik edildiğine karar verilerek mahcuz mallar istihkak iddia eden 3.kişiye yediemin olarak bırakılır. 3.şahıs yedieminliği kabul etmez ise bu husus zabta yazılarak muhafaza işlemi yapılabilir.

(*) Borçlunun veya 3.kişinin istihkak iddiasında bulunması halinde alacaklı/vekili mahalde hazır değil ise (hazurun hazır olsa dahi beyan yetkisi bulunmadığından) bu istihkak iddiasına karşı beyanda bulunamayacağından haciz tatbik edilir, mallar istihkak iddia edene yediemin olarak teslim edilir.Çünkü alacaklının istihkak iddiasını kabul etmesi halinde haciz ortadan kalkacağından bu durumda muhafaza yapılması halinde sorumluluk işlemi yapan memura ait olacaktır.









İİK.26.MADDE (Taşınmaz tahliye ve teslimi)
Bir taşınmazın tahliye ve teslimine dair olan ilam, icra dairesine verilince;
Taşınmazın içinde bulunup da ilamda dahil olmayan eşya çıkarılarak borçluya teslim ve hazır değilse vekiline veya ailesi halkından veyahut müstahdemlerinden reşit bir kimseye tevdi olunur. Bunlardan da kimse bulunmazsa mezkur eşya masrafı ileride borçluya ödetilmek üzere peşin olarak alacaklıdan alınıp emin bir yerde veya alacaklının yedinde hıfzettirilir ve icra dairesince hemen yapılacak tebligat üzerine borçlu eşyanın bulunduğu mahalde ise beş değilse otuz gün içinde eşyayı almaktan veya masrafı ödemekten imtina eder yahut lüzum görülürse icra mahkemesi kararıyla bunların satılacağı ihtar edilir.
1) Tahliye ilamında (icra mahkemesi kararlarında tebliğ veya tefhimden itibaren 10 gün geçmesi, ilamlı icra takibinde icra emrinin tebliğ edilmiş olmasından sonra) tahliyesine karar verilen taşınmaza gidildiğinde borçlu veya yukarıda yazılı kişiler bulunması halinde taşınmazda bulunan tüm eşyalar bu kişilere teslim edilir, kapı anahtarı çilingir ile değiştirilir (faturası dosyaya alınır) anahtar alacaklı/vekiline teslim edilir, yerin boş olarak kilidinin değiştirilmek suretiyle tahliye edilerek anahtarın teslim edildiği zabta yazılır.
2) Eşyayı teslim alacak borçlu yok ise eşyaların tespiti yapılır, tek tek veya toplu olarak değer tespiti yapılır,
a) Kabulü halinde eşyalar yediemin olarak alacaklıya teslim edilir, kapı anahtarı çilingir ile değiştirilir (faturası dosyaya alınır) anahtar alacaklı/vekiline teslim edilir, yerin boş olarak kilidinin değiştirilmek suretiyle tahliye edilerek anahtarın teslim edildiği zabta yazılır. Bu durumda borçluya tebliğ ve satış masrafı olarak 350,00.-TL.masraf peşin olarak alacaklıdan alınarak dosyasına konulur, daireye döndükten sonra borçluya muhtıra tanzim ile tebliğe çıkartılır. Dosya yerine kaldırılmaz, tebligatın dönüşü beklenir, tebligatın dönüşünden sonra verilen sürede eşyaları teslim almak için borçlu gelirse eşyalar teslim edilir, masraf alacaklıya iade edilir, borçlu gelmez ise dosya satış kararı alınmak üzere mahkemeye gönderilir.
b) Alacaklının eşyaları yediemin olarak almayı kabul etmemesi halinde yapılan kıymet takdiri üzerinden 6 aylık yedieminlik ücreti + tebligat masrafı dosyaya peşin olarak alınır, mallar yediemin deposuna konulur, kapı anahtarı çilingir ile değiştirilir (faturası dosyaya alınır) anahtar alacaklı/vekiline teslim edilir, yerin boş olarak kilidinin değiştirilmek suretiyle tahliye edilerek anahtarın teslim edildiği zabta yazılır.

KEFALET
Kefalet, teminat ve rehin senetleri - (Binde 9,48)
İİK’nun 38. maddesinde, icra dairesindeki kefaletlerin ilamların icrası hakkındaki hükümlere tabi olduğu belirtilmiş, kefaletin şekli hakkında ise, özel bir düzenleme getirilmemiştir. Bu nedenle genel yasa olan ve 27836 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’ndaki kefalete ilişkin, 581 ve takip eden madde hükümlerinin icra kefaletlerinde de uygulanması gerekmektedir.
Anılan Yasa’nın kefalet aktinin şekil şartlarını düzenleyen 583. Maddesinde; Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmayacağı, kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesinin
şart olduğunu, yine 584. maddesinde; eşlerden birinin diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabileceğini; bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olmasının mecburi olduğu belirtilmiştir.
Yargıtay, İcra ve İflâs Kanunu’nun 38. maddesinin, sadece icra dairesindeki kefaletlerin ilamların icrasına göre icra edileceğini belirten bir madde olduğunu, fakat icra kefaletinin şekli hakkında ise özel bir düzenleme getirmediğini kararında belirtmiştir. Bu nedenle genel yasa olan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun kefalete ilişkin, 581 ve devamı hükümlerinin icra kefaletine de uygulanması gerekir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 583. Maddesinin birinci fıkrasına göre, “Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır”.
Ayrıca kanunun 584. maddesinin birinci fıkrasına göre, “Eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilir; bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır”.
İcra İflâs Kanunu’nun 38. maddesinin birinci fıkrasına göre, “…icra dairesindeki kefaletler, ilamların icrası hakkındaki hükümlere tabidir. Bu maddedeki icra kefaletleri müteselsil kefalet hükmündedir”. İcra kefaletnameleri kanun gereği müteselsil kefalet hükmünde olduğundan artık bu noktada kefilin iradesinin herhangi bir önemi yoktur. Kefil icra dairesi önünde icra kefaletinin adi kefalet olmasını talep ederse, icra memuru bu
talebi yerine getiremez. Çünkü icra memuru sadece alacaklının onayı alarak icra kefaletinin adi kefalet olmasına izin verebilir.
Kefilin Kendi El Yazısıyla Yazması Gereken Hususlar,
a) sorumluluğun bir üst sınır niteliği taşıdığı ve bu miktarın kefilin el yazısıyla yazılması gerektiği açıkça ifade edilmiştir.
Asıl borç, paradan başka bir borç niteliği taşısa bile kefilin sorumluluğunun
limitinin para miktarı olarak gösterilmesi gerekir. Bu limitin tereddüte yol açmayacak ölçüde açık olması şarttır. Kefilin limiti ile asıl borcun miktarı birbirinden farklıdır. Limit bu sebeple asıl borcun miktarından yüksek veya düşük olacak şekilde kararlaştırılabilir.
b) Türk Borçlar Kanunu’nun 583. maddesine göre, kefalet sözleşmesinin
imzalandığı tarihin kefilin el yazısıyla yazılması zorunludur,
c) Evli kişiler için eşin izni kefalet sözleşmesinin şekline ilişkin bir husus
olmayıp, kefalet ehliyetinin özel koşuludur. Kanunda bu özel koşula ilişkin
istisnai bir durum bulunmadığından, evli kişinin icra kefaletinin geçerli
olarak doğabilmesi için kefilin eşinin izni en geç icra tutanağının imzalandığı
tarihte var olması gerekir.

Yukarıda açıklandığı üzere; İcra kefili alınması halinde kefalet tarihi ve kefil olduğu miktarın icra kefilinin el yazısı ile yazdırılması, ayrıca "okudum, icra kefilliğinin yasal sonuçlarını anladım" ibaresinin yine borçlunun el yazısı ile yazdırılması.
Tutanakta öncelikle icra kefili olmak isteyen 3.kişinin buna ilişkin beyanının alınması, bu hususun mahalde hazır ise alacaklı/vekiline tefhim edilmesi, alacaklı/vekilinin icra kefilliğini kabul ettiğine ilişkin beyanının zabta yazılması ve 3.şahsa tefhim edilmesi, icra kefili olacak kişinin evli olup olmadığının sorulması, evli olması halinde 3.şahsa "eş rızasının yasal zorunluluk olduğu bu sebeple eşinin hazır edilmesi gerektiği"nin ihtar edilmesi, 3.şahsın eşinin gelmesi halinde kefalete rızasının bulunup bulunmadığının sorulması ve cevabının zabta yazılması (eşimin bu dosya borcuna icra kefili olmasına rızam vardır) ibaresinin el yazısı ile yazdırılması, (3.şahsa eşinin kefalet anında mahalde olması gerektiği ihtar edilmesine rağmen hazır etmemesi halinde bu durumun da zabta yazılması) kefalet harcının mahalde kefil olandan veya dosya masrafına dahil edilmek kaydı ile alacaklıdan tahsil edilmesi.

Yukarıda açıklandığı üzere icra kefili alınması sırasında;
1) kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi zabıtta belirtilecek.
2) Kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi sağlanmalı.
3) Eş rızasına ilişkin hususların eksiksiz yerine getirilmesi.
4) İcra kefiline ait beyan zabta geçtiği anda damga doğduğundan esas veya talimat dosyası olması farketmeksizin kefalet harcının mahallinde tahsil edilmesi.

Kefilin sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısı ile belirtmesi şarttır. "


MÜFETTİŞ TAVSİYELERİ

HACİZLERDE BORÇLUNUN BULUNMAMASI-İMZA:

Hacizlerde borçlunun bulunmaması nedeniyle işlem yapılamadığına dair düzenlenen tutanakların görevli memur ve şoför tarafından imzalanmasıyla yetinildiği saptanmıştır.

Hukuk İşleri Genel Müdürlüğünün 30.9.1966 gün ve 21119 sayılı genelgesi nazara alınarak, düzenlenecek tutanakların inandırıcı olması bakımından, hacze giden memurdan başka mahalle muhtarı veya komşuları gibi üçüncü şahısların imzaları ile tevsikinin usul ittihazı,

HACİZ TUTANAĞINDA TARİHİN, ALACAK MİKTARININ BELİRTİLMESİ:
Haciz tutanağında haczin yapıldığı tarihin ve alacak miktarının belirtilmediği gözlemlenmiştir.

İcra ve İflâs Kanunu Yönetmeliği’nin 38. maddesinde belirtildiği üzere; haciz tutanağında, alacak miktarı ile haczin hangi gün ve saatte yapıldığının açıkça gösterilmesine itina edilmesi,

HACİZLERDE OTONUN BELİRGİN VASIFLARININ BELİRTİLMESİ:

Haczedilen (haczedilerek yediemine teslim edilen) motorlu araçların (kamyon, otomobil, traktör gibi) sadece plaka numaraları ve markalarının tutanaklara yazılmasıyla yetinildiği, diğer önemli vasıflarının yazılmadığı belirlenmiştir.

İİK. Yönetmeliği’nin 38. maddesinde açıklandığı gibi, haczedilen malın belirgin niteliklerinin, bu cümleden olarak taşıtların motor, şasi, akü, lastik ve sair durumlarının ileride niza çıkmasını engelleyecek şekilde tespit edilmesi ve haciz tutanağına da yazılması gerektiğinin hatırdan çıkarılmaması,

POLİS VE JANDARMAYA YEVMİYE VERİLMEYECEĞİ:
Hacze birlikte götürülen Polis memuruna (jandarma erine) yevmiye tahakkuk ettirildiği gözlenmiştir.

Bakanlık Hukuk İşleri Genel Müdürlüğünün 25.2.1966 gün ve 4097 sayılı mütalaasına göre, İcra İflâs Kanununun 81. maddesi gereğince, zabıta memurlarının, zor kullanmada icra müdürüne yardımcı olmaları nedeniyle polis ve jandarma erlerine yevmiye verilmesine olanak bulunmadığının bilinmesi,

MEMUR YOLLUĞU-ARAÇ SÜRÜCÜLERİNE ÜCRETİN HARİCEN ÖDENMEYECEĞİ

Bir kısım dosyalarda hacze götürülen araç sürücülerine tahakkuk ettirilen paraların kasaya alınmadan, haciz tutanağına şerh verilerek haricen ödendiği belirlenmiştir.
Bazı dosyalarda Memur yolluğu ödemelerinde de aynı usulün izlendiği saptanmıştır.

Haciz ve benzeri işlemlerle ilgili olarak, İcra İflâs Kanununun 59. maddesi hükmünce alınacak masrafların İİK. Yönetmeliğinin 5 ve 106. maddeleri aracılığı ile Hukuk ve Ticaret Mahkemeleri Yazı İşleri Yönetmeliğinin 33. maddesi gereğince, tahsilat makbuzu kesilerek kasaya alınması, hak sahiplerine yapılacak ödemelerin de reddiyat makbuzu ile kasadan çıkışlarının sağlanması, suizanı davet edebilecek benzeri hatalı uygulamadan derhal vazgeçilmesi,

BORCA KEFALETTE DAMGA VERGİSİ ALINACAĞI

...esas sayılı takip dosyasında 500.000 liralık borca kefalette binde altıdan 30.000 lira damga vergisi alınmasının unutulduğu gözlenmiş noksanlık tamamlattırılmıştır.


Bakanlık Hukuk İşleri Genel Müdürlüğünün 23.5.1967 gün ve 11223 sayılı mütalâalarında açıklandığı üzere; takip edilen borçtan dolayı kefaletin 488 Sayılı Damga Vergisi Kanununa bağlı (1) sayılı tablonun I/4-a pozisyonu uyarınca binde 9,48 oranında damga vergisine tabi olduğunun unutulmaması,

TAHLİYE-HARÇ MİKTARI:

Tahliye harcının 492 sayılı harçlar kanunun 18. maddesine göre bir yıllık kira bedeli veya bu süreye tevkifan hesaplanacak değer üzerinden ayrıca belirtilen kanuna bağlı (l)sayılı tarifenin B-1-3-f-aa-bb bendi gereğince %1.2 ve %2.4 oranında aynı kanunun 24 maddesi uyarınca tarifede yazılı miktarların yarısı nispetinde alınacağının bilinmesi.
Gayrimenkul tahliyesinde Bakanlığının 12.4.1967 gün ve 34-2-7770 sayılı tamiminde belirtildiği gibi 492 sayılı kanunun 18 ve 24 maddeleri ile bu yasaya bağlı (1) sayılı tarifenin 1/3-f-aa bendi dairesinde tahliye kendiliğinden yapıldığı taktirde bir yıllık kira bedeli yoksa bu süreye göre tahkik edilecek bedel üzerinden % yarım tahsil harcı alınması.
492 sayılı harçlar kanununun 18 ve 24. maddeleri ile belirtilen kanuna bağlı (l)sayılı tarifenin B-1-3-f-aa-bb bendi nazara alınarak, ayrıca Maliye Bakanlığı GGM.nün 31.12.1964 gün ve 223310-49356 ve Bakanlığın 11.12.1965 gün ve 24468 sayılı mütalaalarında da belirtildiği gibi gayrimenkullerin tahliye ve teslimlerinde tahliye icra emrinin tebliği üzerine vaki olduğundan yıllık kira bedeli üzerinden (yüzde 1.2) ve icra marifetiyle yapıldığı taktirde (yüzde 2.4) nispetinde, mezkur 24. madde gereğince de belirlenen oranların yarısı nispetinde harç alınacağının bu kabil hallerde icraca tahsil edilen para söz konusu olmadığından 2548 sayılı kanuna göre cezaevi yapı harcı alınamayacağının bilinmesi

YAZAR KASA HACZİNİN MÜMKÜN OLMADIĞI:

Katma Değer Vergisi Mükelleflerinin ödeme kaydedici cihazları kullanmaları mecburiyeti hakkındaki 3100 sayılı kanunun 3482 sayılı Kanunla Değişik 9. maddesinin 3.fıkrasında, kullanılan ödeme kaydedici cihazlar, ilgilinin gelir veya kurumlar vergisi mükellefiyeti sona ermedikçe haczedilemez hükmü yer aldığından, bu tür cihazların haczinde, borçlunun vergi mükellefiyetinin araştırılması ve sürdüğü takdirde yazar kasanın haczedilmemesi,

BORÇLUNUN BEYANA DAVET EDİLECEĞİ: (md.85)

Borçlunun huzurunda yapılan menkul mal hacizlerinde; mahcuz üzerinde mülkiyet veya rehin gibi sınırlı bir aynî hakkın veya üçüncü kişiler tarafından önceden konulmuş haciz bulunup bulunmadığının belirtilmediği gibi adı geçenin İİY.nın 85/2. maddesine göre beyana da davet edilmediği gözlenmiştir.

İcra İflâs Kanununda 3494 sayılı yasa ile yapılan değişiklik uyarınca 85/2 maddeye göre, haciz sırasında " borçlu menkul mal üzerinde üçüncü kişinin mülkiyet hakkının bulunması veya menkul malın üçüncü şahıs tarafından haczedilmiş olması halinde, bu hususu haciz yapan memura beyan etmek ve beyanın haciz tutanağına geçirilmesini talep etmek, haciz yapan memurunda borçluyu bu beyana davet etmek zorunda " olduğundan, bundan böyle bu hususun açıkça sorulması ve durumun zapta derci.

BORÇLUNUN YOKLUĞUNDA YAPILAN HACİZLERDE TEBLİGAT:

Borçlunun yokluğunda yapılan haciz işlemlerinde;
... sayılılarda, haciz mahallinde tebellüğe yetkili kimseler bulunmasına karşın haciz tutanağının bir örneğinin bulunan şahsa verilmediği belirlenmiştir.

İcra İflâs Kanununun 3494 sayılı yasa ile değişik 103. maddesi gereğince, sözü edilen durumlarda; haciz sırasında Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebellüğe yetkili kimse bulunmadığı takdirde borçlunun tetkik ve diyeceği için 3 gün içinde icra dairesine davet olunacağının, tebellüğü yetkili kimse bulunduğu takdirde ise haciz tutanağının bir örneğinin bulunan şahsa verileceğinin unutulmaması,

EVRAK ARAŞTIRMASI BAKANLIK GÖRÜŞÜ
ADALET BAKANLIĞI
Personel Genel Müdürlüğü



Sayı :82084579/2315/14.2 29/03/2016
Konu :Haciz Mahallinde Evrak Araştınlması


İNEGÖL CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI'NA

İlgi : 15/01/2016 tarih ve B.M. 2016/84 sayılı yazınız.


Borçlunun menkul mallarının haczinin talep edildiği mahalde borçlunun bulunmaması durumunda, adresin ve adreste bulunan menkul malların borçluya ait olup olmadığı konusunda tereddütler oluştuğu, bu gibi durumlarda alacaklı vekillerince evrak araştırması yapılmasının talep edildiği, talep gereğince mahalde bulunan bilgisayarlar, çekmeceler, klasörler içerisinde borçluya ait evrak araştırıldığı ve bulıınınası halinde evrak aslının veya bir örneğinin cebren dosya içerisine alındığı, uygulamada sıkıntılara yol açan bu uygulamanın usul ve yasaya uygun olup olmadığı, tarafça açılacak olası bir istihkak davasında delil olmak üzere icra memurunun haciz mahallinde evrak araştırma yetkisinin bulunup bulunmadığı konusunda görü, bildirilmesi ilgi yazı ile istenilmiştir.


2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun "Haciz yapan memurun yetkisi" başlıklı 80 inci maddesi “İcra memuru haczi kendi yapabileceği gibi yardımcı veya katiplerinden birinede yaptırabilir.

Borçlu haciz sırasında malın bulunduğu yerde bulunmaz ve hemen bulundurulması mümkün olmazsa haciz, gıyabında yapılır.

Talep vukuunda borçlu kilitli yerleri ve dolapları açmağa vesair eşyayı göstermeğe mecburdur. Bu yerler icabında zorla açtırılır.

(Değişik: 18/2/1965 - 538/45 md.) Haczi yapan memur, borçlunun üzerinde para, kıymetli evrak, altın veya gümüş veya diğer kıymetli şeyleri sakladığını anlar ve borçlu bunları vermekten kaçınırsa, borçlunun şahsına karşı kuvvet istimal edilebilir." hükmünü,


Aynı Kanunun "Taşınır ve taşınmaz malların haczi" başlıklı 85 inci maddesinin birinci, ikinci ve altıncı fıkrası "Borçlunun kendi yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır mallariyle taşınmazlarından ve alacak ve haklarından alacaklının ana, faiz ve masraflar da dahil olmak üzere bütün alacaklarına yetecek miktarı haczolunur.

(Değişik fıkra: 9/11/1988 - 3494/8 md.) Borçlu yahut borçlu ile birlikte malı elinde bulunduran şahıslar, taşınır mal üzerinde üçüncü bir şahsın mülkiyet veya rehin hakkı gibi sınırlı bir ayni hakkının bulunması veya taşınır malın üçüncü şahıs tarafından haczedilmiş olması halinde bu hususu haciz yapan memura beyan etmek ve beyanının haciz tutanağına geçerilmesini talep etmek, haczi yapan memur da borçluyu yahut borçlu ile birlikte malı elinde bulunduran şahısları bu beyana davet etmek zorundadır. Bu tür mallar ile üçüncü şahıs tarafından ihtiyaten haciz veya istihkak iddia edilmiş bulunan malların haczi en sonraya bırakılır.(1)

Haczi koyan memur borçlu ile alacaklının menfaatlerini mümkün olduğu kadar telif etmekle mükelleftir.” hükmünü amirdir.

Bu hükümlerden anlaşılacağı üzere, alacaklı tarafından borçluya ait menkul malların haczi talep edildiğinde, icra memuru, haciz işlemi yapılması talep edilen adreste borçlunun borca yeter miktarda mallarının haczini gerçekleştirmek, haczedilen mala ilişkin olarak alacaklı, borçlu ve üçüncü şahıslar tarafından ileri sürülen istihkak iddialarını tutananağa geçirmek ve bu işlemlerin ifası sırasında alacaklı ve borçlunun menfaatlerini gözetmekle görevlidir. İcra memurunun bu görevini ifa edebilmesi için kendisine Kanun tarafindan bir takım yetkiler tanınmıştır. İcra ve Iflas Kanununun 80 inci maddesi gereğince, kötü niyetli borçluların haciz sırasında haczi kabil mallannı gizlemeleri veya kaçıırmaları ihtimaline binaen, icra memurunun kapalı dolapları ve kilitli yerleri zorla açtırma yetkisi bulunmaktadır. Ancak icra memuruna tanınan bu yetki, haczedilmesi mümkün olup da borçlu tarafından gizlenmek suretiyle haciz dışında bırakılmak istenen malların haczinin sağlanmasına yöneliktir. Gelinen adresin veya haczi talep edilen malın borçluya ait olduğu konusunda tereddüt yoksa veya mahalde bu hususlarda beyan verebilecek kimseler bulunup beyanlan haciz tutanağına geçirilmişse, mahaldeki haczi kabil malların tespitine yönelik araştırma dışında söz konusu yetkiye dayanılarak evrak ve belge araştırması yapılamayacağı değerlendirilmektedir.

Bu itibarla, İcra ve İflas Kanunıınun 80 inci maddesindeki yetkinin, haciz sırasında ileri sürülen istihkak iddialarının ispatına yarayacak evrak ve belge araştırmasını kapsamadığı, ancak adresin kapalı olması nedeniyle çilingir marifetiyle adrese girilerek haciz işlemi yapılması halinde veya haciz mahallinde adresin borçluya ait olup olmadığı hususunda beyan verebilecek kimsenin bulunmadığı durumlarda, gelinen adresin ve haczi talep edilen malların borçluya ait olup olmadığını tespit amaçlı icra memuru tarafindan mahalde evrak araştırması yapabileceği, konunun yargıya intikal etmesi halinde ise ilgili mahkeme kararının esas alınması gerektiği düşünülmektedir. Bilgi edinilmesi ile keyfiyetin İnegöl 2 nci icra Dairesine bildirilmesini rica ederim.
Bu makaleden kısa alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir :

"Haciz - Kefalet - İstihkak" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Sedat Baysal'e aittir ve makale, yazarı tarafından Türk Hukuk Sitesi (http://www.turkhukuksitesi.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.

Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.


[Yazıcıya Gönderin] [Bilgisayarınıza İndirin][Arkadaşa Gönderin] [Yazarla İletişim]
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
» Makale Bilgileri
Tarih
20-11-2017 - 16:18
(2310 gün önce)
Yeni Makale Gönderin!
Değerlendirme
Henüz hiç değerlendirilmedi.
Okuyucu
4568
Bu Makaleyi Şu An Okuyanlar (1) :  
* Son okunma 5 saat 40 dakika 7 saniye önce.
* Ortalama Günde 1,98 okuyucu.
* Karakter Sayısı : 55068, Kelime Sayısı : 7212, Boyut : 53,78 Kb.
* 1 kez yazdırıldı.
* 1 kez arkadaşa gönderildi.
* 2 kez indirildi.
* Henüz yazarla iletişime geçen okuyucu yok.
* Makale No : 2005
Yorumlar : 0
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
Makalelerde Arayın
» Çok Tartışılan Makaleler
» En Beğenilen Makaleler
» Çok Okunan Makaleler
» En Yeni Makaleler
THS Sunucusu bu sayfayı 0,05149794 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.