Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Aktif Makale Ceza Muhakemesinde Alternatif Uyuşmazlık Çözüm Yolu Olarak Uzlaşma

Yazan : Gökhan Altan [Yazarla İletişim]
Avukat Aksaray Barosu

Makale Özeti
10-12 Aralık 2012 tarihleri arasında Adalet Bakanlığı, Türkiye Barolar Birliği ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Ajansı tarafından Ankara’da düzenlenen “Türkiye’de Ceza Adalet Sisteminde Mağdur Fail Uzlaştırma ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Uygulamaları Projesi Eğiticilerin Eğitimine” katılım sırasında edinilen bilgiler ışığında hazırlananmıştır.

CEZA MUHAKEMESİNDE ALTERNATİF UYUŞMAZLIK ÇÖZÜM YOLU OLARAK UZLAŞMA

Giriş
Ceza muhakemesinde alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemi olarak uzlaşmanın usul ve esasları, CMK ve Ceza Muhakemesi Kanununa Göre Uzlaştırmanın Uygulanmasına İlişkin Yönetmelikte belirlenmiştir. Dolayısıyla uzlaşmanın hukuki mahiyeti ve sonuçları hakkındaki bilgilere ilgili mevzuat vasıtasıyla ulaşılabilecektir. Ancak uzlaşma kurumuna, neden ihtiyaç duyulduğu, uzlaşma sürecinin yürütülmesi ve başarıyla tamamlanabilmesi için pratik olarak neler yapılması gerektiği ile sürecin başarıyla tamamlanması durumundaki pratik sonuçlara ilişkin bilgiler mevzuatta sınırlı olarak yer almaktadır. Çalışmamızın konusunu bu sorulara verilebilecek cevaplar oluşturmaktadır.

1-) Genel Olarak
Ülkemizde ve diğer birçok dünya ülkesinde uygulanan “klasik veya geleneksel ceza adaleti” olarak adlandırabileceğimiz sisteme göre muhakeme; mevzuatta belirtilen yetkili mercilerce suç şüphesinin öğrenmesiyle başlar. Yapılan soruşturma neticesinde suç işlendiği yönündeki şüphenin yeterli düzeye ulaşması durumunda; dosya iddia makamı olan savcılıktan karar makamı olan mahkemelere geçer. Böylelikle soruşturma aşamasından kovuşturma aşamasına geçilmiş olur. Kovuşturma aşaması ise yapılan yargılama neticesinde verilen hükmün kesinleşmesiyle sona erer.
Kısaca açıklanan günümüz ceza adalet sisteminde suçu işlediği iddia edilen fail ve bu suç nedeniyle zarara uğradığı iddia edilen mağdur, kanunların kendileri için çizdiği sınırlar içerisinde pasif rollerdedirler. Zira yukarıda belirtildiği üzere gerek soruşturmayı gerekse de yargılamayı kanunen belirlenmiş merciiler yürütmektedir. Buna göre yargılama ile cezalandırma hak ve görevi devletin tekelindedir.
Klasik ceza adalet sisteminin faili cezalandırarak ıslah etmek ve toplumun geri kalanı için caydırıcılık teşkil etmek gibi temel iki amacı olduğu kabul edilebilir. Bu amaç nedeniyle klasik sistem “cezalandırıcı veya caydırıcı adalet” olarak da adlandırılabilmektedir. Klasik sistemde yapılan yargılamada esaslı nokta, failin atılı suçu işleyip işlemediğinin deliller ışığında araştırılarak maddi gerçeğin tespitidir. Yapılacak değerlendirme sonucu failin suçlu olduğu anlaşılırsa fail cezalandırılarak ıslah edilmeye çalışılır. Cezalandırma, aynı zamanda toplumun geri kalanı için caydırıcılık teşkil edecek temel araçtır.
Klasik sistemin, iddia edilen suç nedeniyle oluşan yaraların sarılması, taraflar arasında husumetin giderilerek kesin bir sulhun sağlanması, cezalandırma yöntemi, caydırıcılığın tam olarak sağlanması, tarafların topluma uyum sağlaması, yeniden suçluluğun önlenmesi gibi konularda yetersiz kalması ve bazı durumlarda işyükü nedeniyle sistemin tıkanması gibi sorunları mevcuttur. Bu nedenle mevcut sistemin tıkandığı noktalara çözüm getirebilmek maksadıyla girişilen arayışlar sonucu “onarıcı adalet” olarak anılan yeni bir sistem geliştirilmiştir. Bu sistem hem klasik sisteme bir alternatif hem de onun tamamlayıcısı olabilecek niteliktedir.


2-) Onarıcı Adalet Sistemi
Onarıcı adalet, yaşanılan bir suçun tarafları olan fail, mağdur, yakınları ve toplum temsilcilerinin belirlenen yer ve zamanda ve bir “moderatör/kolaylaştırıcıcı” gözetiminde gönüllülük esasına bağlı olarak bir araya gelmeleri ve karşılıklı diyaloga geçmeleridir. Bu görüşme esnasında suç mağduriyetinin doğurduğu yaraların sarılması, sulh ve barışın sağlanması adına uzlaşma içerisinde belirlenecek bir plan üzerinde tarafların mutabakata varması ve bu mutabakat şartlarının tatbik ve takip edilmesi onarıcı adalet sürecini oluşturmaktadır. Bu tarif çerçevesinde ortaya konan sürecin klasik yargılama öncesinde gerçekleşmesi esas olmakla birlikte bu süreç yargılama esnasında ya da sonrasında da cereyan edebilmektedir.
Onarıcı adalet uygulamalarında failin, mağdurun ve toplumun sürece aktif katılımları esastır. Mağdur sürecin ortasındadır. Klasik ceza adalet sisteminde olduğu gibi süreci belirleyen devlet değildir, daha da ötesi anlaşmazlığın tarafları fail ve mağdurdur. Onarıcı adalette esas olan cezalandırma değil; suçun doğurduğu yaraların sarılarak taraflar arasında gerçek sulhun sağlanmasıdır. Onarıcı adalet sisteminin en yaygın modellerinden biri “mağdur-fail uzlaştırması” olarak da anılan uzlaşma müessesidir.

3-) Uzlaşma
Uzlaşma; uzlaşma kapsamına giren bir suç nedeniyle şüpheli veya sanık ile mağdur veya suçtan zarar görenin kanun ve bu yönetmelikteki usul ve hükümlere uygun olarak uzlaştırma süreci sonunda anlaştırılmış veya anlaşmış olmaların ifade eder. Başka bir deyişle uzlaşma; eğitimli bir uzlaştırmacının yardımıyla, suçun mağduru ile failin güvenli ve denetimli bir ortamda bir araya getirilmesi sürecini kasteder. Süreç içersinde uzlaştırmacı, tarafsızlık, gönüllülük ve gizlilik gibi belirli uzlaştırma becerilerini kullanarak, taraflar arasında gerçek bir diyalogu kolaylaştırır ve baş etme, iyileşme ve onarmayı mümkün kılan bir yapı sağlar. Uzlaşmada esas amaç taraflar arasında kopan iletişimi yeniden sağlamaktır.
Diyalog süreci zarfında özellikle fail ve mağdur kendi perspektiflerinden suçun etkilerinden bahsedip, kendi hikâyelerini anlatıp suçun doğurduğu zararların giderilmesi ve atılması gereken adımlar konusunda ortak bir anlayışa sahip olurlar. Bütün bu süreçler zarfında tüm taraflar için gönüllülük esastır. Zira sürecin başlatılabilmesi için failin işlemiş olduğu suçu kabul etmesi ve onarıcı adalet uygulaması için gönüllülük niyetini ibraz etmesi beklenilir. Benzer şekilde, mağdurun da sürece katılım konusunda gönüllüğünü ifade etmesi elzemdir. Failin suçu kabullenmesi gerektiğine ilişkin ön şartın katı şekilde uygulanmamasında fayda vardır. Zira benzer bir ön şartın kabulü, faili uzlaşma sürecinden uzaklaştırabilecektir. Bu kapsamda failin yaptığı eylem nedeniyle mağdurun uğramış olduğu zararı ve bunun tazminini kabul etmesi yeterli olabilecektir. Kaldı ki failler bazı durumlarda suçlu olmamalarına rağmen damgalanmamak adına yargılanmak yerine uzlaşma sürecini tercih edebilecektir. Türk mevzuatı gereği de uzlaşma sürecine başlanabilmesi için failin suçu kabullenmesi gibi bir şart bulunmamaktadır.
Uzlaştırma, mağdur ve failin her ikisinin serbest iradeleriyle ve tam bilgilendirilmiş olarak onay vermeleri halinde yapılmalıdır. Uzlaştırmacı hiçbir tarafın yanında değildir, her iki tarafa da eşit mesafededir. Uyuşmazlık konusu olayla ilgili olarak tarafların herhangi birine karşı uzlaştırmacının önyargısı olmamalıdır. Uzlaşma sürecinde yapılan beyanların her iki tarafın da mutabık olduğu haller dışında gizli tutulması sürecin başarısı için önemlidir.

a) Başarılı bir Uzlaştırma İçin Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar
Başarılı bir uzlaşma faaliyeti için öncelikle; uzlaştırmacının uyuşmazlık konusu mevcut olaya yansız bir şekilde tepeden bakarak resmin tamamını görmeye çalışması gerekir.
Uzlaşma sürecinde taraflar zor ve stresli bir süreci devam ettirmeye çalıştıkları için uzlaştırmacıya güvenmelidirler. Bu nedenle uzlaştırmacı özellikle adil ve tarafsız olduğu konusunda kişisel olarak taraflara güven vermelidir.
Uzlaştırmada amaç maddi gerçeği araştırmak değildir. Bu nedenle uzlaştırmacı işin esası hakkında değerlendirme yapmamalıdır. Dolayısıyla taraflarla yapılan görüşmelerde tarafları yargılayıcı cümlelerden uzak durulmalıdır.
Uzlaştırmacı, konumu gereği mevcut olayda taraf değildir. Bu sebeple uzlaştırmacı kendisini tarafların yerine koyarak empati yapmamalıdır. Uzlaştırmacı, tarafların kendi aralarında empati yapmasını sağlamalıdır.
Uzlaştırmacı, sorunu bizzat çözmekten uzak durmalı; fakat tarafların mümkün olduğunca bunu yapabilmesini sağlamalıdır. Taraflarla yapılan görüşmelerde taraflar uzlaşmaya sevk edilmeli ancak bu konuda zorlama ve baskı yapılmamalıdır.
Görüşme sürecinde uzlaştırmacı, kontrolü tamamen taraflara bırakmamalı; gerektiğinde toplantının yürütülmesiyle ilgili müdahalelerde (ara verme vb.) bulunmalıdır.
Uzlaşma müzakerelerinden önce taraflar iyi bilgilendirilmeli ve tarafların bu süreçten beklentileri dikkatli değerlendirilmelidir.
Yapılan görüşmelerde tarafların duygularını yaşamalarına müsaade edilmelidir. Bu yolla taraflar kendi hikâyelerini kesintisiz şekilde anlatma fırsatı buldukları için tabiri caizse “asitli bir içeceğin gazının alınması gibi tarafların gazı alınmış olur.”
Tarafları sükunete davet edici cümleler tercih edilmelidir.(mağdura yaşadıklarının herkesin başına gelebilecek ve telafi edilebilecek şeyler olduğunun söylenmesi gibi.)
Görüşmeler esnasında elde edilen bilgiler özet olarak taraflara geri verilmelidir. Böylelikle tarafların önceki beyanları açık hale getirilip somutlaştırılır. Bu yolla tarafların söylediklerinin farkında olması sağlanır.
Görüşmelerde esas uyuşmazlık konusu vakıa unutulmamalıdır. Bu hususa özellikle faille yapılan görüşmede riayet edilmelidir. Zira genelde failler mevcut olayla ilgili olarak kendi haklılıklarını ispatlamaya çalışarak olayı saptırma girişiminde bulunabilmektedirler. Taraflar sorularla mevcut uyuşmazlık alanına çekilmelidir.
Mağdurun uğramış olduğu zararların karşılanmasında maddi tazmin kadar mağdurun manevi yönden tatmin edilmesinin de son derece önemli olduğu unutulmamalıdır.
Sadece suçtan doğrudan doğruya zarar gören mağdur değil suçtan dolaylı zarar gören haleflerin (altsoy, üstsoy, komşu hatta toplum vb.) zararlarının karşılanması da önemlidir.
Uzlaşma sürecinde Türk mevzuatı gereği şart olmamakla birlikte öncelikle taraflarla ayrı görüşülmesi, akabinde tarafların iradesi doğrultusunda ortak bir görüşme yapılması faydalı olacaktır. Taraflarla ayrı yapılacak ilk görüşmenin mağdurla yapılması usul olarak tercih edilmelidir. Uzlaşma sürecinin olumlu sonuçlanabilmesi için taraflarla yapılacak görüşmelerde aşağıdaki yolun izlenmesi yararlı olacaktır.


b) Taraflarla Yapılacak Ayrı Görüşme Esnasında Yapılması Gerekenler
Uzlaştırmacı, öncelikle kendini tanıtır. Kendini tanıtırken uzlaştırmacı olarak tarafsız ve bağımsız olduğunu özellikle vurgular. Avukat uzlaştırmacılar için bu hususun vurgulanması büyük önem arz etmektedir.
Uzlaşmanın hukuki mahiyeti ve sonuçları hakkında fail ve mağdur anlayacağı dilde açık şekilde bilgilendirilir.
Fail ve mağdurun kendilerini tanıtması sağlanır. Fail ve mağdurun kendileri ve yaşadıkları çevreye ilişkin bilgilerinin alınması, olay öncesi yaşantılarının anlaşılabilmesi için faydalı olacaktır.
Fail ve mağdurun olayla ilgili olarak kendi hikâyelerini kesintisiz şekilde anlatması sağlanır. Özellikle mağdurun olay öncesi, sırası ve sonrasında neler yaşadığı ve olay nedeniyle ne hissettiği anlaşılmaya çalışılır. Faille yapılan görüşmede; olay sırasında ve sonrasında mağdurun yaşamış olabilecekleri hakkındaki failin fikirlerini öğrenilmeye çalışılarak mağdurla empati kurup kuramadığı gözlenir.
Faille yapılan görüşmede; yaşanan olay sonucu mağdurun yaşadıklarının fail için önemli olup olmadığı husus anlaşılmaya çalışır. Failin pişmanlığının gerçek ve samimi bir iradeye dayanıp dayanmadığı iyi değerlendirilmelidir. Zira “en iyi uzlaştırma faili samimi olarak ağlatabilen uzlaştırmadır.”
Mağdurla yapılan görüşmede; uzlaşma sürecinden ve failden beklentilerini öğrenilir. Bu kapsamda faille görüşme sırasında olabilecekler belirtildikten sonra faille görüşme ve uzlaşma konusundaki iradesi öğrenilir. Faille yapılan görüşmede; uzlaşma süreciyle ilgili beklentisi öğrenildikten sonra mağdurun beklentileri aktarılarak failin uzlaşma ve mağdurla görüşme konusundaki iradesi öğrenilir.
Son aşamada faille yapılan görüşme sonucu failin belirttiği hususlar mağdura aktarılır. Bu kapsamda tarafların uzlaşma süreci ile karşılıklı olarak birbirinden beklentileri konusunda anlaşmaya yakın olduklarının belirlenmesi ve tarafların istemesi durumunda her iki tarafın da hazır olduğu ortak bir görüşme yapılması faydalı olacaktır.

c) Taraflarla Yapılacak Ortak Görüşme Esnasında Yapılması Gerekenler
Fail ve mağduru birbirlerine takdim edilerek oturma düzeni belirlenmelidir.
Uzlaştırmacının uzlaşma sürecindeki rolü tekrar hatırlatılmalıdır. Uzlaşma süreci ilgili kısa bir bilginin yinelenmesi yararlı olacaktır.
Karşılıklı müzakere sürecinde uyulması gereken temel kurallar taraflara hatırlatılmalıdır. (Konuşma üslubuna dikkat edilmesi, ses yükseltmeme ve karşılıklı olarak söz kesmeme vs.)
Toplantının gündemi kısaca taraflara açıklanmalıdır. Tarafların daha önceki görüşmelerde belirttiği özellikle de anlaştıkları hususlar özet olarak yeniden belirtilmelidir.
Mağdur ve fail arasında doğrudan iletişim başlatılmalıdır. Bu kapsamda ilk olarak somut olay ve bunun taraflar üzerindeki etkileri konusunda karşılıklı söz verilmelidir.
Karşılıklı olarak uğranılan kayıplar, bunların tazmin ve tatmini konusunda müzakere sürecine geçilmelidir. Bu kapsamda mağdurun uğradığını belirttiği zararların açıklanması sağlandıktan sonra failin bu zararlar hakkındaki görüşleri alınır.
Karşılıklı olarak görüşler alındıktan sonra özellikle mağdurun iradesi dikkate alınarak çeşitli uzlaşma seçenekleri taraflara sunulabilir. Bu kapsamda uzlaşma süreci sonucunda varılacak anlaşmanın her iki taraf için de adil olması gerektiği vurgulanmalıdır.
Tarafların uzlaşma sonucunda bir anlaşmaya varmaları durumunda anlaşma şartlarını düzenleyen metin oluşturularak taraflarca imza altına alınır.
Sonuç
Açıklanan bilgiler ışığında “onarıcı adalet” sisteminin önemli bir modeli olan uzlaşma sürecinin başarıya ulaşması durumunda; klasik ceza adalet sisteminin mağdur, fail onların halefleri ve hatta toplum için getirdiği olumsuz sonuçlarının önüne geçilmesi mümkün hale gelecektir. Bu kapsamda öncelikli olarak başarılı bir uzlaşma süreci sonunda atılı suçun neden olduğu maddi zararların yanında manevi zararların kısa sürede ve etkin şekilde karşılanması imkanı olacaktır.
Uzlaşma sürecinde; mağdura olay nedeniyle neler yaşadığı, olaydan nasıl ne şekilde etkilendiği, olay nedeniyle uğramış olduğu manevi kayıplar ve bu kayıpların telafi edilmesi konularında kendini ifade olanağı bulacaktır. Süreç içersinde mağdurun beyanları karşısında; faile yaptığı eylemin mağdur üzerinde ne gibi etkiler yarattığı konusunda gözlem yapma imkanı verilir. Bu yolla fail, eyleminin sonuçlarını düşünmeye, pişmanlığa, sorumluluğu kabul etmeye ve zararların tazminine yönelik harekete geçmeye yönlendirilmiş olur.
Manevi zararları da karşılanan mağdur, tam manasıyla tatmin edildiği için faille arasında olan husumet giderilmiş olacaktır. Taraflar arasında kesin bir sulhun sağlanmış olması nedeniyle mağdurun kin ve intikam duygularıyla hareket etmesi engellenerek yeni bir suçun işlenmesi önlenecektir. Aynı şekilde uzlaşma sürecinde faile mağdurun zararını karşılama, özür dileme, hatasından vazgeçme ve kendini düzelterek yeniden suç işlememe yolunda fırsat verilmiş olunur.
Başarılı bir uzlaşma sürecinin yürütülmesi mağdur için olduğu kadar fail için de son derece önemlidir. Zira fail böylelikle adliyeye gitmek zorunda kalmayacak hakim, savcı, avukat ve diğer adli görevlilerin karşısına çıkmayacak ve yargılamada kullanılan suçlayıcı dile maruz kalmayacaktır. Yargılanmayan fail damgalanmaktan da kurtulacaktır.
Klasik sistem sonucu yargılanarak ceza alan failler cezaevlerinde daha profesyonel suç işleme tekniklerini öğrenebilmektedirler. Benzer şekilde birçok mahkumun olduğu bir ortamda failler suç işlemenin normal ve makul olduğu hissine kapılabilmektedirler. Cezaevindeki failler topluma uyum sağlayabilme bir iş bulup çalışabilme ve ailelerinden uzak kalma gibi zorluklara maruz kalmaktadır. Başarılı bir uzlaştırma sonucu fail bu olumsuzluklara maruz kalmayacak ve fail daha kolay ıslah edilebilecektir. Islah olan ve bir daha suç işlemeyen failler sayesinde suç oranlarında, suç mağduriyetlerinde ve dolayısıyla adli makamlar önüne gelen dosya sayısında azalmalar olabilecektir.
Av. Gökhan ALTAN

Aksaray Barosu
Bu makaleden kısa alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir :

"Ceza Muhakemesinde Alternatif Uyuşmazlık Çözüm Yolu Olarak Uzlaşma" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Gökhan Altan'e aittir ve makale, yazarı tarafından Türk Hukuk Sitesi (http://www.turkhukuksitesi.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.

Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.


[Yazıcıya Gönderin] [Bilgisayarınıza İndirin][Arkadaşa Gönderin] [Yazarla İletişim]
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
» Makale Bilgileri
Tarih
31-12-2012 - 11:47
(4136 gün önce)
Yeni Makale Gönderin!
Değerlendirme
Şu ana dek 5 okuyucu bu makaleyi değerlendirdi : 5 okuyucu (100%) makaleyi yararlı bulurken, 0 okuyucu (0%) yararlı bulmadı.
Okuyucu
4398
Bu Makaleyi Şu An Okuyanlar (1) :  
* Son okunma 4 saat 26 dakika 59 saniye önce.
* Ortalama Günde 1,06 okuyucu.
* Karakter Sayısı : 15981, Kelime Sayısı : 2071, Boyut : 15,61 Kb.
* 6 kez yazdırıldı.
* 5 kez indirildi.
* Henüz yazarla iletişime geçen okuyucu yok.
* Makale No : 1563
Yorumlar : 0
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
Makalelerde Arayın
» Çok Tartışılan Makaleler
» En Beğenilen Makaleler
» Çok Okunan Makaleler
» En Yeni Makaleler
THS Sunucusu bu sayfayı 0,04679990 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.