Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Aktif Makale İstihkak Nedir?

Yazan : Sedef Çelenlioğlu [Yazarla İletişim]
Avukat

Makale Özeti
İSTİHKAK Çekişmeli mallara istihkak iddia edilen mallar denir.İstihkak davası ise malikin,haklı bir nedene dayanmayan dolaysız zilyete karşı açabileceği bir dava türüdür.İstihkak davası koruyucu bir müessesedir ve sadece İcra ve İflas Kanunumuzda değil Medeni Kanunumuzda da düzenlenen bu dava türü, uygulamada Eşya Hukukunda “adi istihkak davası”, Miras Hukukunda “miras nedeniyle istihkak davası” ve İcra Hukukunda da “haciz ve iflas nedeniyle istihkak davası” olarak isimlendirilerek karışıklığı önleme amacı güdülmüştür. İCRA VE İFLAS HUKUKUNDA İSTİHKAK DAVASI İstihkak davalarından amaç, mülkiyet hakkının tesbiti değildir.Borçlunun elinde bulunan bir mal haczedilirken,borçlu bu malı başkasının mülkü veya rehni olarak gösterdiği veya borçlunun elinde iken haczedilen mal üzerinde bir 3.kişi tarafından mülkiyet veya rehin hakkı iddia edildiği takdirde,haczi yapan icra müdürü bu iddiayı(istihkak iddiasını) haciz tutanağına geçirir. Bir malın haczedilmiş olduğunu öğrenen 3.kişi veya borçlu,haczi öğrendiği tarihten itibaren 7 gün içinde istihkak iddiasında bulunmazsa,aynı takipte bu iddiayı ileri sürmek hakkını kaybeder

İSTİHKAK
Çekişmeli mallara istihkak iddia edilen mallar denir.İstihkak davası ise malikin,haklı bir nedene dayanmayan dolaysız zilyete karşı açabileceği bir dava türüdür.İstihkak davası koruyucu bir müessesedir ve sadece İcra ve İflas Kanunumuzda değil Medeni Kanunumuzda da düzenlenen bu dava türü, uygulamada Eşya Hukukunda “adi istihkak davası”, Miras Hukukunda “miras nedeniyle istihkak davası” ve İcra Hukukunda da “haciz ve iflas nedeniyle istihkak davası” olarak isimlendirilerek karışıklığı önleme amacı güdülmüştür.
İCRA VE İFLAS HUKUKUNDA İSTİHKAK DAVASI
İstihkak davalarından amaç, mülkiyet hakkının tesbiti değildir.21. HD. 17.11.2003 T. E: 6357, K: 9436 nolu karara göre de;
Haciz tutanağı ve haczi uygulayan icra memurunun tanık olarak verdiği beyanına göre, haciz yapılan evde halen borçlunun oturduğu, hacizli malların borçlunun elinde ve zilyetliği altında olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda İİK’nun 97/a maddesinde öngörülen yasal mülkiyet karinesi borçlu dolayısıyla alacaklı yararınadır.
Borçlunun kayınbiraderi olan davacı 3. kişi «dava konusu haczedilen ev eşyalarını borçlu aleyhine yapılan başka bir takip dosyasında ihalede satın aldığını ve borçludan kiraladığı haciz adresinde bulundurduğunu» ileri sürerek haczin kaldırılmasını istemiştir.
Mercii hakimliğince «taşınır malların açık artırma ile satın alınmakla davacının malik olduğu» gerekçesiyle «davanın kabulüne» karar verilmişse de varılan bu sonuç usul ve yasaya aykırıdır.
Uyuşmazlık, dava konusu haczin, daha önce usulüne uygun cereyan eden icra satışı sonucu davacının kazanmış olduğu mülkiyet hakkı karşısında geçerli ve bağlayıcı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Yargıtay HGK’nun 11.12.2002 günlü ve 2002/15-917 esas ve 2002/1041 karar sayılı kararında da belirtildiği gibi; hangi kişi olursa olsun haciz nedeniyle istihkak davalarından amaç, mülkiyet hakkının tesbiti değildir. Amaç, dayanılan hakların kapsamına uygun eylemli bir durum yaratmak ve hacizli malın iadesini sağlamaktır. Bunu sağlamak için de, haczin dayanılan hak karşısında bağlayıcı olup olmadığına bakmak gerekir.
Uyuşmazlık takip hukukuna dayalı istihkak davasıdır.
A)HACİZLİ MALIN BORÇLUNUN ELİNDE OLMASI HALİNDE İSTİHKAK DAVASI
Borçlunun elinde bulunan bir mal haczedilirken,borçlu bu malı başkasının mülkü veya rehni olarak gösterdiği veya borçlunun elinde iken haczedilen mal üzerinde bir 3.kişi tarafından mülkiyet veya rehin hakkı iddia edildiği takdirde,haczi yapan icra müdürü bu iddiayı(istihkak iddiasını) haciz tutanağına geçirir. Bir malın haczedilmiş olduğunu öğrenen 3.kişi veya borçlu,haczi öğrendiği tarihten itibaren 7 gün içinde istihkak iddiasında bulunmazsa,aynı takipte bu iddiayı ileri sürmek hakkını kaybeder.İcra müdürü,3.kişinin istihkak iddiasını 2 tarafa(alacaklı ve borçluya)bildirerek,bu istihkak iddiasına karşı itirazları olup olmadığını bildirmek üzere alacaklı ve borçluya 3 günlük süre verir.İcra müdürünün alacaklıya ve borçluya göndereceği bildiride 3 günlük itiraz süresinin(m.96/2) açıkça yazılı olması gerekir.Böyle bir bildirim yapılmadığı takdirde alacaklı, icra müdürlüğünün bu madde hükümlerine aykırı işlemleri hakkında süreye bağlı olmaksızın şikâyette bulunabilir.
İcra müdürünün m.96/2'ye göre alacaklıya ve borçluya 3 günlük süre vermemiş ve bundan sonraki işlemleri yapmamış olması nedeniyle,m.97/6 hükmüne göre 7 günlük istihkak davası açma süresi henüz işlemeye başlamamış olan 3.kişi,doğrudan doğruya İcra Mahkemesi'nde istihkak davası açabilir.
Alacaklı ve borçlu,3 günlük süre içerisinde bu istihkak iddiasına karşı itiraz etmezlerse veya susarlarsa,istihkak iddiasını kabul etmiş sayılırlar.'Alacaklı vekilinin, üçüncü kişinin istihkak iddiasını içeren örnek 60 nolu varakayı aldıktan itibaren 3 günlük süre içinde itiraz etmemesi nedeniyle, İİK’nun 96/II maddesi uyarınca istihkak iddiasını kabul etmiş sayılacağına göre, davalı alacaklı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi ile...'(21. HD. 21.1.2003 T. E: 2002/9878, K: 169)
-İstihkak İddiasına İtiraz Edilmesi
Alacaklı veya borçlu,3 günlük süre içinde 3.kişinin istihkak iddiasına itiraz ederse icra müdürü dosyayı hemen icra mahkemesine verir.İcra mahkemesi kural olarak istihkak iddia edilen mal hakkındaki takibin(yani o malın satışının)ertelenmesine karar verir.Bu halde,3.kişiden teminat alınır.Bu teminatın her halde asgari yüzde 40 karşılayacak derecede olması gerekir.
İstihkak davasının 3.kişi tarafından sırf satışı geri bırakmak için veya kötüye kullanıldığı için ciddi sebepler bulunursa,İcra mahkemesi takibin devamına karar verir.Takibin ertelenmesi veya devamı hakkındaki kararın istihkak iddiasında bulunana tebliği üzerine dava aşaması başlar.İstihkak davasına itiraz edilmemesi sonucunda davanın devamına karar verilmesi sadece söz konusu takip için bağlayıcıdır.
-İstihkak Davası
Üçüncü kişi, takibin ertelenmesi veya devamına ilişkin tetkik mercii kararının kendisine tefhim veya tebliğinden itibaren yedi gün içinde istihkak davası açabilir. Aksi takdirde, haciz koydurmuş olan alacaklıya karşı istihkak iddiasından vazgeçmiş sayılır ve alacaklı artık o malın satılmasını isteyebilir.Burada ki feragat üst başlıktada belirttiğim gibi sadece derdest takip için söz konusudur,tesiri sadece derders takibe ilişkindir.
Davanın yedi gün içinde açılması gerekse de, üçüncü kişi bu kararın tebliğini beklemeden de dava açabilir.Buradaki yedi günlük süre hak düşürücü süre olduğundan, tetkik mercii tarafından resen göz önünde tutulur .Buna örnek olarak;
Dava konusu taşınır mallar 13.12.2001 tarihinde davacının yokluğunda haczedilmiştir. Haczi öğrenen davacı İcra Müdürlüğü’ne verdiği 14.12.2001 tarihli dilekçede haczedilen mallar hakkında istihkak iddiasında bulunmuş davalı alacaklı vekili istihkak iddiasına itiraz etmiştir. İcra Müdürlüğünce İİK’nun 97/1. maddesindeki prosedür işletilerek dosya İcra Tetkik Merciine sevkedilmiş Ankara İcra Tetkik Mercii Hakimliğinin 2002/81 E. 2002/85 K. sayılı 8.2.2002 tarihli kararı ile takibin devamına karar verilmiştir. Adı geçen karar davacıya 28.3.2002 tarihinde ulaşmasına rağmen muhatap kabul etmediği için tebliğ Tebligat Kanununun 21. maddesine göre yapılmıştır. Tebligat Kanununun 21. maddesine göre davacı tebellüğden imtina ettiği 28.3.2002 tarihinde bu kararı öğrenmiş sayılır. Davanın açılma tarihi 8.4.2002’dir. Davacı 3. kişi, tebliğden itibaren 7 günlük yasal sürede davayı açmamıştır. Bu durumda süresinde açılmayan davanın reddi yerine, esasa girilerek kabule karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
O halde, davalı alacaklının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.(21. HD. 11.11.2003 T. E: 9926, K: 9225)
Hacizli malın bedeli alacaklıya verilmişse,icra takibi sona ermiş olacağından,3.kişinin artık bir istihkak davası açmasına imkan yoktur.Bu durumda 3.kişi,borçluya karşı sebepsiz zenginleşme davası açabilir.
-İstihkak davası genel mahkemelerde değil,icra mahkemelerinde açılır.Yetkili icra mahkemesi ise icra takibinin yapılmakta olduğu veya hacizli malın bulunduğu yerdeki icra mahkemesidir.Dava açma külfeti yani davacı taraf 3.kişidir.Basit yargılama usulune göre duruşmalı olarak inceleme yapılır.Uyuşmazlık konusu malın borçlunun ya da 3. kişinin elinde haczedilmiş olmasına göre ispat yükü yer değiştirir. Borçlunun elinde bulunduğu sırada haczedilen mallar hakkında 3.kişi tarafından açılan istihkak davalarında ispat yükü, davacı üçüncü kişiye düşer .İstihkak davasının menfaatler dengesine en uygun şekilde sonuçlandırılabilmesi,bu dava için kabul edilecek ispat kurallarına bağlıdır.İstihkak davaları kötüniyetli borçlular tarafından alacaklılarına zarar vermek için de kullanılabilmektedir.Mesela,borcu çok olan ve nasıl olsa günün birinde mallarının haczedileceğini bilen bir borçlu,mallarının haczedilmesini önlemek için,daha önce bütün mallarını karısının,bir arkadaşının veya çocuklarının üstünde imiş gibi gösterir ve bunun içinde bir noter senedi yaptırır.Borçlunun evine gelindiğinde borçlu bu noter senedini göstererek malların kendisine değil başkasına ait olduğunu iddia eder.Noter senedine dayanılarak istihkak davasını kazanabileceğini düşünebilir ancak kanun bu gibi hileli işlemler karşısında gerçek alacaklıları korumak için özel ispat hükümleri öngörmektedir.İstihkak davacısı,malı ne suretle iktisap ettiğini ve malın borçlunun elinde bulunmasını gerektren hukuki ve fiili sebep ve olayları göstermek ve bunları ispat etmekle yükümlüdür.(m.97)Bundan başka da,alacaklı lehine bazı karineler kabul edilmiştir,buna göre;Bir taşınır malı elinde bulunduran kimse onun maliki sayılır.Eğer haczedilen malı birlikte elde bulunduruyorlarsa bunlara örnek olarak;Alacaklı tarafından borçluluar hakkında başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibinda borçlu Sinan Telli'ye ödeme emri, istihkak iddiasında bulunan şirketin işyerinde bizzat tebliğ edilmiştir. İcra memurluğunca haciz sırasında İİK.'nun 96 ve 97. maddelerine göre işlem yapılması üzerine 3. kişi vekilinin «anılan müdürlükçe İİK.'99. maddesi uyarınca işlem yapılması gerektiği»nden bahisle, bu işlemin iptalini icra mahkemesinden istediği anlaşılmakta ve mahkemece de istem doğrultusunda hüküm kurulduğu görülmektedir. İİK.'nun 97-a maddesinde «bir taşınır malı elinde bulunduran kimsenin onun maliki sayılacağı ve borçlu ile 3. şahısların taşınır malı birlikte elinde bulundurmaları halinde dahi mal borçlu elinde addolunacağı» hükmüne yer vermiştir. Görülüyor ki, İcra İflas Kanunu'nun 97/a maddesinde öngörülen «mülkiyet karinesi» borçlu yararınadır. O halde, şikayetin reddedilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle kabulü isabetsizdir.(21.HD. 29.11.2005 T. E: 19513, K: 23574)-3.kişi tarafından ileri sürülen istihkak iddiası hakkında 3.kişi ile borçlunun birleşmelerinin,yani borçlunun 3.kişinin istihkak iddiasının kabul etmesinin,alacaklıya karşı bir etkisi yoktur.Borçlunun kabul etmesine rağmen,davacı 3.kişinin iddiasını ispat etmesi gerekir.İstihkak davası sonuçlanmadan önce hacizli mal paraya çevrilmiş bulunursa icra mahkemesi hakimi bu satış bedelinin yargılama sonuna kadar ödenmemesini veya teminat karşılığında veya halin icabında göre teminatsız olarak derhal alacaklıya verilmesi hakkında ayrıca bir karar verir.
-İstihkak Davasının Sonuçlanması
-Davanın Reddi halinde icra mahkemesi,davacı 3.kişinin istihkak iddiasının haksız olduğu kanısına varırsa,istihkak davasının reddine karar verir.Bu ret kararıyla mal üzerine konulmuş haciz kesinleşir,alacaklı malın satılmasını isteyebilir.İstihkak iddiası üzerine icra takibinin ertelenemesine karar verilmiş olması durumunda,istihkak davasının reddine karar veren icra mahkemesi,bu ret kararında,alacaklının alacağının istihkak davası dolayısıyla alınması geciken miktarın yüzde kırkından aşağı olmamak üzere davacıdan tazminat alınmasına da hüküm verir.
-Davanın Kabulü halinde icra mahkemesi,davacı 3.kişinin iddiasını haklı görürse,3.kişinin iddia ettiği hakkın mevcut olduğuna karar verir.3.kişinin iddia ettiği hak mülkiyet hakkı ise,mal üzerindeki haciz kalkar ve 3.kişiye mal verilir.
İstihkak davasını davacı 3.kişi lehine karara bağlayan icra mahkemesi,davalı alacaklıyı(ve varsa borçluyu)hacizli malın değerinin yüzde 15'inden az olmamak üzere bir tazminat ödemeye mahkum eder.Ancak bunun için alacaklının ve varsa borçlunun,3.kişinin istihkak iddiasına kötüniyetle itiraz etmiş bulunduğunun anlaşılmış olması gerekir.Yargıtay 15. HD. 9.9.1996 T. E: 4247, K: 4037 kararında;İİK’nun 97/15. maddesinde yer alan tazminatın ödetilmesi alacaklının takip ve hacizde kötü niyetle hareket ettiği koşulunun gerçekleşmesine bağlıdır. Olayda motosiklet borçlunun elinde iken haczedilmiştir. Bu aşamada, alacaklının «mahcuzun üçüncü kişiye ait olduğunu bilerek ve onun zararına haczi yaptırdığı, dolayısıyla takip ve hacizde kötü niyetle hareket ettiği» kabul edilemez. Öyleyse davacı yararına ayrıca icra inkar tazminatıödetilmesi kararı doğru olmamıştır. Ne var ki, yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç göstermediğinden, kararın değiştirilerek ve düzeltilerek onanması HUMK’nun 438/7. maddesi hükmü gereğidir.
-İstihkak davası devam ederken,dava konusu mal üzerindeki haciz kalkarsa,istihkak davası konusuz kalır.Ayrıca icra mahkemesinin istihkak davasının ret veya kabulune ilişkin kararı temyize kabildir.

B)HACİZLİ MALIN 3.KİŞİNİN ELİNDE OLMASI HALİNDE İSTİHKAK DAVASI(M.99)
3.kişinin elinde bulunan bir malın alacaklı veya borçlu tarafından borçluya ait olduğu iddia edilirse,icra müdürü bu malı haczeder ve 3.kişinin istihkak iddiasını haciz tutanağına yazar.3.kişi elinde bulunan ve kendisine ait olduğunu iddia ettiği malı haczeden icra müdürü,alacaklıya 3.kişiye karşı icra mahkemesinde istihkak davası açması için 7 günlük süre verir.İcra mahkemesi bu işe ancak alacaklının 7 gün içinde açacağı istihkak davası üzerine el koyar.Uygulama m.97 ve m.99 karıştırılmamalı ve mahcuz malın 3.kişinin elinde bulunduğu durumda borçluya 7 günlük süre muhakkak verilmelidir.Bununla ilgili içtihatta da açıkça görülmektedir;
(12. HD. 29.3.1993 T. E: 366, K: 5375)Borçlu şirkete ait olup, borçlu şirket tarafından Kutlutaş Tekstil Sanayii ve Pazarlama A.Ş.ne kiralanan fabrikada haciz yapılmış, «mahcuzların 3. şahıs elinde bulunduğu» görüşü ile «icra müdürü tarafından dava açması için alacaklıya İİK’nun 39. maddesi gereğince 7 günlük mehil verilmesi işlemi» şikâyet olunmuştur. Anılan maddeye göre, haczedilen şey borçlunun elinde olmayıp da üzerinde mülkiyet veya rehin hakkı iddia eden 3. bir şahıs nezdinde bulunursa, icra müdürü o takdirde o şahsın aleyhine tetkik merciine müracaat için alacaklıya 7 gün mehil vermesi gerekir. Fabrika mülkiyetinin borçlu Halıser Halıfleks Halı ve Yer Döşemeleri Sanayii ve Ticaret A.Ş.’ne ait olduğu konusunda uyuşmazlık bulunmadığına göre, bu fabrikada yapılan hacizler nedeni ile İİK’nun 99. maddesi değil, 97. maddenin uygulanması gerekir. Mercice, aksine yapılan işlem nedeni ile şikâyetin kabulü gerekirken, şikâyetin reddedilmiş olması isabetsizdir.
-Alacaklı,icra dairesinin kendisine verdiği 7 günlük süre içerisinde icra mahkemesinde 3.kişiye karşı bir istihkak davası açmazsa,3.kişinin iddiasını kabul etmiş sayılır ve 3.kişinin malı üzerine konulmuş olan haciz kalkar.Davacı; borçlunun borcundan dolayı, mülkiyeti kendisine ait işyerinde haczedilen malları üzerine konulan haczin kaldırılmasını istemiştir.
Dava konusu makine, davacı 3.kişinin işyerinde 17.1.2001 tarihinde hac-zedilmiş, haciz sırasında hazır bulunan borçlunun davacı 3. kişi yararına ileri sürdüğü istihkak iddiasına alacaklı vekilince karşı çıkılmıştır. Bunun üzerine haczi yapan icra memuru alacaklı vekiline İİK’nun 99. maddesi uyarınca 7 gün içinde üçüncü kişi aleyhine istihkak davası açması için önel vermiştir. Alacaklı 7 gün içinde dava açmadığından, İİK’nun 99/son maddesi gereği 3. kişinin istihkak iddiasını kabul etmiş ve haciz kalkmış sayılır. Öyleyse, alacaklıya ver-ilen 7 günlük süreden sonra, 3. kişinin dava açması için bir neden kalmamıştır. Bu olgular karşısında, davacı 3. kişinin açtığı davanın, «dava koşulu olan huku-ki yarar yokluğu nedeniyle reddi» yerine, uyuşmazlığın esası hakkında karar ve-rilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
O halde, davacı 3. kişinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.(21. HD. 12.3.2002 T. E: 1672, K: 1814)

Ayrıca alacaklı,borçlunun 3.kişideki mallarının haczinde mutlaka m.99un öngördüğü bu istihkak davası yoluna başvurmak zorundada değildir.M.89'un öngördüğü haciz ihbarnamesi göndermek yoluna da başvurabilir
Bu makaleden kısa alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir :

"İstihkak Nedir?" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Sedef Çelenlioğlu'e aittir ve makale, yazarı tarafından Türk Hukuk Sitesi (http://www.turkhukuksitesi.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.

Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.


[Yazıcıya Gönderin] [Bilgisayarınıza İndirin][Arkadaşa Gönderin] [Yazarla İletişim]
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
» Makale Bilgileri
Tarih
13-09-2011 - 10:17
(4601 gün önce)
Yeni Makale Gönderin!
Değerlendirme
Şu ana dek 10 okuyucu bu makaleyi değerlendirdi : 9 okuyucu (90%) makaleyi yararlı bulurken, 1 okuyucu (10%) yararlı bulmadı.
Okuyucu
96160
Bu Makaleyi Şu An Okuyanlar (1) :  
* Son okunma 19 saat 19 dakika 46 saniye önce.
* Ortalama Günde 20,90 okuyucu.
* Karakter Sayısı : 15716, Kelime Sayısı : 1897, Boyut : 15,35 Kb.
* 6 kez yazdırıldı.
* 8 kez indirildi.
* 4 okur yazarla iletişim kurdu.
* Makale No : 1384
Yorumlar : 0
Bu makaleye henüz okuyucu yorumu eklenmedi. İlk siz yorumlayın!
Makalelerde Arayın
» Çok Tartışılan Makaleler
» En Beğenilen Makaleler
» Çok Okunan Makaleler
» En Yeni Makaleler
THS Sunucusu bu sayfayı 0,03205991 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.