Askeri hekime açılacak malpraktis davası

Merhaba;

Öncelikle sorum nedeniyle araştırma yaparken bulduğum bu forumdaki özenli ve aydınlatıcı bilgi ve cevaplarınız için teşekkür ederim. Benim sorum eşimin ameliyatıyla ilgili. Eşim 30 yaşında, 2009 yılında beyinde kitle ön teşhisiyle askeri bir hastanede ameliyat oldu, ameliyat sonrası cerrah ameliyatın çok başarılı geçtiğini, tümörün tamamını aldığı kanaatinde olduğunu söyledi. Fakat tanı belirtilmeyen iki cümlelik (cümleler de alınan hücrelerin yapısına dair değildi) bir patoloji raporunun ardından, önce patoloji bölümüyle görüştük, bize gelen materyal yetersizdi dediler. Bu sırada cerrahımız ise tanı olmayan bu patoloji sonucunu "mükemmel, sonuç temiz içiniz rahat olsun" şeklinde yorumladı. Tabi ameliyat sonrası çekilen MRları da aynı şekilde "çok iyi, tamamını almışız, herşey yolunda" diye açıkladı. Bu dönemde daha önce hiçbir sorunu olmayan eşim, hafıza ve oryantasyon sorunları yaşadı, algılama düzeyi çok ama çok düştü.
İçimiz rahat etmediği için başka hastanelerde, iki Prof. ve bir de doçentten, ikinci ve üçüncü görüşler aldık ve başından beri bize yanlış bilgi verildiğini öğrendik. Cerrah tümörü almak bir yana tümör sınırına gelip, ameliyatı sonlandırmıştı. İkinci görüş aldığımız profesör bunun yanlış bir noktadan girip, tümöre ulaşamaması nedeniyle olabileceğini söyledi. Fakat MRlara bakarak, ameliyat alanı olan ödemli bölge ile, dokunulmamış halde duran tümörlü bölgenin açıkça ayırt edilebildiğini, bir beyin cerrahının bu filmlere bakıp, tamamını aldım demesinin mümkün olmadığını ifade etti.
Elimizde ameliyattan önce ve sonraki MRlar, epikriz, ameliyat sonrası tutulan ve total eksizyon yapıldığını ifade eden raporlar mevcut. Bizim için üzücü olan ise, bize ikinci ameliyatı önermesi gereken doktorun bize yalan söylemesi, tanı olmadığı için malesef ileri tedavi de alamadan beklemek zorunda kalmamız, eşimin bu kötü tecrübe nedeniyle tekrar ameliyata cesaret edememesi. Toparlanmış olsa da eskiye göre halen devam eden hafıza sorunları, fiziksel olarak çabuk yorulma şikayeti, baş ağrıları da var.
Öğrenmek istediğim yaşadığımız bu durumun malpraktis tanımına girip girmediği ve -tazminat filan umrumda değil inanın ama bu olayın başkalarının başına gelmemesi için- hukuki yollara başvurup başvuramayacağımız. Tereddüt etmenin nedeni askeri hastane ve eşimin de askeri personel olması, rütbesi de cerrahınkinden düşük. Sivil mahkemede hakkımızı arayabilir miyiz? Nasıl bir yol izlemeliyiz. Şimdiden çok teşekkür ederim.

Sn.Katılımcı

Eğer anlatımlarınız,uzman kişinin katılımı ile oluşturulan bilirkişi görüşünde de aynen tespit edilecek olur ise;

1-Hekim yapılacak operasyon için hastasını anlayabileceği düzeyde açıklama yapmalı ve hastanın onamını almalıdır.Bu açıklamada yapılacak girişimin olası sonuçlarını riskilerini açıklamalıdır. Bu yapılmamış ise hata vardır.

2-Hastanın mevcut sorununu çözmeyen ve görünürde operasyon yapılmış gibi açıklama yapmak,görüntü ve test sonuçlarını hatalı değerlendirmek ve operasyonun amacına uygun olmadığı hekimce bilindiği halde hastayı yanıltacak,yeni tanı ve tedavi almasını engelleyecek veya zaman kaybettirecek açıklamalarda bulunmak ve bunu kendi hatasını gizlemek için yapmak ;meslek ilkelerine açık bir aykırılık ve malpraktis olarak değerlendirilmelidir.

3-Hastanın operasyondan hiç bir yarar sağlamaması, aksine operasyon sebebei ile bir çok risklere maruz kalması,çekilen elem ve sıkıntı,yeniden operasyon olmak zorunluluğu,aradan geçen sürede hastalığın seyrinin hasta aleyhine sonuçlara yol açması vb.şüphesiz manevi tazminatı gerektiren bir durumdur.

4-Kusurlu eylem ve oluşan zarar sebebi ile dava ve diğer hukuksal girişimlerde bulunmadan önce yukarıda da değinildiği gibi hastanızın tam ve onaylı dosya örneğinin temin edilerek konu hakkında üniversitelerin aldi tıp ana bilim dalına başvurarak bilirkişi görüü oluşturulmasını istemenizi öneriyoruz.

Böylece hukuki girişimden önce mevcut durum hakkında doğru bilgi sahibi olmak ve doğru hareket planı oluşturmak mümkün olacaktır.

5-Bilirkişi görüşü iddialarınızı destekleyiyorsa, hekim hakkında meslek odasına ve savcılığa suç duyurusunda bulunabilir ve tazminat için idare aleyhine dava açabilirsiniz.

6-Davacı ve davalının asker kişilerden oluşması sebebei ile askeri yüksek idare mahkemesine idare aleyhine başvurulması gerektiği düşüncesindeyim.Hekime doğrudan tazminat davası ancak görevden ayrılabilir kişisel kusurda mümkündür.

Her aşamada bir avukattan hukuki destek almanızı öneriyoruz.

Habibe Hanım, cevabınız için çok teşekkür ediyorum. Bu durumda, sanırım bir avukat bulmamız gerekiyor. Ankara'da sağlık hukuku alanında çalışan avukatların isimlerini nereden alabilirim? Barodan mı istememiz gerekir? Bir de bu davada süre aşımı gibi bir durum olabilir mi, ameliyatın üzerinden şu an itibariyle 1.5 yıl geçti?

Sn.Katılımcı

Hasta hekim arasındaki ilişki vekalet akti hükümlerine tabidir ve beş yıllık zamanaşımı süresi söz konusudur.