|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
02-02-2011, 20:44 | #1 |
|
banka hesaplarındaki paralar izale-i şuuyu ile paylaştırılır mı?
Merhabalar,
vefat eden bir şahıs mirasçılarına 2 gayrimenkul, 1 araç ve 2 banka hesabında para bırakmış durumda. İzale-i şuuyu davalarını hep gayrimenkuller için açmış olduğumdan , araç için ve banka hesaplarındaki paralar için de ortaklığın giderilmesi davası açabilir miyim doğrusu bilemiyorum.?? Muris'in çocuğu olmadığı için miras kardeşleri, yeğenleri derken çok kişiye dağılıyor ve hepsini bir araya getirmemiz arada küs olanlar da olduğundan maalesef mümkün olamıyor, bankalarla görüştüğümde "hepsi bir arada olmazsa hiç biri kendi payına düşeni alamaz diyor" bu durumda küs olan mirasçılar da birleşemeyeceğinden parasını almak isteyenler parasını alamayacak mıdır? Eğer ki izale-i şuuyu ile banka hesaplarındaki ortaklık dagiderilipherkes kendi payına düşeni alabilecekse bu yolu denemeyi düşünüyoruz bu mümkün müdür? Ya da bunun için hangi yolu denememi tavsiye ederdiniz? Teşekkürler. |
02-02-2011, 21:05 | #2 |
|
Bankalar halt etmiş..
Mirasçı olan kişi elindek iveraset ilamı ile Bankaya başvursun ve -veraset ilamındaki payı oranında- Bankadan kendisine düşen paranın ödenmesini, ödemeyeceklerse bunun -ödememelerinin- gerekçelerini açıklayan bir yazı talep etsin. Para misli ile ölçülebilen ve bölünebilen bir mal/değerdir. Bölenmesi de öyle basit ve kolaydır ki sadece basit dört işlemi yapmayı gerektirir. Banka kasten ödememektedir. Zorlarsanız Bankadaki parayı alabilirsiniz. Araç ve taşınmazlar için ortaklığın giderilmesi davası açmanız gerekir. |
03-02-2011, 11:50 | #3 |
|
Katkı
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, 23.02.2007 T., Esas: 2007/990, Karar: 2007/3317: "Taraflar arasında görülen davada Bursa 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 17.10.2005 gün ve 2005/142-372 sayılı kararı onayan Daire’nin 10.10.2006 gün ve 2006/483-2006/10086 sayılı kararı aleyhinde davalı vekili tarafından karar düzeltmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin 12.01.2004 tarihinde kızı H____ T____’i 24.11.2004 tarihinde de eşi M____ T____’i kaybettiğini, murislerin davalı bankanın Setbaşı şubesinde vadeli-vadesiz mevduat hesapları ile aynıca muris M____’in yatırım hesabında hisse senetleri bulunduğunu, müvekkilinin anılan veraset ilamları uyarınca payına düşen paranın kendisine ödenmesini davalı bankadan talep etmesine rağmen banka tarafından olayın iştirak halinde mülkiyet şeklinde yorumlanarak ödeme yapılmadığını ileri sürerek ( 189.91,46 ) YTL.’nin 28.03.2005 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı Banka vekili, miras bırakanın ölümü ile miras üzerinde iştirak halinde mülkiyet cereyan etiğini, dolayısı ile bazı mirasçıların mirasçılık payı elde edebilmelerinin bu aşamada mümkün olmadığını, tüm bunların yanı sıra davacının vekili tayin ettiği E____ Ö____’a verilen vekaletnamede M____ T____’e varislerinden kalan hesaplarda mevcut meblağ için ahzu kabz yetkisi verilmediğinden bu vekaletname ile vekile ödeme yapılmasının zaten mümkün olmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş karar davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dairemizce karar onanmış olup bu kez davalı vekili karar düzeltme talebinde bulunmuştur. 1- Dava muris H____ T____’in ve muris M____ T____’in ölümü üzerine davacı tarafından veraset ilamı ibraz edilerek miras bırakanlara ait bankadaki vadeli vadesiz mevduat hesapları ve hise senetlerinin değerinin kendi payına düşen kısmın ödenmesine ilişkindir. TMK 599. maddesi uyarınca miras, murisin ölümü ile bir bütün olarak mirasçılarına geçer. MK 640.maddesinde “Birden çok mirasçı bulunması halinde, mirasın geçmesiyle birlikte paylaşmaya kadar, mirasçılar arasında terekedeki bütün hak ve borçları kapsayan bir ortaklık meydana gelir. Mirasçılar terekeye elbirliği ile sahip olurlar ve sözleşme veya kanundan doğan temsil yada yönetim yetkisi saklı kalmak üzere terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler” hükmü yer almıştır. TMK.nun 701/2 maddesinde ise “Elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp her birinin hakkı, ortaklığa giren malların tamamına yaygındır” denilmektedir. Bu hükümlere göre miras ortaklığı mirasın tümü üzerinde söz konusu olduğundan tereke payları ayrılmaksızın ortaklığa dahil olan mirasçılara aittir. Terk üzerinde ortaklık devam etiği sürece, mirasçıların somut ve bağımsız payları mevcut değildir. Bu durumda tüm mirasçıların birlikte bankaya müracat ederek ödeme talebinde bulunmaları veya hazır olmayanların usulüne uygun şekilde vekaletname ibraz etmeleri ya da miras ortaklığına temsilci atanması TMK'nun 644.maddesi uyarınca iştirak halindeki mülkiyetin müşterek mülkiyete dönüştürülmesi gerekir. Aksi halde; ileride çıkacak bir anlaşmazlıkta davalı bankanın sorumluluğu söz konusu olabilir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 26.12.1986 tarih ve 1985/11-820 E.1986/1177 sayılı kararı da bu mahiyettedir. Açıklanan nedenlerle davanın reddi gerekirken kısmen kabulü doğru olmadığından davalı vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile Dairemizin 2006/483 E. 2006/10086 K. Ve 12.10.2006 tarihli onama ilamının ortadan kaldırılarak yerel mahkeme kararının davalı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir. 2- Yukarıda açıklanan bozma sebep ve şekline göre davalı vekilinin sair karar düzeltme istemlerin şimdilik incelenmesine yer olmadığın karar vermek gerekmiştir. SONUÇ : Yukarıda 1 no'lu bentte açıklanan nedenlerle Dairemizin 2006/483 E 2006/10086 K. ve 12.10.2006 tarihli onama ilamının ortadan kaldırılarak yerel mahkeme kararının davalı yararına BOZULMASINA 2 no'lu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair karar düzeltme istemlerin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödediği peşin, temyiz ilam ve karar düzeltme harçların isteği halinde temyiz ve karar düzeltme isteyene iadesine, 23.02.2007 oybirliğiyle karar verildi." Aynı yönde: http://www.turkhukuksitesi.com/serh.php?did=9834 Saygılar... |
03-02-2011, 13:26 | #4 |
|
Birde sorarlar..
Memlekette neden bu kadar çok dava var ve neden bu kadar iş yükü var diye.. Böyle Yargıtay'a böyle içtihat ve işyükü az bile... Gereksiz, masraflı ve insanları mağdur eden bir zihniyet.Hayatın olağan akışı içinde tüm mirasçıların brlikte başvurmaları neredeyse imkansızdır.Ek davaların açılması içir mirasçılara yeni külfetler yüklemenin de hiçbir mantıklı tarafı yok. Üstelik zaman ve masrafa mal olacak. Evet, yargı reformu şart, ama nasıl? |
03-02-2011, 16:14 | #5 | |||||||||||||||||||||||
|
Sonuna kadar katılıyorum İnsanların işleri bu kadar mı zorlaştırılır.Banka parayı dörte bölemiyor herhalde. Az önce ben de çileden çıktım.Evlilik dışı doğmuş çocuğun velayeti için velayet kararı isterim diye tutturdu noter.Sonunda dilekçe yazdım talebimizi reddediyorsanız yazılı olarak bildirin dedim.İnceleyelim dediler.Neyseki geçte olsa işlemleri yapabildik Birde böyle durumlarda var.Vasi kararı çıkarılacakmış.Talep ederken ben velisiyim bir de vasisi olasım geldi diyeceğiz herhaldeSadece yargı reformu da bizim işlerimizi çözmez gibi geliyor... |
03-02-2011, 16:39 | #6 |
|
Haklısınız Özlem Hanım, Bizim tüm toplum ve devlet olarak kökten bir anlayış-kavrayış ve iş yürütme tarzında devrim yapmamız gerek. İlginçtir ama yazılı başvuru yapıp, talebimizi reddediyorsanız; yazılı olarak red gerekçesini bildirin dediğinizde çoğu itiraz geri alınıyor ilgililerince... |
03-02-2011, 16:59 | #7 |
|
Çünkü işte o zaman araştırma gereği hissediyorlar. Acaba mı diye sormaya başlıyorlar? Çünkü emin değiller. Bir dk./saat/gün bekleyin araştırayım, size dönerim demek bu kadar zor mu? Bilmemek ne zamandan beri ayıp sayıldı...
Hepimiz her gün ilkokuldaki çocuğumuzdan dahi yeni şeyler öğrenmiyor muyuz? |
03-02-2011, 17:08 | #8 |
|
Müvekkillerim bazen derler ki: "avukat hanım bu ne biçim şey"; "kanun böyle diyor" derim; "böyle kanun mu olur" derler "gidin meclistekilere söyleyin" derim
4721 S.K. m.701: "...Elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp..." Saygılar... |
03-02-2011, 17:09 | #9 | |||||||||||||||||||||||
|
Gerçekten zor oluyor diye düşünmeye başladım ben... Vasi tayini için vekaletname çıkarıcağız.Noterden aradılar nasıl istiyorsunuz diye.Şu şekilde olucak örnek var göndereyim isterseniz dedim.Cevap aynen şöyle:''Olur mu biz yaparız'' İyi dedim.Sonra müvekkili böyle vekaletname olmaz diye göndermişler.Başka noterden çıkardık da... Keşke bana örnek gönderseler yanlışlarımı düzeltseler ne kadar sevinirim |
03-02-2011, 19:05 | #10 |
|
Ben halen, Bankadaki paraların paylaştırılması için Yasal Mirasçıları ve MİRAS PAYLARINI GÖSTERİR BİR ADET MİRASÇILIK BELGESİ ile birlikte talebin yeterli olduğu kanaatindeyim.
Olmaz ise Anayasa Mahkemesine kişisel başvuru hakkımı kullanacağım |
03-02-2011, 19:28 | #11 | |||||||||||||||||||||||
|
Aşağıdaki linki de okumanızı öneririm. http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=5973 |
03-02-2011, 20:36 | #12 |
|
Miras şirketi hakkında not
Terekenin taksimi öncesi safhasına ait prensip elbirliği prensibidir. Elbirliği prensibi, bir hakkın birden ziyade kimseye BÖLÜNMEDEN AİT OLMASIDIR. Kanunun her bir mirasçı için tayin etmiş olduğu belirli KANUNİ MİRAS HİSSELERİ, onların tereke malları üzerindeki HAKLARINI GÖSTERMEZ. Başka bir deyişle elbirliği mamelekine dahil mallarda hisseler NAZARİDİR.
Saygılar... |
03-02-2011, 22:07 | #13 |
|
Halbuki aynı Yargıtay her bir mirasçının kendi adına ve payına yönelik tescil davaları açmalarına -özellike Kadastro Mahkemelerindeki yargılamalarda- olanak tanıyan ve Terekeye Temsilci atanmasına gerek kalmadığına yönelik kararlar veren Yargıtaydır. Bu durumda elbirliği ve zorunlu dava arkadaşlığı ilkesi ihmal edilmiş olmuyor mu?
|
04-02-2011, 00:19 | #14 |
|
Sayın KISA,
Burada kanun maddeleri royal flushtır: 4721 S.K. m.701: "...Elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp..." 4721 S.K. m.702: "... Ortaklardan her biri, topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabilir. Bu korumadan bütün ortaklar yararlanır." İBK varsa straight flush kabul edelim HGK kararına kare desek; yargıtay kararı full oluyor "sanırım" (4721 sayılı) KANUNA aykırı karar varsa "gerekçesiyle" alıntılarsanız ve size göre sorunuzun/düşüncenizin nedenini açıklarsanız tartışabiliriz (diye düşünüyorum ) Saygılar... |
04-02-2011, 14:32 | #15 |
|
Evet yazılanları büyük bir keyifle takip ediyor ve ilgiye teşekkür ediyorum.
Ancak Yargıtay herkesin birlikte başvurmasını ön görüyor anlıyorum ama küs olan kişileri bir araya getirmemin ne kadar zor ve hatta bazen mümkünsüz olduğunu bilemiyor mu diye Yargıtay'ın Sayın Üyelerine soruyorum Yani mirasçılardan birisi ""benim param var zaten , istemem mirastan gelen parayı küs olduğum kişi de ben baş vuramazsam hiç para alamayacak en iyisi ben onlarla birlikte hareket etmeyeyim o da para almasın """ derse, parayı bekleyenlerin vay halineee... Yasal durum böyle olmasa bile bence mirasçılardan birisi veraset ilamı ile kendi payına düşeni vermesini isteyince onun payının kendisine verilmesi en makul, en kısa ve en kolay çözüm olurdu diye düşünüyorum.. Saygılar |
04-02-2011, 14:38 | #16 |
|
Ben hep her şeyin bir çözümü vadır diye düşünüp inananlardanım.Yani bir şekilde minasçılar küste olsa bu sıkıntı aşılabilir.Mirasa temsilci atanır veya başka bir yol denenir.
Ama insanları bu kadar zorlamanın anlamı yok diye düşünüyorum.Zorla insanları biraraya getirmenin ne anlamı var. |
30-05-2012, 20:35 | #17 |
|
Her bankanın farklı uygulaması var
Merhabalar soruma yanıt vermek isterim ki ben vekil olarak başvurduğum banka bana bu şartı on gormusken müvekkilin bizzat müracatta bulunduğu diğer bir banka direk olarak parayı veraset ilanını baz olarak odemistir. İki bankanın farklı uygulaması var ki bu durum hem avukat olarak is becerememek gibi algilanip mahcubiyet yaratmanın yaratmakta hem de vekalet ücreti alacagimiza mani olmaktadır. Böyle bir durumla karşılasan meslektaşıma önerim her bankada şansınızı vekil olarak deneyiniz. Saygilar
|
31-05-2012, 16:19 | #18 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
4 No.lu mesajda aktardığım linkte 6 yıl önce şöyle demişim.
Demek ki değişen bir şey yok. |
01-06-2012, 15:13 | #19 |
|
Merhabalar,
Direkt veraset ilamı ile ödeme yapılmasını abes bulduğumu belirtmeliyim. Veraset ilamı hasımsız yargılama ile veriliyor. Hatta şimdi noterler bile veriyor. Mirasçı murisini öldürse, sonra kendisi içerdeyken vekili gidip veraset ilamı istese, sonra da vekili veraset ilamıyla bankaya gidip miras payını talep edip alsa, diğer mirasçıların ıskat halinden doğan hakları ne olacak? Zannedersem "birlikte tasarruf" ilkesi bu tür mahzurların önüne geçilmek için getirilmiş bir ilkedir. Birlikte tasarruf ve elbirliği halinde mülkiyet kavramlarını hiç tanımamak belki birçok şeyi hızlı kılabilir ama haklı kılmaz. Hız mı? Hak mı? Benim seçimim "hızlı hak"tan yana, ama seçenekler sınırlıysa "hak"tan yana oy kullanırım. |
01-06-2012, 15:28 | #20 | |||||||||||||||||||||||
|
Aynı muris, doğal yollardan ölse ve aynı kötüniyetli mirasçı murisin hamili olduğu çeki (sahte imza atarak) bankaya ibraz etse; banka ciro imzasının sahteliğini denetleme yetkisine sahip olacak mı? |
01-06-2012, 15:38 | #21 | |||||||||||||||||||||||
|
Soru çok güzel, ama müesseseler farklı. Birisinde terekeye dahil bir malvarlığı değerinin "paylaşım ve tasfiye kuralları" gözardı edilerek bankaca "tasfiye" edilmesi, diğerinde ise "resmi evrakta sahtecilik" suçunun işlenmesi sonucu murise ait malvarlığı değerinin ele geçirilmesi söz konusu. Evet her iki halde de terekeye dahil bir malvarlığı değeri terekeden çıkıyor. Birisinde tasfiyeyi yapan banka sorumlu, ötekinde sahteciliği yapan sorumlu. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Satışta Masraflar Nasıl Paylaştırılır? | AV.MK | Meslektaşların Soruları | 1 | 24-01-2011 02:56 |
En çabuk sonuçlanacak izaleyi şuuyu davası nasıl açılmalıdır? | mahmutmicoz | Meslektaşların Soruları | 3 | 03-09-2010 10:45 |
koopertifte paralar toplanmış ,hesapları nasıl isteriz | MASSAN | Meslektaşların Soruları | 0 | 03-11-2007 14:51 |
Evlilikte alınan mallar nasıl paylaştırılır? | Konuk | Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) | 1 | 18-03-2007 18:42 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |