22-03-2009, 16:33 | #61 |
|
Benim seyredeyim diyerek hiç ilgimi çekmemişti bu film. Bu nedenle de seyretmedim. Herkese yaranan hakikaten basittir. Kanaatim bu. Seyretmeyi düşünmüyorum.
|
23-03-2009, 13:29 | #62 |
|
türk sineması daha iyilerini yapabilir
benim anlamadığım nokta şu! ya komedi filmi illa küfürlümü olacak yada içinde sex içeren sahneler mi olacak biz sadece bunlara mı gülüyoruz arkadaşlar. bu tür filmleri izlemeyelim protesto edelim lütfen. bizim yazarlarımız, yönetmenlerimiz neden bilim kurgu yada aksiyon gibi konusu olan filmler çekmiyor. birde en önemli dikkat edilmesi geren konuda yüz yıllar ayakta durmuş, topraklarında hiç güneşi batmayan osmanlı imparatorluğunun destanlarını kahramanlarını sehitlerini gazilerini, savaşta canını herşeyini koyan kadınından oluşan bir film neden çekilmiyor. en önemlisi bu arkadaşlar bunu tartışmamız gerek. bu zamana kadar osmanlı imparatorluğu gibi bir devlet yer yüzünde varmıdır. yer şeyi ile bir destanı olan tarihi olan osmanlı ile ilgili çok güzel filmler çekilebilir. böyle bir ekipmanı türkiyenin yoksa yabancı yönetmenlerle anlaşılarak çekilebilir. tabi bununla ilgili çok film vardır ama benim anlatmak istediğim bir apdülhamit filmi gibi değil, son teknolojilerle efeklerin olduğu çok mükemmel bir filmden bahsediyorum. örnek olarak 300 spartalı, cennetin krallığı , cesur yürek. inanıyorumki bizim tarihimizin destanlarımızın yanında bunlar, masal kalır. sizden istediğim bu konuyu değişik sitelerde ne bileyim belkide medyaya belkide yönetmen arkadaşlarınız olabilir onlara taşıyıp bu konuyu tartışmaktır. inanıyorumki böyle bir filmi izledikten sonra herkes NE MUTLU TÜRKÜM diye gururlanacak içinden de olsa bu sözü mırıldanacaktır.
|
23-03-2009, 13:38 | #63 |
|
yanlış anlaşılmasın
arkadaşlar sakın yanlış anlaşılmasın sadece osmanlı ile ilgili film çekilsin demiyorum. tabiki bir komedi filmi olsun yada bir dram yada aşk konusu olsun bunlarda çekilecek. benim demek istediğim bunu edebiyle olsun son teknolojiyle olsun. türk sinemasına güvencimiz sonsuz inanıyorum ki çok güzel işler başaracaklardır. dünyanın bizim filmlerimizi izlemesi ve bizim kültürümüzü öğrenmesi için bizim yaşam tarzımızı benimsemeleri için çok kaliteli filmler çekilmeli dünya bizi örnek almalıdır.
|
23-03-2009, 13:42 | #64 |
|
Piyasa filmleri diye bir kavram var. Ama gerçekten dediğiniz gibi çok kaliteli filmler çekilebilir. Ama izleyen olur mu bilemem.
|
23-03-2009, 13:59 | #65 |
|
öncelikle teşekkür ederim
nur hanım öncelikle teşekkür ederim msjıma cvp yazdığınız için. şu belirtmeliyim ki bizim yabancı markalara insanlara inanılmaz bir hayranlığımız var. mesela bir kişiye sorun en sevdiğiniz oyuncu kimdir diye hemen bir yabancı oyuncu söylenir. mesela hiç türk markalı kıyafet aldınız mı hep yabancı şeyler daha çok hoşumuza gitmektedir. sanki daha iyi daha kaliteli gelir bize çünkü en iyisini yapmasını bilmiyoruz her şeyi başkasından bekliyoruz. osmanlınında çöküşü bundan dolayı değilmidir. kendimiz olamıyoruz. daha doğrusu kendi ülkemizde yabancıyız kendi kültürümüzle değil, kendi ürettiklerimizle değil. hep bir başkası vardır. ama unutmamalıyız ki bizim tarihimiz geçmişimiz taklit değildir. asil bir geçmişimiz, onurlu bir yaşantımızı asla keybetmedik. onun için küçük bir geçmişi olan vesokak dövüşü diye nitelendirdiğimiz savaşları yaşayanlar bir abartı ile bunu en güzel şekilde sinemaya dökmüşlerse biz türk olarak asil olarak yürekli olarak geçmişimize sahip çıkmalı ve bunu dünyaya göstermeliyiz arkadaşlar. bunun en önemli yolu türk sinemasını en üst seviyeye çıkartmak ve kaliteli filmlerle bunu insanlara aşılamaktır.
|
23-03-2009, 14:03 | #66 |
|
bu hayatta ya tozu dumana katarsın yada tozu dumanı yutarsın saygılarımla av. yahya kemal
|
23-03-2009, 14:12 | #67 |
|
Yahya Bey , kültürümüzü ifade etmek için sadece sinema şart değildir ama.Aslına bakasrsanız bir film çekildi sizin söylediklerinize göre ama ben hiç beğenmedim.
Hacivat ve Karagöz Neden Öldürüldü? Komedi filmiydi ve asıl verilmesi gereken mesaja hiç rastlamadım film boyunca. Oyuncular kötü değil elbette. Güzel senaryolar yazıldığı takdir de , Türk Sineması hakikaten çok gelişmiş durumda. Yaşam Arsızı mesela, ben seyretmedim henüz ama çok güzel olduğu söyleniyor. Kaldı ki günümüzle övünebilseydik keşke.. |
23-03-2009, 14:15 | #68 | |||||||||||||||||||||||
|
Duygusal bir insan olmama rağmen, hiç beğenmedim. Ama okuduklarıma göre erkekler izleyiciler bir başka beğenmiş filmi. Babam ve Oğlum a göre asla kıyaslanamaz duygusallık açısından. |
23-03-2009, 14:34 | #69 |
|
nur hanıma teşekkürler
öncelikle teşerkkür ederim. ama benim demek istediğim bir karamurat filmi değil bir hacivat karagöz gibi basit efeklerle yaspımlarla çekilmiş filmler değil. bunların konusu çok güzel olabilir. ama bunu işlemek senaryoya dökmek çok önemli bunların olması için sıradan bir çekim değil. son teknolojiyle bu yapımlar oluşsa daha iyi olur. bir de ben sadece bu yolla tanınmaktan bahsetmiyorum. bu sadece bir küçük ayrıntısı. tabiki sadece filmlerle bir ülke tanıtılmaz. örneğin bilim adamların buluşları ile olabilir. mesela hukukçularımızın geliştirdiği hukuk alanlarındaki bilgileri ile olabilir biz nasıl bir isveç kanunundan esinlenerek icra iflas hukukunu türk kanunu yaptıysak onlarda bizim oluşturduğumuz kanunlardan kendi kanunlarını yapabilir. öyle değilmikanunlarımızda her zaman örf ve adetlerimiz yaşantılarımız barınmak tadır bu şekilidede insanlara dünyaya kendimizi tanıtabiliriz. bunlar sadece bir kısmı ama bir yerden sahip çıkmamı<z gerekli teşekkür ederim
|
23-03-2009, 23:26 | #70 | |||||||||||||||||||||||
|
SONBAHAR a ÖDÜLÜN GEREKÇESİ
ANKARA - Özcan Alper’in F tipi cezaevlerine dikkat çektiği ‘Sonbahar’ en iyi film ve yönetmen dahil yedi ödülle Ankara Film Festivali’ni silip süpürdü. Hüseyin Karabey ise ‘Gitmek’ filmiyle festival jürisinden özel ödül aldı. 20. Ankara Uluslararası Film Festivali'nin ödülleri dün akşam Devlet Tiyatroları Şinasi Sahnesi'nde gerçekleştirilen törenle sahiplerini buldu. Yıllarca F tipi cezaevinde yattıktan sonra ölümcül hastalığı nedeniyle salıverilen ve ‘ölmeye yatmak’ için Artvin Hopa’daki köyüne giden bir adamın hikâyesini anlatan ‘Sonbahar’, Ankara’da en iyi film ve yönetmen dahil toplam yedi ödülün sahibi oldu. Mustafa Altıoklar, Handan İpekçi, Esin Küçüktepepınar, Oğuz Onaran, Tamer Karadağlı’dan oluşan ulusal jüri ‘Sonbahar’ın ödül gerekçesinde “Evrensel sorunların en başatı olan bireyin ‘bireyselleştirme yalanıyla’ tek tipe dönüştürülüp yok edilişine ‘ölüme yatarak’ karşılık veren bir kaybedenin hikâyesini, şiirsel bir sinematografiyle anlattığı için” ifadelerine yer verdi ve kararın oybirliğiyle alındığını açıkladı. Murat Erşahin, Serdar Akbıyık, Sadi Çilingir’den oluşan Sinema Yazarları Derneği ile Yüksel Aksu, İsmail Güneş, Oğuzhan Tercan’dan oluşan Film Yönetmenleri Derneği jürilerinin de en iyi film seçtiği ‘Sonbahar’, Megi Kobaladze’ye en iyi yardımcı kadın oyuncu, Feza Çaldıran’a en iyi görüntü yönetmeni, Thomas Balkenhol’a da en iyi kurgu ödülünü kazandırdı. |
23-03-2009, 23:55 | #71 |
|
Güneşi Gördüm filmi bence kendi bünyesinde siyasi bir çok mesaj vermekte. Mesela benim en rahatsız olduğum sahne iki kardeşin dialoğuydu. " savaşta karşılarsak ne olcak " diyor kardeş. Diğeri de " eğer ben ölürsem TERÖRİST sen ölürsen ŞEHİT olacaksın" diyor. Bence bu dialok gizli bazı iğneli msjlar içriyor. Buna benzer çok replik vardı bence. Duygusallık vardı buna katılıyorum. Ama bir filmin izlenebilmesi için zaten ya çok güldürmeli ya da çok ağlatmalı. Ortası vasat film olarak değerlendiriliyor ve zevk almakta hayal oluyor o filmden. Sinemasever bunlar dışındaki sinemsal unsurları da gözlemledikten sonra filmin kalitesini belirliyor. Dolayısyla bu filmde duygulara çocuklar aracılığı ile dokunmuş. Ama bizim devletimizi uluorta yermekten, yabancı devleti övmekten kaçınmamış. Bundna rahatsız olanınız yok mu Allah aşkına?
|
23-03-2009, 23:57 | #72 | |||||||||||||||||||||||
|
Kesinlikle var.Benim. İzlemeyeceğim. Konu bir film için çok yanlış. |
24-03-2009, 00:09 | #73 | |||||||||||||||||||||||
|
Bu kadar bizi yeren bir filmin bu kadar izleyicisinin olmasını şimdilik meraka bağlıyorum. mahsun konuşulduğu kadar napmış böyle diye merake derek izlenildiğinin düşünüyorum ki benim sinemada gördüğüm izleyici kitlesi orta yaştı. Kimsenin sinema çıkışı bir rahatsızlığının olduğunu da gözlemleyemedim. Aksine film sonundaki yazıları bile izleyenler vardı. Fimin konusu güya kürt sorunu. Ama senaryo içinde senorya vardı bence. Devlet içinde devlet misali! Yanlışı siz bulun! |
24-03-2009, 20:45 | #74 |
|
Topluma siyasi mesajı olmayan filmler izletilmesinin de siyasi bir amacının olduğu söyleniyor! Ne izlenmeli peki?
|
24-03-2009, 21:49 | #75 |
|
Sonunda dayanamadım kızımla birlikte Recep İdevik'e gittik. Koskoca salonda bizden başka bir kişi daha vardı. Emin olun gülmeye kararlıydık. Hatta ben bir iki kere gülümsemeyi başardım bile.
Ama arkada oturan kişi o kadar güldü ki kızımla kendimizi uzaydan gelmiş yaratık gibi hissettik. Acaba neye gülmüştü, o güldü de biz niye gülmemiştik. Daha önceden bu filmden çıkan insanları gördüm, özellikle gençler o kadar memnunlardı ki bir daha bir daha geleceklerdi. Bazıları geçen gelişlerinde çok gülmüştü, bu sefer gülmekten ölmüşlerdi. Ama birinci film daha güzeldi. Kendi kendime düşündüm acaba birinci filme gitseydim güler miydim? İşin doğrusu sonuna kadar izlemeye kararlıydım ama kızımın ikide bir sıkıldım uyarılarına karşılık "biraz daha seyredelim" teklifinde bulundum. Sonunda fragmanlarını seyrettiğimde komik bulduğum espirilere bile gülemediğimi ama arkada oturan kişinin bayağı eğlendiğini, kızımın sıkıntıdan patlama aşamasınnda olduğunu fark edince mecburen filmden çıktık. Belki sonuna kadar kalsaydım filmi biraz olsun sevebilirdim ama seyrettiğim kadarıyla sevemedim. Bu durumu da gayet düşündürücü buldum... |
24-03-2009, 22:05 | #76 |
|
|
25-03-2009, 16:45 | #77 | |||||||||||||||||||||||
|
Zaten filmi duygusallık açısından değerlendirmedim. Bu nedenle filmin en kötü kısmı sonu idi. Filme bakarken ne anlattığına bakıyorum ve en önemlisi nasıl anlattığına.. Filmdeki karakterlerle özdeşleşmiş olmak gerekmiyor. Karakter olumsuz özellikler taşıyan bir karakter olabilir, anlatılan konu hayal edemiyeceğimiz ve kabul edemiyemiyeceğimiz şeyler olabilir ancak bunun önemi yok çünkü biz sinema sanatı sayesinde kendi sınırlarımızı belirleyebiliriz. Bir şeyi tarif edeken aslında ne olmadığını söyleriz. Yani sınırları bilmek için sınırlarımızın dışındaki şeyleri de bilmek gerekiyor. Ancak bir çok nedenden dolayı kendimiz pratik yaşamda sınırları göremeyiz. İşte sinema sınırlarımızn dışına çıkmamızı sağlar(daha doğrusu görmemizi sağlar). Bu nedenle Ben olsam, karakterleri daha ucube hale getirdim. Babam Ve Oğlum da ise, numara çok ucuz. Yani kaba tabirle damardan girmiş. Ta derinden gelen duygularla oynamış. Tabi ki oyuncuların kaliteli olması, izleyicileri de derinden etkiledi. |
27-03-2009, 13:03 | #78 |
|
Akıl oyunları
Vizyon'da olmayan bir filim olmasa bile Khs'de ve diğer forumlarda yapılan espriler'den aklıma; " Akıl oyunları fiilmi geldi".İzlemeyenlerin cd'sini alıp izlemelerini öneririm.Konusu oldukça ilginç.Aşağıda aktarıyorum.
Akıl Oyunları Akıl Oyunları Filminin Konusu En iyi film (drama), en iyi erkek oyunucu (Russell Crowe), en iyi yardımcı kadın oyuncu (Jennifer Connelly), en iyi senaryo, en iyi müzik, en iyi kurgu, en iyi makyaj dallarında toplam 8 dalda Oscar’a aday gösterilen “Akıl Oyunları”nın senaryosu, The New York Times muhabiri Sylvia Nasar’ın yazdığı biyografiye dayanıyor. Kitabı senaryolaştıran ise Akiva Goldman (Oscar adayları arasında). Ron Howard’ı sinemaseverler “Apollo 13” filminden hatırlayacaklardır.
John Nash, çok zeki, yakışıklı ve Princeton’un matematik bölümünün en parlak yıldızıdır. Ancak bir süre sonra hayal dünyasına sürüklenir. Kendi isteği dışında zorla tedaviye tabi tutulur. Davranışları giderek tutarsız bir hal alır. Güzel karısı onu çaresizlikten terk eder. Gidecek hiçbir yeri yoktur, sokaklarda amaçsızca dolaşır. Çocukların alay ettiği bu adama karısı Alicia ve matematik topluluğu göz kulak olmaya çalışır. Kim der ki bu adam bir matematik dahisidir? Ron Howard’ın perdeye yansıttığı öykü, yaşanmış bir olaydan yola çıkıyor. Perdede dünkü ve bugünkü matematik dahisini izliyoruz. “Delilikle dahilik arasındaki ince çizginin her iki yanını da yaşayan John’un aslında en büyük başarısı şizofreniyi yenmesi değil, çünkü zaten yenemiyor” diyor yapımcı Graser, “Zafer, Nobel kazanması da değil. Asıl zafer, aklının, ruhunun ve zekasının, şizofreninin karşısında ayakta kalabilmesi” diyor. Gençliğinden beri yalnızlığı seven, atılgan, küstah, kimsenin çözemediği matematik denklemlerini çözen, espri anlayışı biraz kıt John Nash’ı perdede Russell Crowe canlandırıyor. Genç ve hasta Nash ile yaşlı ve hastalığın üstesinden gelmiş Nash’ı, aralarında yine de bir bağ kurarak başarıyla canlandıran aktör, Oscar’ın da en büyük adayı. Şizofren bir kişiyi perdede canlandırmak için akıl hastanelerini gezmesi önerilince Russell Crowe reddetmiş “New York gibi bir kentte yaşıyorum. Çok çeşitli akıl hastalıklarını gözlemlemek için Pazar günleri şöyle bir yürüyüşe çıkmak bile yeterli” diyor. BOL ÖDÜLLÜ FİLM “Akıl Oyunları” 8 dalda Oscar’da aday gösterilmesine karşın, şu ana kadar birçok ödülün sahibi oldu. Altın Küre’de en iyi film, en iyi erkek oyuncu (Russell Crowe) ve en iyi yardımcı kadın oyuncu (Jennifer Connelly) ödüllerini alan film, Amerikan Yazarlar Derneği (WGA) ödüllerinde de filminin senaristi Akiva Goldsman da en iyi uyarlama senaryo dalında ödül aldı. Sinema dünyasının en prestijli ödüllerinden BAFTA’da (İngiliz Film Akademisi) ise Russell Crowe en iyi erkek oyuncu, Jennifer Connelly ise en iyi yardımcı kadın oyuncu dallarında ödül kazandı. |
27-03-2009, 13:13 | #79 |
|
Vizyon'da olması olanaksız. Çünkü 30 sene önce seyrettiğim ama çok kaliteli filmler; Dr.jivago,irlandalı kız,avare,rüzgar gibi geçti,...
Cd'lerini çeşitli yerlerde görüyorum.İzlemenizi öneririm.O yıllarda bu filmleri sinemaya giden akrabalarım sayesinde en az 2-3 kez görmüştüm. |
30-03-2009, 14:11 | #80 |
|
Vizyonda olan bir film var aslında herkesin gözünün önünde ama kimse görmüyor.
Özellikle tavsiye ediyorum, izleyin ve görün. Filmin Adı:Lamba da şişesiz yanmaz mı? Müzikleri:Anonim. |
02-04-2009, 09:50 | #81 |
|
Reha Erdem'in bir ergenin dünyaya bakış açısını anlattığı son filmi "Hayat Var" vizyonda!
|
07-05-2009, 22:28 | #82 |
|
'KEHANET' adlı filme bugün gitmiş bulunmaktayım.Olması muhtemel olan felaket biçimlerinde insanların düştüğü zavallı ve biçare hali gördükten sonra dünyada sadece ama sadece ufacık bir leke olduğumuz kanısına vardım.Görsel efektleri ses kalitesi,oldukça iyi idi.Filmin konusu da ilgi çekiciydi,en azından 2012'de eğer gerçekten kehanetler doğruysa başımıza gelebileceklerin bir eskizi tadında olmuşİzlemenizi tavsiye ederim.Hiç yoksa Nicolas Cage için bile gidilir
|
07-05-2009, 22:40 | #83 |
|
Ses ve efektler süperdi.Özellikle tren ve uçak sahnesi...Ancak filmin sonu inanılmaz kötü.Başladığı gibi bitmedi.Biraz saçmaydı hatta baya saçma.
|
07-05-2009, 22:49 | #84 |
|
Ben o kadar korkunç bir tipten melek olacağını hiç hesaba katamamıştım ne yalan söyleyeyimMelekten çok zebaniye benziyorlardı
|
07-05-2009, 22:52 | #85 | |||||||||||||||||||||||
|
|
21-05-2009, 22:55 | #86 |
|
tetikçi-2
Filmde mantık arasanız ya da ayrıntıya takılırsanız sizin için sıkıcı bir filmden başka bir şeye benzemez.Aksiyonu gani gani..
|
08-06-2009, 12:37 | #87 |
|
Melekler ve şeytanları bu hafta izledim çok başarılı buldum. Tavsiye ederim.
|
13-07-2009, 18:08 | #88 |
|
Transformans Yenilenlerin İntikamı,
Teklif, Halk Düşmanları vizyondaki filmlerden. Benim oyun halen Buz Devri 3'den yana. |
13-07-2009, 18:13 | #89 |
|
Buz Devri 3-Dinazorların Şafağı, çok eğlenceli
Bir daha izleyebilirim |
14-07-2009, 10:47 | #90 |
|
Melekler ve şeytanları izledim ve çok başarılı buldum.
Ancak animasyon film fanatiği olarak; Buz Devri 3'ü aynı serinin önceki filmleri kadar başarılı bulmadığımı söylemek isterim. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 2 (0 Site Üyesi ve 2 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Hukuk Konulu Filmler ve Hukukçuların İzlemesi Gerekenler | av.yıldıray | Sinema ve Televizyon | 91 | 07-01-2018 13:50 |
Dizi filmler ve HUKUK | ahmetsacit | Hukuk Sohbetleri | 17 | 02-11-2008 13:00 |
yeni filmler geliyor | yemliha | Sinema ve Televizyon | 0 | 17-10-2006 19:33 |
Kadın Günü'nde 'Mor' Filmler | Av.Habibe YILMAZ KAYAR | Sinema ve Televizyon | 0 | 06-03-2006 23:53 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |