Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, Esas: 2001/11-199, Karar: 2001/244 İçtihat

Üyemizin Özeti
Kambiyo senetlerinde kural olarak lehdar hanesine hakiki veya hükmi şahsın tam adının belirli bir şekilde yazılması gerekir. Lakin lehdar kısmındaki unvan ciro yoluyla tamamlanmış ise; başka bir deyişle unvan sonradan belirgin hale getirilmiş ise eksikliğin giderildiği kabul edilir.
(Karar Tarihi : 14.03.2001)
"Taraflar arasındaki "istirdat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 7. Sulh Hukuk Mahkemesi'nce davanın kabulüne dair verilen 27.04.2000 gün ve 2000/18 E- 397 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 11.9.2000 gün ve 2000/5669-6542 sayılı ilamı ile;

(...Davacı vekili, müvekkilin keşidecisi olduğu ve davalının ciro yoluyla sahip olduğu senedin lehdarın gerçek veya tüzel kişiliği bulunmaması, cirodaki imzanın da yetkili şahsa ait olmaması nedeniyle kambiyo senedi vasfında olmadığını; ancak, davalının icra takibi ile müvekkilinden 65.700.000 lira tahsil ettiğini ileri sürerek, bu meblağın %80 faizi ile istirdadını talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili cevabında, senedin geçerliliğinin merci hakimliğince belirlenip, kararın kesinleştiğini, davacının cirosunun sahteliğine dayanamayacağını; kaldı ki, cironun geçerli olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, iddia ve savunmaya, toplanan delillere nazaran, senette lehdar olarak tüzel kişiliği olmayan "U____ Dershanesi"nin gösterildiği, ciro kısmında Ltd. Şti. kaşesi mevcut ise de, ciro imzasının şirketin yetkili temsilcisine ait olmadığı, bu durumda, adi senet hükmündeki belge ile kambiyo hukukuna mahsus takip yapılamayacağı, bu yolla yapılan takip sonunda tahsil edilen paranın iadesi gerektiği sonucuna varılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.

Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava, kambiyo senedine dayalı icra takibi sonunda ödenen meblağın istirdadına ilişkindir.

Davacı, lehdar hanesinde "U____ Dershanesi" yazan bonoyu imzalamış, bilahare, senedin arkası "U____ E____ Öğr____ Ltd." kaşesi ile imzalanarak davalıya ciro edilmiştir. Davacı bu davada sonuç olarak, dava konusu senedin lehdarın bulunmadığından kambiyo senedi vasfında olmadığını ileri sürmekte ise de, daha baştan lehdar hanesinde "U____ Dershanesi" yazılı senedi gördüğü halde imzalayan davacının böyle bir iddiası tipik olarak MK m.2'ye aykırı ve hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğundan hukuken himaye edilemez.

Kaldı ki, ciro kısmındaki şirket unvanı nazara alındığında senedin ön yüzünde lehdar ünvanının eksik yazılması sonuca etkili olmadığı gibi, senedin arkasını ciro eden M____ A____ U____'ın da dosyaya ibraz edilen Ankara 41'nci Noterliğince düzenlenmiş 09.04.1997 tarihli vekaletname kapsamına göre, senet imzalama yetkisi de dahil olmak üzere çok geniş kapsamlı şirketi temsil ve yetkiye sahip olduğu görülmektedir.

Bu durumda mahkemece, kambiyo hukukuna mahsus takip yapılmasında bir usulsüzlük bulunmadığından davanın reddine karar vermek gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR : Kural olarak kambiyo senetlerinde lehdar hanesine hakiki ve hükmi şahsın belirli şekilde yazılması şarttır. Ne var ki, lehdarın eksik ifade edilmesi ve bunun sonradan belirli hale dönüştürülmesi durumunda az yukarıda açıklanan kuralın tamamlanmış olduğunun kabulü gerekir. Dahası bononun bu yönde usulsüzlük durumunu bilen ve imzalayan borçlunun daha sonra bu eksikliğe dayanması Medeni Kanunun 2'nci maddesi ile bağdaşmaz (Bkz. Prof. Dr. Fırat Öztan, Kıymetli Evrak Hukuku Ankara 1997 Sh. 489, 494). Öte yandan bononun ciro şerhinde lehdarın tam hüviyeti belirlenmiş olmakla eksikliğin tamamlanmış olduğu da açıktır. O nedenle bozma kararında ve yukarıda açıklanan nedenlerle Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bozma nedenidir.

KARAR : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.'nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 14.03.2001 gününde, oybirliği ile karar verildi."
İlgili Mevzuat Hükmü : Türk Ticaret Kanunu MADDE 688 :İKİNCİ KISIM : BONO VEYA EMRE MUHARRER SENET

       A - UNSURLAR:

       Madde 688 - Bono veya emre muharrer senet:

       1. Senet metninde (Bono) veya (Emre muharrer senet) kelimesini ve senet Türkçe'den başka bir dilde yazılmışsa o dilde bono karşılığı olarak kullanılan kelimeyi;

       2. Kayıtsız ve şartsız muayyen bir bedeli ödemek vaadini;

       3. Vadeyi;

       4. Ödeme yerini;

       5. Kime ve kimin emrine ödenecek ise onun ad ve soyadını;

       6. Senedin tanzim edildiği gün ve yeri;

       7. Senedi tanzim edenin imzasını;

       ihtiva eder.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Nevra ÖKSÜZ
Hukukçu
Avukat
Şerh Son Güncelleme: 21-01-2011

THS Sunucusu bu sayfayı 0,02284694 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.