Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, Esas: 2003/16448, Karar: 2004/8996 İçtihat

Üyemizin Özeti
Dava, kat karşılığı inşaat sözleşmesinin yüklenicisinden alacaklı olan davacının, sözleşmenin tarafı davalı arsa sahiplerine gönderdiği 89/1 haciz ihbarnamesine, davalıların itirazının kaldırılması, İİK m.89/4 mucibince Asliye Hukuk Mahkemesi'nde ikame edilen tazminat davasıdır.

Dosya içindeki kanıtlara göre; yüklenici şirket, sözleşme gereği yapması gereken işlerin %70 ini tamamlamıştır. Binanın yapılan bu kısmı nedeniyle davalılar nedensiz zenginleşmiştir. Mahkemece bu zenginleşmenin miktarı belirlenmeli, davalıların yükleniciden alacak ve borçları denkleştirilmeli, bunun sonucunda yüklenicinin davalılardan bir alacağı olduğu anlaşılırsa, davacının da yükleniciden alacağının varlığı ve miktarını kanıtlaması koşuluyla o miktara hükmedilmelidir.
(Karar Tarihi : 07.07.2004)
"Davacı K____ B____ vekili Avukat H____ K____ tarafından, davalı H____ E____ vd. aleyhine 06.07.2001 gününde verilen dilekçe ile 1. haciz ihbarına yapılan itirazın kaldırılmasının istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece, davanın reddine dair verilen 04.07.2003 günlü kararın Yargıtay'da duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 06.07.2004 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Avukat S____ A____ geldi, karşı taraftan davalılar vekili gelmedi. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlendikten sonra tarafa duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:

Dava, İİK 89. maddesi gereğince gönderilen 1.haciz ihbarına itirazın kaldırılması istemine ilişkindir. Yerel mahkemece istem reddedilmiştir. Karar davacı yanca temyiz edilmiştir.

Davacı vekili, dava dilekçesinde, üçüncü kişi konumunda olan A____ İnşaat Ticaret Limited Şirketi ile davalılar arasında yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereği, anılan şirketin yüklenici sıfatıyla %80 oranında iş yaptığını, davacının da yüklenici ile yaptığı sözleşme gereği inşaatın bazı işlerini yapıp yükleniciden alacaklı olduğunu, yüklenici hakkında yaptığı takibin sonuçsuz kaldığını, davalılara yüklenicinin alacağının davacıya yapılmasını ihtar ettiklerini, davalıların itiraz ettiğini belirtmiştir.

Dosyadaki kanıtlara göre, davalılara İİK.nun 89. maddesinden söz edilerek ihbarname gönderilmiş, davalılar da buna itiraz etmişlerdir. Davacı eldeki bu dava ile bu itirazın kaldırılmasını istemiştir. Her ne kadar İİK m.89/4'te bu tür itirazın İcra Tetkik merciinde yapılması öngörülmüş ve aynı maddede istemin kabulü durumunda itiraz edenin cezalandırılması da düzenleme altına alınmış ise de, davacı eldeki davayı İcra Tetkik Mercii'nde değil, Asliye Hukuk Mahkemesi'nde açmıştır. Tercih hakkını bu şekilde kullanmıştır. Böyle bir yolun izlenmesi ile hem taraflar için güvenli yargılama sağlanır; hem de davalılar için cezalandırılmaktan kurtulma olduğundan onların yararınadır. Bu nedenle davaya Asliye Hukuk Mahkemesi'nde bakılması doğrudur.

İşin esasına gelince; dosya içindeki kanıtlara göre yüklenici şirketin sözleşme gereği yapması gereken işlerin %70 ini tamamlamıştır. Binanın yapılan bu kısmı nedeniyle davalılar nedensiz zenginleşmiştir. Mahkemece bu zenginleşmenin miktarı belirlenmeli, davalıların yükleniciden alacak ve borçları denkleştirilmeli, bunun sonucunda yüklenicinin davalılardan bir alacağı olduğu anlaşılırsa, davacının da yükleniciden alacağının varlığı ve miktarını kanıtlaması koşuluyla o miktara hükmedilmelidir. Yerel mahkemenin davanın reddine gerekçe yaptığı kesin hüküm aynen ifaya (tapu kaydının iptali ve tesciline) ilişkindir. O davanın konusu eldeki dava ile aynı değildir. Yerel mahkemece bu yönler gözetilmeden eksik inceleme ile davanın reddedilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.

KARAR : Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA ve temyiz eden davacı vekili için takdir olunan 375.000.000 lira duruşma avukatlık ücretinin davalılara yükletilmesine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 07.07.2004 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY :

Dava; İİK. 89. maddesi gereğince gönderilen 1. haciz ihbarına yapılan itirazın kaldırılması istemine ilişkindir. Mahkemece istem reddedilmiş, davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı borçlu A____ İnş. Tic. Ltd. Şti.'den olan alacağın tahsili için Denizli 2.İcra Müdürlüğü'nün 2000/50 sayılı dosyasında icra takibi yapmış bu dosyada davalılara İİK. 89. maddesi gereği 1. haciz ihbarnamesi göndermiş ancak davalıların itirazı üzerine eldeki davayı açmıştır. Dava dilekçesinde de İİK. 338. madde gereğince bu davayı açma gereği doğduğunu bildirmiştir. Gerek İİK. 89/4. maddesi gereği İİK. 338. maddesi özel bir düzenleme olup görevli mahkemede de İcra Tetkik Mercii olarak belirlenmiştir. Bu nedenle mahkeme kararının görev yönünden bozulması gerektiği düşüncesiyle dairemiz çoğunluğunun bozma gerekçesine katılamıyoruz."
İlgili Mevzuat Hükmü : İcra ve İflas Kanunu MADDE 89 :(Değişik madde: 18/02/1965 - 538/49 md.)

Hamiline ait olmıyan veya cirosu kabil bir senetle müstenit bulunmıyan alacak veya sair bir talep hakkı veya borçlunun üçüncü şahıs elindeki taşınır bir malı haczedilirse icra memuru; borçlu olan hakiki veya hükmi şahsa bundan böyle borcunu ancak icra dairesine ödiyebileceğini ve takip borçlusuna yapılan ödemenin muteber olmadığını veya malı elinde bulunduran üçüncü şahsa bundan böyle taşınır malı ancak icra dairesine teslim edebileceğini, malı takip borçlusuna vermemesini, aksi takdirde malın bedelini icra dairesine ödemek zorunda kalacağını bildirir (Haciz ihbarnamesi).Bu haciz ihbarnamesinde, ayrıca 2,3 ve 4 üncü fıkra hükümleri de üçüncü şahsa bildirilir.

Üçüncü şahıs; borcu olmadığı veya malın yedinde bulunmadığı veya haciz ihbarnamesinin tebliğinden önce borç ödenmiş veya mal istihlak edilmiş veya kusuru olmaksızın telef olmuş veya malın borçluya ait olmadığı veya malın kendisine rehnedilmiş olduğu veya alacak borçluya veya emrettiği yere verilmiş olduğu gibi bir iddiada ise, keyfiyeti, haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra dairesine yazılı veya sözlü olarak bildirmeye mecburdur.

(Değişik fıkra: 17/07/2003 - 4949 S.K./22. md.) Üçüncü şahıs, haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde itiraz etmezse, mal yedinde veya borç zimmetinde sayılır ve kendisine gönderilen haciz ihbarnamesine süresinde itiraz etmediği, bu nedenle de malın yedinde veya borcun zimmetinde sayıldığı ikinci bir ihbarname ile bildirilir. Bu ikinci ihbarnamede ayrıca, üçüncü şahsın ihbarnamenin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde ikinci fıkrada belirtilen sebeplerle itirazda bulunması, itirazda bulunmadığı takdirde zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmesi istenir. İkinci ihbarnameye süresi içinde itiraz etmeyen ve zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemeyen veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmeyen üçüncü şahsa onbeş gün içinde parayı icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı teslim etmesi yahut bu süre içinde menfi tespit davası açması, aksi takdirde zimmetinde sayılan borcu ödemeye veya yedinde sayılan malı teslime zorlanacağı bildirilir. Bu bildirimi alan üçüncü şahıs, icra takibinin yapıldığı veya yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde süresi içinde menfi tespit davası açtığına dair belgeyi bildirimin yapıldığı tarihten itibaren yirmi gün içinde ilgili icra dairesine teslim ettiği takdirde, hakkında yürütülen cebri icra işlemleri menfi tespit davası sonunda verilen kararın kesinleşmesine kadar durur. Bu süre içinde 106 ncı maddede belirtilen süreler işlemez. Bu davada üçüncü şahıs, takip borçlusuna borçlu olmadığını veya malın takip borçlusuna ait olmadığını ispat etmeye mecburdur. Üçüncü şahıs açtığı bu davayı kaybederse, mahkemece, dava konusu şeyin (Değişik ibare: 6352 S.K.-02.07.2012/m.18) "yüzde yirmisinden" aşağı olmamak üzere bir tazminata mahkum edilir. Bu fıkraya göre açılacak menfi tespit davaları maktu harca tabidir.

Üçüncü şahıs, haciz ihbarnamesine müddeti içinde itiraz ederse, alacaklı, üçüncü şahsın verdiği cevabın aksini icra mahkemesinde ispat ederek üçüncü şahsın 338 inci maddenin 1 inci fıkrası hükmüne göre cezalandırılmasını ve ayrıca tazminata mahkum edilmesini istiyebilir. İcra mahkemesi, tazminat hakkındaki davayı genel hükümlere göre halleder.

Üçüncü şahıs, kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde haciz ihbarnamesine itiraz etmediği takdirde 65 inci madde hükmü uygulanır. (Değişik cümle: 17/07/2003 - 4949 S.K./22. md.) Her halde üçüncü şahıs, borçlu ile kötü niyetli alacaklıya karşı dava açarak ödemek zorunda kaldığı paranın veya teslim ettiği malın iadesini isteyebilir.

Malın teslimi mümkün olmazsa, alacaklı icra mahkemesine müracaatla değerini üçüncü şahsa ödetmek hakkını haizdir.

(Değişik fıkra: 6352 S.K.-02.07.2012/m.18; yürürlük: 6352 S.K. m.106 gereği: 05.01.2013) "Haciz ihbarnamesi, borçlunun hak ve alacaklarının bulunabileceği bir tüzel kişinin veya müessesenin şubesine veya tüm şubelerini kapsayacak şekilde merkezine tebliğ edilir. Haciz ihbarnamesinin tebliğ edildiği merkez, tüm şubeleri veya birimlerini kapsayacak şekilde beyanda bulunmakla yükümlüdür.”

Üçüncü şahsın beyanı hiçbir harç ve resme tabi değildir.

Bu madde hükmü, memuriyeti hasebiyle hakikate muhalif beyanda bulunan memurlar hakkında da uygulanır.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Nevra ÖKSÜZ
Hukukçu
Avukat
Şerh Son Güncelleme: 22-12-2010

THS Sunucusu bu sayfayı 0,03093100 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.