![]() |
|
![]() |
|
(Karar Tarihi : 28.04.2009)
Davacı E____ Çevre ve Orman Müdürlüğü vekili tarafından,davalı ... aleyhine 17.04.2006 gününde verilen dilekçe ile Tabiatı Koruma Alanı'nın tahrip edilmesi nedeniyle tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; mahkemece davanın reddine dair verilen 05.05.2008 günlü kararın Yargıtay'da duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenmekle, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
Dava, Tabiatı Koruma Alanı'na çeltik ekilmesi nedeniyle uğranılan zararın ödetilmesine ilişkindir. Yerel mahkemece dava reddedilmiş, karar davacı tarafından temyiz olunmuştur. Davacı idare, mülkiyeti Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne ait olup 1. derece doğal sit alanı olan ve Tabiatı Koruma Alanı olarak belirlenen taşınmazın ve göl sahasında, davalı tarafından çeltik ekilmek suretiyle yıkılıp bozulması sonucu uğranılan zararın ödetilmesini istemiştir. Davalı ise, hakkındaki ceza davasından beraat ettiğini, dava konusu taşınmazı dava dışı ____'den kiraladığını ve kültür arazisi haline getirdiğini, arazide işçi sıfatıyla bulunurken, hakkında tutanak tutularak dava açıldığını ileri sürerek davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur. Yerel mahkemece, davalının Vakıflar Genel Müdürlüğü'nden kiraladığı yeri ıslah ederek tarım ürünü ektiği, kira sözleşmesinin davalıya, yeri ıslah yükümlülüğü getirdiği, aksi halde cezai şart öngörüldüğü, taşınmaz ile ilgili Tabiatı Koruma Alanı ilanı kararının mahallinde ilan edilmediği ve kiralayanın bunu bilmesi gerekip davalının kusuru olmadığı gerekçesi ile istemin reddine karar vermiştir. Dava konusu zarar gören yerin bir bölümünün mülkiyeti Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne ait 2803 parsel, bir bölümünün de Küçük Gala Gölü kapsamında kaldığı, buraların 07.08.1991 günlü Bakanlar Kurulu kararı ile Tabiatı Koruma Alanı olarak ilan edildiği, 03.05.2005'de ise Gala Gölü Milli Parkı olarak belirlendiği anlaşılmaktadır. Bu tarihten önce ve sonrasında, Hazine arazilerinin Milli Emlak Müdürlüğü veya Tarım Reformu Bölge Müdürlüğü tarafından, Vakıflar Genel Müdürlüğü arazilerinin ise Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından, dava dışı kişilere kiralandığı anlaşılmaktadır. Davalı kiracı olmadığı halde, başkasının kiraladığı taşınmazda ve göl yatağı sayılan yerlerde ekim yapmıştır. Davalı sadece ekim yapmakla kalmamış, kanal açmak ve sazlıkları yakmak suretiyle doğal yapıyı bozarak ekim alanını genişletmiştir. Açıklanan bu eylemlerin ekolojik yapıyı ve doğal dengeyi bozacak nitelikte olduğu kuşkusuzdur. Davalının bu eylemleri Ceza Hukuku açısından suç oluşturmasa da, haksız eylem niteliğindeki bu davranışından kaynaklanan zarardan sorumludur. Bu nedenle zararın kapsamı üzerinde durularak varılacak sonuca göre karar vermek gerekirken, yerinde olmayan yazılı gerekçe ile davanın reddedilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. Karar: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle davacı yararına 28.04.2008 gününde oybirliğiyle bozulmasına karar verildi. |
İlgili Mevzuat Hükmü : Borçlar Kanunu (Eski) MADDE 41 :Gerek kasten gerek ihmal ve teseyyüp yahut tedbirsizlik ile haksız bir surette diğer kimseye bir zarar ika eden şahıs, o zararın tazminine mecburdur.
Ahlâka mugayir bir fiil ile başka bir kimsenin zarara uğramasına bilerek sebebiyet veren şahıs, kezalik o zararı tazmine mecburdur. |
|
Şerh Son Güncelleme: 04-12-2010
|
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |