Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

YARGITAY 11.HD. 2009/14450 E.-2010/206 K. İçtihat

Üyemizin Özeti
Alacaklının icra takibi yapmış olması ve icra takibinin itiraza uğrayarak borçlu tarafından durdurulmuş olması, icra dairesinden alınan ihtiyati haciz kararının uygulamasına engel teşkil etmez.Zira ihtiyati haciz müessesesi, mahkeme kararı ile borçlunun mallarına önceden ve geçici olarak el konulması yoluyla, bir para alacağını güvence altına almaya yönelik olup, icra takibine geçilmiş olsa dahi, ihtiyati haciz isteminde alacaklının hukuki yararı mevcuttur.
(Karar Tarihi : 12.01.2010)
YARGITAY İLAMI

Taraflar arasında görülen davada Hatay 2.Asliye Hukuk Mahkemesi'nce verilen 02.11.2009 tarih ve 2009/172 D.İş sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi İhsan Akgül tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

İhtiyati haciz isteyen alacaklı vekili, 20.000 YTL bono nedeniyle müvekkilinin karşı taraftan alacaklı olduğunu, hakkında başlatılan icra takibine borçlunun imza itirazında bulunarak takibin durmasına neden olduğunu, borçlunun mal kaçırma hazırlığı içinde bulunduğunu ileri sürerek, ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.

Mahkemece, dosya kapsamına göre, borçlu tarafından takibe yapılan itiraz üzerine İcra Hukuk Mahkemesi tarafından takibin durdurulmasına karar verildiği gerekçesiyle ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmiştir.

Kararı, alacaklı vekili temyiz etmiştir.

İstem, ihtiyati haciz kararı verilmesine ilişkindir.

İ.İ.K.nun ihtiyati haciz şartlarını düzenleyen 257. maddesinde, vadesi gelmiş ve rehinle temin edilmemiş bir para borcunun alacaklısının borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği düzenlenmiştir.

Alacaklı tarafından dava ve takip yollarına başvurmadan önce dahi borçlu hakkında ihtiyati haciz kararı istenmesi yasal olarak mümkün bulunduğundan, alacaklının icra takibine geçmiş olması ihtiyati haciz kararı almasına engel değildir. İhtiyati haciz kurumu, mahkeme kararı ile borçlunun mallarına önceden geçici olarak el konulmak suretiyle bir para alacağının ödenmesini güvence altına almaya yönelik olduğundan, yapılan icra takibi itiraza uğrayarak borçlu tarafından durdurulmuş olsa da, bu durum icra dairesinin alınan ihtiyati haciz kararını uygulamasını engellemez, bu nedenlerle ihtiyati haciz kararı alınmasında icra takibine geçilmiş olsa da, alacaklının hukuki yararı mevcuttur.

Somut olayda, ihtiyati hacze dayanak yapılan bono vadesinde ödenmemesi nedeniyle alacaklı tarafından takibe konulmuş ve borçlu tarafından imza itirazında bulunularak icra tetkik mercii tarafından takibin durmasına karar verilmiştir. Oysa icra tetkik mercii kararları, ihalenin feshi ve istihkak davaları hariç HUMK.nun 237. maddesi uyarınca maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmediğinden takibin durması, ihtiyati haciz kararı verilmesini engellemeyeceğinden alacaklı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

KARAR : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 12.01.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
İlgili Mevzuat Hükmü : İcra ve İflas Kanunu MADDE 257 :Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.

Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir:

1 - Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa;

2 - Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa;

Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.

(4. fıkra, 14.2.2011 tarih ve 27846 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan, 14.1.2011 tarih ve 6103 S.K. m. 41/2-l hükmü gereğince 1/7/2012 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yürürlükten kaldırılmıştır)

(5. fıkra, 14.2.2011 tarih ve 27846 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan, 14.1.2011 tarih ve 6103 S.K. m. 41/2-l hükmü gereğince 1/7/2012 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yürürlükten kaldırılmıştır)



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Mehmet KARAUSTA
Hukukçu
Şerh Son Güncelleme: 13-08-2010

THS Sunucusu bu sayfayı 0,02533007 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.