Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi, Esas: 2005/7708, Karar: 2005/14749 İçtihat

Üyemizin Özeti
Tapuda kayıtlı taşınmazların satışı resmi şekilde yapılmak gerekir. Burada "resmi şekil" sözleşmenin geçerlik şartıdır. Resmi şekilde yapılmayan taşınmaz satış sözleşmesi geçersiz olacağından, işbu sözleşmeye mesnetle cezai şart da talep olunamaz. Taraflar aldıklarını iade ile mükelleftir.
(Karar Tarihi : 10.10.2005)
"Davacı P. Konut Yapı Kooperatifi, davalı şirketin yaptığı ihaleyi kazanarak 52 adet konutu satın almak için 29.03.2002 tarihli sözleşmeyi imzaladığını, sözleşmede belirlenen ödeme planı ile tapu devrine ilişkin hükümlerin birbirleriyle çeliştiğini, davalı şirketin ödemelere karşılık 43 adet konutun tapusunun devrini verdiğini, ancak bakiye 9 adet bağımsız bölümün parasının ödenmek istenmesine rağmen ödemelerin kabul edilmediğini ve bu nedenle de tapu devirlerinin yapılmadığını, bedelin ödenmesi hususunda ek süre veren davalı şirketin kendilerinden cezai şart talep ettiğini belirterek cezai şart borcunun doğmadığının tespitini istemiş, birleşen davada ise davacılar P. Konut Yapı Kooperatifi ile İ.G., davalı B. Ltd. Şti.'nin adi sözleşme ile tapu devrini yapmayı taahhüt ettiği 52 adet bağımsız bölümün 43 adedinin tapusunu devrettiği, arta kalan 9 adet bağımsız bölüme karşılık davacı İ.G.'nin 1.003.000.000.000 TL bedelli çek verdiğini, ancak davalı şirketin bakiye 9 adet bağımsız bölümün tapusunu devretmediği gibi çeki de icraya koyduğunu ileri sürerek çekten dolayı borçlu olmadıklarının tespiti ile icra inkar tazminatının tahsilini istemiştir.

Davalı, sözleşmede ödeme planının belirlendiğini, davacının bu ödeme planına uymadığı için cezai şart ödemesi gerektiğini, kendilerine fazla ödeme yapılmadığını savunarak davanın reddini dilemiş, karşı dava olarak da 953.630.007.908 TL cezai şart alacağının tahsilini istemiştir.

Mahkemece, tapuya kayıtlı taşınmazların satışına ilişkin taraflar arasında sözleşmenin resmi şekilde düzenlenmediği için geçersiz olduğu ve bu nedenle cezai şartın da istenemeyeceği, verilen çekin de bu nedenle sonuç doğurmayacağı, davacı kooperatifin davalıya 250.013.408.750 TL fazla ödemede bulunduğu, davacı kooperatif tarafından verilen teminat mektubunun nakde çevrildiği, karşı davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğu gerekçesiyle asıl davada davacı kooperatifin cezai şart borcu bulunmadığının tespitine, teminat mektubu nakde çevrildiği için 321.000.000.000 TL'nin yasal faizi ile davalıdan tahsiline, karşı davanın reddine, birleşen davada davacı P. Konut Yapı Kooperatifi'nin aktif dava ehliyeti bulunmadığı için bu davacının davasının reddine, davacı İ.G.'nin davalıya borçlu olmadığının tespitine, davalı B. Ltd. Şti.'nin %40 kötüniyet tazminatı olan 461.704.000.000 TL ile cezalandırılmasına karar verilmiş, hüküm davalı-karşı davacı B. Ltd. Şti. tarafından temyiz edilmiştir.

Davalı B. Ltd. Şti.'nin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.

Davacı P. Konut Yapı Kooperatifi ile davalı B. Ltd. Şti. arasında düzenlenen 29.03.2002 tarihli sözleşme ile sözleşme eki ticari şartnamenin ikinci maddesinde konutların bedeline KDV'nin dahil olmadığı açıkça belirtilmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise, davacının fazla ödemede bulunduğu saptanırken KDV sorumlusunun hangi taraf olduğu yapılan ödemelerin içinde KDV'nin bulunup bulunmadığı hususunda herhangi bir inceleme ve saptama yapılmamıştır. Davalı bilirkişi raporuna itirazında, KDV sorumlusunun davalı olup, hesaplamada dikkate alınmadığını belirttiğine göre mahkemece, bilirkişi kurulundan ek rapor alınmak suretiyle, saptanan ödeme içinde KDV'nin bulunup bulunmadığı, KDV'den kimin sorumlu olduğu, belirlenmelidir. Mahkemenin değinilen bu yönü gözardı ederek yazılı şekilde hüküm tesis etmiş olması usul ve yasaya aykırıdır"
Üye Notu : İşbu kararın özeti tarafımızca yazılmıştır.
İlgili Mevzuat Hükmü : Borçlar Kanunu (Eski) MADDE 156 :Bir kimse pey akçesi verdiği takdirde, bunu zamânı rücu olarak değil; belki akdin inikadına delil olmak üzere vermiş addolunur.

Hilâfına mahalli âdet veya mukavele olmadıkça, pey akçesini alan, matlubuna mahsup etmiyerek onu muhafaza eder.

Zamânı rücu şart edildiği halde, âkitlerden her biri akitten rücu salâhiyetini haiz addolunur. Pey akçesi vermiş olan rücu ederse, verdiğini terk eder ve pey akçesini almış olan rücu ederse, aldığının iki mislini iade eder.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Nevra ÖKSÜZ
Hukukçu
Avukat
Şerh Son Güncelleme: 19-01-2010

THS Sunucusu bu sayfayı 0,02997589 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.