Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Danıştay 15. Dairesi, Esas: 2013/3699, Karar: 2014/1681 İçtihat

Üyemizin Özeti
Dava; davacının, davalı Üniversitenin Diş Hekimliği Fakültesinde gerçekleştirilen implant uygulaması sonucu kalıcı şekilde dişte estetik kusur ve yoğun miktarda diş eti kaybı oluştuğu gerekçesiyle hizmet kusuru iddiasıyla maddi ve manevi tazminat istemiyle açılmıştır.

Davacının, 2.9.2010 tarihinde implant uygulamasını yapan doktora karşı adli yargıda ikame ettiği dava 17.05.2012 tarihinde pasif husumet yokluğu nedeniyle reddedilmiş, bunun üzerine temyize konu dava 18.07.2012 tarihinde açılmıştır.

Davacı, adli yargı yerinde dava açtığı tarihte değil, taraf sıfatı yokluğu nedeniyle davanın reddine dair verilen kararın tebliğ edilmesiyle birlikte eylemin idariliğini öğrendiğinden açılan davada süre aşımı bulunmamaktadır.

Davacının, idare mahkemesinde dava açmadan önce ilgili idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemesi gerektiğinden, dava dilekçesinin merciine tevdiine karar verilmesi gerekirken davanın süre aşımı yönünden reddi kararı usule uygun olmamıştır.
(Karar Tarihi : 11.3.2014)
"Diyarbakır 3. İdare Mahkemesi'nin 09/08/2012 tarih ve E: 2012/494; K: 2012/686 sayılı kararının hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi : Ali Fuat Demirkol

Düşüncesi : Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi'nce tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:

KARAR : Dava; davacının, davalı Üniversitenin Diş Hekimliği Fakültesinde gerçekleştirilen implant uygulanması sonucu kalıcı şekilde dişte estetik kusur ve yoğun miktarda diş eti kaybı oluştuğu gerekçesiyle hizmet kusuru iddiasıyla 30.000 TL manevi, 6.000 TL maddi tazminatın yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

Diyarbakır 3. İdare Mahkemesi'nce; İdare Mahkemelerinin görevine girdiği halde adli yargı yerinde açılmış bulunan davalarda, davanın görev yönünden reddi halinde, bu husustaki kararların kesinleşmesini izleyen günden itibaren otuz gün içinde görevli idare mahkemesinde dava açılabileceği, bakılmakta olan davada ise adli yargı yerince taraf sıfatı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verildiği, dolayısıyla görev ret kararı üzerine açılan bir dava olmadığı, bu nedenle dava açma süresinin tespitinde 2577 sayılı Kanun'un 13. maddesinin uygulanması gerektiği, buna göre; davacının idarenin eylemini en geç Diyarbakır 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin E. 2010/674 esasında kayıtlı davanın açıldığı 02.09.2010 tarihinde öğrendiği ve bu tarihten itibaren bir yıl içinde davalı idareye başvuruda bulunarak haklarının yerine getirilmesini istemesi ve bu isteklerinin kısmen veya tamamen reddi halinde, bu konudaki işlemin tebliğini izleyen günden itibaren veya istek hakkında altmış gün içinde cevap verilmediği takdirde bu sürenin bittiği tarihten itibaren 60 günlük dava süresi içinde dava açması gerekirken, 18.07.2012 tarihinde açılan davanın süre aşımı nedeniyle esasının incelenme olanağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Davacı tarafından, davanın süresinde olduğu iddiasıyla anılan Mahkeme kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 13. maddesinde ise, idari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların idari dava açmadan önce, bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka suretle öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde ilgili idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemelerinin gerekli olduğu, bu isteklerinin kısmen veya tamamen reddi halinde, bu konudaki işlemin tebliğini izleyen günden itibaren veya istek hakkında altmış gün içinde cevap verilmediği takdirde bu sürenin bittiği tarihten itibaren dava süresi içinde dava açabilecekleri, görevli olmayan adli ve askeri yargı mercilerine açılan tam yargı davasının görev yönünden reddi halinde sonradan idari yargı mercilerine açılacak davalarda, birinci fıkrada öngörülen idareye başvurma şartı aranmayacağı kuralına yer verilmiştir. Aynı Kanun'un 15/1-e maddesinde; 14. maddenin 3/b bendine aykırılık halinde dava dilekçesinin görevli idare merciine tevdiine karar verileceği öngörülmüştür.

Dava dosyasının incelenmesinden; davacının 09.08.2009 tarihinde çekimine karar verilen sağ üst çene 1 nolu dişine Dicle Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ağız Diş Çene Hastalıkları ve Cerrahisi Kliniğinde Prof Dr ____ tarafından implant yerleştirildiği, protez bölümünde Prof ____ tarafından geçici protez yapıldığı, 3 ay sonra implantın üstünü örten diş eti açılarak iyileşme başlığı yerleştirilerek kendisine verilen tarihte tekrar fakülteye gelip, protez bölümünde implantın daimi üst yapısının provaları sırasında diş etinin çok yukarıda konumlandığını ve ağzından fırlar gibi göründüğünü bildirdiği tüm bu müdahaleler sonucunda estetik olmayan bir görüntü oluştuğu gerekçesiyle 5.000 TL maddi, 30.000 TL manevi, 2.000 TL tedavi masraflarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle Prof. Dr ____ aleyhine Diyarbakır 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/674 esas nolu dosyasında dava açıldığı, Diyarbakır 2. Asliye Hukuk Mahkemesince 17.05.2012 tarihinde davalı tarafın taraf sıfatı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar vermesi üzerine, 18.07.2012 tarihinde kayda giren dilekçe ile bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

İdare Mahkemesi'nce, bakılmakta olan davanın görev ret kararı üzerine açılan bir dava olmadığı, adli yargı yerince taraf sıfatı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verildiği, adli yargı yerinde davanın açıldığı tarihte eylemin idariliğinin öğrenildiği gerekçesiyle davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmişi ise de; adli yargı yerince taraf sıfatı yokluğu nedeniyle davanın reddine dair verilen kararın davanın görev nedeniyle reddine dair verilen bir karar olmadığı, ancak davacının adli yargı yerinde dava açtığı tarihte değil, taraf sıfatı yokluğu nedeniyle davanın reddine dair verilen kararın tebliğ edilmesiyle birlikte eylemin idariliğini öğrendiğinin kabulü gerekmektedir.

Öte yandan davacı tarafından İdare Mahkemesinde dava açılmadan önce ilgili idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemesi gerektiği, bu isteğinin kısmen veya tamamen reddi halinde, bu konudaki işlemin tebliğini izleyen günden itibaren veya istek hakkında altmış gün içinde cevap verilmediği takdirde bu sürenin bittiği tarihten itibaren dava süresi içinde dava açabileceği, davacı tarafından ise böyle bir başvuru yapılmaksızın doğrudan İdare Mahkemesinde açılan davada dava dilekçesinin Dicle Üniversitesi Rektörlü'ğüne tevdi edilmesi gerekmektedir.

Buna göre 18.07.2012 tarihinde açılan davada süre aşımı bulunmamakta olup, dava dilekçesinin merciine tevdiine karar verilmesi gerekirken davanın süre aşımı yönünden reddi yolunda verilen kararda usul hükümlerine uygunluk görülmemektedir.

KARAR : Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı Kanun'un 49. maddesine uygun bulunan davacı temyiz isteminin kabulü ile Diyarbakır 3. İdare Mahkemesi'nin 09/08/2012 tarih ve E: 2012/494; K:2012/686 sayılı kararının bozulmasına, dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere anılan Mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanun'un 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi."
İlgili Mevzuat Hükmü : İdari Yargılama Usulü Kanunu MADDE 13 :1. İdari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların idari dava açmadan önce, bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka süretle öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde ilgili idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri gereklidir. Bu isteklerin kısmen veya tamamen reddi halinde, bu konudaki işlemin tebliğini izleyen günden itibaren veya istek hakkında altmış gün içinde cevap verilmediği takdirde bu sürenin bittiği tarihten itibaren, dava süresi içinde dava açılabilir.

       2. Görevli olmayan adli ve askeri yargı mercilerine açılan tam yargı davasının görev yönünden reddi halinde sonradan idari yargı mercilerine açılacak davalarda, birinci fıkrada öngörülen idareye başvurma şartı aranmaz.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Nevra ÖKSÜZ
Hukukçu
Avukat
Şerh Son Güncelleme: 08-04-2015

THS Sunucusu bu sayfayı 0,03148794 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.