![]() |
|
![]() |
|
(Karar Tarihi : 02.11.2010)
"Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Dava, İİK.nun 67. maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış olup; icra takibine takip borçlusu davalının vaki itirazının iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş ve verilen karar davacı vekilince temyiz edilmiştir. Büyükçekmece, 1. İcra Müdürlüğü'nün 2007/4002 takip sayılı dosyası kapsamından; davacının davalı hakkında adi takip yolu ile başlatmış olduğu icra takibinde, 4.397,00 TL asıl alacak 106,26 TL işlemiş temerrüt faizi ile 19.13 TL KDV'nin tahsilinin istendiği ve süresi içerisindeki itiraz sonucu takibin durduğu anlaşıldığı gibi; itirazın iptali davasının da bir yıllık süresi içerisinde açılmış olduğu saptanmıştır. Takip borçlusu davalının itiraz dilekçesi incelendiğinde; icra dairesinin yetkisine itirazda bulunmadığı görülmektedir. Ancak, Büyükçekmece Sulh Hukuk Mahkemesi'ne açılan itirazın iptali davasında, süresi içerisinde davalı vekili, mahkemenin yetkisine itirazda bulunarak uyuşmazlığın çözümünde Bakırköy Sulh Hukuk Mahkemesi'nin yetkili olduğunu bildirmiş ve Büyükçekmece Sulh Hukuk Mahkemesi'nce de dava dilekçesinin yetki yönünden reddine, uyuşmazlığın çözümünde Bakırköy Sulh Hukuk Mahkemesi'nin yetkili olduğuna karar verilmiş ve HUMK.nun 193. maddesinde öngörülen 10 günlük süresi içerisinde dava dosyası Bakırköy 9. Sulh Hukuk Mahkemesi'ne intikal ettirilmiştir. İcra ve İflas Kanunu'nda, itirazın iptali davaları için özel bir yetki kuralı düzenlenmemiştir. İtirazın iptali davalarında yetkili mahkeme, HUMK.nun 9 ve izleyen maddelerinde düzenlenen yetki kurallarına göre belirlenir. Takip borçlusu davalı, ödeme emrine itiraz ederken icra dairesinin yetkisine itirazda bulunmamışsa, bu durumda sadece icra dairesinin ve İcra Hukuk Mahkemesi'nin yetkisini kabul etmiş sayılır. Bu kural, takip hukuku açısından geçerli olup, mahkemede açılan itirazın iptali davasında etkili değildir. Somut olayda; az yukarıda açıklandığı üzere davalı, icra dairesinin yetkisine itiraz etmemiş ve sadece borca itirazda bulunmuştur. Buna göre, mahkemece, uyuşmazlığın esasının incelenmesi gerekirken, mahkemenin yargı sınırları içinde bulunan icra dairelerinde yapılan icra takibi bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan sebeplerle karar bozulmalıdır. KARAR : Yukarıda açıklanan sebeplerle davacı vekilinin talebinin kabulüne ve kararın davacı yararına BOZULMASINA, fazla alınan temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 02.11.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi." |
İlgili Mevzuat Hükmü : İcra ve İflas Kanunu MADDE 50 :(Değişik madde: 03/07/1940 - 3890/1 md.)
Para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur. Şu kadar ki, takibe esas olan akdin yapıldığı icra dairesi de takibe salahiyetlidir. Yetki itirazı esas hakkındaki itirazla birlikte yapılır. icra mahkemesi tarafından önce yetki meselesi tetkik ve kati surette karara raptolunur. İki icra mahkemesi arasında yetki noktasından ihtilaf çıkarsa Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 25 inci maddesi hükmü tatbik olunur. |
|
Şerh Son Güncelleme: 15-09-2013
|
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |