Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, Esas: 2008/18766, Karar: 2009/2363 İçtihat

Üyemizin Özeti
Davacı mirasçı, diğer mirasçılar tarafından davalı aleyhine açılan muvazaaya dayalı tapu iptali ve tescile ilişkin davada taraf olmadığı için bu davada verilen hüküm davacı yönünden kesin hüküm oluşturmasa da onun yönünden de güçlü bir delil niteliğindedir.
(Karar Tarihi : 19.02.2009)
"Dava dilekçesinde 6.800,00 YTL alacak ile 2.565,00 YTL ecrimisilin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın davacı S____ yönünden kısmen kabulüne, davacı H____ yönünden reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacılar ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili davacılar ile davalının ortak murisleri babalarının 15.09.1998'de öldüğünü, sağlığında 7 no'lu parseldeki dükkanını muvazalı bir şekilde davalıya devrettiğinden, davalı aleyhine diğer mirasçıların muvazaya dayalı tapu iptali tescil davası açtıklarını, kabulle sonuçlandığını, bir süre sonra davalının taşınmazda üzerinde kalan payı dava dışı kişiye devrettiğini beyanla müvekkillerinin 3/28'er miras hisseleri oranında alacaklı olduklarını beyan etmiş ve fazla hakları saklı tutarak 4.000,00 YTL alacak ile haksız kullanımı nedeniyle davacılar payına düşen 750,00 YTL ecrimisilin ve gayrimenkulü satış tarihi olan 29.07.2005 gününden bu güne kadar bedelin ödenmemesinden doğan zararları için 250,00 YTL alacağın tahsilini talep etmiş, ıslah ile talebini 6.800,00 YTL alacak ve 2.565,00 YTL ecrimisil olmak üzere artırmıştır.

Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacıların müvekkilinin kardeşleri olup, diğer mirasçıların açtıkları muvazaya dayalı tapu iptali ve tescil davasında müvekkili lehine tanıklık yaptıklarını, davadan o tarihte haberdar olduklarını beyanla zamanaşımından ve esastan davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, davacı S____'in davasının kabulü ile taşınmaz değerinden hissesine düşen 3.400,00 YTL ve ecrimisilden hissesine düşen 1.282,50 YTL'nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davacı H____ yönünden ise, H____'in tapu iptal tescil davasında davalının bu taşınmazı babasından muvazalı almadığı yönünde beyanda bulunduğundan ve dolayısı ile iyi niyetli olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı ve davacılar tarafından temyiz edilmiştir.

Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının tüm, davacıların sair temyiz itirazları yerinde değildir.

Maddi anlamda kesin hüküm, yargısal kararlara tanınan hukuksal gerçeklik niteliğidir. Maddi anlamda kesin hüküm sayesinde, mahkeme kararlarına güven duyulması ve bu kararların uygulanması, yanlar arasındaki uyuşmazlığın bütün bir gelecek için son bulması, çelişik kararlar verilmesine engel olunması, toplumsal yaşam için zorunlu olan hukuksal istikrarın sağlanması amaçlanır. (HGK. K.21.12.2005, 2005/5-701-745)

Davacı H____, diğer mirasçılar tarafından davalı aleyhine açılan muvazaaya dayalı tapu iptali ve tescile ilişkin davada taraf olmadığı için bu davada verilen hüküm davacı H____ yönünden kesin hüküm oluşturmasa da onun yönünden de güçlü bir delil niteliğindedir. Çünkü kendisi de bu davada aynı nedenlere ve delillere dayanmaktadır.

Davacı H____, dosya içerisindeki tapu iptali ve tescil davasında talimat ile tanık olarak alınan beyanında "dava konusu yeri davalı H____'e babasının sattığını, muhtemelen paraya ihtiyacı olduğunu, babasının zaman zaman pek çok yer sattığını, hibe değil, satış olduğunu" söylemiş ise de; farklı şehirde yaşadığından kendi duyum ve düşüncelerini aktarmış olup, bu ifade maddi ve fiili gerçeği ortadan kaldıran bir unsur olamaz. Nitekim, o davada muvaazaya dayalı tapunun iptaline ve davacılar adına tescile karar verilmiş, hüküm kesinleşmiştir. Davacı H____'in tanık beyanındaki sözleri, feragat veya hak kaybı olarak değil, davalı kullanımına rıza olarak yorumlanmalıdır. Zira beyanı taraf ikrarı olmayıp tanık ifadesidir.

O halde mahkemece, davacı Hüseyin'in alacak talebine ilişkin olarak (ecrimisil hariç) yukarıdaki hususlar nazara alınıp sonucuna göre bir hüküm tesisi gerekirken yazılı gerekçe ile alacak talebinin de reddi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

KARAR : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 19.02.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi."
İlgili Mevzuat Hükmü : Hukuk Muhakemeleri Kanunu MADDE 303 :(1) Bir davaya ait şeklî anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir.

(2) Bir hüküm, davada veya karşılık davada ileri sürülen taleplerden, sadece hükme bağlanmış olanlar hakkında kesin hüküm teşkil eder.

(3) Kesin hüküm, tarafların küllî halefleri hakkında da geçerlidir.

(4) Bir dava dolayısıyla ortaya çıkan kesin hüküm, o hükmün kesinleşmesinden sonra dava konusu şeyin mülkiyetini tarafların birisinden devralan yahut dava konusu şey üzerinde sınırlı bir ayni hak veya fer’î zilyetlik kazanan kişiler hakkında da geçerlidir. Ancak, Türk Medenî Kanununun iyiniyetle mal edinmeye ait hükümleri saklıdır.

(5) Müteselsil borçlulardan biri veya birkaçı ile alacaklı arasında yahut müteselsil alacaklılardan biri veya birkaçı ile borçlu arasında oluşan kesin hüküm, diğerleri hakkında geçerli değildir.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Nevra ÖKSÜZ
Hukukçu
Avukat
Şerh Son Güncelleme: 18-04-2013

THS Sunucusu bu sayfayı 0,02382708 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.