![]() |
|
![]() |
|
(Karar Tarihi : 12.05.2010)
Dava: Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili gelmedi. Davalı vekili geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davalı avukatı dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
Karar: Dava, kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca eksik ve ayıplı imalat bedelinin tahsili istemiyle açılmış, davalı sözleşmede olmayan hususların dava konusu yapıldığını, bu nedenle sorumlu bulunmadıklarını beyan ederek davanın reddini savunmuştur. Mahkemenin davanın kabul üne dair kararı, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları reddedilmelidir. 2- Taraflar arasında imzalanan 02.02.1996 tarihli inşaat yapım sözleşmesinin teknik şartlara ilişkin 6. maddesinde, mutfak yapımı ile ilgili özellikler gösterilmiş, ayrıca dolap yapılacağına ilişkin koşul getirilmemiştir. Hükme dayanak bilirkişi raporunda, mutfak alt ve üst dolaplarının yapılmadığı belirtilerek hesaplamaya dahil edilmiştir. Yine sözleşmenin bu bölümünün 12. maddesinde, odaların zeminlerinin marley olacağı kararlaştırılmış, marley sınıfına ilişkin bir açıklama yapılmamıştır. Hükme dayanak raporda ise, 1. sınıf yapılmadığı gibi kaliteli yapıştırıcı kullanılmadığından zaman içinde kalkmış olduğu, kötü görünümde bulunduğu saptanmıştır. Ayrıca su tesisatından veya başka bir nedenle duvar üzerinde nemlenme olduğu gibi tuvalet tavanında su sızmalarının oluştuğu, iç sıvaların iyi perdahlanma ve iri kum kullanılmasından dolayı büyük noktacıkların olduğu açıklanmıştır. BK'nın 355 ve devamı maddelerinde yer alan eser sözleşmesinin bir türü olan kat karşılığı inşaat sözleşmelerinde yüklenici imal ettiği şeyi özenle ve sözleşmedeki amacına uygun ifa etmekle yükümlüdür. İşin kusurlu yapılması durumunda iş sahibinin hakları BK'nın 359 ve 360. maddelerinde gösterilmiştir. BK'nın 359. maddesi uyarınca imal olunan şeyin tesliminden sonra iş sahibi o şeyi muayeneye imkan bulur bulmaz kusurlarını müteahhide bildirmeye mecburdur. Yapılan şeyin sarahaten veya zımnen kabulü müteahhidi her türlü mesuliyetten kurtarır, ancak kasten sakladığı veya usulen yapılan muayenede tespit edilemeyecek kusurlar hakkında sorumluluğu devam eder. Sonradan ortaya çıkan kusurların ise saptandığı tarihten sonra derhal müteahhide bildirilmesi gerekir. Aksi halde müteahhidin sorumluluğu bunlar yönünden de sona erer (BK. 362 madde). Somut olayda davacı, Mayıs 2005 yılında inşaatı teslim aldığını kabul etmiş, 12.01.2007 tarihinde yaptırdığı tespite dayanarak eldeki davayı açmıştır. Hükme dayanak raporda da tespit raporuna atıfta bulunarak dava tarihi itibariyle değerlendirme yapılmıştır. Az yukarıda değinildiği üzere davacı açık ayıpları teslimden sonra makul sürede bildirmek zorunda olduğundan ve dosyada tespit raporundan başka açık ayıplara ilişkin ihbar yapıldığına dair delil bulunmadığından, tanık anlatımlarıyla da ayıp ihbarının yapıldığı kanıtlanamadığından davalının açık ayıplardan sorumlu olduğu kabul edilemez. Ancak gizli ayıpların tespitle ortaya çıktığı anlaşıldığından tespit tarihi itibariyle bedeli hesaplanmalıdır. Eksik işler bedelinin ise borçlunun zararının artmasına sebebiyet verilmeden makul sürede giderilmesi veya bedeli istenmelidir (BK. 44. ve 98. maddeler). O halde bu nedenlerle yapılması gereken iş, bilirkişiden ek rapor alınarak açık ayıplar ile gizli ayıpların, eksik işlerin ayrımı yaptırılarak, açık ayıplara ilişkin istemin ve mutfak dolapları sözleşmede yer almadığından buna ilişkin istemlerin reddine, gizli ayıpların (iyi tutkal kullanılmadığından kalkan marley bedeli ile sıhhi tesisattaki ayıplar nedeniyle uğranılan zararların) tespit tarihi itibariyle bedelini hesaplatmak ve bu miktarı hüküm altına almaktan ibarettir. Bu hususlar üzerinde durulmadan davanın aynen kabulü doğru olmadığından karar bozulmalıdır. KARAR : Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca hükmün davalı yararına BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunduğundan 750,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, fazla alınan temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 12.05.2010 gününde oybirliği ile karar verildi. |
İlgili Mevzuat Hükmü : Borçlar Kanunu (Eski) MADDE 362 :Yapılan şeyin sarahaten veya zımnen kabulünü müteakıp mütaahhit, her türlü mesuliyetten beri olur. Ancak müteahhidin kasten sakladığı usulü veçhile muayenesinde müşahade edilemiyecek olan kusurlar hakkında, mesuliyeti bakidir.
Eğer iş sahibi kanunen tâyin olunan muayene ve ihbarı ihmal ederse zımnen kabul etmiş sayılır. Yapılan şeydeki kusur, sonradan meydana çıkarsa iş sahibi, vâkıf olur olmaz keyfiyeti mütaahhide haber vermeğe mecburdur. Aksi takdirde iş sahibi kabul etmiş sayılır. |
|
Şerh Son Güncelleme: 26-01-2012
|
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |