Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yargıtay 2.Hukuk Dairesi 2010/5101 Esas 2010/8238 Karar İçtihat

Üyemizin Özeti
Tarafların anlaşma protokolüne , mülkiyeti üçüncü kişiye ait bulunan taşınmazın tapuda tescilini amaçlayan madde koymaları, mülkiyet sahibi üçüncü kişiyi infaza zorlama olanağı bulunmadığından doğru değildir. Davacı da yargılama sırasında bu nedenle davaya “alacak ve ecrimisil” davası olarak devam edilmesini istemiştir. Boşanma protokolüne uygulama açısından duraksama yaratacak, yeni davaların açılmasına neden olabilecek hükümlerin konulmaması asıldır.
Ancak infaz imkansızlığı nedeniyle uygulanması mümkün olmayan protokol hükümleri nedeniyle sorumluluğu ve bu nedenle uğranılacak zararı sadece taraflardan birine yüklemek adalete, hakkaniyete uygun olmaz. Ortaya çıkan bu durumdan, taşınmazı üçüncü kişi konumunda olan kendi kardeşinden alıp çocukları adına tescil ettirmeyi ve evin kullanımını davacıya bırakmaya kabul eden davalı da sorumludur.

Protokolün uygulanamaması nedeniyle ortaya çıkan zararın, mağduriyetin giderilmesini istemek davacının hakkıdır.
(Karar Tarihi : 26.04.2010)
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Davacı G____ ile davalı, anlaşmalı (TMK. md. 166/3) olarak 14.02.2001 tarihinde boşanmışlardır. Taraflar arasında düzenlenen boşanma protokolünde; ortak konut olarak kullanılan ve mülkiyeti davalının kardeşine ait olan evin davalı tarafından satın alınarak ortak çocuklar adına tapuya tescil ettirileceği, taşınmazın kullanımının davacı G____'e bırakılacağı kararlaştırılmıştır. Bu protokol mahkemece uygun görülerek buna göre boşanmaya karar verilmiş, protokol hükümleri boşanma kararında gösterilmiş ve karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir. Davacı G____ ve tarafların ortak çocuğu A____ açtıkları dava ile; boşanma protokolündeki taşınmazla ilgili hükümlerin yerine getirilmediğini ileri sürmüşler tapu iptal ve tescil ile birlikte ecrimisil talebinde bulunmuşlar, daha sonra 16.08.2007 tarihli dilekçeyle "tapu iptal ve tescil" mümkün olmadığından davanın "alacak davası" olarak görülmesini istemişlerdir. Mahkemece ‘'karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde hüküm kurulmuştur.Mahkeme gerekçesinde; tarafların boşanma protokolüne infazı mümkün olmayan bir hüküm koyduklarını bu nedenle bunun sonucuna katlanmaları gerektiği, ayrıca, anlaşmalı boşanma davasındaki bir malın daha sonra tekrar dava konusu yapılamayacağı belirtilmiştir.
Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır.Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz. (TMK. md. 2) Bir sözleşmenin konusu, kanunun gösterdiği sınırlar içerisinde, serbestçe belirlenebilir. Kanuna, ahlaka, kamu düzenine aykırı bulunmadıkça, iki tarafın yaptığı sözleşmeler geçerlidir. (BK. md. 19) Tarafların anlaşma protokolüne , mülkiyeti üçüncü kişiye ait bulunan taşınmazın tapuda tescilini amaçlayan madde koymaları, mülkiyet sahibi üçüncü kişiyi infaza zorlama olanağı bulunmadığından doğru değildir. Davacı da yargılama sırasında bu nedenle davaya "alacak ve ecrimisil" davası olarak devam edilmesini istemiştir. Boşanma protokolüne uygulama açısından duraksama yaratacak, yeni davaların açılmasına neden olabilecek hükümlerin konulmaması asıldır.
Ancak infaz imkansızlığı nedeniyle uygulanması mümkün olmayan protokol hükümleri nedeniyle sorumluluğu ve bu nedenle uğranılacak zararı sadece taraflardan birine yüklemek adalete, hakkaniyete uygun olmaz. Ortaya çıkan bu durumdan, taşınmazı üçüncü kişi konumunda olan kendi kardeşinden alıp çocukları adına tescil ettirmeyi ve evin kullanımını davacıya bırakmaya kabul eden davalı da sorumludur. Bu protokol hükümleri üzerinde değişiklik yapılmadan buna uygun mahkemece boşanmaya hükmedildiği hususu da dikkate alındığında; protokolün uygulanamaması nedeniyle ortaya çıkan zararın, mağduriyetin giderilmesini istemek davacının hakkıdır. Tarafların delilleri incelenip değerlendirilerek davanın esası hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, "karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır.
KARAR : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının yatıranlara geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.
İlgili Mevzuat Hükmü : Türk Medeni Kanunu MADDE 166 :Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir.

Yukarıdaki fıkrada belirtilen hallerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir.

Evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde, evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Bu halde boşanma kararı verilebilmesi için, hakimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır. Hakim, tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önünde tutarak bu anlaşmada gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir. Bu değişikliklerin taraflarca da kabulü halinde boşanmaya hükmolunur. Bu halde tarafların ikrarlarının hakimi bağlamayacağı hükmü uygulanmaz.

Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi halinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir.

Gerekçesi için Bkz.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Ufuk BOZOĞLU
Hukukçu
Avukat
Şerh Son Güncelleme: 01-10-2011

THS Sunucusu bu sayfayı 0,03196192 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.