Kanallar : Lütfen
Seçiniz |
|
|
|
Yazan : AV.SANEM,
Tarih : 04-02-2025 13:32
|
Merhaba, kira kontratında kiracı evlenip gidiyor ama anne-babası evde oturmaya ve kira ödemeye devam ediyor. Kira ödemelerinde kiracının da babasının da ödemeleri var, abonelikler kiracı adına devam ediyor. kira tespit davası açacağım, hem kiracıya hem de halihaızrda oturan ve kira ödemelerinde adı geçen babasına karşı mı açmalıyım? Hukuki durumlarını tespit edemedim. Terzi kendi söküğünü dikemezmiş hesabı.
|
|
|
Yazan : Av.heren,
Tarih : 04-02-2025 12:35
|
Değerli meslektaşlarım ilk defa icradan araç satışı işlemi yapacağım bu sebeple uygulama hakkında bilgilerinize ihtiyacım var. Ancak şöyle bir durum var; aracın başka bir dosyadan da satışının istendiğini, masraflarının yatırıldığını, aracın o dosya sebebiyle yedieminde durduğunu biliyoruz tabi bunun üzerinden seneler geçmiş satışa ilişkin başkaca hiçbir işlem yapılmamış.
Ben alacaklı olduğumuz dosya üzerinden aracın hangi yedieminde olduğu bilgisini de vererek haciz yakalama satış ve kıymet takdiri içeren bir talep gönderdim ve satış avansını yatırdım. Asıl icra dosyasından aracın bulunduğu icraya talimat yazılarak talimat dosyası açıldı ve talimat dosyasında en son araç mahrumiyet raporu kaydedilmiş.
Bu aşamada yapmam gerekenler sırasıyla neler? 100e yarar bilgi, 103 davetiyesi vs. taleplerini asıl mı talimat dosyasından mı talep edeceğim hususunda tereddütlerim var. Hangi işlemi hangi dosya üzerinden yapacağım konusunda da bilgilerinizi paylaşırsanız sevinirim. Bir de araç kayden bizim dosyamızdan hacizli ancak başka dosya sebebiyle zaten yedieminde bu durum prosedürde bir değişikliğe sebebiyet verir mi? Teşekkürler...
|
|
|
Yazan : S. Aktan,
Tarih : 03-02-2025 22:01
|
Merhaba meslektaşlarım,
Müvekkilim çifte vatandaştır. Yurt dışında bir Türk vatandaşı ile evlenmiş ve boşanmıştır. Evlilik de boşanma da Türkiye'de tanınmamıştır.
Eski eş, müvekkilin maddi imkanları ile Türkiyede ciddi bir malvarlığı edinmiştir. Ancak şu an malları iade etmeye veya paylaşmaya yanaşmamakta olup; kaçırma riski de bulunmaktadır.
Bu sebeple nasıl bir süreç izlemem gerektiği konusunda birkaç konuda ikilemde kaldım. Öncelikle evlilik ve boşanmanın tanıma ve tenfizini aynı dosya ile usul ekonomisi gereğince talep edebilir miyim? Tanıma ve tenfizle birlikte tedbir talepli mal rejiminin tasfiyesi davası açarak tanıma-tenfizin bekletici mesele yapılmasını isteyebilir miyim? Destekleriniz için şimdiden teşekkür ederim
|
|
|
Yazan : iyates,
Tarih : 03-02-2025 14:12
|
Meslektaşlarım merhaba,
Galeriden alınan gizli ayıplı bir araç ile alakalı delil tepisit talep ettik.
05/12/2024 tarihinde bilirkişi raporu çıktı ve raporun karşı tarafa tebliğini beklemeden rapordaki tamir bedeli ve delil tespit masrafları üzerinden takip başlattık.
(bilirkişi raporunu takip ekine ekleyerek)
İcra takibine 16/12/2024 tarihinde itiraz edildi ve takip durdu.
Bilirkişi raporu ise 20/12/2024 tarihinde karşı tarafa tebliğ edildi, bugüne değin herhangi bir itiraz edilmedi rapora.
Bilirkişi raporunun tebliğ edilmesini beklemeden icra takibinde bulunmamız şu anda itirazın iptali davası açmamıza engel midir? tebliği beklememiz mi gerekirdi?
Çok teşekkürler şimdiden, saygılar.
|
|
|
|
Merhaba Sayın Meslektaşlarım,
Elimizde bir tahliye taahhütnamesi var. Kiracı ve kiraya verenin olduğu kısımlara isimler ters yazılmış problem teşkil eder mi ?
Bir de elimdeki kira sözleşmesinde kiracı olan kısımda kiracının imzası var. Fakat yanında kefil kısmında kefilin ismi ve imzası bulunmaktadır. Bu kefil aynı zamanda kiracı olan kısma bir tane daha imza atmıştır.
Kefil kiracının eşidir. Kiracı olarak ismi yazılmamasına rağmen kiracı bölümündeki imzasına dayanarak kendisinin de kiracı olduğunu ve tahliye taahhütnamesinde imzasının olmadığını iddia edebilir mi ?
Yardımcı olursanız memnun olurum. İyi çalışmalar
|
|
|
|
Meslektaşlarım merhaba,
Mesleğe yeni başlayan bir meslektaşınız olarak fikirlerinize ihtiyaç duymaktayım. Vakit ayıran herkese şimdiden teşekkür ederim. Hukuki süreci özetleyecek olursam;
Alacaklı vekili olarak borçlu aleyhine icra takibi başlatılması akabinde borçlunun takipten önce vefat ettiği, borçlunun tek mirasçısı tarafından da mirasın reddedildiği ortaya çıkıyor. Tarafımızca terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesi için dava açılıyor. Yargılama borçlunun aktif ve pasifinin araştırılması aşamasında iken borçlunun müteveffa babası adına kayıtlı ancak borçluya intikal etmemiş taşınmazlar ortaya çıkıyor. İcra dairesinden intikal için aldığımız yetki ile tapuya başvurduğumuzda borçlunun murisinin babasının adının tapu kayıtlarında farklı olduğu şifahen bize söyleniyor. Mahkemece borçlunun murisinin, anne- baba ve kardeş nüfus kayıtları isteniyor. Anne, baba, nüfus genel müdürlüğünün ulaşılabildiği en son sayımda vefat etmiş olduklarından kayıtlarına ulaşılamıyor. Ancak borçlunun murisi ve kardeşlerinin kayıtlarında baba adı doğru bir şekilde görünüyor. Nüfus genel müdürlüğünden tarafımıza, Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivlerine bakmamız gerektiği söyleniyor. Sorularım şu şekilde; Gelen kayıtlar ile tashih işlemi için tapuya başvurduğumuzda resen düzeltme yapılabilir mi? Dava açmaya gerek var mıdır?
İkinci sorum ise; borçlunun halihazırdaki aktifi alacağımızı karşılamaya yetiyor iken intikal işlemini yapmamız zorunlu mudur? Dava açılalı 2 yıl olmasına rağmen Mahkemenin taleplerimizi dahi sisteme kaydetmesinin 2 ay sürdüğü bir dosyada tasfiyeye ilişkin bir adım ilerleme kaydedilememiş. Bu konudaki görüşlerinizi ve başkaca önerilerinizi paylaşabilirseniz çok sevinirim. Vakit ayıran herkese teşekkür eder iyi çalışmalar dilerim.
|
|
|
|
Merhabalar meslektaşlarım,
İşyerinden sözlü istifa ederek ayrılan bir işçi ile anlaşılarak son ay ücreti dışında herhangi bir alacağı olmadığına yönelik bir yazılı anlaşma hazırlamam gerekiyor. Bİr sulh ve ibraname sözleşmesi hazırlayarak bu sözleşmede ... tarihinde istifa etmek suretiyle işten ayrılan sözleşme tarafı işçi ...... son ay ücreti karşılığında x tl yi banka kanalıyla tahsil etmiştir. İşçinin işveren nezdinde başkaca fazla mesai kıdem ihbar ubgt ücret alacağı bulunmadığından işçi bu ödeme karşılığında işvereni ibra etmektedir şeklinde bir ifadeye yer verildiğinde bu sözleşmenin olası bir yargılamada delil olarak etkisi ne olur , başka bir yol izlemeli miyim acaba ? Saygılar..
|
|
|
|
Merhaba değerli meslektaşlarım,
Kiracı müvekkilimiz ile yapılan kira sözleşmesinde elektrik aboneliklerinin kiraya veren üstüne olacağı kararlaştırılmış ve öyle de olmuştur. Ancak elektriği kiracı kullanmaktadır. Bu durumda kiracı tüketici sıfatını haiz midir?
Cevaplarınız için şimdiden teşekkürler.
|
|
|
Yazan : Lycanroc,
Tarih : 29-01-2025 10:35
|
İyi günler cmk ağır ceza görevini o tarihte askere gideceğim için reddetmek durumunda kaldım. Bu sebeple yeni avukat olmama rağmen sıralamada 3. Sıradan 80. Sıraya geriledim. Hemen sistemden mazeret gönderdim acaba mazeret kabul edilirse puanım normale döner mi belli bir zamanı mı var?
|
|
|
|
Merhabalar, müvekkilin aracında meydana gelen kazadan kaynaklı değer kaybı talepli tazminat davası açtık. Ancak gelen bilirkişi raporunda aracın pert olduğu ortaya çıktı. Bu durumda ıslah edip talebimizi değiştirebilir miyiz? Değer kaybı talebimizden dolayı tarafımıza aleyhe vekalet ücreti çıkacak mıdır? Değer kaybı olarak 40.000,00 TL olarak davamızı açmıştık tespit dosyasına istinaden bundan dolayı aleyhe vekalet ücreti çıkmaması için yapmamız gereken işlemler nelerdir karşılaşan meslektaş var mı bu konu ile ilgili? Saygılarımla
|
|
|
|
Merhabalar meslektaşlarım,
Müstakil evlerin bulunduğu bir sitede site yönetiminin kusurundan kaynaklı müvekkil bir sorunla karşılaşıyor. Bu nedenle delil tespitinde bulunacağım fakat davalı kısmını ne şekilde yazmam gerektiğini bilemedim. ... Site Yönetimi ve adres yazmam yeterli olur mu? yoksa Site yönetim kurulundaki şahısların ad-soyad, tc ve adres bilgilerini mi yazmalıyım? Yardımcı olabilecek olursa çok sevinirim. Şimdiden teşekkür ederim.
|
|
|
Yazan : abuj,
Tarih : 27-01-2025 18:36
|
Sayın meslektaşlarım,
Bir manevi tazminat davamızda miktar düşük olduğundan müvekkil hem karara itiraz etmemizi hem de icra takibini açmamızı istemektedir. Talep yönünde iki işlemi aynı anda yapabilir miyiz?
Cevaplarınız için şimdiden teşekkür ederim.
|
|
|
Yazan : abuj,
Tarih : 27-01-2025 15:44
|
Sayın meslektaşlarım,
Kiracı tarafından müvekkil mal sahibine tahliye taahhütnamesi verilmiştir. Müvekkil bu belgedeki 1 aylık süreyi beklemektedir. Aynı zamanda kiracının 10 yıllık uzama süresi de sona ermiş ve 1 sene sonra müvekkilin bu davayı açma hakkı da doğacaktır.
Sormak istediğim; müvekkile verilen tahliye taahhütnamesi ile tahliye işlemi başlatırsak ve olurda bu davamız reddedilirse, 10 yıllık kullanımdan kaynaklı davamızı bu ret kararı olumsuz etkiler mi?
Cevaplarınız için şimdiden teşekkür ederim.
|
|
|
|
merhaba,
tahliye taahhüdüne ilişkin icra takibi başlatmıştık. gelen itiraz üzerine itirazın iptali yoluna gittik. ilerleyen safhada taraflar anlaştı, davacı müvekkil davadan feragat etti, ev tahliye ve tesim edildi.
gelinen aşamada bu durumun icra takibine beyan olarak bildirilmesi konusunda bir kafa karışıklığı yaşıyorum.
bu durumun icra dosyasına, hangi şekilde bildirilmesi müvekkil açısından en sağlıklı yol olur ? haricen tahsil - vazgeçme - icra takibi hakkından feragat/ vazgeçme veya yalnızca durumu açıklayan bir beyan vb. bu noktada tavsiyelerinizi rica ediyorum. (dosyada haciz yok)
|
|
|
|
İyi günler değerli meslektaşlarım,
Dava konusu, müstakil evlerin bulunduğu bir sitede ortak ana su borusu birden fazla kez patlıyor. Müvekkilin evinin duvarları ve parkeleri hasar görüyor. Site yönetimi tarafından maliyetinin yüksek olması sebebiyle yaptırılmıyor. Her seferinde ASKİ kelepçe takıp gidiyor. Öncelikle ana borulardan sorumlu olan ASKİ bildiğim kadarıyla fakat ASKİ site ile bir sözleşme imzalıyor ve sorumluluğu siteye devrediyor bu sözleşme geçerli mi? Eğer geçerliyse nasıl bir yol izlenebilir? Konu ile ilgili içtihat araştırdım fakat tatmin edici bir şey bulamadım. Yardımcı olabilirseniz çok sevinirim meslektaşlarım. İyi günler.
|
|
|
Yazan : imsel,
Tarih : 25-01-2025 13:50
|
müvekkilin babası tarafından 1970 yapılan evde şu anda kullanmaktadır.sözkonusu evin bulunduğu yerin tapusu önce davalık iken şimdi bir şirketin üzerindeir.taşınmazdan otoyolun bağlantı yolu geçeceği için üstündeki evin müvekkilin babası tarafından yapıldığı için muhdesat olarak tespiti davası açtık.şirket şimdi malik olmadığmız nedeniyle hukuki yarar yokluğundan davanın reddini talep ediyor.üst alta tabidir ilkesi gereği evin parası altının mülkiyetinin sahibi olan şirket hesabına yatacağından hukuki yararımızın olduğunu düşünerek açtım.bu halde davanın akıbeti ne olur? saygılar.
|
|
|
Yazan : öz87,
Tarih : 23-01-2025 20:23
|
Meslektaşlarım merhaba ;
2024 yılında ihtiyaç sebebiyle tahliye ve kira bedelinin tespiti istemli davamızı açtık. Tahliye kararı verildi , kira tespiti davamız başka esas numarası ile devam edecek tefriki istendi.
Sorum şu; o zamanın emsal kararları doğrultusunda çok afaki olmayan 25.000 bin gibi bir rakam belirlemiştik. Şuan ki ekonomik koşullara baktığımızda bu miktar çok azami kaldı şuanda 40-45 binlere kadar emlak piyasası yükselmiş. Daha devam edecek dava ve süre uzayacak zarar daha da katlanmış olacak.
Nasıl bir yol izleyebilirim bu durumda ? Dava dilekçesinde ki miktar değiştirebilir mi? Bilirkişi incelemesinde zaten haklı durumumuz ortaya çıkmış olacak yahut ikinci bir tespit davası açma hakkımız var mıdır? Dava devam ederken, süre olarakta kaçırdık bu seneyi sözleşme tarihine göre.
|
|
|
|
Merhabalar,
Müvekkilin fabrikasında çıkan yangında pek çok evrak, defter vb. belgesi zayi olmuştur. Biz de buna ilişkin asliye ticarette zayi belgesi verilmesi davası açacağız.
Ancak şirket merkezi ile fabrika farklı yerdeler. Davayı şirket merkezinin olduğu yerde mi yoksa fabrikanın olduğu yerde mi açacağım?
"Bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgeler; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren otuz gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebilir. " görüldüğü üzere kanunda işletmenin bulunduğu yer derken nereyi kastediyor merkezi mi acaba, tecrübe ve bilgilerinizi bekliyorum. Teşekkürler.
|
|
|
Yazan : Av.heren,
Tarih : 23-01-2025 13:38
|
İşveren, müvekkil ile sözleşmesini işçinin iş sözleşmesi kurulurken yalan beyanda bulunduğu iddiası ile feshediyor ve buna göre sgk çıkış kodunu bildiriyor. İşe iade davası ilk derecede davam etmekte ancak bu süreçte müvekkil işsizlik maaşı alamamakta ve bu sürede iş başvurusunda bulunduğu yerler bu çıkış kodu sebebiyle olumsuz dönüş yapmakta. İşverenin sgkya başvurarak bu kodu düzeltme ihtimali yok gibi husumetten ötürü. İşe iade davasının sonucunu beklemesi de maddi olarak mağduriyeti sebebiyle mümkün değil. Bu süreçte müvekkilin sgk çıkış kodunu düzelttirmesi sadece işverene karşı açacağı sgk kodu düzeltilmesi talepli bir dava ile mi mümkün başka yolu var mıdır? Malum yargılamalar uzun sürmekte…kaldı ki başka işverenliğe başvurulurken olumsuz intiba hususu da işe iade davası yönünden olumsuz olacağından bu da çıkış kodu düzeltilmesine ilişkin davada ileri sürülemez gibi. Bu konuda uygulamada ne gibi alternatif yollar izlenebilir?
|
|
|
|
Meslektaşlarım merhaba, müvekkil girmiş olduğu çevirmede 1.18 promil alkollü çıktığı tespit edildiğinden hakkında ceza tutanağı ve sürücü belgesinin geri alınması tutanağı tanzim edildi. Müvekkil alkol kullanmadığından dolayı hastaneye gitti ve rapor aldı. Sulh cezaya yaptığımız itirazla tutanakları iptal ettirdik. İdarenin bu haksız eylemine karşı maddi manevi tazminat davası açmakta hukuki yarar sizce var mıdır? Yargıtay içtihatı araştırıyorum ancak bulamadım.
|
|
|