Kanallar : Lütfen
Seçiniz |
|
|
|
Yazan : Av.heren,
Tarih : 23-12-2024 13:21
|
Merhaba, kasko poliçesi ile teminat altına alınan hususi otomobil ile x şirketi adına tescilli hususi olarak kayıtlı kamyonetin karıştığı kaza neticesinde kasko sigortacısı kendi sigortalısına ödeme yapıyor.
Karşı taraf x şirketine ait araç sürücüsü ise tam kusurlu olduğundan hem x şirketine hem de karşı araç sürücüsüne karşı kasko sigortacısı tarafından ilamsız takip başlatılıyor. Hem sürücü hem x şirketi borca itiraz ediyor.
Öncelikle bu olayda itiraz eden hem sürücü hem x şirketi olduğundan ikisine karşı tek bir itirazın iptali davası yönlendirilebilir mi? Evetse karşı tarafın şirket olması nedeniyle ticaret mahkemesi mi görevli olur (bu sefer sürücünün tacir kimliği bulunmadığından sorun çıkabilecektir.)
Yoksa kasko sigortalının tacir olmaması nedeniyle haksız fiil olarak değerlendirilerek hem şirkete hem sürücüye asliye hukuk mahkemelerinde mi dava yöneltilmeli?
Çok farklı yargıtay kararları mevcut olduğundan tecrübelerinizi paylaşırsanız sevinirim.
|
|
|
Yazan : imsel,
Tarih : 23-12-2024 10:56
|
sayın meslektaşlarım,
mal paylaşım davasında araç ve taşınmaz yanında kadın eş birlik içinde alınan ev eşyası ve evlenirken getirdiği çeyiz eşyasını beraber talep edebilir miyiz? ayrı bir dava mı gerekli?
ayrıca davalının taşınmazlarını ada parsel bilmiyoruz.mahkemeden taşınmaz bilgilerinin getirtilerek ihtiyati tedbir konmasını isteyebilir miyiz?
teşekkürler.
|
|
|
Yazan : kaan_oz,
Tarih : 21-12-2024 16:18
|
Değerli meslektaşlarım merhaba, iyi günler dilerim.
Akde aykırılık sebebiyle gerekli şartları sağlayarak kiralayan davacı vekili olarak dava açtık. Buna istinaden keşif günü verildi ve keşif yapıldı. Lakin dosyanın hakimi izinli olduğundan dosya hakimi dışında bir hakim geldi.
Davalı, daireyi hazır etmedi. Dolayısıyla kapı kapalı vaziyetteydi. Çilingiri ve kolluk kuvvetini hazır etmeme rağmen bu işlemi gerçekleştirmeyeceğini ifade etti ve tanıkları dinleyip gitti. Ön inceleme duruşmasında ihtarat yapılmadığından bahsetti. İlk kez bu davayı açtığımdan bahisle atladığım bir yer mi var kestiremiyorum. Genç bir meslektaşınız olarak belki de çok kolay bir cevabı olduğundan dolayı bu soruyu sorarken de utanmıyor değilim. Lakin internette tarama yaptıysam da cevaba erişemedim.
Hakim, tekrardan bir ek keşif yapılması gerektiğini ifade etti. Fakat benim, bu daireye çilingir marifetiyle girilmesi konusunda yapmam gereken aksiyon, talep nedir hiçbir fikrim yok. Değerli görüşlerinizi benimle paylaşmanız fazlasıyla mutlu edecektir. Saygılarımla.
|
|
|
Yazan : av.b,
Tarih : 21-12-2024 13:19
|
Merhaba sayın meslektaşlarım, müvekkil X şirketi ile taşınmaz satış sözleşmesi imzalıyor. Sözleşmede belirtilen tarihten uzun bir süre geçmesine ve ihtarname göndermemize rağmen taşınmaz kendisine teslim edilmiyor. Bu nedenle gecikme tazminatına ilişkin dava açmak istiyor. Müvekkilin imzaladığı sözleşme ve gönderdiği ödemelerin hepsi X şirketiyle ancak ortada bir Y şirketi de var. Her iki şirketin resmi adresi aynı ve Y şirketi X şirketinin %100 hisse sahibi ve tek başına yetkili temsilcisi aynı zamanda. Biz gecikme tazminatı talepli davamızı organik bağ olduğunu ileri sürerek Y firmasına karşı da açabilir miyiz yoksa husumetten bir sorun yaşar mıyız? Şimdiden teşekkürler
|
|
|
|
Merhabalar,
Asliye Hukuk'ta görülen bir dosyamda dava lehimize sonuçlandı ve tazminat ve karşı vekalet ücretine hükmedildi. Her zaman olduğu gibi bu ilamı ilamlı takip yoluyla icraya koydum fakat sonrasında borçlu olan iki şirketten biri iflas etti ve icra dosyası bu nedenle durdurulmuş gözüküyor. Bu durum ile ilk defa karşılaşıyorum. Neler yapabilirim?
Destekleriniz için şimdiden teşekkür ediyorum.
Saygılarımla.
|
|
|
Yazan : detay82,
Tarih : 19-12-2024 12:29
|
Herkese merhaba, güncel durumda, geçici iş göremezlik zararı, zorunlu trafik sigortası kapsamında mıdır, karşı taraf sigortaya başvrumadan doğrudan müvekkile dava açmış, görüş bildireceklere şimdiden teşekkürler.
|
|
|
|
Müvekkil vergilerini kendi ödediği, taksitlerini kendi ödediği babası adina olan aracı babası ölünce ortaklığın giderilmesi davasi açıldı. Buvaracin kendisine ait olduğu iddiası bu dava icinde mi iddia edilir yoksa ayrı bir dava mı gerekir. Yorumlar için teşekkürler
|
|
|
Yazan : nisanur,
Tarih : 17-12-2024 17:17
|
Merhaba,
Alt kat komşu neredeyse her gün çamaşırlarını asıyor ve üst kattaki komşunun dışarı bir şeyler silkelemesi durumunda sıkıntı çıkarıyor. Evet dışarı eşya silkelemesi haklı bir durum değil ancak sadece üst katındaki daireye sıkıntı çıkarıyor ancak binada diğer sakinler de eşyalarını silkeyebiliyor.
Bunun üzerine haftanın belli günleri eşyaları silkeleme konusunda anlaşılıyor ancak alt komşu buna da uymuyor açıkça cazgırlık çıkarıp hakaret ediyor tehdit ediyor.
Buna ilişkin üst komşunun direkt şikayette mi bulunması gerekir yoksa apartmanda bir karar alınması öncelikli midir nasıl bir yol izlerdiniz?
|
|
|
Yazan : tegese,
Tarih : 17-12-2024 13:40
|
Sayın Meslektaşlarım
Müvekkil şirket, çalışanlarına yıllık izin süresini yasal süreden daha uzun olacak şekilde (14 yerine 20 gün) kullanmalarını taahhüt etmiş ve bu uygulama yerleşik hale gelmiş. Ancak şirketin içinde bulunduğu ekonomik şartlar artık buna müsade etmiyor ve yıllık iznin yasal süre ile sınırlı kalması gerektiği düşünülüyor. Bu yeni durumun işçilere bildirilmesi sözleşmede esaslı değişiklik olarak nitelendirilebilir mi?
|
|
|
|
Merhaba Sayın Meslektaşlarım,
Davacısı olduğumuz ziynet iadesi davasında mahkemeye delil listemiz ile ibraz edilen içerisinde düğünün takı merasimine ilişkin görüntüler olan usb flash bellek bilirkişi incelemesine gönderilmiştir. Ancak tanzim edilen bilirkişi raporunda usb flash belleğin boş olduğu, bu nedenle inceleme yapılamadığı bildirilmiştir. Mahkeme kalemi ile görüşülmüş ve onlardan da aynı cevap alınmıştır. Bu konuda bizimle ilgili bir hata olduğunu düşünmüyoruz, teknik bir problem yaşandığını düşünüyoruz ancak tam olarak emin olamamakla beraber ispat da edemiyoruz.
Tecrübelerinize dayanarak ne önerirsiniz? Hakim sizce ne yönde karar verecektir?
Şimdiden değerli yorumlarınız için teşekkür ederim.
|
|
|
|
Değerli meslektaşlarım merhaba. Müvekkilin hesabına bir dolandırıcılık işlemi neticesinde 250.000 lira ödeme geliyor. Soruşturma aşamasında bu zararı gidermek istiyoruz. Ancak müşteki taraf zararının 3 milyon lira olduğu iddiasıyla bu ödemeyi almıyor. Müvekkilin hesabına gelen tutarı zarar giderimi kapsamında ödeyebilmek için tevdi mahalli tayini talebinde bulunmak mümkün mü? Bunun dışında bir öneriniz var mı?
|
|
|
|
Yurtdışında ikamet eden müvekkil aleyhine Nisan 2022 tarihinde alacaklı asil tarafından icra takibi başlatılmıştır. Müvekkil tarafından UYAP Vatandaş sisteminde gözüken dosya hesabı üzerinden bakiye borç miktarının tamamı (₺33.748,43) Temmuz 2023 tarihinde ödenmiştir. Lakin dosya o gün infaz edilmemiş ve bu güne kadar takip dosyası açık kalmış. Dosyayı kontrol ettiğimizde ₺1.803,13 bakiye borç miktarı olduğunu fark ettik. İcra müdürü UYAP Vatandaş sistemi üzerinde gösterilen hesabın hatalı olabileceğini ve bakiye tutarın yatırılması halinde dosyanın infaz edileceğini beyan etti. Hemen akabinde 1 gün sonra alacaklı tarafa vekil kaydı yapıldı ve ₺6.000,00 vekalet ücretine hükmedilerek bakiye dosya borcu ferileri ile birlikte ₺9.213,67 olarak tespit edildi.
Dosyaya talep açarak, dosyaya sonradan vekalet eklenerek kalmayan / artık olmayan borç üzerinden vekalet ücreti takdir edilemeyeceğini; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 11. Maddesi çok açık olup, vekalet ücretinin asıl alacağı geçemeyeceğini ve vekalet eklendiği tarihte dosyada kalan borç miktarı çok açık iken dosyanın tamamı üzerinden hak ve nesafete aykırı olarak vekalet ücreti takdir edilmesinin hatalı olduğunu; vekil görevlendirilmeden önce yapılan tahsilatlar için vekalet ücreti talep edilemeyeceğini; vekalet ücretinin ancak vekilin dosyaya vekaletname sunmasından sonraki işlemler için hesaplanabileceğini beyan ettik. Fakat neticeten talebimiz açık bir gerekçe beyan edilmeden reddedildi.
Sonuç olarak, vekalet ücretinin takipte kesinleşen miktar üzerinden mi yoksa vekalet eklendikten sonra kalan bakiye asıl alacak üzerinden mi hesaplanacağı hakkında kıymetli görüşlerinizi rica ederim.
|
|
|
|
Meslektaşlarım merhabalar, 71 yaşında olan müvekkil suç tarihi 2021 olmak üzere imar kirliliğine neden olmak suçundan 3 yıl 1 ay 15 gün ceza alıyor ve cezası kesinleşiyor. Şu aşamada müvekkil hakkında yakalama kararı çıkartılmış, 84 yaşında bakıma muhtaç kocası var. Yakalama çıktıktan sonra infaz ertelemesi kararı verilebilir mi veya konutta infaz mümkün olur mu ?
|
|
|
Yazan : hoydco,
Tarih : 16-12-2024 11:36
|
tarafımızca tmk 713/2 uyarınca hazine aleyhine açılan dava da taşınmaz bedeli 500.000 tl olarak belirlendi işbu bedel üzerinden dava değerini arttırmamız gerekir mi arttırmazsak aleyhimize ne gibi sorunlar doğar
|
|
|
|
Sayın meslektaşlar merhaba,
Tahliye istemli dosyamızda davacının ve ihtiyaçlısının üzerine kayıtlı taşınmazın bulunup bulunmadığının tespitini mahkemeden talep ettik. Zapta ilgili araştırma yapılması maddesi geçti ve aylardır uyap üzerinden ilgili evrakı göremeyince gidip sorduk. kalem bize kvkk sebebiyle ilgili evrakları dosyaya eklemeyeceğini söyledi. yahu biz dosyanon tarafıyız rastgele bir vatandaş olarak incelemek istemiyoruz ki. uyapa yüklenmemesine anlam veremedim. yalnızca fiziken görebildik. bu garip durumla karşılaşan var mı? şimdi ben dilekçemde gördüğüm kadarıyla bu kayıtlara atıf yapsam kişisel veri suçu işlemiş mi olacağım çok şaşkınım
|
|
|
Yazan : av.b,
Tarih : 15-12-2024 11:48
|
Merhaba meslektaşlarım, çekişmeli boşanma davamızda henüz dilekçeler aşamasındayız, karşı tarafın cevaba cevap dilekçesi bana yeni tebliğ edildi bizim süremiz başladı. Biz konuşma kayıtları vb. delillerimizi çeşitli sebeplerle önincelemeye davet tutanağıyla verilen sürede sunmak istiyoruz. Şimdi taraflar dosyayı anlaşmalı boşanmaya çevirmek istiyor ama karşı tarafın daha sonra anlaşmalı boşanmadan cayma ihtimali de var. Bu durumda protokolü hızlıca sunup dosyayı anlaşmalıya çevirirsek ancak bu şekilde boşanma olmazsa ve dosya tekrar çekişmeliye dönerse mahkeme çekişmeli davaya ilişkin yeniden önincelemeye davet tensip tutanağı gönderip delillerimizi sunmak için yeniden süre verir mi? Teşekkürler.
|
|
|
|
Fetö bağlantılı olarak verilmiş olan HAGB kararı 5 yıl geçtikten sonra verilen düşme kararının da bir yargı kararı olduğu ve sicilde kalacağı hususunda bir bilgi okudum.
Evet biliyorum HAGB'nin kendisi dahi sicilde yazmıyor ve sadece özel bir arşivde kayıtlı fakat düşme kararı herhangi bir güvenlik soruşturmasında ortaya çıkması söz konusu olur mu?
Esasen akademisyen olmak için bu beş yılın geçmesini bekleyen biri süre bittikten sonra düşme kararı, ataması yapılırken atanmasına engel olacak bir husus mudur?
|
|
|
|
Merhabalar;
Müvekkil (babam), kendi annesinin vefatı üzerine mirasçılık belgesi almak üzere notere gidiyor ancak noter vermekten imtina edince Sulh Hukuk’tan talep ediliyor. Mahkeme müteveffanın nüfus kaydını sistemden çekince, sadece müteveffa, eski eşi(koca bir kaç ay evli kalıp vefat etmiş) ve kocası(dedem) görülüyor. Herhangi bir altsoy yansoy üstsoy yok.
Bunun üzerine ilçe nüfuslara müzekkereler yazılıyor, Ankara Arşive gidiliyor ama başkaca bir tespit olmayınca duruşma açılıyor bu noktada vekalet sunup beyanda bulunuyorum. Müteveffanın eşi kendisinden bir yıl önce vefat etmişti, onun noterden alınan mirasçılık belgesi(altsoyların tamamı görülüyor), altsoyların nüfus kayıtları vs. belgelerle müteveffanın 4 çocuğu için ilamın verilmesini talep ediyorum.
Ancak duruşmada soy bağının düzeltilmesi davası açmak üzere tarafıma süre veriliyor. Duruşmada fark ediyoruz ki; sunduğum altsoylara ait nüfus kayıtlarında "müteveffanın ana-baba ismi" gerçektekinden farklı. Ve o hatalı ana baba ismine sahip biri var. Bu şahıs müteveffanın adaşı bir akrabamız ( müvekkilin amcasının eşi). Anlaşılır olması adına bu durum zapta şöyle geçiyor hatta: "nüfusta görünen F. ve D.'dan olma H.K benim amcamın eşidir, nüfusta yanlış kaydedildiğini düşünüyorum, benim gerçekte annem dilekçemde belirttigim A. ve F.'dan olma H.K'dır, soy bağını düzeltmek üzere tarafımıza süre verilsin."
Bu durumda dava açılması gerekecek ancak nüfus kaydının düzeltilmesi mi olmalı -zira iki adaş akraba karışmış halde- yoksa soy bağının düzeltilmesi mi -ana ile soybağı doğumla kurulurken altsoy gözükmüyor zira- emin olamadım. Yine ispat açısından neler yapılmalı nelere dikkat edilmeli gibi sorularım açısından, mesleğinde yeni bir meslektaşınız olarak yol gösterici bilgisi/tecrübesi olan meslaktaşımız varsa yardımcı olursa çok sevinirim. Şimdiden teşekkür ediyorum.
|
|
|
Yazan : yuzuak,
Tarih : 13-12-2024 18:26
|
Meslektaşlarım merhaba. UYAP'tan açacağımız örnek 13 takibinde belgenin onaylı suretini fiziki olarak icra dairesine teslim etmeli miyiz, yoksa UYAP'tan eklememiz yeterli olur mu? Teşekkürler.
|
|
|
|
Değerli meslektaşlarım merhabalar. Müvekkil 1 ay kapalı cezaevinde kalmasının ardından açık cezaevine geçirildi. Ancak müvekkilin başka bir cezaevine sevk edilebileceğini öğrendik. Müvekkil başka bir şehre nakledilirse ailesi ile irtibatı çok daha zorlaşacağından bunun mümkün olup olmadığını merak ediyorum. Ayrıca başka şehre nakledilmesi durumunda haklarını kullanamayacağından bahisle cezaevi yönetimine dilekçe sunmamız halinde sonuç almamız mümkün mü? Çok teşekkür ederim.
|
|
|