Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yanıt Bekleyen Hukukçu Meslektaşların Soruları
Kanallar : Lütfen Seçiniz

Hukuk Haberleri :
23.08. Takı Konusunda Önemli İçtihat Değişikliği - Av.Habibe YILMAZ KAYAR
Haber Ekleyin

Yazan : norrinradd, Tarih : 25-02-2025 13:08
Merhaba meslektaşlarım. Arsa sahibi müvekkiller, noterde düzenlenen kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi davası açmak istiyorlar süreye dayalı olarak.
Sözleşme maddesine göre; “İnşaatın yapım süresi 36 aydır. Ancak işbu süre proje ve ruhsat işlemlerinin belediye tarafından onaylanması tarihi ile başlayacaktır. Mütteahite proje ve ruhsat işlemleri için 6 ay ek süre tanınacaktır.” şeklindedir.
Olayda ise belediyeden ruhsat ve proje işlemleri halen onaylanmadı ancak 36 ay + ek 6 ay dolmuş vaziyette. Bu nedenle her ne kadar proje işlemleri onaylanmasa bile ek 6 aylık süre de dolduğu için tüm süre dolduğundan bahisle fesih davası açılabilir mi? Yoksa ruhsat ve proje işlemleri onaylanmadığı için 36 aylık süre hiç başlamadı kabul edilerek dava açma şansımız yok mudur? Teşekkürler.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :1997, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : Av.243, Tarih : 25-02-2025 10:45
Merhabalar, 18 yaşından küçük çocuk lehine takip başlatılırken çocuk adına mı takip başlatmalıyız yoksa ....'ya velayeten şeklinde veli üzerinden mi takip başlatmalıyız?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :2150, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : Av. RBA, Tarih : 24-02-2025 10:20
Cmk görevlendirmesi kapsamında müdafi olarak görev yaptığım bir dosyada sanık hakkında hüküm verildi kanun yollarına başvuracağım ama istinaf ve temyiz dilekçelerinde tutukluğa itiraz da olması gerekir mi? tutukluluk itirazını sonradan yapmak mümkün mü?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :2014, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : Adalet1903, Tarih : 22-02-2025 13:03
Merhaba sayın Meslektaşlarım, müvekkilim muvazzaf subay alımı ile subay olmuş ve asaleti tastik edilmeden aday memurken istifa etmiştir.


Daha sonra bir belediyeye zabıta olarak atanmıştır. Bu görevden de istifa ederse bu durum bir daha memur olmasına engel olur mu?

657 sayılı Kanunun 92'nci maddesinde memurların bu kanun çerçevesinde çekilmelerine sınırlama getirilmiş olup, iki defadan fazla istifa edenlerin tekrar memur olarak atanamayacakları belirtilmiştir.

Bu koşullar altında aday memurluk süreci memuriyetten sayılır mı?


Değerli görüşleriniz için şimdiden teşekkür ederim
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :2473, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : hukuki_mülahazalar, Tarih : 21-02-2025 16:07
Merhabalar,

Müvekkil şirket işyerinin dekorasyon tadilat vb işlemleri için bir kişiyle anlaşıyor(tacir değil). Ancak kişi işi tam olarak bitirmeden ve bitirdiği işleri de sözleşmeye uygun olmayan şekilde yaptığından zararımızı karşılamak adına bir dava açmak istemekteyiz. Buna göre asliye h. mu yoksa asliye ticaret mi görevlidir? Eğer müvekkilin ticari işletmesini ilgilendirdiği ve ticari bir iş olduğu için asliye ticaret görevlidir dersek, arabulucu yoluna gitme zorunluluğumuz var mıdır? Araştırmalarıma göre arabuluculuğa gitme zorunluluğu yoktur diye düşünüyorum ancak deneyimlerinizi bekliyorum. Teşekkürler.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :2327, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : av_vyb, Tarih : 20-02-2025 17:04
Merhaba meslektaşlarım,
Müvekkil yaptığı hizmet karşılığı davalıya e-Arşiv fatura kesiyor. Borçlu faturaya herhangi bir itiraz yapmamış ve borcu da ödememiştir.(Her iki tarafta şahıs firması.)
Yaptığım araştırmalar gereği e-Arşiv fatura, e-fatura gibi GİB sistemi üzerinden alıcıya otomatik olarak ulaşmıyor. Ancak müvekkil faturayı kestikten sonra whatsapp üzerinden davalıya/borçluya gönderiyor. Davalı/borçlu whatsapp mesajına herhangi bir cevap vermiyor. Müvekkil borçluya posta yoluyla da göndermeye çalışsa da posta adres yetersizliğinden iade dönüyor. Sizce whatsapp üzerinden gönderilen fatura tebliğ edilmiş sayılır mı ? Buna bağlı olarak TTK 21/2 karinesi uygulanabilir mi ? Cevaplar için şimdiden teşekkürler.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :2528, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : Av. İbrahim Cem GÖKDUMAN, Tarih : 20-02-2025 04:58
Merhabalar Sayın Meslektaşlarım.

Tarım Kredi Kooperatifi Müdürlüğüne karşı ilamlı icra takibi başlatmadan önce kuruma müracaat zorunluluğu bulunuyor mu?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :2452, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : YAZICIOGLU, Tarih : 19-02-2025 20:01
MÜVEKKİLİME KARŞI AÇILAN BOŞANMA DAVASI,CEVAP DİLEKÇESİNDE DAVANIN REDDİNİ ve SAYIN MAHKEME AKSİ KANAATTE İSE TAZMİNAT VE NAFAKA,TAKI TALEBİNDE BULUNDUM.KARŞI DAVA AÇMADAN CEVAP DİLEKÇEMDE BU TALEPLERİMİ İSTEDİM.
KARŞI DAVA AÇMADAN CEVAP DİLEKÇESİNDE TAZMİNAT,NAFAKA,ZİYNET EŞYALARI TALEBİM YANLIŞMI?
İLLAKİ KARŞI DAVA İLE Mİ BU TALEPLERDE BULUNMALIYIM?
CEVAP VERECEK MESLEKTAŞLARIMA ŞİMDİDEN TEŞEKKÜRLER
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :2409, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : Av.heren, Tarih : 18-02-2025 21:54
Merhaba, vergi levham açık iken katılan vekili olarak aldığım bir ceza dosyasında lehime vekalet ücretine hükmedilmişti, karşı taraf istinaf etti ancak istinaf sonuçlanana kadarki süreçte vergi levhamı kapattım ve şu an bir büroda bağlı olarak çalışıyorum. İstinaf kararı tebliğ edildi ve lehe vekalet ücretini takibe koymak istiyorum. Tabi burda makbuz kesme durumu gündeme geleceğinden yetki belgesiyle vergi levhası açık olan bir meslektaşın icra takibini başlatması ve tahsilatı makbuzlandırması mümkün müdür? başkaca bir yol var mıdır?

ek olarak makbuzun müvekkile mi yoksa icra dosyası üzerinden yatıran karşı taraf borçlu adına mı düzenleneceği hakkında da bir tereddüt vardı. Aydınlatabilir misiniz?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :2527, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : umutlaw, Tarih : 18-02-2025 11:31
Sayın meslektaşlarım,
X emeklidir, Y Anonim şirketinde yönetim kurulu üyesi ve başkan yardımcıdır.
X borçludur, bu sebeple X in yönetim kurulu üyesi olduğu Y şirketine 89/1 emri gönderildi, Y şirketinin YK Başkanı X in şirketten bir alacağının olmadığını icra müdürlüğüne bildirdi!

İİK338 e göre İcra Mahkemesine başvurmadan X in icra dairesi tarafından bir alacağının olup olmadığı sorgulanabilir mı?

Teşekkür ederim
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :2528, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : Mellivora, Tarih : 18-02-2025 10:46
Meslektaşlarım merhabalar, 1.5 - 2 yıl kadar önce (bu süreden tam olarak emin değilim önemliyse lütfen belirtin) kiracıya %200 zam yapılıyor. Sözleşmede tüfeye göre artış yapılması kararlaştırılmış olmasına rağmen. Kiracı da %200 zamma göre kirayı ödemeye başlıyor. Kiracı şu anda dava açarak kira sözleşmesinde yazandan fazla artış yapıldı diyerek dava açabilir mi?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :2527, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : Kaygusuz1, Tarih : 17-02-2025 22:47
Merhaba. işçilik alacağı dosyamızda işçinin işten çıkış bildirimi SGK'ya istifa koduyla bildirilmiş. Gerçekte ise SGK'ya bildirilmeden çok daha önce küçülme gerekçesiyle işten çıkartılmış. Biz de söz gelimi 30'ında SGK'ya bildirilmişse müvekkilin sözlü olarak çıkarıldığını söylediği tarih olan 15'ini çıkış tarihi olarak dilekçede yazdık. 5'i asıl çıkış tarihi olarak düşünülebilir. Fakat SGK kayıtlarını incelediğimizde bu tarihte başka yerde çalışması olduğunu gördük. İşçinin tarihi net hatırlamaması bizimde acemiliğimiz sebebiyle çıkış tarihini yanlış bildirmiş olduk.
1)Bu tarihte başka yerde çalışması karşı tarafın istifa iddiasını doğrular mı? Karşı tarafta söylediğimiz tarih(15) için devamsızlık tutanağı tutmuş.
2) Bundan sonra sehven yazılmış diye bir beyan dilekçesi mi vermek gerekir, bilirkişi raporunu mu beklemek mi gerekir?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :2601, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : elifgokceucar, Tarih : 17-02-2025 15:44
Merhabalar,

10.02.2025 tarihinde müvekkilimin aracı, kırmızı ışıkta durmuş vaziyetteyken başka bir aracın çarpması sonucu trafik kazasına karışmıştır. Kaza anında karşı taraf, müvekkilimin haklı olduğunu kabul etmiş ve taraflar arasında kaza tespit tutanağı düzenleneceği belirtilmiştir. Ancak, kazaya sebebiyet veren sürücü, kusurunun olmadığını iddia eden bir tutanak hazırlamış ve müvekkilim şok halinde olduğu için farkında olmadan bu tutanağı imzalamıştır. Müvekkilim durumu fark ettiğinde ise karşı taraf olay yerinden ayrılmıştır.

Söz konusu tutanakta müvekkilim %100 kusurlu olarak gösterilmiş olmasına rağmen, Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi (SBM) sisteminde kusur oranı %50-%50 olarak tespit edilmiştir. Araçların sigorta şirketleri farklı olduğu için SBM sistemindeki kusur oranına doğrudan itiraz etme imkanım bulunmamaktadır. Ayrıca, herhangi bir ceza dosyası olmadığı için MOBESE kayıtlarını doğrudan talep edemiyorum ve bu kayıtların silinmesini de önlemem gerekiyor.

Bu süreci hızlı ve etkili bir şekilde nasıl sonuçlandırabileceğim konusunda önerilerinizi rica ederim. Sulh Hukuk Mahkemesi'nde delil tespiti talebinde bulunmam uygun olur mu? Alternatif olarak önerebileceğiniz başka bir hukuki yol var mıdır?

Değerli görüşlerinizi paylaşırsanız memnuniyet duyarım.

Şimdiden teşekkür ederim.

Saygılarımla,
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :2366, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : Av.Fatih Kurucu, Tarih : 17-02-2025 12:35
Merhaba meslektaşlarım; müvekkil işyerinde bir işçi işyerinde 01/02/2025 tarihinde geçirdiği kaza sonucunda amirlerine haber vermeksizin hastaneye gidiyor. Hastanede olayın işyerinde gerçekleştiğini iş kazası olduğunu belirtmiyor akabinde 1 hafta sonra tekrar kontrole gittiğinde olayın işyerinde gerçekleştiğini ve iş kazası olduğunu belirtiyor. Doktorda 1 hafta sonra 01/02/2025 tarihine geriye dönük olarak iş kazası bildirimi yapıyor. Dolayısıyla müvekkil işveren 6331 sayılı kanunun 14. maddesine "(2) İşveren, aşağıdaki hallerde belirtilen sürede Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirimde bulunur:a) İş kazalarını kazadan sonraki üç iş günü içinde." istinaden iş kazasını süresinde bildirmediğinden idari para cezası ile karşı karşıya kalıyor. Ancak somut olayımızda doktor geriye dönük iş kazası girişi yaptığı için müvekkil işverenin üç iş günü içerisinde bildirimde bulunabilme ihtimali bulunmamaktadır. Konuya ilişkin idari yargıda para cezasının iptaline ilişkin dava açmayı düşünmekteyiz. Daha önce böyle bir durumla karşılaşan meslektaş var ise görüşlerini bekliyorum.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :2504, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : neda, Tarih : 17-02-2025 12:17
merhabalar

Birden fazla davalının olduğu davada gerekçeli kararda yargılama giderleri; davanın açıklandığı ve hükmün kurulduğu son paragrafta borçlu davalı üzerine yükletilmişken, tüm verilen hükümlerin maddeleştirilmiş halde düzenlendiği bölümde ise yargılama giderlerinin tüm davalılardan eşit şekilde alınıp davacıya verilmesi yönünde hüküm kurulmuş.

Bu durumda hükmün tavzihi istenebilir mi yoksa istinaf mı etmeliyiz
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :2134, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : Av. F.D., Tarih : 14-02-2025 18:30
Merhaba meslektaşlarım, boşanma davamızda 14.02.2025 tarihi itibariyle tedbir nafakasına hükmedildi ancak ara kararda dava tarihinden itibaren hükmedildiğine ilişkin bir ibare yok, normal şartlarda tedbir nafakasına dava tarihinden itibaren hükmedilmesi gerekli ancak ara kararda bu ibare yoksa icra takibinde dava tarihinden itibaren birikmiş nafaka talep edebilir miyiz ?
Şimdiden teşekkürler
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :2296, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : av.kamil yıldırım, Tarih : 14-02-2025 16:32
Muris muvazaasına dayalı tapu iptal tescil davasında alınan bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın çıplak bedeli ve içindeki taşınmazlarla beraber toplam bedeli ayrı ayrı hesaplanmıştır.

Islah noktasında çıplak taşınmaz bedeli üzerinden mi harç tamamlanmalı yoksa içindeki evlerle beraber belirlenen toplam bedeli üzerinden mi harç tamamlanmalıdır ?

Bu arada taşınmazın içinde tapuda devir tarihinden önce ve sonra yapılan taşınmazlar mevcut olup, imarsız arsa üzerine yapılan bu taşınmazların hepsi kaçak yapıdır.

Teşekkürler
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :2199, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : Av. Gazi, Tarih : 14-02-2025 15:08
Merhaba meslektaşlarım.
2013 yılında açılmış olan taşkın inşaat nedeniyle el atmanın önlenmesi ve kâl davası mevcut. Davalı, 2015 yılında TMK md. 724 kapsamında taşkın inşaatın bulunduğu arsa mülkiyetinin olmazsa irtifak hakkının uygun bedel karşılığında kendisine verilmesi talepli temliken tescil davası açmış ve iki dava birleşmiş. Yapı ilk tesis kadastrosundan önce yapılmış, ilk tesis kadastrosundan sonra inşaat yapılarak yenilenmiş. Davada eksik harçların tamamlanması aşamasına geçildi.
1- Temliken tescil talebi yönünden taşkın yapıyı yapan kişinin arsa malikine ödeyeceği uygun bedel(taşkın kısmın arsa bedeli) dava tarihine göre mi hesaplanacak, keşif tarihine göre mi? Dava tarihine göre hesaplanacağı yönünde kararlar gördüm, bu durumda arazi maliki ciddi anlamda zarara uğrayacak. Temliken tescil davasınının açıldığı 2015 yılında arsa değeri çok düşük. Geçit hakkı davalarında dahi geçit hakkı bedeli hesabı için hüküm tarihine yakın bilirkişi raporu alınıyor. Tazminatın dava tarihine göre hesaplanması halinde arsa malikinin aradaki zararı nasıl giderilebilir?
2- Belediye Başkanlığı tarafından, temliken tescili istenilen arazinin ifrazın mümkün olmadığı tespit edildi. İyiniyet koşulu mevcut olursa, ifraz mümkün olmazsa arsa mülkiyetinin taşkın yapı sahibine verilmesinin başka bir yolu var mıdır? İrtifak hakkı verilebilir mi?
Teşekkür ederim.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :2139, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : neda, Tarih : 14-02-2025 11:28
Merhabalar Meslektaşlarım

Miras sebebiyle 23 kişinin elbirliğiyle müllkiyet halinde oldukları bir taşınmazda,
ortaklardan birinin borcu sebebiyle Alacaklı-davacı Satış Suretiyle Ortaklığın Giderilmesi davası açmış,
dava açıldıktan ön inceleme duruşması tamamlandıktan sonra borçlu davalı haricen borcunu ödemiş, dava konusuz kalmış, davacı-alacaklı avukatı karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmesini talep etmiş, mahkemede bu yönde hüküm kurmuştur.

Yargılama giderleri ise HMK madde 331/1 esas alınarak davalılara yüklenmiş, 23 davalıdan eşit şekilde alınarak davacıya verilmesi yönünde hüküm kurulmuştur.

HMK madde 331/1 '' Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder.''

Yargılama giderleri, bu davanın açılmasına sebep olan sadece Borçlu davalının üzerine yükletilmesi gerekmez miydi ?

Mahkemenin; borçla ilgisi olmayan, taşınmaza dair herhangi bir işlemde gerçekleşmemiş olduğundan bu davadan menfaat de elde etmemiş diğer 22 davalıdan yargılama giderlerinin eşit şekilde alınmasına hükmetmesi hakkaniyete aykırı değil mi?

Yargılama giderlerinin ödenmesi durumunda, borçlu davalıya yönelik sebepsiz zenginleşme davası açılarak ödenen para geri alınabilir mi ?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :2157, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]

Yazan : Av.243, Tarih : 13-02-2025 13:58
Merhabalar, giydirilmiş ücret hesaplanırken yemek ücretinin de hesaba katılması gerekiyor. Ancak ayni bir yardım yapılmıyor, öğle aralarında işyerinde yemek veriliyor. Yemek ücretinin belli olmadığı bu ve benzeri durumlarda ne şekilde yemek ücreti hesaplanıyor?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :2066, Yanıtlar : 1   [Yanıtlayın]


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06115699 saniyede 13 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.