konsoloslukta düzenlenen feragatname - miras hissesinin temliki

merhabalar;

Sizlere de faydalı olabileceğini düşündüğüm bir mevzuu ile ilgili beyin fırtınası yapmak isterim.

4 kardeş, 1 anne. Baba vefat etmiş; babanın vefatından 2 ay sonra kardeşler, ağabeylerine miras haklarının temlikini içerir, konsoloslukta düzenlenmiş (bildiğim kadarıyla konsoloslukların düzenleme yetkisi yok) bir yazı göndermişler. Yazıda, babalarından kalan tüm miras haklarından ağabeyleri lehine feragat ettiklerini imza ve beyan etmişler. Bu yazının gönderilmesinin tek sebebi, bu ağabeyin annelerine bakması. Geçen süre içerisinde ağabey, annelerine bakmıyor. Dolayısıyla bu kardeşler ve anne, ağabeye karşı tapu iptali-tescil davası açıyor.
1) Miras hakkından feragat etme şeklinde, herhangi bir ivaz olmaksızın, düzenlenen evrakta, mirasa konu malvarlığı değerlerinin açık açık yazması gerekmez mi? Ki; bizim olayımızda, sadece "gayrimenkuller" şeklinde bir ibareye yer verilmiştir. Dolayısıyla feragatta bulunanlar, neyden feragat ettiklerini bilmiyorlar. Kaldı ki; yazının düzenlenme tarihi ile babanın vefat tarihi arasında sadece 2 ay gibi kısa bir süre var.

2) Bu olay, davaya konu oluyor ve ağabey, miras hisselerini, her ne kadar yazıda geçmese de, ücreti mukabili aldığını ve bu ücreti de müvekkillerime verdiğini iddia ediyor. Burada; ücretini ya da bedelini ödeyip-ödemediğini ispat etmesi gerekmez mi? Gerekirse ispat koşulları nelerdir?

3) Miras hissesi temliknamesinin geçerlilik veya ispat koşulları var mıdır; yoksa, sadece yazılı belge yeterli midir?

4) Anne ve kardeşlerin tamamının, ağabeyden davacı olması ve bu davalarında da dinlettikleri tanıkların hepsinin de "davacılar, annelerine bakması ve malları yönetmesi karşılığında bu yazıyı verdiler" şeklinde beyanda bulunması, iddianın kabul edilebilirliğini güçlendirir mi?

Bu hususlara uygun Yargıtay kararları da varsa, Yargıtay kararları eşliğinde yanıtlarsanız çok memnun olurum.

Yorumlar geldikçe, konu şekillenecektir.

İyi çalışmalar.

Bu Site'de ve bu hususlardaki bir soruya, Sayın Avukat Şükrü Söğüt'ün verdiği cevap, aşağıdaki gibidir:

Alıntı: Mirastan feragat sözleşmesi, müstakbel mirasçının muhtemel miras payına ilişkin olmak üzere bir karşılık almaksızın veya alarak miras payı üzerinde muris ile anlaşarak tasarrufta bulunmaya yönelik ölüme bağlı bir tasarruftur,yani bir miras sözleşmesidir. Bu anlaşma ancak muris ile mirasçı arasında yapılabileceğinden murisin katılmadığı bir sözleşmeye mirastan feragat sözleşmesi denilemez.Murisin çocukları terekede(taşınmazda) sahip oldukları miras payları karşılığında annelerinden para almışlardır. Çocukların para alarak miras paylarını annelerine devretmeyi taahhüt etmeleri özü itibariyle miras payının diğer mirasçıya temliki sözleşmesinden başka bir şey değildir.yani miras payının satışıdır.Uygulamada bazı noterlerin miras payının diğer mirasçıya temliki sözleşmesinin içeriğini ve hukuksal sonuçlarını tam olarak kavrayamadığından sözleşmenin başına mirastan feragat sözleşmesi yazdıklarına şahit olmaktayım.Noterler tarafından kullanılan bu başlıkların bir çok kişiyi de hataya düşüreceği kanaatındayım.(eğer bir mirasçı murisin ölümünden sonra miras payını diğer mirasçıya temlik ediyorsa bu sözleşme miras payının devri-temliki sözleşmesidir,Sözleşmede eğer devir karşılığında para alınmış ise satım hükümleri, para alınmamış ise bağışlama hükümleri, başka bir mal alınmış ise trampa hükümleri uygulanmalıdır).Bir mirasçının payını diğer mirasçıya temlik etmesi o mirasçıyı mirasçılıktan çıkarmaz.Bir mirasçının mirasçılık sıfatını kaybetmesi için mirasın reddi,mirastan ıskat,mirastan mahrumiyet,mirastan feragat hallerinin bulunması gerekir.Olayınızda yapmanız gereken ise payını devreden çocukları tapuya çağırarak miras payının devri sözleşmesi gereğince sattıkları miras paylarını annelerine devretmelerini istemek, bu borçlarını yerine getirmedikleri taktirde aynen ifa-tapu iptali ve tescil davası açmaktır.Saygılarımla..Av.şükrü söğüt

Bu cevabı daha önce de okumuştum ama benim olayımla çok da alakalı değil. Bu cevabın bana faydası, temlik hususunu daha da net bir şekilde değerlendirebilmem olmuştur. Fakat; yukarıda belirttiğim soruya cevap teşkil etmiyor. Temlik borçlusu benim müvekkillerimdir. Alacaklısı değil. İvedi yanıt bekliyorum. Şimdiden çok teşekkür ediyorum.