|
Bireysel hakların ihlaline dayanan iptal davalarında davacının herhangi bir kısıtlama olmaksızın ve karar kesinleşinceye kadar davadan feragat mümkündür. Somut olayda da, kamusal çıkardan çok, bireysel bir çıkar söz konusu olduğundan, temyiz aşamasında dahi davadan feragat mümkündür.
İdari Dava Daireleri Genel Kurulu;
Bireysel hakların ihlaline dayanan iptal davalarında davacının herhangi bir kısıtlama olmaksızın davasından feragat edebileceğinde DURAKSAMA BULUNMAMAKTADIR. Buna karşılık belde veya semt şehri, kamu kuruluşlarınca açılan objektif ve somut nitelikteki iptal davalarında Dairece ilk derece karar verildikten sonra davadan feragat edilmesi, kamu yararıyla ve idarenin yargısal denetimi yoluyla hukukun üstünlüğünü sağlama AMACIYLA BAĞDAŞMAMAKTADIR. (İdari Dava Daireleri Kurulu Esas : 2004/745 Karar : 2004/861 Tarih : 21.10.2004
5. Hukuk Dairesinin Esas : 2011/5286 Karar : 2011/8012 Tarih : 23.12.2011 sayılı kararında;
6100 sayılı Yasanın 307 nci maddesinde feragat; davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi olarak tanımlanmış; 309 uncu maddesinde, feragat beyanının dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılacağı; 310. maddesinde, feragat ve kabulün, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabileceği; 311 inci maddesinde ise, feragatin kesin hüküm gibi hukukî sonuç doğuracağı HÜKME BAĞLANMIŞTIR..
Belirtilen duruma göre, davalı İdare tarafından temyiz edilmekle henüz kesinleşmeyen Ankara Birinci İdare Mahkemesince verilen 23.3.2011 günlü, E:2010/2224; K:2011/379 sayılı kararın, davadan feragat nedeniyle bozulmasına; karar verilmiş,
Karşı oy yazısında ise; “2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 31 inci maddesiyle "feragat" konusunda atıfta bulunulan 6100 sayılı Yasanın 307 nci maddesinde feragat; davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi OLARAK TANIMLANMIŞTIR. 312 nci maddesinde, "Feragat veya kabul beyanında bulunan taraf, davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilir." ve 311 inci maddesinde, "Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur." kurallarına yer verilmiş olup, davacının davadan feragat etme hakkı, dava açma hakkının da doğal sonucu ise de; idarenin yargısal denetiminin gerçekleştirildiği İdari Yargıda, davanın karara bağlanmasından sonraki aşamada, temyiz veya karar düzeltme isteminin incelenmesi sırasında davacıya davasından feragat etme hakkının tanınması, yapılmış olan yargısal denetiminin geçersiz sayılması SONUCUNU DOĞURACAKTIR. Bu da, yukarıda değinildiği gibi, iptal davasının işleviyle, yani Hukuk Devleti ilkesinin gereği olarak İdarenin faaliyetlerinde hukuka uygunluğun sağlanması amacıyla, dolayısıyla kamu YARARIYLA BAĞDAŞMAYACAKTIR.
Bu nedenle; 2577 sayılı Yasanın 31 inci maddesiyle yollamada bulunulan Hukuk Muhakemeleri Kanununun feragata ilişkin hükümlerinin, ancak idari yargılama usulüyle bağdaştığı ölçüde uygulanması mümkün olup, söz konusu yasal düzenlemenin idari Yargıda, kanun yollarında da davadan feragat etme olanağı tanıdığından söz edilemeyeceğinden, davalı idarece kararın temyizi üzerine oluşturulan dosyada, davacının davasından feragat ettiği yolundaki dilekçesinin, davalı İdarenin talebini incelemeye engel teşkil edecek bir dilekçe olarak kabulünün mümkün bulunmadığı, temyiz talebinin incelenmesi gerektiği oyu ile Dairemiz kararına katılmıyorum.” Denmiştir.
Danıştay 7. Dairesi ise, Kararın düzeltilmesi aşamasında davadan feragat edildiğinden, feragat dilekçesi dikkate alınarak karar verilmek üzere mahkeme kararının bozulması karar vermiştir. (Esas : 2011/3105 Karar : 2012/3131 Tarih : 14.06.2012 )
|