Gerçekte başkasının çalıştırdığı işçiler için ödenen sigorta primlerinin iadesi sorunu

Merhaba,
Müvekkil kendisine ait olan bir arsayı elden yapılan bir senetle satıyor. Arsayı satın alan kişi, arsa üzerinde ev yapmak istiyor. Bunun üzerine müvekkil adına belediye ve SGK ‘ ya gerekli başvuruları yapıyor ve iki katlı bir ev inşa ediliyor. Ev inşa edildikten sonra müvekkil arsayı bu kişiye tapudan da devrediyor. (Arsanın üzerindeki ev devredilmiyor. Çünkü evin yapılması sırasında çalıştırılan işçilerin SGK primleri ödenmemiş. Dolayıyla mesken ruhsatı ve tapu alınmamış.)
Müvekkil bu evi kendisi yaptırmamış ve hiçbir şekilde kullanmamıştır. Evi yapan kişi, bu evin bir katında kendi oturuyor, diğer katını da kiraya veriyor. Kiracının elektrik ve suyu üzerine alabilmesi için müvekkil, ilgili kurumlarda da imza veriyor.
Daha sonra SGK, ödenmeyen prim borçları için müvekkile yazı gönderiyor. Müvekkil bu yazıya istinaden borç kendi adına geldiği için; icra tehdidi altında ödeme yapıyor. Bunu karşı taraftan istiyor ancak karşı taraf kendisini oyalıyor, ödeme yapmıyor.
Daha sonra müvekkil başka bir işi için SGK ya gittiğinde aynı ev ile ilgili bir kısım daha borcu olduğunu öğreniyor. Ancak SGK bu kısım için henüz müvekkile bir yazı göndermemiş.
Şimdi müvekkil bu borcu ödemek istemiyor ve ödediği kısmı da arsayı sattığı kişiden geri almak istiyor.
Sonuç olarak; evin yapılabilmesi için, belediye ve sair kurumlara başvurular müvekkil adına yapılmış ve ev müvekkil arsayı tapuda devretmeden önce inşa edilmiş. Ev hukuken müvekkil adına görünse de gerçekte değil. Müvekkilin bu evi yapma niyeti olmadığı gibi inşasında katkısı da yok. (Bir kısım sigorta primlerini ödemek dışında.)
Bunun için ödenen sigorta primleri için rücu davası açmak mümkün müdür? Ödenmeyen kısım için bu rücu davasına binaen mahkemeden tedbir talep edilebilir mi? Ya da önce evin bu kişi adına olduğunun tespit ettirilmesi gerekir mi?
Veya daha farklı nasıl bir yol izleyebilirim?
Teşekkür ederim. İyi çalışmalar.

Müvekkil adına belediye ve SGK'ya yapılan başvurulardaki imzalar müvekkilinize ait değil ise ceza hukuku anlamında şikayette bulunabilirsiniz.(süresini kaçırmadı iseniz) Ancak tüm imzalar müvekkilinize ait ise gerek imzaların atılması, gerek tapudaki devir işleminin tarihi dolayısı ile iddialarınızı ispatlayamayacağınızı; kaldı ki ispatlasanız dahi, tüm işlemlerin yapılmasında müvekkilinizin imzaları dolayısı ile söz konusu işlemleri ve borçları kabul etmiş sayılacağını düşünüyorum. Kendisi bu işlemleri karşı tarafa güvenerek yaptı ise işbu güveninin sonuçlarına da katlanmalıdır. Ancak gelebilecek farklı görüşler için konunuzu takibe alıyorum.

cevabınız için teşekkür ederim sn. av.birlik.


imzaları müvekkilim karşı tarafa güvenerek atmış. ancak karşı taraf ödemeye yanaşmıyor.


şayet bu durumda ev müvekkilin ise; ecrimisil davası açılabilir mi? hukuki yarar var mıdır?
ya da borçları ödeyip evi sattırıp oradan parayı tahsil etmek yoluna gidile bilir mi?


cevaplar için şimdiden teşekkür ederim.