dershane müdürü tadilat sebebiyle gerekli güvenlik önlemlerini aldırmadığı için sulh ceza mahkemesinde taksirle yararlanmaya sebebiylet vermekten yargılanıyor.
Benim de düşüncem sizin gibiydi ancak işveren vekili olduğumuz bir dosyada iş kazası sebebiyle işveren vekili (şirket yetkisine) da tazminat davasında hususmet yöneltilmişti, yerel mahkeme bu kişi açısında husumetten red kararı verdi yargıtay ise aşağıdaki gerekçe ile bozdu. bu karar bilgilerimde soru işareti yarattı.
 |
Alıntı: |
 |
|
|
|
|
|
|
|
İnsan yaşamının kutsallığı çevresinde işveren, işyerinde işçilerin sağlığını ve iş
güvenliğini sağlamak için gerekli olanı yapmak ve bu husustaki şartları sağlamak ve araçları
noksansız bulundurmakla yükümlü olduğu İş Kanununun 73.maddesinin açık buyruğudur.
Hükme esas alınan 02.11.2011 tarihli bilirkişi raporunda, asıl işveren kooperatife
% 25, alt işveren şirkete % 40, şantiye şefi ............. .........’a % 5 ve kazalıya % 30
oranında kusur verilmiş, davalı .............’in işveren vekili olduğu anlaşılmakta ise de
kusurlu olduğuna ilişkin hakkında kesinleşmiş bir mahkûmiyet kararının bulunmadığından,
işveren kusurunun tartışılması nedeniyle kusurunun bulunmadığı, bildirilmiştir.
Olayla ilgili olarak ceza yargılaması sırasında hazırlık aşamasında düzenlenen
kusur bilirkişi raporunda Sanıklar ....... ve......... ile kazalı aslı kusurlu
bulunmuş, yargılama sırasında düzenlenen 19.12.2011 tarihli kusur bilirkişi raporunda ise
sanıklar .................. aslı kazalı ise tali kusurlu bulunmuştur. Ceza
davasının sonuçlanıp sonuçlanmadığı sonuçlanmış ise kesinleşip kesinleşmediği dosyada belli
değildir.
BK'nun 53.maddesine ve yerleşik Yargıtay uygulanmasına göre, hukuk hakimi:
kusur ve derecesinin belirlenmesi bakımından ceza mahkemesinin kesinleşmiş kararları ile
ilke olarak bağlı değilse de ceza mahkemesinden verilen sanığın isnat edilen eylemi
işlemediğinin kesin olarak tespiti olgusuna dayalı beraat kararı ile ve o eylemin hukuka
aykırılığını ve failini belirleyen mahkumiyet kararına bu yönleri ile bağlı olduğu açıktır. 6098
sayılı TBK’nun 74. Maddesindeki düzenleme de aynı doğrultudadır. Bu durumda ceza
davasında sanık olarak yargılanmakta olan ................’in mahkûm olması ve bu
mahkûmiyetin kesinleşmesi durumunda, hukuk davasında da bu davalıya bir miktar kusur
verilmesi gerektiği ortadadır. Hal böyle olunca da ceza davasının sonuçlanması
beklenilmeksizin ........... kusur vermeyen kusur bilirkişi raporunun hükme esas
alınmak suretiyle adı geçen davalıya yönelik davanın reddi isabetsiz olmuştur.
|
|
 |
|
 |
|