müteahhit ekstradan 8500-tl istiyor

Müvekkilim, Müteahhitin boyacı taşeronundan 87.500-tl karşılığında bir ev alıyor. Bunun 82.500-tl sini ödeyen müvekkilim geriye kalan 5000-tl ise tapu tesliminde ödemesi hususunda anlaşıyor ve bu hususu iki şahit huzurunda kağıda döküyor. ancak müteahhit ve onun taşeronu müvekkilimden ekstradan 8.500-tl daha talep ediyor. müvekkilim elbetteki bu meblağı ödemek istemiyor, ancak tapuyu da alamıyor acaba bunun nasıl bir dava açmam gerekir.

Alıntı: Yazan johnross Müvekkilim, Müteahhitin boyacı taşeronundan 87.500-tl karşılığında bir ev alıyor. Bunun 82.500-tl sini ödeyen müvekkilim geriye kalan 5000-tl ise tapu tesliminde ödemesi hususunda anlaşıyor ve bu hususu iki şahit huzurunda kağıda döküyor. ancak müteahhit ve onun taşeronu müvekkilimden ekstradan 8.500-tl daha talep ediyor. müvekkilim elbetteki bu meblağı ödemek istemiyor, ancak tapuyu da alamıyor acaba bunun nasıl bir dava açmam gerekir.

Sayın johnross;

Noterde düzenlenmiş bir satış vaadi sözleşmesi mevcut olsa idi net bir şekilde ferağa icbar davası açmanızı önerirdim ancak böyle bir sözleşme tanzim edilmediğinden müvekkilinizin bir diğer seçenek olarak ödediği bedeli faiziyle talep edebileceğini düşünüyorum.

Ancak Yargıtay'ın, usulüne uygun olmayan -sizin olayınızda olduğu gibi adi yazılı sözleşmeler gibi- durumlarda da bir tarafın edimini iyi niyetle eksiksiz yerine getirmiş olduğundan bahisle diğer tarafı tescile zorlayabileceği (ferağa icbar) yönünde kararları olduğunu da biliyorum.

Müvekkiliniz, ödediği paranın iadesini talep etmeyi uygun bir seçenek olarak görmez ise, ifade ettiğim gibi her ne kadar yasaya uygun bir satış vaadi sözleşmesi mevcut değil ise de ferağa icbar davası açarak şansınızı deneyebilirsiniz.

Saygılarımla..

Asagida yazili HGK Kararina dayanarak feraga icbar davasi acmayi deneyebilirsiniz. Veya terditli dava acabilirsiniz. Oncelikle feraga icbar bu talep yerinde gorulmedigi takdirde odenen meblagin faiziyle iadesi konularinda dava acilabilir.


" Sözleşmenin taraflarından biri,o sözleşmenin yerine getirileceği hususunda o güne kadar süregelen davranışları ile karşı tarafa tam bir güvence vermiş ve karşı taraf ta,sözleşmenin yerine getirileceği inancına iyiniyetle bağlanarak kendisine düşen edimleri yerine getirmiş ise,artık sözleşmenin biçim yönünden geçersizliğini ileri sürmesi hakkın kötüye kullanılması niteliği taşır ve bu iddia yasal korumadan yoksun kalır.(HGK 6.6.1979 1978/190-1979/199 )