Mağdur öldüyse adli tıp incelemesi ve ceza davasının akıbeti

Değerli meslektaşlarım,
Müvekkilimin sanık sıfatıyla yargılandığı bir davada katılanın uzuv kaybına (1 gözün görmesinin 0,09'a inmiş olmasına) sebep olduğu gerekçesiyle ceza aldı. Temyiz ettim. Temyizde katılanın görme kaybının olup olmadığı Adli Tıp Kurumunca tespit edilmediğinden ve bir sebeple daha karar bozuldu.

Bu arada dosya Yargıtay'da iken katılan alkol komasına girerek ölmüştü seneler evvel.

Bu durumda, Adli Tıp'a sevk edilecek bir katılan olmadığından ceza davasının akıbeti ne olabilir?
Delil yetersizliği olarak mı değerlendirilir bu durum?

Alıntı: Yazan Av. İlknur Sezgin Temel ...Delil yetersizliği olarak mı değerlendirilir bu durum?

Sanmam. Bence dosyadaki ve eğer dosyaya girmemiş hastane kayıtları mevcut ise bu kayıtları, film ve grafilerin celbinin sağlanmasını müteakip dosyanın bir de Adli Tıp Kurumu tarafından maluliyet konusunda değerlendirilmesi yeterli olacaktır. Müşteki/katılanın hayatta olmaması, Adli Tıp Kurumunun inceleme yapması gerektiği sonucunu değiştirmez. Hastane kayıtları ve tedavi evraklarından netice çıkaracaktır.

Sayın İbrahim Yiğit, öncelikle teşekkür ederim.
Ben dosyayı temyiz ederken mağdur hakkında alınmış tüm hastane ve adliyenin adli Tıp uzmanınca verilmiş raporu bir uzman Göz doktoruna vererek özel bilirkişi raporu aldım.
Mağdurun olayın akabinde yapılan muayenesinde ve sonrasında hiçbir patalojik bulguya rastlanmadığına dair iki rapor var. Ancak mağdurun beyanına dayalı raporda "görmüyorum" dediği için görmediği farz edilerek yeni rapor verilmiş.
Aldırdığım özel rapordaki bilirkişi mağdurun "simülasyon yapmış olma ihtimali" üzerinde durmuş, ve bu simülasyonun (simülasyon, onların kibar tabiri olup yalan söylemek olarak dilimize çevriliyormuş) ancak 4-5 çeşit test uygulanarak ortaya çıkarılabileceğini yazmıştı. Adli Tıp kurumu bu testleri yapacaktı ancak, bu artık mümkün değil. (?)