23-08-2012, 13:47
|
#2
|
|
|
|
|
|
Sevgili meslektaşlarım, hisseli bir taşınmazın üzerinde vakıf şerhi bulunmaktadır. Ortaklığın giderilmesi davası açacağız, dava açmadan önce vakıf şerhinin kaldırılması gerekmekte midir? Yoksa kaldırmadan da davamızı açabilir miyiz? Taşınmazın değeri yüksek olup diğer hissedarlar taviz bedelini ödemeye yanaşmamaktadırlar. Müvekkilin de yalnız başına taviz bedelini ödemesi mümkün değildir.
|
|
 |
|
 |
|
takip ettiğim derdest bir satış dosyası mevcut olup, halihazırda vakıf şerhi mevcutken ortaklığın giderilmesi davası açılmış ve değer tespiti yapılmıştır.
emsal karar ekte sunulmuştur.
6. Hukuk Dairesi 2009/5304 E., 2009/9430 K.- PAYDAŞLIĞIN GİDERİLMESİ
- TAVİZ BEDELİ
- VAKIF ŞERHİ
"ÖZET"
ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİ DAVASINA KONU TAŞINMAZDA VAKIF ŞERHİ BULUNMAKTADIR. TAVİZ BEDELİ TAŞINMAZIN SATIŞ BEDELİ ÜZERİNDEN BELİRLENECEĞİNE GÖRE, PAYDAŞLIĞIN GİDERİLMESİ DAVASININ TARAFLARI DEĞİL, TAŞINMAZ MÜKELLEFİYETİ NİTELİĞİNDEKİ TAVİZ BEDELİNDEN YENİ MALİK SORUMLUDUR.
"İçtihat Metni"
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan paydaşlığın giderilmesi davasına dair karar, davacılar-davalılardan İzmir Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, bir adet taşınmazın paydaşlığının giderilmesine ilişkindir. Mahkemece satış suretiyle paydaşlığın giderilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ile davalılardan Vakıflar Genel Müdürlüğü vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerekçelere göre davalının temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacılar vekilinin temyiz itirazlarına gelince; dava konusu taşınmazın tapu kaydında M... C... A... H... Vakfı'ndan mukatalıdır şerhi bulunmakta olup, mahkemece satış bedelinden %10 taviz bedeli Vakıflar Genel Müdürlüğüme ödendikten sonra artanın ortaklara mirasçılık belgesindeki payları oranında verilmesine karar verilmiştir.
Taviz bedeli, eski Vakıflar Hukuku açısından "rakabe" kuru mülkiyet hakkı karşılığı, tasarruf (intifa-yararlanma-kullanma) hakkı bedeli, icare ve mukataa (kira) karşılığı anlamına gelmekte olup, vergi niteliğinde değildir. Mukataalı ve icareteynli taşınmazların serbest tasarrufa terki için alınan bir bedeldir. 2762 sayılı VK'nın 26. maddesi gereğince vakıf taşınmaz malların icareteynli ve mukataalı olarak kiraya verilmesi yasaklanmış, daha önce verilenlerin ise 2762 sayılı Kanun'un 27 ve 28. maddelerini değiştiren 4103 sayılı Yasa ile tasfiyesi öngörülmüştür. 2762 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 29/1. maddesinde on yıl içinde bu kanun hükümlerine göre taviz vermek yolu ile icareteyn veya mukataa kayıtları terkin edilmiş olan taşınmazların mülkiyetinin on yıl sonunda kendiliğinden mutasarrıflarına geçeceği ve vakfın hakkının da ivaza dönerek taşınmazın tamamının bu ivaz karşılığı birinci derece ve birinci sırada ipotekli sayılacağı açıklanmıştır. Maddede açıklanan ve taviz bedeli olarak isimlendirilen ivaza (bedele) dönüştürülen vakıf alacağının icare ve mukataa bedeli olduğu şüphesizdir. Anılan kanun hükmüne göre taviz bedeli bir gayrimenkul mükellefiyetidir. Türk Medeni Kanunu'nun taşınmaz yükünün (mükellefiyetinin) niteliğini düzenleyen 849. maddesinde taşınmaz malikinin değişmesi halinde yeni malikin başka bir işleme gerek bulunmaksızın taşınmaz yükünün yükümlüsü olacağı belirtilmiştir. Bu nedenle, taşınmaz mükellefiyeti niteliğini alan taviz bedelinden, yeni malikin sorumlu tutulması gerekir. Öte yandan, 20.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 18. maddesinde taviz bedelinin paydaşlığının giderilmesi davasının sonucu satışına karar verilen taşınmazın satışından elde edilecek bedel üzerinden hesaplanacağı, taviz bedelinin tamamı vakıf adına ödenmedikçe taşınmaz üzerindeki temliki tasarrufların Tapu Dairelerince tescil olunmayacağının düzenlenmesi karşısında taviz bedelinin sorumlusunun yeni malik olduğu açıkça anlaşıldığından taviz bedelinden paydaşlığın giderilmesi davasının tarafları sorumlu tutulamaz. Açıklanan bu hukuki olgu gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan hükmün bozulması gerekmiştir.
Sonuç: Yukarıda 2. bentte yazılı nedenle hükmün (BOZULMASINA), istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 05.11.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
|