12-08-2011, 15:45
|
#2
|
|
Aşağıdaki ilk karara göre genel kredi sözleşmesinde rehinden bahsetmemesi halinde aracın teminat olarak göz önüne alınmayacağı, ne var ki eğer bir taşıt kredi sözleşmesi varsa rehin sözleşmesi de celbedilerek merhun aracın "doğmuş" ve "doğacak" tüm alacakları teminat altına alıp almayacağının araştırılması gerektiği belirtilmektedir.
Ayrıca ikinci kararda da azami limit üzerinde durulmaktadır. İşinize yarayacağını umut ediyorum.
 |
Alıntı: |
 |
|
|
|
|
|
|
|
T.C.
YARGITAY
19. HUKUK DAİRESİ
E. 2005/8322
K. 2005/12292
T. 8.12.2005
• SIRA CETVELİNE İTİRAZ ( Rehin Sözleşmesinin Usulüne Uygun Biçimde Kurulmaması İddiası Nedeniyle )
• KREDİ SÖZLEŞMESİ ( Taşıt Kredi Sözleşmesi ile Rehin Sözleşmesinin Celbiyle Bedeli Paylaşıma Konu Aracın Taraflar Arasında Doğmuş ve Doğacak Tüm Alacaklar Bakımından Teminat Teşkil Edip Etmediğinin Araştırılmasının Gerekmesi )
• ARACIN TEMİNAT OLMASI ( Sözleşmenin Teminatlar Kısmında Bedeli Paylaşıma Konu Araçtan Söz Edilmemesi Nedeniyle Anılan Aracın Genel Kredi Sözleşmesinden Doğan Borcun Teminatı Olarak Kabulünde Hukuken İmkan Bulunmaması )
2004/m.230
ÖZET : Davalı banka ile dava dışı borçlu arasında akdedilen ve bir örneği dosya içinde bulunan genel kredi sözleşmesinin teminatlar kısmında bedeli paylaşıma konu araçtan söz edilmemektedir. Bu durumda kural olarak anılan aracın genel kredi sözleşmesinden doğan borcun teminatı olarak kabulünde hukuken imkan bulunmamaktadır.
DAVA : Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın REDDİNE yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili davalı bankanın dava dışı borçluya kullandırılan taşıt kredisi sözleşmesinin tasfiye edildiğini bildirmesine rağmen, icra müdürlüğünce araç üzerindeki davalı rehninin dikkate alınarak sıra cetvelinde üst sıraya alındığını; rehin sözleşmesinin de usulüne uygun biçimde kurulmadığını bildirerek sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı banka vekili rehin sözleşmesinin usulüne uygun biçimde kurulduğunu bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece yapılan yargılamaya ve toplanan delillere göre; bedeli paylaşıma konu aracın trafik kaydında davalı bankanın rehin şerhinin mevcut olduğu, icra dosyasında yapılan hesaplamada bir yanlışlık bulunmadığı gerekçesiyle davanın REDDİNE karar verilmiş; hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davalı banka ile dava dışı borçlu arasında akdedilen ve bir örneği dosya içinde bulunan genel kredi sözleşmesinin teminatlar kısmında bedeli paylaşıma konu araçtan söz edilmemektedir. Bu durumda kural olarak anılan aracın genel kredi sözleşmesinden doğan borcun teminatı olarak kabulünde hukuken imkan bulunmamaktadır. Ne var ki, taraflar arasında bedeli paylaşıma konu aracın satın alınmasını teminen düzenlendiği ihtilafsız bulunan bir taşıt kredisi sözleşmesi mevcuttur. Bu durumda mahkemece anılan taşıt kredisi sözleşmesi ile rehin sözleşmesinin celbiyle, bedeli paylaşıma konu aracın taraflar arasında doğmuş ve doğacak tüm alacaklar bakımından teminat teşkil edip etmediğine bakılmalı ve varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmelidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 08.12.2005 günü oybirliğiyle karar verildi.
yarx
T.C.
YARGITAY
19. HUKUK DAİRESİ
E. 1997/75
K. 1997/2254
T. 6.3.1997
• MENKUL REHNİ ( Miktar Belirtilmesi Zorunlu Değildir )
• SIRA CETVELİNE İTİRAZ ( Rehin Konusu Alacağın Faiz ve Fer'ilerinin Kaydedilmemesi Sebebiyle )
• LİMİTLİ REHİNDE LİMİT FAZLASI ALACAK ( Masaya Kayıt Talebi )
• FAİZ VE FER'İLER ( Rehnin Limit Miktarını Aşan Alacağın Masaya Kaydı )
2004/m.140,206
ÖZET : Rehin sözleşmesinde doğmuş ve doğacak borçların teminatı olmak üzere belirli bir miktar kararlaştırılmışsa rehnin bu tutarla sınırlandırıldığı, faiz ve fer'ilerinin ise bunun dışında tutulduğu kabul edilmelidir. Davacı limit fazlası alacağı için ayrıca haciz yoluyla takip yaparak satışa konu aracı haczettirmediği sürece limit fazlası alacağı için pay ayrılamaz. Davacı limit fazlası alacağı için takibe geçip aracı haczettirmiş ise de, bu haciz davalıların haczinden sonraki bir tarihi taşıdığından limit fazlası olacağı için davalılardan sonra yer alması gerekir.
DAVA: Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hüküm süresi içinde davalılardan B. vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR: Davacı vekili, borçluya ait aracın satışından sonra düzenlenen sıra cetvelinde 1. sırada yer alan müvekkili bankaya 275.000.000 TL pay ayrıldığını, müvekkilinin rehin sözleşmesi ile teminat altına alınan alacağının rehinle sınırlı olmayıp, faiz ve diğer fer`ileri de kapsadığını, tüm alacak için pay ayrılması gerektiğini ileri sürerek sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, davacı banka lehine tesis edilen menkul rehninin asıl alacakla beraber faiz ve diğer fer`ileri de kapsadığı, bu nedenle davacıya tüm alacağı için öncelikle pay ayrılacağı gerekçesiyle sıra cetvelinin iptaline karar verilmiş, hüküm davalı B. vekilince temyiz edilmiştir.
Satışa ve bedeli paylaşma konu araç 29.12.1993 tarihli rehin sözleşmesi ile davacı banka lehine rehnedilmiştir. Menkul rehninde güvence altına alınmak istenen alacağın rehnin kurulması sırasında para olarak miktarının belirtilmesi zorunluluğu yoktur. Kanunda özel bir düzenleme olmamakla beraber menkul rehninde de alacağın ve fer`ilerinin teminata bağlı azami miktarının ne olacağının taraflarca kararlaştırılabileceği bilimsel görüşlerde ve yargısal içtihatlarda kabul edilmektedir. ( Cansel, E. Türk Menkul Rehni Hukuk, C. 1 1967, sh. 156, Tekinay, S.S. Menkul Mülkiyeti ve Sınırlı Ayni Haklar 1994, sh. 139, 12. HD. 22.3.1994, 164 ( 3359, 19. HD. 6.6.1995, 4389-4999 ).
Bu nedenle, davacı banka ile borçlu arasında düzenlenen rehin sözleşmesinin 1. maddesinde rehin doğmuş ve doğacak borçların teminatı olmak üzere 275.000.000 TL ile sınırlandırıldığının kabulü gerekir. Bu durumda davacı banka limit fazlası alacağı için ayrıca haciz yoluyla takip yaparak satışa konu aracı haczettirmediği sürece limit fazlası alacağı için pay ayrılamaz. Davacı banka limit fazlası alacağı için takibe geçip aracı haczettirmiş ise de, bu haciz davalıların haczinden sonraki bir tarihi taşıdığından limit fazlası olacağı için davalılardan sonra yer alması gerekir. İptali istenen 30.11.1994 tarihli sıra cetvelinde davacı bankaya yukarıdaki ilkeler doğrultusunda pay ayrıldığından sıra cetveli usul ve yasaya uygundur. Mahkemece bu yönler gözetilerek davanın reddi gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın kabulünde isabet görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 6.3.1997 gününde oybirliğiyle karar verildi. |
|
 |
|
 |
|
|