![]() |
|
![]() |
|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
![]() |
![]() |
#1 |
|
![]() Merhaba arkadaşlar, yardımınıza ihtiyaç duyduğum konu kısaca şöyle;
Vergi dairesi tadafından 3. bir şahıs aleyhine icra takibi başlatılıyor ve isim benzerliği dolayısıyla müvekkilin adına kayıtlı gayrimenkule haciz konuyor. 1 yıl sonunda yanlış gayrimenkul üzerine haciz konulduğu farkedilip konulan haciz kaldırılıyor. müvekkil bir yıl boyuncu gayrimenkulünü satamadığı veya herhangi bir işlem yapamadığı için şu anda tazminini istiyor. sizden istediğim ne tür bir dava açılabileceği yönünde. Şimdiden ilgilenen herkese teşekkürler. ![]() |
![]() |
#2 | |||||||||||||||||||
|
![]()
Sayın meslektaşım, Zarar= İspat= Tazminat= Tasarrufun engellenmiş olmasının sonuçları= Olay - Hukuk denklemi= |
![]() |
#3 | |||||||||||||||||||||||
|
![]()
T.C. YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ E. 2003/8959 K. 2003/13737 T. 20.11.2003 DAVA : Davacı Erdoğan Yavuz vekili Avukat Mustafa Eryılmaz tarafından, davalı Muammer İleri aleyhine 1.3.2001 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 13.3.2003 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız takip nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacı üzerinde tahrifat yapılan senet ile davalı tarafından yapılan icra takibi sırasında taşınmazlarının Tapu Sicil Müdürlüğünden tesbitinin istendiğini, haksız haciz nedeniyle kişilik haklarına saldırı oluşturduğundan 1.500.000.000 lira manevi tazminatın tahsilini istemiştir. Davacı tarafından takibe konu olan senedin rakam ve yazılarında değişiklik yapıldığı dosya içindeki bilgi ve belgelerden anlaşıldığı gibi tarafların da bu konuya itirazları yoktur. Takip sırasında davacının taşınmazlarının tapu kayıtları üzerine haciz uygulandığı ve davacının icra takibine yaptığı itiraz üzerine davacı yönünden takibin durdurulmasına karar verildiği görülmektedir. Burada önemli olan tahrifatın kimin tarafından yapıldığı değil, tahrif edilmiş senedin icra takibine konu yapılmasıdır. Davacının avukatı aracılığı ile yaptığı haczin haksızlığı mahkeme kararları ile sabit olduğundan olaya uygun bir miktar manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken davanın reddedilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 20.11.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi. T.C. YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ E. 2003/3404 K. 2003/9091 T. 9.7.2003 DAVA : Davacı Seyfi Aydoğan tarafından, davalı Erdoğan Dinçer aleyhine 02/07/2001 gününde verilen dilekçe ile haksız haciz nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; ispatlanamayan davanın reddine dair verilen 21/11/2002 günlü kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Davacı, davalının uygulattırdığı haksız haciz nedeniyle maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Mahkemece davacı alacaklının davada kötüniyet tazminat isteminde bulunmadığı ve davacı hakkında yapılan icra takibi nedeniyle kişilik haklarının zarar görmediği ve böylece davacının iddiasını kanıtlayamadığı gerekçesi ile istem reddedilmiştir. Dosyadaki kanıtlara göre davalının davacı hakkında yaptırdığı haciz nedeniyle tazminat isteminde bulunulmuştur. Davalı, davacının borçlu olduğundan bahisle hakkında bonoya dayalı takip yaptırmıştır. Bu sırada davacıya ait taşınmazlar üzerine ve davacının bankadaki hesaplarına haciz uygulanmıştır. Davacı tarafından açılan olumsuz tespit davasında davacının davalıya karşı borçlu bulunmadığına karar verilmiş ve karar kesinleşmiştir. Şu haliyle davalının davacı hakkında yaptığı haciz işleminin hukuka aykırı olduğu belirlenmiştir. Davacının haciz işleminin hukuka aykırı olduğu belirlenmiştir. Davacının zararı bulunmadığından kişilik haklarının zarar görmediği söylenemez. Davacının uğradığı maddi zarar yöntemine uygun belirlenmeli, bu mümkün olmadığı takdirde Borçlar Yasasının 42. maddesi gereğince miktar takdir edilmelidir. Ayrıca hakkında haksız haciz uygulanması nedeniyle manevi tazminata da hükmedilmelidir. Kararın yukarıda açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiştir. SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine, 9.7.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi. T.C. YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ E. 2005/12064 K. 2005/11247 T. 20.10.2005 DAVA : Davacı Mehmet Dilbaz vekili Avukat Uğur Aklan tarafından, davalı Miktad Uyanık ve Durmuş Pul aleyhine 3.3.2005 gününde verilen dilekçe ile haksız eylem nedeniyle tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; mahkemenin yetkisizliğine dair verilen 2.6.2005 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız eylem nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Yerel mahkemece davalılardan Miktad Uyanık'ın yetki itirazı kabul edilerek davalının ikametgahı Saimbeyli'de olduğundan yetkisizlik kararı verilmiş, kararı davacı temyiz etmiştir. Davacı, davalı Miktad'ın kendisi ile aynı isimde olan Mehmet Dilbaz aleyhine Kozan İcra Müdürlüğünde icra takibi yaptığını ve mal beyanında bulunulmadığından Kozan İcra Ceza Mahkemesi'nce borçlu aleyhine mahkumiyet kararı alındığını, ancak davalılarca özensiz davranılması sonucu gerçek borçlu yerine kendisinin bu mahkumiyet nedeniyle Mersin Cezaevinde haksız yere hapis yattığını ayrıca taşınmazına haksız haciz konulduğunu belirterek maddi ve manevi tazminat istemiştir. Dava haksız eyleme dayalı olduğuna göre davacı genel yetki kuralı yanında HUMK.nun 21. maddesi gereğince haksız eylemin gerçekleştiği yer mahkemesinde de dava açmakta serbesttir. Davacı, haksız olarak Mersin'de cezaevine konulduğuna göre haksız eylemin kısmen Mersin'de gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Şu durumda davacı yetkili mahkemeyi belirlemedeki seçimlik hakkını haksız eylemin gerçekleştiği yer mahkemesinden yana kullandığından işin esasına girmek gerekirken yazılı gerekçe ile yetkisizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı görüldüğünden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 20.10.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi. T.C. YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ E. 2004/8567 K. 2005/2210 T. 7.3.2005 • HAKSIZ HACİZ ( Haksız Yere Bir Kimsenin Malının Haczedilmesi Kişilik Haklarına Saldırı Oluşturacağı - Manevi Tazminat İsteminin Kabulü Gereği ) • MANEVİ TAZMİNAT ( Haksız Yere Bir Kimsenin Malının Haczedilmesi Kişilik Haklarına Saldırı Oluşturacağı - İstemin Kabulü Gereği ) • SAHTE SENEDE DAYALI İCRA TAKİBİ VE HACİZ ( Menfi Tespit Davası Sonucunda Davacının Borçlu Olmadığının Tespit Edilmesi - Haksız Yere Bir Kimsenin Malının Haczedilmesi Kişilik Haklarına Saldırı Oluşturacağı/Manevi Tazminat İsteminin Kabulü Gereği ) • MENFİ TESPİT DAVASI ( Sonucunda Davacının Borçlu Olmadığının Tespit Edilmesi - Haksız Yere Bir Kimsenin Malının Haczedilmesi Kişilik Haklarına Saldırı Oluşturacağı/Manevi Tazminat İsteminin Kabulü Gereği ) 818/m.49 4721/m.24 ÖZET : Davacı, haksız yapılan haciz nedeniyle maddi ve manevi tazminat talep etmiştir. Dosya kapsamından davalının sahte senede dayanarak davacı aleyhine icra takibi yaptığı, taşınmazını haczettirip sattırdığı anlaşılmaktadır. İhalenin feshi davası sonucu ihale iptal edilmiş ve menfi tespit davası sonucunda davacının borçlu olmadığı tespit edilmiştir. Haksız yere bir kişinin malının haczettirilmesi kişilik haklarına saldırı oluşturur. Bu durumda manevi tazminat talebinin kabulü gerekirken tümden reddi hatalıdır. DAVA : Davacı Z. vekili A. tarafından, davalı R. aleyhine 01.03.2002 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 08.04.2004 günlü kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü: KARAR : 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2- Öteki temyiz itirazına gelince; Dava, haksız haciz nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Yerel mahkemece maddi tazminat isteminin kısmen kabulüne, manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir. Hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre, davalının sahte senede dayanarak davacı aleyhine yaptığı icra takibi sonucu, davacının taşınmazının haczedilip satıldığı, ihalenin feshi kararı ile bu satışın iptal edildiği ve davacının açtığı menfi tespit davasında davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verildiği ve bu kararın onanarak kesinleştiği anlaşılmaktadır. Haksız yere bir kimsenin mallarının haczettirilmesi o kimsenin şeref ve haysiyetini ihlal eden, kişilik haklarına saldırı teşkil eden ve Borçlar Yasası'nın 49. maddesi gereğince manevi tazminat ile sorumlu tutulmayı gerektiren bir davranıştır. Bu nedenle davacı yararına manevi tazminata karar verilmek gerekirken bu istemin tümden reddi doğru değildir. Karar bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda ( 2 ) nolu bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, öteki temyiz itirazlarının ( 1 ) nolu bentte gösterilen nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 07.03.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi. |
![]() |
#4 | |||||||||||||||||||||||
|
![]()
|
![]() |
#5 | |||||||||||||||||||
|
![]()
Sayın meslektaşım Basit değil ! Onun için "Olay-Hukuk" bağlamında size bir "iş planı" hazırlamıştım. ![]() Saygılarımla |
![]() |
#6 |
|
![]() hulusi bey ilgilendiğiniz için ve iş planı için çok teşekkür ederim, niyetim sizi kırmak değil; ama dediğim gibi bunun uygulamadaki görüntüsüne ihtiyacım var.Elinizde yargıtay kakarı varsa bu bana yardımcı olacaktır.İyi çalışmalar
![]() |
![]() |
#7 |
|
![]() Sayın av. themis=)
Bu konuda herhangi bir yargıtay kararına ulaştıysanız ve onuda bu sayfada paylaşırsanız sevinirim. Çünkü benim de müvekkilime ait sıfır otobüsüne haksız bir şekilde haciz konuldu. İstihkak davasını kazandık. Yargıtay aşamasında. Büyük ihtimalle onanacaktır. Benim takıldığım nokta şu. Maddi tazminatımı nasıl kanıtlayacağım. Hesaplama yöntemi olarak nasıl bir şey düşünülebilir. Müvekkil otobüs alıp satan bir tacir sadece. Otobüs halen bağlı. Otobüsü işleten biri olsa diyeceğim ki günlük şu kadar kira bedeli. Fakat alıp satan olduğu için nasıl bir hesaplama yöntemi uygulanabilir ? |
![]() |
#8 |
|
![]() Tazminat davası açabilirsiniz....
T.C. YARGITAY 4.Hukuk Dairesi Esas: 2004/8567 Karar: 2005/2210 Karar Tarihi: 07.03.2005 TAZMİNAT DAVASI - HAKSIZ YERE BİR KİMSENİN MALLARININ HACZETTİRİLMESİNİN KİŞİLİK HAKLARINA SALDIRI TEŞKİL EDECEĞİ - DAVACI YARARINA MANEVİ TAZMİNATA KARAR VERİLMESİ GEREĞİ ÖZET: Haksız yere bir kimsenin mallarının haczettirilmesi o kimsenin şeref ve haysiyetini ihlal eden kişilik haklarına saldırı teşkil eden ve manevi tazminat ile sorumlu tutulmayı gerektiren bir davranıştır. Bu sebeple davacı yararına manevi tazminata karar verilmek gerekir. (818 S. K. m. 49) Dava: Davacı Zeki Hatipoğlu vekili Avukat Sinan Aklar tarafından, davalı Ramazan Yılmaz aleyhine 1.3.2002 tarihinde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 8.4.2004 tarihli kararın Yargıtay’ca tetkiki davacı vekili tarafından süresi içerisinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Karar: 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla kanuna uygun gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2- Öteki temyiz itirazına gelince; Dava, haksız haciz sebebiyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Yerel mahkemece maddi tazminat isteminin kısmen kabulüne, manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir. Hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre, davalının sahte senede dayanarak davacı aleyhine yaptığı icra takibi sonucu, davacının taşınmazının haczedilip satıldığı, ihalenin feshi kararı ile bu satışın iptal edildiği ve davacının açtığı menfi tespit davasında davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verildiği ve bu kararın onanarak kesinleştiği anlaşılmaktadır. Haksız yere bir kimsenin mallarının haczettirilmesi o kimsenin şeref ve haysiyetini ihlal eden kişilik haklarına saldırı teşkil eden ve Borçlar Yasası’nın 49. maddesi gereğince manevi tazminat ile sorumlu tutulmayı gerektiren bir davranıştır. Bu sebeple davacı yararına manevi tazminata karar verilmek gerekirken bu istemin tümden reddi doğru değildir. Karar bu sebeple bozulmalıdır. Sonuç: Temyiz edilen kararın yukarda 2 no.lu bentte gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, öteki temyiz itirazlarının 1 no.lu bentte gösterilen sebeplerle reddine ve peşin alınan harcın istem halinde geri verilmesine, 07.03.2005 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤) Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı |
![]() |
#9 |
|
![]() Sayın Tiryakim
Benim sorum haksız haciz ile ilgili manevi tazminat konusunda değil. Benim sorum yukarıda anlattığım olaya münhasır maddi tazminatın nasıl hesap edilebileceğine dair. Yani hangi kalemlerde maddi tazminat talebimi şekillendirebilirim. Hangi hesaplama yöntemini kullanmalıyım. Daha önceden de tüketici mahkemelerindeki vekalet ücretinin nisbi mi yoksa maktu mu olup olmadığı konusunda yazışmıştık. Sonunda yargıtay kararları ile olayı çözümlemiştik. Yukarıda benim anlattığım olay çok açık. Ben manevi tazminat verileceğini zaten biliyorum. Benim sorum maddi tazminatın nasıl hesaplanacağı noktasında. |
![]() |
#10 | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
![]()
Sayın meslektaşım, 1.Size iş planı sunuldu. 2.Örnek kararlar verildi. 3.Yasayı incelediniz... 4.Yasanın ilgili maddesini Olay'la ilişkilendirdiniz... 5.Nedensellik bağını kurdunuz... 6.Zarar iddiasının varlığını ve kanıtlarını ortaya koydunuz...
7.Da... Yalnızca bir örnek karara mı ihtiyacınız var? 8.Evet... İçtihatlardan yararlanmak gerekir. 9.Ancak "hüküm" yargıcındır. 10.Yalnızca YİBGK. kararları yargıç için "mutlak" anlamda bağlayıcıdır. 11.Avukat; "hakkın yapıcısıdır".İçtihat yoksa... Avukat yaratılmasını sağlar. Sonuç olarak görüşüm: 1.Açmayı düşündüğünüz maddi tazminat davasındaki zarar; BK.m 41-44'deki zarar anlamındadır. 2.Olay’ı haksız fiile dayandırmak mümkündür. 3.Zarar karşılığında “haklı görülecek tazminat”: Zararın varsayıma dayanması, bu tür zararların ispatında BK'nin 42/2 ve HMUK'nun 240. maddesini ön plana çıkarmaktadır. BK'nun 42/2. maddesi yargıcın takdir hakkını, HMUK'nun 240. maddesi ise yargıcın kanıtları özgürce edindiği kanısına göre takdirini düzenlemektedir. 4.Zarar; en geniş anlamıyla "mal varlığındaki" azalma,yoksun kalınan kazançtır. 5.Müvekkil, taşınmazı satamadığı için "zarar" gördüğünü iddia ediyorsa... 5.1.Zarar; taşınmazı, --satamadığı tarihte-- satabilse idi, eline geçecek para ile bugün satarsa eline geçecek olan arasındaki (negatif)farktır... 5.2.Zarar;taşınmazı, --satamadığı tarihte-- satabilse idi, eline geçecek para ile yapacağı yatırımla elde edeceği kazançtan yoksun kalmaktır. 5.3.Ve dahası... 5.4.İddianın (zararın) varlığı ve miktarı ispatlanmalıdır. Saygılarımla |
![]() |
#11 | |||||||||||||||||||||||
|
![]()
|
![]() |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
![]() |
||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
DOLAYISIYLA ZARAR, TTK 309, Şirketin Davaya Taraf Olmaması | vekaleten | Meslektaşların Soruları | 8 | 13-02-2017 07:26 |
İsİm DeĞİŞİklİĞİ | av.m.kasim | Meslektaşların Soruları | 10 | 01-11-2012 12:54 |
3.hacİz İhbarnamesİnİn KesİnleŞmesİnİn Ardindan 3.Şahis Hakkinda Hacİz Yapabİlİr Mİyİ | Goldan | Meslektaşların Soruları | 12 | 14-11-2011 15:05 |
Bankanin Hacİz MÜzekkeresİne KarŞi Hesaba Hacİz Koymamasi | Av.Kübra YILDIZ | Meslektaşların Soruları | 1 | 07-07-2011 15:35 |
Haksiz Hacİz, Tehİrİ İcra İstememe | RuzgarEzel | Meslektaşların Soruları | 1 | 07-06-2008 18:04 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |