23-06-2011, 13:53
|
#2
|
|
|
|
|
|
İcra ceza mahkemesi tarafından verilen ceza kararlarının infazında, polisin yakalama yetkisinin kaldırıldığı ve bu suçlardan dolayı aranıldığına ilişkin GBT kayıtlarına giriş yapılmadığı öğrenilmiştir.
Bu durumda, icra ceza suçlarının infazı imkansızlaştırılarak fiilen kaldırılmış olmaktadır.
Borçluların bu cezalarının infazı için Bakanlık veya Savcılık veya kolluk kuvvetleri nasıl bir yol izleyecektir.
Yasal olarak bu suçların kaldırılması, sanal bir suçun durmasından ve bundan medet ummamızdan daha iyi olacaktır. Cezai sorumluluğun borçlu üzerinden kaldırılması halinde, alacaklı borçlu dengesi borçlu lehine bozulacağı için, alacaklı lehine yeni tahsil imkanı sağlayacak araçlar geliştirilmesi gerekecektir.
Alacaklı avukatı olmamanız dileklerimle...
|
|
 |
|
 |
|
Değerli meslektaşım, bahsettiğiniz mesele HSYK'nın şu genelgesine taalluk ediyor. Bilgi ve istifadenize...
Saygılarımla.
HSYK Genelgesi: Tazyik hapsi ilâmlarının infazı
 |
Alıntı: |
 |
|
|
|
|
|
|
|
İcra ve İflâs Kanunu'nun 76, 338/2, 340/1, 341, 343, 344 ve 6183 sayılı Kanun’un 60'ıncı maddeleri Taahhüdü ihlal, Nafaka Borcu) uyarınca verilen tazyik hapsi kararlarına ait genelgedir.
HAKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU
Genel Sekreterliği
Sayı : B.03.1.HSK.07.0.12.04-045.02-25-2011/ 19/897 03/03/2011
Konu : Tazyik hapsi ilâmlarının infazı
CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA
Bazı yer Cumhuriyet başsavcılıklarından alınan yazılarda; 6183 sayılı Amme Alacaklarının İnfazı Hakkında Kanun'un 60'ncı maddesinde bahsedilen hapsen tazyik ve 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu'nda öngörülen tazyik hapsi kararlarının infazında Cumhuriyet başsavcılıkları arasında farklı uygulamalar bulunduğu, bazı yer Cumhuriyet başsavcılıklarının Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzüğün 193'ncü maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendi uyarınca çağrı kağıdı ve yakalama emri çıkartmadan söz konusu ilâmları doğrudan kolluğa göndermek suretiyle infazına başlandığı, bazı yer Cumhuriyet başsavcılıklarının ise öncelikle çağrı kağıdı düzenlediği, akabinde diğer hapis cezalarında olduğu gibi tebliğe rağmen 10 gün içerisinde başvuru yapılmadığı takdirde yakalama emri çıkartılarak infazına çalışıldığı, aslında tazyik hapsi ile hapsen tazyik işlemlerinin birbirinden farklı işlemler olduğu, hapsen tazyik işlemlerinde ödeme ve mal beyanında bulunma hâlinde kişinin mahkemeden karar alınmadan salıverilmesi mümkün iken, tazyik hapislerinde mahkemeden düşme kararı alınmadan kişinin salıverilmesinin mümkün olmayacağı, bu nedenle yakalanan kişinin hiçbir şekilde yakalama emri gibi hukuksal bir dayanak olmadan hürriyetinden yoksun kılma sonucunu doğurabileceği, ayrıca yakalama emri çıkartılmadan bu kararların kolluğa gönderilmesi hâlinde GBT kayıtlarına giriş yapılamayacağından ilâmın infaz kabiliyetinin zayıflayabileceği ya da ortadan kalkabileceği, UYAP Bilişim Sistemi içerisinde de tazyik hapisleri ile ilgili olarak portala eklenen çağrı kağıdı şablonunun bulunması nedeniyle sisteminde tazyik hapislerinin farklı olarak kabul ettiğini gösterdiği, bu bakımdan tazyik hapislerinde, hapsen tazyik işlemlerinden farklı olarak çağrı kağıdı ve yakalama emri çıkartılarak infaz işlemlerinin gerçekleştirilmesi gerektiği belirtilerek tazyik hapsi ve hapsen tazyik işlemlerinin infazında izlenecek yönteme dair görüş bildirilmesi talebi üzerine Genel Sekreterlik görüşünün teşkilata duyurulmasında yarar görülmüştür.
Bu itibarla;
1- 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu'nun 76, 338/2, 340/1, 341, 343, 344 ve 6183 sayılı Kanun’un 60'ıncı maddeleri uyarınca verilen tazyik hapsi kararlarının ; 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 121’inci maddesinde düzenlenen yetkiye dayanılarak hazırlanan ve yürürlüğe giren Ceza ve İnfaz Kurumlarının Yönetimi İle Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzüğün 193’üncü maddesi uyarınca, mahsus defter olan hapis ile tazyik defterine kaydedilmesinin ardından, hükümlünün kararda belirtilen adresinde bulunan mahalli kolluk kuvvetlerine veya ilgilinin bu adreste bulunamaması hâlinde yargı çevresi dışındaki o yer Cumhuriyet başsavcılığına gönderilerek infazının gerektiği ve çağrı belgesi veya yakalama müzekkeresi düzenlenmesine gerek bulunmadığı, bu kararların temyize tâbi olmadığı,
2- Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca 25 Kasım 2009 tarihinde yapılan güncelleme ile icra ceza mahkemelerince esas dosyası üzerinden verilen tazyik hapsi kararlarının Cumhuriyet başsavcılıklarında tazyik hapsi defterine kaydına imkân sağlanmış olması sebebiyle UYAP ortamında icra ceza mahkemelerince karar verilen tazyik hapislerinin uygulamaya yeni eklenen tazyik hapsi defterinden numara alacağı ve işlemlerinin tazyik hapsi dosyası üzerinden yürütülmesi gerektiği,
Mütalaa edilmekle birlikte infazda tereddüt edilen konularda 5275 sayılı Kanun’un 98’inci maddesi uyarınca mahkemesinden bir karar alınmak suretiyle sorunun yasa ve yargı yoluyla çözülmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.
Bilgi edinilmesini ve keyfiyetin merkezdeki Cumhuriyet savcıları ile mülhakât Cumhuriyet başsavcılıklarına duyurulmasını rica ederim.
Mehmet KAYA
Hâkim
Genel Sekreter
|
|
 |
|
 |
|
|