Acİz Vesİkasi/avukatin SorumluluĞu

SOMUT OLAY:iş kazası nedeniyle doğan tazminat alacağına ilişkin ilam icraya koyulmuş ancak tahsil kabiliyeti olmadığı iddiası ile için aciz vesikasına bağlanacağı belirtilmiş.
SORU:Bir meslektaşım diğer bir meslektaşım aleyhine tahsil kabiliyeti olmayan ve aciz vesikasına bağlanacak (henüz bağlanmamış)alacak miktarınca maddi tazminat davası açmış.Bu mümkün mü?Alacağın iddiaya göre tahsil edilemeyecek olması davayı kazanan avukat aleyhine tazminat davasına açılmasına sebebiyet vermiş.Bu mümkün mü?Tazminat davası kazanılabilir mi?Saygılarımla...

Alıntı: Yazan furugferruhzad Alacağın tahsil edilemeyecek olması davayı kazanan avukat aleyhine tazminat davasına açılmasına sebebiyet vermiş.Tazminat davası kazanılabilir mi?

Tazminat davası açılabilmesi için bir kusur olmalı. Tazminat davasında "avukatın alacağı tahsil edememesinde kusuru bulunması" iddia edilmeli. Bu iddia kanıtlanabilirse tazminat davası kazanılır; kanıtlanamazsa tazminat davası kaybedilir.

Dava dilekçesinde ileri sürülen kusur iddiası nedir?

Saygılarımla

İş kazası davası devam ederken davalılar mal paylaşımı için izale-i şuyu davası açmışlar davacı vekili teminatlı veya teminatsız olarak taşınmazlar üzerine tedbir konulmasını talep etmiş,mahkeme talebi reddetmiş,şimdiki avukat teminat göstermemiş mallar kaçmış diyor ve tazminat davasını açıyor.

Teminat müvekkilce karşılanmamış ise ne olacak?

Hakkında dava açılan avukat şu an birlikte çalıştığım yeni bir meslektaşımız ve kendisi çok zor durumda tahsil edilmeyen alacaktan sorumlu olması hakkaniyete uygun gelmiyor bana,zarar ile illiyet bağı göremedim ben ihmali ya da kasıtlı bir davranış yok. üstelik teminatlı ya da teminatsız olarak tedbir istemiş dosyada dilekçesi mevcut. Müvekkil avukatlık ücretinin tamamını vermediği gibi temyiz,icra gideri yol masrafları teminat v.s gibi hiç bir ödemeyi de kendisine yapmamış.

Kanımca cevap ifadelerinizde saklı .Sayın meslektaşımız izale-i şuyu davasının tarafı değil ki ! Hatta izale-i şuyu davasına konu gayrimenkul tek tapu olsa ve davalıya ait olup da davalı , dava sırasında mezkur taşınmazı elden çıkartsa ve bu yüzden kazanılan dava sonunda tahsil imkansızlaşsa bile meslektaşın sorumluluğu olmaz bence ; çünkü , iş davasının kazanılacağına ilişkin kendisine kimse garanti vermemiştir.Şayet alacak davalarında hakimler davalıların taşınmazlarına sürekli tedbir koyarlarsa , bu durum bir bakıma ihsas-ı rey anlamına da gelir.Şunu diyebiliyor muyuz ; bir avukat , mahkemeden tedbir isterse , mahkeme de verir ! Böyle bir garanti kanun hükmü varsa ve buna rağmen meslektaş tedbir istememişse kusurlu davranmış demektir ; kaldıki zaten tedbir de istenmiş.Tüm bunların ötesinde avukatı bedava sihirbaz olarak gören müvekkilin istediği oldu diyelim yani izale-i şuyu davasına konu taşınmaz için tedbir kararı verildi.Bu durumda ortak malikler ne yapacak ?Öncelikle acaba g.menkul bölünerek kullanılmaya müsait mi , şayet böyle bir durum söz konusu değilse diğer hissedarlar ne yapacak , kendileriyle ilgisi olmayan iş davasının bitimini mi bekleyeecekler? Ya hissedarlardan birinin ölüm tehlikesi içinde acil ameliyat olması gereken bir hastası varsa ve mezkur taşınmaz dışında mal varlığı yoksa ! O zaman , o bedavacı müvekkilimizin davasının sonucunu mu bekleyecek ?Sevgili meslektaşımızın müvekkili Abdulhamid'in son torunu olsa da olmaz ! Ne avukatlar ne de mahkemeler asla sadece tek bir tarafın haklarını korumakla yükümlü değildir.

Dava ile ilgili gelişmeleri bize bildirin .

Alıntı: Yazan M.SERDAR DEMİRTAŞ Kanımca cevap ifadelerinizde saklı .

Unutmayalım ki davayı açan da avukattır ve en az bizim kadar hukuk bilgisi bulunmaktadır. Aktarılan olayda anlatılmayan karanlıklar var.

Dava dilekçesini ve ekindeki delilleri görmeden sadece duyumlara dayanarak hukuki görüş oluşturmak yanıltıcı olur kanısındayım.

Saygılarımla

Burada yöneltmek istediğim bir başka usulü soru ise alacak henüz aciz vesikasına bağlanmamış,(Dava dilekçesinde bağlanacağı belirtilmiş)bu bir dava şartı mıdır?Alacak henüz aciz vesikasına bağlanmamış ise ve bu tazminat davası için bir dava şartı ise mahkemece yapılacak iş davacıya bu eksikliği yerine getirmek üzere kesin süre vermek midir?İzlenecek yol nedir?

Alıntı: Yazan Av.Armağan Konyalı Unutmayalım ki davayı açan da avukattır ve en az bizim kadar hukuk bilgisi bulunmaktadır. Aktarılan olayda anlatılmayan karanlıklar var. Dava dilekçesini ve ekindeki delilleri görmeden sadece duyumlara dayanarak hukuki görüş oluşturmak yanıltıcı olur kanısındayım. Saygılarımla

Dava dilekçesinde mal kalmamış,alacak aciz vesikasına bağlanacak(henüz bağlanmamış)teminatsız tedbir istemişsiniz,tedbir mahkemece reddedilmiş(ki teminatlı ya da teminatsız olarak istenmiş.Mahkeme teminatı belirlemeden talebi reddetmiş) dosyasından doğan alacağı avukat ödesin istemi dışında bir şey yok.Delil olarak ta dava dosyasına ve icra dosyasına dayanılmış.

Alıntı: Yazan furugferruhzad avukat ödesin istemi dışında bir şey yok.Delil olarak ta dava dosyasına ve icra dosyasına dayanılmış.

O halde genç meslektaşımız içini ferah tutsun. Geçmiş olsun.

Yeni mal iktisabının olmayacağını kim iddia edebilir?