|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
06-06-2010, 18:56 | #1 |
|
Kefalet Harcının Ödenmemesinin Yaptırımı
Sayınmeslektaşlarım geçenlerde İstanbul Adliyesinde bir icra dairesinin müdürü bana hacizde kefalet harcı ödenmediğinden satış talimat müzekkeresini vermedi.?Acaba müdürün bu uygulamasının yasal dayanağı var mıdır?Bu harcı kanunen icra kefili ödemesi gerekmez mi?Kefile bu meblağı ödemesi için doğal olarak esas değil de talimat icra dairesinin ödeme muhtırası çıkartması gerekmez mi?
|
07-06-2010, 14:20 | #2 |
|
Haciz sırasında kefil olan kişiye ödeme emri göndermeniz için icra müdürlüğüne kefalet harcı yatırmadınız mı?Kefalet harcı yatmamışsa kefil üzerinde nasıl işlem yapılabiliyor?Somut olayı daha açıklayıcı şekilde belirtmeniz ve açıklamnız mümkün müdür?SAYGILARIMLA.
|
07-06-2010, 17:21 | #3 |
|
kefalet harcını ödemeden kefile değil asıl borçluya işlem yapma
Hayır sayın üstadım biz kefalet harcını yatırmadık ancak kefil hakkında değil(henüz ödeme emri tebliğ edip de ona karşı takibi kesinleştirmedik ki)sadece asıl borçlu hakkında talimat icra dairesine esas icra dairesinden menkul satış talimatı yazdıracağız ancak müdür alakasız bir şekilde sanki kefil hakkında satış talebinde bulunuyormuşuz gibi bize kefalet harcını ödemeniz gerekiyor dedi?
|
07-06-2010, 17:31 | #4 |
|
Kefalet Harcını yatırmadığınız için ancak Kefile göndereceğiniz İcra Emrini imzalamayabilir. Onun dışında dosyadaki diğer işlemleri bekletemez.
|
07-06-2010, 17:46 | #5 | |||||||||||||||||||||||
|
İİK 16/2. madde gereği,hakkın sebebsiz yere sürüncemede bırakılması sebebiyle duruşmasız talepte bulunabilirsiniz. Tüm bunlar bir yana icra kefalet harcının ödenmemesi,kefaletin geçerliliğini etkilemez.Sadece icra memuru vergi dairesine müvekiliniz adına tahsil müzekkeresi yazılması için vergi dairesine ihbarda bulunur. Saygılarımla |
08-06-2010, 08:19 | #6 |
|
Şimdi daha anlaşılır şekilde oldu sanırım.Menkul satış talimatı için asıl borçlu hakkında kefalaet harcı istenemez.Aksi takdirde İİK 16 gereği şikayet yoluna gidilmesinde fayda olduğunu düşünüyorum.Yahut icra müdürü kefili de dahil ettiğinizi düşünüp o şekilde anlamış olabilir.SAYGILARIMLA.Çalışmalarınızda başarılar diliyorum.
|
08-06-2010, 11:48 | #7 |
|
Harcın ödenmemesi,vargi dairesini ilgilendirmekte olup,icra kefaletinin geçerlilik koşulları açısından bir önemi yoktur.
Harçlar Kanunu ZAMANINDA ÖDENMEYEN HARÇLAR : MADDE 130 - Bu Kanunda ödenmeleri için belli bir süre tespit edilmiş olan harçlar süresi içinde ödenmemiş ise, ilgili makam ve daireler tarafından, sürenin sonundan itibaren 15 gün içinde bir müzekkere ile o yerin ilgili vergi dairesine bildirilir. Müzekkerede harcın nevi ve mahiyeti, miktarı, mükellefin adı ve soyadı ve en son ikametgah adresi açıkça gösterilir. T.C. YARGITAY 19. HUKUK DAİRESİ E. 1997/5792 K. 1997/10677 T. 15.12.1997 • İCRA KEFALETİNİN ŞEKLİ ( Yazılı Olması ve Kefilin İmzasının Bulunmasının Yeterli Olması ) • KEFALETİN GEÇERLİLİK ŞEKLİ ( İcra Kefaletinde ) • ŞEKİL ( İcra Kefaletinde Yazılı Olma ve Kefilin İmzasını Taşıma Şartları ) 2004/m.38 818/m.483 ÖZET : İcra kefaletinin şekli hakkında icra iflas kanununda özel bir hüküm bulunmadığından, Borçlar Kanunun 483 ve takip eden maddeleri hükümleri gözetildiğinde, yazılı şekilde olması ve kefalet taahhüdünün altında kefilin imzasının bulunması yeterlidir. DAVA : Taraflar arasındaki menfi tesbit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: KARAR : Davacı vekili, Ömer Gülhan tarafından davalı lehine keşide edilen 150.000.000.- TL.’lık bir çeke dayalı olarak davalının keşideci aleyhine ihtiyati haciz kararı aldığını; bunu ise müvekkili davacı şirketin işyerinde infaza giriştiğini; bu infazın fiilen davacı müvekkili şirkete yönelik olarak gerçekleştirilmeye çalışılmasının baskısı altında şirket temsilcisinin şirketle alakası bulunmayan borcu kabul edip 50.000.000.- TL.’lık bölümünü peşinen ödemek ve bakiyesi hakkında da taahhütte bulunmak mecburiyetinde kaldığını; ihtiyati haczin icra takibine dönüştürülmesi ile davacı müvekkiline örnek 53 icra emri gönderildiğini; davalıya borçlu olanın davacı şirket olmaması nedeniyle icra emri tebliğinin doğru olmadığını; kaldı ki borcun, asıl borçlu Ömer Gülhan tarafından ödendiğini belirterek; davacı şirketin davalıya borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir. Davalı; davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir. İ.İ.K.nun 38. maddesi hükümleri icra kefaletlerinin müteselsil kefalet hükmünde olduğunu ve ilamların icrası hakkındaki hükümlere tabi bulunduğunu düzenlemektedir. Amacı, icra takibine konu edilen ve anında ödenemeyen bir borcun üçüncü kişi ( icra kefili ) tarafından ödenmesini sağlamaya yöneliktir. İcra kefaletinin şekli hakkında İİK’nda özel bir hüküm bulunmadığından, BK.nun 483 ve takip eden maddeleri hükümleri gözetildiğinde, yazılı şekilde olması ve kefalet taahhüdünün altında kefilin imzasının bulunması yeterlidir. İcra dosyası içindeki icra zaptında imzası bulunan Sıtkı Ayanoğlu’nun davacı şirketi temsile yetkili bulunduğu tartışmasız olup, ihtiyati haciz kararının, takip konusu çekin keşidecisi durumunda olan Ömer Gülhan aleyhine alınıp uygulandığı ve takibin de adı geçen aleyhine yapılıp ödeme emri gönderildiği, davacı şirket aleyhine ise icra zaptındaki beyanına dayalı olarak örnek 53 icra emri gönderildiği gözetildiğinde; davacı şirket temsilcisinin icra zaptına dercolunan, borcun kabul edildiğine ve peşin ödediği 50.000.000.- TL.’nın dışında kalan kısmı belirlenen vadede ödeyeceğine ilişkin beyanının; davacı şirketi bağlayacağı ve sonuç olarak icra kefaleti niteliğinde olduğu kuşkusuzdur. Bu durumda mahkemece davanın reddi gerekirken yasal olmayan gerekçelerle kabulünde isabet görülmeyip davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü gerekmiştir. SONUÇ : Yukarıda yazılı nedenle kararın davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 15.12.1997 gününde oybirliğiyle karar verildi. |
08-06-2010, 12:00 | #8 |
|
Teorik olarak dediğinizde haklısınız ancak uygulamada bu pek de mümkün olmuyor.Harç ödenmeden icra kefiline tebligat göndermek için icra müdürünü ikna etmek hayli zor olsa gerek.Harç kestirildikten sonra ödenmemesi durumunda vergi dairesine harç tahsil müzekkeresi yazılması belirttiğiniz durumu özetlemektedir.Bu hususa katılıyorum ancak uygulamada harç ödenmeden kefile tebligat gönderilmesi zor bir yoldur.Türkiyede uygulama ve teori olmak üzere iki husus olduğu da aşikar.SAYGILARIMLA.
|
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Güvence Hesabı' nın mevzuata aykırı davranmasın cezai yaptırımı varmıdır. | bkaya | Meslektaşların Soruları | 0 | 27-02-2010 13:31 |
Tahsil Harcının İadesi | Avukat halil | Meslektaşların Soruları | 1 | 06-04-2009 12:38 |
tedbir nafakasına kararına uymamanın yaptırımı? | crocus | Meslektaşların Soruları | 9 | 26-09-2008 15:42 |
Yargı Mensuplarının Cüppe Giyme Zorunluluğu Ve Bu Zorunluluğa Uymamanın Yaptırımı | kurat | Hukuk Sohbetleri | 0 | 06-04-2002 17:45 |
Türk Vergi Hukukunda Mal Beyanında Bulunmama Fiili Ve Hapsen Tazyik Yaptırımı | Admin | Hukuk Haberleri | 0 | 11-08-2000 20:07 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |