Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

muvazaalı icra dosyası

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 09-11-2009, 21:36   #1
Mr Black

 
Varsayılan muvazaalı icra dosyası

Müvekkilin alacağının tahsili için icra takibi başlattık ama gerek trafiklerde gerekse tapularda borçlunun tüm malvarlığı üzerinde başka bir icra dosyasından hacizler bulunuyor. Dolayısıyla müvekkilin hacizleri her yerde ikinci sırada. İlk haciz koyan icra dosyası ise senede bağlı, rakam oldukça yüksek, tebligatlar elden yapılmış, sürelerden feragat edilmiş vesair. Kısacası bu icra dosyasının va alacağının muvazaalı olduğunu düşünüyorum.

Satışlar yapıldıktan sonra paranın taksimi aşamasında bu icra dosyasının önüne geçmek için sıra cetvelinin düzenlenmesinden sonra sıra cetveline itiraz davası açabiliriz. Fakat, satış vesair işlemler için birçok masraf yapılacağından, sıra cetvelinin düzenlenmesi aşamasına kadar beklemek istemiyoruz. Bu haldeyken başvurabileceğimiz bir yol varmıdır?

İİK 277 ve devamı maddelere göre tasarrufun iptali davası açılabilirmi? FAkat, bu durumda ortada bir tasarrufu işlem yokki, tasarrufun iptali davası açılsın. Muvazaanın tespiti diye bir dava olabilir mi? Herkezden fikir bekliyorum. Özellikle somut olarak böyle bir uyuşmazlık yaşayan arkadaşlarımız tecrübelerini paylaşırlarsa sevinirim.
Old 09-11-2009, 22:07   #2
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Mr Black
Müvekkilin alacağının tahsili için icra takibi başlattık ama gerek trafiklerde gerekse tapularda borçlunun tüm malvarlığı üzerinde başka bir icra dosyasından hacizler bulunuyor. Dolayısıyla müvekkilin hacizleri her yerde ikinci sırada. İlk haciz koyan icra dosyası ise senede bağlı, rakam oldukça yüksek, tebligatlar elden yapılmış, sürelerden feragat edilmiş vesair. Kısacası bu icra dosyasının va alacağının muvazaalı olduğunu düşünüyorum.

Satışlar yapıldıktan sonra paranın taksimi aşamasında bu icra dosyasının önüne geçmek için sıra cetvelinin düzenlenmesinden sonra sıra cetveline itiraz davası açabiliriz. Fakat, satış vesair işlemler için birçok masraf yapılacağından, sıra cetvelinin düzenlenmesi aşamasına kadar beklemek istemiyoruz. Bu haldeyken başvurabileceğimiz bir yol varmıdır?

İİK 277 ve devamı maddelere göre tasarrufun iptali davası açılabilirmi? FAkat, bu durumda ortada bir tasarrufu işlem yokki, tasarrufun iptali davası açılsın. Muvazaanın tespiti diye bir dava olabilir mi? Herkezden fikir bekliyorum. Özellikle somut olarak böyle bir uyuşmazlık yaşayan arkadaşlarımız tecrübelerini paylaşırlarsa sevinirim.

Muvazaalı işlemler 3.kişiler açısından haksız eylem niteliğinde olmakla BK. 18 e istinaden muvazaalı işlemin geçersizliği nedeniyle dava ikame edebilirsiniz (diye düşünüyorum )

Saygılarımla...
Old 09-11-2009, 22:33   #3
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
21. HUKUK DAİRESİ
E. 2007/20801
K. 2008/14834
T. 25.9.2008
• MUVAZAALI TAKİP ( İstihkak Davası - Borçlunun Ödeme Emrini İcra Müdürlüğüne Gidip Elden Tebliğ Alması Lehine İşleyecek Yasal Sürelerden Feragat Etmesi Bu Şekilde Kesinleşen Takipte Borçluya Ait Malların Haczedilerek Satışa Çıkartılması )
• İSTİHKAK ( Başlatılan İcra Takibinin Danışıklı İşlem Olması - Bu Şekilde Hak Sahibi Olduğunu İddia Eden 3. Kişinin Açmış Bulunduğu İstihkak Davasının Reddi Gerektiği )
• DANIŞIKLI İŞLEM ( Borçlunun Ödeme Emrini İcra Müdürlüğüne Gidip Elden Tebliğ Alması Lehine İşleyecek Yasal Sürelerden Feragat Etmesi Bu Şekilde Kesinleşen Takipte Borçluya Ait Malların Haczedilerek Satışa Çıkartılması )
2004/m.96, 97/a
1086/m.417
ÖZET : Uyuşmazlık, İcra ve İflas Kanunu’nun 96. ve onu izleyen maddelerine dayalı üçüncü kişinin istihkak davasına ilişkindir.

Borçlunun ödeme emrini icra müdürlüğüne gidip elden tebliğ alması, lehine işleyecek yasal sürelerden feragat etmesi, bu şekilde kesinleşen takipte borçluya ait malların haczedilerek satışa çıkartılması ve alacağına mahsuben alacaklıya ihale edilmesi, sonrasında malların borçluya kiraya verilmiş olduğu da göz önünde bulundurulduğunda, başlatılan icra takibinin danışıklı işlem olduğunu göstermektedir. Bu şekilde hak sahibi olduğunu iddia eden üçüncü kişinin açmış bulunduğu istihkak davasının reddi gerekir.

DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı kararın temyizen tetkili davalı ( Alacaklı ) vekili tarafından istenmiş,mahkemece ilanında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar vermiştir.

Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Zehra Ayan tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu,işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi:

KARAR : Uyuşmazlık, İcra ve İflas Kanunu’nun 96. ve onu izleyen maddelerine dayalı üçüncü kişinin istihkak davasına ilişkindir.

Dava konusu taşınır mallar 14.01.2005 tarihinde borçlunun adresinde haczedilmiştir. İcra ve İflas Kanunu'nun 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesi borçlu dolayısıyla davalı alacaklı yararınadır.Karine aksinin davacı üçüncü kişi tarafından kesin ve üçlü delille ispatı gerekir.

Davacı üçüncü kişi,haciz edilen malları,davalı borçlu aleyhine kendileri tarafından yapılan takip nedeniyle İstanbul 13. İcra Müdürlüğü’nün 2004/10835 Esas Sayılı dosyasında 01.12.2004 tarihinde yapılan ihalede satın aldığı,daha sonra da 15.12.2004 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile dava dışı Tügmad Türkkan Gıda Maddeleri San.Tic.A.Ş. adlı şirkete kiraladığını savunmuştur.

Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden,borçlu şirket ile dava dışı Tügmad Türkan GIDA Maddeleri San.Tic.A.Ş. arasında organik bağ bulunduğu,her iki şirketinde aynı adreste ( haciz adresinde ) faaliyette bulunduğu,ayrıca,davacı üçüncü kişinin de dava dışı Tügmad Türkkan Gıda Maddeleri San.Tic.A.Ş’nin ortağı olduğu anlaşılmaktadır.

Öte yandan,İstanbul 13.İcra Müdürlüğün’nün 2004/10835 Esas sayılı dosyası ile davacı üçüncü kişi Atilla Yener tarafından davalı borçlu aleyhine 07.07.2004 tarihinde başlayan icra takibinde borçlu şirket yetkilisinin 08.07.2004 tarihinde icra dairesine gidip ödeme emrini tebellüğ etmesi,borçlu şirket yetkilisinin ödeme emrinde yazılı yasal sürelerden feragat ettiğini bildirmesi,05.10.2004 tarihinde haciz adresinde dava konusu taşınırların haczedilmesi ve 01.12.2004 tarihinde davacı üçüncü kişiye alacağına mahsuben ahale edilmesi,başka bir anlatımla,borç doğumundan sonra dava konusu eşyaların ihaleden satın alınıp,tekrar borçlunun kullanımına verilmesi,danışıklı işlem niteliğindedir. Delil olaral sunulan ve borç doğumundan sonraki tarihi taşıyan adi nitelikli kira sözleşmeleri de dava konusu taşınır malların davacı üçüncü kişiye ait olduğunu göstermez.Tüm bu maddi ve hukuki olgular karşısında davacı üçüncü kişinin davasının reddi gerekirken, aksi düşüncelere kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

Kabule göre de,kural olarak,davayı kaybeden taraf yargılama giderleri ve avukatlık ücretinden sorumludur. ( HUMK.md 417 )Bu durumda,hüküm fıkrasının 5.bendinde maddi hata sonucu dava malların değerine göre Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve taktir olan 8.300,00-YTL nispı avukatlık ücretinin davacıdan tahsili ile davalı alacaklıya verilmesine karar verilmesi de isabetsizdir.

O halde,davalı alacaklının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,temyiz harcının istek halinde davalı ( alacaklıya ) iadesine, 25.09.2008 gününde oybirliyle karar verildi.

yarx
Old 09-11-2009, 22:34   #4
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
4. HUKUK DAİRESİ
E. 2004/16879
K. 2005/475
T. 27.1.2005
• MUVAZAA İLE DÜZENLENEN BONO ( Davacıların Alacağını Etkisiz Bırakmaya Yönelik Bononun Muvazaalı Olduğunun Kabulü Gereği - İlamdan Hemen Sonra Düzenlenip Takibe Konulan ve Kesinleştirilen Takibin Muvazaalı Olduğunun Kabulü Gereği )
• TAZMİNAT DAVASI ( İlamdan Hemen Sonra Düzenlenip Takibe Konulan ve Kesinleştirilen Bononun Üçüncü Kişilerin Alacağını Etkisiz Bırakmaya Yönelik Olduğunun Kabulü Gereği - Muvazaalı Takibin İptali Gereği )
• TAKİBİN İPTALİ ( Alacaklının İlama Dayalı Alacağını Sonuçsuz Bırakmaya Yönelik Muvazaalı Takibin İptali Gereği - Davacı Lehine Sonuçlanan Davadan Hemen Sonra Düzenlenip Takibe Konulan Bononun Muvazaalı Olduğunun Kabulü Gereği )
818/m.18,
6762/m.688
ÖZET : Dava, muvazaaya dayalı iptal istemine ilişkindir. İcra dayanağı bononun her zaman düzenlenmesinin ve istenilen tarihte vade konulmasının mümkün olması karşısında davalılar arasındaki bono tanzimi ve icra takibi işlemlerinin davacıların alacağını etkisiz bırakmaya yönelik ve muvazaalı olduğu anlaşılmaktadır.

DAVA : Davacı Hatice Arslan ve diğerleri vekili Avukat Mustafa Yılmaz tarafından, davalı Ali Çat ve Mehmet Coşkun aleyhine 13.8.2003 gününde verilen dilekçe ile muvazaa nedeniyle bono iptalinin istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 21.1.2004 günlü kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:

KARAR : Dava, muvazaaya dayalı iptal istemine ilişkindir. Yerel mahkemece dava reddedilmiş, karar davacılar tarafından temyiz edilmiştir.

Davacılar, haksız eylem nedeniyle davalılardan Mehmet Coşkun aleyhine tazminat davası açmışlar, dava 15.7.2003 tarihinde davacılar lehine sonuçlanmıştır. Bu karar tarihinden iki gün sonra davalı Mehmet Coşkun'un arkadaşı olan davalı Ali Çat daha önce düzenlendiği iddia edilen 1.10.2001 tarihli bonoyu icraya koymuş, icra emri aynı gün icra dosyası borçlusu Mehmet Coşkun tarafından PTT'den alınmış, ertesi günü borçlu mal bildiriminde bulunarak, dava konusu aracın haczine muvafakat etmiş ve aynı gün borçlu huzurunda aracı haczedilmiştir. Daha sonra derece ve sıra kararı düzenlendiğinde davacılar ilama dayalı bu alacaklarını alamamışlardır. Olayların yukarıda anlatılan gelişim biçimi, icra dayanağı bononun her zaman düzenlenmesinin ve istenilen tarihte vade konulmasının mümkün olması karşısında davalılar arasındaki bono tanzimi ve icra takibi işlemlerinin davacıların alacağını etkisiz bırakmaya yönelik ve muvazaalı olduğu anlaşılmaktadır. Şu durumda davanın kabulü gerekirken, tüm dosya verileri tartışılmadan yazılı gerekçe ile davanın reddi usul ve yasaya aykırı görüldüğünden kararın bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle davacılar yararına BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 27.1.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.

yarx
Old 28-09-2010, 17:16   #5
harkan

 
Varsayılan

sayın Akpunar haksız eylem niteliğinde olan muvazaalı takibin iptalini 3 kişinin dava edebileceğine dair karara istinaden soruyorum ,bu davada görevli mahkeme icra hukuk mu acaba?
Old 02-10-2010, 00:58   #6
BALDIRAN

 
Varsayılan

Kanımca, bono düzenlemek bir hukuki işlem/tasarrufdur. Alacağınızı alamadığınızı geçici/kati acz belgesi ile belgelerseniz, Asliye /sulh hukuk mahkemesinde tasarrufun iptali davası açabilirsiniz ve bonoları iptal ettirebilirsiniz sanırım.saygılar
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
icra dosyası avukat35 Şehirlerarası Nöbetçi Avukat 0 26-10-2009 14:07
muvazaalı icra takibi bengül Meslektaşların Soruları 4 14-07-2009 11:09
icra dosyası inceleme devilslawyer Meslektaşların Soruları 2 18-05-2009 10:55
icra inkar tazminatı aynı icra dosyası ile istenebilir mi? Av.TOLGAA Meslektaşların Soruları 4 03-02-2009 13:14
icra dosyası incelenme urfalı Şehirlerarası Nöbetçi Avukat 1 11-10-2008 12:52


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04269695 saniyede 13 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.