Avukat, Müvekkili İçin Açlık Grevine Girdi

Müvekkili F. S.'nin, eşi tarafından başka bir kadınla aldatılması üzerine açtığı davada, hakimin "hukuka aykırı davrandığını" öne süren ve 15 yıldır avukat olan A.E. açlık grevine başladı.

AVUKAT, MÜVEKKİLİ İÇİN AÇLIK GREVİNE GİRDİ
13:19 26 Mayıs 2009

AYSEL KILIÇ-ELÇİN YILDIRAL

Müvekkili F.S.'nin, eşi tarafından başka bir kadınla aldatılması üzerine açtığı davada, hakimin "hukuka aykırı davrandığını" öne süren ve 15 yıldır avukat olan A.E. açlık grevine başladı. Eyleminin amacının hukuk alanında yaşanan ihlallere dikkat çekmek olduğunu söyleyen Avukat A.E., "Yapacak başka bir şey kalmayınca açlık grevine başladım’" dedi.

Üzerinde cüppesi ile İstanbul Sirkeci Adliyesi’nin Baro Odası’nda tek başına protesto eylemini başlatan Av. A.E., "Bu mağduriyeti Türkiye’de başka bir kadın ya da başka bir erkek müvvekil de yaşayabilirdi. İşte bu nedenle, benim amacım sadece müvekkilimi savunmak değil, yargı alanında yaşanan hukuksuzluğa dikkat çekmek ve bu alanın tartışmaya açılmasını sağlamaktır’’ diye konuştu.
Türkiye’de davaların şansa bırakıldığını belirten Eren, yargı alanında yer alan tüm kesimlerin eğitimden geçirilmesi gerektiğine dikkat çekti. Yetkilileri sorumluluklarını yerine getirmediğini vurgulayan E, ‘’Sadece hukuk istiyorum!’’ sözleriyle Adalet Bakanlığı’na seslendi.

POLİS EYLEMDEN RAHATSIZ OLDU!
Avukat E’in basınla konuşmasından rahatsız olan Sirkeci Adliyesi'nde görevli polisler, "Burada basına demeç verilmez. Yasalara aykırıdır" diyerek, E’in Adliye'deki baro odasından çıkmasını istedi. Ancak E, polisin tavrına karşı "Baro odası baronundur" yanıtı vererek sürdürmeye devam etti. Bunun üzerine Polisler konuyu savcılıkla görüşeceklerini dile getirerek odayı terk etti. İstanbul Barosu Üyesi A.E., 3 gün boyunca, 12.00-17.00 arasında Sirkeci Adliyesi Baro Odası’nda eylemini sürdürecek.

OLAY DAVANIN GEÇMİŞİ
Yurttaş F.S., eşinin kendisini aldatması üzerine avukatı A.E'le birlikte Sirkeci YY Aile Mahkemesi'nde boşanma dava açmış ve boşanma dilekçesine, maddi ve manevi tazminat, çocukların velayeti, çocuklar ve kendisi için tedbir nafakası, yoksulluk ve iştirak nafakası ile tapu kayıtlarına bildirilen taşınmazlara tedbir konulması yönündeki taleplerini de eklemişti.
Ancak Hakim Y, tedbir taleplerini gerekçesiz olarak ret etmişti. Bunun üzerine Avukat Eren, Hakim Y'ı Adalet Bakanlığına şikayet etmiş ve reddi hakim talebinde bulunmuştu.
... Aile Hukuk Mahkemesi'nde talepleri ret edilmesi ve davalı kocanın mallarını elden çıkarmaya başlaması üzerine davacı eş F.S. ve Avukatı A.E., Sirkeci XX Aile Mahkemesi'ne, "Edilmiş Malların Tasfiyesi" davası açmış, fakat bu davada da talepleri gerekçesiz ret edilmişti.
Ret kararına rağmen davacı taraf taleplerini bir çok kez yinelemiş ancak her seferinde olumsuz yanıt almıştı. Bunun üzerine Avukat E., Sirkeci XX Aile Mahkemesi Hakimi X'in hukuka aykırı davranarak müvekkiline zarar verdiğini belirterek açlık grevi yapma kararı aldı.

Kaynak : http://www.birgun.net/actuel_index.php?news_code=1243333163&year=200 9&month=05&day=26

Hiç yorum yapmamak içime sinmedi.

Yorum yapmak istedim, ne yazacağımı bilemedim.

En iyisi yandaki suratlara sığınmak:

Mahkemeler ve hakimler yanlış kararlar verebilirler. Avukat, bu kararlara karşı yasal yolları kullanmalıdır.

açlık grevlerinin artık içeriğinin boşaltıldığını düşünüyorum
olur olmaz her iş ve sorun için bu yol kullanıldı ve artık kamuoyunu ilgilendirmiyor
meslektaşın diğer yolları(şikayet reddi hakim vs.) kullanıp kullanmadığını bilmiyorum (gerçi bu yollarda etkisiz ama) ondan sonra bu yola başvurması anlamlı olabilirdi.
bu arada istanbul barosu nerde?????????

Alıntı: Yazan hülya eren bu arada istanbul barosu nerde?????????

En son Beyoğlu'ndaydı ama...

sanırım meslektaşın eylemi sadece bu olayla bağlantılı değil. yılların biriktirdiği bir tepki olabilir. sonunda da "ben böyle hukuk sisteminin.." deyip, eylemine başlamış olabilir.

Geçenlerde bir gazetede okumuştum, görevi bırakan Adanaspor başkanının yeniden göreve gelmesi için Adana'lı taraftarlar da açlık grevi yapma kararı almışlar(hatta başladılar yazıyordu haberde).

Doğruluğu ayrıca tartışılabilir ama önceleri insanların bireysel ya da toplumsal olarak ses duyurma ve dikkat çekme amaçlı yaptıkları, çoğu kişi tarafından da saygı duyulan bir eylemmiş açlık grevi. Şimdilerde önüne gelenin başvurduğu ve sanırım biraz da ayağa düşen bir eylem görünümünde.

Bir açlık grevi de ben mi yapsam

Sanırım meslektaşın canına tak etmiş 15 yılın birikimi.Hepimiz farkındayız,kanuni olarak herşeyi öne sürsek,bütün yolları denesek de,olayların bir noktada düğümlenerek çabalarımızın boşa gideceğini.Ama avukat ise ünvanımız,öncelikle bizim silahımız olan kanunları sonuna kadar kullanıp( şikayet-temyiz-AİHM v.s.) ondan sonra vicdanımıza ve genel hukuk değerlerimize yapılan ayıbı değerlendirmeliyiz diye düşünüyorum.Fakat 15 yıl boyunca hukukun şahıslara tabi olduğunu göre göre,bir noktaya gelip artık çığlık atan meslektaşı da anlamamak mümkün değil.

müvekkili ile kendisini bu kadar özdeştirmesini anlayamadım,

konu müvekkille özdeştirmek değil ki haksızlığa tahammülsüzlük. tak etmiş demekki.

Avukatlar yol yordam bilirken haksızlığa uğruyor, gördüğü haksızlığa karşı hukuki yolları zorlamak yerine; açlık grevine giriyorsa, biz hukukla alâkası olmayanların adalete olan güven duygusu ne olacak.
Avukat haksızlığa uğradığını düşünmüş açlık grevine girmiş bunu da basın yoluyla duyurmuş. Açlık grevi yapmak yerine hakim'e karşı dava açsa ve yine bunu basın yolu ile bildirseydi; bu açlık grevine girmekten daha etkili olmazmıydı. Hem de insanların adalete olan güven duygusunu pekiştirmiş zedelememiş olurdu.

Alıntı: Yazan avozanvaral müvekkili ile kendisini bu kadar özdeştirmesini anlayamadım,

Değil mi ama? Alt tarafı müvekkil...

Olaya "frofesyonellik" açısından baktığınızda haklısınız. Ama frofesyonelliğin yanına; insani duygular, hukuk ve adalet anlayışı, beklenti ve diğer değerleri koyduğunuzda verilen tepkinin alt yapısını bulursunuz.

Alıntı: Yazan avozanvaral müvekkili ile kendisini bu kadar özdeştirmesini anlayamadım,

Alıntı: Yazan Atahun Değil mi ama? Alt tarafı müvekkil... Olaya "frofesyonellik" açısından baktığınızda haklısınız. Ama frofesyonelliğin yanına; insani duygular, hukuk ve adalet anlayışı, beklenti ve diğer değerleri koyduğunuzda verilen tepkinin alt yapısını bulursunuz.

Sn. Atahun,

Alıntı: Avukatlığın amacı; hukuki münasabetlerin düzenlenmesini, her türlü hukuki mesele ve anlaşmazlıkların adalet ve hakkaniyete uygun olarak çözümlenmesini ve hukuk kurallarının tam olarak uygulanmasını her derecede yargı organları, hakemler, resmi ve özel kişi, kurul ve kurumlar nezdinde sağlamaktır. Avukat bu amaçla hukuki bilgi ve tecrübelerini adalet hizmetine ve kişilerin yararlanmasına tahsis eder.

Meslektaşımın,avukatın kendisini müvekkili ile özdeşleştirmemesi gerektiği üzerine sarf ettiği cümleden anlaşılması gereken budur(Avukatlık Kanunu madde 2)

Meslektaşımızın davranışını doğru bulan ya da onaylamayanlar olabilir. Ama hak arama mücadelesinde tehdit edilen, yaralanan yada yaşamını yitiren avukatlar için hakkını aradıkları hangi müvekkil hangi tepkiyi koymuş. Varsa böyle bir olay bence haber değeri daha yüksek.

Şaka bir yana bence cesurca bir duruş, sonuç almak yada almamak değil olay birşeyleri gözüne daha fazla getrebilmek.

Hukuki olanakları sonuna kadar zorlamak gerektiğini düşünenlerdenim ve sayın Cengiz Aladağ'a katılıyorum.Hakimler yanlış karar verebilirler.Hepimizin başından geçmiştir.Olayın anlatıldığı kadarına vakıfız ama bence açlık grevi veya başka bir protesto yapılmasını gerektirecek nitelikte bir tepkiyi hak ettiğini sanmıyorum.Hakimin kararının yanlış olup olmadığını dahi bilmiyoruz.Ayrıca öyle zamanlar oluyor ki;duruşmadan çıktığımızda sinirden hakim yanlış karar verdi diye ortalığı birbirine kattığımız oluyor.Tabirimi hoş görün bir süre sonra motor soğuyunca aslında kararın yanlış olmadığını bizim derdimizi anlatmakta yanlış bir yol seçmiş olduğumuzun farkına varıyoruz.
Meslektaşımın müvekkili ile bu kadar kendini özdeşleştirmesi tespitine de hak veriyorum.Madem hak kaybı var açlık grevi yapması gereken avukat değil müvekkildir.Gerçi kimsenin açlık grevi yapmasından yana değilim ama...Aman özendirmek gibi olmasın.Yoksa adliyelerde adım atacak yer kalmaz.

Alıntı: Yazan av_fguz Madem hak kaybı var açlık grevi yapması gereken avukat değil müvekkildir.

Belki vekaletname,müvekkilin yerine açlık grevi yapma hususunu da kapsamaktadır

Forumun ilk mesajında edinilmiş mallara ilişkin açılan bir davadan bahsediliyor.. Şimdi size bir soru soruyorum... Ölümle birlikte edinilmiş mallara katılma rejimi sona erer ve rejimin tasfiyesi gerekir. Pekala ben bugün gitsem bi verasetname alsam sulh hukuk mahkemesinden ve tapudan da malları intikal ettirsem mirasçılara buna engel var mı? Yok... E peki mirasçılar arasında eş de olsa ve bu verasetname düzenlemesi ile başlayan ve intikalle sonuçlanan işlem ne kadar doğru.. Bu işlemleri yapmak için eşin katılımına ihtiyaç yok. Bu işlemler bittikten sonra eş ne yapacak.. Hızlı olan mı kazanıyor? Yoksa hakkı olan mı? Kanunu yapıyorsunuz eşin hakkını korumak için, ama nedense bu konuda usul hukuku anlamında bir düzenleme yok. Ne komik. Yanılıyorsam lütfen beni aydınlatın.. İlk mesajda sulh hukuk mahkemesindeki dava dahi reddedilmiş; ortada bir boşanma davası varken ve mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle sona erecekken sulh hukuk mahkemesinin her ne kadar redle sonuçlanmış olsa dahi kesinleşmeyen bir boşanma davasının varlığını dikkate alarak gerekli tedbirleri alması gerekmez mi? Bence meslek içi eğitim önemli arkadaşlar... Kanunların uygulandığı davalar sonucu verilen ilamlar yargıtaya gelmeden, meslek içi eğitim yoluyla önce yeni kanun üzerine bir eğitim verilip, tartışma ortamı açılmamamlı mı? Yorumunuza bırakıyorum...